Katalog

8 MAYIS 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 23’üncü Jandarma Tümen Sınır Komutanlığı tarafından yürütülen operasyona yaklaşık 20 bin asker katılıyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Şırnak’ta büyük operasyon TOKİ KONUTLARI Fotoğrafların Söyledikleri... AKP yanlısı Yeni Şafak, dünkü manşetinde Abdullah Gül’ün “hak edilmiş cumhurbaşkanlığının gasp edildiğini” ileri sürüyordu. Gazetenin yazıişlerinde çalışan meslektaşlarımız, Özal’ı, Demirel’i, Sezer’i, Çankaya’ya taşıyan seçimlerde verilen oyları sıralayarak “gasp masalı”na gerekçe bulmaya niyetlenmişler. Dışişleri Bakanı Gül’ün bu üç cumhurbaşkanına verilen oylardan daha fazlasını, ilk turda aldığı halde, “toplantı yeter sayısı”nın 367 olduğu yorumuyla, seçiminin engellendiği sonucuna ulaşmışlar! Gazete, yanlısı olduğu siyasal parti ile aynı görüşü, gözü kapalı olarak paylaştığı için böylesine büyük ve düzeltilmesi olanaksız bir yanlışa düşüyor. İktidar partisi de başından beri anayasanın Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili 102. maddesini doğru okumamakta ısrar ettiği için, ülkeyi her gün biraz daha geren ve Tanrı korusun telafisi zor bir bunalıma sürüklemekte olan politikasında ısrarı sürdürüyor. AKP’de, üstelik sadece milletvekili değil, bakan hatta başbakan yardımcısı olan, ama arkadaşlarının aksine 367. maddenin neyi amaçlayarak düzenlendiğini anlayan Abdüllatif Şener, dünkü Milliyet’te kendisine yöneltilen “Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararını duyduğunuzda şaşırdınız mı” sorusuna bakınız nasıl yanıt veriyor: “Hayır, çünkü ben bunu, 367’nin Türkiye gündemine düştüğü o ilk günlerde yakın çevreme söylemiştim. 367’den dolayı Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bir müracaatın kabul edilmeme ihtimalini hiç düşünmemiştim. (Devrim Sevimay ile söyleşi Milliyet 7 Mayıs 2007) Adalet ve Kalkınma Partisi, Sabih Kanadoğlu’nun 2006 yılında “gündeme getirdiği” 367 konusunda, bir taraftan Meclis İçtüzüğü’nde yapılmış olan değişikliği dikkate almadıkları için yanılgıya düştükleri anlaşılıyor. Ucuz ev satışlarında gerginlik İstanbul Haber Servisi Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın (TOKİ) dar gelirli yurttaşlar için yaptırdığı Tuzla’da 660 ve Hadımköy’de 638 konutun satışı gergin başladı. TOKİ’nin Hadımköy’deki bürosunda sadece Hadımköy’de yaşayanların başvuracağının açıklanmasının ardından yurttaşlardan bir kısmı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) gelerek tepki gösterdiler. İBB Başkanı Kadir Topbaş, Hadımköy ve Tuzla’daki konutlarının satışına başlanması nedeniyle Saraçhane’deki belediye binasında dün bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Hadımköy’deki konutlara tüm yurttaşların başvurabilmesi için TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ile görüştüğünü belirten Topbaş, “Bunların bir miktarı, belki 100 tanesi Hadımköylülere ayrılacak. Geri kalan 538 tanesine herkes müracaat edebilecek. Tuzla ve Hadımköy konutlarının müracaatı hem buradaki belediyelerden hem de İBB’den yapılabilecek. Konutlara müracaat için 5 yıl İstanbul’da oturma şartı aranıyor” dedi. Topbaş, konutların 840 YTL ’nin altında alt gelir gruplarındaki yurttaşların ev sahibi olması için tasarlandığını, ilk müracaatta 2 bin YTL yatırılması gerektiğini, kurayı kazananların ise 5 bin YTL daha ödeyerek bu miktarı 7 bin YTL ’ye tamamladıktan sonra kira öder gibi ödeme yapacaklarını ifade etti. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Güvenlik güçleri, Şırnak’ta 20 bin asker ve çok sayıda korucunun katılımıyla kapsamlı bir operasyon başlattı. Diyarbakır’ın 126 kilometre uzağındaki Kulp ilçesinde teröristler adliye lojmanlarına roketatarla saldırdı. Bir polis memuru yaralandı. Şırnak 23’üncü Jandarma Tümen Sınır Komutanlığı tarafından Gabar, Cudi, Küpeli, Namaz Dağları ile Bestler Dereler, Harimye, Sinat, Yeditepe, Mese, Mergi, Hilizya ve Dersu bölgelerinde yürütülen operasyonlara, 20 bin dolayında asker, komando, seçkin birlikler ile çok sayıda korucu katılıyor. ? Operasyona, Diyarbakır’dan kalkan savaş uçakları Irak sınırında keşif uçuşları yaparak destek verirken Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde teröristler adliye lojmanlarına roketatarlarla saldırdı. Operasyon kapsamında Şırnak genelindeki değişik noktalarda konuşlanan Bolu Komando Tugay Komutanlığı, Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugayı, Gabar Dağı’nda bulunan Akçay Piyade Tugayı, Şırnak İl Jandarma Alay Komutanlığı, Şenoba Taktik Sınır Alay Komutanlığı, Gülyazı Taktik Sınır Alay Komutanlığı, Beytüşşebap Jandarma Komando Alay Komutanlığı, Silopi Jandarma Hudut Tabur Komutanlığı timleri görev yapıyor. Diyarbakır’dan kalkan savaş uçaklarının sabah saatlerinde Irak sınırında keşif uçuşları yaparak destek verdiği operasyonlara, ayrıca havadan çok sayıda kobra, süper kobra ve sikorsky helikopter de katılıyor. Operasyon alanı gece ve gündüz sürekli kameralarla gözetlenirken, askeri birlikler araçlarla sürekli dağlık alana sevk ediliyor. Zaman zaman sıcak çatışmaların yaşandığı operasyonun sonuçları konusunda Şırnak Valiliği’nin açıklama yapması bekleniyor. Öte yandan Diyarbakır’ın 126 kilometre kuzeyindeki Kulp ilçesinde önceki gece geç saatlerde PKK’liler, adliye lojmanlarının bulunduğu yere roketatarla saldırdı. Saldırı sırasında lojmanlarda nöbet tutan bir polis memuru yaralandı. Saldırının hemen ardından güvenlik güçleri teröristlere ateşle karşılık verdi. Ancak militanların gecenin karanlığından yararlanarak kaçtıkları bildirildi. Askeri birlikler, kaçan PKK’lilerin yakalanması için arazide takip başlattı. Yaralı polis memuru ise helikopterle Diyarbakır’da getirilerek tedavi altına alındı. AMASYA AKP Milletvekili ile il başkanı çatışması MEHMET MENEKŞE Şu sorulara ne dersiniz? “367. maddenin Türkiye’nin gündemine düştüğü o günlerde”ki görüşlerini yakın çevresine söylediğini kamuoyu ile paylaşan Şener, bu düşüncesini Erdoğan’la da paylaşmadı mı? Gül’ün adaylığını açıklarken eski kader arkadaşı ile kucaklaşan Erdoğan’ın, önceki gün aday olmaktan vazgeçtiğini söylemek için basın toplantısı düzenleyen Abdullah Bey’in yanında yer almamasının bir anlamı yok muydu? Televizyonda, o açıklama anını izlerken Erdoğan’ın Gül’ü niçin kaderi ile baş başa bıraktığını düşünenler, bu “Bir anlamı yok muydu” sorusuna acaba nasıl yanıtlar verirler? Eminim, aralarında Tayyip Erdoğan’ın, Abdullah Gül’ü sonucu belli olan bir çıkmaza bilerek ittiğini söyleyecekler de olacaktır. Koskoca iktidar partisinde, anayasayı özü ile okuma yeteneğini taşıyan insanların genel başkana yaklaştırılmadıkları yargısını paylaşanlar da. 367’de yazılmış olanları yeterince değerlendiremeyen politikacıların, sadece ülkeyi değil, kendi partilerini de bir bunalıma ve çıkmaza doğru sürüklediklerini belgeleyen fotoğraf kareleri dünkü gazetelerin ilk sayfalarındaydı. O, azametli Erdoğan gitmiş, yerine sıkıntısını yüzüne ve mimiklerine yansıtan bir başka Erdoğan gelmişti. Yakın çevre, daha birkaç hafta öncesine kadar kendisinden emin, politik karşıtlarına “hodri meydan” diyen liderlerini, belki de ilk defa ispinoz kuşu gibi düşünceli, dahası sıkıntılı görüyordu. Şehit Er Servet Yıldırım Kağızman’ın Çukurayva köyünde toprağa verildi. (Fotoğraf: AA) Şehitler toprağa verildi KARS/ ZONGULDAK (Cumhuriyet) Şırnak’ın Bestler Dereler bölgesinde PKK’lilerin açtığı ateş sonucu şehit olan 2 asker dün memleketlerinde düzenlenen törenlerle toprağa verildi. Jandarma Komanda Er Servet Yıldırım için Kars’ın Kağızman ilçesinde önce Cumhuriyet Meydanı’nda, ardından Çukurayva köyünde tören düzenlendi. Şehit Komando Er Ayhan Demirci için de Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde tören düzenlendi. Baba Kamil Demirci, “Oğlum, 1999’daki depremde İzmit’teki evimizde enkaz altında kalmıştı. Buradan sağ kurtuldu. Ama terhisine 10 gün kala şehit oldu” dedi. Demirci’nin cenazesi, Bozhane Camisi’nde kılınan namazın ardınŞehir Mezarlığı’nda toprağa verildi. AMASYA AKP Amasya İl Teşkilatı’nda vekilil başkanı çatışması devam ediyor. Partisinin il yönetimindeki yolsuzlukları öne sürerek istifa eden Amasya milletvekili Hamza Albayrak, basın aracılığıyla yaptığı açıklamaların ihbar kabul edilmesini istedi. Albayrak, AKP Genel Merkez yönetimini de eleştirerek “Hırsıza hesap sormuyorlar, bekçiden hesap soruyorlar” dedi. Yolsuzluk iddialarının odağındaki AKP İl Başkanı Mustafa Yıldız ise “Siyasi rant sağlamak isteyenler bize çamur atıyor” diyerek kendini savundu. Milletvekili Hamza Albayrak, AKP Amasya İl Teşkilatı’ndaki yolsuzluklarla ilgili 3 ay boyunca genel merkez nezdinde girişimlerde bulunduğunu ancak bir sonuç alamadığını söyledi. Konu basına yansımasına karşın parti yönetiminin duyarsız kalması üzerine AKP’den istifa ettiğini açıklayan Hamza Albayrak, iddialarını birçok platformda yineledi. AKP Amasya İl Başkanı Mustafa Yıldız ise Milletvikili Hamza Albayrak’ın siyasi rant elde etmek için çamur attığını ileri sürerek, gelişmeleri “kayıkçı kavgası” olarak niteledi. ENTERNET / MEHMET SUCU Sonunda Pardusçularla tanıştık. Hafta sonu Ankara Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen Linux ve Özgün Yazılım Şenliği’nde Pardus geliştiricileriyle bir araya geldik. 1015 kişilik genç, pırıl pırıl, heyecan dolu bir grup. Stadyumuna 1969 yılında yazılan Devrim yazısı hâlâ silinmeden duran ODTÜ’nün toplantı salonlarındaki gençler özgür yazılım üzerine verilen konferanslara koşuşturuyorlar. Salonun girişinde bir stand ve ardında bir yazı: “Getirin Bilgisayarınızı Linux kuralım”. Daha önceden bilgisayarına Linux kurmak isteyen ya da kurarken problem yaşamışlar için açılan standda deneyimli linuxçular bilgisayarlara linux kurmak için bekliyorlar. Ancak standın önü genellikle boş. Herhalde şenliğe katılanların hemen hepsi zaten Linux kullanıyor diye düşünüyorum. Bu standın tam karşısında şenliğin en ilgi çeken bölümü duruyor. Yan yana dizilmiş bir sürü bilgisayar ve kimi monitörlerin önüne otur mehmet?cumhuriyet.com.tr Bana göre, sandığa da yansıyacaktır... Bu Cumhurbaşkanlığı bunalımı ile örtüşen öne alınmış seçimin, iktidar partisini olumsuz olarak etkileyeceğini düşünenler arasındayım. 2002 ortamını, dış güçlerin ve sermayenin desteği ile oluşturan ya da o ortamdan kolaylıkla yararlanan Erdoğan ve partisinin temmuz seçiminde sadece terleyeceğini değil, büyük sayıda oy kaybedeceğini de düşünüyorum. Durumun farkında olduğu anlaşılan AKP , 22 Temmuz seçimini “egemenliğin milletin olduğu” söylemine dayandırmak için, kendisinin kesin ve açık vaziyet almadığı Genelkurmay bildirisi için, muhalefet partilerinin ellerini maşa olarak kullanmayı amaçlayan La Fontaine tilkisinin rolüne soyunuyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefet partileri ile gerçek ve somut bir danışma oluşturmaya zül addeden beyefendi, o makamı padişahlık haline dönüştürme hevesinin yarım kalmasının sıkıntılarını fotoğraf karelerinden gizleyemiyor. Muhalefet partileri, özverili davranır, sağduyuyu her şeyin üstünde tutarlarsa halkımız, 22 Temmuz akşamı, ısmarlama anketleri ne söylerse söylesinler, Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafını sabık başbakanlar galerisine gönderebilir. Linuxçular Geleceğe Bakıyor muş, kimi ayakta coşkulu bir kalabalık. Sesler, gürültüler, hatta zaman zaman tezahüratlar geliyor. Nedir diye bakıyorum. Oyun yarışması sürüyor. Bilgisayar başına oturmuş gençler birbirlerine karşı oyun oynuyor. Seyredenlerin sayısı oynayanların 34 katı. Onlar da arkadaşlarını cesaretlendiriyorlar. Linux Kullanıcıları Derneği’nden sevgili hoca Mustafa Akgül, dernek genel sekreteri Türker Gülüm, Çağlar Ülküdernel ağzı kulaklarında dolaşıyorlar. Hava güzel, konferans salonlarındaki manzara daha güzel. Biraz daha dolaştıktan sonra kendi Pardus deneyimlerimi anlatacağım salona giriyorum. Umduğumdan kalabalık. 6070 kişi kadar katılımcı var. Padus’u nasıl kurduğumu ve kullanırken nasıl gurur duyduğumu anlatıyorum. Ufak tefek aksaklıkları çözmekte zorlandığımı ve genellikle yardım istemek zorunda kaldığımı söylüyorum. Salonun sol tarafından belli belirsiz bir tepki geliyor. Artık Pardus’un sadece bilgisayarcıların kullandığı bir işletim sistemi olmaktan çıkmaya başladığını ve son kullanıcı için ideal bir sistem olduğunu söyledikten sonra, bu işletim sistemini kullanan bilgisayarların büyük biraderin işletim sistemini kullanan bilgisayarlara oranla 150 dolar daha ucuz olabileceğini söylüyorum. Son olarak artık Pardus’un bu nedenlerden dolayı daha yaygınlaştırılması gerektiğini, büyümesinin yavaş olduğunu söylüyorum. Salonun solundan belli belirsiz tepki gelen kısmından bir el kalkıyor. Elin sahibi Ali Işıngör hem gazeteci hem Pardusçu. Diyor ki “Biz kontrollü büyümek istiyoruz. Kontrollü ve sağlıklı büyümek istiyoruz.” Sevgili Ali Işıngör belki haklı, ama belki de yanılıyor. Sanırım Pardus yakın zaman içinde geliştiricilerinin öngördüğünden daha hızlı yaygınlaşacak. Çünkü bu işletim sistemi bizden. Çünkü bu işletim sistemi içimizden. Çünkü bu işletim sistemi gelecek. Çünkü bu iletişim sistemi ortak ve gizlisi olmayan bir yazılım. Sanırım Pardus’u geliştirip bize armağan eden Erkan Tekman ve çocuklarına kocaman bir teşekkür borçluyuz. Bu arada şenlikte merak konusu olan önemli bir şeye de değinmeden yazıyı bitirmek olmaz. Ulusal işletim sistemi Pardus’a bu kadar yatırım yapan ve bünyesinde bu işletim sistemini yaratan TÜBİTAK acaba bilgisayarlarında hangi işletim sistemini kullanıyor? Kendi çocuklarının geliştirdiği sistemi mi yoksa büyük biraderin işletim sistemini mi? Soruyu TÜBİTAK iletişim sorumlusu Seval Kılıç’a sorduk. Aynı gün yanıtı geldi. Yanıtta TÜBİTAK UEKAE bünyesinde yürütülen Pardus Projesi için, açıldığı 2003 yılından bu yana yaklaşık olarak 1.000.000 USD tutarında kaynak kullanıldığı belirtiliyor. Milli Savunma Bakanlığı ASAL projesi ile birlikte bu değerin üzerinde bir tasarruf sağlandığı belirtiliyor. Ancak Pardus’un enstitü bünyesinde yönetim bilgi sisteminde kullanımı için geçiş çalışmalarına başlandığı belirtiliyor ve tüm sistemin göçü 2008 başında tamamlanacağına değiniliyor. Yanıtta bu sistem dışındaki internet bilgisayarlarında Pardus kullanımı ön çalışmalarının tamamlandığı ve yine 2007 ortasından itibaren göç çalışmalarının başlayacağı belirtiliyor. Enstitüye ait, serbest kullanılan dizüstü bilgisayarların büyük çoğunluğunda Pardus kullanımına yanıtta geçildiği yer alıyor. Anlaşılan o ki TÜBİTAK’ın bir bölümü hâlâ Pardus kullanmıyor. Eh, TÜBİTAK’ın tüm bilgisayarlarında kendi öz çocuklarının geliştirdiği Pardus’un yükleneceğini umuyoruz. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net CUMHURİYET 07 K