10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA ENERJİ neriman?cumhuriyet.com.tr Güney Amerika ülkelerinin enerji bağımsızlığı için Chavez anahtar rol oynayacak ENERJİ KÜRSÜSÜ 9 ENERJİ VİRAJI IIEtem KARAKAYA * Ülkemizde henüz çevre konusunda ciddi bir bilinçlenme görülmese de önümüzdeki dönemde, artan enerji ilgisiyle beraber bunun çevresel ilişkisi de gündeme gelecektir. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de kullanılan enerjinin oldukça büyük bir oranı fosil yakıtlardan sağlanıyor. Küresel ısınmaya neden olan CO2 emisyonu en fazla içeren kömür (özellikle linyit), petrol ve doğalgazdan kaynaklanıyor. Bunlardan sadece linyit ülkenin kendi doğal kaynağı ancak kalitesi oldukça düşük. Petrol ve doğalgaz bilindiği gibi ithal ediliyor. Ekonomik büyümeyle birlikte enerji talebi hızla artarken fosil yakıtlara fazlasıyla bağımlı olmamız, haliyle emisyonların artmasını da kaçınılmaz kılıyor. İklim değişikliğinin yol açacağı toplam maliyeti konusunda şunları söyleyebiliriz: Kasım ayında yayımlanan ve tüm dünyada büyük ses getiren Stern Raporu, iklim değişikliğine yönelik önlemler alınmadığı takdirde, bu felaketin insanlığa yol açacağı tahribatın, dünya GSYİH’sinin yüzde 520’si arasında olacağı tahmin ediliyor. Tüm dünyanın önlem alması durumunda ise bu önleyici politikaların maliyetinin yüzde 1 civarında olacağı tahmin ediliyor. Kârzarar bilançosu açısından durum ortadır. Tabii ki bu felaketin etkileri ülkeden ülkeye değişiyor. Aynı şekilde önleyici politikaların ortaya çıkaracağı maliyetler de uygulanacak politikalara ve ülkenin sosyoekonomik yapısına göre değişim gösterecektir. Bu bağlamda, Akdeniz havzasında olan Türkiye’nin, iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından oldukça fazla etkileneceği tahmin ediliyor. O nedenle ülkemizde iklim olaylarından etkilenecek bölgelerin haritasının çizilmesi; tarım, su ve kıyı bölgelerine yönelik gerekli olan uyum (adaptasyon) politikalarının geliştirilmesi için hazırlıklar yapılması gerekiyor. 19902004 arasında ülkemizde sera gazı emisyonları yüzde 72.6 oranında artış gösterdi. Bu oranla Türkiye, tüm EK1 ülkeleri içinde sera gazı emisyonu artışında ilk sırayı aldı. BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde (UNFCCC) iki EK mevcuttur. EK1 listesinde küresel ısınma sorununa karşı sorumluluk taşıyıp sera gazı emisyonlarını azaltma yönünde belirli yükümlülükler alan sanayileşmiş ülkeler vardır. EK2 listesi ise EK1’in içindeki gelişmiş olan ülkelerden oluşur ve yükümlülüklerine ilaveten azgelişmiş ülkelere teknolojik yardım sağlama sorumluluğu vardır. Türkiye OECD ülkesi olduğu için ilk başlarda her iki listede yer alıyordu, ancak daha sonra 7. Taraflar Konferansı olan Marakeş’te EK2’den çıkma talebi kabul edildi ve su anda EK1 ülkesi statüsüyle UNFCCC’yi imzaladı. Chavez’in kozu: Enerji Chavez, Güney Amerika liderleri ile Venezüella’dan Arjantin’e kadar uzanan dünyanın en büyük boru hattı projesinin çalışmalarına başladı. Chavez, 2007’de inşasına başlayacakları doğalgaz projesinin Latin Amerika’nın bugüne kadar gerçekleştireceği en büyük proje olduğunu düşünüyor. NERİMAN ÖZCAN UĞUR KUTLUKAYA ? kat artırma teklifinde bulundu. Venezüeula, petrolden ve doğalgazdan büyük gelir elde etmesi ile kıtanın en büyük sesi oldu. Chavez, uzun zamandır kıtayı enerji bağımsızlığına kavuşturmak için petrolden ve doğalgazdan elde ettiği geliri altyapı yatırımlarına kullanıyor. Bu kapsamda Chavez, Güney Amerika liderleri ile Venezüella’dan Arjantin’e kadar uzanan dünyanın en büyük boru hattı projesi çalışmalarına başladı. Herkes bu projenin doğalgaz meselesinin ötesinde bir öneme sahip DOĞALGAZ CEPHESİ G üney Amerika halkı, sanayi devriminden sonra yeni oluşan dünya düzeninde kapitalizmden en olumsuz etkilenen halk oldu. 18. yüzyılın ortalarına kadar zengin gümüş madenleri ile Avrupa devletlerinin ve İspanya Krallığı’nın sömürülerine maruz kalan Güney Amerika’da halkın elinde kalan açlık, sefalet ve yoksulluk oldu. Yaşanan bu olumsuzlukları ortadan kaldırabilecek bir Latin Amerika birliği, yıllardır birçok devlet adamının en büyük hayali. 19. yüzyılda yaşayan Simon Bolivar, 20. yüzyılın ortalarında; bugün hasta yatağında yaşam savaşı veren Fidel Castro, sosyalist devrimci hareketin en önemli sembolü olan Che ve günümüzün en renkli liderlerinden olan Hugo Chavez, bu liderler arasında en akılda kalanları. LATİN BİRLİĞİ Simon Bolivar’ın kurduğu birliğin bir süre sonra yıkılması sonrasında su yüzüne çıkan en önemli sorun, yapılan devrimlerin ekonomik olarak nasıl desteklenebileceği olmuştu. Küba’nın, devrim sonrası ABD’nin baskılarına karşı yıllardır ayakta kalabilmesi, bugünkü antiemperyalist düşünce için oldukça önemli, ancak Küba’nın siyasi olarak kazandığı başarıyı ekonomik olarak da başardığı söylenebilir mi? Birkaç yüzyıl öncesine kadar ülkelerin ayakta kalması, kazanılan savaşlarla mümkün olabiliyorken bugün sadece siyasi kazanımlar ülkelerin ayakta kalmasına yeterli oluyor mu? Günümüzün en önemli silahı, gerçekten hâlâ “silah” mı? Zamanımızın en önemli silahları, enerji kaynaklarına ve onları işleyebilecek teknolojiye sa hip bir ekonomik yapıya sahip olmak. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının nedeni, büyük enerji kaynaklarını yeryüzüne çıkarabilecek ve işleyebilecek bir teknolojiye sahip olmamasıydı. Günümüzde Rusya’nın son yıllardaki ekonomik atağının arkasında, dünyanın en önemli doğalgaz ve petrol üreticilerinden olması yatıyor. Ortadoğu’daki savaşların nedeninin de büyük ekonomilerin zengin petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip olmak arzusu olduğu bir gerçek. Çin’in, Kazakistan yönetimiyle ardı ardına yüzden fazla imzaladığı anlaşmanın nedeni de yaklaşan enerji sıkıntısını çözebilmek. Venezüella’nın ABD için büyük önem taşımasını sağlayan da enerji: Venezüella dünya petrol üretiminin yüzde 11.8’ini gerçekleştiriyor ve bu petrolü sadece ABD kullanıyor. Bu demek oluyor ki ABD petrol ithalatının yüzde 50’sini dünyanın en büyük beşinci petrol üreticisi Venezüella’dan sağlıyor. Görüldüğü üzere her şeyin merkezinde enerji odaklı ekonomik ve siyasi politikalar var. Chavez, bölgede bağımsız bir ekonomik düzen için önce enerji bağımsızlığının şart olduğunu düşünüyor. olduğu konusunda hemfikir. Yapılan açıklamada, yeni ayüzyılda bu ilk projenin amacının bölgesel entegrasyonu sağlayarak uluslararası pazarlarda bağımsızlığın sağlanması olarak belirtildi. İlk tekliflere göre boru hattı Puerto Ordoz’dan başlayıp Caracas’ın güneydoğusundan geçerek Brezilya’nın güneyinden Arjantin’e bağlanacak ve yeni eklenecek ağlarla Uruguay ve Bolivya’ya ulaşacak. Venezüella gazını diğer ülkelere taşımanın yanında projenin başka bir amacı da kurulacak yan hatlarla Arjantin ve Brezilya’ya, Bolivya’dan ucuz doğalgaz taşımak. Bölge nin ilk ortak projesi olma özelliğini taşıyan bu proje, politik koalisyon ile yeni Güney Amerika’nın birlik kazanmasını sağlayacak. Projenin danışmanlık hizmetleri Gazprom tarafından verilecek. CHAVEZ İDDİALI Bazı eleştirmenler projenin egoistçe olduğunu ve çok pahalıya patlayacağını açıklamalarının ardından, Chavez 2007’de başlayacak projenin maliyetinin abartıldığını, 20 milyar doları aşmayacağını ve 1 milyon kişiye istihdam sağlayacağını söyleyerek eleştirilere cevap verdi. Projenin en geç 2017’de tamamlanacağını iddia eden Chavez, bu projenin tüm Latin Amerika ülkelerine 21. yüzyılve sonrası için enerji vaat ettiğini söyledi. Kamu petrol şirketi Pvdsia’nın şimdiden bu proje için milyarlarca dolar ayırdığı söyleniyor. Brezilya ve Arjantin bütün güçleri ile artan enerji ihtiyaçlarını karşılayabilecek bu projenin dışında kalmak istemiyorlar. Gerektiğinden daha fazla para toplanacağını belirten Brezilya Cumhurbaşkanı Da Silva ve Arjantin Devlet Başkanı Kirchner, Asyalı birkaç partnerin de bu işe yatırım yapabileceğini açıkladı. Birleşik bir parlamento kuruluyor Latin Amerika’nın birleştirilmesi düşüncesi, Chavez iktidara geldikten sonra canlandı. Chavez, Caralos gazetesine kasım ayında yaptığı açıklamada, Washington’ın isteklerine ilk kez hayır dediklerini ve bu doğalgaz boru hattı projesinin ‘‘Washington Konsorsiyumu’’nun sonu olduğunu söyledi. Pazarları yöneten, ekonomik politikaları oluşturan ve 1990’larda Amerikan yardımlarını kabul eden Latin Amerika için bu boru hattının iyi bir başlangıç olduğunu dile getiren Chavez, bu projenin ‘‘Güney Amerika Konsorsiyumu’’nun başlangıcı olduğunu ifade etti. Şimdi Küba, Bolivya ve Venezüella tarafından desteklenen ALBA’nın (Bolivar Latin Amerika Birliği) etki alanı genişletilerek 18. yüzyılda bölünmüş olan kıtanın yeniden birleştirilmesi artık hayal olmaktan çıkmış görünüyor. * Avrupa İklim Değişikliği, Çevre ve Enerji Ajansı Proje Müdürü . NERJİ HAMLESİ Bu düşünceden hareketle Chavez, Latin Amerika ülkeleri arasında gerçekleşebilecek bir birliği hayata geçirebilmek için enerji bağımsızlığı üzerinden desteklenen bir ekonomik yapı üzerine çalışmalara başladı. Petrol konusunda Arjantin ve Uruguay ile anlaşmalar yaptı. Anlaşmaların amacı, Güney Amerikalı komşularına ekonomik bağımsızlık sağlamak. Ardından Temmuz 2006’da Chavez, Çin’e gitti ve petrol ihracatını 2012 yılına kadar 8 E Çevreciler memnun değil Çevre örgütleri, Avrupa Komisyonu’nun açıkladığı yeni enerji raporuna sert eleştirilerde bulundu. Çevre örgütlerinden ‘‘Yeryüzünün Dostları ve Yeşil Barış Örgütü”, özellikle sera etkisi yaratan gazların 2020 yılına kadar sadece yüzde 20 kesinti öngörülmesi konusunda kaygıları olduğunu açıkladı. Yeryüzünün Dostları uzmanlarından Catherine Pearce, dünyada ortalama ısıdaki artışın 2 dereceyle sınırlı kalması için kesintinin en az yüzde 30 olması gerektiğini söyledi. Raporda nükleer enerjiye açık kapı bırakılmasını da eleştiren Pearce, “İklim değişikliğiyle temiz, yeşil enerji türleri, enerji tasarrufu ve temiz karbon teknolojisi kullanılarak mücadele edilebilir. Alınan önlemlerin yeterli olmayacağı konusunda derin kaygılarımız var” dedi. Dünya yanarken Avrupa Komisyonu’nun zaman öldürdüğünü ifade eden Greenpeace örgütünün çevre ve enerji politikası direktörü Mahi Sideridou, nükleer enerjiye ihtiyacımız olmadığını belirtti. Bağımsızlık, temiz enerjide Amerika Enerji Bakanı Samuel W. Bodman, uzun dönemde alternatif enerji kaynaklarına daha çok önem verilmesi gerektiğini söyleyerek ulusal enerji güvenliğinin sağlanmasının önemini vurguladı. Kongre’nin önümüzdeki 2 yıl içinde yeni bir enerji yasası oluşturacağından umutlu olduğunu belirterek Başkan Bush yönetiminin temiz, güvenilir enerji kaynaklarına yaklaşık 12 milyar dolar yatırım yaptığını hatırlattı. Temiz enerjiye verilen önemin artmasını isteyen Bodman, Kongre’den 2.1 milyar dolar daha yatırım yapmasını istedi. Araç teknolojisi, nükleer enerji, temiz kömür projeleri, güneş ve rüzgâr enerjisi alanındaki gelişmelerin, yabancı enerji kaynaklarına olan bağlılığın azalmasını sağlayacağını ifade ederek gelişmiş teknolojilerle milyar dolarlık yatırımların yapıldığı enerji alanında Amerika’nın bağımsızlığını elde edeceğinin altını çizdi. Aygün: Doğalgaz bağımlılığımızı kendi kaynaklarımız ile azaltalım Bağımlılığımızın herkes farkında ÖZLEM ŞENER BP’den çevreci adımlar İngiliz enerji devi BP, 2007 yılında Amerika’da beş rüzgâr santralı projesi yapımına başlamayı düşündüklerini açıkladı. Dört bölgede yoğunlaşacak projenin Kaliforniya, Colorado, Kuzey Dakota ve Teksas eyaletlerini kapsadığı belirten yetkililer, projelerin toplam kapasitesinin 550 mw olmasını hedeflediklerini söylediler. Yetkililer, 450 mw’lık güç üretebilecek bölümünün 2008 yılının sonunda tamamlanacağını ve önümüzdeki dönemde de temiz enerji yatımlarını sürdürüleceğini kaydettiler. Türkiye en fazla doğalgazı Rusya’dan alıyor. Mavi Akım’la birlikte bu ülkeden alınan gazın toplam gaz ithalatındaki payı yüzde 62. Doğalgaz ithalatı yaptığımız diğer ülkelerden İran’ın payı yüzde 20, Cezayir’in payı yüzde 14, Nijerya’nın payı da yüzde 4. Türkiye’nin doğalgazda dışa bağımlı olmasına karşın doğalgazın enerji üretimindeki payı yüzde 47.3’e ulaştı. ? Bizim dışımızdaki ülkelerin bile enerji bağımlılığımızın farkında olduğunu dile getiren ATO Başkanı Aygün, Türkiye’nin enerji bağımlılığını azaltmak için nükleer enerjiyi denemesi gerektiğini söyledi. duğumuzu kaydetti. Türkiye’nin bu bağımlılığı azaltmak için elindeki kömür ve hidroenerji kaynaklarını hem daha çok hem de daha verimli kullanması gerektiğini ifade eden Aygün, yenilenebilir enerjinin ihmal edilmemesi gerektiğini vurguladı. Shell’den doğalgaz ithalatı Shell, Türkiye’nin ilk doğalgaz ithalatçısı olma yolunda ilerliyor Shell bünyesindeki şirketlerden Shell Enerji AŞ, doğalgaz piyasasında ithalatçı konumuna gelerek piyasanın önemli oyuncularından biri olmaya hazırlanıyor. Shell Enerji AŞ, sürecin başarıyla tamamlanması halinde Türkiye’nin ilk özel sektör doğalgaz ithalatçısı unvanını alacak. Doğalgazın müşterilere sunumunun en erken nisan ayı sonlarında mümkün olacağı açıklandı. NÜKLEER ŞART Ülkemizde yıllardır süregelen nükleer enerji konusunda ise gecikmeden, bir hatta birkaç nükleer santral kurmamız gerektiğini anlatan Aygün, “Türkiye’nin nükleer santrala ihtiyacı olduğu kesin. Tabii Türkiye nükleer santral kurarken doğru seçim yapmalı. Hangi yakıtı kullanacağını, atıkları ne yapacağını, santral ömrünü doldurduktan sonra bu santralı ne yapacağını öncelikle karara bağlamalı. Ayrıca Türkiye’de nükleere karşı olanlar Türkiye’nin çıkarları açısından ihtiyaç olduğu konusunda ikna edilmeli’’ diye konuştu. Doğalgaz depolama alanının olmayışına da değinen Aygün, gaz aldığımız ülkelerin bize verdikleri miktarını kış ve yaz aylarındaki esneme payının sadece yüzde 10 olduğuna, doğalgaz kullanım oranının yazkış farkının yüzde 40 olduğuna değindi. KAYGILARIMIZ VAR Bu oran AB ülkelerinde yüzde 20, komşu Yunanistan’da ise yüzde 19 seviyesinde. Türkiye’nin Rusya’yla herhangi bir sorun yaşaması durumunda, buna kimsenin iki ülke arasında diplomatik ilişkilerde yaşanan sorun diye bakamayacağını dile getiren Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, “Böyle bir durumda vatandaşların hayatı kötü etkilenir. Bu durum elbette tehlikeli. Bir ülkenin enerji kaynağı açısından bu kadar dışa bağlı, bağımlı olması doğru değil” dedi. Yakın zamanda ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’un “Türkiye’nin enerji bağımlılığı konusunda kaygılarımız var. Bir Mobil’den katıklı yağlar Mobil, havacılık ve uzay teknolojisinden Formula 1 yarışlarına kadar tüm alanlar için özel yağlar geliştiriyor. Mobil’den yapılan açıklamada; “Yüksek kaliteli bazı yağ ve yüksek performanslı katık sistemleriyle üretilen Mobil yağlarının işlem maliyetlerini düşünülerek verimliliğinin artırdığı” kaydedildi. ülkenin bu kadar yüksek bir oranda tek bir kaynağa bağlı olması iyi değil’’ şeklindeki açıklamalarının üzerine enerji bağımlılığı konusunda sorularımızı cevaplandıran Aygün, bizim dışımızdaki ülkelerin bile durumun farkında olduğunu, en kısa zamanda bu sorunu çözmek zorunda ol CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle