16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 HAZİRAN 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Türkiye Yatırım Danışma Konseyi’nin 4. toplantısına katılan CEO’lardan ‘destek’ mesajı geldi 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bu yıl da gönül aldılar İyimserlik saçtılar American International Group (AIG) Başkan Yardımcısı Jacob Frenkel, Türkiye hakkında çok iyimser olduklarını ve burada uzun yıllar kalmayı planladıklarını söyledi. Mango’nun başkanı ve kurucusu Isak Andıç Ermay, 2007’de Türkiye’ye 30 milyon Avro yatırım yapacaklarını söyledi. Iskar Ltd. Kurucu ve Şeref Başkanı Stef Wertheimer, insanların Türkiye’ye yatırım yapmakla daha fazla ilgilendiğini söyledi. Eldorado Gold Corporation Üst Yöneticisi (CEO) ve Başkanı Paul N. Wright, 2008 için Türkiye’de 100 milyon dolarlık yatırım yapmayı planladıklarını söyledi. Citi Kurumsal Bankacılık Yönetim Kurulu Başkanı Michael Klein, Türkiye’nin çok az sayıda kişinin tahmin edebileceği büyük bir başarıya ulaştığını belirtti. Toyota Motor Corporation Toyota Avrupa Yönetim Kurulu üyesi Yoshimasa Ishii, şu anda orta ve uzun vadeli planlarını belirleme aşamasında olduklarını ifade etti. Fiat SPA CEO’su Sergio Marchionne ise Türkiye’ye ilişkin herhangi bir endişe duymadıklarını kaydetti. Ekonomi Servisi Türkiye’deki yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla oluşturulan Türkiye Yatırım Danışma Konseyi 4. Toplantısı’na katılan uluslararası dev şirketlerin üst düzey yöneticilerinden bu yıl da Türkiye’de doğrudan yatırıma yönelik net projeler gelmezken Türkiye’ye olan güvenin tam olduğu mesajını verdiler. Toplantıya katılan yabancı şirketlerin üst düzey yöneticileri ağırlıklı olarak Türki Cenazeler... Ana haberler cenaze törenleri, görüntüleri oldu. Ardı arkası kesilmiyor, kesilecek gibi de gözükmüyor.. Arada bir Irak’tan, Filistin’den, Lübnan’dan, Afganistan’dan gelenleri atlıyorduk. Oralardan da günde ölenler sayısı onları katlamaya başlayınca, haberleri görüntüleri atlanamaz oluyor. Tabii ki ateş düştüğü yeri yakıyor. Ölenler kendi askerlerimiz olunca, her gün ölüm haberleri, arkasından cenaze töreni haberleri gelmeye başlayınca, seçimler bile gündemin arka sıralarına itiliyor. Medyamızın görmezlikten gelerek teröre prim vermeme stratejisi de suya düşüyor.. Can parçalarını kaybetmiş insanların ağıtlarını yansıtan görüntülerin ardından, haberleri magazinle renklendirmeye kalkışmak alabildiğine rüküş, göze batan bir hal alıyor... İçinde bulunduğumuz koşullarda, PKK terörünü tırmandıran gerçekleri, arkasındaki güçleri görmemezlikten gelme, hafife alma çabaları, can parçalarını kaybetmiş insanların ağıt yakan görüntülerinin ardından haberlere sokuşturulan magazin görüntüleri kadar çirkin, sırıtıyor, mide bulandırmaktan öte öfke uyandırıyor.. Hele de ortalıkta hırsız yokmuş gibi soyulanı suçlamaya çalışan üslup ve yaklaşımlar, üretilen komplo teorileri var ya... Barzani pervasızca PKK’nin üstüne gitmelerinin istendiğini ama bunu yapmayacaklarını açıklıyor. ABD, her perdeden resmi açıklamalarla Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmemesi notaları veriyor.. ABD resmi kaynakları bile bu koşullarda Barzani’nin açıklamasını densiz bularak önlem alma sorumluluğunun kendisine ait olduğu hatırlatmasını yapma gereğini duyuyorlar.. Bizim sahibinin sesi, emperyalizmin satılık sözcüleri, yorumcuları, birbirinden daha çok sırıtan komplo teorileri üreterek kafa karıştırmanın peşinde koşmaktan vazgeçmiyorlar. ??? “ABD, Irak’tan güçlerini çekerken, kendi yarattığı, otonominin ötesinde bağımsız askeri güç ve yönetimle donattığı Irak Kürdistanı’nın güvenliğinden kaygı duyuyormuş. Son terör eylemleri ile Türkiye tahrik edilerek, ABD gizli desteğinde Kuzey Irak’a girilmesi sağlanacakmış. TSK Kuzey Irak’a girince bölgenin silahlı güç sorumluluğu Türk askerine devredilmiş olacakmış...” “Daha yaygın, üstü kapalı vurgulamalarda ise patlayan terör eylemlerinin arkasında PKK yokmuş gibi davranılıyor. Dış destekçileri Barzani, Talabani, AB, ABD parmağı da yok gibi. Tabii eylemci kimlikleri, donanımları, silahları, para ağı ilişkileri.. kanıtlı ortada dururken, tetikçilerin PKK terör örgütü ile ilişkilerinin olmadığı savlanamıyor. Ancak en yaygın olarak teröre karşı mücadelede yanlış stratejilerin uygulandığı, acemi askerlerin kurbanlık gibi öne atıldıkları, PKK’nin Türkiye’ye sızmasında yeterli önlem alınmadığı, etkin eğitimli güçle karşı çıkılmadığı.. anlamında TSK’yi hedef alan eleştirilerin ardı arkası kesilmiyor. Daha üstü kapalı, bir adım öteye gidebilenler ise patlayan terörü, provokasyon olarak değerlendirip, seçimlerin, AKP iktidarının hedef alındığını varsayabiliyorlar. Ankara’da patlayan bombanın bile, her gün patlatılan ABD, AB orijinli, uzaktan kumandalı mayınların, çatışmaların arkasındaki provokatif gücün, içerden, darbecilerin ürünü olduğu imajını verebiliyorlar..” ??? Sahibinin sesi medya güçleri, yorumcuları, satır aralarından imaj, bilinçaltı yaratma yöntemleriyle kafaları bu kadar karıştırmanın çabası içinde çırpınırlarken ateşin düştüğü yerlerde olup bitenler nasıl algılanıyor? Cenaze törenleri ateşin düştüğü yerdeki algılamaların en çıplak aynası.. Dün en sessiz olanını, İstanbul Levent Camii’nden kaldırılan cenaze törenini yakından izledim. Haberlerde duyurulmadığı için dışardan katılımın belki de en az olduğu, göreceli sakin geçen bir cenaze töreni idi. Sessiz izleyen, cenaze geçerken alkışlayan, ağlayan insanların birbirleri ile konuştuklarını, değerlendirmelerini duymak, algılamak gerekiyor... Onların kafaları, olup bitene ilişkin hiç de karışık değil; ölene, savaşana, bedel ödeyenlere saygıları, minnet duyguları çok yüksek. PKK terör örgütünün arkasındaki güçlere, Türkiye’ye yönelik senaryolar, tehditlere ilişkin yargıları da çok net. AKP yönetimini teslimiyetçi politikaların sahibi olarak suçluyorlar. Siyasal İslamcıların teröre karşı durmadıkları gerçeğinin altını çizmekten, cenazelerin acısını paylaşmayan, terörü kınamayan tarafları saymaktan geri durmuyorlar. AKP’ye oy verecek seçmene, kafa karıştıran medyaya yönelik de öfkelerini biliyorlar.. Elbette cenazeye katılan ya da tesadüfen oradan geçerken saygısını göstermek üzere duranlardan söz ediyoruz. Ancak ülke çapında bu değerlerle düşünenlerin sayısının giderek, katlanarak artmakta olduğunu da unutmamak gerek... [email protected] ? Uluslararası dev şirketlerin üst düzey yöneticilerinden bu yıl da Türkiye’de doğrudan yatırıma yönelik net proje pek gelmedi. ye’nin iş gücü piyasası ve kayıt dışı ekonomiyi konuşurken yapısal reformların devam etmesi ve durmaması konusunda görüş bildirdiler. Yatırım Danışma Konseyi’nin 4. toplantısı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Ali Babacan, uluslararası 21 şirketin üst düzey temsilcileriyle TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TİM Başkanı Oğuz Satıcı ve YASED Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Uysal’ın katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. Erdoğan konuşmasında son birkaç yılda Türkiye’nin büyük kalkınma ve büyüme süreci yaşadığını belirterek Türkiye’nin cazibesini artırdığını, itibar çıtasını da oldukça yükselttiğini söyledi. Erdoğan güçlü bir ekonominin en önemli teminatının güçlü bir demokrasi olduğunu belirterek “Demokratikleşmeyle tam bir hukuk devleti olma yolundaki kararlılığımız, Türkiye’nin her alanda her sektörde elde ettiği başarıların teminatıdır” dedi. Kayıt dışı ekonomiyi konuştular TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı’na katılan yatırımcıların siyasal konulardan çok ekonomi ağırlıklı konuştuğunu belirtti En çok hangi konunun üzerinde durulduğuyla ilgili olarak Hisarcıklıoğlu, işgücü piyasası ve kayıt dışı ekonominin konuşulduğunu, kendilerinin Türkiye’nin yapısal reformlara devam edeceğini, reformların durmayacağını ifade ettiklerini söyledi. Hisarcıklıoğlu, yapısal reformların devam etmesi, durmaması gerektiğine işaret edildiğini, kendilerinin de bunu söylediğini vurguladı. 21 üst yönetici katıldı Toplantıya katılan uluslararası kuruluşların üst düzey yöneticileri arasında şu isimler yer aldı: IMF I. Başkan Yardımcısı Lipsky, Dünya Bankası Bölgesel Başkan Yardımcısı Katsu, Alshaya CEO’su Alshaya, AIG Başkan Yardımcısı Frenkel, Benetton CEO’su Dominioni, GE Money CEO’su Cary, Hyundai Motor Başkanı Kim, Indesit Company CEO’su Milani, Mango Başkanı Isak Andic Ermay, Metro Group Üst Yöneticisi ve Başkanı (CEO) HansJoachim Koerber. M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U serbet pazar ekonomisini uygulayacağını söyleyen her parti özelleştirmeyi savunmak durumundadır.) Özelleştirmelerin kamuoyu desteği ile şeffaflık ilkelerine uygun olarak yapılacağını öngörmektedir. Özelleştirme sonunda piyasayı düzenleyici kurumlar oluşturulacağı belirtilmektedir. MHP’nin kamu maliyesi ile ilgili radikal hedefleri vardır. Bütçe esnekliğini bozan kamu harcamalarında etkinlik sağlanacaktır. Kamu yatırımları altyapı yatırımları ile sınırlandırılacak, diğer yatırımların özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi teşvik edilecektir. Kamu personeli sayısı nisbi olarak azaltılacak, personel istihdamının özel sektöre kaydırılması teşvik edilecektir. Tarımda çiftçinin mağduriyeti önlenecektir. Kamu gelirlerinin sağlam olması ve kamu harcamalarını karşılaması sağlanacaktır. pamukm?superonline.com Serbet pazar ekonomisi MHP’nin de kabul ettiği modeldir. MHP de diğer partiler gibi serbest pazar ekonomisini savunmaktadır. Ancak bu pazarda tekelci oluşumlar ve haksız rekabet olmamalıdır. Kamu, bu piyasada yol gösterici, düzenleyici ve denetleyici faaliyetleri ile yer almalıdır. Özel sektörün girişimcilik gücünün desteklenmesi gerektiğine inanmaktadır. Dünya ekonomisi ile bütünleşmeyi kabul etmekte, ancak Türkiye’nin bu ekonomide belirleyici olmasını istemektedir. Bilgi toplumuna geçişi hedeflemekte, ülkemizin bilgi ve teknolojiye çok önem vermesi gerektiği inancı ile kolay ve spekülatif kazanç sağlayan ranta dayalı tüketim ekonomisi yerine teknolojik gelişmeyi, verimliliği ve istihdamı esas alan üretim ekonomisinin oluşmasını temel hedef olarak kabul etmektedir. Bu belirtilenlerin yapılması için yapısal reforma gidileceğini öngörmektedir. Büyüme MHP’nin olmazsa olmazlarındandır. Küresel güç olmak için sürdürülebilir büyüme şarttır. Yüksek enflasyona ve dalgalı büyümeye yol açan kamu açıkları mutlaka kapatılmalıdır. MHP globalleşmeye karşı değildir. Ancak Türk markalarının Türk bayrağını taşıyacakları bir “ekonomik milliyetçilik” anlayışına sahiptir. (Sevgili okuyucular burada kastedilen Türk milletinin menfaatlarına uygun ve ona öncelik veren bir ekonomik anlayıştır.) Türk malı dünyada boy göstermelidir. Bunu sağlamak için gerekli tüm desteklerin sağlanacağı vaat edilmektedir. Yatırım üretim ihracat bütünlüğü sağlanarak sürdürülebilir ihracat artışının gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Hayali ihracata fırsat verilmeyeceği, elektronik ticaretin artırılacağı öngörülmektedir. MHP yabancı sermayenin gelişine karşı değildir. MHP’nin Ekonomi Anlayışı (1) MHP yabancı sermayenin ülkemize çekilmesini istemektedir. Ancak gelecek sermaye uluslararası rekabet gücüne sahip yüksek katma değerli mal ve hizmet üretmeli, ileri teknoloji transferi gerçekleştirmeli, istihdam artışını sağlamalı, yönetim kapasitesi ve işgücü kalitesinin artmasına katkıda bulunmalıdır. MHP bu ölçütler yanında yabancı sermayenin milli mefaatları gözeten, çevreye ve insana saygılı, Türk yasalarına uygun hareket anlayışında olmasını şart koşmaktadır. Özelleştirme MHP’nin önemli ekonomik araçlarından biridir. Özelleştirmenin kamunun serbet piyasaya müdahalesini azaltmak için şart olduğuna inanmaktadır. (Değerli okuyucular yukarıda belirttiğimiz gibi serbest piyasa ekonomisinin başarılı olabilmesi için kamu sahipliğindeki aktiflerin ve işletmelerin özel sektöre transfer edilmesi şarttır. Bu nedenle Vergi oranları düşürülecek, vergi çeşidi azaltılacaktır. Vergi adaleti sağlanacak, bunun için kayıt dışı ekonomi asgari düzeye indirilecektir. Kamu taşınmazları masraf yeri olmaktan çıkartılıp ekonomiye kazandırılacaktır. Fonlar tasfiye edilerek bütçe birliği sağlanacaktır. Yeni “Borçlanma Kanunu” çıkartılarak borçlanmalar yeni esaslara bağlanacaktır. Ayrıca Borç İdaresi yeniden yapılandırılacaktır. Bankalar kamuya borç veren kurumlar olmaktan çıkartılıp kârlı ve verimli yatırımları finanse eden kurumlar haline getirilecektir. Kaynak maliyetleri düşürülerek, yurtiçi tasarrufların ülke içinde kalması sağlanacaktır. Sermaye piyasaları derinleştirilerek sermayenin tabana yayılması sağlanacaktır. Mali sistemin istikrarı sağlanarak vatandaşın tasarrufları güvence altına alınacak, bunu yaparken şeffalığa önem verilecektir. İSTANBUL KADIN KURULUŞLARI BİRLİĞİ Ulusal Bütünlüğümüze Yönelen Terörü Nefretle Kınıyoruz Hain saldırılarda yaşamını yitiren şehitlerimize Tanrı’dan rahmet; ailelerine ve ulusumuza başsağlığı; yaralılara acil şifalar diliyor; Devletimize, milletimize, bayrağımıza sahip çıkma konusunda, ülkenin bütünlüğünden, ulusun birliğinden, laiklik, demokrasi ve barıştan yana olan herkesin EL ELE vererek gericiye bölücüye dur diyeceğine inanıyoruz. İKKB – Koordinatör: Nazan Moroğlu; Kadın Araştırmaları Derneği, İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, Türk Kadınlar Birliği İstanbul Şb.,Türk Kadınlar Birliği Adalar Şb., Türk Kadınlar Birliği Kadıköy Şubesi; Türk Hukukçu Kadınlar Derneği, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu, Boğaziçi Soroptimist Kulubü; Çağdaş Eğitim Vakfı, Fatih Kız Liseliler Derneği, Kadın İşgücü İstihdamını Destekleme Derneği, Ada Dostları Derneği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Notre Dame De Sion’lular Derneği, Kutup Yıldızı Hareketi Derneği, Türk Anneler Derneği İstanbul İl Merkez Şb., Kadın Haklarını Koruma Derneği, Üniversiteliler Eğitim ve Kültür Vakfı; Florence Nightingale Hemş. Yüksek Okulu Mez. Der., Cerrahpaşa Tıp Fak. Hemşireler Derneği, Zonta İş ve Meslek Kadınları Derneği, Kadın Emekli Subay Eşler Derneği, Kadın Haklarını Araştırma ve Geliştirme Derneği, ANAP, DP, İP, BCP, DSP, CHP Kadın Kolları. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle