27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 NİSAN 2007 CUMA 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Gergin geçen 120 dakikalık maçın sonunda F.Bahçe’yle berabere kalarak turladı SA R A C O Ğ LU H A T IR A SI! Beşiktaş Teknik Direktörü Jean Tigana, ortaya konulan sert futboldan ve sahaya atılan yabancı maddelerden yana dert yandı. Tigana şöyle konuştu: “Baki’nin Ne yazıkki saçı da yok. 3 tane dikiş atmak zorunda kaldık. Benim de çok param ve çakmağım var. Bazılarını da hatıra olarak saklayacağım. Maçta golü yiyince biraz sorun yaşadık. Oyuncu değişikliğini ön gördüm. Orta sahayı güçlendirmek istedim. Birçok oyuncumuz darbe aldı ve birçoğunun yaraları vardı. Durumları yarından sonra belli olacak. Bobo en son idmanda yoktu. Nobre de son iki idmanda yoktu” dedi. Siyah Beyazlıların Futbol Şube Sorumlusu Celal Kolot, başkan Yıldırım Demirören’in protokolü terk etmesini kendilerine edilen küfürlere bağlayarak, “Başkan artık dayanamadı. Çünkü çok küfredildi. Başkan kalk deyince biz de kalktık. Çocuklar savaştan çıkmış gibiydi. Hakemler de çok çok kötüydü. Selçuk Dereli’nin FIFA kokartını bırakması lazım. Ben onu hiç bu kadar aciz görmemiştim. Kişi başına 30 bin YTL prim vereceğiz” şeklinde konuştu. 400. GOL Nobre Beşiktaş’ın 83 yıllık tarihinde Fenerbahçe ağlarına 400. golü gönderen isim oldu. SELÇUK DERELİ’Yİ TÜKETEN HATALAR 25. Dakika: Baki’nin golü kaleciye faul yapıldığı gerekçesiyle iptal edildi.Hakem Selçuk Dereli golü işaret ederken yardımcı hakem Erdem Bayık pozisyonun faul olduğunu belirterek bayrağını kaldırdı. 58. Dakika Kezman’nın Runje ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda yardımcı hakem Erdem Bayık ofsayt olduğu gerekçesiyle hakemi uyardı. Selçuk Dereli yardımcı hakemin kararına uydu. 78.Dakika Yardımcı hakem Erdem Bayık’ın ofsayt kararı Fenerbahçeli oyuncular ve teknik heyet tarafından tepki topladı. 83.Dakika Baki’nin Tuncay’a yaptığı sert hareket sonucu 2. sarıdan kırmızı kartı görebilirdi. Ancak hakem Selçuk Dereli oyunu hakem atışıyla devam ettirdi. UZATMALAR: Sarı kartı bulunan Mehmet Sedef’in topu ele oynaması kasıtlıydı. Ancak Dereli kartını kullanmadı. Olcan’ın ceza alanına gönderdiği top Gökhan’ın eline çarptı ancak Dereli ‘devam’ dedi. Uğur Boral’ın Ali Tandoğan’a tehlikeli müdahalesine Dereli kayıtsız kaldı. Dereli’nin sertliğe prim tanıyan kararları tansiyonu gerdi. Saha içinde çirkin görüntülere sebep oldu. 6 yıldır Şükrü Saracoğlu’nda kaybetmeyen Beşiktaş, bu alışkanlığını dünkü maçta da sürdürdü. SiyahBeyazlılar, Kadıköy’de rakibiyle yaptığı son 7 maçı da yitirmedi. F.Bahçe’yle Beşiktaş arasındaki Türkiye Kupası maçlarında sonuç üçüncü kez uzatmalarda alınırken hepsinde de Beşiktaş turu geçen taraf oldu. (SAMİ GÜRELFATİH ERDOĞDU) Kadıköy’ de finalist Beşiktaş F.Bahçe: 1 Beşiktaş: 1 STAT: Şükrü Saracoğlu HAKEMLER: Selçuk Dereli (3), Tuncay Akkın (6), E.Bayık (6) F.BAHÇE: Serdar (6), Önder (4), Lugano (5), Edu (5), Ümit (4) (dk. 80 Uğur Boral 3), Tuncay (6), Aurelio (8), Deniz (3) (dk. 104 Deivid 3), Tümer (6), Alex (5) (dk. 98 Olcan 3), Kezman (3) BEŞİKTAŞ: Runje (7), Mustafa (6), Gökhan Zan (6), İ.Toraman (5), Baki (5), Burak (4) (dk. 60 Bobo 5), Serdar (5), Ricardinho (6), İbrahim Üzülmez (5) (dk. 103 Ali 4), Delgado (5) (dk. 71 M.Sedef 4), Nobre (7) SARI KARTLAR: Önder, Tümer (F.Bahçe), Delgado, Baki, M.Sedef (Beşiktaş) KIRMIZI KART: Dk. 119 Lugano (F.Bahçe) GOLLER: Dk. 56 Tümer, dk. 102 Nobre HİLMİ TÜRKAY Türkiye heyecanın, gerilimin dinmek bilmediği bir ülke... Batının, hatta bizden doğusunun biraz gıptayla bakışı da bu yüzden, bu dinamik pek çok toplumun yitirdiği, özetle yaşlandığı ülkeler için galiba bir hayli büyüleyici geliyor... Örneğin Fransa’da da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyor ama herkesin gözü Türkiye’de. Orada da faşistlerle solcular arasında bir rekabet var, evet, ama yine de Türkiye’deki çekişme kadar sert ve güçlü değil... Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamasının ardından hop oturup hop kalkıldı... Kimse “Oh Erdoğan aday olmadı” diyemedi, çünkü belli ki krizin arkası gelecek, AKP türbandan vazgeçmeyecek, Başbakan’ın değil, ama Gül’ün türbanlı eşi Çankaya’ya doğru yürüyecek... Cumhurbaşkanı seçimlerinin yarattığı gerilime dün gece kısa bir ara verdik ve Fenerbahçe ile Beşik taş arasındaki çok önemli derbiye yöneldik. Dedik ya, Türkiye gerilimi, heyecanı seven, reflekslerini ulu orta yaşayan bir ülke... Pazar günü de ‘Cumhuriyet’ mitingi var. Görkemli olması için yoğun çaba harcanıyor. Evet, Ankara’dan sonra sıra sende ‘İstanbul’.. Kadıköy’e, Şükrü Saracoğlu’na doğru koyulalım. İnanılmaz bir kalabalık, gece kolay olmayacak. Her iki tarafında işi zor. Gerçi Beşiktaş 10 önde ama derbilerin sonucunu kestirmek zordur. Kazanan finalde Erciyes’in karşısına çıkacak, kaybeden üzülecek.. Her iki tarafın ligde oynadıkları son maçlarına göz atıyorum. Bire bir izlediğim Beşiktaş çok kötü, yakından takip ettiğim Fenerbahçe biraz daha iyi... Ama her defasında Beşiktaş’ın Fenerbahçe’ye karşı üstünlüğü söz konusu... Ligde lider durumda bulunan Sarı Lacivertliler dile kolay tam 24 yıldır bu kupaya hasretler... Kupanın önemi mi yok.!..Var ama Fenerbahçe bu kulvarda hep başarısız. Baka lım ne olacak? Herkeste meraklı bir bekleyiş, tribünlerdeki coşku mükemmel. Doğrusu bu maça heyecan dayanmaz. İki tarafta stresli ve temkinli olacağından karşılaşma belki o kadar yüksek tempoda olmayacak ama yine de maçın adı ‘derbi’ ya .. O da yetecek bizlere.. Nefeslerimizi tuttuk, oyunu izlemeye koyulduk. Stat ısıtmalı olsa da havanın soğukluğunu kesmiyor. İlk golü kaçıran taraf Beşiktaş... Delgado, iyi vurabilse gol olacak. Ama yumuşak görüyor kaleyi. Siyah Beyazlılar canlı ve istekli. Antalya’ya karşı izlediğim Beşiktaş değil. Sarı Lacivertliler görünüşte zorlanıyor, bakalım ne olacak. Lugano topu bir adımdan kaleye vuramıyor hayret doğrusu, hem de iki direk arasındaki çizginin bir adım önünden. Gülerler insana... Sinirler hayli gergin. Futbolcular toptan çok birbirleriyle dalaşıyor. Dereli’nin de gecede işi zor. Baki’nin golü için yo rum yapamayacağız. Pozisyon izlediğimiz yerin uzağında kaldı. Selçuk Dereli golü verdiyse de sonra yardımcısına uyarak iptal etti. F.Bahçe yürüyor sahada. Ayağında top tutamayanın burada işi ne!... İkinci yarı sanki sihirli bir değnek dokunmuştu Sarı Lacivertli futbolculara.... Önce Tuncay’ın direkten dönen müthiş şutu... F.Bahçe atakları sıklaşıyor ve Tümer 56. dakikada atıyor golünü... Şimdi Beşiktaş düşünmek zorunda. Ev sahibi daha baskın ve istekli. Ama pozisyonlar kaçıyor ve karşılaşma uzatmaya gidiyor. 90 dakika sonrası iki taraf uzatmalarda temkinli... Ancak Ricardinho’nun kornerinde eski bir F.Bahçeli Nobre çıkıyor sahneye, kafasıyla ağlara gönderiyor topu, Beşiktaş’a turu getiriyor. Yine acı bir tablo Sarı Lacivertliler için... Ve F.Bahçe’nin 24 yıllık ‘Türkiye Kupası’ hasreti bu sezon da bitmiyor... E L E Ş T İ R İ Ş Ü K R Ü S A R A C O Ğ L U S TA D I ’ N D A N N O T L A R / GÖRKEM ÇÖTELİOĞLU E L E Ş T İ R İ Son 10 Dakika Hariç ARİF KIZILYALIN Müthiş bir derbiydi, alabildiğine keyifli... Kora kor mücadele, şık goller, vücuttaki terin son damlasının tüketildiği bir uzatmalı maç. Son 10 dakika hariç!.. Keyifli tribünler, küfürsüz, espri dolu tezahüratlar, ufak tefek sataşmalar... Bazen 50 bin kişilik koronun kulakları sağır eden sesi, bazen 2 bin kişinin 300 Spartalı örneğindeki gibi kendinden onlarca kat fazla yandaşı susturuşu. Son 10 dakika hariç!.. Evet, dün akşam unutulmayacak bir derbiydi ama son 10 dakikası hariç! Gönül isterdi ki aklımızda sadece Beşiktaş’ın tur için cansiperane kapanışı, F.Bahçe’nin inanılmaz şahlanışı, direkten dönen karşılıklı toplar kalsın. Ancak yarın öbür gün F.Bahçe Beşiktaş kupa yarıfinal rövanşı denince; sahada birbirinin kafasına tekme atan, birbirine ağıza alınmayacak küfürler eden oyuncuları, futbolcuları birer gladyatöre çevirmek isteyen tribünleri, hakemlik kariyeriyle bağdaşmayacak yanlışlar yapan Selçuk Dereli’yi anımsayacağız. Keşke şu son 10 dakikayı yaşanmamış saysak, kendimizi hatta bilimkurgu filmlerindeki zaman makinesini getirip son 10 dakikayı futbol tarihimizden silebilseydik. Gerçekten dünkü son 10 dakika yakışmadı F.Bahçe’me, Beşiktaş’ıma, Selçuk Dereli’me, taraftarıma, yöneticime... Neyse maça döner, yazılması gerekenleri paylaşırsak sizlerlerle; gerçekten keyifli bir kupa derbisiydi. İlk düdükle birlikte Beşiktaş İnönü’deki 10’ı koruma adına 4 stoperli oyun sistemiyle direniyor, F.Bahçe bu katı anlayış karşısında çeşitli hücum varyasyonları deniyordu. Arada bir Ricardinho önderliğinde öne çıkan Siyah Beyazlıların Nobre’yle, Serdar’la gol girişimleri de gecenin rengiydi. Hemen ardından Tuncay’ın sağdan, Tümer’in soldan bindirmeleri, onların karşısına Baki’nin yenilmez bir savaşçı gibi dikilişi. İkinci yarı daha da hareketlenecekti. Çünkü F.Bahçe’nin artık sabrı kalmamış, saldırıyor da saldırıyordu. Alex’in kaleciyle karşı karşıya kalan çapraz koşuları,Tuncay’ın direğe giden füzesi ve Tümer’in eski takımının ağlarını sarsan estetik golü... Aradaki dakikalarda da müthiş bir pres, baskı, savunma ve hücum varyasyonları. Uzatmalar ise bu zengin futbol mönüsünün üzerine içilen keyif kahvesi sanki. Nobre’nin eski takımını yıkan golü... Bu ana dek her şey ne kadar güzel değil mi? Bırakın bir F.Bahçeli ya da Beşiktaşlı olmayı, en tarafsız futbolsever bile soluklarını tuta tuta izledi 110 dakikalık bu futbol resitalini. Son 10 dakikayı hiç anlatmamak isterdim. İdareten ayakta duran hakem Selçuk Dereli’nin yıkılışı... Ardından futbolcuların kramponlarını kılıç kalkan gibi kullanıp birbirine çullanışı. Tribünlerden “Vur... Vur...” sesleri, yöneticilerin şeref tribünündeki ağız dalaşı. Yani her türlü çirkinlik. Dedik ya, keşke yaşamasaydık şu son 10 dakikayı. Yaşamasaydık da tamiri olanaksız yaralar açılmasaydı. Örneğin Lugano’nun atılışı, örneğin ağır küfürler sonucu F.Bahçe’ye gelecek cezalar, örneğin İnönü’deki lig derbisi öncesi yumruk yumruğa kapışan iki takım futbolcularının birbirini düşman belleyişi. Bir de hakem Selçuk Dereli... O da yaşamasaydı keşke 110. dakikadan sonrasını... Aslında hiç gelmeseydi bu derbiye. Maçın normal bölümünde üzerinde oluşan baskı nedeniyle hakemliği unup durumu idare etmek isteyip kartlarını Baki, M.Sedef, Edu kullanamayan, “onun sarısı var, bunun ihtarı” var hesabına giren, ardından da uzatmada işin ucunu kaçırıp gözü önünde tekmeleşen oyuncuları atamayan, faulleri, penaltıları es geçen bir hakem, ne yazık ki artık Türkiye’nin en iyi hakemi değildir. Hatta yeni yıla kadar dinlendirilmelidir... Ne diyelim? Keşke son 10 dakikada tribünleri terk etseydim de aklımda keyifli bir futbol akşamı kalsaydı. Gerilim filmi gibi maç adıköy’de dün gece Fenerbahçe açısından dramatik bir karşılaşma oynandı. Her şey güzel başlamıştı. Tribünler tıklım tıklım dolmuş, karnaval havası yaratılmıştı.. Ancak, uzatmalarda Nobre’nin attığı gol planları bozarken Selçuk Dereli’nin yönetimine tepki büyüktü. Öyle ki maçın bitimiyle bir taraftar sahaya girerek hakem Selçuk Dereli’ye saldırmak istedi. Maçın hakemine yönelik koro halinde yapılan küfürün yanı sıra Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy da yine istifaya davet edildi. Maçtaki gerginliğin tırmandığı son dakikalarda, Fenerbahçeli taraftarların top Beşiktaşlı oyuncuların ayağına geldiğinde “Vur vur” diye bağırması ise dikkat çekiciydi. Hakem Dereli’nin 120 dakikalık mücadeleyi noktalayan düdüğünden sonra bir tarafta mutluluk diğer tarafta ise hüzün vardı. Beşiktaşlı oyuncular kenetlenip tribünlerdeki taraftarlarıyla final coşkusunu yaşadılar. F.Bahçe’de ise kupa özleminin 100. yılda da devam etmesi moralleri altüst etti. Aurelio ile Ricardinho arasında soyunma odasının koridorlarında büyük bir kavga yaşandı. Aurelio’nun yumruk darbesiyle Ricardinho’nun dudağının patladığı belirtildi. SiyahBeyazlı yöneticiler yapılan saldırı nedeniyle Ricardinho’nun şikâyetçi olacağını belirttiler. Aurelio’nun ceza alması gündeme gelebilir. Bazı taraftarların da Sabah gazetesi yazarı Gürcan Bilgiç’e yönelik olumsuz hareketleri oldu. Stephan’a 3 dikiş Sahaya atılan yabancı maddeler nedeniyle Beşiktaşlılar zor anlar yaşadılar. Bunlardan biri Tigana’nın yardımcısı Stephan’ın başına isabet etti. Stephan’a 3 dikiş atıldı. Olaylar nedeniyle F.Bahçe’nin sahasının kapatılması gündeme geldi. Taraftarlar arasında stada geliş sırasında da görmek istemediğimiz olaylar yaşandı. Beşiktaş taraftarlarını getiren otobüs Fenerbahçe yandaşlar tarafından Boğaziçi Köprüsü’nde taşlandı. Emniyet güçleri olaya hemen müdahale etti ve 50 taraftarı göz altına aldı. Yaklaşık 150 Beşiktaş taraftarı ise bu sırada köprüyü trafiğe kapattı. İstanbullular uzun süre trafikte mahsur kaldı. Olay yerine gelen minibüslere bindirilen taraftarlar ifadeleri alınmak üzere Beşiktaş Polis Merkezi’ne götürüldü. İlk maçta İnönü’ye gelmeyen Aziz Yıldırım’ın aksine, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören takımını Şükrü Saracoğlu’nda yalnız bırakmadı. Aziz Yıldırım ile Yıldırım Demirören, maç öncesi protokol tribününde el sıkışıp, birbirlerine başarılar diledi. Araları açık olan iki başkanın ortasına ise Futbol Federasyonu Başkanvekili Affan Keçeci oturdu. Ancak maç içerisinde sahada yaşanan gerginlik tribünlere de yansıdı. Protokol Tribünü’nün önünde bulunan bazı taraftarların Demirören’e sataşmada bulunması üzerine araya Aziz Yıldırım girdi. Ayağa kalkan Yıldırım, taraftarlara ‘susun’ işareti yaptı. Aziz Yıldırım ayrıca Yıldırım Demirören’e dönerek Beşiktaşlıların bulunduğu Mig Turu Uzatmalar Getirdi ADNAN DİNÇER İki takımın oyun taktiği aynıydı. F.Bahçe Kezman’ı ileri uçta tek santrfor olarak düşünmüş, orta alanda ise Deniz ve Aurelio SarıLacivertlilerin savunma güvencesiydi. Serdar Kurtuluş da İbrahim Üzülmez’in katılımıyla Beşiktaş’ın önlemi oluyordu. Rüzgâra karşı oynanan ilkyarıda aklı ve taktiğiyle mücadele eden Beşiktaş’ın ayağa paslarla etkili ve bilinçli atakları karşısında F.Bahçe çok gergindi. İbrahim Üzülmez’in iki etkili şutunu kurtaran Serdar, takımını tura taşımaya çalışırken Baki’nin pozisyonunda topu elinden kaçırması ve sonucundaki gol uzun süre tartışılacaktır. İkinci bölümde roller değişince F.Bahçe, Tümer’in klas golüyle öne geçti. Her zaman olduğu gibi gol ihtiyacı olunca Bobo’yu oyuna alan Tigana forvetini ikiledi. Beşiktaş ikinci yarılarda fizik performansından kaybettiğini bir kez daha ortaya koyarken, etkisiz Burak ve Delgado kulübeye alınıyordu. Her nedense oyunda göstermedikleri hırçınlığı kulübede anlamsız bir şekilde ortaya koyan bu iki oyuncunun davranışları düşündürücüydü. Derbi finali sayılacak bu maçta iki takım da mutlaka turu geçmek için tüm güçlerini ortaya koyarken, daha çok fizik kalitelerini konuşturdular. Teknik yönden ağır basan F.Bahçe’de Tuncay ateşleyen, Alex tehlikeli ve Tümer oyunun kaderini etkileyen oyunculardı. Uzatmaya kalan oyun sanki Beşiktaş’ın şansı oluyordu. Fizik açıdan yorgun görünmesine karşın Nobre’nin F.Bahçe hırsı kornerden gelen topla kafasında buluşunca, Beşiktaş bir kez daha SarıLacivertlileri kupanın dışına itti. K Final Gibi MEHMET GÜÇLÜ Beşiktaş, ilk maçta evinde gol yemeden elde ettiği tek farklı galibiyetle final yolunda en az yüzde 70 avantajlı duruma geçmişti. Fenerbahçe’nin bu sezon taraftarını hiç memnun etmeyen futbolu, sınırlı güce sahip rakipler karşısında bile zorlanması ve ezeli rakibiyle oynayacağı rövanşta en az 2 farklı galibiyete mahkum olması düşünülürse, yarıfinalin son randevusunda tur ibresi Beşiktaş’ı gösteriyordu. Futbolda her maçın ayrı bir havası, ayrı bir özelliği vardır. Futbolda her şey olabilir. Üstelik bu tür derbilerde kimin ne yapacağını önceden kestirebilmek olası değildir ama sonuca etken olabilecek tüm zorluklar değerlendirildiğinde, akıllı ve inançlı bir Beşiktaş’ın Kadıköy’den kendine yetecek skorla dönmesi akla daha yatkındı. Şükrü Saracoğlu’nun büyülü atmosferi, 45 bin taraftarının yoğun desteği, Tuncay’ın enerjisi, Aurelio’nun çalışkanlığı, Alex’in sihirli ayakları Fenerbahçe’yi umutlandırıyordu. Beşiktaş’ın 4231 dizilişi karşısında SarıLacivertliler ilk 45 dakikada telaşlı ve çok top kaybıyla oynadı. Oyun kurmakta zorlanan Fenerbahçe hücumda çoğalamadı. Bu yarıda Mustafa Doğan’ın Tuncay’ı ceza alanında formasından çekerek yere indirişini hakem Selçuk Dereli görmezden geldi. İkinci yarıda sahada bambaşka bir Fenerbahçe vardı. Sağlı sollu ataklarla rakibinin üzerine giden SarıLacivertililer Tümer’in mükemmel golüyle öne geçti. Kalan dakikalarda Fenerbahçe, Beşiktaş’ı sahadan sildi ama ikinci golü bulamadı. Uzatmalarda Alex’in sakatlanması oyunun gidişatını değiştirdi. Bu bölümde Beşiktaş skorda dengeyi sağlayarak finale çıktı. Aslında gerçek final dün gece Kadıköy’deydi... Gergin geçen maç sonunda F.Bahçe cephesinde hüzün, Beşiktaş cephesinde sevinç vardı. ros Kale Arkası Tribünü’nü işaret etmesi de dikkat çekti. Uzatmalarda Nobre’nin golünden sonra Demirören’e yönelik sataşmalar artınca Beşiktaş Başkanı diğer yöneticilerle birlikte tribünleri terk etti ve maçı VIP salonundan izledi. F.Bahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu’nun olayları önlemek için gösterdiği gayret Beşiktaşlı yöneticilerin takdirini topladı. Karşılaşma uzatmalara gidince, verilen arada Fenerbahçeli yönetici Murat Özaydınlı’nın 4. hakem Halis Özkahya’yla saha ortasında uzun bir süre baş başa sohbet etmesi gözlerden kaçmadı. Bu arada karşılaşmanın başlamasına çok kısa bir süre kala F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve bazı yöneticiler sahada tur atarak tribünleri selamladı. Alınan güvenlik önlemleri bile iki takım taraftarlarının birbirlerine bozuk para ve yabancı maddeler atmasına engel olamadı. Taşkınlık yapan bazı taraftarlar ise stat dışına çıkarıldı. Aziz Yıldırım’ın maç öncesi Appiah’a “Oynamanı bekliyorum” dediği öğrenildi. Yıldırım’ın ricasına karşın Appiah sakatlığını öne sürüp oynamak istemedi. CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle