Katalog

19 MART 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Cengiz Bektaş: Sanat insanlara aydınlık, mutlu, barışla belirlenmiş bir geleceği sunmak için yapılmalı 15 ‘Dilim benim yurdumdur’ EGEMEN BERKÖZ u yılki Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü “Dün Bugün’’ adlı son şiir kitabıyla kazanan Cengiz Bektaş’la keyifli bir söyleşi yaptık. Şiirinin köklerinden başlayıp mesleği mimarlığın şiiri üzerindeki etkisine, Türkçe sevgisine kadar uzandık. Şiirin doğadan, topraktan, Anadolu’dan günümüzün dünyasına, bu dünyanın ezen ezilen çelişkisine, tüketim hırsına, bütün bunların doğurduğu acıya, öfkeye uzanan bir çizgide konuşuyor.. diyorum. Sen ne diyorsun? CENGİZ BEKTAŞ Bu doğaçtan böyle. Başlangıçta ölçüp biçerek bu yolu seçmiş olduğumu söyleyemem. Ama çocukluktan, yetişmemden, özellikle anamın etkisinden böyle oldu. Yaş aldıkça da bu çizgi kalınlaştı. Çünkü yazdıklarımla yaşadıklarım hep çakıştı. İnanıyorum ki sanat insanlara aydınlık, mutlu, barışla belirlenmiş bir geleceği sunmak için yapılmalı. Şiirinde Anadolu’nun, doğanın yanı sıra halk şiirinin sesi, etkisi de seziliyor… BEKTAŞ Bu da doğal. Ninemin çocuk öykülerinden Yunus’u, halk şiirini öğrendim. Hatta Yunus’u bir gün kitapta gördüğüm zaman şaşırdığımı anımsıyorum. Özellikle, karışık bir dünyaya doğmuş olan Yunus, her yönüyle sevgiyi söylerken beni çok etkiledi. Bunda doğduğum yörenin etkisi de var. Bu yöre, eskil çağdan beri doğa sevgi B inemin çocuk öykülerinden Yunus’u, halk şiirini öğrendim. Özellikle, karışık bir dünyaya doğmuş olan Yunus, her yönüyle sevgiyi söylerken beni çok etkiledi. Bunda doğduğum yörenin etkisi de var. Bu yöre, eskil çağdan beri doğa sevgisini, insan sevgisini dillendirip gelmiş bir yöre. ” “N ne diyeceksin? BEKTAŞ Adı üstünde, Türkçe. İstanbul Erkek Lisesi’nde bütün bir kuşak dil duyarlığıyla yetiştirildik. Dilimi hem çok seviyorum, hem de onun konuşulduğu ortamı gerçek yurdum olarak duyumsuyorum. Tüm şiirlerimde yabancı sözcük hemen hemen yoktur. Dağlarca’nın yolladığım ilk şiirde bundan etkilendiğini sanıyorum. Sonra tanıştığımızda, ilk kez konuştuğuyla yazdığı birbirini tutan biriyle karşılaşıyorum demişti. Ayrıca, sen de, başkaları da, hepimiz orda buluştuk. Çünkü bu duyarlık hepimizde vardı. Brubeck’in yaşamı beyazperdede ? LONDRA(BBC) Caz müziğinin önemli isimlerinden Dave Brubeck’in yaşamı, belgesel görüntülerin de yer alacağı bir filmle beyazperdeye yansıyacak. Filmin yapımcısı Clint Eastwood, Bruce Ricker’ın yöneteceği filmin adının ‘Dave Brubeck In His Own Sweet Way’ olacağını söyledi. “Dave Brubeck, müziğe özgün katkılarda bulunmuş, tüm bir kuşağa bu müziği tanıtmış ve uluslararası bir dil olan müzikte derin araştırmalarını sürdürmüştü’’ diyen Eastwood, Stockton Pasifik Üniversitesi Brubeck Enstitüsü’nün de onursal üyesi. Filmde, Brubeck’in son çalışması ‘the Cannery Row Suite’dan ilk dönem tanıtımlarına, kulisteki anlarından son konserine uzanan bölümler yer alacak. Yönetmen Ricker’ın yaşamöyküsünü çektiği diğer sanatçılar arasında Thelonious Monk da var. Ricker ve Eastwood, şu günlerde Tony Bennett’ın yaşamını konu alan ‘The Music Never Ends’i çekiyorlar... YÜREKTEN SEVİNDİĞİM ÖDÜL Mimarlık ödüllerin ayrı. Şiirde de bu ilk ödülün değil, değil mi? Bir Dil Kurumu Ödülün olduğunu anımsıyorum. BEKTAŞ TDK Ödülü denemeinceleme dalındaydı. İlk şiir ödülüm, Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki, Bedri Rahmi’nin seçici kurulunda olduğu bir yarışmadadır. İkincisi TRT Tek Şiir Başarı Ödülü’dür. 1971. Üçüncüsü Romanya Uluslararası Edebiyat Gün ve Geceleri etkinliğinde verilen Ovidius Şiir Ödülü. Bu ödül çok güçlü bir seçiciler kurulunca belirleniyor. Ceyhun Atuf Kansu Ödülü sonuncusu. Özellikle çok sevdiğim, benden çok daha genç bir ozan ile dilimizin iki büyük ustasının seçici kurulunda olduğu bu ödülün bana verilmesi beni gerçekten gönendirdi. Ama yürekten sevindiren Ceyhun Atuf Kansu adına verilen bir ödül olması. sini, insan sevgisini dillendirip gelmiş bir yöre. Buna da şaşmıyorum desem yalan olur. On yaşımda ayrıldığım Denizli beni böylesine nasıl etkileyebildi diye. Aynı zamanda mimarsın. Ya da önce şair misin, mimar mısın? Şiirinde mimar olmanın etkisi nedir? BEKTAŞ Doğal olarak önce şiir vardı. Ona, bana göre, en yakın uğraş da mimarlıktı. Çünkü ikisi de yoktan var etmektir. Saptama sanat olamaz. Sanat yaratmadır. Şiirde de, mimarlıkta da bilinen sözcükler ÖNCE ŞİİR VARDI le ya da bilinen gereçlerle daha önce var olmamış bir şey yaratıyorsun. Ben bunu üstelik her türlü süslemeden arındırarak, elden geldikçe yalın yoldan yapmaya çalışıyorum. Kısacası, ikisini birbirinden ayırt edemiyorum. Mimarlık açısından coşkulu olduğum sıralar şiir birlikte geliyor ya da tersi. Her ikisi de birbirini etkiledi. İlk yapıtlarımdan birine yazdığı sırt yazısında Tahsin Saraç şiirlerinde sağlam bir yapı görülür demişti. Gerçekten öyle. Şiirimde taşıyan, taşınan bellidir. İlk şiirlerin Dağlarca’nın Türkçe dergisinde çıktı diye biliyorum. Bu da şu soruyu getiriyor: Dilimiz, Türkçe üzerine ‘Filmimin Hikâyesi’ Pentagram’dan 20. yıl konseri Kültür Servisi Ülkemizin en eski heavy metal topluluklarından Pentagram, 20. yıl konserlerinin ikincisini 25 Mart Pazar günü saat 18.00’de Bostancı Gösteri Merkezi’nde verecek. Murat İlkan (vokal), Hakan Utangaç (gitar), Metin Türkcan (gitar), Tarkan Gözübüyük (bas gitar) ve Cenk Ünnü’den (davul) oluşan topluluğun bu konserinin canlı görüntü ve ses kayıtları alınacak. Bu kayıtlar, yapılacak stüdyo çalışmalarından sonra DVD ve ‘Live Music Album’ olarak yayımlanacak. Bu tasarının yanında, yine 2007’de topluluğun eski albümleri de yeniden yayımlanacak. Konserin ses, ışık ve görsel etki açısından da özel bir gösteri olacağı belirtiliyor. (0 216 556 98 00) ? Kültür Servisi Garanti Mini Bank 4. Uluslararası Çocuk Filmleri Festivali kapsamında düzenlenen ‘Filmimin Hikâyesi Yarışması’ için başvuru süresi 26 Mart’a dek uzatıldı. 1996, 1997, 1998, 1999 ve 2000 doğumlu (7 –11 yaş arasındaki) ilköğretim öğrencilerine açık olan yarışmaya, çocuklar en fazla 2 sayfa olarak yazdıkları öyküleriyle katılabiliyor. Çocukların film öyküsüyle katılacakları yarışmanın sonucunda başarılı bulunan 50 öykü, “Filmimin Hikâyesi” adlı bir kitapta toplanacak ve 28 Nisan Cumartesi günü yapılacak açılış töreninde kitaplarını ve ödül plaketlerini alacaklar. (TÜRSAK 0 212 244 52 51 www.tursak.org.tr) Murtezaoğlu, Bienale katılmayacak ? Kültür Servisi Aydan Murtezaoğlu, 10 Haziran21 Kasım 2007 tarihleri arasında düzenlenecek 52. Venedik Bienali’ndeki Türkiye Pavyonu’nda yer alacak sergiden çekilme kararı aldı. İKSV’den yapılan açıklamada, Murtezaoğlu’nun kararı şöyle açıklanıyor: Türkiye’de son dönemlerde gerçekleşen, huzursuzluk yaratan aşırı milliyetçi çatışma ortamı ve tüm bunların üzerine Hrant Dink cinayeti ile kimlik ve aidiyetin sorunlu bir tanıma taşınmış olması gerekçesiyle Murtezaoğlu, Türkiye Pavyonu’ndan çekilmek istediğini belirtti. Murtezaoğlu, kararını “Burada dildeki kodu, mekândaki öntanımlılığı, sanatçı pozisyonundaki tavrı, yine sanatın içinden tartışmaya açamadığımı fark ettim. Sergiden çekilmeyi sessizce, bugün için geçiştirip saklamayı ve ilerideki başka bir tarihe taşımayı düşünüyorum. Olanları görüp demlendirdikten sonra, yargılamak için değil, anlamak adına, hata yapma hakkımı kullanıyorum” biçiminde bildirdi. Türkiye Pavyonu, Murtezaoğlu’nun kararına saygı göstererek sergiye Hüseyin Bahri Alptekin’in katılımı ile devam edecek. Ülkemizin en eski heavy metal topluluklarından Pentagram. E NKA bahar etkinliklerinde bale gösterisi Kültür Servisi Genel sanat yönetmenliğini başkoreograf Cem Ertekin’in yaptığı Çağdaş Bale Topluluğu, 19. ENKA Kültür ve Sanat Bahar Etkinlikleri’nde 20 Mart Salı saat 20.30’da bir gösteri sunacak. Kurulduğu günden beri hiçbir kurumdan destek almadan yurtiçinde ve yurtdışında birçok turneye katılan topluluk, Türkiye’de ilk kez 1985 yılında 29 Nisan Dünya Dans Günü’nü kutlayarak gelenek haline getirdi. Türkiye’nin ilk özel bale topluluğu olan “Çağdaş Bale Topluluğu” klasik, yarı klasik, modern ve özgün koreografilerle iki yüzün üzerinde yapıt sahneledi. (www.enkasanat.org 0 212 276 22 1415/209 www.biletix.com) CUMHURİYET 15 K