18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hukukçular tasarıda yer alan düzenlemelerin hukukun temel ilkelerine aykırılıklar içerdiğini vurguladılar 7 ‘Adil yargılanmaya elveda’ MGK TOPLANDI HİLAL KÖSE ‘Teröre karşı operasyonlar devam edecek’ ? Kuzey Irak’a yapılan operasyonların ayrıntılarıyla değerlendirildiği toplantı sonrasında yayımlanan bildiride, olası huzursuzluk girişimleri karşısında halkın sağduyusunu koruyacağına olan inanç vurgulandı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında toplanan 2007 yılının son Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısında yoğun olarak Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelen bölücü terör görüşüldü. MGK, terörle mücadeleye yönelik operasyon, diplomatik, ekonomik, sosyal ve diğer boyutlarına ilişkin önlemlerin sürdürülmesini kararlaştırırken, olası huzursuzluk girişimleri karşısında halkın sağduyusunu koruyacağına olan inanç vurgulandı. Gül’ün başkanlığında Çankaya Köşkü’nde toplanan MGK’ye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı ile hükümetin ilgili bakanları katıldı. 2007’nin son MGK’sinin gündemini ağırlıklı olarak terörle mücadele oluşturdu. Terörle mücadele konusunda TSK’nin son dönemde yürüttüğü sınır ötesi ve Türkiye kırsalındaki operasyonları hakkında kurula bilgi verildi. MGK toplantısının ardından yayımlanan bildiride, “TSK tarafından Irak’ın kuzeyindeki bölücü terör örgütü mevcudiyetine karşı gerçekleştirilen sınır ötesi harekâtın sonuçları değerlendirilmiştir. Harekâtta sadece bölücü terör örgütünün hedef alındığı, sivil yerleşim bölgelerinin zarar görmediği ve terör örgütüne verdirilen ağır zaiyatın yanında, örgütün haberleşme ve ikmal sisteminin de önemli ölçüde tahrip edildiği müşahede edilmiştir” denildi. Güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği başarılı operasyonların gerekli görüldüğünde kararlılıkla sürdürülmesinde mutabık kalındığı belirtilen bildiride, “Terörle mücadelenin diplomatik, ekonomik, sosyal ve diğer boyutlarına ilişkin önlemler gözden geçirilmiş ve bunların geliştirilerek devam ettirilmesinin önemi vurgulanmıştır. Milletimizin, muhtemel olumsuz gelişmeler karşısında, her zaman olduğu gibi, sağduyusunu koruyacağına olan inanç teyit edilmiştir” ifadesine yer verildi. TBMM’de kabul edilen “Tanık Koruma Yasa Tasarısı”, hukukun temel ilkeleriyle aykırılıklar içeriyor. Adalet Bakanlığı’nın tasarıya ilişkin görüş sorduğu baroların önerileri, yasalaşma sürecinde dikkate alınmadı. Yargılamanın, emniyetin güdümüne gireceğine dikkat çeken hukukçular, “Bu yasa adil yargılanma hakkına elveda demektir” dediler. ? ‘Tanık Koruma Yasa Tasarısı’nı değerlendiren hukukçular, yargılamanın emniyetin güdümüne gireceğine dikkat çekerek, “Bu yasa adil yargılanma hakkına elveda demektir” dediler. liğine terk edildiğini, bu yasayla yargılamanın da güvenlik güçlerinin güdümüne gireceğine dikkat çekti. “Bir nevi devlet tanıklığı yaratılmak isteniyor” diyen Kanar, ceza yargılamasının teminat kurallarının da altüst edildiğini, yargılama kurallarına ilişkin bütün ilkelerin çiğnendiğini vurguladı. Tanığın, avukat ve sanık yokluğunda dinleneceğine, soru sorma hakkının kaldırıldığına işaret ederek “Tanığın yalan söyleyip söylemediği belli olmayacak. Onu araştırma hakkı tamamen ortadan kaldırılmış olacak. Önceden yargıcın karar verdiği konuda, yani tanığın dinlenmesi ve korunması konusuna emniyet karar verecek. Bizde yargı zaten bağımsız değil. Böylece adalet de polis adaleti olacak” diye konuştu. Bu yasadan önce de tanığın gerektiğinde gizli dinlenebildiğini anımsatarak tanığın yüzünün estetikle değiştirilmesi gibi gizlilik durumlarına karar vermek üzere oluşturulan Tanık Koruma Kurulu’nun da Terörle Mücadele Dairesi’ne bağlandığına dikkat çekti. Kanar şöyle devam etti: nıklar da açıklayamaz... ‘Tanık kimdir, nereden geldi’ hakkında hüküm kurulan kişi bile bilmeyecek. Faşizan bir yasa. Kamuoyunda tartışılmalıydı.” Doğu ve Güneydoğu’da operasyonlar sürüyor. AİHS’ye aykırı İstanbul Barosu da bakanlığın istemi üzerine tasarıdaki bazı maddelerin çıkarılmasını istemişti. Baronun bakanlığa gönderdiği yazıda, “duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan tanık dinleme”nin AİHS’ye aykırı olduğunu belirterek tanığın açıklamalarının doğruluğunun yalnızca anlatımlarından değil, yüz ifadesinden, sorulara anında verdiği doğal tepkilerden de anlaşıldığına dikkat çekildi. Bu yasayla ilgili yönetmeliklerin “gizli” olarak düzenlenmesinin demokratik hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığı kaydedilerek tanığın korunmasının adil yargılanma, silahların eşitliği ilkelerini ve savunma hakkını ihlal etmesinin kabul edilemeyeceği belirtildi. ‘Emniyetin keyfiyeti’ Yasanın gerekçesinde, “suçsuzluk karinesi, susma hakkı, kendisini ve yakınlarını suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlanamama ilkelerinin, başka delillerle ispat imkânı bulunmayan durumlarda tanıklarla işbirliğini zorunlu kıldığı” ifadesi yer alıyor. İstanbul Barosu üyesi avukat Ercan Kanar, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’ndaki değişiklikle “soruşturmanın” tamamen emniyetin keyfi ‘Faşizan bir yasa’ “Soruşturma, başından ve yargılama sonuna kadar emniyet denetimi altına girmiş olacak. Kurul kararlarına avukatların itiraz hakkı da yok. Hak arama özgürlüğü, silahların eşitliği, taraflar yargılaması tamamen ortadan kalkacak. Kurul üyeleri, emekli olsalar dahi bildiklerini kamuoyuna açıklayamayacak. Ta Asker soğuğa karşın dağlarda terörist arıyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Bölge genelinde çok soğuk günler yaşanmasına karşın Türk Silahlı Kuvvetleri, mağaralara gizlenen teröristleri arıyor. TSK’ye bağlı askeri birlikler, geceleri dondurucu etkiye sahip olan kış soğuklarına, dağ zirvelerinde sıfırın altında 30’ları bulan ısıya karşın operasyonlarına ara vermiyor. Yollarda mayın aramaları, korucuların da katılımıyla devam ediyor. Şırnak ve Hakkâri sınır kesimi boyunca gözetleme noktalarında termal kameralarla izleme yapan birlikler, sızma olasılığına karşılık, görüntü elde etmeye çalışıyor. Askeri birliklerden kalkan helikopterler, günlük olarak dağlardaki birliklere mühimmat ve erzak taşımayı sürdürüyor. Diğer yandan örgütün sürekli geçiş yolu olarak kullandığı Şırnak’taki Cudi ve Gabar dağlarında da iz sürülmeye devam ediliyor. Küçük ve birbiriyle irtibatlı kollar oluşturan askerler, kışlamak için mağaralara saklanan teröristleri arıyor. Siirt’in Eruh ilçesi güneyinde kalan Çırav Dağı da askerlerin çok yoğun hareket halinde olduğu bir başka bölgeyi oluşturuyor. Bu arada İstanbul’dan başlayıp diğer kentlere sıçrayan otomobil yakma olaylarına karşı Diyarbakır’da güvenlik önlemleri üst düzeye çıkarıldı. Kentin dört bir yanında dağınık halde bulunan polis, asker, adliye ve diğer kamu kuruluşlarına ait lojman kampuslarında nöbetçi sayıları arttırıldı. ŞÜPHELİ ÖLÜMLER MHP’den ASELSAN önergesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup başkan vekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır ile bir grup MHP milletvekili tarafından Meclis Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinde, “ASELSAN ve TÜBİTAK’ta çalışan uzmanların kamuoyunda şüphe uyandıran ölümlerinin arkasındaki sebeplerle bugüne kadar ileri teknoloji projelerinde çalışmış olanların karşılaştıkları tehditler ve bu alanda çalışan uzmanların sahip oldukları bilgilerin korunması için gerekli tedbirlerin tespit edilmesi” için araştırma komisyonu kurulması istendi. Önergenin gerekçesinde, şu görüşlere yer verildi: “ASELSAN’da askeri araçlara Türk milli yazılımını üreten stratejik öneme sahip projelerde çalıştığı belirtilen bu mühendislerimizin 6 ay içinde vuku bulan bu üzücü intiharları kamuoyunda tartışılmaya devam etmekte, çeşitli yorumlar yapılmaktadır. İntihar ettiği ifade edilen Hüseyin Başbilen’in ‘Milli Tank Projesi’ üzerinde çalıştığı, ancak bu projenin ölümünden sonra kaybolduğu ve hatta çalındığı iddia edilmektedir. Diğer taraftan ASELSAN mühendislerinden Hüseyin Başbilen’in ölümüne ilişkin Ankara Adli Tıp Kurumu’nun oybirliğiyle intihar olarak yaptığı tespitten sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndaki 10 uzmandan 3 uzmanın cinayet olabileceği şeklindeki görüşleri kuşkuları daha da arttırmıştır.” Öte yandan DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e, TÜBİTAK, ASELSAN ve Isparta’daki uçak kazasında ölen uzman ve bilim insanlarıyla ilgili soruşturma açılıp açılmadığını sordu. DTP MECLİS GRUBU Mecidiyeköy’de bombalı çantayla yakalanan Bülent Ö. adliyeye getirilişi sırasında “Teslim olmayacağım’’ diye bağırmaya çalıştı. (AA) İki zanlı tutuklandı İstanbul Haber Servisi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce, Mecidiyeköy’de içinde patlayıcı madde ile bomba düzeneği bulunan çantayla yakalandıktan sonra gözaltına alınan Bülent Ö. ve Şehabettin D. çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken diğer zanlı Zerrin A. serbest bırakıldı. Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda 3.5 kilogram A4 tipi plastik patlayıcı ve bomba yapımında kullanılan çeşitli malzemelerin ele geçirildiği kaydedildi. Mecidiyeköy’de içinde patlayıcı madde bulunan çantanın ele geçirilmesiyle ilgili gözaltına alınan biri kadın 3 kişi Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki işlemleri tamamlanan Bülent Ö., Şehabettin D. ve Zerrin A. yoğun güvenlik önlemleri altında adliye binasına alındı. Adliyeye getirilişi sırasında “Teslim olmayacağım’’ diye bağırmaya çalışan Bülent Ö, polislerce ağzı kapatılarak engellendi. Hâkim karşısına çıkarılan Şehabettin D. ile Bülent Ö. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer zanlı Zerrin A. ise serbest bırakıldı. neği, 4 adet bomba dış kabı, 4 adet çeşitli ebatta saniyeli fitil, 1 adet kurusıkı tabanca, 2 adet fişek, 1 adet şarjör ve bomba yapımında kullanılan diğer malzemelerin ele geçirildiği ifade edildi. Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, patlayıcı madde dolu çantayla birlikte yakalanan Bülent Ö.’nün, Irak’ın kuzeyindeki örgüt elebaşıları tarafından yönlendirildiğini, daha önce de bir otobüse molotofkokteyli atarak yakmak ve sahte kimlik bulundurmak suçlarına ilişkin bir süre tutuklu kaldığını kaydettiler. Bülent Ö’nün üzerinden intihar saldırılarında kullanılan “çift butonlu düzenek’’ çıktığı da öne sürüldü. Mecidiyeköy’de içinde patlayıcı madde bulunan çantaya müdahale eden polis memuru, 10 maaşla ödüllendirildi. Protesto için olağanüstü toplantı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP yönetimi, Genel Başkan Nurettin Demirtaş’ın tutuklanmasını protesto etmek için Adalet Bakanlığı önündeki yapmayı planladığı protesto eylemini, Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ve İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel hakkındaki yargılamalarının devamına ilişkin fezlekenin Meclis Genel Kurulu’nda okunmasını da protesto etmek için Meclis’e taşıdı. DTP Meclis Grubu dün il başkanları, belediye başkanları, parti örgütlerinin temsilcileri ve parti yöneticilerinin katılımıyla olağanüstü toplandı. Kürsüye gelen Grup Başkanı Ahmet Türk, bugün tartışılan sınır ötesi operasyonun çözüm olmadığını her fırsatta dile getirdiklerini belirterek “Bunu söylerken birileri bizi eleştirebilir. Ama inanıyorum ki 3 ay sonra 5 ay sonra operasyonların çözüm olmadığı çok iyi bir şekilde görülecek, Türkiye yeni bir tartışmanın içine girecek’’ dedi. Türk, akademik çevreler ve sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek ortak bir proje, ortak bir yol haritası ortaya koyması gerektiğini, böylece bu sürecin aşılabileceğini savunarak şunları söyledi: “Eğer biz meselelerimizin çözümünü başka adreslerde, Amerikalarda ararsak bunun faturası ağır olur. Biz buradayız. Bu ülkenin insanlarıyız. Kürt’üyle, Türk’üyle farklı kimlikleriyle tüm azınlıkları içten seviyoruz, içten kucaklıyoruz. Pakistan’daki basit bir oyun değil. Ortadoğu’da, Yakındoğu’da, geçmişte birilerinin ifade ettiği gibi bir domino teorisi olarak değerlendirmek lazım. Kendi sorunlarımızı akil bir şekilde irdelemeyip tartışamazsak, o domino oyununun bir parçası haline dönüşürüz.” ‘Af’ konusu tartışıldı Üzerinde baskı kurulan teröristlerin “şiddetten vazgeçirilmesi” için Türk Ceza Yasası’nın (TCY) 221. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlığın esnetilip esnetilemeyeceği konusu da MGK’de tartışıldı. Bu noktada kurulun asker üyelerinin ve TSK’nin olası “affa” karşı oldukları biliniyor. Başbakan Erdoğan ve diğer hükümet sözcülerinin bu konulardaki açıklamalarının ardından konu MGK’de yeniden gündeme geldi. MGK, bölücü terörün yanı sıra Irak’ta gelinen durumu da değerlendirdi. Konuya ilişkin bildiride şu değerlendirme yapıldı:“Irak’ta son dönemde meydana gelen gelişmeler ele alınmış; Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine verilen önem teyit edilmiş, bu hususların uluslararası toplumca genel kabul gören ve İstanbul Nihai Bildirisi’nde yer almasından duyulan memnuniyet dile getirilmiştir.” K. Irak’tan yönlendirildi İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Mecidiyeköy’deki otobüs duraklarında gerçekleştirilen operasyonda yakalanan kişilerin üzerinde ve kaldıkları yerlerde yapılan aramalarda 3 kilo 500 gram A4 tipi plastik patlayıcı, 1 adet bomba düze Kundaklamalar Üç kişi gözaltına alındı İstanbul Haber Servisi İstanbul’daki araç kundaklama olaylarına ilişkin 3 kişi gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Küçükçekmece’de araç kundaklama olaylarına karıştığı öne sürülen bir kişiyi gözaltına aldı. Zanlıyla ilişkisi bulunduğu belirlenen 2 kişi de olaylarla ilgileri olabileceği gerekçesiy le gözaltına alındı. Araçların kundaklandığı yerlerdeki MOBESE ve güvenlik kameralarının kayıtlarının da incelemeye alındığı ve gözaltı sayısının artabileceği belirtildi. Öte yandan dün akşam Şişli’de bir çöp konteynırına yerleştirilen ses bombası büyük bir gürültüyle patladı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı. Kandil’deki ablukadan çıkmaya çalışan terör örgütünün İmralı’daki lideri silah bırakmayı ve ‘çift merkezli devlet’ modelini önerdi Öcalan’dan ‘akil adamlar’ talebi MEHMET FARAÇ PKK Kandil’de askeri abluka altında çıkış yolu ararken İmralı’da bir ay aradan sonra avukatlarıyla görüşen Abdullah Öcalan, örgütü siyasallaşmaya zorlayan açıklamalar yaptı. “Biri Diyarbakır merkezli iki demokrasili tek devlet” öneren Öcalan, İlter Türkmen başkanlığında “akil adamlar komisyonu” kurulararak silah bırakılabileceğini söyledi. PKK lideri, DTP’nin kapatılması halinde ise Kürtlerin illegalleşeceğini iddia etti. Öcalan, geçen hafta PKK’ye talimatlar verdiği iddiasıyla yedinci kez 20 günlük hücre cezasına çarptırıldı. Cezaevinde yeniden yargılanmayla ilgili 5 bölümlük savunma hazırlayan Öcalan, sokak gösterilerine neden olan sağlık sorunlarıyla ilgili de uzman bir doktorun kontrolünden geçirildi. ANF’de yer alan bilgilere göre, Kandil’in bombalanmasının ardından ilk kez avukatlarıyla bir araya gelen Öcalan, sınır ötesi harekâtın peşmerge gruplarına, İran’a ve ABD’ye yarar sağlayacağını, PKK’nin tasfiye edilmesi durumunda ABDİngiltere çizgisinin desteklediği ulusdevletçiliğinin devreye gireceğini iddia etti. Öcalan’a göre, “Herkes PKK’yi zayıf düşürüp kullanmak istiyor!..” Osman Öcalan’ın KYB’ye gitmesi ve bin kadar militanın KDP’ye sığınmasını da bu kapsamda bir operasyon olarak değerlendiren Öcalan, PKK içindeki şahin kanadın bu tür müdahalelere direnen grup olduğunu ima etti. Kandil operasyonuyla önem kazanan “PKK tasfiye edilirse ne olacak” sorusunu Öcalan kendi cephesinden şöyle yanıtladı: “PKK’nin tasfiyesiyle bölgede doğacak boşluğu Kürt Haması ile doldurmak isteyecekler, bunu AKP eliyle yapacaklar. Kürt Hizbullahı’nın neler yaşattığı ortada. İran o dönem Hizbullah’ı da desteklemişti, Kürt Haması’nı da destekleyecektir. Hatta şimdiden bunun hazırlıkları söz konusudur!” DTP’ye yönelik kapatma davasını da tasfiye olarak niteleyen Öcalan, bu durumda “dağın, siyasetin merkezi olacağı” tehdidinde bulundu. Öcalan, “Kürtlerin inisiyatifi PKK’ye geçecektir, PKK inisiyatif kullanır. Eğer DTP Meclis’te yasaklanırsa, bu Kürtlere yarıillegal, illegal mücadele edin demektir!” diye belirtti. Çift merkez ve akil adam! Son açıklamaları, Kandil operasyonunun Öcalan’ı bayağı düşündürdüğü ve çıkmaza soktuğunu gösteriyor. Öcalan bu sıkıntısını aşmaya çalışırken son yıllarda sıklıkla olduğu gibi Kemalizmin erdemlerine sarılıyor. Ancak Öcalan, Güneydoğu konusunda çözüm üretirken Ankara’yı devre dışı bırakıyor! “Demokratik Cumhuriyet çizgisi”ni yineleyen Öcalan, “Aksi durumda, Kürtler kendi demokrasilerini Diyarbakır merkezli hayata geçirirler! Demokratik Özgür Özerk Kürdistan! Burada bir devletten söz etmiyorum. Bir devlet, iki demokrasi; diğerinin merkezi İstanbul mu olur, İzmir mi olur bilmiyorum ama bi ri Diyarbakır merkezli iki demokrasi, tek devlet. Devletin çözüm olmadığını düşünüyorum. İşte İsrailFilistin’in durumu ortada” dedi. Öcalan, devletin kendisini ya da PKK’yi muhatap alması konusunda sorun yaşadığını söylerken buna karşılık tıpkı İrlanda, Kosova ve Güney Afrika’daki gibi “akil adamlar komisyonu” önerdi: “Devletin de seçeceği kişilerden oluşan bir komisyon olur. Örneğin İlter Türkmen olabilir. Bunu örnek olması için söylüyorum. Neden İlter Türkmen’i örnek olarak veriyorum? Çünkü İlter Türkmen bu devlete hizmet etmiş biridir, devleti de, bizi de iyi tanıyor. Demokratik ilkeler çerçevesinde taraflar arasında görüşmeler yapabilirler. Onların belirleyeceği esaslar çerçevesinde silahlar bırakılabilir. Bu komisyonun belirleyeceği esaslar çerçevesinde gerekli adımlar atılır.” PKK lideri, örgütün dış güçlerce kullanıldığı, DTP’nin kapanması halinde radikal grupların illegalleşeceği ve Hizbullah’ın yeniden hortlayacağı iddialarında yanlış saptamalar yapmıyor. Ancak Öcalan’ın son açıklamaları, PKK’nin salt askeri alanda değil şiddet yoluyla dayattığı siyasallaşma çizgisinde de iyice çıkmaza sürükleneceğini gösteriyor. Bu durumun PKK ve DTP açısından nasıl bir sonuç yaratacağını görmek için hem karların erimesi hem dosyaların sonuçlanması gerekiyor! Hem Öcalan hem örgüt, “Nasıl bir PKK” sorusu için bu iki olguyu bekliyor! CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle