23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Baykal, Kanaltürk’e yönelik baskıları ‘Şantaj ve yıldırma politikası’ olarak değerlendirdi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘AKP’nin derin devleti’ ‘25 yaş yoksa erken seçim yok’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) bir erken seçimde milletvekili seçilme yaşının 25’e düşürülmesinin uygulanamayacağı yönünde karar vermesi durumunda seçimlerin zamanında yapılacağını söyledi. TBMM’de bir grup genç ile bir araya gelen Erdoğan, gazetecilerin genel seçimlerin öne alınması halinde 25 yaşını doldurmuş olanların seçilip seçilmeyeceğine ilişkin sorusu üzerine, “Ben gençliği seviyorum. Gençliğin oy kullanmasına mani olacak herhangi bir adım atmayız’’ dedi. Öte yandan, YSK Başkanı Muammer Aydın, seçimlerin belirlendiği gibi 4 Kasım’da yapılması halinde 25 yaşında seçilme hakkının kullanılmasıyla ilgili zaten bir sorun bulunmadığını vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kanaltürk’e yönelik baskılara tepki gösterirken “AKP kendi derin devletini kurmaya başlamıştır. Medyaya karşı şantaj ve yıldırma politikası yürütülüyor. Bütün bankalar işi gücü bıraktı Cüneyt Arcayürek’in mali durumunu araştırıyor, ayıptır” dedi. Türkiye’nin “PKK ile kol kola sokulmak istendiğini” kaydeden Baykal, erken seçim tartışmalarıyla ilgili olarak da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Niye nisanmayısı bekleyelim, gel şimdi konuşalım. Mayıs ayının başında seçim yapmak mümkün” diye seslendi. CHP lideri Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada gündemdeki çeşitli konularla ilgili değerlen Göç Müzeleri... ESSEN Ben oldum olası Almanları anlayamadım... Almanlar hep kendi çıkarlarıyla ilgilidirler. Köktendincilikten yakınırlar, bir bakarsınız onlarla yakın ilişki içindedirler. Türkiye’yle yakın ilişki içine girerler.. ardından bölücü örgütlere destek verirler. Türk işçilerini sevdiklerini söylerler.. bir süre sonra onların aleyhine yasalar çıkarırlar... Essen’deyim... Gökyüzü gri, bulutlar gri... Karanlığın içinde ölgün sarı ışıklar. Sessizlik ve yalnızlık. Herkes evlerine çekilmiş. Gece ufkun kıyısına doğru yaklaşırken bir hareketlenme başlıyor kentin caddelerinde. Gökgürültüsü yağmur getiriyor. Zamanı coşkuya çevirecek bir hareketlilik değil caddelerdeki otomobiller. Az sonra metro, tramvaylar da çalışmaya başlayacak... Almanlar yollarda, otobanlarda yoğun bir araç seli... Önceki gün Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen’le “göç müzeleri”ni konuştuk uzun uzun... ??? Türkler; Çinliler ve Hintlilerden sonra kendi ülkeleri dışında en çok nüfusa sahip bir ülke... Faruk Şen şöyle anlatıyor: “Türkiye dışında yaşayan insanlarımızın sayısı 6.5 milyona ulaşıyor. Sadece AB’de yaşayanların toplamı 5.2 milyonu buluyor. Bunların 4.2 milyonluk kısmını ise Batı Avrupa’ya işgücü akımları ile gelerek yerleşmiş kişiler ve onları izleyen kuşakları teşkil ediyor. Bu büyük göçe karşın Türk dışgöçünün yaşayan hafızası olacak müzeler hayata geçirilebilmiş değil. Bu, hem Türk göçünün merkezi niteliğindeki Almanya hem de Türkiye için önemli bir eksiklik.” Faruk Şen’e soruyorum: “İstanbul ve Almanya’da göç müzeleri projesi nasıl oluştu?” Şen: “İstanbul ve Essen’in, Avrupa’nın kültür başkentleri ilan edildikleri 2010 yılında İstanbul’da ve Federal Almanya’ya göçün 50. yılını dolduracağı 2011 yılında da Almanya’da açılması öngörülen göç müzelerinin tematik düzenlemesi içerisinde köken, ülke/bölgedeki koşullar, göç biçimleri, göç nedenleri, göç süreci (yolculuk, yeni ülkeye varış), hukuki durum, çoğunluk toplumunun yaklaşımı, günlük yaşam koşulları ve konutlar, kültüreltoplumsal yaşam, din ve gelecek perspektifleri gibi başlıklar yer alacak müzede.. fotoğraflar, ses ve görüntü kayıtları ve yazılı dokümanlar kullanılacak; müzede sanatsal sergiler, panel ve sempozyumlar, çocuk ve gençlere dönük etkinlikler için özel alanlar oluşturulacak, ayrıca göç konusunda kapsamlı bir kütüphaneye de yer verilecek.” ??? Faruk Şen, TürkAlman ilişkilerinin köklü bir geçmişe sahip olduğunun altını çiziyor konuşmamız sırasında... Türkiye’ye her yıl 4 milyon Alman turist geliyor. Türkiye’ye yatırım yapan 1018 Alman firması bulunuyor. Almanya’da Türk göçmenlerinin sayısı ise 2.7 milyon. Almanya’da girişimciliğe adım atan Türklerin sayısı da 64 bin 600... Türkiye’den Almanya’ya gelmiş şirket sayısı 138... Faruk Şen, Türkiye’de Almanca eğitim verecek üniversite kurulması düşüncesine de değiniyor bu arada: “Kurulması düşünülen üniversite başlangıçta sosyal bilimler ağırlıklı olacak. 2008 Ekim ayında faaliyete başlaması düşünülen üniversitede amaç, ilk aşamada üç fakültenin yer almasıydı. Bunlar ekonomi, ietişim ve siyaset bilimi... Şubat başında üniversite kuruluşu için görüştüğümüz Sayın Cumhurbaşkanımızın da isteği üzerine eğitim programına Avrupa hukukuna ilişkin bir master programı eklenecek. Türk üniversitelerinde yasal olarak Türkçe okutulması gereken dersler haricinde eğitim tamamen Almanca olacak.” Üniversitenin kurulacağı yerler konusunda değişik seçenekler var ... İzmirTorbalı, İstanbul’da Şile, Şişli, Büyükçekmece ve Riva adaylar arasında... ??? Üniversite projesinin Türkiye kanadında bir vakıf olacak, Almanya kanadında ise Kuzey Ren Vestfalya hükümeti bulunacak. Bilimsel ortaklığını, dünyanın en saygın üniversiteleri arasında sayılan Münster Üniversitesi yapacak. Evet birkaç gündür Essen’deyim... Bugün Düsseldorf’a geçiyorum... Gökyüzü gri, binalar gri, sokaklar bomboş... Almanlar, gece ufkun kıyısına doğru yaklaştığında uyanıp işlerine gidecekler... ? Deniz Baykal, Kanaltürk’e yönelik baskılara tepki gösterirken “AKP kendi derin devletini kurmaya başlamıştır. Medyaya karşı şantaj ve yıldırma politikası yürütülüyor” dedi. Devletin kömürünün oy avcılığı için AKP’li belediyeler tarafından yurttaşa dağıtıldığını belirten Baykal, bunun Türkiye’yi sadakaya mecbur bırakılmış, ezik insanlar ülkesi haline getirdiğini söyledi. dirmeler yaptı. Baykal, AKP’li belediyelerin varoşlarda yiyecek, kömür, giyecek dağıtarak “sadaka kültürü”nü yaygınlaştırdığı eleştirileri üzerine, Hürriyet gazetesindeki köşesinde “CHP’li belediyeler neden böyle faaliyetler yapmıyor” diye soran Ertuğrul Özkök’e de yanıt verdi. Baykal’ın değerlendirmeleri ana başlıklarıyla şöyle: TürkiyePKK ile kol kola sokulmak isteniyor: Türkiye PKK ile kol kola sokulmak istenmektedir. Irak’taki yeni oluşum, benim içimi karıştırmak isteyenlerle işbirliği içinde, teröristleri besliyor. Bunu içimize sindirirsek Türkiye’nin de Irak’ın başına gelen tehlike ile karşı karşıya kalmasını içimize sindirmiş oluruz. Şimdi Kuzey Irak, Türkiye ile iyi geçinmek istiyorsa kendi içindeki terör hareketinin etkisizleştirilmesi zorunluluğunu içine sindirmelidir... PKK’yi meşrulaştırmak olayı, Irak’taki etnik kimlik maskesinin altına PKK’yi yerleştirmek çok tehlikeli, Türkiye’yi çok karıştıracak vahim gelişmelere neden olur. Bölge Gençlik Kolları ÇİZMEDEN YUKARI AKP grubunda stadyum şovu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin grup toplantısı, TBMM’yi miting alanına çevirdi. Partinin il ve ilçe örgütlerinden getirilen gençler, slogan yarışına girerken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da “İcraatın içinden” niteliğinde bir konuşma yaptı. Erdoğan, il ve ilçe örgütleri ile gençlik kollarından üyelerin izlediği grup toplantısında, gençlik üzerine bir konuşma yaptı. Grubu izleyenlerin sık sık “Bu nesil seninle gurur duyuyor, seninleyiz her zaman Recep Tayyip Erdoğan” biçiminde sloganlar atarak Erdoğan’ın konuşmasını bölmesi, gruplar arasında tezahürat yarışı yapılması dikkat çekti. Konuşması sırasında Nutuk’tan “... yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz” bölümünü okuyan Erdoğan gençliğin, bütün dünyada toplumların en önemli dinamiği haline geldiğini belirterek modern kurumlarda ve işletmelerde genç yöneticilere ve beyinlere yer verildiğine işaret etti. Bugünkü gençliğin 1970’li, 1980’li yılların gençliği olmadığını kaydeden Erdoğan, “Bu gençliği, 1960’lı, 1970’li yılların içi boş sloganları ile kimse yönlendiremez” dedi. Şemdinli davası Yargıtay’da ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Şemdinli olaylarıyla ilgili davanın temyiz aşamasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 1. Ceza Dairesi’nin verdiği “görevsizlik’’ kararına itiraz yetkisi olmadığına karar verdi. Kurul, Yargıtay Yasası ve Yargıtay Başkanlar Kurulu kararı ile dairelerin iş bölümünün belirlendiğine işaret etti. Kurul, bu nedenle başsavcılığın bir dairenin verdiği görevsizlik kararına itiraz hakkı bulunmadığını belirtti. Karar oyçokluğuyla alındı. Kurulun bu kararı gereği, dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gidecek. Erdoğan ve Aksu için önerge ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’nin, Başbakan Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında Meclis soruşturması açılması için verdiği önerge 27 Şubat’ta görüşülecek. Meclis soruşturması açılıp açılmamasına genel kurulca gizli oyla karar verilecek. Önergede, aralarında gazeteci Hrant Dink ve Rahip Santoro cinayetlerinin de bulunduğu 10 olayda, “gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla delilleri yok ettikleri, görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri” iddiasıyla, Erdoğan ve Aksu hakkında Meclis soruşturması açılmasını isteniyor. tındayız” diye şikâyetçi. Kanaltürk’e baskılar: Kanaltürk’te bir avuç vatansever insan, para pul peşinde değil, onun bunun gözüne girme peşinde değil, bir yayıncılık yapıyor. Millete, nefes alma borusu gibi geldi, oh be, diye de barış, PKK’yi görmezlik zevkle izliyor. Hemen devletin ten gelerek değil el birliğiyle bütün kurumları bu kanala yükleniyor. 14 tane ayrı ekip inceetkisiz kılarak sağlanır. AKP’nin derin devle leme yapıyor. Hukuka aykırı. ti: AKP artık kendi derin dev Görevlendirme ilgili daireden letini kurmaya başlamıştır. Pa değil, Ankara’dan yapılıyor. Büralel, gizli devletini, devlet için tün bankalar işi gücü bıraktı deki devletini oluşturmaya ve Cüneyt Arcayürek’in mali dukurmaya başlamıştır. Başba rumunu araştırıyor. Arcayürek kan sinirlendi medya patron demokrasi mücadelesinin adıylarına, “Elimde dosyalarınız la özdeşleştiği bir insan. Ailevar” diye şantaj yaptı. TOBB sini geçindirmenin dışında heBaşkanı Sayın Hisarcıklıoğlu, sabı olmayan, kırılamayan, na“sesimizi çıkardığımız za muslu bir kalem. Kendi hakkınman üzerimize geliyorlar, ge da dört af çıkaran Maliye Batirin bakalım defterleri” di kanı, Cüneyt Arcayürek’in heyorlar, “müthiş bir baskı al saplarının peşinde koşuyor. Ertuğrul Özkök’e yanıt: Başbakan, belediye başkanlarına, “KöMUSA KART mürleri bizzat verin” diyor. Devletin, milletin kömürü o, bir Başbakan o kadar aciz bir hale düşmüş ki devletin kömürünü AKP’li belediye başkanı, ililçe başkanının dağıtmasından medet umar hale gelmiş. Bazı gazeteci dostlar da “sen de dağıt” diyor. Sosyal devlet kayboluyor, hukuk kayboluyor, sadakaya mecbur bırakılmış, ezik insanlar ülkesi haline dönüşüyoruz, bunu değiştirmek lazımdır diye tepki karşısında, bir değerli arkadaşımız, “Sen de dağıt, hep medyadan şikâyet ediyorsun” diyor. Evet medyadan şikâyet ediyorum. Neyle dağıtacağım ben, o neyi dağıtıyor zannediyorsun sen? FakFukFon’dan milletin parasını dağıtıyor kendi partizanları aracılığıyla milletin kömürünü dağıtıyor, milletin hakkını dağıtıyor kendi lütfuymuş gibi. Sen de bunu uygun görüyorsun, rica ederim. Mayısta seçim olabilir: Başbakan, nisanda mayısta konuşalım diyor. Erken seçimi konuşacaksak gel şimdi konuşalım, mayıs ayının başında seçim yapmak mümkün. O Meclis seçsin cumhurbaşkanını. Şu an itibarıyla şans var, Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce gemusakart@yahoo.com nel seçim yapma şansı var. Şovun faturası ANAVATAN’a Mumcu, Erdoğan’ın AKP grubunda yaptığı konuşmayı bir saat uzatması nedeniyle Meclis TV’de yayımlanan konuşmasını yedi dakikayla sınırlandırmak zorunda kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın şova dönüştürdüğü grup konuşmasına geç başlaması ve bir saatten fazla uzatması, Anavatan Partisi’nin grup toplantısının kısa sürmesine neden oldu. Meclis’teki grup konuşmaları Meclis TV tarafından sırasıyla canlı olarak yayımlanıyor. Ancak Meclis TV bir grup toplantısı bitmeden diğerine geçemiyor. Dolayısıyla AKP’nin grup toplantısı uzadığı için de dün Anavatan Partisi grubunun toplantısına geçilemedi. Kürsüye 50 dakika gecikmeli olarak gelen Erkan Mumcu, Erdoğan’ın konuşması nedeniyle kendilerine ayrılan 1 saatlik süreden sadece 7 dakika kaldığını ifade etti. Mumcu, “Bu mütevazı iletişim imkânımız, adalet duygusundan fevkalade mahrum Başbakan tarafından cüretkâr bir şekilde gasp edilebiliyor’’ dedi. Mumcu AKP tarafından kendilerine yapılan haksızlığı, CHP grubuna karşı yapmayacaklarını ve konuşmasını 7 dakikayla sınırlandıracağını söyledi. Konuşmasının sonunda CHP’nin grup toplantısı saati yaklaşırken Mumcu, “kendisinin de konuşmasını uzattığını’’ ifade etti. Mumcu, bu sırada arkadaşlarının, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dan bir not getirdiğini belirterek, “Sayın Baykal, kalan süreyi benimle paylaşmaktan memnuniyet duyacağını ifade etmiş. Sayın Baykal’a çok teşekkür ediyorum. Ama bunu yapmayacağım. Biz sözlerimizi çıkıp sokaklarda, meydanlarda söyleriz’’ dedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Kürtçe isimde yürütme durdu ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır İl Genel Meclisi, geçen yıl mart ayında yaptığı toplantıda, köylerin tabelalarında Türkçe isimleri ile birlikte eskiden kullanılan Kürtçe isimlerinin de yazılması yolunda bir karar aldı. Kararı sakıncalı bulan Diyarbakır Valiliği ise idare mahkemesinde yürütmenin durdurulması ve kararın iptali istemiyle dava açtı. İdare mahkemesi valiliğin itirazını haklı bularak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Atama operasyonu Cerrah’a takıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hrant Dink cinayeti zanlısının Trabzon’dan çıkması nedeniyle eleştirilerin hedefi olan Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ile Emniyet Müdürü Reşat Altay’ı görevlerinden alan ve geniş çaplı bir vali ve emniyet müdürü operasyonu için düğmeye basan AKP iktidarı, somut adım atmakta zorlanıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 9 Şubat Cuma günü toplanan Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MKYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamada, vali ve emniyet müdürü atamalarına ilişkin kararnamenin 1 hafta içerisinde Cumhurbaşkanı’na sunulmasını planladıklarını açıklamıştı. Ancak aradan geçen 12 günlük süre içerisinde hükümet, vali ve emniyet müdürleri için herhangi bir kararname hazırlayamadı. Kararnamedeki gecikmede, Hrant Dink cinayetinin hemen ardından cinayetin milliyetçi duygularla işlendiğini söyleyerek kamuoyunun tepkisini çeken İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın etkili olduğu öğrenildi. Hükümetin, Cerrah’ı merkeze çekmekte kararlı olduğu, ancak bu operasyonun basının yönlendirmesiyle yapıldığı gibi bir izlenim vermek istemediği belirtiliyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin 7.12.2005 tarihli nüshasındaki haberde, CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’ın müvekkil Sayın Adnan Oktar’ı hedef alan gerçekdışı beyanlarına yer verilmiştir: 1) Sayın Deniz Baykal’ın müvekkili “yargıyı oyalamak ve parmağında oynatmak”la itnam eden açıklamaları gerçekdışıdır. Bu iddianın dayanağı olan usul tartışmaları, 6 yıl devam eden BAV davası sürecinde, yargılamanın sadece 1 (bir) yıllık döneminde cereyan etmiştir. Kalan 5 yıllık zamanda normal yargıla Cevap ve Düzeltme ma yapılmış, bu sürede tam 23 oturum gerçekleştirilmiştir. Davanın bu usul tartışmaları sebebiyle zamanaşımına uğradığı iddiası, dosya ve yargı süreci hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadan ortaya atılmıştır. 2) BAV davasının zamanaşımına uğramasına neden olan süreçte müvekkilin ve diğer yargılananların hiçbir rolü, dahli ve kusuru bulunmamaktadır. Tamamen BAV davası yargılananlarının dışında gelişen yargısal işlemlerden müvekkili ve vekillerini sorumlu tutmak mümkün değildir. 3) BAV davasının zamanaşımına girmesi, müvekkilimi ve diğer yargılanan kişileri “kurtaran” bir sonuç değildir. Zamanaşımı kararını en son isteyecek kişiler bu davanın yargılananlarıdır. Zira söz konusu dava dosyasına müvekkilimin ve kendisiyle birlikte yargılanan kişilerin haksız suçlamalara maruz kal dıklarını ortaya koyan 250’ye yakın delil intikal etmiştir. Ama davada bu aşamaya ulaşıldığında, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının masum oldukları kesinlik kazandığında, ne yazık ki zamanaşımı süresi dolmuştur. Savunma beraat kararıyla sonuçlanması kuvvetle muhtemel olan bu davayı yürütüp bitirmek istemiştir ama yasal engel nedeniyle bu mümkün olmamıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur. Adnan Oktar Vekili Av. Neşet Açıkgöz CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle