23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ŞUBAT 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Merkez Bankası’na göre, olumsuz hava koşulları ve artan ihracat olanakları artışta belirleyici oldu 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Enflasyonu zerzevat yükseltmiş! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Türk Telekom’un telefon ücretlerine yaptığı net zammın mart ayında haberleşme fiyatlarını “belirgin olarak” artıracağını bildirdi. Banka, ocak ayı enflasyonunun yüksek çıkmasında da yüksek artış gösteren işlenmemiş gıda fiyatlarının belirleyici olduğunu ifade etti. Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada, “2006 Ocak ayı fiyat gelişmeleri” değerlendirildi. Değerlendirmede, haberleşme grubunda, cep telefonu görüşme ücretlerinde gözlenen artışların etkisiyle fiyatların ocak ayında yüzde 1.71 oranında yükseldiği belirtildi. Grup fiyatlarının yıllık artış oranı yüzde 1.06 ile halen düşük bir seviyede olduğu ifade edilen değerlen Karşılıksız Aşk Deyimin tam anlamı ile kırk yıldır gidip geliyor, insanlarının... duygularıyla iç içe oluyorum. Kuşaklar değişiyor, tek yanlı aşk değişmiyor. Almanya’ya göç etmiş, artık yerleşmiş sayılan Türklerin Türkiye aşkından söz ediyorum tabii kii. Önceleri para biriktirip koşullarını düzeltip geri dönecek gibi yaşıyorlardı. Sonra çifte vatandaşlıkla bitmeyen Türkiye aşklarını serinletmeye çalıştılar. O da olmayınca Alman vatandaşı olma gerçeğini kabul edip, kimileri en azından yaşlılıklarını Türkiye’de geçirmek umudu ile, kimileri de tatil koşulları için Türkiye bağlantılarını kurmuş olarak, akılları Türkiye’de yaşamlarını sürdürüyorlar. Bize gelince, her yıl kitleler halinde Türkiye’ye gelen, birikimlerinin çoğunu Türkiye’ye taşıyan ilk kuşağa bencil bir ilgi duyuyorduk. Hele de akrabalık varsa, para ve armağan simgesi idiler. Siyaset, gelen dövize gözünü dikmiş, tabii seçmen olarak da önemsiyordu. Şimdi aradan ikiüç kuşak geçince akrabalıklar soğudu. Birikimler, kalıcı olunacak Almanya’ya yöneldi. Oy deposu kimlikleri kayboldu. Üstüne üstlük dünya gelişmeleri, yaşam koşulları onları da çalıştığını yemeyip biriktirebilen konumdan çıkardı. Değişmeyen, genç kuşaklar için tam geçerli olmasa da, büyüklerin akılları, bir kulakları, gönülleri Türkiye’de, Almanya koşullarında çoğu Alman vatandaşı olarak yaşamaları. Bizim gönül defterimizde yerlerinin olmadığına bakmadan, bizden çok bizim için kaygılanarak burada olup bitenlerle haşırneşir yaşıyorlar. HDF üst örgütü bağlantılı Münih, Ulm, Stuttgart halk derneklerinin konuğu olarak katıldığım Uğur Mumcu’yu anma etkinlikleri, dünden bugüne yaşam akışını, ilgi alanlarını gözlemleme olanağını sağladı. Geri dönme düşü içinde yaşayanlardan geçmişten sanki daha çok Türkiye’ye dönük ilgi ve kaygının öne çıktığı bir yaşam biçimi dikkat çekiyor. Haberlerin anında ulaşması, radyo ve televizyonların kanallarının Türkiye’ye dönük olmasının elbette payı büyük. Ama biraz abartırsak sanki Alman vatandaşı olmuş, kendini bir anlamda güvencede hisseden, uzaktaki can parçası için kaygı duymayı seçen annelerin ruh halleri var. Biz içinde yaşadığımız için ülkemize yönelik tehdit algılamalarımız daha mı zayıf? Uzaktan daha mı iyi algılanıyor? Sonuçta sohbetler koyulaştıkça, benim gibi Türkiye’de yaşayanları utandıran bir tablo ortaya çıkıyor. Almanya’da yaşayanların ne kadar zor koşullarda, ne kadar büyük özverilerle Türkiye sorunları gündemli etkinlikleri yaptıklarını gördüğümüzde, çözüm üretme, bir şeyler yapma çabalarına tanık oldukça, kendi duyarsızlığımızın ayıbını kapatmaya da yönelik bu kez biz onları uyarma gereğini duyuyoruz.. Örgütlerin etkinlikleri ağırlıklı olarak Türkiye’ye ve sorunlarına dönük. Oysa yaşam, çalışma koşulları küreselleşme rüzgârlarında zorlaşmış. Almanya vatandaşı olarak sorunları azalmamış, kısa sürede gözlemleyebildiğim kadarı ile katlanarak artmış. Ama onlar yaşadıkları ülkede var olmak, haklarını korumak, geliştirmek için güç birliğinde çok fazla yol alamamışlar. Tam tersi Türkiye’den taşıdıkları sorunlar, hastalıklarla orada daha bir gettolaşmış yaşamda, apayrı dünyalar, adacıklar yaratmış olarak; çoğunluk siyasal İslama, ırkçı kutuplaşmalara, mezheplere bölünmüş, daha büyük çoğunluk da evi ile işi arasında sıkışmış, içine kapanmış, akılları Türkiye’de bir yaşamı seçmiş bulunuyorlar. Kimileri dizilere bağımlı, kimileri açık oturum ve haberlerin tutkunu, işleri, bedenleri ile Almanya’da aslında çok daha ağır koşullarda, uzun süreli işlerde, daha düşük ücretlerle, daha çok işsiz kalma tehdidi altındalar. İşsizlik sigortalarını çok iyi kullanan Türklerin yerini bal gibi de bizdeki taşeron şirketlerin paralelinde ucuz işçi çalıştıran şirketlerde çalışma almış. Ayaklar yere basıyor, kaybetmemek için sahip olunan işe dört elle sarılınıyor. Orada yaşanan zorluklar, ezikliklerin acısını duymamak üzere, gönüller, kafalar Türkiye’ye dönük, bir şeyler yapmaya hazır, çalışıyor. Türkiye akıl almaz bir aymazlıkla, bu tek yanlı büyük aşkı görmezlikten geliyor. Değerlendirmeyi aklının ucundan geçirmiyor. Ulaşamadığı AB’nin içinde yaşıyor olmalarından bir tepki mi, kompleks mi bilinmez, onların gücünden, oradaki varlığından yararlanmayı bile beceremiyor.. Ne yazık!.. soner@cumhuriyet.com.tr ? Haberleşme grubunda yapılan zamların martta belirgin bir artışa yol açacağı uyarısında bulunan Merkez Bankası, 2006 Ocak ayı fiyat gelişmelerindeki yüzde 4.44 oranındaki gıda ve alkolsüz içecekler grubu enflasyonundaki yaklaşık 3.1 puanın sebzedeki artıştan kaynaklandığına dikkat çekti. dirmede, buna karşın “Türk Telekom’un telefon görüşme tarifelerinde yaptığı fiyat ayarlamalarının, mart ayında grup fiyatlarına belirgin olarak yansıyabileceğinin düşünüldüğü” ifade edildi. Değerlendirmede “mart ayında haberleşme grubunda telefon görüşme ücreti kaynaklı yüksek fiyat artışları beklendiği” kaydedildi. Değerlendirmeye göre, işlenmemiş gıda ürünlerini dışlayan tüm özel kapsamlı göstergeler ocak ayında gerilerken mevsimlik ürünler hariç tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) göstergesinin yıllık artış hızı da yavaşladı. Değerlendirmede dikkat çeken bazı unsurlar şöyle: Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatlarındaki yüzde 4.44 oranındaki yükseliş, son beş yılın en yüksek ocak ayı fiyat artışı oldu. Bu gelişmede yüzde 8.82 oranıyla 2003 bazlı endekste tarihsel olarak en yüksek oranlı artışın yaşandığı işlenmemiş gıda ürünleri grubu fiyat gelişmeleri belirleyici ol MB Başkanı Durmuş Yılmaz du. Söz konusu artışla bu alt kalemde yıllık enflasyon yüzde 20.73 oranına ulaştı. Bu dönemde gerek olumsuz hava koşulları gerekse bazı ürünlerde artan ihracat imkânları neticesinde önemli ölçüde yükselen sebze fiyatları, yüzde 4.44 oranındaki gıda ve alkolsüz içecekler grubu enflasyonunun yaklaşık 3.1 puanını oluşturdu. Bir diğer ifadeyle, sebze fiyatları hariç tutulduğunda ocak ayında enflasyon sıfıra yakın gerçekleşti. Geçen yıl ocakta yüzde 6.25 gerileyen giyim grubu fiyatları, bu yıl yüzde 8.43 gibi yüksek bir oranda geriledi. Ocak ayında ulaştırma grubu fiyat endeksi de yüzde 0.03 gerilerken konut grubu fiyatları ise yüzde 1.18 oranında arttı. Zenginle fakir uçurumu 40 bin kat KONYA (AA) Dünyada 1 milyar insan günde 1 dolara geçinirken, zenginler, aşırı yoksul 1 milyar insandan 38 bin 486 kat fazla gelir elde ediyor. BM Üniversitesi Kalkınma Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü ve Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2006 gelir dağılımı eşitsizliğine bakıldığında servet Kuzey Amerika, Avrupa ve AsyaPasifik bölgesindeki Japonya ve Avustralya gibi ülkelerde yoğunlaşıyor. Bu ülkelerin dünyanın hane halkı servetinin yüzde 90’ını elinde tuttuğunu vurgulayan Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Konya Şubesi Başkanı Ali Sarı, dünya nüfusunun yüzde 10’unun dünya servetinin yüzde 85’ine sahip olduğunu dile getirerek, en varlıklı insanların yüzde 30’unun ABD, yüzde 27’sinin ise Japonya’da yaşadığını belirtti. Türkiye nüfusunun yüzde 5’lik dilimler halinde gelir dağılımına bakıldığında ise yüzde 5’lik zengin kesim ile yüzde 5’lik yoksul kesim arasındaki gelir farkının 2003’te 23.8, 2004’te 24.2 ve 2005 yılında 21.3 kat olduğunu söyledi. 58 borsanın 54’ünün kazandırdığı geçen yıl İstanbul Borsası kaybettiren 4 borsa arasında kaldı Dünya coştu, İMKB düştü ? Peru ve Şanghay borsaları son bir yılda yüzde 100’ün üzerinde yükselişle en çok kazanç sağlayan borsalar oldu. İstanbul Borsası’na yatırım yapanların ise yıllık zararı yüzde 1.7 oldu. Ekonomi Servisi Dünyada, Aralık 2005 Aralık 2006 döneminde yatırımcısına en fazla kazandıran borsaların Lima ve Şanghay borsaları olduğu bildirildi. Dünya Borsalar Federasyonu verilerine göre, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), aynı dönemde hisse senedi yatırımcılarına yüzde 1.7’lik düşüşle, kaybettiren 4 borsa arasında yer aldı. 2006 yılında 58 borsa arasında yükselen borsa sayısı 54 olurken, 4 borsa, yatırımcısına yüzde 1.7 ile yüzde 4.7 arasında kaybettirdi. Lima borsası bir yılda yüzde Geçen yıl en çok Peru ve Şanghay borsalarına yatırım yapanlar gelirlerini en az ikiye katladı. (Fotoğraf:AP) 168.3’lük yükselişle değer kazanan borsalar arasında ilk sırada, Şanghay borsası yüzde 130.4 ile ikinci, Çin borsası yüzde 97.5 artışla üçüncü sırada yer aldı. Tay land borsası yüzde 4.7 düşerek aynı dönemde en fazla kaybettiren borsaların başında geldi. 2006 Aralık sonu itibarıyla İMKB Ulusal 100 Endeksi, bir yılda yüzde 1.7 kayıpla 58 borsa arasında 55’inci sırada yer aldı. İMKB Ulusal 100 Endeksi, bu dönemde ortalama 39.778.00 puandan 39.117.46 puana geriledi. Babacan, ana muhafelet partisinin Meclis çalışmalarını sırf muhalefet olsun diye yavaşlattığını ileri sürdü ‘Bu muhalefet bizi çok üzüyor’ ? Babacan, bazı çalışmaların neden geciktiği sorusuna yanıt verirken, muhalefeti suçlayarak “Maalesef TBMM’deki yasal düzenleme çalışmalarımız yaklaşık bir yıldır ana muhalefet partisinin çok ciddi yavaşlatma girişimiyle karşı karşıya kalıyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ana muhalefet partisinin, Meclis çalışmalarını sırf muhalefet olsun diye yavaşlattığını kaydederek “Türkiye için daha iyi neler yapabiliriz, bunları tartışalım ama muhalefet için muhalefet Türkiye’ye çok zaman kaybettiriyor ve bu bizi çok üzüyor” dedi. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışma Halk Bankası’nda karar bu hafta YOİKK toplantısında soruları da yanıtlayan Babacan’ın, Halk Bankası’nın yüzde 99’unun blok satış ile özelleştirilmesine yönelik Özelleştirme Yüksek Kurulu kararına karşın “Halkbank’ın satışıyla ilgili metot ve takvim üzerinde bugünlerde nihai kararı vermek üzereyiz” demesi, bir yöntem delarına ilişkin Hazine Müsteşarlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Babacan, YOİKK’nin, 4 yılda 11 toplantı yaptığını belirterek “Yatırım ortamının iyileştirilmesinde Türkiye’nin kaybedecek bir dakikası yoktur” dedi. Babacan, YÖİKK’nin gerçekleştiremediği önceliklerini ise “Arge ve inovasyonun desteklenmesi, KOBİ’lerin güçlendirilmesi, kurumsal yönetim ilkelerinin yaygın bir şekilde benimsenmesi, işlem maliyetlerinin azaltılması, şirket tasfiye sürecinin rasyonel hale ğişikliğine gidileceği beklentisini doğurdu. Yabancı sermayeye karşı çıkanların bir bölümünün aslında uluslararası rekabet istemediğini belirten Babacan, “Hiçbir sektörde sermaye ayrımı yapılmadı. Türkiye 10 yıllarca en kötü otomobilleri, en kalitesiz beyaz eşyayı kullandı” dedi. getirilmesi ve istihdamla ilgili politikalar oluşturulması” şeklinde sıraladı. 2006 Kasım ayı sonu itibarıyla Türkiye’de 14 bin 782 adet uluslararası sermayeli firmanın bulunduğunu söyleyen Babacan, “Dört yıl önce bu rakam 6 bin civarındaydı. Uluslararası doğrudan yatırım girişi, 2006 yılının OcakKasım döneminde, 18.3 milyar dolara ulaşmıştır” diye konuştu. Uluslararası doğrudan yatırımlara, ‘ülkemiz elden gidiyor’ mantığıyla yaklaşmanın ülkeyi geçmişte olduğu gi bi karanlığa sevk edeceğini söyleyen Babacan, “Yatırımlara engel çıkarmak, Türkiye’nin bu büyük hedeflerinin önüne engel çıkarmaktır” dedi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, Türk Ticaret Kanunu’nun gecikmesiyle ilgili soruya karşılık muhalefetten dert yanarak “Maalesef TBMM’deki yasal düzenleme çalışmalarımız yaklaşık bir yıldır ana muhalefet partisinin çok ciddi yavaşlatma girişimiyle karşı karşıya kalıyor” dedi. Toplantıya YOİKK üyesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Şaban Erdikler, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Ethem Sancak, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Ahmet Tıktık, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Adem Şahin de katıldı. Daily Fresh büyüyecek Ekonomi Servisi Dünyada 20’den fazla ülkede satılan bardakta mısırı Türk tüketicisine sunan Daily Fresh Türkiye’de büyümek için franchise veriyor. Faaliyet göstermeye başladığı Nisan 2006’dan itibaren satışlarını 4 kat arttıran şirket tüm Türkiye’ye yayılmayı hedefliyor. Franchise girişim bedeli olarak 16 bin dolar öngördüklerini açıklayan Daily Fresh Genel Müdürü Mehmet Danış, işletmeyi çevirmek için 5–6 bin YTL’lik bir sermayenin yeterli olacağını belirtiyor. Daily Fresh, şu an 5 franchise’a sahip. Danış, “2007’nin ilk 6 ayında aylık toplam 10 tonu yakalamayı hedefliyoruz. Yıl sonu hedefimiz ise aylık ortalama 20 ton satış hacmine ulaşmak” dedi. M A L İ Y E İstanbul’da bir mezarlık ziyaretine gitmek istediğiniz zaman üstünüze afaganlar basar. Bir cenazeniz olduğunda yer ve defin işlemi size büyük sıkıntıdır. Yurtdışında gördüğünüz piknik yeri gibi mezarlıkları İstanbul’da göremezsiniz. Mezarlığa ziyarete her gidişinizde ziyaret edeceğiniz mezarı bulmanız mümkün olmaz. (Ankara Belediyesi bunu çözmüş. Karşıyaka Mezarlığı’na gittiğinizde elektronik cihaza ölü adını yazıyorsunuz, size mezarın krokisi, ada ve parseli çıktı olarak geliyor.) Mezarı bulmak için sportif yapınız olması gerekir, çünkü devamlı atlama, inme ve çıkma hareketleri yapacaksınız. Yıllardan beri özel mezarlıklar neden yapılamaz diye merak edilip durulur. Yurtdışında kalan her kişi buralardaki güzel mezarlıkların özlemini duyar. Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U liği yolu ile iktisap edilemez” hükmü gereği mülkiyetin devredilemeyeceği belirtilmiştir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi 2006 yılının başlarıında özel mezarlık yapım ve işletilmesinin önünü açan bir karar almıştı. Bu karar çervesinde düzenlenen yönetmelik bu hususları düzenlemektedir. Artık mevzuat engeli yok gibi... Dolmuş, tıkanmış ve mezarlık olmaktan çıkmış mezarlıklarımız yerine şehirden uzak, medeni, gittiğinizde sizi ürkütmeyen, rahatlıkla ziyaretinizi, ibadetinizi yapacak temiz mezarlıkların oluşması şart. En stratejik işletmelerimizi ve kaynaklarımızı özelleştirmekten çekinmediğimiz bir yönetim anlayışında özel mezarlıklar veya belediyelerce yukarıda belirttiğimiz nitelikte mezarlıklar yapılmalı diye düşünmemiz abes olmaz sanırım. Özel Mezarlıklar İstanbul’a Şart Oldu Hayal edin; bir mezarlığa gidiyorsunuz, hastanesi, camisi, kafeteryası var. Size yol gösterecek görevliler, dua okuyucular, yollar, peyzaj ve her şey modern ve medeni. Bunu istemez misiniz? Huzur içinde ve sıkıntı olmadan dini vecibeleri yapmayı olanaklı kılacak bir ortamda mezar ziyaretini yapmak istemez misiniz? Buna cevap verecek özel modern mezarlıklar olacak. Fakat mevzuat buna engel. Ancak bazı yasal düzenleme ile bu aşılabilir. Mezarlıkların kurulması, ölü defni ve nakil işleri belediyelerin görevleri arasındadır. Bu,1930 tarihli 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 20. maddesinde düzenlenmiştir. “Mezarlıklarda her mezara bir ölü defnedileceği ve mezarlıkların kurulu olduğu arazinin yapısına göre belirlenecek zaman geçmeden aynı mahalde ikinci bir ölünün defnine ruhsat verilmeyeceği, bu müddetin beş seneden aşağı olmayacağı, mezarlıkların genişliği müsait olan mahallerde uygun bir mahal ayrılarak isteyenlere aile mezarlığı olarak satılabileceği” gibi birçok husus bu kanunla düzenlenmiştir. 13.07.2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5393 sayılı Belediyeler Kanunu da bu konuda belediyelerin yetkili olduğunu düzenlemiş, 14/a maddesinde, “...defin ve mezarlık... yapar veya yaptırır...” hükmü ile de özel mezarlık yapım ve işletilmesinin özelleştirilmesi olanağı sağlanmıştır. 15/h maddepamukm?superonline.com siyle de “Mahalli müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde taşınmaz almak, kamulaştırmak, satmak, kiralamak veya kiraya vermek, trampa etmek, tahsis etmek, bunlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis etmek” yetkisi belediyelere tanınmıştır. 3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde ise “Devlet Mezarlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü yönetimindeki tarihi mezarlıklar ile şehitlikler ve cemaatlere ait özel statüsü bulunan mezarlıklar hariç, umumi mezarlıkların mülkiyeti belediye bulunan yerlerde belediyelere, köylerde köy tüzelkişiliklerine aittir. Bu yerler satılamaz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyet Halkbank 291 şubesini yeniliyor Ekonomi Servisi Halk Bankası, marta kadar 291 şubesini yenileyecek. Halk Bankası’ndan yapılan yazılı açıklamada, tüm şubelerinin dekorasyon ve teknik altyapılarını değiştiren bankanın, şube dizaynında uyguladığı yeni özelliklerin şeffaflık, renk uyumu, mobilya tasarımı ve müşteri odaklı tasarım olarak ön plana çıktığı belirtildi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle