10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan ve Aksu için soruşturma önergesi veren CHP, Yüce Divan yolunu zorluyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Parti devleti peşindeler’ Özok: Sınavı kaldırmak hataydı ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Avukatlık Sınavı’nın kaldırılmasının büyük bir hata olduğunu belirtti. Hukuk fakültelerinden mezun olan yaklaşık 7 bin kişinin avukatlık mesleğine başladığını açıklayan Özok, “Bu rakamlar ışığında verimliliğin ve mesleğinde ehil kişilerin yetişmesi ve eğitim süreçlerinin bitimiyle birlikte, uygulanan yeterlilik sınavının kaldırılmasının büyük bir hata olduğu ortadadır” diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, Necip Hablemitoğlu cinayetinden Hrant Dink suikastına dek meydana gelen çeşitli olaylarda “yasal görevlerini yerine getirmeyerek kamuyu zarara uğrattıkları, suç delillerini yok ettikleri ve kovuşturma aşamasında adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettikleri” gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında Meclis soruşturması açılması için önerge verdi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ile Konya Milletvekili Atilla Kart dün düzenledikleri basın toplantısında soruşturma önergesi hakkında bilgi verdiler. Anadol, “ta Derin Bir Acı... Sinsi bir örgütlenme.... Nereye bakarsanız bir tarikatçı bağı. Türkİslam Sentezi’nin yükselişe geçişi. MilliyetçiMukaddesatçı bir yapılanma. Demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının, hukuk devletinin AB’ye uyum yasalarıyla sağlanacağını düşünen, AKP’yi destekleyen sözde aydınlar, bilim insanları, gazeteciler, sanayiciler, işadamları... Türkiye kuşatılıyor!.. Türk, Kürt, Ermeni yurttaşlar arasındaki gerginlik tırmandırılıyor, devletin en önemli kurumlarına tarikat şeyhlerinin müritleri yerleştiriliyor... Bakıyorum medya tüm bu olup bitenleri görmüyor, AKP iktidarına sımsıkı sarılıp “Milli Görüş”ün yaramaz çocuklarını demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının, hukuk devletinin savunucusu olarak Tayyip Bey’e “Kurtar bizi” diye sesleniyor... Hrant Dink cinayetinden sonra Tayyip Bey ne demişti: “Derin devletin kovanına çomak soktuk!” Hrant Dink cinayetinin arkasındaki güç odakları bugüne dek ortaya çıkarıldı mı? Hayır!.. Peki çıkarılacak mı? Hiç sanmıyorum!.. Devlet içinde örgütlü silahlı güç Susurluk’ta ortaya çıkınca, iktidar olanlar, başlatılan “Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” eylemiyle ilgili ne diyorlardı: “Mum söndü oynuyorlar!..” Susurluk bugüne dek çözüldü mü? Ne gezer!.. Fotoğraf orta yerde duruyor ve bizler de yıllardır seyrediyoruz... ??? Dışarıda inceden bir yağmur yağıyor... Çinko renkli bir gökyüzü... Pencereden dışarıya bakıyorum... Trafik kilitlenmiş... Umutlarımı çoğaltmak istiyorum; yaşamı güzelleştirmek; zamanın saatinde sevgiyi örmek!.. Yapamıyorum bunları, yapmak istediğim halde... Umutsuzluğum, yılgınlığım giderek artıyor... Sessiz bir kıyıda, küçük salyangozları, denizkabuklarını topladığım umut yüklü yıllar geride kaldı... Denizkızlarının türkülerini dinlemez olduk!.. Ezgilerle donanmış bir deniz kıyısında kutsal akşamların o yüce sevgisini Venüs’ün ışıdığı vakitte Uğur’ları, Kışlalı’ları, Onat’ları anarak bugünlere geldik... Her gün Irak’ta ölen onlarca insan!.. Çocuk, kadın, genç, yaşlı canlar!.. Hepsi içimizde derin acılar bıraktı... AKP iktidarı ne demokrasi istiyor, ne özgürlükler, ne insan hakları ne de hukuk devleti... Güneydoğu’da işsizlik ve yoksulluk giderek artarken şeyhler, şıhlar, ağalar ceplerini dolduruyor; PKK belasının yanı sıra köktendinci örgütlenme hızla sürüyor... Yakup Kepenek’in bir yazısını anımsıyorum: “Yaylalar, Valiler ve Küresel Isınma.” Bir ülke düşünün ki, yaylaların turizme açılmasının Müslüman Türk kültürünü yok edeceğini savunan bir vali, Türkİslam Sentezi’nin mimarlığını yapıyor Artvin’de... Kültür toplumun yaşam biçimini oluşturan, insan üretimi olan öğelerin bileşimi değil midir? Artvin Valisi böyle düşünmüyor; yaylaları tek bir kültüre indirgemeye çalışıyor... Fırtına Vadisi’nde kum ve çakıl yağması, kuraklık, deniz kirliliği, hidrolik santral!.. Sonra uygarlıktan söz ediyoruz, demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından, hukuk devletinden... ??? Çinko renkli bir gökyüzü... Yağmur hâlâ çiseliyor... Bu hafta sonu İstanbul 6 derece olacak. Pazartesiden itibaren ise 14 derece... Küresel ısınmanın etkisi eşit değil. En çok etkilenen yoksul ülkeler ve halkları... Türkiye bu konuda ne yapıyor? Yakup Kepenek diyor ki: “Hükümet yıllardır, TÜBİTAK’ın yönetimini nesnel olarak felç etti; üniversiteler gerici kadrolaşmanın sancılarını yaşıyor; aynı kadrolaşma anlayışı kamu bürokrasisini resmen esir alıyor...” Demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve hukuk devleti özlemini AKP iktidarında arayanlar ne diyorlar acaba? ? Hrant Dink suikastı ve öncesinde yaşanan olaylardaki kusurları nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında Meclis soruşturması açılmasını isteyen CHP’ye göre, AKP hükümeti alternatif derin devleti yaratma çalışması ve çabası içinde. rikat ve cemaat anlayışının İçişleri Bakanlığı’nı kanser gibi sardığını, en ehliyetsiz kişilerin en önemli görevlere getirildiğini” vurgularken “Başbakan ve İçişleri Bakanı’nın bu yönetim anlayışı ile suç işlediği kanaatine vardık. Mesele gensoru meselesi değil, Yüce Divan meselesidir. Başbakan ve İçişleri Bakanı’nın yargılanması gerekir, bunun için soruşturma önergesi vermeye karar verdik” açıklamasını yaptı. Atilla Kart da AKP iktidarı döneminde, Cumhuriyet tarihinin en büyük kadrolaşma hareketinin yaşandığını belirterek bunun Başbakanlık düzeyinde, Başbakanlık Müsteşarı ve ilgili bakanlıklar eliyle yürütüldüğünü söyledi. Kamudaki personel yapılanmasında cemaat ve tarikatların etkisi olduğunu dile getiren Kart, “Sayın Başbakan ve ekibi kendi yönetim anlayışları içinde, kendilerince alternatif derin devleti yaratma çalışması ve çabası içindedir. Parti devleti olmanın temel ayağını oluşturuyorlar. Olay bu kadar vahim, ama Türkiye kamuoyu bunun farkında değil” dedi. Anayasa gereğince, en geç 1 ay içinde soruşturma önergesinin görüşülmesi gerekiyor. Yüce Divan’a sevk kararı üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınabiliyor. CHP’nin soruşturma önergesinde Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Aksu’nun, TCY’nin “görevi kötüye kullanma” başlıklı 257, “suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” başlıklı 281. ve “adil yargıla mayı etkilemeye teşebbüs” başlıklı 288. maddeleri uyarınca yargılanması isteniyor. Bu maddelerde 6 aydan 5 yıla dek değişen hapis cezaları öngörülüyor. Başbakan Erdoğan’ın, anayasanın “belli kişi ve zümreye imtiyaz sağlamak”la ilgili 8. maddesini de ihlal ettiği kaydediliyor. ‘Cumhuriyet karşıtı kadrolaşma’ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve grup başkanvekilleri imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan önergenin gerekçesinde AKP iktidarının kadrolaşmasının geniş bir özeti yer alıyor. Emniyetteki hukuka aykırı kadrolaşmaya dikkat çekilirken “Kişisel ilişkiler ve cemaat dayanışması içinde kadrolaşmak amacıyla yapılan sistemli bir çalışma söz konusudur. Tarikat ilişkilerine dayalı olarak oluşturulan bu Cumhuriyet karşıtı kadrocu cemaat yargılanmasına bir kod adı verilmiştir. Emniyet örgütü içinde bu kod adı ile gizli bir kadrolaşma süreci yaygın bir hal almıştır. (...) Emniyet Genel Müdürlüğü’nün merkez teşkilatı, İstanbul, Ankara, İzmir ile tüm polis okulları, Polis Koleji ve Akademisi’nin bu kadroların elinde bulunduğu yolunda ciddi bulgular söz konusudur” denildi. “Parti devleti olma ve cemaatleşmeye hizmet eden” bir yapılanma sürecinin başladığının altı çizilirken Hablemitoğlu cinayeti, yasadışı telefon dinleme olayları, Kasım 2003’te İstanbul’da yaşanan terör olayları, Cumhuriyet gazetesine saldırılar, Danıştay saldırısı, Atabeyler operasyonu, rahip Santoro cinayeti, Hizbut Tahrir örgütünün Fatih Camii’ndeki eylemi, İsmailağa Camii’ndeki linç eylemi ve Hrant Dink suikastında “bilgi kirliliği, hedef saptırma süreci ve yönlendirmeler” yaşandığı kaydedildi. Danıştay davasına devam edildi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel’in katil zanlısı ve gazetemize yönelik bombalı saldırıların planlayıcısı olduğu iddiasıyla Alparslan Arslan’ın da aralarında bulunduğu 7’si tutuklu 9 sanıklı davanın dünkü duruşmasında, sanıklardan Süleyman Esen’in avukatı soruşturmanın genişletilmesini istedi. Mahkeme heyeti genişletme istemini reddetti. DENETDE BAŞKANI: Hükümet denetim birimlerini dinamitledi İLHAN TAŞCI Baykal’dan laiklik mesajı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle bir araya gelen CHP lideri Deniz Baykal, “Halkı Müslüman olan bir ülkede laiklik olmazsa demokrasi olmaz. Bunun Avrupalı dostlarımız tarafından yeterince anlaşılamadığını düşünüyorum” dedi. Baykal, Trabzon Dernekler Birliği Platformu üyelerini kabulünde ise birtakım üzücü olaylar nedeniyle bir kentin mahkum edilmesine izin veremeyeceklerini söyledi. ‘İktidar seçim rüşveti dağıtıyor’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Sekreteri Ahmet Tan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler’in gazetelerde yer alan “kaçak elektrik kullanımını azaltmak için bedava kömür dağıtılacağı’’ yönündeki açıklamasını “bir ifşaat ve suçu kabul etme’’ olarak tanımladı. Tan, İktidarın seçim öncesinde de “bir şeyler dağıtarak oy alma’’ mekanizmasını kullandığını, Güler’in şimdi bu mekanizmayı açıkça itiraf ettiğini söyledi. ANKARA Devlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE) Genel Başkanı Atılay Ergüven, yolsuzlukla mücadele sözüyle iktidara gelen AKP’nin, devlet otoritesini zaafa uğratarak yolsuzlukların artmasına yol açtığına dikkat çekti. DENETDE Genel Başkanı Atılay Ergüven, AKP iktidarının yolsuzlukla mücadele anlayışını değerlendirdi. AKP’nin iktidara gelirken, önceki hükümetleri eleştirerek yolsuzluk ve bunun sonucu yolsuzluğu öne çıkararak oy istediğini anımsatan Ergüven, “İnsanlar inandı ve oy verdi. İktidara geldikten kısa bir süre sonra yolsuzlukla mücadelede önemli olan DGM’leri kaldırdılar, Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası’nı değiştirdiler. Yolsuzlukla mücadelede en önemli araç olan denetim sisteminin de yeniden yapılandırma adı altında etkisizleştirilmesi ve fonksiyonsuzlaştırılması gayretine girildi” dedi. ‘Şiddet’e reklam yok Çocuk ve gençlerdeki şiddet eğilimi ile okullarda meydana gelen şiddet olaylarını araştıran Meclis Araştırma Komisyonu, Reklamverenler Derneği Başkanı Hakan Uyanık’ı dinledi. Uyanık, bir dizinin kimler tarafından, ne sıklıkla izlendiğine dikkat ettiklerini, içeriğine, işlerinin gereği bakmadıklarını söyledi. Ana haber bültenlerindeki şiddet görüntülerinin insan sağlığına etkilerini araştırdıklarını bildiren Uyanık, bu çerçevede 4 televizyon kanalını kayıt altına aldıklarını ifade etti. Uyanık, psikolog gözetiminde bu araştırmanın yapıldığını belirterek haberlerdeki bir şiddet görüntüsünün 5 kez tekrarlandığını kaydetti. Uyanık, araştırma sonuçlarına göre, haberlere verilecek reklamın kesilmesine yönelik çalışma başlatacağını bildirdi. Televizyon yayıncılarının,“Ama insanlar bunu istiyor’’ diyeceğini belirten Uyanık, haberlerin reytinglerinin yayımlanmaması, haberde yarış olmamasını istediklerini ancak bu konuda karşı tarafı ikna edemediklerini anlattı. (Fotoğraf: AA) Sekreterlere bile araç verdiler Savurganlık ve saltanatın AKP iktidarı döneminde önleneceğine ilişkin sözler de verildiğini anımsatan Ergüven, buna karşın kamudaki araç sayısının yaklaşık iki kat arttığını belirtti. Ergüven, “Artışla da sınırlı kalmayıp daha lüks makam araçları alınmaya başlandı. İsrafı önlemek bir tarafa, üst düzey yöneticilerin sekreterlerine bile makam araçları tahsis edildi” dedi. Yolsuzlukları ortaya çıkaran teftiş kurulları, denetim birimlerinin ortadan kaldırılma tehdidiyle karşı karşıya bırakıldığını kaydeden Ergüven, denetimin işlevsizleştirildiğini vurguladı. Ergüven, ilk kez bu hükümet döneminde teftişin “terör” olarak nitelendirildiğine işaret ederek “Bu dönemde daha önceki iktidarlar döneminde nadiren karşılaşılan aile efradı şirketler ve bu şirketlere tanınan imtiyazlar fazlalaştı” dedi. ‘İnternetin RTÜK’ü gibi’ İnternet Evleri Derneği Başkanı Andiç, bilişim suçlarının önlenmesine ilişkin yasa taslağının, yasaklama mantığının ürünü olduğunu söyledi ZEYNEP ŞAHİN ‘Tarikatları rahatsız etti’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yazar İsmail Nacar, CHP lideri Deniz Baykal’ın “kışla, karakol ve cami barışı” yaklaşımının tarikatlar ve AKP’de rahatsızlık yarattığını dile getirdi. İsmail Nacar, “Bu çevreler CHP’nin bu yeni söylem ve açılımına karşı bazı tedbirler almaya başladılar. CHP’den ayrılan bir ilahiyatçı milletvekilini de bu konuda devreye sokmak istiyorlar” dedi. ANKARA Çocuk ve gençlerin, bilişim araçları yoluyla olumsuz davranışlara teşvik edilmemesi ve suça zemin hazırlayan ortamlardan korunması gerekçesiyle hazırlanan yasa tasarısı, uzmanların tepkisini çekiyor. Türkiye İnternet Evleri Derneği Başkanı Yusuf Andiç, tasarıyla internetin tamamen kontrol altına alınmak istendiğini belirterek çocukları ve gençleri korumanın bu şekilde olanaklı olamayacağının altını çizdi. Düzenlemenin kamuoyuna sunulan amaçtan uzak olduğunu vurgulayan Yusuf Andiç, “Tasarıya baktığınızda interneti bütünüyle kontrol altına almanın söz konusu olduğu görülüyor. Sakıncalı gördükleri internet sitelerini kapatabilecekler” diye konuştu. Yusuf Andiç, gerek internet kafelerin sakıncaları gerekse çocuk pornosuna ilişkin eleştirilerin ve aleyhte yayınların çok abartıldığını, durumun aktarıldığı kadar vahim boyutta olmadığını söyleyerek “Önce böyle bir zemin hazırlandı. Şimdi bu tasarıyla kontrol altına almak istiyorlar” dedi. Konuyla birinci dereceden ilgili kesimlerin yeteri kadar temsil edilmediği bir çalışmayla bu tasarının hazırlandığına işaret eden Yusuf Andiç, “Telekom bünyesinde oluşturulacak başkanlığa geniş yetkiler verilmiş” dedi. Yusuf Andiç, başkanlığa tanınan geniş yetkilerin, adeta Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) gibi bir yapılanma meydana geleceği izlenimi uyandırdığını kaydetti. Andiç, “Belirtilenlerin dışında, bu kurula başka yetkiler de verilecek mi? Bunun kesinlikle açıklığa kavuşturulması gerekiyor” diye konuştu. NATO ve ABD’nin saldırgan tutumunu eleştiren Münih konuşması internet sitesine alındı hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Genelkurmay’dan Putin’e özel ilgi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı NATO ve ABD politikalarını eleştiren konuşması, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde tam metin olarak yayımlandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ABD temaslarını sürdürürken Rusya Devlet Başkanı Putin’in, 10 Şubat 2007’de Münih’te yaptığı konuşmanın Türkçe çevirisi tam metin olarak Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesine konuldu. Putin, 10 Şubat 2007’de yaptığı konuşmada, Soğuk Savaş sonrasında öngö Erdoğan’a iftira davasında beraat ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik silahlı saldırının azmettiricisi olduğu’’ iddiasında bulunan avukat Ömer Lütfü Avşar, Başbakan’a “iftira’’ attığı gerekçesiyle yargılandığı davada beraat etti. Mahkeme başkanı, Avşar’ın, kasıt amacı olmadığını belirterek beraatına karar verdi. ? Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 10 Şubat 2007’de yaptığı konuşmada, uluslararası hukukun temel ilkelerinin, her geçen gün artan bir şekilde küçümsendiğini belirterek bunun sorumluğunun diğer uluslara ekonomik, siyasi ve kültürel dayatmalar yapan ABD olduğunu söylemişti. rülen tek kutuplu dünyayla ilgili değerlendirmelerde bulunmuş, “Tek kutuplu dünyanın kabul edilemez olmasının yanı sıra aynı zamanda imkânsız olduğu kanaatindeyim” görüşünü dile getirmişti. duğunu ve yeni gerilim noktaları yarattığını kaydetmişti. Bugün, uluslararası ilişkilerde gücün askeri gücün neredeyse sınırsız kullanımına tanıklık edildiğini ve bu gücün dünyayı daimi çatışmalara sürüklemekte olduğuna dikkati çeken Putin, sonuç olarak bu çatışmaların hiçbirine kapsamlı bir çözüm bulacak güce sahip olunmadığını ifade etmişti. Uluslararası hukukun temel ilkelerinin, her geçen gün artan bir şekilde küçümsendiğinin görüldüğüne işaret eden Putin, “Ve aslına bakılacak olursa bağımsız yasal normlar, gittikçe bir devletin hukuk sistemine benzemektedir. Bu tek devlet, en önemlisi ve en başta ABD, her yönden ulusal sınırlarının ötesine geçmiştir. Diğer uluslara dayattığı; ekonomik, siyasi, kültürel ve eğitimsel politikalar bunun kanıtıdır” görüşünü savunmuştu. Daimi çatışma uyarısı Tek taraflı ve çoğu kez gayri meşru olan eylemlerin hiçbir soruna çare olmadığını vurgulayan Putin, bunların yeni insanlık trajedilerine neden ol Vladimir Putin, askeri gücün kullanımı konusunda karar verecek tek mekanizmanın, son merci olarak BM Kuruluş Sözleşmesi olduğunu vurguladığı konuşmasında, şu görüşleri dile getirmişti: “BM yerine NATO ya da AB’yi koymamıza gerek yok. Ne zaman ki, BM uluslararası toplumun güçlerini gerçek anlamda birleştirir ve çeşitli ülkelerdeki olaylara gerçekten tepki gösterebilecek hale gelir ve biz de uluslararası hukuku göz ardı etmeyecek duruma gelirsek o zaman durum değişebilir. Aksi halde, şu anki durum bir çıkmaza gidecektir.” CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle