18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2007 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B B 16 20 17 17 21 19 23 20 10 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B Y Y Y B B Y Y PB 11 11 11 13 14 14 11 10 25 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB Y Y Y 21 22 16 19 17 17 7 7 7 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu bölgeleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Sivas çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışlar genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunda sabah saatlerinde karla karışık yağmur şeklinde olacak. Hava sıcaklığı batı kesimlerinde biraz azalacak. DIŞ MERKEZLER Oslo B 17 Helsinki B 12 Stockholm B 20 Londra B 24 Amsterdam B 22 Brüksel B 24 Paris B 25 Bonn PB 28 Münih PB 25 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB Y PB PB PB Y B B 23 23 20 20 21 21 18 19 25 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y Y Y Y PB Y B Y 8 24 16 31 13 30 11 24 20 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bu heyecanı elbette vicdanlarında, gönüllerinde duymayanlar, hatta devletin önemli koltuklarında oturanlar var aramızda. Örneklemek gerek; kimdir bunlar, kimlerdir? Öyleyse: Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bay Bülent Arınç; cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili bilgi vermek için düzenlediği basın toplantısında çanak bir soruyu yanıtladı. Bugünkü Cumhuriyet Mitingi’ne ve bu mitinge üniversitelerin otobüsler kiralayarak katılma girişimlerine ilişkin değerlendirmesi soruldu. Sureti haktan görünerek yanıtladı soruyu. Yasal olanakların elverdiği ölçüde yapılacak bir mitinge karşı çıkılamayacağını, çıkmadığını söyledikten sonra sözü bu anlamlı toplumsal hareketi organize eden Atatürkçü Düşünce Derneği’ne getireceği yerde.. olayı kişiselleştirdi. ADD’ye saldırısını, dernek başkanı emekli orgeneral eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur üzerine oturttu. ??? Bay Arınç, belgeyle kanıtlanmamış, henüz bir derginin sayfalarında kalan bir savı dayanak yaptı. Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın güncelerinde adı darbe hazırlığının baş mimarı diye geçen Orgeneral Şenuygur’u gerekçe yaparak saldırısını şöyle bağladı: “...Yargı bir inceleme yaparken üzerinde odaklandığı kişi de (Eruygur) 14 Nisan’da bir toplantı (miting) organize ediyor. Buna kanuni engel yok. Ama toplantıya (mitinge) katılacakların iyi düşünmelerini ve böylece bu şahısla ilintili olarak bir toplantıya (mitinge) katılma konusunda daha iyi karar vermelerini kendilerine tavsiye derim...” Emrin olur beyzadem ama Yüce TBMM’ye başkanlık eden bir kişinin böyle bir mitingden küçümseyerek toplantı diye söz etmesi... binlerce üyesi ve gönüllüsü olan bir derneğin (ADD’nin) değil, ama başkanı emekli bir orgeneralin sanki tek başına bir miting düzenlediğini söylemesi, hukuk adına, siyaset adına, hatta partisinin savunur göründüğü laik demokratik ve hukuk devleti adına en hafif yorumla talihsizlik değil de nedir? Bay Arınç, cumartesi günü; daha önceki söylemlerine beş paralık değer vermeyen, laik cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlı binlerce insanın alanı doldurduğunu görünce; acaba diyor ve soruyorum: Benimki de bir umut işte. Pişmanlık duyacak veya yüzünde renk değişimi olacak mı? TBMM Başkanı Bay Arınç’ı bu denli kişiselliğe saptıran temel neden ne? Anımsayacaksınız: Acaba bu son açıklama annesinin Manisa’daki evinde ayinler yapıldığı bilgisi üzerine jandarmanın harekete geçtiğini öğrenir öğrenmez ola ki istediği gibi sonuç vermeyen konuşmada eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’a duyduğu öfkeden mi kaynaklanıyor? ??? Dün düzenlediği basın toplantısında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt’a Bay Arınç’ın mitingle ilgili sözleri anımsatıldı. Gayet açık ve bir asker ama, demokrasiyi özümsemiş bir askere yaraşır bir yanıt verdi: “O dernek yasal prosedürü tamamlamış, yasalara uygun, şiddet içermeyen bir gösteri yapıyorsa ben buna demokratik bir girişim derim” dedi. Söz Orgeneral Büyükanıt’tan açılmışken basın toplantısındaki ana konuya değinmek zorunlu oluyor. RTE’nin Cumhurbaşkanlığı konusunda Orgeneral’in söylemlerini “bekleneni vermedi” biçiminde yorumlayana rastlanıyor. Orgeneral Büyükanıt’ın dikkatle, özenle söylediği cümleyi bir kez daha okuyalım: “...Biz (Silahlı Kuvvetler) hem cumhurbaşkanımızın hem de aynı zamanda başkomutanımızın Silahlı Kuvvetler ve Türk milletinin sahip olduğu cumhuriyetin temel değerlerine, anayasamızda ifadesini bulan laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti idealine, devletin üniter yapısına bağlı ama... sözde değil özde, bunu davranışlarına yansıtacak şekilde bir cumhurbaşkanının oraya seçileceğine olan inancımı belirtmek istiyorum...” Kişisel yorum: Orgeneralin açıklaması tatmin edici mi? Hayır! Ama: RTE ile yaşadığımız kaygılar yaratan rejimsel olayları... gerçek amaçlarıyla bilen, izleyen: TÜSİAD’dan TOBB’ye... kimi sivil toplum kuruluşlarına... mali veya başka nedenlerle iktidarın kıskacı altında yayın yapan, cemaatlerin ve tarikatların cirit attığı ülkede gericiliğe yol alan gelişmelerin üzerine gitmeyen medyaya... CHP dışındaki siyasal partilere kadar hemen bütün kesimler bu zatın (RTE’nin) Cumhurbaşkanlığı’na şapka çıkaracak, dolaylı dolaysız yöntemlerle destek verecek... ...Orgeneral Büyükanıt’ın bu tabloda yer alanların her birinden hatta hemen hepsinden daha net, ad vermeden ne ki nasıl bir cumhurbaşkanı istediklerini, kimi kastettiğini duyumsatan, hiç değilse özü de sözü de amacı da açık tanımlaması... bekleneni vermedi diye eleştirilecek? Doğru oturup lütfen eğri konuşmayalım! Yabancı yayın organları, Orgeneral Büyükanıt’ın açıklamalarına geniş yer ayırdı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘ABD yönetimi kaygılı’ Dış Haberler Servisi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşmasına geniş yer veren dış basında, Türkiye’nin Kuzey Irak’a operasyon yapması olasılığının ABD’yi kaygılandırdığı yorumu yapıldı. İngiltere’de yayımlanan Financial Times, Büyükanıt’ın sözlerinin Türk ve Kürt liderler arasındaki söz düellosuyla başlayan gerilimi daha da tırmandırabileceği değerlendirmesinde bulundu. ABD’nin, Türkiye’nin Kuzey Irak’a olası bir müdahalesine kaygı ile baktığı ve kaçınmak için çaba sarfettiğini belirten İngiliz gazetesi, Büyükanıt’ın konuşmasının hem Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Türk siyasi liderlere hem de Washington’a böyle bir girişime izin vermeleri için baskı yapmayı amaçladığını öne sürdü. Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin K. Irak’a girmesini istemediğini açık bir şekilde belirttiğini yazan gazete, müzakere sürecinde yaşanan sorunlar nedeniyle AB’nin Ankara üzerindeki etkisinin azaldığını ifade etti. ‘Hükümet, seçim öncesi zor durumda kalır’ İngiliz Independent gazetesi, haberi, “Türk ordusu Irak’a saldırı talebinde bulundu’’ başlığıyla duyurdu. Haberde, askeri operasyonun Washington ile ilişkileri zedeleyeceği ve seçim öncesi Kürt kökenli AKP milletvekillerinin tepkisini çekeceği için son çare olarak görüldüğü yorumu yapıldı. AB D’de yayımlanan Washington Post ise Kuzey Irak’a yönelik bir operasyonun ABD’yi, müttefikleri Türkiye ve Iraklı Kürtler arasında bırakacağı yorumunda bulundu. Gazete, Türkiye’de sınır ötesi operasyon için yoğun bir talep olduğunu, ancak olası askeri kayıpların, seçim öncesi hükümeti zor durumda bırakacağını belirtti. New York Times gazetesi, Büyükanıt’ın “şu ana kadar ki en sert’’ konuşmasını yaptığı yorumunu getirirken Türkiye’nin Kuzey Irak’a girme isteğinin, Irak’ı kontrol altında tutmaya çalışan ABD için “korkutucu’’ olduğunu yazdı. Haberde buna karşın operasyon için Meclis onayı gerektiğinden, TSK’nin K. Irak’a hemen giremeyeceği belirtildi. Fransız Liberation gazetesi, Türkiye ve Kürt liderler arasında Kerkük’ün kontrolünü ele geçirmek konusunda, “çetin’’ bir mücadele olduğunu iddia etti. Gazete, gerekçe olarak petrol kaynaklarını gösterdi ve artık liderlerin bunu saklamadığını ileri sürdü. ‘Erdoğan susmak zorunda kalacak’ Büyükanıt’ın açıklamaları Yunan basınında da geniş yer buldu. Kathimerini gazetesindeki haberde, “Recep Tayyip Erdoğan adaylığını koyarak Köşk’e çıktığı takdirde ya askeri bürokrasinin takibi ve her defasında tepkisine maruz kalacak ya da durumu kabullenerek susmak zorunda kalacak’’ denildi. KRISZTINA NAGY AB’den Türkiye’ye: Yapıcı olun ELÇİN POYRAZLAR BRÜKSEL AB, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Kuzey Irak’a yönelik açıklamalarında Ankara’ya “yapıcı olun” çağrısında bulundu. AB Komisyonu Genişleme Komiseri Olli Rehn’in sözcüsü Krisztina Nagy, olağan basın toplantısında Büyükanıt’ın Kuzey Irak’a operasyon yapılması gerektiği yönündeki açıklamalarına yönelik olarak “AB Türkiye’nin bölgede oynadığı yapıcı rolün farkında ve bu noktada Türkiye’nin bu olumlu rolü oynamaya devam etmesi önemlidir” dedi. AB’nin bölgedeki durumu çok yakından izlediğini bildiren Nagy şunları söyledi: “Bizim ümidimiz ve çıkarımız, taraflar arasında çıkabilecek farklılıkların barışçıl ve yapıcı bir biçimde halledilmesidir. Irak’taki istikrar bizim ortak çıkarımızadır.” AB kaynakları bölgedeki tarafların anlaşmazlıkları barışçıl yöntemlerle çözmesi gerektiğini belirterek mayıs ayında yapılacak Irak konferansının komşu ülkeleri bir araya getirmesi açısından önem taşıdığını ifade ettiler. Beşiktaş’ta dava öncesi arbede Limterİş Genel Başkanı Cem Dinç,TekstilSen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter ile Atılım gazetesi ve Özgür Radyo çalışanlarının da aralarında bulunduğu 25 kişinin yasadışı MLKP üyesi oldukları gerekçesiyle yargılanmalarına başlandı. Sanıklara destek vermek için Beşiktaş’taki İskele Meydanı’nda toplanan bir grup, pankart açarak basın açıklaması yaptı. Açıklamanın ardından dağılmayan gruba biber gazı ve cop kullanarak müdahale eden polis, 114 kişiyi gözaltına aldı. Kaçan bazı kişiler 3 banka şubesinin camlarını kırarak yolu bir süre trafiğe kapattı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada bazı kadın tutuklu sanıklar, gözaltında tacize uğradıklarını belirterek suç duyurusunda bulundular. Mahkeme heyeti, Cem Dinç ve Özgür Radyo Haber Müdürü Halil Dinç’in de aralarında bulunduğu 10 sanığın tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi. Oğlu bilgeye sormuş: “Ne yapıyorsun baba?” Bilge kumu dökmeye devam ederken mırıldanmış: “Çölü değiştiriyorum...” Evet, bilgenin yaptığı, az ya da çok, çölü değiştirmek... Bugün Ankara’da Cumhuriyet Mitingi var. Şu günlerde pek çok kişi şunları söylüyor olabilir: “Bir mitingle ne olur ki... Hem bir kişi az bir kişi çok, ne fark eder... Yani, bir milyon kişi toplansa ne olur... Dinleyen kim... Üstelik bakalım medya verecek mi?.. Önceki mitinglerin kaçını birinci sayfalarından verdiler ki?..” Bütün bunlar çok iyi kaçamak söylemler ama geldiğimiz noktada işin özü öyle değil... 5 yıllık suskunluğun ardından uzun zamandır ilk kez böylesine tabana yayılmış bir eylem hazırlığıyla karşılaşıyoruz... İktidar ve iktidarın muhalefet kolu, mitingi başta ADD olmak üzere birkaç derneğin düzenlediğini iddia edip olmadık karalama kampanyalarına girişse de mayanın tuttuğu anlaşılıyor... Bugün Ankara’da... Tandoğan Alanı’nda olmak var! ??? Yaşadığımız 5 yılın muhasebesi elbet yeri geldiğinde derli toplu yapılır. Satır başlarıyla özetlemek gerekirse; AKP iktidarı, Anadolu’dan oy aldıktan sonra Avrupa’dan, Amerika’dan icazet almayı ayakta kalmanın başlıca ilkesi olarak kabul etti. Demokrasiyi, Cumhuriyeti şöyle yorumladı: “Benim iktidarımı güçlendirecek olan yasalar ve kurallar bütününe demokrasi denir. Demokrasinin ayakta kalmasını sağlayan sisteme de cumhuriyet adı verilir.” Her iktidarın medya, kamuoyu, toplum tarafından verilen bir kredisi vardır. Bu gelenekseldir. Kredilendirme 100 gün ve 500 gün olmak üzere iki ana döneme ayrılır. Özellikle 500. günden itibaren hükümetin yapamadıkları öne çıkar... AKP döneminde bu çark işlemedi. Daha bu hafta başında Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon sepetiyle oynadığı, düşük görünmesi için uluslararası telefon ücretlerini ilk kez sepete koyduğu ortaya çıktı. Gazetelerde ucundankıyısından işlendi, o kadar. Yoksa TÜİK’in açılımı şu mudur: Tayyip’i Üzmeyecek İstatistikler Kurumu! Böyle bir icraat anlayışından sonra şu noktaya geldik: Rakamlar iyi, halkın ekonomisi kötü! AKP, bütün bu yaptıklarının üstüne ödül olarak cumhurbaşkanlığı istiyor! AKP’nin devlet sistemini ne hale getirdiğini gerçekten görmek isteyenlerin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in dünkü konuşmasını dikkatle okuması gerekir. ??? Ankara’nın Bakanlıklar bölgesinin kaldırımları geniştir. Melih Gökçek henüz bu bölgede otoban inşa etme aşamasına gelmedi... Bu kaldırımlarda eski siyasetçilerden yüksek bürokratlara, devlet memurlarından Ankara’ya tayin, terfi, sağlık, sınav ve benzer nedenlerle gelen Anadolu insanına kadar her kesimle karşılaşırsınız... Dün öğle saatlerinde Ankara Büromuzun çevresinde kısa bir tur atarken selam veren herkesin ilk sözlerinden biri şuydu: “Yarın (bugün) Tandoğan’dayız, değil mi Balbay?” Bugünkü Cumhuriyet gazetesi okura ulaştığında miting saati yaklaşmış olacak. Ankara dışında olup mitinge katılmaya karar verenler zaten başkenttedir... Ankara’da ve yakın çevresinde oturanlara hâlâ söyleyecek sözümüz var... Bugün saat 11.00’de Tandoğan Alanı’nda olmak var... Tandoğan’dan yükselecek yüz binlerce ses birleşecek, tek bir yürek olacak... Her yürek yüz binlerce sesi içinde hissedip büyüyecek... Umutsuzluk zincirini Ankara’da kırmak bir sonuç değil, bir başlangıç olacak... Ne demiş atalarımız: Umutsuzluk yalnızlıktan doğar! ankcum?cumhuriyet.com.tr Barzani’ye sahip çıkan Irak Meclis Başkanı Meşhedani, Türkiye’yi tehdit etti Fotoğraf:AA ‘İçişlerimize karışanın elini keseriz’ Haber Merkezi İşgal altındaki Irak Meclis Başkanı Mahmud Meşhedani, “Türkiye, Kerkük’e karışırsa biz de Diyarbakır’a karışırız’’diyerek Türkiye’yi tehdit eden Kürt lider Mesud Barzani’ye sahip çıkarak tehditler savurdu. Meşhedani, “İçişlerimize karışanların elini keseriz’’ dedi. Barzani’nin tehditleri üzerine, önceki gün basın toplantısı düzenleyerek Kuzey Irak’a askeri operasyon yapılması yönünde mesaj veren Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın açıklamalarına Irak’tan “tehditvari’’ yanıt geldi. Olağanüstü toplanan Irak Meclisi’nde konuşan Meşhedani, “Barzani’yi kucaklıyorum. Sizin tutumunuz bizim tutumumuzudur’’ diyerek Barzani’ye sahip çıktı. Meşhedani, “Komşu ya da başka bir ülkeden her kim Irak’ın içişlerine karışmaya kalkarsa, hiçbir müdahaleye izin vermeyeceğiz. Daha önce de olduğu gibi dışarıdan uzanan eli keseriz. Bugün olmasa yarın kesilecektir. Buna komşu ülkeler de dahildir” diye konuştu. Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt parlamentosunun başkan yardımcısı Kemal Kerküki ise sınır ötesi harekâtın Irak’a karşı savaş ilanı sayılacağını savundu. Türkiye’nin operasyon için öne sürdüğü gerekçelerin temelsiz olduğunu savunan Kerküki, bölgeye operasyon düzenlenme ihtimalinin bulunmadığını kaydetti. Mesud Barzani’nin açıklamalarını değerlendiren Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Sadettin Ergeç ise Barzani’nin Türkiye’ye yönelik açıklamalarının, “en çok Kürtlere zarar verdiğini’’ söyledi. ERDOĞAN, SEZER’İ ELEŞTİRDİ Bakan Gül: Rejim tehlike altında değil ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’de siyasal rejimin tehlikede olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sezer’in yaptığı konuşmada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt kadar “hassasiyet göstermediğini” savundu. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Türkiye’de siyasal rejimin tehlikede oldmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı seçimini görüşmek üzere AKP’li milletvekilleriyle bir araya gelen Erdoğan, Sezer’in konuşmasını değerlendirdi. Erdoğan, “Sayın Büyükanıt’ın üslübuna bakın gayet güzeldi. Borsa yükseldi, sayın cumhurbaşkanı maalesef aynı hassasiyeti göstermedi. Aynı dikkatte değildi” dedi. KKTC’den dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gül ise Sezer’in Türkiye’de siyasal rejimin tehlikede olduğuna yönelik sözlerinin anımsatılması üzerine “Bu söylediğiniz kapsamdaysa Türk halkı bunlara inanmıyor. Türkiye’ye sadece Türkler değil, yabancılar da güveniyor” diye konuştu. Gül, Büyükanıt’ın sınır ötesi operasyonla ilgili sözlerini ise “Yapılan açıklamaların hepsi planlı ve hazırlıklı açıklamalardır, ayaküstü söylenmiş laflar değildir. Bütün bu açıklamalar dikkatle yapılmıştır. Burada bir şey söylersem bu kararlılığımızı sulandırmış olurum’’ şeklinde yorumladı. Büyükanıt’ın “Cumhurbaşkanı, Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde bağlı olmalı” açıklamasının anımsatılması üzerine Gül, “Bunun tersini düşünmek mümkün değildir” diye konuştu. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı ? Baştarafı 2. Sayfada Öte yandan demokratik sistemin ne ölçüde demokratik olduğunun göstergelerinden biri de bu hakkın kullanılmasına gösterilen tepkilerde gizlidir. Düzenleniş biçimi itibarıyla bireysel, siyasal ve kolektif bir özgürlük olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, düşüncenin toplu ve etkin bir biçimde ifade hakkıdır. Toplu olarak kullanılmasının yanı sıra tüm toplumu demokratik şekilde etkileme amacını taşıdığı için kanaatin/düşüncenin oluşumuna, çoğulculuğa ve dolayısıyla demokrasiye katkı sağlar. Bu denli önemli bir hakkın kullanımı güvenlik sorunu (?) olarak algılanamayacağı gibi, hakkın kullanımına dönük eleştirel bir bakış hiçbir şekilde kabul edilemez. Demokratik hakkın içselleştirilmesi yerine, bana/bize karşı yapıldığına göre kötüdür! bakışıyla yaklaşılması doğal olarak hakkın özüne dokunulmasını da beraberinde getirir. Bu halde de insan haklarına saygının zedelenmesinden öteye demokratik sistemin sorgulanmasının önü açılır. Toplantı ve gösteri yürüyüşünü kullanacak olanlara eleştirel bakmak, karşı gösteri yaptırmak, sakınılması gereken bir tutumdur. Kaldı ki devlet, toplantı ve gösteri yürüyüşü öncesi katılmayı düşünenlere ve toplantıya katılanlara karşı pozitif yükümlülükle karşı karşıyadır: Toplantı ve gösteri yürüyüşünün en geniş katılımla, korkusuzca ve güvenlik içinde yapılacağının garantilerini sağlamak devletin görevidir. Bu bağlamda hangi konumda olursa olsun görevliler de buna özen göstermekle yükümlüdürler. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında da, barışçı toplanma hakkının, demokratik toplumda temel bir hak olduğu ve ifade özgürlüğüne benzer biçimde, bu hakkın da demokratik toplumun temellerinin biri olduğu kabul edilmektedir. Kuşkusuz ki barışçı toplanma hakkı, sadece belirli bir noktada bir araya gelerek yapılan toplantıları değil, aynı zamanda yürüyüşleri de kapsar.Ayrıca, yalnızca bu tür gösterilere katılan bireyler değil, aynı zamanda, başvuru sahibi dernek gibi kolektif bir kuruluş da dahil olmak üzere, bu tür toplantıyı düzenleyenler de bu haktan yararlanır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu hakkın etkili bir biçimde kullanılabilmesini sağlama konusunda bir kararında, “Bir gösteri yürüyüşü, yaymaya çalıştığı düşünce veya iddialara karşı olan kişileri rahatsız veya rencide edebilir. Ancak göstericiler hasımlarının fiziksel şiddetine maruz kalma korkusuna kapılmaksızın gösterilerini gerçekleştirebilmelidir; bu tür korku, dernekleri veya ortak düşünce veya çıkarları savunan diğer grupları, toplumu etkileyen son derece tartışmalı konularda kendi kanaatlerini ifade etmekten caydırabilir. Bir demokraside karşı gösteri düzenleme hakkı, gösteri yapma hakkının kullanılmasını baskı altına alacak kadar geniş tutulamaz” şeklindeki gerekçesiyle devletin pozitif yükümlülüğünün altını çizmiştir. Yargıtay’ın bu konuda görevli 8. Ceza Dairesi de yerleşmiş kararlarında geliştirdiği demokratik tepki kavramıyla toplantı ve gösteri yürüyüşünün silahsız ve saldırısız olması koşuluyla en geniş ölçekte kullanılmasının önünü açmıştır; hatta, ani toplantılarla ilgili düzenleme bulunmamasına karşın “duyarlılık kazanmış bir konuda, ani tepkiyle” yapılan toplantının toplumsal bir refleks olarak kabul edilmesi gerektiğini kararlaştırmıştır. Bir hakkın hukuk belgelerinde düzenlenmesinin yeterli olmayacağı, kullanılmasının en geniş ölçüde sağlanmasının gerektiği unutulmadan, hakkın kullanımı öncesinde tehdit algılamasına yol açacak söylemlerden sakınılması demokratik sistemin zorunlu kurallarındandır. Bir kişiyi dahi olumsuz olarak etkileyecek söylem, o kişinin kullanmayı düşündüğü hakkın özüne dokunacağı unutulmadan, pozitif yükümlülük gereğinin öne çıkarılması evrensel hukuk kurallarının ve mahkeme kararlarının zorunlu sonucudur. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle