27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 NİSAN 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’yla birlikte İstanbul Oyuncak Müzesi’nin 2. yaşını kutluyoruz 15 ESİNTİLER ZEYNEP ORAL ‘Örneklerinden daha güzel’ Yarın 23 Nisan... Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’yla birlikte, İstanbul Oyuncak Müzesi’nin 2. yaşını kutluyoruz... Muzaffer Tansu’nun mektubundan kısa bir bölüm okuyoruz: “Bu mektubu yazmamın nedenlerinden biri de İstanbul Oyuncak Müzesi ile ilgili. Toplumumuzun müzelere olan yoğun ilgisini (!!!) bildiğimden böyle bir şeyi hayata geçirmeniz beni sevindirmekle beraber, düşündürdü. Umarım bu proje hak ettiği ilgiyi görüyordur. Bulunduğum konum itibarıyla müzeyi ziyaret etme şansım yok. Sadece çok sevdiğim bir grup olan Ezginin Günlüğü’nün bir klibinde kısa süreli de olsa müzeyi görebildim. Bu müzenin resimlerini ya da bir kitabını gönderirseniz çok sevinirim.” Müzeye gelmeyen sokak sakinleri AKP Tehlikenin Farkında mı? Milyonlarca soru geçiyor içimden… Şu yukarıdakiyle başlayan, ve her biri yüreğime, beynime, bedenime saplanan, beni paramparça eden milyonlarca soru! Dağılan parçalarımı nereden, nasıl toplayacağımı bilemiyorum. Ne diyor Meclis Başkanı Bülent Arınç? “Cumhurbaşkanı dindar olmalı!” Adama sormazlar mı, peki bundan öncekiler dinsiz miydi? Sormazlar mı, dindarlığın ölçüsü nedir? Gramla, kiloyla, metreyle ölçülemeyeceğine göre nasıl ölçecek? Dindar GÖRÜNMEK mi, türban takmak, çarşafa girmek, şalvarla dolaşmak, kafaya sarık sarmak, bıyıksakal bırakmak mı ölçüt olacak? Beş vakit namaza gitmek mi? Namaza gittiğini gazetelere yansıtmak mı? Her fırsatta, ağzını her açtığında İslami referanslara sarılmak mı? İmamhatip okullarını çoğaltmak mı? (Desenize Kenan Evren’den dindarı yok!) Laiklik düşmanlığı mı?.. Yoksa dindarlığın ölçüsü, ateist olanlara, Hıristiyan, Ortodoks, Protestan olanlara ya da misyonerlere düşmanlık mı? Son ana kadar cumhurbaşkanı adayını açıklamamak milleti aldatmak, oyalamak, gerilimi artırmak değil midir? Ulusun gündemini saptırmak; zamanını, enerjisini harcamak; potansiyelini, çabasını, emeğini, gücünü tüketmek; tartışma, sorgulama, eleştirme, değerlendirme hakkını yok saymak değil de nedir?.. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda “Verdim bir çelik çomak ellerine, oynuyorlar” deyişi bunu söyleyeni mi, yani çelik çomağı vereni mi, yoksa bu söyleme muhatap olanı mı küçültür?.. 23 Nisan’da, Mustafa Kemal’in çocuklara armağan ettiği Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, dünya çocuklarının barış ve dayanışmayı yücelttiği konser ve gösterilere alışık olduğumuz bu günde, Atatürk Spor Salonu’nda “Kuran Okuma Yarışması” açmak acaba nasıl bir ruh halinin, nasıl bir zihniyetin sonucudur? (Neyse ki gelen tepki bombardımanları üzerine, bu parlak (!) fikirden vazgeçildi!) “Kutlu Doğum Törenleri”nin tezahürlerini izledik. Bu törenlerin yapılmasına ilişkin ülkenin her yerine bir yazı, bir genelge yollandı mı? İlköğretim öğrencileri kız çocuklarının başları türbanlı, ilahiler söylemesi, çocukların kötülükleri temsil eden 4 başlı ejderhayı tekbir getirerek öldürmeleri, okul müdürlerine yollanan yazılarla bu törenlere “mutlaka katılmaları” istenmesi, zorlanması, normal mi? Bunlar, anayasanın laiklik ilkesine, Öğretim Birliği’ne, Milli Eğitim Temel Kanunu’na uygun mu? Çocuklardan katil yaratmakta hiç zorlanmayan bu ülkede (Hikmet Çetinkaya’nın hep vurguladığı gibi) yoksul çocukların yaşadığı “tarikat yurtları” hiç denetlenmez mi? Bunlarla Emniyet teşkilatının ilişkisi nedir? Ya istihbarat birimlerinin ilişkisi?.. Sırtında sayısız “faili meçhul” cinayetin yükü olan, üç parti değiştirip her devrin adamı olmayı başaran İçişleri Bakanı Aksu, geceleri uyuyabiliyor mu? Kendine hiç mi soru sormuyor? O koltukta hâlâ oturmayı içine nasıl sindirebiliyor? Hrant Dink cinayetinin aydınlanması yolunda adım atılmış olsaydı, Malatya’daki vahşet yaşanır mıydı? Şimdi sıra kimde diye sorabilir miydik?.. Malatya vahşetinden sonra, çeşitli televizyon kanalları Malatya AKP milletvekillerinden görüş almak istediklerinde, oturup AKP’nin ne denli başarılı olduklarını, ekonomiyi nasıl da “uçurduklarını” anlatmaları, çok merak ediyorum AKP’lileri hiç utandırmadı mı? Öfkelendirmedi mi?.. Malatya Emniyet Müdürü, bu dehşet verici olay sonrasında “Bu şahsi bir husumettir. Taraflar arası kişisel bir olaydır” lafını nasıl edebildi, nasıl söyleyebildi? Bunu söyleyebilen bir insan hâlâ o görevde nasıl kalabilir?.. “Provokasyon” sözcüğü bir sığınak, bir cankurtaran mıdır? “Provokasyon” deyip geçmenin rehavetine, kolaylığına sığınıp sözde vicdan rahatlaması sağlamak en büyük tehlike değil midir? Gerçekleştirmek istedikleri “Ilımlı İslam Modeli”nin, bu ülkeyi nasıl bir maceraya sürüklediğini AKP görmez, göremez mi? AKP tehlikenin farkında mı? eposta: zeynep@zeyneporal.com faks: 0 212 257 16 50 andığım oyuncak müzelerinden birkaçını gören ziyaretçilerimizden duymak beni daha da mutlu ediyor. Onlardan biri de Fatoş Gönültaş: “Birçok oyuncak müzesi gezdim, ama bu kadar sevgi ve zevk ile hazırlanmışına rastlamadım. Ellerinize ve yüreğinize sağlık.” İzmir’den gelen bir emekli öğretmenimizin ziyaretçi defterine yazdığı düşünceleri, beni çok iyi anladığını ele veriyor: “Öncelikle sağol oğlum ve katkıda bulunanlar, iyi ki varsınız, iyi ki şiirlerin var. İlle de Salacak’ta senin için içiyoruz çayımızı, kaşığını şıkırdatıyoruz senin için... Ve içimiz üzülerek bakıyoruz, Kız Kulesi’nin yeni haline...” İçindeki çocuğu kaybetmeyenler Muzaffer Tansu, İstanbul Oyuncak Müzesi’ni ziyaret edemiyor, çünkü o Sakarya L Tipi cezaevi’nde bulunuyor!.. Dört duvar arasındaki bir insanın müzeye, müzeciliğe gösterdiği ilgi beni fazlasıyla memnun ederken, bir o kadar da düşündürdü... Düşündürdü diyorum, çünkü müzenin sokağında oturan ve iki yıldır davet ettiğimiz halde müzenin kapısından içeri adım atmayan “sokak sakinleri” geldi aklıma!.. Üstelik, Brezilya’dan, Kanada’dan, Yunanistan’dan, Almanya’dan, Hollanda’dan, Japonya’dan gelen yabancı konuklarımız varken!.. Onlarla konuştuğumda İstanbul Oyuncak Müzesi’ni ülkelerinde duyduklarını, İstanbul’a gittiklerinde mutlaka görmeleri gereken yerlerden biri olarak haberler çıktığını söylediler. Hele yedi kişilik bir grup vardı ki!.. Daha ülkelerindeyken, İstanbul’a geldiklerinde Oyuncak Müzesi’ni ziyaret etmeyi programlamışlar. Ne var ki, kaldıkları beş yıldızlı otelin danışma servisine müzenin yerini sorduklarında yanıt alamamışlar!.. Hangi ülkeden mi geliyorlardı? Sakın şaşırmayın: Suudi Arabistan... Oyuncak Müzesi’ni kurmadan öncesini ve sonrasını yazsam hem güleceğiniz hem de gözyaşı dökeceğiniz bir kitap çıkar ortaya... Ama henüz erken, biraz daha öyküler biriktirmeliyim. Ziyaretçi defterine yazılanlar müzenin haritasını oluşturuyor. Örneğin, Posta gazetesinden Halime Çelikel şöyle anlatmış duygularını: “Girerken çocuğunuzun elinden tutarsınız, çıkarken çocukluğunuz elinizden tutar, diyor Sunay Akın... Ama benim elimden tutmadı çocukluğum... Kollarını kocaman açıp sarıldı bana!.. Gelin, çocukluğunuzla kucaklaşın.” Kıvanç Yılmaz ise şöyle aktarmış duygularını: “Çocuklarını gezdirmeye gelen, çocukluğuna dönen ‘yetişkin çocukları’ görmek beni çok etkiledi. Zaman zaman gülümseyip, zaman zaman gözlerim yaşararak gezdim müzenizi. Eli nize, yüreğinize sağlık.”... Birkaç sayfa sonra İlsu Diyi’nin düşünceleri okunuyor: “Yurtdışındaki örneklerinden daha güzel ve başarılı, şahane şekilde düzenlenmiş bu müze için Sunay Akın’a ve emeği geçen herkese içten teşekkürler”... Ve Cem Rodoslu’nun yazdıkları: “Avrupa’yı gezerken neden biz böyle müzeler yapmıyoruz derdik. Sizinle gurur duyuyoruz.” Lizbon, Nürnberg, Mühih, Rotenberg, Stockholm, Barselona, Viyana, Zürih, Prag, Londra... Gezmediğim, incelemediğim oyuncak müzesi yok, diyebilirim. İstanbul Oyuncak Müzesi’ni kurarken hepsinden de yararlandım... Ama özellikle Nürnberg Oyuncak Müzesi beni her ziyaretimde etkilemiştir. Birikimlerimi sahne tasarım sanatçısı Ayhan Doğan’a anlattım... Bu değerli sanatçı da düşlerimi müzeye dönüştürdü. Evet, İstanbul Oyuncak Müzesi’nin örnekleri arasında en iyilerinden biri olduğunu biliyorum... Ama, bunu Hayır!.. Yarın İstanbul Oyuncak Müzesi 2 yaşına giriyor... Kız Kulesi’ni Şiir Cumhuriyeti ilan ettiğim 1992’de düşlerimle, düşüncelerimle alay etmeye çalışanlar bozamazlar keyfimi... Kız Kulesi bir acıdır yüreğimde... Ama, beni anlayan ve oraya gitmeyi reddedip çaylarını Salacak’ta içenler var oldukça, bir gün o tarihi eserin de müze olacağı inancı hiç eksilmiyor yüreğimden. Ziyaretçimiz K. Olal, müzeyi “yağmur gibi geçen senelerden sonra birdenbire çıkan gökkuşağı”na benzetirken, Hande bulutlarla anlatıyor duygularını: “Buraya ilk gelişim bulutlu bir güne denk geldi. Ama bu güzel dünya hem dışarıdaki hem de içimdeki bulutları dağıttı. Güneşiniz için teşekkür ederiz...” İçindeki çocuğu kaybetmeyenler İstanbul Oyuncak Müzesi’ne duydukları hayranlığı sayfalar dolusu dile getirdiler. Memnun olmayan, beğenmeyen yok mu? 1000 sayfada 1 kişi!.. Müze kültürümüz çoğaldıkça o sayfanın da kaybolacağını biliyorum. İstanbul Oyuncak Müzesi 2. yaşını bir resim sergisiyle kutluyor: İsrailli ve Filistinli çocukların yaptıkları “Mizah Yoluyla Barış” konulu resim sergisi 13 Mayıs gününe kadar müzede görülebilir... İstanbul Oyuncak Müzesi’ne güç katan tüm ziyaretçilerimize yürekten teşekkür ediyoruz... ADIYAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA) ESAS NO: 2005/459 Davacı Hatice Akdemir (Bereket) vekili tarafından davalı Muharrem Aydemir aleyhine mahkememize açılan Boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda verilen gerekçeli karar uyarınca; Davalı Ramazan ve Makbule oğlu, Malatya 16/04/1967 doğumlu Muharrem Akdemir’in adresi yapılan yargılama sırasında tespit edilemediğinden kendisine kararın gazete ilanı ile tebliğine karar verilmiştir. 1 Boşanma davasının KABULÜ ile, Davacı Malatya İli, Yazıhan İlçesi, Mısırdere Köyü, Cilt 155, Hane 49, BSN: 25’te nüfusa kayıtlı, Bekir ve Fatma kızı, Adıyaman 22.04.1965 doğumlu davacı Hatice Akdemir ile aynı yer BSN: 9’da nüfusa kayıtlı, Ramazan ve Makbule oğlu, Malatya 16.04.1967 doğumlu davalı Muharrem Akdemir’in BOŞANMALARINA, 2 Tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak, dava tarihinden itibaren aylık 100,00YTL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 3 Tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak 1.000.00YTL manevi tazminatın ve 1.000,00YTL maddi tazminatın davalıdan alınarak davcıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 4 Tarafların taşınır ve taşınmaz mal varlığı olmadığından, evlilik birliği içerisindeki edinilen mallardan yarısının davacıya verilmesine yönelik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5 Alınması gereken 12,20YTL harçtan daha önce alınmış bulunan 11,20YTL harcın mahsubu ile bakiye 1,00YTL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 6 Davacı tarafından yapılan toplam 221,08YTL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7 Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre 400,00YTL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş olup, karar tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 06/03/2006 (Basın: 13735) İLAN GELİBOLU İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN SAYI: 2005/157 TAL Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kaydı, imar durumu, kıymeti, adedi, evsafı: TAPU KAYITTAŞINMAZ BİLGİSİ: Gelibolu ilçesiSütlüce Köyü Cevizlik Altı mevkii 2536 parsel sayılı arsa vasıflı 3248,73 metrekare yüzölçümlü taşınmazda borçluya ait 1/11 hissenin satışına karar verilmiştir. Belediye Başkanlığı imar verilerine göre günübirlik tesis alanında kalmaktadır. Taşınmazda borçluya ait hissenin değeri bilirkişilerce 5.900 YTL olarak tesbit edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Satış 28.05.2007 günü 11.0011.05 saatleri arasında, Gelibolu Hükümet Konağı Giriş kat, Satış için ayrılan bölümde; açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 07.06.2007 günü aynı yer ve saatlerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevrilme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları ile satış bedeli üzerinden hesaplanacak KDV ile taşınmazın teslimine ilişkin masraflar alıcıya aittir. Birikmiş vergiler varsa satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 11.04.2007 (İİK. m.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 21021) GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI ESAS NO: 2005625 KARAR NO: 20061874 Davacı Dural Kanatlı vekili tarafından davalılar Selime Kaynakçı ve ark. Aleyhine açılan elbirliği halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda; “Davanın kabulü ile M.K.’nun 644. maddesi gereğince dava konusu Küçükçekmece ilçesi, Şamlar köyü, Eski Köy Mevkiinde bulunan tapunun 6 pafta, 629 parsel numarasında kayıtlı bulunan taşınmazdaki elbirliği mülkiyetinin aşağıda belirtilen pay oranları ve paydaş isimleri dikkate alınarak paylı mülkiyete çevrilmesine, 1SELİME KAYNAKÇI 1/216 pay 2RAŞİT KAYNAKÇI 1/216 pay 3AYŞE UYGUN 1/216 pay 4ALİ KAYNAKÇI 1/216 pay 5RIZA DOĞUCU 1/216 pay 6RIDVAN SELVER 1/288 pay 7ÖNDER SELVER 1/288 pay 8AYŞE SELVER 1/288 pay 9AYSEL İLYAS 1/288 pay 10ADNAN DOĞU 1/54 pay 11İBRAHİM ERACUN 1/54 pay 12GÜLNİHAL ERACUN 1/54 pay 13ŞÜKRAN ÜNGÖRDÜ 1/54 pay 14MELAHAT ERACUN 11/960 pay 15İRFAN ERACUN 22/1920 pay 16NEBAHAT Y. KALKAN 22/1920 pay 17NİMET ERACUN 22/1920 pay 18AHMET SERPEN 1/720 pay 19NEZAHAT SERPEN 1/120 pay 20DURAL KANATLI 1/18 pay 21MÜESSER ÇILDIR 1/162 pay 22HÜSNÜ ÇEKSİNA 1/648 pay 23CENGİZ ÇEKSİNA 1/648 pay 24SEMİHA ERİNÇ 1/162 pay 25HAYATİ ERİNÇ 1/162 pay 26SEHER AYDIN 1/162 pay 27NECATİ ERACUN 1/162 pay 28AYŞE ERACUN 1/648 pay 29TAHİR ERACUN 1/216 pay 30MAKSUT MERİÇLİ 1/648 pay 31LÜTFÜ MERİÇLİ 1/864 pay 32ALİ AZİZ MERİÇLİ 1/864 pay 33AYSEL (AYŞE) SİVUK 1/864 pay 34NURSEN ATAY 1/864 pay 35SEMRA SOLAKOĞLU 1/576 pay 36AYŞE TÜLAY TETİK 1/576 pay 37DOĞAN BURKAN 1/576 pay 38SEBAHAT AYBERK 1/5184 pay 39MÜGE SOLEY BURKAN 1/5184 pay 40NEBAHAT BURKAN 1/5184 pay 41ALTINDAL BURKAN 1/5184 pay 42YUSUF BURKAN 1/5184 pay 43HANİFE ERACUN 1/172 pay 44TALAT YUSUF ERACUN 1/24 pay 45TURAN GÜN 24/72 pay 46ORHAN DİZDAROĞLU 1/36 pay 47ILİM VE İRFAN VAKFI 1/36 pay 48NAZMİYE KURT 1/36 pay 49NERMİN KURT 1/36 pay 50AZİZ TÜRKAN 1/36 pay 51İHSAN KALA 28/144 pay olarak paylı mülkiyete çevrilmesine, alınması gereken 12.20 YTL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine. Davacı vekili için takdir edilen 250.00 YTL ücreti vekâletin ve 3.008.76 YTL mahkeme masraflarının taraflardan hisseleri oranında tahsiline,” 14.12.2006 tarihinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği, işbu ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılmasına, tebliğden itibaren 8 gün içerisinde temyiz edilmediği takdirde bu hali ile kesinleşeceği, davalılar AYŞE UYGUN RIZA DOĞUCU RIDVAN SELVER ÖNDER SELVER AYŞE SELVER AYSEL İLYAS ADNAN DOĞU ŞÜKRAN ÜNGÖRDÜ MELAHAT ERACUN NEBAHAT Y. KALKAN NEZAHAT SERPEN MÜESSER ÇILDIR HÜSNÜ ÇEKSİNA CENGİZ ÇEKSİNA SEMİHA ERİNÇ HAYATİ ERİNÇ TAHİR ERACUN MAKSUT MERİÇLİ LÜTFÜ MERİÇLİ ALİ AZİZ MERİÇLİ AYSEL(AYŞE) SİVUK NURSEN ATAY SEMRA SOLAKOĞLU AYŞE TÜLAY TETİK DOĞAN BURKAN SEBAHAT AYBERK MÜGE SOLEY BURKAN NEBAHAT BURKAN ALTINDAL BURKAN YUSUF BURKAN HANİFE ERACUN TALAT YUSUF ERACUN NİMET ERACUN (ÇİM) TURAN GÜN’e karar tebliği yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: Tashih) KÜÇÜKÇEKMECE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ ‘Mizah Yoluyla Barış’ sergisi ? Kültür Servisi Yenilikçilik ve yaratıcılık konularında eğitim veren Maureen Kushner’in İsrail Eğitim Bakanlığı’nın davetlisi olarak gerçekleştiği “Mizah Yoluyla Barış” resim sergisi, İsrail Konsolosluğu aracılığıyla Türkiye’ye taşınıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan günü İsrail’de yaşayan Musevi, Filistinli ve diğer etnik gruplara ait çocukların yaptıkları resimler İstanbul Oyuncak Müzesi’nde sergilenecek. Sergi 13 Mayıs’a kadar sürecek. İstanbul Oyuncak Müzesi, İsrailli çocukların barış özlemi ile yaptıkları resimlere ev sahipliği yaptığı; 8 yıl boyunca Amerika Birleşik Devletleri’nde 67 ve Kanada’da 37 şehirde sergilenen ve 20 milyon kişi tarafından ziyaret edilen bu sergide asıl amaç, resimlerde mizahı kullanarak toplumlar arasındaki bariyerleri kaldırmak ve karşılıklı güven ortamını oluşturabilmek. (0 216 359 45 5051) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle