10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2007 SALI 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Oyun Atölyesi Shakespeare’den iki oyun sahneliyor AYNA ADNAN BİNYAZAR Sevgiden yoksunluğa sövgü yun Atölyesi’nin, Shakespeare’i ‘O ‘farklı’ bir sahne diliyle yorumlama çalışmaları sürüyor. Alkışlanacak bir tiyatroculuk yaklaşımı. Topluluğa katılan genç ve yetenekli sanatçıların ‘yenilikçi’ tutumlarına ve bedenlerinin esnekliğine güvenerek deneysel uygulamalar yapan Kemal Aydoğan’ın bu tür ilk reji çalışması ‘Othello’dan sonra ‘Atinalı Timon’ ve ‘Hırçın Kız’ı izledim. Shakespeare’in geç dönem oyunlarından ‘Atinalı Timon’, ‘trajedi’ olarak sınıflandırılmasına karşın, ‘parasal kazanç’ ve ‘iş dünyası’na ilişkin bir izlek üstüne kurulduğundan, ‘komedi’ alanına daha yakındır. Ancak, gereksiz düzeyde ‘eli açık’ olmanın ve ‘dostluğa kayıtsız şartsız inanma’nın bedelini ağır biçimde ödeyen bir başkişinin ‘telef oluşu’nu dile getirdiği için de ‘komedi’den alabildiğine uzaktır. Timon, biraz ‘Venedik Taciri’ komedisinin ünlü ‘tefecisi’ Shylock’un tam tersi, biraz ‘trajik’ yazgısını kendi elleriyle yazan Lear, biraz da ‘Beğendiğiniz Gibi’ komedisinde, insanların kirli dünyasından Arden Ormanı’na kaçıp ‘doğanın iyileştiriciliği’ne sığınan Jacques’tır. Ne yeterince trajik, ne de yeterince komiktir... Haluk Bilginer’in, Timon karakterini ‘Şekspiryen’ yapma yolundaki yorumu, bu üç oyun kişisinden gelen elektriği de –bilinçli ya da sezgisel olarak kullanmış olduğunu gösteriyor. Timon’un aşırılıklarını acımasızca eleştiren, ‘huysuz filozof’ Apemantus’ta yalın ama Shakeapeare’in dilini kararınca gürüldetebilen yorumuyla oyunun ikinci ‘Şekspiryen’ oyuncusu da Tülay Bursa. Bilginer’le başarılı bir ikili oluşturuyorlar. Apemantus’un oklarının hedefi olan ‘dalkavuk’ takımı ise ‘tipleme’ yoluyla yaratılmış ‘ibret oyunu’ kahramanlarına benzer. Yönetmen Aydoğan, bu ‘tip’lerin egemen olduğu sahneleri çoğunlukla çağdaş anlamlar çağrıştıran ‘görsel’ buluşlarla donatmış. Bunun iki amacı olmalı: Shakespeare’in iş dünyasına olan ‘güvensiz’ bakışını günümüz Türkiyesi’nde ‘para’nın gücüyle oluşan ‘çirkinlikler’e’ taşımak; ayrıca, ibret oyunlarını anımsatan ‘yinelemeler’le dolu sahneleri renklendirmek. Bir oranda –söz gelimi şair (Barış Yıldız) ile ressamın (Öner Erkan) oluşturduğu sahnelerde başarılı olan, ancak kullanılan ‘türlüçeşitli’ malzemenin, ‘kalıcı’ bir biçem oluşturamayacak düzey Kültür Gurbeti Türkülerimizde, halk şiirinde, o şiirle beslenen anlatılarda en çok gurbet teması işlenmiştir. Geçim sıkıntısının oradan oraya savurduğu insanımız bu duyguyla öylesine sarmalanmıştır ki, gittiği yere gurbetini de içinde götürüyor. Gurbeti kendi topraklarında yaşayanlar, bir ölçüde, yalnızlıklarını içlerinde eritebiliyorlar. Dış ülke gurbetçileri ise, Nâzım’ın deyimiyle, her an Kerem gibi, kendi sesleriyle yana yana kavrulup kül oluyorlar. Yıl yılı kovaladıkça, yabancı sayılmanın yarattığı ruh ezikliği, onlarda özlem duygusunu da aşıp bir tür yurt kovgunu saplantısına yol açıyor. Bu duyguyla, ya inanç diye ona dayatılan hurafelere sarılarak dünyaya kapılarını kapatıyorlar ya da yaşadıkları ülkenin bütün değerlerini çiğneyerek her şeye başkaldırıyorlar. ??? Kendini halife ilan edenler onlar arasından çıktı. Yabancıyla ilişki kurdu diye kızını köprü başında boğazlayan caniler bu darlığın eseri... Onlara cennet muştulayan tarikatçılara otuzkırk yıllık alın terlerinin ürününü gözünü kırpmadan verenler, hem cennet hayalinden, hem paralarından oldular. İnsanımızın, her gece köyünün tozunu toprağını, çamurlu yollarını, tezek tüten bacalarını bile düşünde görüp, içinde çöreklenen özlemle niye ağladığını soran var mı?.. Altındaki son model arabanın ne çilelerle alındığı, bunun ne anababa kavgalarına, ne aşağılanmalara yol açtığı yüzünden okunan bir gencin, gerçeği gizlemek için ölümüne direksiyon sallarkenki ruh hali kimin umurunda?.. Metroda, tramvayda, otobüste kendinden başka kimse yokmuşçasına bağırarak konuşan, elinde salladığı zincir, annesinin kucağında oturan bebeğin yüzüne çarptığında hiç oralı olmayan adamın duyarsızlığı nerden kaynaklanıyor?.. Rakılı, rokalı sofraların çok gülüşlü insanları, eskilerden şarkılar dinlediklerinde neden çocuklar gibi ağlıyorlar?.. ??? Adına devlet mi dersiniz, hükümet mi, toplum mu, fırsatçı mı, din bezirgânı mı... onu yıllarca döviz kaynağı olarak görenler yarattı bu sonucu. Vakıflar kurarak cami cami gezip para toplayan inanç sömürücüleri hep görmezden gelindi. Çarpıklığı fark edip hükümetten sorumluların ortaya çıkarılmasını isteyenler yüksek makamların kapılarından kovuldular. Yurtiçinde Acarkent’i çözümleyemeyenler, yurtdışında da Yimpaş’ın hakkından gelemediler. Oysa bunların her biri, ‘tükenmez’ dediğimiz insanımızın tükenişinin çan sesleri idi... ??? Sürüsünü ovalara salan çoban bile azığını yanında götürür. Bizim insanımız ise, bildiği bir ortamdan yabancı bir ortama göçerken, yıllarca beslendiği kültürünü ardında bırakmıştır. Oysa, nereye giderse gitsin, ortamında yetiştiği kültürün kanı damarlarında dolaşır onun. Yurtdışında yaşayan insanı bekleyen en büyük tehlike, onun bir kültür boşluğuna düşmesidir. Altkültür tüketiminin sömürgenleri en kısa sürede bu boşluğu görür, kültür diye, boşluğu bilgi çöplüğüne çevirirler. Özel girişimler bir yana, hükümetçe yurtdışına postalanan kültür ürünlerine bakalım; varsa yoksa defile, düzeysiz müzik grupları, çoğunlukla kayırmalı heveslilerin resimlerinden oluşan sergiler... Bunları görüp, uzak diyarlarda kültür gurbeti yaşayan insanımızın sürekli kimlik yitimine uğramasına başka neden aramaya gerek var mı?.. [email protected] ? Oyun Atölyesi’nin ‘Atinalı Timon’ ve ‘Hırçın Kız’ yapımları Shakespeare tiyatrosunu ‘yenilikçi’ yaklaşımlarla yorumlamayı amaçlayan çalışmalar. Artıları kadar eksileri de var... de çeşitlendirilerek üst üste yığıldığı bu yaklaşım, zaman zaman –tıpkı Timon’un vericiliğinin ‘erotik’ hizmetler karşılığı olduğu sanısını uyandıran sahne gibi oyuna yanlış anlamlar da yükleyebiliyor. Oyunu asıl zora koşan ise dekor tasarımı. Timon’un zenginliğinin metaforu olarak kullanılan ve şölen sahnelerinde işlevsellik taşıyan, ‘yemek masası’ görünümündeki hantal platform, oyunculara bol bol jimnastik yaptırmakla kalmıyor, hareket ettirilmesi zor olduğundan oyunun tartımını da bozuyor; oyunun son bölümünde de Timon’un sığındığı doğa ortamını hiç yansıtamıyor. Tulga Çebi’nin müzik düzenlemesi ise yapımın artıları arasında. BORUSAN ODA ORKESTRASI Uzun bir aradan sonra yeniden... Atinalı Timon SAVURGANLIĞIN DRAMI bir yaklaşım yansır. Kadın karakterlerini çoğunlukla hümanizmanın süzgecinden geçiren Shakespeare, ‘Hırçın Kız’da, Katherina’nın huysuzluğunu, babasının onu sevmeyişiyle açıklayıvermekle yetinmiştir. Katherina, kocası Petruchio tarafından ‘ehlileştirilecek’tir. Yönetmen Aydoğan oyunu bir ‘maçoluk parodisi’ olarak değerlendirerek doğru bir adım atmış. Bu yorum oyunu tutarlı bir biçimde sarıp sarmalayarak, hem çağımıza yakışır bir ileti oluşturuyor, hem de oyunun ‘komik’ dokusuyla uzlaşıyor. Bu kez de ‘komedi’ dozunun, fars kullanımı doğrultusunda aşırılaştırılmış olması sorun yaratıyor. Sözgelimi, Petruchio’da başarılı oyuncu Fırat Tanış’ın, ‘Gaffur’ tiplemesini anımsatan bir yoruma yöneltilmesi oyuna bir şey kazandırmıyor. Görsel UYSUZ KIZA MAÇO TAVIR düzeydeki sayısız cinsellik imlemeleri de oyu‘Hırçın Kız’, kadınerkek eşitliğini öngö nun iletisini zayıflatıyor. Sahneyi cinsel gösterren bir toplumsal düzene inananların seveme geler yağmuruna tutmayı ‘cüretli çıkış’ sayanyeceği bir oyundur. Shakespeare’in lardan değilim. ‘Eğlence’ ve ‘şaka’ kültürübu –erken dönem komedi müz, sıradanlaşmış cinsel imlemelerle doluysinde, 16. yüzyıl İngilte ken hele. re’sinin erkekegemen dünÖte yandan, Katherina’nın (Aybanu Ayyasına sıkı sıkıya bağlı kut), gereksinim duyduğu ‘sevgi’den yoksun bırakılmışlığın izlerini taşıyan ‘saplantılı’ bir kişilik olarak yorumlanması oyunun ‘komik’ eksenini kaydırıyor ve yoruma temel olan ‘parodi’ özelliğini de belirsizleştiriyor. Sonuç olarak da sanki her sahne farklı yaklaşımlarla yorumlanmış da, hepsi bir araya getirildiğinde ‘tavır’ ve ‘biçem’ birliğine varılamamış gibi bir izlenim uyanıyor. Oyun genç kadro tarafından başarıyla ayakta tutuluyor. Benim favorilerim Gözde Başaran, İnan Ulaş Torun ve Köçek’te Onur Ünsal... Bengi GünayGamze Kuş ikilisinin dekoru da ‘Atinalı Timon’unkinden biraz daha işlevsel ve çok şirin. Oyun Atölyesi’nin her iki oyununda da Shakespeare, güzel sözler yanında bol bol da ‘sövgü’ döktürmüş dizeler boyunca. İlk metnin tadı tuzu Orhan Burian’ın, ikinci metninki de Zeynep Avcı’nın Türkçesiyle ortaHırçın Kız ya çıkıyor. H Kültür Servisi Borusan Oda Orkestrası, son dönemin en yetenekli genç şefleri arasında gösterilen Joseph Wolfe’un yönetiminde uzun bir aradan sonra ilk konserini verecek. 8 Şubat Perşembe günü saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda vereceği konserde orkestra, Beethoven’ın ‘Coriolan Uvertürü’, Schubert’in ‘Senfoni No. 8 Si Minör D. 759, Bitmemiş Senfoni’ ve Mozart’ın ‘Senfoni No. 36 Do Majör K. 425, Linz Senfonisi’ adlı yapıtlarını seslendirecek. 2006’da, İstanbul Müzik Festivali’nin açılış konserinde Borusan Filarmoni Orkestrası’nı yöneterek ilk defa Türk müzikseverlerle tanışan Joseph Wolfe, İngiltere ve Almanya’daki başarılı çalışmaları ile uluslararası müzik çevrelerinde adından çokça söz ettiriyor. Wolfe orkestra şefliği öğrenimine aynı zamanda Dresden Oda Senfoni Orkestrası’nı kurduğu ve yönettiği Dresden’deki Carl Maria von Weber Yüksekokulu’nda başladı. Bu dönemde, Brandenburg Filarmoni Orkestrası’nda misafir şef olarak da görev aldı ve İngiltere’ye döndükten sonra çalışmalarına, Londra Nimrod Ensemble’ı kurduğu Guildhall Müzik ve Drama Okulu’nda devam etti. 2000 yılında, Moskova Senfoni Orkestrası ve Çek Filarmo Joseph Wo lfe ni Orkestrası’nda aldığı kurslar sırasında Konrad von Abel (Sergiu Celibidache asistanı olarak) ve Profesör Jorma Panula (Helsinki) ile birlikte çalıştı. 7. LEEDS ŞEFLİK YARIŞMASI’NDA ÖDÜL ALDI 2004 yazında davet edildiği Tanglewood Müzik Merkezi’nde Kurt Masur ile bir konseri paylaştı ve Britten’in Bir Yaz Gecesi Rüyası adlı operasında Stefan Asbury’e asistanlık yaptı. 7. Leeds Şeflik Yarışması’nda ödül kazandı. 2003 yılında Bavyera Eyalet Gençlik Orkestrası ile ilk defa sahneye çıkmasının hemen ardından, Joseph Wolfe 2004 yılında orkestranın Münih’te Gasteig’da ve Nuremberg’de verdiği ve Bavyera Radyosu’ndan yayımlanan konserler için yeniden davet edildi ve 2006 yazında bir defa daha bu orkestrayı yönetti. 2005/2006 sezonunda Londra’da, Guildhall Müzik ve Drama Okulu’nun şeflik bursunu aldı. Buradaki sorumlulukları arasında, Guildhall Senfoni’nin şefliği, oda müziği koçluğu ve şeflik derslerine yardımcı olmak yer alıyordu. Ayrıca, Haydn Oda Orkestrası’nı ve Kensington Oda Orkestrası’nı da düzenli olarak yönetiyor. Joseph Wolfe aynı zamanda başarılı bir kemancı. 19992000 yılları arasında Venedik’teki Academia di San Giorgio’nun eşliderliğini, 198297 yılları arasında da Wolfe Dörtlüsü ile Cromwell Dörtlüsü’nün liderliğini yaptı. 20002003 yılları arasında İngiliz Oda Orkestrası’nda çaldı. Halen oda müziği koçluğu yapıyor. (0 216 556 98 00) TC. KADIKÖY 1 İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2005 / 1846 Tal. Bir borçtan dolayı ipotekli bulunan ve aşağıda tapu kaydında, adedi, cinsi, evsafı, kıymeti ve önemli özellikleri ile satış şartları belirtilen taşınmazın 1170/1800 hissesi müdürlüğümüzce satılarak paraya çevrilmesine karar verilmiştir. Satış ilanı, ilgililerin adreslerine tebliğe gönderilmiş olup tebligat yapılmaması veya adresi bilinmeyenler için de işbu satış ilanının ilanen tebligat yerine kaim olacağı ilan olunur. TAPU KAYDI: İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, 4. Bölge Küçükbakkalköy Mahallesi, 222 pafta, 2938 ada, 3 parselde kayıtlı 21552 M2 miktarlı Bahçeli Kârgir Sosyal Tesisin kat mülkiyetli 1800/7200 arsa paylı, D Blok bodrum+zemin+bir katlı spor salonu+sinema+çocuk tiyatrosunun (sosyal tesis) 1170/1800 payı. İMAR DURUMU: Kadıköy Belediye Başkanlığı, Kentsel Dönüşüm ve Planlama Müdürlüğü’nün 17. 02.2006 tarih, 06/579160 sayılı imar durum yazısı tetkikinden; Söz konusu 3 sayılı parselin, 11.03.1994 t. t. li 1/1000 ölçekli imar planında Bina Yüksekliği H: Serbest, kat alanı kat sayısı KAKS: 1.20, taban alanı katsayısı TAKS: % 20 şartlarında ayrık nizam konut alanında kaldığı bildirilmiştir. HALİ HAZIR DURUMU, EVSAFI VE KONUMU: Kadıköy İlçesi, Küçükbakkalköy mahallesi,Halk caddesinde kain,Trio Konutların Sosyal Tesisi olarak kullanılan D Blok 1 No’lu halen Hillside City Clup/Tric olarak işletilen ve içerisinde spor salonları, yüzme havuzları ve sinemaları bulunan, betonarme karkas sistemde, bir bodrum+bir zemin+bir+normal katlı inşa edilmiş sosyal tesislerdir. Mahallinde gerekli incelemeler ve araştırmalar yapılmış olup buna göre; Birinci Kat: Girişte resepsiyon, karşıda kulüp restoran, sağda Starbucks cafe, girişte sağda üç adet, solda dört adet olmak üzere toplam yedi adet sinema salonu ve makine daireleri, fuaye, restaurant, cafe, büfeler ve tuvaletler bulunmaktadır. Bu bölümde yerler granit mermerle kaplı, duvarlar saten boyalıdır. Tavanlar asma tavan olup güneşlik takılmıştır. Pencere doğramaları alüminyum doğrama olup ısı camlıdır. Birinci kat giriş bölümünde duvarlar yer yer ahşap ceviz parke ile lambri halinde kaplamalıdır. Zemin Kat: Zemin katta spor salonları, basketbol sahası, dört adet Squash sahası, Racet Ball Salonu, üç adet aerobik salonu ve iki adet aletli jimnastik salonu, bay bayan tuvaletleri mevcuttur. Bu bölümde ıslak zeminler ve merdivenler granit mermerle spor salonları ise ahşap parke ile kaplıdır. Duvarlar saten boyalıdır. Tavanlar asma tavan olup spot aydınlatmalıdır, iniş ve çıkış merdivenleri küpeşteleri paslanmaz krom çelikten yapılmıştır. Bodrum: Bodrum katta, kapalı oto garajı, kapalı yüzme havuzu, soyunma odaları, iki adet sauna, on bir adet idari ofis ve tuvalet bölümleri mevcuttur. Bahçede ise açık yüzme havuzu, yarı açık cafe, basketbol sahası mevcuttur. Bu bölümde yerler granit mermerle kaplıdır. Duvarlar saten boyalıdır. Tavanlar asma tavan olup spot aydınlatmalıdır. Bina vasatın üzerinde malzeme ve işçilikle inşa edilmiş olup binada su, elektrik, kalorifer (doğalgaz yakıtlı) ve asansör tesisatı vardır. Bina her türlü belediye teknik hizmetlerinden istifade etmekte olup ulaşımı kolaydır. Muhammen Bedeli; Kadıköy İlçesi. Küçükbakkalköy mahalIesi, Halk Caddesi’nde kâin. Trio Konutların Sosyal Tesisi olarak kullanılan D Blok 1 No’lu halen Hillside City Clup/Trio olarak işletilen ve içerisinde spor salonları, yüzme havuzları ve sinemaları bulunan, betonarme karkas sistemde, bir bodrum+bir zemin+bir+normal katlı inşa edilmiş sosyal tesisten ibaret olan gayrimenkulün halihazır durumu, semt ve semt içindeki yeri, civarın özellikleri, bulunduğu konumu, malzeme ve işçilik kalitesi civardaki emlak alım satımları, gayrimenkulün mimari ve fizik konumu, çok amaçlı sosyal tesis oluşu, imar durumu, çevresel yapılaşmalar, getiri rantına sahip olması yıpranma payı, günün iktisadi ve ekonomik koşulları da göz önünde bulundurularak lehte ve aleyhte tüm unsurlar ayrı ayrı irdelenerek gayrimenkulün gerçek durumu ve nitelikleri itibarıyla borçlunun hissesine düşen satışa konu 1170/1800 payının değeri 15.925.000,00YTL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: l)Yukarıda yazılı; taşınmazın 1. satışı 30.03.2007 günü, saat 14.3014.45’e kadar Kadıköy 1. İcra Müdürlüğü’nde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla taşınmazlar 09.04.2007 günü aynı yerde ve saatlerde 2. arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanlı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevrilmesi ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2) Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, KDV, tapu alım harç ve masrafları, tellaliye, tahliye masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tapu satım harcı ve masrafları satış bedelinden ödenecektir. 3) İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair iddialarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4) Taşınmazı satın alanlar, ihaleye alacağa mahsuben iştirak etmemiş olmak kaydıyla, ihalenin feshi talep edilmiş olsa bile, satış bedelini derhal veya İİK 130. maddeye göre verilen süre içinde nakden ödemek zorundadır. 5) Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse, müddetinde parayı vermezse ihale kararı fesh olunarak kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kim ise arz etmiş olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmaz ise hemen arttırmaya çıkarılır. Bu arttırma ilgililere tebliğ edilmeyip yalnızca satıştan en az yedi gün önce yapılacak ilan ile yetinilir. Bu artırmada teklifin İİK 129. maddedeki hükümleri uyması şartı ile taşınmaz en çok arttırana ihale edilir. İhalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumludur. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 6) Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 7) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005/1846 talimat sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. İşbu gayrimenkul satış ilanı ilgililere tebliğ mahiyetindedir. Basın: 5422 2006/ 7677 TAL. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı mallar satışa çıkartılmıştır. Birinci arttırma 14.03.2007 Tarih ve 14.00+ 14.10 saatinde İhale satışı Kadıköy Adliyesi C Binası önünde yapılacak ve o gün kıymetlerin % 60’na istekli çıkmadığı takdirde 19.03.2007 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesinin şart olduğu, mahçuzun satış bedeli üzerinden hesaplanacak KDV’nin alıcıya ait olacağı, ihaleye % 20 teminatla iştirak edileceği ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği, masrafı verildiğinde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile dairemize başvurmaları ilan olunur. 29 Ocak 2007 Muhammen Kıymeti YTL: 450.000,00 YTL (Bostancı Dudullu ) Hat Bedeli 40.000,00 YTL Minibüsün Bedelinin Tamamı olup 1/4’ü 112.500,00 YTL hat bedeli 10.000,00 YTL Araç Bedeli Adedi: 1 Cinsimahiyeti ve önemli nitelikleri: 34 M 3869 Plakalı minibüsün BostancıDudullu hattıyla birlikte borçluya isabet eden 1/4 hissesi Basın: 5419 T.C. Kadıköy 4. İcra Dairesi Müdürlüğü’nden Menkulün Açık Artırma İlanı CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle