Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MART 2007 CUMARTESİ 16 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB Y Y Y Y Y 13 17 15 14 20 18 19 16 12 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 13 17 13 14 12 12 14 10 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y K K B 19 20 14 15 12 14 6 3 0 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın batısı ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu dışında tüm yurt yağışlı geçecek. Yağışlar Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’da karla karışık yağmur ve kar, diğer yerlerde yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Hava sıcaklığı, yağışla birlikte 2 ila 4 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B K B B Y Y Y B Y 3 1 4 12 9 10 12 13 12 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B B Y Y B B Y 6 12 20 13 16 15 18 20 12 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K B B B B B B Y B 4 11 4 13 10 8 8 24 19 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Gazetemize destek mesajları Yurttaş tehlikenin farkında İstanbul Haber Servisi Gazetemizin “Tehlikenin farkında mısınız” sorusuyla Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi başlattığı reklam kampanyasına yurttaş ve sivil toplum kuruluşlarından destek yağdı. Sivil kuruluşlar, “Yaşadığımız günlerin tanığıyız ve tehlikenin farkındayız. Bugün yaşananları görüp de suskun kalan herkes bu suça onlar kadar ortak olmaktadır” açıklaması yaptı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın isim vermeden eleştirdiği kampanyamız, medyada da geniş yankı buldu. Birçok köşe yazarı gazetemizin yayın politikası ile reklam kampanyasının örtüştüğünü ve çok etkileyici olduğuna dikkat çekti. RTÜK’ten baskı ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ reklamlarından rahatsız olan bazı AKP’li milletvekilleri ve kurul üyeleri, televizyon kanallarını reklamı yayımlamamaları konusunda uyardı ? Baştarafı 1. Sayfada ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’le ilgili eleştirel programları nedeniyle bazı televizyon kanallarının cezalandırılması istemiyle rapor tutan İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk, gazetemizin reklamlarını yayımlayan televizyon kanallarının cezalandırılması istemiyle yeni bir rapor hazırladı. Raporda, reklamı yayımlayan kanalların RTÜK Yasası’nın “4/m” maddesinde geçen, “Halkı aldatacak, yanıltacak veya haksız rekabete yol açacak reklam yayınlarına yer verilmemesi” hükmünden cezalandırılmaları istendi. Rapor kurulun önceki günkü toplantısında masaya yatırılırken nihai kararın önümüzdeki hafta verilmesi konusunda görüş birliğine varıldı. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Öztürk’ün hazırladığı bu rapor, reklamı yayımlayan televizyon kanalları üzerinde de psikolojik baskı yarattı. Bazı AKP’li milletvekilleri ve AKP’li RTÜK üyelerinin uyarılarıyla karşılaşan televizyon kanallarının yöneticileri, kurulu arayarak reklamları yayımlayıp yayımlamama konusunda zemin yokladı. Gelişmeyle birlikte bazı kanallar, bir yaptırımla karşılaşmamak için reklamı yayından kaldırma yoluna gitti. Ilıcak mı tetikledi? RTÜK’ün reklamı, Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Bugün gazetesi yazarı Mehmet Ali Ilıcak’ın 27 Şubat’taki yazısının hemen ardından gündemine alması da dikkat çekti. Ilıcak, Cumhuriyet’e saldırdığı yazısında “Bu reklam ‘Kurtlar Va BÜYÜK YANKI YARATTI Gazetemize telefon, faks, eposta yoluyla ulaşan binlerce mesajla, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, sosyal devlet ve hukuk devleti olma niteliklerinin “tehlike” altında olduğu vurgulandı. İnternet medyasında da geniş yer bulan kampanyamızın videosu, ilk yayına girdiği 24 saat içinde video paylaşım sitesi Youtube’da 80 bin kişi tarafından izlendi. Birçok köşe yazarı gazetemizin reklam kampanyasını değerlendirdi. Köşe yazarları, “Başbakan’a bile rahatsızlık veren kampanyanın merkez medyada görmezden gelinmesinin, çok satışlı medya kuruluşlarının iktidara karşı tavır alma güdülerini kaybettikleri” değerlendirmesinde bulundu. Dinci medya ise her zamanki suçlamalarını yineledi. disi Terör’den daha sakıncalı. RTÜK hiçbir tedbir almayı düşünmüyor mu? Öbürü bir film, bir hikâyeydi. Bu reklam basbayağı ülkeyi bölmeye çalışıyor” demişti. Konuya ilişkin soruları yanıtlayan RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi Şaban Sevinç, reklamı kendilerinin de izlediğini ve kurulda değerlendirdiklerini söyledi. Reklamla ilgili son kararlarını henüz vermediklerini ifade eden Sevinç, “Ancak kanaatime göre, reklamda yasaya aykırı bir unsur bulunmuyor. Kurulun da buna ceza vereceğini sanmıyorum. Bu reklamda, herhangi bir kişi ya da partinin adı geçmiyor. Bu, tamamen Cumhuriyet gazetesinin kendi siyasal görüşü paralelinde basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti çerçevesinde hazırlamış olduğu güzel bir reklamdır” dedi. Bir diğer CHP’li Kurul üyesi Arif Merdol da, ortaya çıkan tabloyu “çirkin bir oyun” olarak niteledi. Merdol, “Zira, çocukluğumuzdan beri evimize giren Cumhuriyet gibi önemli bir gazetenin, ulusal bilinç yükünü taşıyan bir gazetenin böyle bir saldırıyla karşı karşıya kalması akla bile gelmeyecek bir olaydır.Türkiye’de sağda solda kalmış ulusal bilinci taşıyan ve Türkiye’nin ulus olmasına katkısı olan bir gazetenin böyle bir muameleyle karşılaşması vahimdir. Cumhuriyet, Türkiye için olmazsa olmaz bir gazetedir çünkü, günlük olarak Cumhuriyet’ten aldığımız bilgileri hiçbir yerden bulamıyoruz” diye konuştu. 3 devrim yasasının yıldönümü İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin çağdaşlaşmasında önemli yeri olan hilafetin kaldırılması, Şeriye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması ve öğretim birliğinin sağlanmasını kapsayan 3 devrim yasası, 83 yıl önce bugün kabul edildi. Yasa ile karşıdevrimcilerin dayanağı olan teokratik kurumlar tasfiye edildi. İstanbul Eğitimciler Derneği, ADD, İstanbul CUMOK, Yeniden Kuvayı Milliye Derneği ve 68’liler Birliği’nin de aralarında bulunduğu toplam 13 sivil toplum örgütü, devrim yasalarının önemini vurgulamak amacıyla bugün saat 12.00’de Galatasaray Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na yürüyecek, CHP Kadın Kolları da saat 11.30’da Taksim’deki Atatürk Anıtı’na çelenk koyacak. Sivil kuruluşlar ayrıca yayımladıkları mesajlarda, “hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik niteliğinden yararlanarak toplumu yeniden din kurallarına göre yönetme hevesine kapılamayacağı” vurgulandı. ÇYDD: Türkiye Cumhuriyeti, devrim yasaları ile toplumun çağdaşlaşmasını sağlayacak bir eğitimle, kadınerkek tüm bireylerin, din ve vicdan özgürlüğü içinde, eşitlikçi, düşünen, sorgulayan, araştıran, özgüvenli, hak ve ödevlerinin bilincinde yurttaşlar olmalarının önünü açtı. Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı adına Erdal Atıcı: Medrese benzeri okullar, dershaneler, kurslar, tarikat yurtları, bugün ülkenin her yanını pıtrak gibi sarmış, bu okullardan mezun olanlar pınarların başlarını tutmuşlardır. Öğretim Birliği Yasası delik deşik edilmiştir. Ne yazık ki bilim dışı, akıl dışı safsata ve hurafeler ders kitaplarına kadar girmiştir. Ders kitaplarındaki değişimlerden Türkiye’nin nereye doğru götürülmekte olduğu anlaşılmaktadır. Tehlike büyüktür. Türk Gençliğine Hizmet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu: Yabancı yayılmacı güçlerin işgalinden kurtarıp bağımsızlığımızı sağlayan Ulusal Kurtuluş Savaşı’yla yücelen onurumuzun simgesi laik Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yoldan asla ayrılmayacaktır. Mustafa Kemal Derneği Genel Başkanı Kamran Baran: Bugün Türkiye çağdaş görünümünden hızla uzaklaşmaktadır. Atatürk devrimlerinin ve laik Cumhuriyetin düşmanları bilim yuvalarını örümcek ağı gibi kuşatmaktadırlar. PARTİ VE STK’LERDEN DESTEK Bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, AKP iktidarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, sosyal devlet ve hukuk devleti olma niteliklerinin “tehlike” altında olduğuna dikkat çekerek, mesajlarında cumhuriyetin kazanımlarının her koşulda korunacağını vurguladılar. Şinasi Öktem (CHP İstanbul İl Başkanı): CHP olarak tehlikenin farkındayız. 85 yıl önce şehit kanlarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm değerleri bugün AKP iktidarının ‘kara kuşatması’ altında. 4 yıllık iktidarları döneminde Cumhuriyetin kazanımlarını, ilkelerini ve kurumlarını örseleyen AKP’nin ve Başbakan Erdoğan’ın hedefinde Cumhurbaşkanlığı makamı bulunmaktadır. Hikmetyar’ın dizinin dibinden kalkıp, Amerika’nın dizinin dibine çöken birinin bu iradeyi temsil etmesi söz konusu bile olamaz. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal’in koltuğunu bir ‘karşıdevrimciye’ teslim etmeyeceğiz. 16 Mayıs’ta saatlerimizi 100 yıl geriye aldırmayacağız. Hakkı Sevim (Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi Derneği Genel Başkanı): Cumhuriyetin reklam kampanyasıyla vurgu yaptığı tehlikenin farkındayız. Yurt çapında örgütleniyor, kazanımlarımızı korumak için çalışıyoruz. Sevr heveslilerine geçit vermeyeceğiz. Gülseven Yaşer (Çağdaş Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı): Cumhuriyetimiz bugün çağdaş değerlerle açıkça hesaplaşan gerici bir zihniyetin kuşatması altındadır. Bugün suskun kalan herkes, bu suça ortak olmaktadır. Hepimiz yaşadığımız günlerin tanığıyız ve tehlikenin farkındayız. Prof. Dr. Türkan Saylan (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı): Cumhuriyet’in başlattığı kampanyayı yerinde buluyorum. Bizler tehlikenin farkındayız ve cumhuriyetin değerlerinin tehlikede olduğunu yurttaşlara duyuran kampanyayı destekliyoruz. Çözüm üreterek bizi bekleyen bu yakın tehlikenin önüne geçmeliyiz. Prof. Dr. Necla Arat (İÜ Kadın Sorunları Araştırma ve Uyguluma Merkezi Başkanı): Tehlikenin farkındayız. Devrim yasalarından yana, çağdaş ve laik bir cumhurbaşkanımız olmasını istiyoruz. Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu (Türk Gençliğine Hizmet Vakfı Başkanı): Aydınlanma devriminin karartılmaya çalışıldığı bugünlerde tam anlamıyla yapılması gereken bir kampanyaydı. Gazetemizle aynı duyarlılığı taşıyarak mücadeleyi destekliyoruz. Uğur Seten (ADD Genel Merkez Denetleme Kurulu Başkanı): Aydınlanmanın gazetesi Cumhuriyet’in uyarıcı nitelikteki kampanyasına destek için herkese çağrıda bulunuyoruz. Bu kampanyanın demek istediği, devletin ABD’den değil Ankara’dan yönetilmesi gerektiğidir. Ahsen Yoldemir (Cumhuriyet Kadınları Derneği Üsküdar Şubesi Başkanı): Laikliğe, Atatürk’e inanmayan Köşk’e çıkamaz. Metroda toplu namaz AnkarayMetro Kızılay İstasyonu’nda cuma günleri öğle saatinde ortaya çıkan manzara, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinin hangi noktaya geldiğini gösteriyor. Kızılay yakınlarında Maltepe ve Kocatepe camilerinin bulunmasına karşın yüzlerce kişi koridorlarda toplu namaz kılıyor. Cuma namazı saatinde, istasyonda bulunan mescidin dışına taşan insanlar, kimi gazete kâğıdı, kimi de paltosunu kullanarak namaz kılmak için saf tutuyor. İstasyonun koridorlarının namaz kılan insanlarla dolması, alışveriş yapmak isteyen ya da herhangi bir yere gidecek olanlara zor anlar yaşatıyor. Namaz saati boyunca, dükkânların büyük bölümünün kapalı tutulması ve satış yapılmaması da dikkat çekiyor. CHP Ankara Milletvekili Prof. Dr.Yakup Kepenek, “Hiç kuşkusuz ibadet kutsaldır ve toplumun tüm kesimlerince de bu kutsallık benimsenmiştir, saygı gösterilir. Ancak bu özgürlüğün kamusal düzeni ve işleyişi bozmaması önemli” dedi. Kepenek, kamusal düzenin ibadet gerekçesiyle yıpratılmasının, en başta dine zarar vereceğine dikkat çekti. CHP Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı ise ibadet özgürlüğünün laik sistemde güvence altına alındığını ifade ederek “Ancak dinde dayatma ve gösteriş yoktur” dedi. (Fotoğraf: KORAY AVCI) runun yaşanmayacağı düşüncesi hâkimdi. AKP’nin AB sürecine sarılmasıyla birlikte bu kuşkuya da çare bulundu, dendi ki: “AKP, AB ilkelerini benimsedikten sonra laiklikte de tehlike olmaz. Zira AB’nin temelini oluşturan unsurlardan biri laiklik!” Ancak süreç böyle işlemedi. AKP’nin AB sürecini “hedefine ulaşmak için bir başka tramvay” olarak düşündüğü ortaya çıktı. Zira AKP’liler özgürlük deyince “inanç özgürlüğünü”, insan hakları deyince “türbanı” anımsıyorlar, başka bir şey düşünmüyorlardı. AB, AKP’nin bu niyetini çok iyi bildiği halde, kendi işine gelen bir iktidar olduğunu düşündüğü için görmezden geldi. Bu takıyyeyi sadece AB değil, dışımızdaki öteki kurumlar da uyguladı. IMF’den ABD’ye, AB’den komşularımıza kadar bütün kesimler AKP iktidarı ile Türkiye’den bütün istediklerini alabileceklerini düşünüyorlar. ??? Gelinen noktada AKP’nin sadece laiklikte değil, bundan da öte, ülkenin temellerinin sallanmasında da rolü olduğunu görüyoruz. “40 yıllık yöntemlerle bu sorunlar çözülmez” diye yola çıkan ve Cumhuriyet tarihiyle hesaplaşmayı göze alan AKP iktidarının işi hangi noktaya getirdiğini ortaya koymak için bir örnek verelim... Devlet kurumlarından başlayalım... İşin alfabesidir; demokrasi bir kurallar ve kurumlar bütünüdür. Başbakan son dönemde yaptığı açıklamalarda şunu işliyor: “Cumhuriyeti sadece cumhur korur, kurumlar korumaz...” Aynı Başbakan konu türban olunca şunu da söylüyor: “Biz bu konuda kurumlar arası mutabakat arıyoruz. Bunu başaracağımıza inanıyorum.” Hangisi doğru? Başbakan’ın her iki açıklama ile neyi söylemek istediğini öngörmek zor değil, ama kurumları işine gelmeyince yok sayıp işine gelince uzlaşma yeri olarak görmek, kime ne yarar sağlar? Başbakan, kurumlar arası mutabakat derken şunu söylemek istiyor: “Bütün kurumlar bizim gibi düşünmeye başladığı gün mutabakat sağlanmış olacak.” CumhurCumhuriyet ikilemini getirmesinin arkasında yatan da şu olsa gerek: “Cumhuriyetin tek kurumu var, o da biziz...” ??? AKP’nin Kuzey Irak ve Kıbrıs politikasında Türkiye’yi sürüklediği nokta şudur: “Kendisinden ne istenirse yapacak, tepki vermekten aciz bir ülke...” Sadece son 15 gün içinde dışarıdan gelen açıklamalara ve hükümetin buna verdiği, daha doğrusu vermediği yanıtlara bakmak, bunu kanıtlamaya yeter... AKP’nin tartışma konusu haline getirdiği 4 maddeyi aktaralım: 1. Türkiye’nin bütünlüğü... 2. Türkiye’nin ulusal çıkarları... 3. İç barış... 4. Laiklik... Artık ekonomiden, gelir dağılımındaki dengesizlikten, tarımdaki sorunlardan öte, Türkiye’yi devlet yapan değerler erozyona uğruyor. AKP için tek parti iktidarı tanımı uymuyor. Bu icraatı şu tanım daha iyi ifade ediyor: Tek parti devleti! AKP, kadrolaşmadan ihale ayrımcılığına, parti çıkarlarını ülke çıkarlarının önüne koymaktan dönem zengini yaratmaya kadar, önceki iktidarlarda da tanık olduğumuz pek çok olumsuzluğu öylesine ölçüsüzleştirdi ki tanım bulmakta zorlanıyoruz... Ülkenin hiçbir temel sorununa çözüm bulamayan hükümet, ülkenin temellerini çözüyor... Sorabildiğimiz en hafif soru şu: Bu hükümet kimin hükümeti? ankcum?cumhuriyet.com.tr Lagendijk, ordu karşıtı görüşlerine yenisini ekledi TSK laiklikte taraf olmasın İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yönelik suçlayıcı açıklamalarıyla bilinen TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, 301. maddenin koşulsuz olarak kaldırılmasını isterken TSK’nin “laiklik konusunda taraf olmaması’’ gerektiğini ileri sürdü. İzmir’de Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) tarafından düzenlenen “Müzakere Süreci ve Sivil Toplum Kuruluşları” konulu panelde konuşmacı olarak yer alan Lagendijk, “301. maddenin koşulsuz olarak kaldırılması, azınlıklara istedikleri haklarının verilmesi, ordunun laiklik konusunda taraf olmaması, AB’ye karşı çıkan sivil toplum kuruluşlarının aksi yönde görüş benimsemesine ikna edilmesi, AB taraftarı olan sivil toplum kuruluşlarının Brüksel ile daha sıkı ilişki kurması gerektiği yönünde’’ öneriler sundu. TSK’nin laikliği koruma görevi olmadığını öne süren Lagendijk, “Neden ordunun, devleti, laikliği koruyacağına inanılır? Ordunun bu konuya el atmaması gerekiyor. Bunun için güçlü politikacılara, özgür basına, güçlü sivil toplum örgütlerine ihtiyaç var” dedi. Toplantıya konuşmacı olarak katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Lagendijk’e sert çıktı. Öymen, “Adı ve sıfatı ne olursa olsun Avrupa’dan gelen bir yabancı bize bu konuda ders veremez. Bizden öğrenecekleri var, öğretecekleri yok” diye konuştu. Bonn’da ABD’li bir koramiralin Irak’tan laikliğe, İslamiyet’e kadar birçok güvenlikle ilgisi olmayan konuda açıklama yaptığını anımsatan Öymen “Onlar konuşur, onlar ABD’li, onlar Avrupalı.Türk ordusunun konuşmasında sizi rahatsız eden askerin konuşması mı, yoksa söyledikleri mi? Asker ne diyor ‘PKK konusunda güvenliği sağlayacağım’ diyor. İşi bu, yapmasın mı? ‘Laikliği koruyacağım’ diyor. Türkiye’de laikliği sadece asker korumuyor ki. Biz de elimizden geleni yapıyoruz. Asker biliyor ki, laiklik giderse demokrasi gider, demokrasi giderse,Türkiye İran olur. Bunu mu istiyorsunuz?’’ dedi. ‘Performans adına devleti soyuyoruz’ Çeşitli incelemelerde bulunmak amacıyla dün sabah Burdur’a gelen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde pratisyen doktor Vedat Oruç tarafından protesto edildi. Akdağ, hastaları ziyaretinin ardından Acil Servis’te inceleme yaparken Acil Servis’te görevli pratisyen hekim Oruç, Bakan Akdağ’ı “Hoş geldiniz’’ diyerek karşıladı ve taşıdığı “Doktor, hasta, eczacı el ele verdik, performans adına devleti soyuyoruz’’ yazılı dövizi kaldırdı. Şaşkınlık yaşayan Bakan Akdağ, hekim Vedat Oruç’a, “Soyma, soyuyorsanız sana ve arkadaşlarına soruşturma açacağım. Neden soyuyorsunuz’’ diye sordu. Doktor Oruç’un, “Maalesef efendim’’ demesi üzerine Bakan Akdağ, dövizi kaldıran Oruç’a, “İtiraf ediyorsunuz yani. Hakkında soruşturma açacağım’’ dedi. Hekim Oruç, Bakan Akdağ’a, “30 yıldır pratisyen hekimim. Yaşadığım bu’’ deyince, Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanvekili Muhammet Gedik’i yanına çağırarak “Buna ve arkadaşlarına soruşturma açın’’ talimatını verdi. Oruç, emniyet güçlerince sorguya alındı. (AA) CUMHURİYET 16 K