16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Oyak Genel Müdürü Ulusoy, “Bu, ana işimiz değildi. Bütün iştirakler gibi alınır ve satılabilir” dedi 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Ordunun bankası’ değildik S A N AY İ C İ ENDİŞELİ MURAT KIŞLALI Ölümcül Yüzü “Emperyalizm hiç bu kadar çıplaklaşmamış, ölümcül yüzünü hiç bu kadar açık göstermemişti...” Bu cümleyi Deniz Kavukçuoğlu’nun dünkü yazısından aldım. Tek başına kalsak da ütopyalarımızdan, başka bir dünyaya dair hayallerimizden vazgeçmemek gerektiği görüşüne de tabii ki çok katılıyorum. Ancak 22 Temmuz’da sandık başına gittiğimizde, onun söylemiyle “..kimler bir insanlık suçu olan emperyalizme, onun zemini olan kapitalizme karşı savaşımı öngörüyor? Kim, kimler emeğin özgürlüğünden, emeğin kurtuluşundan, insanın insanı sömürmediği bir dünyadan yana” sorularımızın karşılığı yok. Yine dünkü gazetemizde Güray Öz’ün yazısından bir alıntı; “Türkiye seçime gidiyor. Karanlık bir bulutun, yapışkan bir sisin içindeyiz. Eli silahlı adamlar peşimizdeler. İleri bakıyorum karanlık. Geriye bakıyorum ihanet. Sağda ölüm var. Peki solda ne var? Solum, sol tarafım; varsan, kendindeysen, kendinde kalacaksan.. Deryada çalkalan da dönme yolundan. Dönme, çünkü şeriatçı haramiyle işbirlikçi el ele verdiler. Dönme, çünkü kimi iyi arkadaşlar yolu şaşırdı. Dönme, Hudson’da senaryonun biri bin para. Dönme, memleket elden gidiyor. Dönme, çünkü bu ülkeye gerekli olan yalnızca bir kutupyıldızıdır şimdi.” Ve İlhan Selçuk dünkü Pencere’sini, AKP’nin Saadet Partisi’nden çok daha tehlikeli, kurnaz, gayri milli, Amerikancı.. olduğu saptaması ile noktalamış. ??? Irak’ta içsavaşın en çok kan dökülen günlerini yaşıyoruz. ABD, İngiliz askerleri her tür savaş suçunun işlenmesinin sorgulanmadığı bir operasyonun içindeler. Sözde Irak içindeki terörün kökünü kazımaya çalışıyorlar. Oysa KürtSünniŞii ekseninde giderek şiddetlenen içsavaşta, ABD, emperyalizm yanlısı ve karşıtı ayırım giderek netleşmek koşuluyla kendi içlerinde de en acımasızca çatıştıkları, öldürmede vahşetin sınır tanımadığı boyutlar yaşanıyor. ABD, işgal güçleri yanlısıkarşıtları eksenindeki çatışmalar Sünniler, Şiiler, Kürtler, tüm diğer taraflar içinde de tırmanıyor. Filistin’de içsavaş, kardeş kanı dökme hiç bu kadar boyutlanmamış, ölümüne yaşanmamıştı. Filistin davası gündeme geldiğinden bugünlere, Filistin özgürlük savaşının öncüsü El Fetih, dünkü haberlere göre ABD, AB, İsrail ile anlaşan taraf. Hamas bir yüzüyle radikal kanlı İslamcı terör örgütü, diğer yüzüyle emperyal güçlere karşı direnen güç. Hamas’ın El Fetih yanlısı Filistinlilerle çatışarak kendi kan kardeşlerinin kanı pahasına işgal ettiği bölgede, emperyal güçlerin ambargosu var. Halk hem açlıktan, hem de Hamas’tan kaçmaya çalışıyor.. Afganistan’da Taliban yeniden atağa geçti. Her yerden kanlı çatışma, operasyon haberleri geliyor. Afgan halkı için emlperyal işgalci güçlerden yana olmak ya da radikal İslami Taliban terör örgütü tarafında kalmak gibi, birbirinden daha kötü seçeneksizlik kalıyor.. ??? Ve emperyalizm ölümcül yüzünü bu kadar açık göstermişken BOP projesi kapsamında çizilmiş yeni haritalarda, bütün Ortadoğu ülkeleri gibi Türkiye’nin de ortadan parçalanması öngörülüyor. Erdoğan hükümetinin, Erdoğan, Gül, Arınç’ın bu haritalara ilişkin şöyle bir adam gibi, tavırlı çıkışlarını siz anımsıyor musunuz? Hudson karanlık senaryoları üzerine ise erkeklik damarları kabarmış, söylem üzerine söylem geliştiriyorlar.. Haberin ilk geldiği gün, rastlantı eseri, genel yayın yönetmenimiz İbrahim Yıldız’ın yanındaydım. Kafa karıştırma amaçlı olduğu kanısına vardığım, karanlık senaryonun haber olarak büyütülmesinin yanlış olacağı tezini şiddetle savundum. O arada İbrahim, Zeyno Baran isminin kim olduğunu merak etti. Bilemedim. Sonradan birlikte gazetecilik yaptığım iki arkadaşımın, Ahmet ve Fisun’un çocukları olduğunu öğrendim. Senaryo yeterince kafa karıştırıp kavram kargaşası etkisi yaptıktan sonra, toplantının düzenleyicisi olarak asılsız olduğu, açıklamasını yapmış. Sorumlu gazeteci olduklarını anımsadığım annesi, babası adına biraz içim burkuldu. Bu arada bir dosttan gecikmiş bir uyarı geldi. Bana göre Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na aday çıkararak bir anlamda elini taşın altına koyduğu Gül’ün, hani dinci cumhurbaşkanı kavramına karşı çıkışı medyamızda baş tacı edilmişti ya.. Dinci cumhurbaşkanı kavramını reddediyor, Köşk’e çıkması halinde türbana, Köşk’e yakışan esneklik, uyum getireceği sözünü veriyordu.. Bütün seçim bölgelerinden gelen haberlerde, AKP’nin kampanyalarında mağduru oynarken tabanda öncelikle “dinci cumhurbaşkanı seçtirmediler” propogandasına dayandığı vurgulanıyor. Bu arada Gül’ün kızına türbanlı diploma verme şovu neyin nesi? Dosttan gelen uyarıya göre Gül ailesi bu şovda çok kararlı ve ısrarlı imişler. Diploma töreninin bu yüzden iptal edilebileceği öğrenci ağırlıklı boykot ve karşı çıkışlar sonunda, türbanlı Gül’ün kızına babasının kürsüden diploma vermesinden vazgeçilmiş. Gül’ün anladığı esneklik bu mu? Yoksa nasılsa Cumhurbaşkanlığı suya düştü, yeniden radikal çıkış mı yapmayı yeğledi?.. ? Bankanın satışından gelen 2.7 milyar doların Erdemir’e ilişkin ödemelerle ilgili olmadığını belirten Coşkun Ulusoy, bunu yeni yatırımlarda değerlendireceklerini belirtti. Ekonomi Servisi Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, Oyakbank’ın Hollandalı ING Grubu’na satışına ilişkin olarak düzenlenen basın toplantısında, satıştan elde edilecek fonu enerji başta olmak üzere getirisi daha yüksek alanlarda değerlendireceklerini açıkladı. Ulusoy, “Biz kendi ufak payımızla da olsa yarattığımız değerle Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcıların ülkelerine Türk bayrağını taşıyabileceğimizi ümit ediyoruz. Biz zaten Türkiye’de yatırım yapıyoruz, yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Ama ufkumuzu öteki alanda öteki yönde geliştirebileceğiz’’ dedi. Satışın onaylanması halinde Oyakbank’ın yeni sahibi olacak ING Gurubu Üst Yöneticisi (CEO) Michel Tilmant’ın da katıldığı toplantıda ilk sözü alan Ulusoy, banka ile ordu mensupları arasındaki ilişkiyi, “Oyak orduya ait değil. Orduda çalışanların kurduğu sosyal yardımlaşma kurumu. Ordu iktisadi bir şey yapmıyor, sınırları bekliyor. Biz ordu mensuplarının gelirlerini değerlendiriyoruz. Bütün iştirakler gibi ihtiyaca, stratejilere bağlı olarak alınır ve satılabilir. Bu insanlar maaşlarını kazandıktan sonra kanunlar çerçevesinde bunu bir yerlere koyup ‘Biz emekli olduğumuz zaman bize emekli maaşı ver’ diyorlarsa, bunu yapıyor olmamızın yanlış olduğunu düşünmüyoruz. Aynı şeyi Emekli Sandığı da yapıyor” dedi. Ulusoy, özetle şöyle devam etti: “Erdemir’i aldıkları için bu bankayı satıyorlar, düşüncesine de lütfen kapılmayın. 2005 yılı başlarında bankayı şartlar oluşursa satabileceğimizi açıklamıştık. Biz 2001’de krize rağmen Oyakbank’ı almaktan korkmadık. Ortaya ko ANKARA Oyakbank’ın Hollandalı ING’ye satışının tamamlanmasıyla yabancıların bankacılıktaki payı, kamudan sonra yerli özel sektörün de önüne geçerken bazı sektör uzmanları bankacılıktaki yabancılaşmayı şöyle değerlendirdi: Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren: Tüm bankacılık sektörünün yabancıların eline geçmesi halinde artık uluslararası rekabetle ilgili bazı menfaat çatışmaları olursa o bankaların kendilerinin grup şirketlerini kollayacakları konusunda endişeler var, bunlar yaşanmış. Bir kısım bankaların bırakın yabancılara satılmasını, kamu bankası kimliğinde kalması gerektiğini düşünüyoruz. Ziraat Bankası’nın yabancılara satılmasını görmek istemem. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı: Bankacılıkta yabancılaşmanın olumsuz yanı yok. Hatta Oyakbank’ın satışını, bu konuda aklın her şeyin üstünde hareket ettiğinin işareti olarak görüyorum. Yerli bankalar, varlıklarına oranla bazı sektörlere yabancılardan daha fazla yoğunlaştıkları için biraz zarar etmeyi ve bu sektöleri yaşatmayı tercih edebilirler ama o durumda da serbest piyasada o boşlukları doğuracak alanlar üreyecektir. Adana Sanayi Odası Başkanı Ümit Özgümüş: Oyakbank’ı alan ING’ye “Batman’ı kalkındırmak için şöyle paket hazırladım siz de destekleyin” derseniz gülerler. 2001’de bankacılık ile sanayinin kriz toplantılarına girdik. Bazı milli bankalar, krizde daha çok zarar edebilecekleri durumda oldukları halde Hazine’nin, kendi aleyhlerine olan taleplerini kabul ettiler ve bu krizden çıkış sürecini hızlandırdı. Sektör yabancıların elinde olsa bunu yapmazlardı. Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy ile Oyakbank’ı alan ING Grubu Üst Yöneticisi Michel Tilmant dün ortak bir basın toplantısı yaptılar. ‘Onlar kısıtlıyor, biz açıyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Gaziantep Milletvekili Abdülkadir Ateş, yabancıların bankacılıktaki paylarının eski Doğu Bloku ülkelerinde yüzde 100’lere yaklaştığını, Meksika’da yüzde 82, Arjantin’de yüzde 48, Şili’de yüzde 45, Peru’da ise yüzde 47’ye çıktığını belirterek “Ama aynı oran Almanya’da yüzde 5, İtalya’da yüzde 8, İspanya’da yüzde 10, Hollanda’da yüzde 11. Daha yüksek olanlarda Danimarka’da yüzde 17, Avusturya ve Fransa’da yüzde 19, nulan inanç ve iddia 2.7 milyar dolarlık bir değerin oluşmasına yol açtı. İnşallah gün gelir doğru algılanır. Ben bu bankayı isteseydim kendi paramla da alırdım. Bizim buraya ödediğimiz para, o günün parası ile 50 milyar, şimdi 3 bin 500 kişiye iş vermişim, bugün 5 bin 500 kişi olmuşuz. Bir değer yaratılıyor ve milletler arası boyutta değer kazanıyor.’’ Ancak Ulusoy, gazetecilerin “2005’te yabancı sermayeye karşı olduğunuzu söylemiştiniz. Bu, yaptığınız satışla çelişmiyor mu’’ Yunanistan’da ise yüzde 20’nin altında” dedi. Ateş “Latin Amerika’da yabancılar devreye girdikten sonra banka sayısı üçte bir oranında azaldı. Yabancılaşma oranı Meksika’da yüzde 82, Arjantin’de yüzde 48, Şili’de yüzde 45, Peru’da yüzde 47’ye ulaşmıştı” dedi. CHP’li Ateş, “Yerli bankaların yabancılara satılması iyi bir şey ise Almanya başta olmak üzere ‘gelişmiş Avrupa’ ülkelerinin hükümetleri çok mu aptallar ki, bankalarının milli sermaye elinde kalması için uğraşıyorlar” diye sordu. Ulusoy, “Bu sözlerimin sonuna kadar arkasındayım. Burada gördüğünüz gibi benim söylemediğim, mesela ‘Milli kuruluşlar yabancı sermayeye satılmamalı’ diyen bir Oyak yönetiminin sözleri filan değil bunlar. Var mı öyle ‘Milli kuruluşlar yabancı sermayeye satılmasın’ diyen bir cümle? Bazen bunları gördüğüm zaman da üzülüyorum’’ dedi. Toplantıda söz alan ING’nin CEO’su Tilmant da “Oyakbank 12 ay içinde ING adını alacak, şube sayısı 450’lere çıkarılacak” dedi. sorusu üzerine, Antalya’daki toplantıda “sohbet olsun diye” kendi şahsi görüşünü açıkladığını belirterek kayda geçmesi bakımından, “Telekom, Tüpraş ve Erdemir’in özelleştirilmesini istemiyorum. Bunlar stratejik kuruluşlar. Eğer satılacaksa, muhakkak ki bizlerin elinde olsun. Bugün özelleştirmeye giden kurumların birçoğu devlet kurumları. Sanki Türkiye devleti ‘ben istemiyorum, başka devletler var mı, buyrun alın’ diyor’’ ifadelerini içeren yazıyı cebinden çıkararak okudu. Yurtdışındaki şirketlerin bankacılıktaki payı yüzde 40’ı, sigortacılıkta ise yüzde 70’i aştı Ekonomi yabancıların elinde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Oyakbank’ın satılmasıyla, bankacılıkta yabancı sermaye payı yüzde 40’ın üstüne çıkarken, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu sigorta sektörünün 10 büyük şirketinin 7’sinde de yabancı şirketlerin hâkim ortak konumuna geldiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, “Sektördeki yabancı payı yüzde 70’e ulaştı” dedi. Hazine verilerine göre Türkiye’ye 2006 yılında gelen 17 milyar 817 milyon dolarlık yabancı sermayenin yüzde 39.3’ü finansal aracılık, yüzde 37’si de taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörlerine girdi. Bilkent Oteli’ndeki “Sigortacılıkta Yeni Dönem” panelinde konuşan Hisarcıklıoğlu, yabancıların sigortacılığa bu kadar ilgi göstermesinin iki nedeni olduğunu belirterek “Birincisi Türkiye’de sigorta sektörünün milli gelir içindeki payı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında epeyce geri. Öte yandan ülkemiz genç bir nüfusa sahip olduğundan emeklilik sigortaları büyük potansiyel vaat ediyor” diye konuştu. Hazine Müsteşarlığı’nın, geçen hafta içinde yayımlanan “Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2006 Yılı Raporu”na göre 2006’da finansal aracılık sektörüne 7 milyar dolar, taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörüne ise 6.6 milyar dolar yabancı sermaye girişi oldu. Bu iki sektörü yüzde 10.4’lük payıyla 1.8 milyar dolar yabancı sermaye girişi olan imalat sanayi ile yüzde 6.5’luk payıyla 1.1 milyar dolar giriş olan toptan ve perakende ticaret sektörleri izledi. Hazine Raporu’na göre yabancı yatırımların yüzde 95’i İstanbul’a yapıldı. Çokuluslu şirketlerin Türkiye’ye bu ilgisine karşın, yabancıların 2006’da Türkiye’de yaptıkları yeni yatırımlar 1.8 milyar dolarda kaldı. Türkiye’de 1954’ten bu yana toplam 16 binin üzerinde yabancı şirket kurulurken, bunların yüzde 60’lık bölümü AKP döneminde faaliyete geçti. [email protected] SARIYER İCRA DAİRESİ MENKUL HÜKMÜNDE GECEKONDU AÇIK ARTIRMA İLANIDIR DOSYA NO: 20061832 TALİMAT Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı bulunan menkul mal hükmünde gecekondu satışa çıkartılmıştır. Birinci açık artırma 18 TEMMUZ 2007 günü saat 10.30 11.00 arası SARIYER, İCRA DAİRESİ’NDE yapılacaktır. O gün, kıymetlerinin %60’ına istekli çıkmadığı takdirde, 23 TEMMUZ 2007 günü SARIYER İCRA DAİRESİ’NDE Saat 10.30 11.00 arası ikinci artırma yapılarak satılacaktır. Şu kadar ki; artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ı bulmasının ve satış bakiyesinin alacağını rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden belirlenecek KDV, ihale damga resmi, teslim masraflarının (vasıta ise tescil ücretleri de) alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği, satışa katılmak isteyenlerin muhammen değerin %20’si oranında nakdi veya milli bir bankanın teminat mektubunu veya döviz veya teyidi yapılmış milli bir bankanın bloke çekini vermelerinin şart olduğu, masrafı verildiği takdirde, şartname bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, (x) fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 18.06.2007 GECEKONDU ÖZELLİKLERİKAYIT VE DEĞERİ MUHAMMEN DEĞERİ: 22.08.2006 tarihinde 4.500,00 YTL. bedel takdir edilmiştir. EMLAK BEYAN BİLGİLERİ: SARIYER, Bahçeköy Belediye Başkanlığı İdari ve Mali İşler Müdürlüğü’nün 11.05.2007 günlü yazısı ile söz konusu gecekondunun 102490 sicil ile ada ve parsel belirtilmeksizin, tapusuz olarak borçlu tarafınca emlak beyanı verilmiş olduğu bildirilmiştir. GECEKONDUNUN HALİHAZIR DURUMU: Enkazının satışı konu edilen yer, Sarıyer İlçesi, Kocataş Mahallesi, Bağlar Yolu Sokak, No 62 adresinde ‘tek katlı gecekondu’dur. Yöreye ait olan 1/1000 ölçekli, F 22 d 06 c 1 d nolu Halihazır ile yapılan çalışmada, borçlu kullanımındaki gecekondunun temin oturumunun 60,00 m2 olduğu ve tamamının 653 Ada, 21 Parsel sınırları içinde kaldığı belirlenmiştir. Belirtilen parselin İST. Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına kayıtlı olduğu ve üzerinde ruhsatsız, projesiz, tapusuz ve denetimsiz yapılan yüzlerce gecekondu vasıflı binaların bulunduğu görülmüş, satışa konu edilen yapının ise 10 yıl kadar öncesi borçlu tarafınca yapıldığı, tek katlı ve yığma karakterli, çatısı eternit kaplı, demir korkuluklu, pencere doğramaları II. Sınıf ahşap, dış cephesi sıvalı ve kireç boyalı, etrafı tel çitle çevrili bir bahçesi bulunduğu tespit edilmiştir. İçinde halihazırda oturan bulunmadığı gözlemlenmiştir. Yer 2 Oda, Hol, BanyoWC bölümlerinden oluşmuştur. Banyo ve holün zemin döşemesi çini mozaik, odaları marley kaplı, tavanı ise tel sıvalıdır. Arz maliki İst. Büyükşehir Belediye Başkanlığı bulunduğundan, borçlu tarafınca kaçak yapılmış yapının, enkaz haczi uygulanmakla, satın alacak olan borçlunun leyhine veya aleyhine oluşmuş veya oluşacak haklarına halef olacaktır. Diğer detaylı bilgilerle yerin mahallen çekilmiş fotoğrafları dosyada mevcuttur. (Basın: 33683) Dosya No: 2003/425 Talimat Satılmasına karar verilen taşınmazın: Cinsi ve niteliği: Bodrum ilçesi, Yahşi köyü, Hortma mevkiinde, 3/2 pafta, 492 parsel, 4497,00 m2 miktarlı 20/160 arsa paylı, A Blok 4 nolu Dubleks mesken (kat irtifakına göre). Kıymeti: 225.000,00 YTL. İmar Durumu: Taşınmaz için Ortakent belediyesince verilme 13.07.2005 tarih ve 2005/3332/571 sayılı imar durum belgesine göre; 1/1000 ölçekli uygulama imar planında Turizm+II. Konut alanında kalan taşınmazda, konut için maksimum KAKS%15’tir. Net imar parselidir. Önemli Özellikleri: Parsel üzerinde toplam 11 adet dubleks mesken bulunmaktadır. İşbu meskenin yer aldığı site PETUNYA sitesi olarak bilinmektedir. Bodrum şehir merkezine takribi 13 km.’dir.Yahşi sahiline ise 200 metre mesafededir. Binaların bulunduğu arazi, taban arazi özelliğinde olduğu için, deniz manzarası yoktur. Civar parsellerindeki deniz sırasındaki parsellerde turizm tesisleri bulunmaktadır. Değer tespitine konu işbu A Blok 4 nolu dubleks mesken zemin katta, açık mutfak salon ve WC, üst katta ise iki yatak odası, banyo WC’den oluşmaktadır. Binanın toplam inşaat alanı proje bilgilerine göre 92,67 m2’dir. Kapı pencere aksamı ahşap, zeminler seramiktir. Bina iskân edilmektedir. Kısmen bakımsızdır. Site oldukça bakımlı çevre düzenlemesi, bahçe tanzimi yapılmış. Site içi yollar taş kaplama olarak düzenlenmiştir. Sosyal Tesis olarak sitenin yüzme havuzu bulunmaktadır. Satış şartları: 1) Satış, 06.08.2007 günü saat 10:3010:40 saatleri arasında Bodrum 2.İcra Müdürlüğünde, açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 16.08.2007 günü 10:3010:40 saatleri arasında yine aynı yer Bodrum 2. İcra Müdürlüğünde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecekir. 2) Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, KDV ve tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaklardır. 4) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başka bilgi almak isteyenlerin 2003/425 Talimat sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 05.06.2007 (İc.İfl.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Adlarına tebligat yapılamayan ilgililere gazete ilanı tebligat yerine geçerlidir. (Basın: 33652) BODRUM 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI KDZ. EREĞLİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN 2006/2899 DOSYA NO: 2006/2899 ALACAKLI: BERRİN KAZGÖL VEKİLİ: AV . MEHMET ÜNAL BORÇLU: PERİHAN KÖMÜR Orhanlar mah. Tokmaklar sk. Ceylan Apt. 14/101, KDZ. EREĞLİ BORÇ TUTARI: 2.016.50 YTL. (masrafsız) TAKİP KONUSU: Kambiyo senetlerine mahsus takip yolu SENET TARİHİ: 12.04.2006 vadeli 1.000,00 YTL. ve 12.05.2006 vadeli 1.000,00 YTL bono. Borçlunun bildirilen adresine tebligat yapılamamış, savcılık marifetiyle yapılan zabıta araştırmasında açık adresi tespit olunamadığından, bu kere işbu 10 örnek ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Karar gereği, yukarda yazılı borç ve masrafların işbu ödeme emri tebliğinden itibaren, 10 günlük kanuni süreye 15 gün eklemek kaydıyla, 25 gün içinde ödemeniz, takibin dayanağı senet kambiyo senedi niteliğine haiz değilse, 5 günlük kanuni süreye 15 gün eklemek suretiyle, 20 gün içinde Tetkik Merciine şikâyet etmeniz, takip dayanağı senet altındaki imza size ait değil ise yine 5 günlük kanuni süreye 15 gün ilavesiyle, 20 gün içerisinde ayrıca ve açıkça bir dilekçe ile tetkik merciine bildirmeniz, aksi taktirde kambiyo senedindeki imzanın sizden sadır sayılacağı, imzanızı haksız yere inkâr ederseniz, takip konusu alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum edileceğiniz, borçlu olmadığınız veya borcu itfa veya ihmal edildiği veya alacağın zamanaşımına uğradığı ve yetki hakkındaki itirazınız varsa, bunları sebepleri ile birlikte 5 günlük süreye 15 gün ilave edilerek, 20 gün içerisinde tetkik merciine bir dilekçe ile bildirilerek, merciden itirazın kabulüne dair bir karar getirmediğiniz taktirde, cebri icraya devam olunacağı, itiraz edilmediği veya borç ödenmediği takdirde 10 günlük süreye 15 gün ilavesiyle 25 gün içerisinde İİY’nın 74. maddesi gereğince mal beyanında bulunmanız, bulunmazsanız hapis ile tazyik olunacağınız, hiç mal beyanında bulunmaz veya hakikate aykırı beyanda bulunursanız, ayrıca hapisle cezalandırılacağınız ihtar olunur. 12.06.2007 (Basın: 33204) T.C. GAZİANTEP 2. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO: 2006/761 Davacı Fatma Çiftçi vekili Av. Metin Kınacılar tarafından, Davalı İmam Çiftçi aleyhine açılmış bulunan Boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararı gereğince: Davacı Fatma Çiftçi vekili dava dilekçesinde özetle müvekkili ile davalının 1989 yılında evlendiklerini, bu evlilikte 3 tane çocuklarının olduğunu, davalı ile evliliklerinin ilk yılından beri geçinemediklerini, davalının 1993 yılında müşterek haneyi terk edip, bir daha müşterek konuta gelmediğini, nerede olduğunuda bilmediğini, kendisini ve çocuklarını arayıp sormadığını, müşterek çocukların halen kendisinin yanında olduğunu, müşterek çocuklar 1989 D.lu Tülay, 1992 D.lu Müslüm Çiftçi’nin velayetinin kendisine verilmesini, kendisi için her hangi bir nafaka ve tazminat talebinin olmadığını, velayeti kendisine verilecek çocukların her biri için aylık 100 Ytl.’den 200 Ytl. Tedbir ve devamında iştirak nafakasına ve boşanmaya karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İmam Çiftçi’nin bulanabileceği yer olarak, bir çok adres verildiği, bu adreslere gönderilen davetiyelerde bu adreste bulunmadığının, nerede olduğunun bilinmediğine dair, şerh verildiği ve yeni adresi ise zabıta araştırmasında, tebliğe yarar açık adresi tesbit edilemediğinden, dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğine karar verilmiş olmakla, davalı Hüseyin ve Tümey’den olma 1964 D.lu İMAM ÇİFTÇİ’nin mahkememizin 2006/761 esas sayılı dosyasının duruşma günü olan 31.07. 2007 günü, saat 09.00’da mahkememizde bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, aksi takdirde yokluğunuzda karar verileceği hususu, davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 33642) CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle