24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK 15 Yaklaşık 6 aydır devletten işitme cihazı alamayan işitme engelliler isyan ediyor: ‘Destek yerine köstek görüyoruz’ SİBEL BAHÇETEPE Halk, Bilim ve Sağlık Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Taksim’deki metro istasyonunda Büyükşehir Belediyesi’ne ait sergi salonunda bir sergiyle karşılaşıyorum: Fosil Sergisi. Yan tarafta “Darwin Masalları” başlıklı tablo yer alıyor. Serginin hedefi açıkça evrim teorisini, Darwin’i yalanlamak ve yaratılış teorisini (Intelligent Design, Akıllı Tasarımcı) egemen kılmaktır. Konuşmacılar var sergide. Sözde evrim teorisini eleştiriyor ve çürütüyorlar. Onlara “Mademki, burada doğrulara ulaşmaya ve bilimsel doğruları halka sunmaya çalışıyorsunuz, neden Darwin’i, evrim teorisini savunanları, mesela Celal Şengör’ü davet edip onun konuşmasını sağlamıyorsunuz” diye sorguluyorum. Amerikan Cumhurbaşkanı Bush da emperyalizmi ve sömürüyü, işgal ve saldırılarını meşru kılabilmek için sizin yaptığınızı yapıyor, bilimi inkâr edip okullara ve müfredata yaratılış teorisini sokmak istiyor. “Irak’a saldırı emrini göklerden aldım” diyebiliyor, diye ekliyorum.* Evet, Amerika öncülüğünde akla ve bilime karşı akımlar tüm dünyada yaygınlaşıyor. Türkiye, Mustafa Kemal önderliğinde 1923’lerden başlayarak aydınlanma ve bilim toplumu olma yolunda büyük adımlar attı. ? Ancak çok partili düzenle birlikte yurdumuzda iktidarı ele geçiren politikacılar bu gelişmeyi engellediler. Birer aydınlanma odağı olan Köy Enstitüleri ile birlikte Halkevlerini yıkıp imam hatip okullarını kurdular. Cumhuriyetimizin 84. yılında ortalama 4 yıl eğitim görmüş halkımız, bilimden uzak bırakılışımızın yadsınamaz bir kanıtıdır. Bilimden, bilimsel düşünce ve mantıktan büyük çapta yoksun bir toplum, önemli ve ileriye doğru adımlar atamaz. Bir TV kanalına konuşmacı olarak katılıyorum. Tedavisi olmayan bir grup hastalıktan söz ediyoruz. 10 dakikalık bir konuşmanın ardından onlarca telefon alıyorum. Birçoğu iyi merkezlerde görülüp tanı konulmuş ve tedavisi olmadığı bildirilmiş hastalar için benden çare ve tedavi soruyorlar. Çünkü onlara sunulan “Tedavisi yok, ama bu hastalıkla yaşayacak ve siz onun bu hastalıkla birlikte mümkün olan en iyi şekilde yaşaması için çaba göstereceksiniz” önerisini anlamaları ve içselleştirmeleri olanaksızdır. Aramızda çok zor gelişen, çok zahmetli ve çok yorucu bir diyalog gerçekleşiyor. Büyük olasılıkla onlar yine doktor doktor dolaşıp olmayan tedaviyi aramayı sürdüreceklerdir, ama ne yazık ki biz de onlara bu kronik hastalıklar için gerekli ve çok ihtiyaç duydukları düzeyde bir rehabilitasyonu sağlayamayacağız. Tüm bunlar bilimden, bilimsellikten uzak kalmış olmanın sonucu değil midir? Kadının saçının teli görünsün mü, görünmesin mi tartışması ile yıllarını geçiren zavallı ülkem. Bayramda nikâhı düşen kadının eli öpülmez diyen müftülere sahip yurdum. Güzel memleketimde bilime inananlarla, bilimi savunanlarla bilim karşıtları arasındaki savaşım ülkenin kaderini belirleyecektir. Bilimi büyük bir tutarlılıkla savunan Celal Şengör’ü ve Orhan Bursalı’nın yönetimindeki Bilim Teknoloji dergisini ilgi ve takdir ile izliyorum. Fazıl Say, Şahin Filiz ve benzerleri bana umut veriyor. Bilime inananların teslim olmayacağına güveniyorum. * Amerikan Yüksek Bilimler Akademisi, yaratılış teorisinin eğitim programlarına girmesini reddetmiştir. coskunoz@superonline.com NOT: Türkiye’nin yurtseverleri, iyi eğitim olanağını elde etmiş, ancak solun değerlerini ve emeği unutup ulusalcılığa karşı çıkan bir entel takımının demokrasiyi bahane ederek bilim karşıtlığına destek vermesini hiç unutmayacaktır. ‘Avrupa Kalp Sağlığı Sözleşmesi’ni Türkiye’de imzaladı SİBEL BAHÇETEPE Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında her geçen gün yeni bir değişiklik yapan AKP hükümetinin Sosyal Güvenlik Kurumu (SSK) tarafından yürürlüğe koyduğu Sağlıkta Uygulama Tebliği ile işitme cihazlarının fiyatlarının belirlenememesi, bu cihazları kullanması gereken hastaları mağdur etti. Yaklaşık 6 aydır işitme cihazı alamayan SSK ve Emekli Sandığı’na bağlı hastalar, devletin kendilerine destek olmadığını aksine “köstek olduğunu” belirterek yeni fiyat ge Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonu Başkanı Ercüment Tanrıverdi: ‘İşitme cihazlarına ne kadar erken zamanda ulaşılırsa o kadar etkin sonuç elde edilir. ’ nelgesinin bir an önce çıkarılarak cihazlara ulaşmak istediklerini söylediler. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ise AKP iktidarının kendi yarattığı sistem karmaşasını hastaların sağlık harcamalarını kısarak çözmeye çalıştığına dikkat çekti. Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SSK) bir yetkili 15 Haziran’da yürürlüğe giren Sağlıkta Uygulama Tebliği’nde işitme cihazı ile ilgili bölümde ken dilerinin belirlediği fiyatların üzerinde bir fiyat verildiğini belirterek SSK ile tebliğdeki fiyat farkının 23 kat artmasından dolayı işitme cihazı verilmesini durdurduklarını açıklamıştı. TTB Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy, AKP iktidarının kendi yarattığı sistem karmaşasını hastaların sağlık harcamalarını kısarak çözmeye çalıştığını vurgulayarak işitme cihazının verilmeye çalışılmasındaki bürokratik engelin bunun bir örneği olduğunu söyledi. “Böyle tekil tedbirlerle sağlık harcamalarının azalması ANKARA Kalp ve damar hastalıkları, kadın ve erkeklerde bir numaralı ölüm nedeni. Türkiye’de de her yıl kalp ve damar hastalıklarından 200 bin kişi yaşamını kaybediyor. Avrupa’daki tüm ölümlerin üçte birinden, Türkiye’de ise yarısından sorumlu olduğu bilinen kalp ve damar hastalıklarının “önemli oranda engelliliğe ve yaşam kalitesinin düşmesine” yol açtığı belirtiliyor. Kalp ve damar hastalıklarını önlemede etkin yol almak amacıyla 25 ülkede kabul edilen “Avrupa Kalp Sağlığı Sözleşmesi”ni Türkiye de imzaladı. Avrupa Kalp Sağlığı Sözleşmesi; Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) Başkanı Prof. Dr. Çetin Erol, “Ulusal Kalp Sağlığı Politikası”nın hazırlanmasına ve “Kalbinizi Koruyun, içinde sevdikleriniz var” kampanyasına katılan tıpta uzman sekiz dernek başkanı ve genel sekreterlerinin katılımıyla Ankara’da imzalandı. Avrupa Komisyonu desteğiyle, Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Avrupa Kalp Ağı (Europen Heart Network) ve Avrupa Kardiyoloji Derneğiyle ilgili Avrupa örgütleri ve uluslararası örgütlerin katılımıyla oluşturulan sözleşme ile kalp ve damar hastalıklarını önlemek amaçlanıyor. İmza töreninde konuşan Bakan Recep Akdağ, kalp sağlığını korumak için doğru ve dengeli beslenme ile spor ve sigaradan uzak bir yaşamın önemli olduğunu söyledi. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ikinci beş yıllık döneminde, sağlıkla ilgili öncelik alanlarının değiştiğini belirten Bakan Akdağ, “Kalp ve damar hastalıkları ile kanser günümüzde toplumun en büyük iki sorunudur. Bu sorunları Bakanlığın programları arasına aldık” dedi. Kronik hastalıklarla ilgili bir birim ile Sağlığı Teşvik ve Geliştirme Daire Başkanlığı kuracaklarını anımsatan Bakan Akdağ, “Ulusal Kalp Sağlığı Programı’nın önemli kısmı bu programı eyleme dönüştürmedir. Kalbimizi korumak için yapacak çok şey var” diye konuştu. TKD Başkanı Prof. Dr. Erol, kalp ve damar hastalıklarının AB ekonomisine yılda 169 milyar Avro’luk bir maliyeti olduğunu anımsatarak, “Kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi önemlidir. Kan basıncı, obezite, kolesterol ve tütün kullanımında düşüş sağlanmasının kalp ve damar hastalıklarının görülme sıkılığını yarıdan fazla oranda azaltacağı biliniyor” açıklamasını Alzheimer hastalarından yeni yıla merhaba Alzheimer Derneği ve Alzheimer Vakfı tarafından düzenlenen ‘Yılbaşı Çay Saati’ toplantısında Alzheimer hastaları ve yakınları, yılbaşını tango yaparak ve tombala oynayarak kutladı. Taksim’deki Ceylan Otel’de gerçekleştirilen toplantıda konuşan Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, “Toplantılarımızın amacı hasta yakınlarının buluşmalarını sağlayarak karşılaşılan sorunları ve sorunların çözümlerini konuşmak ve onları bilgilendirmek” dedi. Yılbaşı toplantısında hastalar ve yakınları tango öğretmeni eşliğinde dans ettiler ve ardından tombala oynadılar. (Fotoğraflar: MEHLİKA AKGÜN) ‘Mutlu Aileler Yaratalım’ İstanbul Haber Servisi Çocuk İstiyorum Dayanışma Derneği (ÇİDER) kuruluşunun 7. yılında, Özel Nene Hatun Hastanesi İnterfilite ve Tüp Bebek Ünitesi Direktörü Dr. Aytuğ Kolonkaya işbirliği ile başlattığı ‘Mutlu Aileler Yaratalım’ projesi kapsamında anne olmak isteyen ancak gebe kalamayan 2 bin anne adayını tedavi ederek çocuk sahibi olmalarını sağlayacak. ÇİDER Başkanı Sibel Tuzcu, Hilton Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısında, derneğin çocuk sahibi olmak isteyen 40 bin anne adayının buluştuğu bir platform olduğunu belirterek “En önemli misyonumuz anne adaylarını bilgilendirmek ve onları işinin uzmanı hekimlerle buluşturarak çocuk sahibi olmalarını sağlamaktır. 7 yıllık geçmişimizde bugüne dek 4 bin imkân sahibi olmayan kadının anne olmasını sağladık” dedi. Dr. Aytuğ Kolonkaya ise devletin sağlık güvencesi kapsamında kısırlık tedavisi için çiftlere 2 kez tedavi imkânı verildiğini dile getirerek, “Tedavinin başarısızlığı sonucunda çiftlerin maddi ve manevi açıdan yorulduklarını, bebek sahibi olmaktan psikolojik nedenlerle vazgeçtiklerini görmekteyiz. Laboratuvar tetkikleri sonucu gerekli kıstaslara sahip kadınlara bu tedaviyi 3 kez yaparak çocuk sahibi olmalarını sağlayacağız. Eğer onları çocuk sahibi yapamazsak ödedikleri paraları geri vereceğiz” diye konuştu. Dioksin hormonları tehdit ediyor İstanbul Haber Servisi Çöplerin, odun, kömür gibi yakıtların yanması, endrüstriyel atıkların işlenmesi sonucu ortaya çıkan dioksinlerin insan sağlığı için zararlı olduğu belirtiliyor. İnönü Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Özmen, günde 1 miligramının milyonda biri düzeyinde dioksine maruz kalınmasının bile sağlığa zararlı olduğunu belirterek bunun başta kanser olmak üzere, sinir ve bağışıklık sistemi hastalıkları, sperm sayısının azalmasına, kısırlık, gebelik sorunları ve kadınlarda hormonal bozukluklara yol açabileceği uyarısında bulundu. Özellikle çocukların bu maddelerin etkisine karşı oldukça duyarlı olduklarına dikkatleri çeken Özmen, Avrupa Birliği Çevre Komisyonu tarafından yayımlanan son raporlarda da dioksin ve dioksin benzeri maddelerin kaynaklarının ortadan kaldırılması için gerekli önlemlerin alınması gerektiğinin belirtildiğini kaydetti. Özmen, alınması gereken önlemleri özetle şöyle sıraladı: “Kâğıt ve pamukları klor ile beyazlatmak yerine oksijen ile beyazlatma yöntemini kullanmak tuvalet kâğıdı, bebek ve anne pedleri, tampon, kadın bağları, duvar kâğıtları, peçeteler gibi her an kullandığımız, elimizin altında olan gereçlerden dioksin alımını sıfıra indirmede bir önlem olabilir.” mümkün değildir” diyen Gürsoy, “Sağlık Bakanlığı artık bunları anlamalıdır. Sistem bütünüyle piyasalaştırmadan uzaklaştırılmalı. Kamusal sağlık sistemini oturtmadan bu mümkün değildir” dedi. Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonu Başkanı Ercüment Tanrıverdi de, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, Türkiye’de ortalama 2 milyona yakın işitme engellinin bulunduğuna dikkat çekerek bu cihazlara ulaşamayan hastaların ve ailelerinin mağdur durumda bırakılmasını eleştirdi. Tanrıverdi, cihazların fiyatının ortalama bin YTL ’den başladığını anımsatarak “Ülkemizde bugün bir ailenin maaşı bu kadar yok. Mağdur olan aileler bu cihazları nasıl alabilirler” sorusunu yöneltti. Sistemin köklü değişikliğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, işitme kaybı olan kişilerin cihazları alabilmesinin önündeki engellerin bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. Türkiye İşitme Engelliler Milli Federasyonu Uluslararası İlişkiler Koordinatörü İbrahim Toroman ise işitme engelliler ile ilgili devlletten hiçbir destek göremedikleri gibi, engellerle de karşılaştıklarını belirterek AKP hükümetinin işitme engelli yurttaşlara bakışının “Duymuyorsa duymasın” şeklinde olduğunu ifade etti. Toroman, “Devlet sağlık alanın da ve engelliler ile ilgili birçok alanda kısıtlamalar yaptı. Örneğin stent takılan kalp hastalarının kullanması gereken ilacı kesti. Engellileri de mağdur etmek için elinden ne geliyorsa yapıyor” diye konuştu.İstanbul Tabip Odası’ndan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Mashar Çelikoyar da özellikle çocukların işitme kayıplarının önemli olduğuna dikkat çekti. Çelikoyar, “Bu cihaza çocuk hasta ne kadar geç ulaşırsa konuşma kabiliyeti o ölçüde olumsuz etkilenir. Hastaların sosyal hayata katılmalarında cihazın önemi büyüktür. İşitmesi bu cihazlara bağlı olan, ama cihaz temin edilmediği için duymayan, konuşamayan hastalarda sosyal, psikolojik sorunların ortayı çıkması kaçınılmazdır” dedi. Cihazlara ne kadar erken ulaşılırsa işitme kaybının o derecede önlenebileceğinin altını çizen Çelikoyar, aksı taktirde ilerleyen yıllarda yapılan tedavilerin olumsuz sonuçlanabileceğini kaydetti. Çelikoyar, binlerce insanın işitme cihazlarını devletten alamamasının topluma maliyetinin büyük olduğunu dile getirerek, “Cihazlara erken dönemde ulaşamayan hastaların tedavilerine harcayacağı paralar ülkenin bütçesine daha da zarar verecektir” diye konuştu. DOSYA NO: 2007/17 İzmir l.Sulh Hukuk Mahkemesince, satış sureti ile satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilen ve satışı İcra İflas Kanun Hükümlerine göre yapılacak olan gayrimenkul, tapunun İzmir İli, Güzelbahçe İlçesi, Güzelbahçe Mah., 11 b B3,II b C 2 pafta, 1124 nolu parsel de kayıtlı, 3.270,00 m2 yüzölçümlü, cinsi Tarla yazılı, İzmir Seferihisar asfaltı üzerinde, bu ilçe yönünde (Güzelbahçe Yelki sınırında) sağ tarafa giren Çardakkahve caddesi ile 279 sokakların kesiştiği yerde olup, İmar Durumu: İmar hattı talep edileçektir. Parsel imar planında korunacak tarım alanına isabet etmekte olup, plan lejant notlarına istinaden parsel sathının %5’inden fazla yer işgal etmemek, inşaat alanları toplamı 250 m2 yi saçak seviyelerinin tabii zeminden yüksekliği h:6,00m yi aşmamak, yol ve parsel sınırlarına 5.00 m.den fazla yaklaşmamak şartı ile şeklinde bildirilmiştir. Bilirkişi Raporunda; Gayrimenkul narenciye (Mandalin) bahçesi özelliğindeki taşınmazdır, çevresi demir profil direk üzerine tel örgü ile çevrili, herne kadar tapu kaydında tarla olarak geçmekte ise de üzerinde; giriş solunda kalan (a) yol tarafında zemin kattan ibaret depo, (b) buna bitişik (güneyinde) zemin ve 1.kattan ibaret 2 katlı bina, (c) 2 katlı binanın güneyinde kalan depo, ve (d)buna bitişik fırın ocak binaları ile giriş sağında kalan (e) çardak, bunun batısında kalan (f) depo, taşınmazın muhtelif yerlerinde, (g) 4 adet kuyu, (h) muhtelif sayıda mandalin ve meyve ağaçları bulunmakta, depo ve binanın yıpranması %15’tir, su kuyularının yıpranması %25’tir, taşınmaz alanında 220 adet 1030 yaşlarında mahsuldar Satsuma (çekirdeksiz mandalin), 37 adet muhtelif yaşlarda kayısıerikcevizşeftalielmayeni dünyanarayvaincirhurma olmak üzere toplam 257 adet meyve ağacı bulunmaktadır. Taşınmaz alanı geniş topografik durumu, düze yakın elektrik ve suyu mevcut olması, Seferihisar ve Çeşme otobanına, Güzelbahçe ve Yelki beldesi hudutları birleşimindeki yeni kurulan villa tipli binalardan oluşan sitelere yakın, çevresindeki yerleşim alanları itibariyle imara açılmaya müsait bulunması, halihazır durumda 250,00 m2 alanında bağ evi (yazlık) yapılmasına uygun asfalt kaplı iç yol üzerinde kalması, kadastral parseli bulunması, yapılaşmasının parsel alanının ancak %5’i oranında olması, korunması gerekli “Tarım Alanın”da kalması, Tarım amaçlı olarak kullanılması hususları göz önüne alınarak değerlendirmenin yapıldığı belirtilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: İHALESİ İZMİR 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ DURUŞMA SALONUNDA YAPILACAKTIR. MUHAMMEN KIYMETİ: 150.000,00.YTL l. İHALESİ:12.02.2008 Günü, Saat 14.0014.15 arasında; yapılacaktır. Bu artırmada verilecek bedel masraflar ile birlikte kıymetinin %60’ını bulmaz veya alıcısı çıkmazsa 2. ihalesi yine aynı mahkemede 10 gün sonra yapılacaktır. 2. İHALESİ: 22.02.2008 Günü, saat 14.0014.15 arasında; yapılacaktır. Bu artırmada verilecek bedel masraflar ile birlikte kıymetinin %40’nın altında satılmayacaktır. İhaleye girmek isteyenler %20 nakdi teminatlarını İzmir l. Sulh Hukuk Mahkemesi’nden alacakları yazı ile Türkiye Akbank T.A.Ş. 3. Sanayi Sitesi Şubesi Adliye Bürosuna yatıracaklardır. İhaleye girmek isteyenler satış şartnamesini okumuş, kapsamını aynen kabul etmiş sayılırlar. İhaleye bedelinden başkaca alım harcı, damga resmi, katma değer vergisi alıcısına aittir. Satış şartnamesi ilan tarihinden itibaren herkese açıktır. Aynı zamanda bu ilan S.S.Özege Sahil Konut Yapı Kooperatifi adına ilanen geçerli olmak üzere keyfıyeti ilan olunur. 18.12.2007 (Basın: 69043) İZMİR 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN GAYRİ MENKUL SATIŞ İLANI ANTALYA 1. AİLE MAHKEMESİ İLAN ESAS NO: 20061260 Davacı Ayşe Cesur tarafından, davalı Mustafa Cesur aleyhine açılan boşanma davasının verilen ara kararı uyarınca ; Davalı MUSTAFA CESUR, Abdulah oğlu 1952 doğumlu, duruşma günü olan 27/03/2008 günü, saat 09.00’da Mahkememizde bizzat hazır bulunması veya vekiline kendisini temsil ettirmesi, muayyen günde ibraz etmek istediği vesikaları göndermesi ve her halde mahkemede bulunması gerektiği, gelmediği takdirde, yokluğunda karar verileceği hususları, HMUK’un 213 ve 337. maddeleri uyarınca, dava dilekçesi duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere İLANEN TEBLİĞ OLUNUR. (Basın: 69638) CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle