Katalog

SAYFA CUMHURİYET 29 NİSAN 2007 PAZAR 10 MÜZİK haticetuncer?hotmail.com Fatih Erkoç, yeni albümü ‘Kör Randevu’da dillerden düşmeyen şarkılarını ‘estetik olmuş halleri’yle söylüyor Tek başına her telden orkestra HATİCE TUNCER azdan popa uzanan yelpazede besteler yapan, şarkı söyleyen Fatih Erkoç, piyanodan uda, gitardan kontrbasa çaldığı enstrümanlarıyla müzikle bütünleşmiş bir sanatçı. Fatih Erkoç gibi birçok tarzda müzik yapan ve çok sayıda enstrüman çalabilen başka bir müzisyene Türkiye’de olduğu gibi dünyada da çok az rastlanır herhalde. Erkoç, 1987 yılından bu yana şarkılarından seçkileri, yeni düzenlemelerle, kendi deyişiyle “estetik ameliyattan” geçirerek “Kör Randevu” adlı bir albümde topladı. Fatih Erkoç’la, caz müzisyeni Kerem Görsev’in ortağı olduğu Ortaköy’deki İstanbul Jazz Center’daki konserinden önce yaptığımız söyleşide, Erkoç’un müzikal çeşitliliğinin geçmiş yıllardaki kaynaklarını öğrendik. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR) C Babasının bestesi ? Erkoç, Kör Randevu’da yeni bir şarkısına yer veriyor. Türk sanat müziği etkisindeki “Canevinden” duygulu ve ağır bir parça. Babası Hasan Erkoç’un 1950’li yıllarda yazdığı “Elveda Gençlik” gibi bir Türk sanat müziği eserinde trombonla “taksim’’ yapıyor. Fatih Erkoç’un albüm kapağındaki pembe göz bandıyla görüldüğü fotoğraflarını ise albümün adını da koyan Okan Bayülgen çekmiş. Emmoğlu... ör Randevu albümünün en dikkat çekici ve şaşırtıcı parçası olan “Mi AmorHabibiMy Love” aslında Arabesk müzisyen Ferdi Tayfur’un “Emmoğlu” adıyla bilinen ünlü şarkısı. Erkoç, cazla başlayıp oryantal havaya girerek, rock’n roll’a uzanarak bütün müzikal eğilimlerini “Mi Amor” şarkısına yüklemiş. Şarkının çok popüler olduğu dönemlerde, 1992 yılında, Bostancı Gösteri Merkezi’nde kardeşi Sinan Erkoç’la “Erkoç Biraderler” adıyla yaptığı şovda prodüktör Dikran Masis’in önerisiyle “Emmoğlu’’nu programlarına almışlar. Fatih Erkoç’un geçen yıl bir televizyon kanalında yayımlanan “Beyaz Show’’da seslendirdiği “Emmoğlu’’ büyük ilgi toplayınca albüme almaya karar vermiş. Ancak söz yazarının vârisleriyle yapımcı firma arasındaki anlaşmazlık nedeniyle yabancı dillerde ve farklı içeriklerde sözler yazılmış. K RKESTRALAR Fatih Erkoç için müzisyenlik, aslında müzikle iç içe ailesinde kader gibi belirlenmiş. Henüz 4 yaşındayken udi olan babası Hasan Erkoç’un aldığı kemanı çalmaya başlayan Erkoç, saz eserlerinin peşrevlerini öğrenmeye çalışarak, babasıyla karşılıklı çalarak Türk sanat müziğiyle yoğrulmuş. Günümüzde İstanbul Üniversitesi (İÜ) Devlet Konservatuvarı olan Belediye Konservatuvarı’na yazdırılan Erkoç, trombon ve piyanonun yanı sıra kontrbas dersleri aldı. Konservatuvarda yatılı okuduğu dönemlerde bir arkadaşının etkisiyle, 1516 yaşlarında, zaman zaman geceleri okuldan kaçıp bir orkestrada çalarak pop müziğe adımını attı; ama sonraki yıllarda Devlet Senfoni Orkestrası’nda trombon çaldı. Kısa bir süre Özdemir Erdoğan Orkestrası’nda çalan Erkoç, caz sevgisinin temelini o dönemlere kadar uzatıyor. Ankara’da askerlik yaptığı 1973 yılında Erol Pekcan Orkestrası’na giren Erkoç, 1.5 yıl süreyle haftada 6 gün Büyük Otel’de sahne aldı. Erol Pekcan’ın 3 binden fazla plağını dinleme fırsatı bulan Erkoç’un deyişiyle: “Caz Erol Pekcan’la kanına girmiş.” Askerliğini tamamladıktan sonra Türkiye’de cazın ünlü isimleri Emin Fındıkoğlu, Neşet ve Nüket Ruacan’ın teklifiyle Norveç’e giden Erkoç, orada hayallerini gerçekleştirebildiği gibi, 11 yıl zor koşullarda çalışarak yaşamış, evlendiği için dönememiş: “Norveç’te caz çalarak geçinebilseydim dönmem zor olurdu. Geçinmek için orkestralarda çalışmak zorundaydım. Şehirden şehire sürekli yolculuk yapıyordum. Günün hit olmuş pop müzik parçalarını, en dans edilebilenleri çalıyorduk. Niye bu kadar çok enstrüman çalıyorum? Çocukluğumdan beri O karşıma çıkan şartlar nedeniyle. İstanbul Gelişim Orkestrası’ndayken flüt çalmak zorunda kaldım. Norveç’te çalıştığım orkestrada gitarcısolist ayrılınca onun yerini aldım. Bir haftada gitar çalarak 45 şarkı öğrendim. Ama hiçbir genç müzisyene bu kadar farklı tarz yorumlamalarını ve bu kadar çok enstrüman çalmalarını önermiyorum. Keşke biriyle uğraşıp dünya çapında virtüöz olsaydım. Müzisyenin kafasındaki hedef bu olmalı ve bunun için çalışma saatlerinin tümünü enstrümanına ayırmalı.” 1986’da Türkiye’ye dönen Erkoç, Süheyl Denizci’nin kurduğu TRT Hafif Müzik ve Caz Orkestrası’na girdi ve Kuşadası Altıngüvercin Şarkı Yarışması’na “Yol Verin A Dostlar” şarkısıyla katılarak birinci oldu. 1992 yılında ise hâlâ dillerden düşmeyen “Ellerim Bomboş” şarkısıyla müzik çalışmalarını daha rahat sürdürebileceği bir noktaya geldi: “Eğer iyi bir müzisyensem misyonum olmalıydı. Benim ‘Bir pop albümüyle insanlara kendimi sevdireyim, sonra yavaş yavaş insanların müzik kulaklarını biraz daha yukarı çekeyim’ diye düşüncem vardı. Bunu yüzde yüz gerçekleştirdiğimi söyleyemem, ama yüzde 5060 yapabildiğimi düşünüyorum. Bugün birçok insan o pop albümlerini yaptığım için beni tanıyor, ama cazcı olarak kabul ediyor.” 50’lik öğrenci onservatuvar eğitimini tamamlamadan lisenin ilk yılında eğitimini bırakması Erkoç’un içinde hep bir ukde olarak kalmış. Lise öğrenimini 2000 yılında dışarıdan sınavlara girerek tamamlayan Erkoç, İÜ Devlet Konservatuvarı’ndan, öğretim görevlilerinin teşvikiyle mezun oldu: “Aklım bir karış havadayken kızgınlıkla okulu bıraktım. Sonra içim cız etti, çok pişman oldum. 50 yaşında haftada 34 gün hiç devamsızlık etmeden okula gittim, gençlere de örnek oldum.” K ‘ELLERİM BOMBOŞ’ Grammy düşü rkoç, Ercan Saatçi’nin prodüktörlüğünde yürüteceği “Miras” adını verdiği projede, her biri farklı bir müzik tarzını içeren albümler çıkarmayı planlıyor. Türk sanat müziği, halk müziği, eski caz parçaları, Türk pop şarkıları gibi bir dizi albümde şarkıları senfonik orkestrayla yorumlamayı düşünüyor. Ve günün birinde müzik sektörünün en önemli ödülü sayılan Grammy Ödülü almayı hayal ediyor: “Grammy’yi popla alamam, yaşım o iş için geçti. Otantik müziğimizle cazın karışımı bir çalışma olabilir. Belki udumu virtüözite çizgisine getirip eserlerimi uygulayabilirim. ‘Bugününüz düne benzemesin’ diye bir söz vardır. ‘Yarınlara daha iyi şeyler yapalım’ diye sağlığım yerinde oldukça amaçlarımı arkadaşlarımla gerçekleştirmeye çalışacağım.” E NORVEÇ’TE ZOR YILLAR ‘Kör Randevu’ GENÇLER DUYSUN DİYE Eski albümlerimi artık piyasada bulma imkânı yok. Özellikle Ellerim Bomboş çok soruluyor. Aradan 15 yıl geçti, gençler bilmiyor, bilenler de nostalji yaşamış olacak. Müzik sektöründe her dakika bir şeyler değişiyor. Dolayısıyla o zamanki soundlar artık tedavülden kalktı. atih Erkoç, Rec by Saatchi Yapım Şirketi tarafından yayımlanan “Kör Randevu” albümünde 1987 yılından bugüne kadar sevilen şarkılarını toplamış. “Ellerim Bomboş”, “Anı”, “Yol Verin A Dostlar”, “Elveda Tatlım” gibi eski ama sevilen şarkılarını “estetik olmuş halleri”yle sunuyor. Şarkıların yeni düzenlemelerini Ercan Saatçi’nin yanı sıra Ufuk Yıldırım, Can Bener, Firuz İsmailov ve Tolga Kılıç gerçekleştirmiş. F T.C. ŞİŞLİ 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN 2007/528 İLAN Mahkememizin 05.04.2007 tarih 2007/528659 Sayılı kararı ile; İstanbul, Fatih, Tahtaminare mahallesi, cilt: 65, hane 392’de nüfusa kayıtlı 01.07.1921 Doğumlu Ester Çavgan’ya aynı yerde nüfusta kayıtlı oğlu İbrahim Çavga vasi tayin edilmiştir. İlanen duyurulur. 16.04.2007 Basın: 22310 İLAN T.C. MERSİN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2006/599 Davacı/davacılar Müslüme Samray’ın mahkememizde görülmekte olan gaiplik davası nedeniyle; Kaybolduğu ve kendisinden 1994 yılından bugüne kadar haber alınamadığı bildirilen “Mersin ili, Merkez ilçesi Doruklu köyü, cild 66, hane 24 BSN’de nüfusa kayıtlı Hilmi ve Lütfıye kızı 28.07.1958 doğumlu Teslime Samray”ın mahkememizce yapılan araştırma ve dinlenen tanık beyanları ile de sağ mı, ölü mü olduğunun belli olmadığı, nerede olduğunun da bilinmediğinden adı geçeni, tanıyan ve nerede olduğunu bilenlerin mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasına MK’nin 32. ve 33. maddesi gereğince bir yıl içerisinde bildirmeleri, aksi takdirde adı geçenin gaipliğine karar verileceği, sürenin ilan tarihinden itibaren bir hafta sonra başlayacağı ilan olunur. 15/03/2007 Basın: 15768 UŞAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/239 Esas Davacı Göksel Bilge vekili tarafından davalılar Muzaffer Abay ve arkadaşları aleyhine açılan menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; Adresleri tespit edilemeyen davalılar Muzaffer Abay, Hilmi Şentürk ve Oktay Cocek (Çiçek) tüm aramalara rağmen bulunamadıklarından, bu kişilere dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesi gerekmekle, duruşma günü olan 12/06/2007 günü saat 09.00’da mahkememizde bizzat hazır bulunmaları, gelmedikleri veya kendilerini bir vekille temsil ettirmedikleri takdirde, yargılamanın yokluklarında yürütülüp bitirileceği hususu davalılar Muzaffer Abay, Hilmi Şentürk ve Oktay Cocek’e (Çiçek) dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 22153 T.C. MANİSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2005/77 Esas KARAR NO: 2007/52 Karar Davacı Fazıl Şahin aleyhine mahkememizde açılan gaiplik davasının yapılan açık yargılaması sonunda; Erzurum ili, Merkez Kavak mh., cilt 38, hane 540, BSN 15’te kayıtlı Fazıl ve Nurdan’dan olma 20/8/1975 doğumlu Fahri Şahin’in 4721 sayılı kanunun 32 maddesi gereğince kaybolduğu 6/7/1989 tarihinden itibaren 5 yıl geçmesi ve ilan süresince ortaya çıkmaması, kendisinden haber alınanaması sebebiyle gaipliğine karar verilmiştir Basın: 18057 T.C. İSTANBUL İKİNCİ İFLAS MÜDÜRLÜĞÜNDEN TASFİYENİN TATİLİNE DAİR DOSYA NO: 2006/20 MÜFLİSİN ADI VE UNVANI ADRESİ: BAKİ İNŞAAT VE TESİSAT MALZEMELERİ TİCARET A.Ş. Perpa Ticaret Merkezi B.Blok Kat/6 No: 758 Şişli/İst. Yukarıda unvanı yazılı müflisin masasında hiçbir mal bulunmadığından İİK.nun 217. maddesine göre tasfiyenin tatiline, işbu ilan tarihinden itibaren bir ay içinde 30750.00.YTL masraf avansı peşin verilip tasfiyenin devamı talebinde bulunulmadığı takdirde iflasın İİK.nun 217. maddesine göre kapatılacağı hususu ilan ve tebliğ olunur. 24 Nisan 2007 (Basın: 21856) CUMHURİYET 10 K