18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 NİSAN 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Amsterdam ve Rotterdam’daki ‘Şimdi Türkiye’ festivali Fazıl Say konseriyle sona erdi 15 KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR ‘Alla Turca’ yolculuğu otterdam’ın Doelen Kongre ve Konser SaR lonu üç bin üç yüz kişiyi oturtan görkemli bir salon. Elips biçimindeki yükselen basamaklar insanı ezmeyen yumuşacık ışıklar arasında kayboluyor. Sahne, elipsin dar ucunda, ancak sahnenin arkası bile izleyicilere, dinleyicilere açık, o nedenle sahne ve sahnedekileri kucaklamışız duygusu egemen. Üç aydır Hollanda’da süregelmekte olan “Turkey Now” yani “Şimdi Türkiye” festivalinin kapanış konserindeyim. Konserin başlığı “Alla Turca”, solisti Fazıl Say. UHTEŞEM KONSER Işıklar söndü. Dünyanın sayılı orkestralarından biri Rotterdam Filarmoni Orkestrası yerini aldı. Önce Orkestra Müdürü Jan Raes’den programla ilgili kısa bir açıklama. Dili anlamıyorum ama söylediklerini tahmin edebiliyorum: Türklerin, 18. yüzyılda Orta Avrupa müziği üzerindeki etkilerini anlatıyor, Türk çalgılarını tanıtıyor. İçimden Viyana kapılarına dayandığımız günlerde, Osmanlı ordularından duyulan korkunun zamanla yerini egzotizm, oryantalizm ve Doğu hayranlığına dönüşmesini; bu akımın müzikte “Alla Turca” yolunu açtığını geçiriyorum. “Alaturka” sözcüğünün bizdeki çağrışımları dışında, “Alla Turca” yani Türk tarzında diye yazıldığını ve kullanıldığını belirtmeliyim. Orkestrayı, genç şef Hans Leenders yönetiyor. İlk eser Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operasının uvertürü... Türklerle savaşın sona ermesiyle, 1756’da doğan Mozart arasında 60 yıllık bir süre var ne de olsa! Beden dilini de fazlasıyla kullanan şefin ve orkestranın yorumu çok dinamik. Fazıl Say sahneye gelmeÖPRÜLER KURMAK den önce yine kısa bir açıklama. Bu kez konuşmacı din29 Ocak’ta Sezen Aksu’nun leyicileri uyarıyor: Özellikle Amsterdam’daki konseriyle Fazıl Say’ın orkestrayla dibaşlayan; arada klasik müzikyaloğuna, orkestrayla kurduten caz, pop, geleneksel müğu ilişkiye, müziğin özüne zikten, tiyatrodan, danstan gedokunmadan giriştiği doğaççerek çok geniş bir yelpazeye lamalara dikkati çekiyor. Zayayılan, yirmiyi aşkın etkinliten Fazıl Say’ın usta bir piyaği kapsayan Hollanda’da farknist ve besteci olduğu kadar lı kentlerde yer alan “Şimdi “usta bir doğaçlamacı” olduTürkiye” festivali İstanbul ğunu belirterek sözlerine son Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) veriyor. ile Kulsan Vakfı’nın işbirliğiyFazıl Say ile Rotterdam File hayata geçti. TC Dışişleri larmoni Orkestrası’nın MoBakanlığı ile Kültür ve Turizm zart’ın 12 numaralı piyano Bakanlığı’nın, Hollanda Eğikonçertosunda buluşmaları aratıcılık, bilimde güçlü tim ve Kültür Bakanlığı’nın muhteşem bir şölene dönüşükatkılarıyla gerçekleşti. yor. “Diyalog” sözcüğü hafif olmak, kültürel İKSV, Türkiye’nin çok yönkalır, Fazıl Say orkestrayı av zenginlik, evrensel sanatsal lü zengin kültürünü, sanatsal cunun içine almış, peşine de iletişim ağının içinde panoramasını, yurtdışında bizleri katmış uçuruyor. “Caolmak... İnanın, bunlar, özellikle yabancılara tanıtmak dans” bölümlerinde Mozart’ın sustuğu, Fazıl Say’ın doğaçla politikacıların iki dudağı için bu tür festivalleri birkaç malarının yer aldığı bölümler arasındaki sözlerden çok yıldır sürdürüyor. Önceki yılde tüm salon soluğunu tutar ol daha inandırıcı ve kalıcı. larda Berlin ve Stuttgart’ta du. Eser sona erdiğinde millet gerçekleştirilmişti. Sırada Viayağa fırlamış alkışlıyordu. Aryana (2008) ve Paris (2009) var. dından Fazıl Say’ın bestesi “İpek Yolu KonçerHollanda’da yaşayan Türk ve Hollandalıların tosu”. Ve millet yine ayakta! Üstelik bu kez ayak 1987’de birlikte kurdukları Kulsan (Kültür ve ta olanlar yalnız alkışlayanlar değil! Eseri orkest Sanat) Vakfı, yalnız bu festival için değil, yirra ayakta çaldı! mi yıldır iki ülke arasında kültürel köprüler kurFazıl Say’la ne denli kıvanç duysak azdır. Bir mak için müthiş bir çaba ve emek veriyor. akşam önce yine aynı salonda konseri vardı, iki Amsterdam’da tanıdığım vakfın iki elemanı, akşam önce ise Viyana’da. Konserden sonra za bir orduya bedeldi. Başkan Adnan Dalkıran, ferinin tadını çıkarmaya vakti yok. Ertesi sabah Hollanda’da yaşayan 400 bin Türk’ün kendi külbeşte Lizbon’a uçuyor konser için. Daha ertesi gün Köln, hemen ardından Heildelberg, sonra türlerini de bu vakfın etkinlikleri sayesinde taİstanbul, sonra Manisa (1 Mayıs), sonra Dort nıdığını vurguluyordu. Nitekim yıllar içinde germund, Tel Aviv, Brighton, Londra, sonra Alman çekleştirdikleri programları incelediğimde, Türya kentleri, sonra İtalya kentleri, dur durak yok. kiye’de yaşayanları kıskandıracak birçok renkFloransa’da 30 bin kişiye konser vermekle Mont lilik, çokseslilik, sınır tanımaz bir çeşitlilik ve reux Caz Festivali’ne jüri başkanı olmak, Afrika zenginlik gördüm. Vakfın genel sekreteri, sosturnesiyle Berlin Filarmoni’yle çalmak arasında yolog, Türkolog, yazar, çevirmen Veronica Digidip gelmelerle, azimle, yaratıcılıkla, çalışmak vendal, vakıf çalışmalarının yanı sıra Sait Faik, Pertev N. Boratav, Orhan Veli ve Orhan la, düşlemekle var edilen sonsuz bir aydınlık! Can Şenliği’nden Emeğin Bayramına “Şiir havalı bir tabancadır Kimseyi öldürmez Zehirli havayı arıtır Dünyayı değiştirmen pahasına da olsa. Çünki ozon tabakası delindiyse eğer Önce ozan tabakası delinmiştir de ondan” (*) K Pamuk (Beyaz Kale, Yeni Hayat, Cevdet Bey ve Oğulları) çeviren çalışkan bir karınca! TÜRKİYE’NİN İMAJI Genellikle Türkiye’den yurtdışına giden sanatsal etkinliklerde izleyicilerin büyük bir çoğunluğunu, oradaki vatandaşlarımız ya da oradaki göçmenler oluşturur. Bu, hasret gidermek açısından iyidir, hoştur ama her zaman amaca ulaşıldığı söylenemez. Fazıl Say konserinde dinleyicilerin ezici çoğunluğu Hollandalılardan oluşuyordu. Hollanda’daki “Şimdi Türkiye” festivalinde yer alan etkinliklere 25 bini aşkın bilet satılmış. İzleyenlerin yüzde 60’ının yabancılar olduğu söyleniyor. Çağımız istesek de istemesek de “imaj çağı”. Ne olduğumuz kadar, nasıl tanındığımız da önemli. Yaratıcılık, bilimde güçlü olmak, kültürel zenginlik, evrensel sanatsal iletişim ağının içinde olmak... İnanın, bunlar, politikacıların iki dudağı arasındaki sözlerden çok daha inandırıcı ve kalıcı. “Şimdi Türkiye” etkinliğine emeği geçen herkesi kutlarken içimdeki seslere de kulak veriyorum: 12 Eylül anayasasının egemen olduğu, hâlâ utanç verici bir seçim sistemine sahip, politik partilerin diktatörlük anlayışıyla süregeldiği ülkemde, Cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecinde milletle alay edildiği, milletin yok sayıldığı; eşitsizliğin, kadın erkek ayrımcılığının, dinin simgesi olan türbanın Çankaya’ya taşınma yolunda olduğumuz şu günlerde Türkiye’nin imajı mı? Ortadoğu’nun ılımlı ya da ılımsız İslam ülkesi... Bir değil, binlerce “Şimdi Türkiye!” gerek bize! www.zeyneporal.com faks: 0212 257 16 50 Y M Sevgili Can Yücel’i anmak için İzmir’de buluşacağız yarın. “Can Şenliği”nin yedinci yılını şiir, müzik ve dansla kutlayacağız, ozan tabakasının hâlâ delinmemiş olduğunu kanıtlamak için… İzmir Büyükşehir Belediyesi, Konak Belediyesi, Kültürlerarası İletişim Derneği, TÜYAP İzmir Kitap Fuarı ve Can Yücel ailesi işbirliği ile hazırladığımız programa katkı sunan dostlarımıza teşekkür ediyor, İzmirli ‘Can dostları’na yarın saat 11’de Can Sokağı’ndaki açılış töreninde randevu veriyoruz. Can Şenliği’nin hemen ardından, 1 Mayıs’ta emekçilerin bayramını kutlayacağız. Bu bayram vesilesi ile, tüm sanat emekçilerini, bir arkadaşımı özel olarak kutlamak istiyorum. Geçen günlerde, Global Union tarafından “Avrupa’nın Başarılı Kadın Sendikacısı” seçilen BASİSEN AnkaraOrta Anadolu Bölge Başkanı, yazar dostum Yaşar Seyman’ı… İşçi bayramını Can Yücel’in “İşçi Marşı” ile kutlamak istiyorum. İçinde yaşadığımız gergin ortamda, iki kamptan birini seçmeye zorlanan kitlelere, unutturulmaya çalışılan bir gücü anımsatması dileği ile… Hava başka tarafa dönmüş gibi görünse de, “tarihle hızlanmanın” tam zamanıdır. ??? “Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel. Dumanı dağıtacak yıldızpoyraz başladı. Bu fırtına yarınki sütlimanlara bedel. Bahar yakın demek ki, mevsim böyle başladı. Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel. Tekliyor işte çağın çarkına okuyan çark Ve durdu muydu bir gün bu kör avara kas nak, Bir zincir yitirenler, bir dünya kazanacak. Sen de o dünyadansın, sınıfın bil, safa gel! Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel. Köylükler uykusunda döndü, dönüyor so la. Güne bakıyor bebek büyüyen yumruğuyla. Başaklar göverdi, bak, baş koydular bu yo la. Şaltere uzanıyor Tanrıya açılmış el Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel. Senlikbenlik bitip de kuruldu muydu Biz lik, Asgari ücret değil, hür ve günlük güneşlik Bir Türkiye olacak aldığın son gündelik. Halk kalacak geride, gidince bu zalim sel. Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel. Tarihle yürüyenler, Tarihle adım adım, Safları sıklaştırın, Tarihle hızlanalım! Lakin hızlandık derken, kolu dağıtma sakın! Başları bozuklar var şimdi bize tek engel! Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel. Sen ki Ferhatsın işçi, günün senin gelecek, İndir külüngün, indir! Del şu karanlığı, del! Del ki dağlar ardından önümüzde bir çiçek Gibi açsın aydınlık, tekmil olunca tünel. Hava döndü, işçiden, işçiden esiyor yel.” (*) (*) Can Yücel, “Ölüm ve Oğlum”, Doğan Kitap [email protected] Ezgiler dostluğu pekiştirmek için ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çeşitli senfoni orkestralarının Türk ve Yunan halklarının dostluğunu vurgulamak amacıyla Türkiye ve Yunanistan’da düzenlediği konserler devam ediyor. Etkinlik kapsamında Ender Sakpınar yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO), Yunan solistlerin katılımıyla bugün saat 20.00’de bir konser verecek. Müzisyenlerin, geçen yıl haziran ayında başlattıkları proje çerçevesinde Ankara, Eskişehir, Marmaris, Rodos gibi çeşitli yerlerde konser veren farklı orkestralar, “barış ve umut” temalı konserlerinde Türk ve Yunan ezgilerini seslendiriyor. Müzisyenler yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarından destek alıyor. Başkentte dün gece düzenlenen konserin tekrarı, bu akşam saat 20.00’de CSO Konser Salonu’nda yapılacak. Yunan sanatçılar Anthulas Christos, Loggos Yorgos, Tsekas Kostas ve Iris Mavraki’nin solist olarak katılacağı konserde, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Şefi Sakpınar, konuk şef olarak görev alıyor. ÖDÜL, OĞUZ VE DÜZGÜNER’İN Behzat Ay Yazın Ödülü sonuçlandı Kültür Servisi Bu yıl gezi türüne ayrılan “Behzat Ay Yazın Ödülü” sonuçlandı.Emin Çölaşan, Yusuf Çotuksöken, Öner Yağcı, Orhan Kural ve Elgiz Pamir’den oluşan seçici kurul, birincilik ödülünün Eser Deniz Oğuz ile Burcu Tuğba Düzgüner arasında paylaştırılmasına karar verdi. Seçici kurul ayrıca İncila Çalışkan, Tahsin Şimşek ve Mehmet Ali Sulutaş’ın yazılarını övgüye değer buldu. Kazanan yazarlara ödülleri Behzat Ay’ın doğum günü olan 2 Mayıs’ta, Ayvalık İnönü Kültür Merkezi’nde düzenlenecek törenle plaket eşliğinde verilecek. Sunuculuğunu Elgiz Pamir’in üstleneceği tören “Fotoğraflarla Behzat Ay” sergisiyle başlayarak Şef Reyhan Bezdüz yönetimindeki Mersin Operası Çocuk Korosu konseriyle sürecek. Öner Yağcı, Orhan Kural, Yusuf Çotuksöken ve Ahmet Yorulmaz’ın da katılacağı etkinlik “Türkiye’de Gezi Edebiyatı” konulu panelle sona erecek. TEMA TEMA VAKFI ÇELENK BAĞIŞ HATTI Vefat, nikâh, açılış gibi özel günlerde sevdikleriniz adına fidan diktirebilirsiniz. İstanbul Tel: 0 212 284 80 00 İzmir Tel: 0 232 464 58 68 Ankara Tel: 0 312 419 73 02 Kalbinizi Koruyun TÜRK KALP V AKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/İstanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks: (212) 212 68 35 Sahibinden DOKTORA kiralık daire Bakırköy İncirli Tel:0536 253 97 08 0212 572 67 24 CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle