19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genelkurmay Başkanlığı dünyanın gözü önünde adaların silahlandırıldığını açıkladı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yunanistan’a sert eleştiri ‘Evren’ adı yargıya taşındı ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) 78’liler Adana Girişimi, 12 Eylül’ün baş mimarı Kenan Evren’in, Adana’daki bir bulvara verilen adının değiştirilmesi için yaptıkları girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirterek olayı yargıya taşıdı. Adana Adliyesi’nde bir kısım avukat ve 78’linin oluşturduğu “78’liler Adana Girişimi” adına açıklama yapan Başak Yıldırım, dünyanın pek çok ülkesinde darbe suçunu işleyenler cezalandırılırken Evren adının merkezi bir bulvara verilmesinin kendilerini rahatsız ettiğini belirtti. Yıldırım, sonuç almamaları halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay, Yunanistan’ın Rodos Adası’nı ve Oniki Ada’yı dünyanın gözünün önünde silahlandırdığına dikkat çekerek “Aslında Yunanistan bu davranışıyla, temeli 1850 yılında atılmış olan ve bugüne kadar da türlü oyunlarla başarı ile yürüttüğüne inandığı ‘Megali İdea’ politikasının gereğine uygun hareket etmekte ve bunu yaparken de gayet kurnazca, dünya kamuoyunu, bu ‘Adalara karşı yayılmacı emeller besleyen hayali Türk tehlikesine’ inandırmaya çalışmaktadır” açıklamasını yaptı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesine konulan bilgi notunda, Rodos’un tarihine ilişkin bilgi verilirken son dönemde Oniki Ada’da Yunanistan’ın anlaşmaları hiçe sayan uygulamalarına dikkat çekildi. Ro Kürtçüİslamcı Söylem... Abdullah Bey, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ı YÖK Başkanlığı’na atarken önceliği “sıkmabaş”ın üniversitelerde özgür kılınması mıydı, yoksa özerklik ve bilimsel nitelik miydi? Türkiye’nin adım adım İslam devleti kimliğine büründüğünü sık sık yazıyor; Trabzon’dan Gaziantep’e; Edirne’den Kars’a; Mersin’den Batman’a dek tüm yurdu dalga dalga sardığını günlerdir anlatmaya çalışıyorum... Dini birer simge olan “sıkmabaş”, “karaçarşaf”, “sarık”, “takke”, “cüppe” tüm Türkiye’de giderek yaygınlaşırken, Fazıl Say’ın yurtdışında bir gazeteye yaptığı açıklama beş gündür tartışılıyor... Fazıl Say, bir Türkiye fotoğrafını göstermiştir sadece... Benim tanıdığım Fazıl Say, Türkiye’yi terk etmez, savaşım verir ve verecektir de... Fazıl Say’a karşı ilk tepkiyi Kültür ve Turizm Bakın Ertuğrul Günay verdi... Ardından Mir Dengir Fırat, önceki gün de “Gâvur İzmir”e gelen Tayyip Bey... Peki dinci basın ne yaptı? Saldırı dört koldan başladı dincilerde. Pek çok yurtseveri, aydını hedef gösteren “malum gazete”nin bir yazarı bakın Fazıl Say’a nasıl sesleniyor: “... Sizin bir sürü ödülleriniz var, bizim kızlarımız daha 14 yaşında ödül almak için sahneye çıktığında kaymakam ve asker işbirliği ile sahneden zorla indiriliyor beyefendi... Bundan dolayı biz bu ülkeyi terk etmedik ve terk etmeyeceğiz, sana gelince ‘kal’ derim ama, gideceksen git gidebildiğin yere kadar... Ama bir gün biz o senin gittiğin mahallede de her yerde olduğu gibi, bir gün küçük kızların başını örttüğü Kuran Kursları açacağız, bunu böyle bil! Ve bir gün elbet görüşeceğiz...” Devam ediyor “malum gazete”nin yazarı: “.... Ha! Söyle cenazeni camiye getirmesinler. Denk gelirsem, imam efendi ‘nasıl bilirdiniz’ diye sorduğunda yüksek sesle senin için bildiğimi söyleyeceğim... Ben yaşarken bu ülkede ölme! Ya da söyle, camiye getirmesinler seni! Veya özür dile!..” ??? Önceki akşam, Habertürk’te Melih Meriç’in sunduğu “Basın Kulübü”nde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyine düzenlediği hava operasyonu tartışılıyordu... Söz dönüp dolaşıp, AKP’nin Güneydoğu ve Doğu oylarını arttırdığı, DTP’yi ezip geçtiği konusuna geldi... AKP, DTP’yi nasıl ezip geçmişti? Din ekseninde politikasını geniş bir yelpazeye yaymış, Kürtİslam Sentezi’nin uçlarındaki PKK kadar tehlikeli kimi köktendinci örgütlerin desteğini almıştı. AKP’nin Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki “Kürtislam” söylemini, Fethullahçı ve Nakşi yapılanma ile Hizbullah, İslami Hareket, Müslüman Kardeşler’in “ampulle” aydınlandığını yaklaşık bir yıldır yazıyorum... Güneydoğu ve Doğu’da “Saidi Kürdi” propagandasının öncülüğünü okulları, hastaneleri ve işyerleriyle çoğalan Fethullahçılar yapıyorlar... Batman ve Diyarbakır’da DTP’nin yaptığı mitinglere 35 bin kişi katılırken, köktendincilerin miitinglerine 100 bin kişi katılıyor... AKP her adımını ABD’ye danışarak atıyor, Güneydoğu sorununu “dinle” çözüp amacına ulaşmak istiyor... Köktendinci yapılanma Şanlıurfa’dan başlayıp, Diyarbakır’a, Batman’a dek uzanıyor... Önümüzde yerel seçimler var... AKP, göreceksiniz başta Diyarbakır olmak üzere Van’ı, Batman’ı DTP’den geri alacak belediye seçimlerinde... Diyarbakır’da yoğun göç işsizliği ve yoksulluğu arttırmış, Trabzon’da, Mersin’de olduğu gibi... Diyarbakır’da binlerce çocuk sokaklarda... Bölgede DTP ve PKK’ye olan tepki, “Kürtçü ve İslamcı” politika izleyen AKP’ye ilgiyi arttırıyor; Atatürk’ün kurduğu CHP’ye ise tepkiyi yoğunlaştırıyor... Nedeni çok bunun!.. ??? Tunceli’de önseçim yapılsa CHP milletvekili çıkaracak, bu kesin. Ama yapmıyor CHP önseçim. Seçmen de CHP’yi cezalandırıyor. Tunceli’yi bu bölgeden ayırmak gerekiyor... Öteki bölgelerde “Kürtİslam Sentezi” ve AKP’nin “Kürtçüİslamcı” söylemi tutuyor... Nakşiler, Fethullahçılar, köktendinciler... Bunlar PKK kadar tehlikeli... CHP’ye saldırmak, Cumhuriyet rejimine saldırmakla eşdeğer... Amaç da bu zaten; laikliğin altını oyup, İslamcı devlet yapısını yaşama geçirmek... YÖK Başkanı yargı ve hukuk tanımazsa, Hrant Dink cinayeti, Malatya katliamı unutturulmak istenirse, Agos gazetesi bile “polisteki Fethullahçı örgütlenmeyi” yazamazsa o bölgede yaşayan insanlarımız ne yapsın?.. Fazıl Say bir gerçeğin altını çizdi. Ötekiler susuyor, korkuyor... ? ˜ Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde, Yunanistan’ın, temeli 1850 yılında atılmış olan ve bugüne kadar da türlü oyunlarla başarı ile yürüttüğüne inandığı ‘Megali İdea’ politikasının gereğine uygun hareket ettiği ve buna kurnazca dünya kamuoyunu inandırmaya çalıştığı görüşüne yer verildi. dos’un fethinden sonra adaya Türk nüfus yerleştirildiği, sancak beyliği yönetimiyle Akdeniz Adaları Eyaleti’ne bağlandığı anlatılan bilgi notunda, St. Jan Şövalyeleri’nin kısa sürede aşamalı olarak Rodos’tan ayrıldığı belirtildi. Rodos’un alınmasıyla Doğu Akdeniz’in güvenliğinin sağlandığı, Osmanlı’nın bölgenin en güçlü devleti haline geldiği anımsatılan bilgi notunda, “Rodos’un stratejik konumu, Osmanlı deniz hâkimiyeti anlayışında yeni stratejilerin uygulamasına da zemin hazırlamıştır. Bu fetih Türk topçusunun üstünlüğünü göstermiş, alınması adeta imkânsız olarak görülen ve haçlı ordularının Doğu Akdeniz’deki en önemli kalesi olan adanın zaptı Avrupa’ya büyük şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaratmıştır” denildi. Rodos’un 306 yıl Osmanlı idaresinde en huzurlu dönemini yaşadığı, 1828 Londra Protokolü’yle On İki Ada’yla birlikte İngiltereFransaRusya himayesine bırakıldığı, 1912’de ise İtalya tarafından işgal edildiği vurgulanan bilgi notunda, Lozan Antlaşması’yla adaların tamamen İtalya’ya verildiği kaydedildi. Daha sonra İngilizlerin Rodos’ta İtalyan idaresine son verdiği, hemen sonra Almanların hava indirme operasyonuyla adayı ele geçirdikleri, daha sonra da fiilen Yunanlılara verdikleri belirtilen bilgi notunda, “Adada bulunan 2 bin2 bin 500 civarındaki Türk nüfusu, bölge İtalyan toprağı olduğu gerekçesiyle mübadele dışında tutulmuştur. 1947 Paris Antlaşması’yla resmen Yunanistan’a teslim edilmiştir” denildi. ‘Anlaşmalara uymuyor’ Bilgi notunun son bölümünde ise Yunanistan’ın son dönemde Rodos ve On İki Ada’daki kural tanımaz uygulamalarına dikkat çekildi. Yunanistan’ın Lozan ve Paris antlaşmalarına aykırı olarak Türkiye’nin güvenliği açısından hayati öneme sahip olan Rodos Adası’nı ve Oniki Ada’yı dünyanın gözünün önünde silahlandırdığına dikkat çekilen bilgi notunda, “Aslında Yunanistan bu davranışıyla, temeli 1850 yılında atılmış olan ve bugüne kadar da türlü oyunlarla başarıyla yürüttüğüne inandığı ‘Megali İdea’ politikasının gereğine uygun hareket etmekte ve bunu yaparken de gayet kurnazca, dünya kamuoyunu, bu ‘Adalara karşı yayılmacı emeller besleyen hayali Türk tehlikesine’ inandırmaya çalışmaktadır. Tabiatıyla bu tarz bir politikanın başarı sağlayabilmesi için de buralardaki Türk varlığı eritilmeye çalışılmaktadır” deniliyor. Bilgi notunda Yunanlıların tehditleriyle Türklerin Rodos’ta sahibi bulundukları geniş arazilerini ve sair mülklerini yok pahasına satarak veya bırakarak doğdukları yerleri terk etmek zorunda bırakılmasının erimeyi hızlandırdığı anlatılıyor. DTP LİDERİ TÜRKİYE’YE DÖNDÜ Uçak kazası Meclis’te ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’dan kalkan Moldovalı bir şirket adına tescilli Antonov26 tipi kargo uçağının Irak’ın başkenti Bağdat’ın kuzeyinde 9 Ocak’ta düşmesi ve 34 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan kaza, CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel tarafından TBMM’ye taşındı. Güvel, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde, kara kutuyla ilgili açıklama beklendiğine dikkat çekti. Güvel, uçağın Irak’ta konuşlanmış ABD güçlerince düşürüldüğünün yazıldığını da anımsatarak bu iddiaların da yanıtlanmasını istedi. Demirtaş gelir gelmez gözaltına alındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, Almanya’nın Düsseldorf kentinden Ankara Esenboğa Havalimanı’na gelişinde dış hatlar geliş yolcu körüğünde sahte çürük raporu aldığı iddiasıyla gözaltına alındı. Demirtaş, “çeşitli temaslarda bulunmak” için yaklaşık bir ay önce gittiği Avrupa’dan, DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız ve kapatılan DEP’in eski milletvekili Selim Sadak ile dün saat 19.30’da Esenboğa Havalimanı’na geldi. Hakkında “sahte çürük raporu” iddiasıyla yakalama emri bulunan Demirtaş, dış hatlar yolcu geliş körüğü çıkışında gözaltına alındı. Demirtaş’ın buradan Ankara İl Jandarma Komutanlığı’na götürüldüğü öğrenildi. Çok sayıda partili de Demirtaş’a destek vermek amacıyla Esenboğa Havalimanı’na geldi. Demirtaş’ı karşılamak üzere havalimanında bulunan Hamit Geylani, gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Herhangi bir şekilde tutuklamayı gerektirecek bir durum yok” dedi. Geylani, Demirtaş’ın bugün serbest bırakılacağını düşündüğünü ifade etti. DTP Grup Başkanı Ahmet Türk ise “Genel başkanımızın mahkemeye çıkarılarak orada yargının kararına göre bir tavır geliştirilmesi lazımdı. Yani bize göre şık olmayan bir durum. Zaten kendisi isteyerek geliyor’’ diye konuştu. Türk, bir gazetecinin yeni bir genel başkan seçiminin ve genel kurulun toplanmasının gündemde olup olmadığını sorması üzerine, “Böyle bir niyetimiz yok” dedi. Eski DEP milletvekili Sadak da Demirtaş’ın yurtdışına çıkmasından sonra, suçlamaların kasıtlı olarak çıkarıldığını ve gerçekleri yansıtmadığını ileri sürdü. Fotoğraf: AA Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Toptan, Başbakan Erdoğan ve CHP lideri Baykal, törenleri ilgiyle izledi. Devletin zirvesi, Konya’daki Şebi Arus töreninde bir araya geldi ‘Aramızda düşmanlık yok’ BARIŞ YAMAN ‘SHP’ye katılmadık’ ? İstanbul Haber Servisi 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan ve vakıf sekreteri Namık Kemal Boya, Vatan gazetesinin dünkü sayısında yer alan “Devrimciler SHP’yle nikâh kıydı” başlıklı haberi yalanladılar. Targan ve Boya’nın açıklamasında, söz konusu haberin gerçeği yansıtmadığı belirtilerek “Gazetede çıkan haberle vakfımızın uzaktan ve yakından ilişikisi yoktur. 68’liler Birliği Vakfı olarak SHP’ye katılmadık. Kaldı ki vakfımız bütün siyasi partilere eşit mesafede duran bir kuruluştur” denildi. Açıklamada, SHP’ye katıldıkları iddia edilen isimlerin de SHP ile hiçbir bağlarının olmadığı belirtildi. KONYA Mevlana, ölümünün 734. yıldönümünde yurt genelinde düzenlenen törenlerle anıldı. Konya’da Uluslararası Mevlana Kültür Merkezi’nde düzenlenen Şebi Arus törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ve çok sayıda yabancı davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, Mevlana’nın bıraktığı düşünce mirasının halka halka bütün dünyaya yayıldığını kayde derek Mevlana hoşgörüsüyle sadece ülkemizin değil, bütün dünya sorunlarının çözülebileceğini söyledi. Başbakan Erdoğan da Mevlana’nın tutuşturduğu sevgi, dostluk ve hikmet meşalesinin bugün de insanlığın yolunu aydınlatmaya devam ettiğini belirtti. ‘Taliban değil Mevlana...’ CHP lideri Baykal ise Mevlana’nın, Türk toplumunun kültür kimliğini ve ruh duygu dünyasını şekillendiren manevi önderlerinden biri olduğunu kaydederek, “İslamiyetin en hoşgörülü yaşadığı ülke bu Mevlana’nın hoşgörü süyle aydınlanan Anadolu topraklarıdır. Onun içindir ki bizim yaşadığımız İslamiyet, Taliban’ın değil Hz. Mevlana’yı, Hacı Bektaşı, yetiştiren İslamiyet olmuştur” dedi. Baykal, tören öncesi bir bir gazetecinin “Şebi Arus’ta Başbakan ile aranızda barış sağlanacak mı” sorusunu, “Düşmanlık yok. Meseleler hakkında konuşuruz, tartışırız. Ayrı düşüncelerimiz vardır, ama sorumlu insanlarız, Türkiye’ye sahip çıkmaya çalışıyoruz. İç dünyamda ne Başbakan’a, ne başka bir siyasetçiye yönelik bir düşmanlık, kin, nefret yoktur” diye yanıtladı. Yabancıların payını yüzde 25’ten 50’ye çıkaracak düzenleme için düğmeye basıldı Medyada yabancılaşmanın önü açılıyor FIRAT KOZOK Diziyi RTÜK’e şikâyet ettiler ? ANKARA (AA) Tüm Yargı Mensupları Derneği (TUYAM), özel bir televizyon kanalındaki “Parmaklıklar Ardında” dizisinde, “ceza infaz memurları aleyhinde olumsuz genellemelerde bulunulduğu” iddiasıyla RTÜK’e başvurarak “gerekli önlemlerin alınmasını ve yasal girişimlerde bulunulmasını” istedi. TUYAM Başkanı Salim Çoruk, dizide, ceza infaz memurlarının, “mahkumların acı çekmesinden zevk duyan, sadist ruh haline sahip, seviyesiz ve çıkarcı, basit kişilikli insanlar olarak kamuoyuna sunulduğunu” öne sürdü. ANKARA Yabancıların medyadaki yüzde 25’lik sermaye payı sınırını değiştirmeden atvSabah ihalesine çıkan hükümet, grubu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadının şirketi Çalık’ın almasının ardından, yabancı payını yüzde 50’ye çıkaracak yasal düzenleme için düğmeye bastı. Oranın yüzde 50’ye çıkması ile Çalık grubu, tamamına 1.1 milyar dolar ödeyeceği atvSabah’ın yüzde 50’sini bu paraya yakın bir miktara yabancılara satabilecek. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK), Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Yasa’da değişiklik öngören taslağı kamuoyunda tartışma yaratacak birçok düzenlemeyi de içeriyor. Cumhuriyet’in ele geçirdiği taslakta tartışmalı hükümler yer alıyor. Taslaklağın sekizinci bölümünde yer alan 34. madde ile, söz konusu yasanın beşinci bölümünde yer alan 29. madde değiştiriliyor. Mevcut maddenin (h) bendinde yer alan, “Bir özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda yabancı sermayenin payı, ödenmiş sermayeni yüzde 25’ini geçemez” hükmü, yeni taslakta, “Bir özel radyo ve televizyon kuruluşunda toplam yabancı sermaye payı ödenmiş sermayenin yüzde 50’sini geçemez” şeklinde değiştiriliyor. Mevcut düzenlemedeki, “Bir özel radyo ve televizyon yayın kuruluşunda ortak olan gerçek veya tüzel yabancı kişi bir başka radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olamaz” hükmü de, taslakta, “Aynı yabancı gerçek veya tüzelkişilerin ikinci bir özel radyo ve televizyon kuruluşuna ortak olması halinde ikinci kuruluştaki toplam yabancı sermaye payı, ödenmiş sermayenin yüzde 25’ini geçemez. Yabancı bir gerçek veya tüzelkişi en fazla iki özel radyo ve iki özel televizyon kuruluşuna ortak olabilir” olarak değiştiriliyor. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 EK DERS YÖNETMELİĞİNİ PROSTESTO DİSK VE GENELİŞ TÖREN DÜZENLEDİ Eğitimciler sevk eyleminde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) EğitimSen, Eğitimİş ve Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) üyesi öğretmenler, bugün yurt genelinde sevk eylemi yaparak iş bırakacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) çıkardığı ek ders yönetmeliği ile öğretmenlerin maddi hak kaybına yol açması, ikinci kez topluca protesto edilecek. MEB’in düzenlemesi, eğitimcilerin ulusal ve dini bayramlarda resmi tatil olduğu için izinli sayılması nedeniyle ek ders ücretlerinin sadece o saatler için değil tüm hafta için kesilmesine yol açmıştı. Söz konusu düzenleme, ilk yapıldığında da yine sendikaların toplu sevk eylemi ile protesto edilmiş, ancak sonuç alınamamıştı. Aynı eylem, bugün tekrarlanacak. EğitimSen, Eğitimİş ve BES üyesi öğretmenler, sevk alarak derslere girmeyecek. Abdullah Baştürk anılıyor İstanbul Haber Servisi Türkiye sendika tarihinin önemli isimi, DİSK ve Genelİş genel başkanlarından Abdullah Baştürk, ölümünün 16. yılında anılacak. DiSK ve Genelİş Genel Yönetim Kurulu, Baştürk için bugün saat 11.00’de Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki kabri başında bir anma töreni yapacak. Baştürk, 21 Aralık 1991’de geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitirmişti. Baştürk anısına düzenlenen, “Abdullah Baştürk 5. İşçi Öyküleri’’ yarışması da sonuçlandı. Birinciliği, “Gemilerde Zalim Var’’ adlı öyküsüyle Mehmet Atilla, ikinciliği “Nurgül’ün Duvağı’’ adlı öyküsüyle Oya Uslu, üçüncülüğü de “1624 Vardiyası’’ adlı öyküsüyle Serap Gökalp kazandı. Ödül töreni, 26 Aralık Çarşamba günü İnşaat Mühendisleri Odası Kültür Merkezi’nde yapılacak. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle