11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 ŞUBAT 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr İstanbul Devlet Opera ve Balesi, ‘Elektra Operası’nın ilk sahnelenişini gerçekleştirdi 15 GÜZELİN ARDINDA BERTAN ONARAN Richard Strauss İstanbul’da noya bu kadar vurup kıran bir piyanist daha dinlememiştik. Hele bis olarak çaldığı Debussy, Debussy’den başka her besteciye benziyordu. Ne tuşların derinindeki o izlenimci renkler vardı, ne de kendine özgü tınısı. Çaykovski konçertonun eşliğinde de Borusan Filarmoni’nin başarısını övmeden geçmemeliyiz. eçen hafta Borusan Filarmoni konserinde ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin programında Richard Strauss vardı. Diyeceksiniz ki, nedir bunda olağandışı? Richard Strauss, 19. yüzyıl postromantizmini yirminci yüzyıl modernizmine bağlayan bir besteci. Zengin orkestra topluluğu gerektiren, derin felsefe barındıran, kendine özgü ses renklerini içeren yapıtlarıyla o kadar az seslendirilir ki! Aynı hafta içinde, üstelik daha önce İstanbul’da hiç seslendirilmemiş bir senfonisini dinlemek ve hiç oynanmamış bir operasını izlemek heyecan vericiydi. Bir başka rastlantı da her iki yapıtın, bestecinin aynı dönem ürünü oluşuydu. Sözünü ettiğim dinletiler, Borusan Filarmoni’nin çaldığı Ev Senfonisi (1903) ve İDOB’un sergilediği Elektra adlı müzikli trajedi (1909). Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni, yıllanmış orkestra ailelerine has, görkemli bir tonla, karakter sahibi bir yorum getirdi. Neredeyse elli dakika hep doruklarda dolaşan yapıtta başkemancı Pelin Halkacı’nın usta yorumculuğu, bakır sazların zor bulunur coşkusu ve bütün grup üyelerinin virtüöz düzeydeki seslendirileri, Gürer Aykal’ın üstün başarılı bir imzasıydı. Richard Strauss’un kendi ailesi gisth’in sonunda o kürk cüppesinden sıyrılıp slip külotla kalması ise postmodern bir anlayış olsa gerek. Prömiyer temsilinde Elektra rolünü, başından son dakikaya dek tükenmeyen enerjisi, yaratıcılığı ve güçlü sesiyle Jaklin Çarkçı canlandırıyordu. Onu hep mezzo rollerinde izlemiştik. Bu kez dramatik soprano olarak koyu tonuyla, orkestranın güçlü forteleriyle yarışabildiği gibi yeri geldiğinde nazlı pianissimolarıyla anlamlar katan bir “Wagner” rengi yarattı. Burçin Çilingir, Chrysothemis rolündeki saf kız kardeşe yakışmıştı. İlk kez büyük bir role çıktığını öğrendiğimiz Sitare Çelebi, başarıyla çizdiği Klytamnestra rolüyle operamızın yeni bir mezzo kazandığını müjdeledi. Önay Günay, Oreste rolünün gerektirdiği büst gibi şancılığı yerine getirdi. Beşaltı kişiden oluşan kadınlar korosunun başarısını da övmeliyiz: Her biri ayrı ölçülerde ve birbirini bozmak istercesine yazılmış şarkıları özenle seslendirdiler. Son yılların modası haline gelen çıplak (ve de masrafsız) sahne uygulamasına gelince, acaba prömiyer temsiline yetişememiş, sonradan tamamlanacak bir dekorla mı karşı karşıyayız, diye düşündüm. Bu durağan öykü, biraz daha göz oyalayıcı etmenlerle donanabilirdi. Daha özenli panolarla, daha yumuşak geçişli ışıklarla yaratılacak esrarengiz bir saray bahçesi, oyunu daha alımlı kılabilirdi. Bütün yaratıcı ekibi kutlarız, gerçekten de İDOB, Elektra ile zoru başarmış. www.evinilyasoglu.com Haluk Tarcan Sık sık sözünü ettiğim olasılıkgereklilik ikilisi, Haluk Tarcan’a çok ilginç yol haritası çizmiş yaşamında: Ağabeyi Bülent Tarcan gibi o da ilkin müzik eğitimi almış, usta bir piyano yorumcusu olmuş; ardından sanat tarihi okumuş; Türk halk müziğinin aksak tartımlarına özel bir ilgi duymuş; bu ilgi sonra onu, Orta Asya tarihinin derinlerine götürmüş, ÖnTürk tamgaları (yazısı) ile uygarlık arasındaki bağı merak etmiş. Bu konuda ülkemizde ve dünyada bir bakıma tek olan Kâzım Mirşan’la, çalışmalarıyla tanışmış. Mirşan’ın, bütün dünya uzmanlarının (sanırım gizli bir ırkçılıkla, Türk düşmanlığıyla) “okunmaz, okunamaz ilan ettikleri” eski Türk yazıtlarının okunup günümüz yazısına dökülmesi, oralardaki belge ve bilgilerle insan uygarlığının köklerinin araştırılması da alıp Paris’e uçurmuş, Ulusal Bilim Araştırmaları Merkezi’nde çalışmaya başlamış; uzmanlığı onaylanmış. Böylece, 1962’den bu yana, bir bakıma sessizce, ama uygarlığın temellerini büyük bir inatla eski Yunan’a, Roma’ya yakıştıranlar arasında amansız karşıtlıklara yol açarak sabırla, coşkuyla çalışmış. Bunların sonuçlarını, Paris’teki Caft Yayınları üç kitapta toplamış: Evrensel Uygarlıkların Köken Kültürü, ÖnTürk Uygarlığı 1A; 1B ve Kökenindeki ÖnTürk Kültürünü Bilmeyen Avrupa Birliği. Mayıs 2006’da bu sonuncunun 2. basımı yapılmış. Birbirinden çarpıcı olay ve bulgulardan birkaçını analım: “Burdur’un ilçesi Ağlasun’un 7 kilometre kuzeyinde bir eskiçağ kenti var, Sagalassos. 1989 yılında, Belçika Leuven Katolik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Marc Waelkens başkanlığında burada kazıya başlanıyor; 1996’da, kentin çarşısındaki kazılar sırasında işçiler bir insan iskeleti buluyor. Bölgedeki insan izlerinin günümüzden 12 000 yıl öncesine uzandığı biliniyormuş. Ama işçilerin bulduğu iskeletin 3 000 yıllık olduğu saptanmış. İskeleti bulan işçiler; ‘Bu bizim atamız, atamızı bulduk!’ diye sevinmişler. Bu beklenmedik bulgu karşısında Prof. Dr. Waelkens de beklenmedik biçimde davranmış, iskeletten aldığı kemik örnekleriyle işçilerin saç tellerini DNA araştırması yapılmak üzere Belçika’ya göndermiş. Orada, ‘karbon’ incelemesinin sonunda, 3 000 yıllık iskeletle günümüz işçileri arasında DNA benzerlikleri saptanmış.” Dolayısıyla, sevgili Azime Korkmazgil de aralarında, Ağlasunlular; “Meğer Sagalassos kentini kuranlar bizim atalarımızmış” demeye başlıyorlar haklı olarak. Haluk Tarcan da, göğsünü gere gere, “Bu bulgu, Anadolu Dip kültürünün ÖnTürk kültürü olduğunu gösteren tartışılmaz bir kanıttır” diyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi, müziği yakından bilişi, Türk halk müziğinin aksak tartımlarına duyduğu ilgi, yerli yabancı bütün müzik ve uygarlık yorumcularının gizledikleri, söyleyemedikleri şeyleri görüp söylemesine yol açıyor: “Çaykovski’nin Kuğu Gölü balesi, aslında bir Kırgız masalı. Rus Romantik müziği ile operalarında, içli ezgi ve aryaların bir bölümü Kazak ezgileridir. Stravinski’nin Petruşka bale müziğinin ana temasına Kars yöresinde rastlarız. Bizim ramazan davulunun, çevgenin, klasik Batı müziğine Haçlılarla girdiğini, senfonik müzikte yer aldığını Mozart’ın, Haydn’ın, Beethoven’in yapıtları açıkça kanıtlar.” Sayın Tarcan, aslında yıllar önce büyük bir ozanın, Goethe’nin söylediğini yapmaya, “insanlara gözlerinin önünde duranı göstermeye, dahası, gördüklerini korkmadan, ırkçı ayırımlar yapmadan dile getirmelerini” sağlamaya çalışmış. 1962’den beri, hâlâ çalışıyor. Ünlü bir örneği daha analım: Alp Dağları. “Bu ad’dan başlayalım: ALAPA, ALAP, sonunda ALP olmuştur. Güneş kültünün bir kavramıdır. AL, ateşin rengidir. Ateş, içine atılan her şeyi yakar. ALıp göğe götürür. Bu nedenle bu fiil hem rengi, hem de ALıp götürmeyi dile getirir. Göğe, Tanrı’ya götürdüğü için de, aynı zamanda kutsal’dır. ALkış, kutsama demektir. Buğ’un bedeni ateşe verilir, can’ı AAPA tarafından Tanrı katına taşınır. Bu geleneğin tam bir Ateş Kültü olduğunu görürüz. ALP adı Avrupa’da yoktur. Bizdeyse hem kişi, hem soy adıdır. Dolayısıyla, Avrupa’nın en yüksek dağına ALP adını ÖnAtalarımız vermiş olmalıdır.” Sözün kısası, önyargılardan, gereksiz aşağılık duygularından kurtulmak, insan uygarlığını birbirine eklenen halkalar biçiminde görüp anlamak istiyorsanız, sevgili Haluk Tarcan’ın yapıtları hemen oracıkta sizi bekliyor. [email protected] İDOB ZORU BAŞARMIŞ G ve yakın çevresinin yaşamını resimlediği ekspresyonist bir tablo tadında izledik. Ne olurdu piyanist Denis Matsuev de hastalanmamış olsaydı! Onu birkaç yıl önce Moskova Konser Salonu’nun açılışında dinlemiş, hayran kalmıştım. Onun Çaykovski konçertosuyla herhalde bu konser unutulmaz bir dinleti olacaktı. Ne yazık ki yerine çağrılan İsviçreli piyanist Peter Jablonski düş kırıklığı yarattı. Son zamanlarda piya İstanbul Devlet Opera ve Balesi yönetimini, böylesi güç ve güçlü bir yapıtı dağarcığa aldığı için kutlamalıyız. Yüz kişiyi aşkın aynı düzeyde orkestra sanatçısının sağlanması; yorumcuların neredeyse iki saat soluk almadan çalmaları, söylemeleri; böylesi bir senfonik operayı izlemeye alışık olmayan dinleyici riski... Bildik aryalar, düetler ya da ensemble’lar yok. Perde/sahne arası olmaksızın kocaman bir senfoniyle yarışırcasına söyleyen şancıların tıpkı sporcular gibi yüksek kondisyon sahibi olması gerekiyor. Ağır ve ağdalı bir mitolojik konu. Sahne aksiyona elverişli değil. Ancak çok iyi çalınır, çok iyi söylenirse izleyiciyi mıknatıs gibi içine çeken, kendi girdabında çeviren bir opera. Başta orkestra şefi Alexandru Samoila’yı kutlamalıyız. Orkestranın sonuna dek tükenmeyen enerjisi o denli başarılıydı ki, arada tonu düşen çalgılardan filan söz etmek bu emeği zedeler. Rejisör Aytaç Manizade, bu mitolojik konuyu, psikolojik boyutuyla (Elektra Kompleksi) ve geniş zaman anlayışıyla sergilemiş: Başrole odaklanan anlatımda “şehvetli/tutkulu” kadın ile “saf” kadın karşıtlığı güzel ve belirgin çizilmiş. Kostümlerdeki uzaylı imgesi de herhalde konuyu bütün dönemlerde geçerli kılmanın parçası; Ae İLK KEZ ELEKTRA OPERASI T.C. KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ KADIKÖY İFLAS DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İFLASA İLİŞKİN İLAN DOSYA NO: 20073 İflas MÜFLİSİN ADI, SOYADI VE ADRESİ: KAVALLAR GEMİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. Esenyalı Mah. Ömür Sok. A blok no.3/A Kat: 1 D/1 Pendikİstanbul İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun 219868167425 sicil sayısında kayıtlı yukarıda adı, soyadı ve adresi yazısı şirketin Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006286 esas sayılı dosyasından 15.02.2007 günü saat 15.50’ten itibaren iflasına karar verilmiştir. İ.İ.K.166. maddesi gereğince keyfiyet tebliğ ve ilan olunur. 19.02.2007 Basın: 8380 Galatasaray Üniversitesi kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. AYŞEGÜL BUĞRA T.C. BÜYÜKÇEKMECE İCRA HUKUK MAHKEME Sİ’NDEN İLAN ESAS: 2006/578 Davacı Dilek Aydemir vekili Av. M.Fahrettin Hekimoğlu tarafından davalılar Anadolu Cetelem Tük. Fin. A.Ş. ve Levent Baykal aleyhine mahkememize açılan istihkak davasının 30.11.2006 tarihinde yapılan açık duruşması sonunda verilen ara karar uyarınca; Davacının davalılar aleyhine, borçlu Levent Baykal hakkında başlatılan takip sonunda İstanbul 2. İcra Müdürlüğü’nün 2003/1139 esas sayılı dosyasından yazılan talimat ile Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1154 talimat sayılı dosyasından yapılan 29.05.2006 tarihli haciz işleminde haczedilen mallarla ilgili olarak açtığı istihkak davasında 27.02.2007 günü saat 0945’te mahkememiz duruşma salonunda yapılacak duruşma gününün yapılan tüm araştırmalara rağmen bulunamayan davalı borçlu Levent Baykal’a ilanen tebliğine karar verilmiştir. Yukarıda yazılı davayla ilgili mahkememiz duruşma salonunda 27.02.2007 tarihinde saat 09.45’te yapılacak duruşmaya davalı Levent Baykal’ın HUMK 509510. maddeleri uyarınca bizzat gelmesi gerektiği veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, varsa diyeceklerini ve belgelerini dosyaya ibraz etmesi, etmediği takdirde yokluğunda duruşmaya devam edilip karar verileceği hususu davalı Levent Baykal’a ilanen tebliğ olunur. 10.01.2007 Basın: 8476 T.C BAKIRKÖY 1. İCRA MAHKEMESİ ESAS NO: 2006/1455 KARAR NO: 2006/1609 Hakimliğimize konkordato teklifinde bulunan FLY HAVAYOLLARI AŞ’nin konkordato komiseri tarafından verilen dilekçesi üzerine 23.11.2006 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 aylık konkordato mehli 24.2.2007 tarihinden itibaren iki ay uzatılmıştır. Keyfiyet ilanen tebliğ olunur. 19.02.2007 Basın: 8576 Dosya No: 2006/1851 Talimat. Bir borçtan dolayı hacizli olup satışına karar verilen İstanbul İli Gaziosmanpaşa İlçesi Atış Alanı Uzuncaova Mevkiinde kâin 247DTIIa pafta, 292 ada, 10 parsel sayılı 233,50 m2 miktarlı arsanın 30/466 hissesine isabet eden hissesinin satılarak paraya çevrilmesine karar verilmiştir. İMAR DURUMU: Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü’nden alınan cevabi yazıda söz konusu taşınmazın bitişik nizam 4 kat konut alanında kaldığı bildirilmiştir. TAPU KAYDI: İstanbul İli Gaziosmanpaşa Sultançiftliği Atış Alanı Uzuncaova mevkii 247DTIIa pafta, 292 ada, 10 parsel sayılı 233,50m2 miktarlı taşınmazın 30/466 hissesine isabet eden kısım borçlu adına kayıtlıdır. SATIŞ İLANININ TEBLİĞİ: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (Mübrez tapu kaydında belirtilen) alakadarlara gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde iş bu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. SIRAYA ŞİKÂYET VE İTİRAZ: Uygulama aykırılığı nedeniyle alacağa mahsuben ihalenin yapılması veya satış bedelinin İİY’inin 138 md. cümlesinde alacaklısına ödenmesi durumunda alakadarların satışı takip ederek İİY’inin 142 maddesine göre şikâyet veya itirazları olanın, bu hakkını 7 (Yedi) gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenar ibraz etmeleri İİY’inin 83, 100, 142, 151 ve MY’nin 789,777 maddeleri uyarınca ilanen tebliğ olunur. HALİ HAZIR DURUMU: Taşınmaz Gaziosmanpaşa Atışalanı Uzuncaova mevkii 247 DT IIa pafta, 292 ada, 10 parsel sayılı 233,50 m2 miktarlı arsa niteliğinde olup üzerinde B.A.K tarzında inşa edilmiş bodrum kat, zemin kat ve dört normal katlı bina bulunmaktadır. 4. normaI katının çekme kattan tama ibla edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Binanın cephesi BTB kaplı burdum katta tek hacimli işyeri zemin kat ve normal katlarda daireler bulunmaktadır. Dairelerin pencereleri PVC, kapılar ahşaptır. Normal katlarda ikişer daire bulunmakta, daireler saIon, üç oda, mutfak banyo ve WC’den ibaret olup ıslak zeminler seramik fayanslıdır. Binanın toplam inşaat alanı 1070m2 miktarındadır. Binanın kat irtifası kurulmadığından satış sonucu ortaklığın giderilmesi davası açılması zorunludur. Adres itibariyle Sultançiftliği Mahallesi 3/2 Sokak No: 9 kapı sayılı yere isabet etmektedir. MUHAMMEN BEDELİ: 50.876,75 SATIŞ ŞARTLARI: 1Birinci satış Gaziosmanpaşa 2. İcra Müdürlüğü’nde 03.04.2007 günü 09.30 09.45 saatleri arasında birinci artırması yapılacağı bu artırmada taşınmazın muhammen bedelinin % 60’ına talipli çıkmaması halinde ihale 13.04.2007 günü aynı yer ve saatte ikinci artırmasının yapılarak muhammen bedelin % 40’ını ve satış masrafları geçmek kaydıyla yapılacağı böyle bir taleple talipli ve isteklinin çıkmaması halinde satışın düşürüleceği 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin taşınmazın muhammen bedelinin % 20’si oranında Y.Türk Lirası olarak teminat yatırmaları veya bu miktar kadar milli bir bankadan alınacak teminat mektubu ibraz etmeleri zorunludur. Satış peşin para ile yapılacak olup alıcının talebi halinde satış bedeli bakiyesi için teminatın mahsubundan sonra geri kalan kısım için) 10 (on) günü geçmemek üzere süre verilebileceği. 3 İpotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililer bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususi ile faiz ve masraflarının dayanağı olan belgeleri 15 gün içinde müdürlüğümüze ibraz etmeleri zorunludur. Aksi takdirde tapu kaydında hakları sabit olmadıkça paylaştırmadan yararlandırılmayacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmayıp, ihalenin feshine sebep olanlar teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu tutulacağı ve bu miktarın öncelikle yatırdıkları teminattan alınacaktır. Muhammen bedelin % 10’u oranındaki zarardan sorumlu tutulacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren dairede açık olup, masrafları verildiğinde isteyene bir örneği gönderilecektir. Satış bedeli üzerinden alınması gereken, K.D.Vergisi, damga resmi vergisi, tapu alım harçları müşterisine ait olup, dellaliye, tapu satım harcı ile birikmiş vergi borçları ihale bedelinden ödenecektir. 6Satışa iştirak edenler şartnameyi görmüş ve içeriğini kabul etmiş sayılacakları, fazla bilgi almak isteyenlerin müdürlüğümüzün 2006/1851 talimat., sayılı dosyasına müracaat etmeleri, satış ilanının İİY’nin 114 maddesi uyarınca ilgililerine tebliğ edilmiş sayılacağı ilan olunur. Basın: 2527 GAZİOSMANPAŞA 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 200524 İflas Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.02.2005 tarih ve 2005124 esas sayılı kararı ile iflasına karar verilen müflis ALTINSERİ MERMER SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ’nin iflasının yine Kadıköy 3. Ticaret Mahkemesi’nin 30.01.2007 tarih ve 2007107 Esas: 2007/30 karar sayılı kararı ile İ.İ.K’nin 254. maddesi uyarınca KAPATILMASINA karar verilmiştir. İ.İ.K. 166. madde gereğince tebliğ ve ilan olunur. 13.02.2007 Basın: 8378 KADIKÖY İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN İFLASIN KAPATILMASINA DAİR İLAN 2005/238 / 2006/1035 Davacı Hatice Şeber tarafından Cengiz Şeber aleyhine açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda: Eskişehir, Merkez, Tunalı Mahallesi, 54 cilt, 105 hanede nüfusa kayıtlı Fğevzi ve Ayşe kızı, 22.4.1981 d.lu Hatice Şeber ile aynı yer BSN 19 da kayıtlı Müzekker ve Mübeccel oğlu, 30.1.1967 d.lu Cengiz Şeber’in BOŞANMALARINA dair 26.12.2006 tarihinde karar verilmiştir. Davalı Cengiz Şeber’in adresi tespit edilemediğinden, ilan tarihinden sonra 15 gün içinde temyiz yoluna başvurulmadığı takdirde, kararın kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. Basın 8492 ESKİŞEHİR 1. AİLE MAHKEMESİ’NDEN İLAN CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle