27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 ARALIK 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Rus donanması okyanuslara açılıyor ? MOSKOVA (AA) Rusya Deniz Kuvvetleri’nin, Atlas Okyanusu ve Akdeniz’de tatbikat yapacağı bildirildi.Kremlin’den yapılan açıklamaya göre Rusya Savunma Bakanı Anatoli Serdyukov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinde, bu manevraların amacının Rusya donanmasının dünya okyanuslarının taktik olarak önemli bölgelerinde varlığını sağlamak olduğunu söyledi. Manevraların, bugünden itibaren 3 Şubat 2008’e dek süreceğini belirten Serdyukov, aralarında 4 savaş gemisinin bulunduğu 10 kadar geminin bu tatbikata katılacağını, Karadeniz ve Baltık Denizi donanmalarının bu gemilere eşlik edeceğini kaydetti. Serdyukov, “6 ülkenin limanlarında demir atmayı öngörüyoruz. 71 günde 12 binden fazla deniz mili yol kat edilecektir’’ dedi. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 İran Cumhurbaşkanı, ABD raporunu ‘büyük güçlere karşı zafer ilanı’ olarak niteledi Ç İN’İN HAZIRLIKLARI Ahmedinejad zafer ilan etti Dış Haberler Servisi İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, ABD istihbaratının İran’ın nükleer programının barışçı olduğuna ilişkin raporunu, “İran’ın büyük güçlere karşı kazandığı zaferin ilanı” olarak niteledi. Ahmedinejad, Irak sınırındaki İlam şehrinde halka hitaben yaptığı konuşmada, “Rapor, çok açık bir şekilde, nükleer konuda İran’ın doğru yolda ilerlediğini ve faaliyetlerinde hiçbir sapma olmadığını ortaya çıkardı” diye konuştu. Raporun, “ABD hükümetinin sorunlarını çözmek ve karşılaştığı çıkmaz sokaktan kurtulmak için yayımlandığını” vurgulayan İran Cumhurbaşkanı, “Ama gerçekte bu rapor, İran halkının zafer bildirisidir. Bu rapor, nükleer program konusunda İran halkının dünyadaki büyük güçler karşısındaki büyük zaferinin ilanıdır” diye konuştu. Ahmedinejad daha sonra şöyle konuştu: “Bu rapor, kendi müttefiklerine nı sürdürmesi durumunda “üçünAFP cü dünya savaşı çıkacağı” yönünde açıklama yapan Bush, istihhmedinejad “Bu rapor, barat raporunun sonuçlarına yönekendi müttefiklerine zarar lik ilk defa geçen hafta bilgilenveren, yalan ve tehditle dirildiğini savundu. ABD Dışişleİran’ın nükleer programını ri Bakanı Condoleezza Rice da raporun, İran’ın artık tehdit oluşturdünyaya tehdit olarak madığı anlamına gelmediğini söygösteren ABD’ye karşı Rice, uluslararası topluma, sıkılmış son kurşundur” diye ledi. İran’a yeni yaptırımlar öngören konuştu. Ekim ayında Birleşmiş Milletler (BM) karar ta“üçüncü dünya savaşı” sarısını desteklemekten vazgeçuyarısı yapan ABD Başkanı memesi çağrısında da bulundu. Çin ise son gelişmelerin İran’a Bush ise raporun bir uyarı yönelik yeni yaptırımlar konusunolduğu görüşünde. da kuşkuları arttırdığını bildirdi. duğunu belirten raporun, “hiçbir şeyi Çin’in BM Büyükelçisi Wang Guangdeğiştirmediğini” iddia etti. Bush’a gö ya, BM Güvenlik Konseyi’nin herhangi re rapor, İran konusunda “uyanık olma bir adım atmadan önce raporu gözden ları” gerektiğini gösteriyor. ABD Baş geçirmesi gerektiğini söyleyerek “Artık kanı, önceki gün yaptığı açıklamada “Bu durum değişti” diye konuştu. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov raporu bir uyarı sinyali olarak görüyorum. Uyarı sinyali olmasının nede “ABD’nin İran’a karşı pozisyonunda ni ise nükleer silah programını tekrar yumuşama olmadığını düşünüyoruz. İran’ın nükleer askeri programı olbaşlatabilecek olmaları” dedi. Ekim ayında İran’ın nükleer programı madığına dair bilgiler daha önceden bizim elimizde de vardı. Bu sadece elimizdeki bilgilerin bir kez daha teyit edilmesi oldu” dedi. Lavrov, son rapor ışığında, BM Güvenlik Konseyi’nde yeni karar alınması için konuyu gündeme getireceklerini de ifade etti. ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in İngiltere’de yayımlanan The azalan şiddeti görmek için Irak’a Guardian gazetesi ise geçen yıl gerçekleştirdiği sürpriz ziyarete, İstanbul’da esrarengiz bir şekilGates’in ilk durağı Musul dahil Irak’ın de kaybolan İran’ın eski savun4 ayrı kentinde düzenlenen saldırıların ma bakan yardımcılarından gegölgesi düştü. Gates’in şiddet neral Ali Rıza Askeri’nin ABD olaylarında yaşanan “kayda değer istihbaratına, İran’ın nükleer faölçüdeki” azalmayı bizzat görmek için aliyetleri konusunda bilgi vergittiği kentte, Savunma Bakanı’nın diğini, Amerikan istihbaratının varışından kısa süre sonra park son raporunda bu bilgilere yer halindeki bomba yüklü araçla verdiğini öne sürdü. düzenlenen saldırıda bir sivilin öldüğü, Öte yandan, Nebraska eya7 kişinin yaralandığı kaydedildi. letindeki Omaha’da bulunan Kerkük’te bir polis konvoyuna bombalı ABD Başkanı George W. araçla düzenlenen saldırıda 2 peşmerge Bush, ABD istihbaratının raölürken, Bakuba’da düzenlenen porunun ardından İranlıların saldırıda ise en az 5 kişinin öldüğü, zafer çığlıkları atması ve aralarında üç kadın ve bir çocuğun ABD’den özür istekleriyle bulunduğu 12 kişinin yaralandığı dalga geçti. Bush, gazetecibildirildi. Başkent Bağdat’ın Şii lerin, özür isteğini anımsatmahallesinde park halindeki bomba ması üzerine, “Not defterlerinize dalga geçtiğimi yayüklü bir aracın infilakı sonucu en az zabilirsiniz’’ dedi. 14 kişi öldü. (Fotoğraf:AFP) 1.5 milyon kişiye olimpiyat tahliyesi Dış Haberler Servisi Gelecek yıl olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapacak olan Çin’in başkenti Pekin’de, uluslararası organizasyona yönelik “hazırlıklar” çerçevesinde her ay 13 bin kişinin evlerinden çıkarıldığı bildirildi. Pekin Olimpiyatları için geri sayım sürerken Çin, insan haklarını hiçe sayan uygulamalarıyla gündemden düşmüyor. Barınma Hakkı ve Tahliye Merkezi isimli insan hakları örgütü, bu yılın ilk 6 aylık döneminde başkent Pekin’den yaklaşık 1 milyon 250 bin kişinin tahliye edildiğini ve bu sayının 2008 Olimpiyatları’na kadar 1.5 milyona ulaşacağını düşündüklerini açıkladı. Örgüt, uluslararası insan hakları gruplarının tüm uyarı ve kınamalarına rağmen Pekin Belediyesi ve Çin Olimpiyat Oyunları Komitesi’nin her ay 13 bin kişiyi evinden eden zorunlu tahliye uygulamasını sürdürdüğünü belirtti. Geçen eylül ayında Pekin Belediyesi’nin, topraklara el konulma, yolsuzluk ve zorla tahliye konularında yönetime şikâyette bulunmak için Pekin’e gelen binlerce kişiye barınma imkânı sağlayan bazı binaları yıktığını kaydeden örgüt, ayrıca yetkililerin yoksul kesimlerdeki evleri hedef aldığını söyledi. Bu evlerdeki yoksul insanların, önceden gerekli ihbar yapılmaksızın, yer gösterilmeksizin tahliyeye zorlandıklarını savunan örgüt, bu kişilerin birçoğuna gereken tazminatın ödenmediği gibi kendi toplumlarından ve işyerlerinden uzak bölgelere yerleştirildiklerini ifade etti. Çinli yetkililer bu iddiaları reddederek, yılda sadece 40 bin kişinin tahliye edilerek başka yerlere yerleştirildiklerini, bunların 2 bininin ise olimpiyatlar için yapılan hazırlıklar çerçevesinde gerçekleştiğini savundu. A zarar veren, yalan ve tehditle İran’ın nükleer programını dünyaya tehdit olarak gösteren ABD’ye karşı sıkılmış son kurşundur. İran, nükleer teknolojiyi direnişle elde etti. Nükleer programda direnmeye devam edecek ve hakkımızdan iğne ucu kadar vazgeçmeyeceğiz” dedi. ABD Başkanı George Bush ise İran’ın nükleer silah programını 2003’te durdur Gates şiddetin azaldığını göremedi Balistik füzeyi F16’yla imha ettiler ? WASHINGTON (AA) Amerikan F16 uçağı, balistik füzeyi havada imha etmeyi ilk kez başardı. ABD Füze Savunma Kurumu sözcüsü, avcıbombardıman uçağı F16’nın, bomba taşımayan balistik füzeyi, fırlatıldıktan birkaç dakika sonra havaya yükselişi sırasında havadan havaya füze kullanarak imha ettiğini açıkladı. Sözcü, başarılı denemenin, füze savunma anlayışına yepyeni boyut kazandıracağını söyledi. Tatbikat sırasında F16 uçağı, balistik füzenin yaklaşık 160 km. uzağında bulunuyordu. A BAFRİKA ZİRVESİ Liderlere ‘siyasi korkak’ suçlaması Dış Haberler Servisi Nobel ödüllü yazarlar Günter Grass ve Nadine Gordimer ile Vaclav Havel’in de aralarında bulunduğu 17 yazar, yayımladıkları açık mektupla Avrupa ve Afrika liderlerini “siyasi korkaklıkla” suçladı. Portekiz’de gelecek hafta yapılacak ABAfrika zirvesinin gündemine Zimbabve ve Darfur sorunlarının alınmamasını eleştiren yazarlar, milyonlarca Avrupalı ve Afrikalının, bu iki konunun zirvede gündemin üst sıralarına konulmasını beklediğini belirttiler. Portekiz’de 2000 yılından beri düzenlenecek 2. zirveye, “ülkesini ekonomik olarak dibe çekmek ve muhalefeti katı biçimde bastırmakla” suçlanan Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe’nin davet edilmesinin ardından başlayan tartışmalar damga vurdu. İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Mugabe’nin gelmesi halinde zirveye katılmayacağını açıklaren, ABD de Zimbabve’ye yönelik yaptırımları arttırdığını açıkladı. 53 üyeli Afrika Birliği ise, Mugabe’nin zirveye katılmasını istiyor. Afrika’ya “açılım” politikaları yürüten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, 89 Aralık’ta yapılacak zirveye “gözlemci” olarak katılmak üzere yarın Portekiz’e gidecek. Erdoğan’ın zirve kapsamında AB ve Afrika liderleriyle ikili temaslarda bulunacağı ifade edildi. Türkiye’nin yeni planına göre iki ülke ayrılacak ama, AB’de birleşik bir ülke gibi değerlendirilecek Bush Ortadoğu yolcusu ? Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George Bush’un gelecek ay Ortadoğu’yu ziyaret edeceği bildirildi. Beyaz Saray, gezinin hangi ülkeleri kapsadığı konusunda bilgi vermezken, İsrail radyosu üst düzey bir yetkiliye dayanarak verdiği haberde Bush’un 10 Ocak’ta İsrail’e gideceğini kaydetti. Kıbrıs’a ÇekSlovakya modeli MAHMUT GÜRER ANKARA Türkiye, 2008 yılında Kıbrıs için yeni bir plan hazırlığı yapıyor. Ankara, ilk önce BM Genel Sekreteri Ban Kimun’a “Annan Planı temelli çözüm için yeniden girişim başlatması” çağrısında bulunacak. Kıbrıs Rum Kesimi’nde şubat ayında gerçekleştirilecek seçimleri Tasos Papadopulos’un kazanması durumunda ise bu kez BM değil, “AB modeli” önerilecek. Ankara ilk teklifini daha önce 2006 yı lında olduğu gibi Annan Planı temelinde yapacak. BM Genel Sekreteri’nden tarafları Annan Planı temelinde yeniden masaya oturtması istenecek. Türkiye, KKTC’nin önündeki doğrudan ticaret ve direkt uçuşlar ile ilgili sıkıntıların kaldırılması durumunda, Ankara Anlaşması Ek Protokolü’nü imzalayabileceğini duyurmuştu. Ek Protokol Rumlara Türk liman ve havaalanlarının açılmasını, dolayısıyla da Türkiye tarafından tanınmasını öngörüyor. Ancak bu istem Papadopulos tarafından reddedilmişti. Ankara bu planın yine işe yaramaması durumunda ise Rum Kesimi’nde şubat ayında yapılacak seçimlerin sonuçlanmasını bekleyecek. Seçimlerden Papadopulos’un galip gelmesi durumunda ise Türkiye, hem BM hem de AB’nin önüne yeni bir plan getirecek. Bu plan Kıbrıs sorununu oldukça farklı bir sürece taşıyacak. Daha önce sürece AB’nin müdahil olmamasını isteyen Türkiye, bu kez birliğin BM ile birlikte hareket etmesini sağlamaya çalışacak. Yeni plan, Çekoslavak ya modeli olacak. Buna göre Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve KKTC’nin daha önce Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da olduğu gibi ayrılmasını, daha sonra ise KKTC’nin AB’ye üye yapılarak aradaki sınırların kaldırılmasını isteyecek. Böylece KKTC’nin AB’ye dahil olması sağlanırken, Ercan’a direkt uçuşlar ile Magosa Limanı üzerinden doğrudan ticaret sıkıntısı çözülmüş olacak. Türkiye de bunun karşılığında limanlarını Rum gemi ve uçaklarına açacak. usya milletvekili seçimleri, Putin’in desteklediği Birleşik Rusya Partisi’nin oyların üçte ikisini almasıyla sonuçlandı. Sert muhalefet yapanlar, Batı taraftarları, liberal ekonomi yandaşları parlamento dışında kaldılar. “Uysal bir Duma” seçilmiş oldu. Muhalefet ve Batılı gözlemciler, seçim süreci ve oylama sırasında yasaların defalarca ihlal edildiğini savunarak Kremlin’i eleştiriyor. Ancak Başkan Kremlin, sonuçtan memnun görünüyor. Seçimler, Putin’e güvenoyu referandumuna dönüştürülmüştü. Ve istenen güvenoyu verilerek Putin’e “yeşil ışık yakıldı”. Bu sonuçlar, Putin’e iktidarda kalmak için istediği manevrayı seçme şansı veriyor. O manevra ne olabilir? Putin iktidarı uzaktan yönetmeyi mi deneyecek, “güçlendirilmiş Başbakan” mı olacak, yoksa koltuğu kısa süre bıraktıktan sonra tekrar Kremlin’e dönmeyi mi deneyecek, bunu belki de çok yakında öğreneceğiz. Asayiş berkemal R PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY aksay@rusya.ru Batı İçin Happy End Senaryo u mutsuzluğu anlıyorum. Sen B o kadar çalış çabala, para sarf et. Sonuç, koskoca bir sıfır. Ne Kasparov ciddi bir ses getirebildi, ne Sağcı Güçlerin Birliği kayda değer oy alabildi (yüzde 1!)... Bu mutsuzluğu bir an olsun giderebilmek için onlara bir senaryo öneriyorum: Farz edelim ki, seçim sürecindeki şaibeli uygulamalardan dolayı, dünya kamuoyunun da yoğun baskıları sonucu, RF Yüksek Seçim Kurulu 2 Aralık seçimlerini iptal eder. İktidar buna çok bozulur ve demoralize olur. Birleşik Rusya içinde çatlak sesler çıkmaya başlar. Öteden beri Birleşik Rusya’yı kıskanan Adil Rusya, Kremlin’in bazı gizli planlarını ve yasadışı uy kayıp Ölüm hayatta en büyük , değildir. Asıl büyük kayıp ir. rd yaşarken içimizde ölenle Norman Cousins reyi istifa etmekte bulur. Protestoların yaygınlaşması karşısında vekâleten Başkan durumundaki Zubkov kısa sürede yeni seçimlere gider. Demokratik ve özgür bir ortamda yapılan Duma seçimlerini Batı yanlısı liberaller kazanır. İşlevini yerine getiren Kasparov bilinmeyen nedenlerle ortadan kaldırılır. Eski başbakanlardan Kasyanov 2008 Martı’nda başkanlık seçimlerine katılır ve oyların yarısından çoğunu alarak başa gelir. Yeni lider, ilk açıklamasında Rusya’nın iç ve dış politikasının radikal olarak değişeceğini, ABD ve NATO ile özel ittifaklık anlaşması yapılacağını açıklar. Başta Çeçenistan ve Tataristan olmak üzere Rusya Federasyonu’na bağlı özerk cumhuriyetlerin “dilediği kadar özgür olabileceğini ve ayrılmak isteyen kimseyi zorla tutmayacaklarını” ilan eder. Bu gelişmeler, Batılı başkentlerde sevinç gözyaşlarıyla izlenmektedir... Renkli devrimlerin bu en anlamlısına “Hıyar Devrimi” adı verilir... Happy End!.. Başarı abartılmamalı esmi olmayan sonuçlara göR re, Birleşik Rusya, Duma’da 315 koltuğa sahip olacak. Komünistler 57, Jirinovski’nin Liberal Demokratik Partisi 40, Adil Rusya da 38 milletvekili ile temsil edilecek. 315, gerektiğinde hem anayasayı değiştirebilecek hem de gerekirse yeni devlet başkanını görevden alabilecek çoğunluk anlamına geliyor. Kaldı ki, Adil Rusya da Kremlin tarafından kuruldu; Jirinovski de hemen her zaman Kremlin’in çizgisine uygun oy kullanıyor. Bu durumda Putin’in Birleşik Rusya’daki lider konumu ve Duma’daki ağırlığı, onun iktidarda kalması açısından büyük bir mevzi oldu. Birleşik Rusya, 2003 Duma seçimlerinde oyların yüzde 37.5’ini almıştı. Anketlere göre, Putin’in bir numaralı adayı olması öncesinde halktan yüzde 5055 civarında destek alıyordu. 2 Aralık seçimlerini, oyların yüzde 64’üyle kazandı. Oysa Putin’in reytingi yüzde 70’in üzerinde, hatta bazı anketlere göre yüzde 80’e yakındı. 2004 devlet başkanlığı seçiminde Putin’in oyları yüzde 71’in üzerindeydi. 49.5 milyon insan oyunu Putin’e vermişti. Son açıklamalara göre, 2 Aralık seçimlerinde Putin liderliğindeki Birleşik Rusya için oy kullananların sayısı 44 milyon civarında. Yani 5.5 milyon daha az. Birleşik Rusya’nın oylarında, kuşkusuz, son seçimlerde ayyuka çıkan baskıların ve hilelerin de payı oldu. (Ancak bazı Batılı gazetelerin yazdığı gibi, bunlarsız Birleşik Rusya’nın reel oylarının yüzde 3035’lerde kalacağı görüşü bence abartmadan başka şey değil.) Yani kazanılan başarı tartışmasız olmasına karşın, Kremlin’de hedeflendiği kadar büyük olmadı. Bunun nedenlerden biri, halkın Putin’e gösterdiği sevgi ve saygının, geleneksek “tek lider” (“çar”) alışkanlık ve isteğinden kaynaklanmasıdır. Aynı halka göre, partiler çoğu kez gereksiz, içinde birçok hırsızı ve paraziti barındıran, hatta zaman zaman lideri bile kandırarak yoldan çıkaran kurumlardır. Partilerin yer aldığı Duma da (tıpkı öteki devlet kurumları ve medya gibi) o kadar güvenilir değildir. Ama “lider” deyince akan sular durur. Zaten biraz da bu nedenden (ve sonucu tam kestirememekten) dolayı, Putin, lideri ve bir numaralı adayı olduğu Birleşik Rusya Partisi’ne hâlâ üye olmamıştır. Duma seçimlerinde Batı yanlıları hezimete uğradı ve başını Kasporov’un çektiği “Rusya’da turuncu devrim” projesi başarısız oldu. gulamalarını deşifre eder. Liberal güçler, iptal edilen seçimlerin de etkisiyle kısa sürede kendi arasında birleşir, bölgelerde ortak adaylar çıkarırlar. Halk şaşkına dönmüştür. “Oy kullansam ne olur, kullanmasam ne olur?” diyen milyonlar, en başta da genç nüfus, sandık başına gitme kararı alır. Seçimlerde büyük bir hareketlilik yaşanır. Sonuçta, Birleşik Rusya oyların yüzde 51’ini alır. Liberal Güçler ise büyük bir sürpriz yaparak oy oranını yüzde 7’ye çıkarır. Ancak Kremlin’in baskıları sonucu liberallerin oy oranı 6.99 olarak açıklanır ve böylece Duma barajı aşılamaz. Liberaller Kızıl Meydan’da gösteriye başlar. Halktan büyük sempati ve destek görürler. Milis birkaç kez göstericileri dağıtmaya çalışsa da başaramaz. Bir hafta boyunca gece gündüz süren gösteriler sonucu Putin köşeye sıkışır. Ve ça Çeçen Mucizesi Kısa süre öncesine kadar Rusya Federasyonu’ndan ayrılmak isteyen Çeçenistan’ın, seçimlerde “Birleşik Rusya” adlı partiye yüzde 99 oy desteği vermesi, ancak Rusya’da yaşanabilecek bir görüntüdür. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle