24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 ARALIK 2007 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI S 8 S 4 S 9 S 7 PB 10 P 8 PB 11 PB 8 B 5 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y 7 Y 7 Y 7 Y 7 S 3 S 0 S 1 S 3 PB 16 Parçalı bulutlu Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB 15 PB 16 B 8 B 11 B 7 B 7 S 3 S 1 K 7 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile Kars ve Ardahan çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışlar kıyılarda yağmur, çevrelerinde kar şeklinde olacak. Yurdun iç ve doğu kesimlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte gece ve sabah saatlerinde sis görülecek. Hava sıcaklığı; iç kesimlerde 1 ila 3 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K 4 K 5 K 4 Y 10 Y 8 Y 7 Y 7 K 3 K 6 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B B PB B PB PB PB PB K 6 1 12 1 4 9 14 12 8 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K 0 PB 2 K 13 B 2 B 6 PB 4 K 4 B 20 B 16 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Sisli Bulutlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Pehlevi ve Pakistan Başbakanı Zülfikar Ali Butto ile üç ülke arasında ekonomik ve siyasal ilişkileri daha da güçlendirmek için yapılan toplantılardaki izlenimleri anlatırken Butto’nun şu sözünü özenle yinelerdi: “…Amerika file benzer. Filler gibi kindardır ve hiç unutmaz!” Butto’yu kurtarmak için Ziya ül Hak nezdinde yapılan bütün girişimler sonuç vermedi. Pakistan’da bir iki kez konuştuğum, ateşli, açık yürekli Butto’nun asılması önlenemedi. Ziya ül Hak, Butto’yu astı. Bir süre sonra uçağındaki küçük masaya konulan meyve ve çiçekler arasına yerleştirilen bomba ile öldü, öldürüldü. ??? Benazir Butto demokrasi yolunda ölüme yürüdü. Pakistan’da demokrasi denemeleri, ülkenin bağımsızlığa kavuşmasından beri sürüp gidiyor. Irak’ta Amerika’nın getirdiği demokrasi Şiilerle Sünniler, Araplarla Kürtler arasındaki savaşı, sokakta oluk gibi kan akmasını engelleyemiyor. Doğu’ya doğru gidildikçe toplumlar demokrasiyi sindirmekte zorluk çekiyorlar. Başı açık, yüreği ve aklı özgürlüğe, laik demokrasiye açık Benazir Butto’yu bağnaz, din yolundaki Pakistan sindiremedi. Irak’ın Amerika’dan ithal demokrasiyi sindiremediği gibi. Afganistan’ın hâlâ kendini bulamadığı gibi. Din ve terör… Bu ikili açmazdan kurtulamıyor bu ülkeler. Pakistan’ı içine düştüğü girdaptan artık darbeler de kurtaramaz. Irak’ı ABD markalı akaryakıt kokan demokrasinin kurtaramayacağı gibi… Doğu ülkeleri içinde ışık saçıyor Atatürk mucizesi. ??? Ama bizdekiler, İslamı laik demokrasinin yerine ikame etmeye çalışan haşereler, kadını örtmeye, toplumu çağdaş yaşamdan çekip uzaklaştırmaya çabalıyor. Toplumu şeriata, yarı köktendinci bir yaşama zorluyor. Tek dayanağımız ne şu ne de bu parti. AKP tabii hiç değil. Bir teselli arayan insanlarımız, yüz binler neden Anıtkabir’e koşuyor? Atatürk, Anıtkabir’den Cumhuriyeti tanıyabiliyor mu acaba? Çankaya’da, hükümette, parlamentoda rejime meydan okuyan türbanlı kafaları izledikçe, sokaklarında kara çarşaflıları, cüppeli sarıklıları gördükçe yarattığı Cumhuriyeti tanıyabiliyor mu acaba? Zülfikar Ali Butto’yu Pakistan, Adnan Menderes’i, Fatin Rüştü Zorlu’yu, Hasan Polatkan’ı biz astık. Benazir laik demokrasinin peşine düştü, bağnazlar öldürdü. Doğumuzdaki ülkeler Irak’tan Pakistan’a dek, din peşinde. Tek tesellimiz demokrasiyi katletmekte bizden ilerideler. Bizimkiler de din peşinde. Dinci yöntemleri toplumun yavaş yavaş sindirmesini bekliyorlar. Laikliği yavaş yavaş katlediyorlar. Bir ara Doğu ülkelerinin Atatürk’ü örnek aldıkları söylenirdi. Dinci rejimin temellerini atma peşindeki bugünkü dinci iktidar, doğumuzdaki ülkelerde yerleşik din rejimlerini örnek alma yolunda. TBMM’de oturumları, sosyal içerikli ve Bakanlar Kurulu toplantılarını Bismillahirrahmanirrahim’le açmanın peşinde. Doğu demokrasileri başı açık kadın, din kurallarına aykırı erkek yönetici istemiyor. Ağzından salyalar akarak verdiği vaazlarda, “Türkiye’de devlet yapısında dengeyi dinciler lehine değiştirecekleri ana kadar her adımı erken sayan” İslamcıların Gülen yüzü Fethullah Efendi, Paris’ten Tahran’a dönen molla Humeyni gibi Amerika’dan Ankara’ya döneceği günü bekliyor. Atatürk’ü överek Atatürk düşüncesinden sapmak AKP sayesinde günümüzde moda! CHP’li Kılıçdaroğlu, asgari ücreti onaylayan sendikaya tepki gösterdi GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Türkİş işçiye hesap vermeli’ ? Baştarafı 1. Sayfada madık desek yalan olur” dedi. Aralarında TOBB ve İzmir Ticaret Odası yöneticilerinin de bulunduğu bazı işadamlarının açıklanan asgari ücreti yetersiz bulduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “1993 yılından günümüze kadar 19961999 yıllarında işçi kesiminin gerekçeli oy kullanmasının dışında hiçbir asgari ücret komisyonunda oybirliği ile karar alınmadı. İlk defa bu toplantıda oybirliği sağlandı ve işçi temsilcisi ‘tarafsızlığından dolayı’ Çalışma Bakanı’na övgüler yağdırdı” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu, Türkİş’in 26 Aralık’ta açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırına ilişkin çalışmadaki bazı saptamaları aktarırken şunları söyledi: “ Türkİş’in 2006 yılında yaptığı hesabı 2008 için yaparsak, asgari ücretlinin ayda 11 gün aç kalacağı, ayda sadece 6 gün yoksulluk sınırının üzerinde bir ücretle geçinebileceği ortaya çıkar. O zaman ne olmuştur ki, geçmişte Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararlarına muhalefet şerhi koyan sendikamız, bu sefer muhalefet şerhi koymadığı gibi hükümete övgüler düzmüştür? ‘Arka bahçe olmayı onayladı mı’ Türk halkı, 1 kişi için asgari ücretin 2008 yılı için 640 YTL olması gerektiğini komisyona bildiren TÜİK’e mi inanacak, yoksa yaptığı yoksulluk çalışmalarında 2006 için, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı olarak 205 YTL olduğunu baz alan TÜİK’e mi inanacak? Türkİş’in asgari ücret konusunda yıllardır izlediği politikalardan sapma anlamını taşıyan tavrı konusunda kamuoyunun dikkatini çekmek istiyorum. ‘Birilerinin arka bahçesi oldu’, deyince bize karşı çıkan Türkİş, bu kararla arka bahçe olmayı onayladı mı? Türkİş işçisine hesap vermeli. İşçileri kimseye sömürtmeyeceğiz.” AKP, ZAMLARLA GERİ ALIYOR Asgari ücret farkı sıfırlanacak MURAT KIŞLALI ANKARA Gelecek yılın ilk yarısı için belirlenen asgari ücretteki 16.77 YTL’lik artış, neredeyse “kuruşu kuruşuna” hükümetin yıl başından itibaren elektriğe ve doğalgaza yapmayı planladığı zamma gidecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik tarafından önceki gün yapılan açıklamaya göre, 16 yaşından büyükler için net 419 YTL 15 Yeni Kuruş (YKr) olan asgari ücret, 2008’in ilk 6 ayı için 435 YTL 92 YKr’ye çıkarıldı. Böylece asgari ücrete 16 YTL 77 YKr’lik bir artış yapılmış oldu. Hükümetin konut elektriğine yeni yıldan itibaren yapacağı yüzde 15’lik zamla konutlardaki elektriğin kilovat/saati (kv/s) 10.244 YKr’den 11.7806 YKr’ye çıkacak. Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) hesaplamasına göre, yüzde 15’lik zamla ayda 230 kilovat/saat elektrik harcayan ortalama bir ailenin aylık elektrik faturası 39.1 YTL’den 45.9 YTL’ye çıkacak. Söz konusu ailenin aylık faturası 6.8 YTL artacak. Doğalgaza yeni yıl başından itibaren yapılacağı BOTAŞ yetkilileri tarafından ifade edilen yüzde 7’lik zam ise kv/s üzerinden belirlenen doğalgaz fiyatını 4.931551 YKr’den 5.27675957 YKr’ye çıkaracak. Ankara’da 1 milyon 25 bin abone, 2004 rakamlarına göre yılda 15 milyar kv/s karşılığı doğalgaz tüketiyor. Bu zam Ankara’daki ortalama bir abonenin doğalgaz faturasını 141.4 YTL’den 151.3 YTL’ye yükseltecek. Doğalgaz zammı sonrası faturadaki artış 9.9 YTL olacak. Böylece hükümet, asgari ücretteki 16.77 YTL’lik artışı, toplam 16.7 YTL’ye gelen elektrik ve doğalgaz zammıyla neredeyse “kuruşu kuruşuna” geri almış olacak. Susurluk kamyonu satıldı Balıkesir Susurluk’ta 3 Kasım 1996’da meydana gelen ve “Susurluk kazası’’olarak bilinen kazaya karışan kamyonu, Denizli’nin Sarayköy ilçesinde hurdacılık yapan Hikmet Öğün 1200 YTL’ye satın aldı. Öğün, kamyon sayesinde ilçenin tanıtımını yapmayı amaçladığını söyledi. Kamyonun, eski sahibi Hasan Gökçe’de kalmasını istediklerini, ancak bunun mümkün olamadığını dile getiren Öğün, “Kamyon icralık olmuş. Fiyatı da iyi olunca aldık’’ diye konuştu. (AA) yazı yayımlandı. Harita, bölgemizde “hayal edilen” yeni sınırları içeriyordu. Türkiye’de tepkilere neden olan haritadan ABD yönetimi de rahatsız oldu. Büyükelçilik yetkilileri yeri geldikçe haritanın Bush yönetimini bağlamadığını anlatmaya çalıştılar. Haritayı yapan kişi kadar yayımlandığı dergi anlamlıydı! Bu yüzden Amerikalıların açıklamaları çok da tatmin edici bulunmadı. Haritada Türkiye, İran, Irak, Suriye sınırları küçültülüyor ve “Özgür Kürdistan” kuruluyor. Irak ayrıca üçe bölünüyor... Haritanın batı yakası böyle; ya doğu yakası! Bir bütün olarak bakınca şu yorum öne çıkıyor: ABD’nin tek tek ülke planı yok, bölge planı var! ??? O haritayı belki çok fazla dile getirdik ama, bazen bir fotoğraf, bir görüntü, bir tümce pek çok şeyi anlatmaya yeter. Bize göre o harita böyle bir şeydi. Haritanın doğu yakasında Pakistan var. ABD’nin Afganistan operasyonuna “mecburi” destek vermek durumunda kalan Pakistan’ın sınırlarının ABD haritasında küçültüldüğünü görüyoruz. Tıpkı, ABD’nin Irak operasyonuna Meclis eliyle olmayınca gizli Bakanlar Kurulu kararıyla destek veren Türkiye’nin sınırlarının küçültülmesi gibi! Pakistan’ın güneyinde Belucilerin yoğun yaşadığı bölge var. Bu bölgenin İran tarafında da SistanBelucistan eyaleti bulunuyor. Nüfusu 2 milyon kadar. Harita, İran içindeki Belucistan’la Pakistan’dakini birleştiriyor ve “Özgür Belucistan”ı kuruyor! ABD halen İran içindeki Belucistan’da Sünni Cundullah’ı destekliyor. Kuzeyde de Pakistan’a bir iyilik yapılmış. Çin sınırındaki topraklar Afganistan’a bırakılmış. Böylece Pakistan, Karaçi ile İslamabad arasına sıkıştırılmış. ??? Soru: Muhalefet lideri, eski Başbakan Benazir Butto’nun öldürülmesiyle yukarıdaki haritanın ne ilgisi var? Butto cinayetini El Kaide üstlendi. ABD’nin El Kaide’ye bakışı şu: Dünyanın neresinde yuvalanmışsa gidilmeli, bitirilmelidir! Bu durumda şöyle bir olasılıklar dizisi sıralayabiliriz: 1 ABD, Pakistan yönetimini terörle mücadelede etkisiz kaldığı için uyarır. 2 Pakistan yönetimi bunu şiddetle kınar, mücadelenin yapıldığını iddia eder. 3 Bu iddianın hemen ertesinde büyük birkaç olay daha meydana gelir. 4 Pakistan yönetimi yelkenleri suya indirir, ABD’ye işbirliği önerir. 5 ABD, çağrı üzerine Pakistan’a girip terörle mücadele eder. 6 Bu mücadele sırasında Pakistan’ın kuzeyi ve güneyi karışır... Buyurun size daha fazla demokrasiye giden kanlı bir yol haritası! ankcum?cumhuriyet.com.tr Uyar, jet hızıyla yarı açık cezaevine nakledildi Yurt Haberler Servisi Hakkında 2 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan Yimpaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, önceki gün yakalanarak konulduğu Karabük Kapalı Cezaevi’nden Eskipazar ilçesi yarı açık cezaevine nakledildi. Uyar, avukatları aracılığıyla Eskipazar’a nakledilmek için Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Dilekçenin ilgili makamlarca hemen onaylanarak nakil işlemlerinin tamamlanmasının ardından Uyar, Eskipazar ilçesindeki yarı açık cezaevine konuldu. Uyar’ın 2 yıllık cezası hastalığı gerekçesiyle 2 kez ertelenmişti. Kırmızı Plakalı Yalnızlar Sevgi ÖZEL ? Baştarafı 2. Sayfada devrimci…” gibi kavramlar içimize yerleşmiştir; ama “laikçi” gibi uydurma bir sözün, “gerici” kafalar için bile yanıltıcı olduğu açıktır. Fazıl Say’ın belirttiği gibi, paranın saltanatıyla çoğunluk görüntüsü verenler yüzünden bunun için kaygılanıyoruz. Nasıl kaygılanmayalım? Atatürk’ün kurduğu partinin davranış ve söylemlerinde bile akıl almaz kaymalar yok mu? Halka yakın gibi duranların, halktan ne denli uzaklaştığını görmek acı değil mi? Say’ın tepkisi bu nedenle ne yersiz, ne zamansızdır. Gerçek sanatçı, karşı duruşunu koruyabilen, tehlikeli gidişi görüp bunu korkusuzca söyleyebilendir. Fazıl Say gibi düşünen, kaygılanan aydınların tepkisi de işte bu nedenle önemlidir. Son yıllarda kırmızı (ya da siyah) plakalı arabaları sıklıkla camilerin, okulların, alışveriş yerlerinin kapısında görüyoruz; seçim alanlarına, düğünlere, özel toplantı ve ziyaretlere de bu araçlarla gidiliyor. Birçok “büyüğün”, kazanımı salt bireysel olan “ibadet”i için arkasında koruma ve basın ordusuyla camilere koşması doğal karşılanıyor. Devlet işlerinin düzenli yürümesi, halkın çıkarı için olmayan etkinliklerde, bir başbakanı, bakanı, Meclis başkanını yalnız koruma ordusuyla basın değil, illerin, ilçelerin bütün yetkilileri de izliyor; nedense devlet işlerine ilişkin kimi iletiler hep buralarda veriliyor. Kaygıların derinleştiği bu dönemde benzer görüntüler veren muhalefetin “muhafazakâr” kesimine şaşırmıyoruz; ama CHP önderinin kameralara düşen, “sevabı kendisine” bayram namazlarını, “kiminin parası, kiminin duası” diye yorumlamaktan kendimizi alamıyoruz. Basınımızsa her olaya, duruma “magazin” gözlüğünden bakıyor. Kameralar, muhabirler, kişinin “maddi/manevi” kendi çıkarı için gittiği yerlere gönderilmese, basın, laik ve demokratik Cumhuriyetin düşüncesi, davranışı özgür ve tutarlı kurumu olmaz mı? Aynı basın, cami önlerine yığdığı kamerayı, muhabiri, kültür etkinlikleri için görevlendiremiyor; çünkü kültürel etkinliklere iktidar ve muhalefetten ya kimse gitmiyor ya görev savmak için şöyle bir uğranıyor. Yasama, yürütme ve yargıya ilişkin kaygılarımızı basın da körüklüyor. Demokrasinin “dördüncü gücü” olmaktan istifa eden bugünkü basın, kendi dünyasına yönelik baskıları bile görmezden geliyor. Üretime katkısı, gelir, sağlık ve eğitim olanaklarından yeterli pay alıp almamasıyla değil, salt “oy”u için anımsanan yurttaş; iktidar, muhalefet ve basının aklı dışlayan yönlendirmeleriyle okulla tapınma yerlerini karıştırır olmuştur. Bu mudur, laik ve demokratik Cumhuriyetin tüm yurttaşlarının temsilcisi, sözcüsü olmak? Bunu sorgulayan sanatçıya, aydınlara saldırmak mıdır düşünce özgürlüğü? Fazıl Say’lar, epeydir içinden konuşanların gözünü açmakta, yükselen sesi olmaktadırlar. Hep birlikte ne Türk devriminden vazgeçeriz, ne dürüst, onurlu sanatçılarla aydınlardan! Yalnız da değiliz, çaresiz de! Asıl yalnızlar, kırmızı plakalılarla şakşakçılarıdır! Böyle biline! Tamaylıgil, hükümetin mağduriyetlerin giderilmesi için harekete geçmediğini söyledi YUNAN SAHİL GÜVENLİK BOTU Gümüşlük’e kadar geldiler ÖZCAN ÖZGÜR AKP, İslami holdingzedeleri ‘unuttu’ AYŞE SAYIN MUĞLA Yunanlı balıkçıların çipura balığı sevdası yüzünden yaklaşık 3 haftadır karasularımızı ihlal etmesiyle yaşanan kriz sürerken, önceki gün sabah saatlerinde Gümüşlük önlerine dek gelen Yunan Sahil Güvenlik botu, görenleri şaşkına çevirdi. Türk Sahil Güvenlik botunun kovalaması sonucu Yunanlıların karasularımızdan çıkması sağlandı. Yaklaşık 3 haftadır süren krizde Yunan Sahil Güvenlik botları ve balıkçıları Türk karasularını kırktan fazla kez ihlal etti. Önceki gün de Yunan Sahil Güvenliği’ne ait AZ 040 No’lu bot, saat 11.30’da Kardak’tan ayrılarak son sürat Gümüşlük beldesine 1 mil uzaklıktaki Çavuş Adası yakınlarına geldi. Botun Gümüşlük koyuna dek yanaşması dikkat çekti. Bunun üzerine 302 No’lu Türk Sahil Güvenlik botu duruma müdahale etti. Yaşanan kısa süreli kapışmanın ardından Yunanlılar karasularımızı terk etti. Olayı yakından izleyen Gümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Ülküm, konuyla ilgili şunları söyledi: “Kasım ve aralık aylarında Kardak kayalıklarına yumurtlamaya gelen çipuraların yoğunluğunu bilen Yunanlı balıkçılar bir gecede 4050 ton balık kaldırıyor. Avcılık kurallarını ihlal ediyorlar.Yoğun ışık ve dev ağlarla avlanan balıkçılar yumurtalara da, balığın geleceğine de zarar veriyor.” ANKARA YİMPAŞ Holding’in patronu Dursun Uyar, binlerce yurttaşın parasını batırdıktan sonra sadece 9 aylık hapis cezası ile kurtulurken AKP hükümeti aileleriyle birlikte sayılarının 1 milyonu bulduğu tahmin edilen İslami holdingzedeleri tamamen unuttu. CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM’de geçen dönem kurulan İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’nun üyesi Bihlun Tamaylıgil, U yar’ın “sembolik” nitelikteki cezasının hiçbir şekilde “mağduriyetleri telafi edemeyeceğini” belirterek “Komisyon raporunun üzerinden 2 yıl geçti ama AKP hükümeti hâlâ mağduriyetleri gidermeye dönük tek bir adım atmadı” dedi. Holdingzedelerden gelen yoğun tepki üzerine geçen yasama döneminde TBMM’de kurulan İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’nun Aralık 2005’te Genel Kurul’da görüşülen raporunda, hiçbir işlemleri kayıt al tında olmadığı için kesin rakam belirleyememekle birlikte, Uyar’ın başında olduğu YİMPAŞ Holding dahil, sayıları 76’yı bulan İslami holdinglerin batırdığı paranın 10 milyar doları bulduğu değerlendirmesine yer verildi. Raporda, başta YİMPAŞ olmak üzere bu holdinglerin malvarlıklarına el konulmasının önünün açılması istenmişti. Dönemin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de mağduriyetlerin giderilmesine yönelik SPK Yasası’nda değişiklik yapılacağını açıkladı. Ancak aradan geçen 2 yıla karşın bu konuda hiçbir adım atılmazken 2 yıl hapis kararı kesinleşen YİMPAŞ Başkanı Dursun Uyar’ın cezası da uzun süre infaz edilemedi. CHP’li Tamaylıgil Uyar’ın cezaevine konulmasının SPK Yasası’na aykırı eylem gerçekleştirmesi nedeniyle açılan davanın sonucunda ulaşılan nokta olduğunu belirterek oysa mağduriyetlerin giderilmesi için hükümetin 2 yıldır harekete geçmediğini söyledi. Dayakçı öğretmene komik ceza ? Baştarafı 1. Sayfada bu kez de görev değişikliği ve yalnızca 1/30 oranında maaştan kesme cezası verildi. EğitimSen Avukatı Metin İriz, “Söz konusu öğretmenin vesayet altına alınması ve memuriyetten çıkarılması gerekir” dedi. Olayın ortaya çıkması üzerine TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu okulda incelemelerde bulunmuş ve “öğretmenin tavrının din ve vicdan özgürlüğüyle bağdaşmadığı” belirtilmişti. Komisyon Başkanı Zafer Üskül, “Bu olay, açık bir insan hakları ihlalidir” demişti. Alevi öğrenci B.K’nin babası Ziram K’nin şikâyetiyle edebiyat öğretmeni Zeki Yılmaz’ın oruç tutmayan öğrencilere baskı yaptığı, B.K’yi ise Alevi olduğu için çok kez dövdüğü ortaya çıkmıştı. Olayın ardından hakkında soruşturma başlatılan Yılmaz, bu süre boyunca “soruşturmaların selameti bakımından” açığa alındı. ‘Soruşturma eksik yürütüldü’ Görevli müfettişlerin hazırladığı raporda, Yılmaz’a disiplin cezası ve yer değişikliğiyle görevine iade kararı verildi. Kararın kendisine tebliğ edilmesiyle birlikte Gürpınar İMKB Endüstri Meslek Lisesi’nde görevine başlayacağı bildirilen Yılmaz’a yalnızca 1/30 oranında maaştan kesme cezası verildi. İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, soruşturmanın geçmişe dönük olarak yürütülemeyeceğini belirterek “Yönetmelik gereği ne yapılması gerekiyorsa o yapılmıştır” dedi. Özer, Yılmaz’ın yeni okulunda bir an önce görevine başlayacağını belirtti. EğitimSen avukatı Metin İriz ise “Soruşturma, savcılık soruşturması olmadığı için eksik yürütülmüştür.Verilen ceza ise çok yetersizdir. Söz konusu öğretmenin görevden uzaklaştırılarak vesayet altına alınması gerekir” dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle