24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Uzmanlar, askeri önlemlerin sosyoekonomik boyutlarıyla desteklenmesi gerektiğini vurguladılar PERŞEMBE ORHAN BURSALI ‘Kürtİslam sentezi’ uyarısı AB’DEN BÜYÜKANIT’A YANIT Değişen Dengeler Son 10 yıl içinde dünyada dengeleri temelden değiştiren iki büyük gelişme yaşandı. Birincisi Rusya’nın yeniden ayağa kalkması ve Çin’in büyük bir ekonomik dev olarak da dünya sahnesinde yerini alması! ABD’nin “tek süper güç”lüğü ile birlikte tek kutuplu dünya da, topu topu 10 yıl içinde aslında sona erdi! 1980’lerde yeni liberal ekonomik dalga dünyayı sarıp sarmalarken en önemli sonuçlarından biri de (bence) SSCB’yi çökertmesiydi! Rusya 2000’lere kadar süper gücünü yitirmiş, IMF’ye kucak açan bir ülkeye dönüşmüştü! Rus ekonomisi yerlerde sürünüyordu; Putin liderliğinde enerji politikası ile Rusya hızla toparlandı! Bu sürece paralel, Çin, dünya ekonomisini etkileyen/yönlendiren bir odağa dönüştü! Çin, ülke avantajlarını son 15 yıl içinde müthiş akıllı kullandı! Bilim, teknoloji ve yenilikçi ekonomik sisteme yaptığı yatırımlar sayesinde, ekonomisine üstün rekabetçi ve teknolojik bir düzey kazandırdı! Çin, her yıl ArGe harcamalarını yüzde 19 arttırarak yılda 30 milyar dolara ulaştırdı, bu rakamla dünyada altıncı büyük. Çin’de yabancı yatırım akışı 19902005 arası 600 milyar dolara ulaştı! (OECD Raporu) Dış ticaret hacminde dünya dördüncüsü vb. Çin, ayrıca satın almalarla Batı’da büyüyor! Afrika’ya ucuz kredi veriyor, doğal zenginliklere yatırım yapıyor; AB ise bu gelişme karşısında Afrika’ya karşı yeni politikalar izlemek zorunda kalıyor! Çin aynı zamanda Şanghay İşbirliği Örgütü ile Asya’da yeni bir blok oluşmasında öncü. Şüphesiz Çin dünyadaki bugünkü ağırlığına ekonomik gücüyle ulaştı! (Hep böyle, esas ekonomik güç değil midir? Türkiye’deki egemen politik güçler jeostratejik konumla ilgili uyduruk bir “düşünce” peşinde kaç yıldır koşup durdular, Türkiye’yi sonuçta düşürdükleri hale bakın!) Dünya, pardon Batı dünyası, ABD ve AB, şimdi bir Çin telaşında kıvranıp duruyor! ??? Bu iki gelişme çok kutuplu dünyayı yeniden yarattı! Rusya’nın kapitalizmi, Çin’in ise kapitalizmin araç ve gereçlerini müthiş başarılı kullanımıyla; oyun, kapitalist piyasa düzeni içinde geçiyor! 1990 öncesi rakip ideolojik ekonomik sistemler yok gibi. ABD’nin tek kutuplu egemenliğinin yarattığı, Pentagon ve Beyaz Saray’a bağlı ülkemizdeki liberal demokratlar ve eski solcular Rusya korkusu yayıyor! “Çar Putin!” diyor ve Rusya’da demokrasinin olmadığını söylüyor! (ABD’nin eski antikomünist silahının yeni versiyonu!) Amerikan egemenliği kıskacını kışkırtıyor! Bunların yelpazesi, Fethullahçılardan, Fethullahçı gazetelerde yazan sosyal demokrat bozmalarına ve eski solculara kadar uzanıyor! Kendi ülkeleri ve başka ülkeler için demokrasi isteyenler, dünya için neden demokrasi istemediklerini ve ABD hegemonyasına karşı çıkmadıklarını anlatmalılar topluma! Oysa, ABD’nin dizginsiz yalancılığı ve ülkeleri işgal politikaları, dünyayı ateşe attı! Ortadoğu alev alev ve Türkiye zor zamanları yaşıyor! Dünyanın çok kutupluluğu, dünya ve Türkiye açısından, gelişmekte olan ülkeler açısından yeni fırsatlar yaratır; dünya egemenlerini dizginler, yeni dengeler kurar; emperyalist ve soyguncu aşırılıkları törpüler ve hızaya getirir; azgın ekonomik rekabet ve yeni liberalizmin dünyayı uçurumun kenarına getirmesine karşı, daha dengeci ve daha demokratik seslerin yükselmesine yardımcı olur; emeğin ezilmesini dizginler! ??? Türkiye ise ABD’ye yeni bağımlılığın en tipik örneği olarak dünya sahnesinde yine! Tıpkı antikomünizme karşı Batı uşaklığı yaptığı zamanlardaki gibi şimdi de Ortadoğu’da Amerikan düzeninin jandarması konumunda! Ve, iktidarda dinci parti! ABD’nin tepe tepe kullandığı! Fakat dünyada değişen dengelerin ne getireceği bilinmez... Bakmışsınız Pentagon, bir zamanlar kullanıp attığı uyduruk kemalist güçler gibi, yarın da dincilerin son kullanım tarihlerinin bittiğini ilan eder! Bu tamamen içerideki güçler ve çevremiz ve dünyadaki güçler dengesiyle ilgilidir. E ‘DTP’nin Meclis’e girmesi önemli’ MAHMUT GÜRER rcan Çitlioğlu, bölücü terörün Kürtİslam hareketine dönüşebileceği ve Kürtçülük olarak Türkiye’nin karşısına çıkabileceğine dikkat çekti. P rof. Dr. Sertaç Hami Başeren, askeri önlemlerin asgari önlemler olduğunu, diğer unsurların mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi. E mekli Korg. Hayrettin Uzun terörle mücadelede diplomasinin çok yetersiz olduğunu, misyoner yaklaşımıyla çalışmaları gerektiğini vurguladı. ANKARA AB kaynakları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yaptığı açıklamaların Birlik nezdinde bir özeleştiri olarak algılandığını belirtirken, Türkiye’nin terörle mücadelesinin AB ülkelerince desteklendiğini ifade ettiler. Genelkurmay Başkanı’nın PKK’nin siyasi kanadının TBMM’de olduğu yönündeki açıklamalarına katılmadıklarını dile getiren AB kaynakları, “Kastedilen DTP ise, ki öyle anlaşılıyor, bu partiyi Kürt halkına yakınlaşmak yerine terörist olarak nitelemenin çok da doğru olacağını düşünmüyoruz. Tabii DTP’nin de PKK’nin terör örgütü olduğunu kabul etmesi gerekiyor” diye konuştular. Birliğin bu yıl yayımladığı ilerleme raporunda 22 Temmuz’da yapılan genel seçimlere de değinildiğini kaydeden kaynaklar, raporda “DTP’nin TBMM’ye girmesinin tüm kesimlerin temsili açısından önemli olduğunun” vurgulandığına dikkat çektiler. Kaynaklar, şu görüşleri dile getirdiler: “AB’nin karar alıcı organları hiçbir zaman PKK’yi destekleyen ya da doğrudan ona yardım eden bir karar almamıştır. Ancak bazı üye ülkelerle Türkiye arasında bu yönde bir sıkıntı olduğu doğrudur. Türkiye’nin son dönemde Avusturya’ya bu yönde bir nota verdiğini biliyoruz. Fransa da sözlü olarak uyarıldı. Ama bu AB’nin değil ülkelerin kendi politikalarını gösterir.” Kaynaklar Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen ve kırmızı bülten ile aranan PKK’lilerin de katıldığı konferans ile ilgili olarak ise AP’nin siyasi bir kurum olduğunu ve kararlarının sadece tavsiye niteliği taşıdığını kaydetmekle yetindiler. Bunun yanı sıra, kaynaklar AP’nin programlarına AB Komisyonu’nun karışamadığını da ileri sürdüler. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay ATESE Başkanlığı’na bağlı Stratejik Araştırma ve Etüd Merkezi’nin (SAREM) düzenlediği sempozyumda, bölücü terörün geldiği aşamaya yönelik çeşitli görüşler dile getirildi. SAREM uzmanlarının sempozyumda dile getirdikleri görüşler şöyle: SAREM’in uzmanları arasında yer alan Ercan Çitlioğlu: PKK’nin Avrupa’da şu anda 150 temsilcilik veya bürosu bulunuyor. PKK terör örgütünün gazetelerinin, ajanslarının, terör faaliyetlerinin maliyeti yılda en az 100 milyon doları buluyor. Bu kaynağın tehditle, haraçla karşılanması mümkün değil. Kimi devlet ya da devlet dışı aktörlerden parasal yardım aldığı gerçekliği ortaya çıkmaktadır. Bu noktada siyasi desteklerin kesilmesi bağlamında yürütülen mü cadelelerde devreye alınması gereken enstrümanların mütekabiliyet/karşılıklılık esasına dayandırılması bir seçenek olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye’nin enerjisini ve dikkatini odaklaması gereken temel sorun, PKK’nin terör örgütü kimliğinin sonlandırılması ile eş zamanlı olarak, etnik ayrılıkçı terörün Kürt sorununa dönüşme sürecinin denetimidir. Tüm işaretler Türkiye’nin ulus devlet kimliğininin aşındırılarak çok uluslu bir düzleme evrilme hazırlıklarının Kürtİslam sentezi bileşeninde gündeme getirilmekte olduğu yönündedir. Prof. Dr. Sertaç Hami Başeren: Teröre yönelik alınan askeri önlemler, asgari önlemlerdir. Önlemler sosyoekonomik boyutlarıyla desteklenmelidir. Terörün iç ve dış boyutları bulunuyor. Alınacak önlemler de bu na göre düşünülmeli, buna göre uygulanmalı. Etnik köken üzerinden siyaset yapılmamalı. Geçmişte PKK terörünü İran, Irak’la savaşırken destekliyordu. Irak’ın savaşacak silahın parasını Yumurtalık hattından kazandığını düşündüğü için... Suriye, Hatay iddiaları nedeniyle destekliyordu. Yunanistan’ın, Güney Kıbrıs’ın faaliyetleri biliniyor. Emekli Korgeneral Hayrettin Uzun: Terörle mücadelenin diplomasi boyutunun eksik kaldığı bir gerçektir. Terör örgütünün faaliyette bulunduğu ülkelerdeki diplomatik temsilciliklerimiz Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi, bir misyoner gibi çalışmalılar. Örgütün paralarını kasasında tutan bankaların genel müdürleriyle görüşmeliler. Bunu tabii ki bulundukları ülkede yapmalılar. Adeta Türkiye’nin misyoneri gibi çalışmalılar. DEMİREL ‘Büyükanıt haklı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel dün, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirel, gazetecilerin, “Genelkurmay Başkanı’nın ‘PKK Meclis’te’ diye bir açıklaması olmuştu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz’’ sorusuna, “Gayet açık bir beyan. Hiçbir yoruma tabi tutmaya gerek yok. Türkiye’nin insanları, askerleri şehit edilirken, ülkenin şu köşesinde, bu köşesinde insanları şehit edilirken, sokaklarında birtakım cinayetler işlenirken eğer bu kınanmıyorsa destek veriliyor demektir. Genelkurmay Başkanı’nın beyanını haklı bulmaktan başka kimsenin çaresi yoktur’’ yanıtını verdi. VECDİ GÖNÜL: Psikolojik harekâtta eksiklik görmüyorum ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, terörle mücadelede, psikolojik harekât noktasında bazı sıkıntılar bulunduğunu açıklayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın sözlerini değerlendirirken “Ben herhangi bir eksiklik görmüyorum” dedi. Polonya Milli Savunma Bakanı Bogdan Klich dün Gönül’ü ziyaret etti. Gönül, ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da psikolojik harekât konusunda birtakım sıkıntılar olduğuna dair görüşlerini dile getirdi. Burada zaafiyet söz konusu mu’’ sorusu üzerine, şunları söyledi: “Bunu, Terörle Mücadele Komisyonu Başkanı Cemil Çiçek’e sormanızda fayda var. Ben herhangi bir eksiklik görmüyorum. Genelkurmay Başkanımızın söylediği, teşkilatlanma bakımından. Herkes görevini elinden geldiği kadar yapmaktadır. Sanıyorum, Genelkurmay Başkanımızın işaret ettiği husus, Milli Güvenlik Kurulumuzun Psikolojik Harp Dairesi’nin ilgasıyla ilgilidir. O, Başbakanlık’taki güvenlik genel müdürlüğü uhdesine girdi. ’’ Gazi Üniversitesi’nde “ABDİran Gerginliği ve Türkiye’ye Etkileri” konulu sempozyum düzenlendi. (AA) “Af devletin güvenirliğini zedeler” diyen Başer: PKK ile anlaşıldı mı? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Terörle Mücadele Özel Temsilcisi, emekli Orgeneral Edip Başer, insan hakları, demokrasi, özgürlük ve barış gibi değerlerin psikolojik harekât kapsamında Türkiye tarafından iyi kullanılamadığını söyledi. Başer, Gazi Üniversitesi Mimar Kemaleddin Konferans Salonu’nda Türkiye Emekli Subaylar Derneği tarafından düzenlenen “ABDİran Gerginliği ve Türkiye’ye Etkileri” konulu sempozyumda, gazetecilerin sorularını yanıtladı ve Türkiye’nin psikolojik harekâtı çok iyi kullanamadığını söyledi. İnsan hakları ve demokrasinin, başta terör örgütü PKK olmak üzere kötü niyetli insanlar tarafından çok rahat bir biçimde kullanıldığını anlatan Başer, Türkiye’nin bu değerleri yeterince anlatamadığı için bu sürecin ortaya çıktığını vurguladı. Başer, psikolojik harpteki eksikliklerin ancak ilgili kurum ve birimlerce giderilebileceğini belirtirken, “Yeni gündeme getirilen bir af meselesi veya buna benzer yeni bir düzenleme, daha içeriğini bilmediğim için tam bir yorum yapmak yanlış olur, ama bugüne kadar 8 defa denenmiş bir metot tekrar denenmeye kalkılıyorsa, bu kanaatimce pek iyiye yorumlanacak bir davranış değil. ‘8 defa denenip sonuç alınamamış bir uygulama, acaba niye bu kadar hararetle tekrar gündeme getirilmek istenmektedir. Acaba PKK ile bu konuda karşılıklı bir mutabakat mı sağlanmıştır?’ gibi sorular akla gelebilir.” Olası bir affın devletin güvenilirliğini ve saygınlığını da zaafa uğratacağını vurgulayan Başer, yeni bir af çıkarılması durumunda PKK sorununun çözümünün çok daha zor bir yola gireceğini kaydetti. Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu da konuyla ilgili soruyu yanıtlarken, liberalleşmenin son aşamasının küreselleşme olduğunu ve küreselleşmenin ulus devletleri hedef aldığını kaydederek, insan hakları, demokrasi ve özgürlüklerin bir paravan olarak kullanıldığını söyledi. “Bir ülkenin öncelikle var olması, sonra bütün olması, sonra da güvenlikli olması lazım” diyen Kuloğlu, teröristlerin hep demokrasiden bahsettiğine de dikkat çekti. Barış Kartalı test uçuşunda İSTANBUL (AA) Barış Kartalı Programı kapsamında Türkiye için üretilen Boeing 737 AEW&C’nin (Havadan Erken Uyarı ve Kontrol) ilk görev sistem uçuş testini başarıyla tamamladığı bildirildi. Boeing’den yapılan yazılı açıklamada, Washington’daki (Seattle) Boeing Sahası’nda gerçekleştirilen uçuş sırasında, uçağın Boeing ve Türk endüstri mühendisleri tarafından test edildiği belirtildi. obursali?cumhuriyet.com.tr DTP MİLLETVEKİLİ ÖZÇELİK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP’den kendilerini “PKK’nin siyasal kanadı” olarak niteleyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a, “Bizi anlaması için bir an önce emekli olsun” yanıtı geldi. DTP’li Osman Özçelik, Büyükanıt’ın DTP ile ilgili büyük bir yanılgı içinde olduğunu ileri sürerek “Yasadışı bir faaliyetimiz yoktur. Genelkurmay Başkanı’nın bu açıklaması Meclis iradesine gölge düşürmüştür. Devletin bir memurunun böyle açıklamalar yapmaya hakkı yok” dedi. Özçelik, eski Genelkurmay başkanlarının Kürt sorunuyla ilgili açıklamalarına göndermede bulunarak, “Genelkurmay Başkanı da emekli olduktan sonra yanlış yaptığını, yanıldığını söyleyecektir” diye konuştu. DTP’li Hasip Kaplan da, “2 milyon oy alıp seçilerek Meclis’e gelen üyelerimiz, diğer tüm üyeler gibi halkı temsil ediyor” dedi. DTP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada da, Büyükanıt’ın konuşmalarına ilişkin olarak, “Orgeneral Büyükanıt’ın ima yoluyla da olsa DTP’yi kastederek ciddi ithamlarda bulunmuş olmasının en azından sivil demokratik siyaset açısından talihsizlik’’ olduğu savunuldu. Açıklamada, “DTP’ye yönelik kapatma davasının sürdüğü bugünlerde, davayı da dolaylı olarak etkileyebilecek beyanatların kamuoyuna duyurulmasının hukuk devleti olma ve yargı bağımsızlığı ilkesi ile de bağdaşmadığı inancındayız” görüşüne yer verildi. Gerici hayallere geçit yok EğitimBirSen’in okullarda İstiklal Marşı’nın okunmaması, türbanın serbest bırakılması isteklerine sert tepki gösteren sivil toplum örgütleri ‘nefretle izliyoruz’ açıklaması yaptılar YUSUF BAŞTUĞ / ZEYNEP ŞAHİN (Fotoğraf: AA) ‘Büyükanıt emekli olunca bizi anlar’ Şehit Üsteğmen uğurlandı ? İstanbul HaberServisi Isparta Eğridir Davroz Dağı bölgesindeki tatbikat sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu şehit olan Piyade Üsteğmen Emre Ercan, dün İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. Şehit Üsteğmen Ercan için dün Ataköy 5. Kısım Camisi’nde askeri tören düzenlendi.Şehit Üsteğmen Ercan’ın cenazesi törenin ardından Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Oğlunun bir rahatsızlığı bulunmadığını kaydeden Baba Nurettin Ercan, dondurucu soğukta öldüğüne inanamadığını söyledi. ADANA/ANKARA AKP’ye yakınlığıyla bilinen EğitimBirSen’in Şanlıurfa’daki bölge iştişare toplantısı sonuç bildirgesindeki “okullarda İstiklal Marşı’nın da okunduğu törenlere son verilmesi, ilkokullarda okutulan öğrenci andının etnik farklılıklara göre yeniden düzenlenmesi, türban yasağının kaldırılması” gibi isteklerini sendika yönetiminin de desteklediği öğrenildi. EğitimBirSen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Andımız’ın etnik farklılara göre yeniden düzenlenmesinin gündeme getirilebileceğini” söyledi. Bildirgeye kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi partiler ise büyük tepki göster di. Açıklamalarda, “Hayalleri gerçekleşmeyecek. Atatürk devrimleri ve onun kazanımlarına sahip çıkacak eğitimci ve aydın ordusu, bu talepleri kaygı ve nefretle izliyor” denildi. EğitimBirSen’in 12 Aralık’ta yapılan Şanlıurfa bölge istişare toplantısının sonuç bildirgesinde yer alan istekleri savunan sendikanın Genel Başkanı Gündoğdu, “törenlere katılma zorunluluğunun kaldırılmasının” öğrencileri bölgenin sert fiziki koşullarından korumak olduğunu savundu. Söz konusu istek, “ulusal bayram ve ulusal günler için yapılan törenleri, her hafta gerçekleştirilen bayrak ve İstiklal Marşı töreni”ni de kapsıyor. Öğrenci Andı’nın “etnik farklılıklara göre yeniden düzenlenmesi”ni destekle yen Gündoğdu, bunun kamuoyunun tartışmasına açılabileceğini söyledi. İsteğin temelinde bölgedeki etnik yapının devletle kaynaşmasının yattığını savunan Gündoğdu, üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını istediklerini de ifade etti. MemurSen’den tepki EğitimBirSen’in bağlı olduğu MemurSen’in Genel Başkanı Ahmet Aksu ise İstiklal Marşı’nın okunmasından vazgeçilemeyeceğini, Andımız’ın düzenlenmesinin de söz konusu olmadığını söyledi. EğitimBirSen’in, dinci kesimlerin istekleri doğrultusundaki taleplerine CHP ve çok sayıda eğitim sendikası yöneticisi tepki gösterdi. Tepkiler şöyle dile getirildi: Hulusi Güvel (CHP Adana Milletvekili): Rejimi değiştirmeye çalışanlara izin vermeyeceğiz. Hayalleri gerçekleşmeyecek. Serdar Seyhan (CHP Adana İl Başkanı): ABD’nin “ılımlı İslam” tezine göre hareket eden AKP ve onun sözcüsü bu sendikayı nefretle kınıyorum. Kamil Köse (Türkiye KamuSen Adana İl Temsilcisi): Yapılmak istenen büyük bir suçtur. Güven Boğa (EğitimSen Adana Şube Başkanı): AKP’nin siyasi kolu gibi çalışan bu sendikanın eğitime ve eğitimcilere kazandıracağı bir şey yoktur. Şafak Evren (ÇYDD Çukurova Şube Başkanı): Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısına yönelik saldırıları kınıyoruz. Ahmet Duman (ADD Adana Şube Başkanı): Şeriatın savunucusu gibi konuşuyorlar. 400 asker yurda döndü ? ANKARA (AA) Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik ve Destek Gücü (ISAF) çerçevesinde yürüttüğü Kâbil Bölge Komutanlığı görevini tamamlayarak Türkiye’ye dönen 400 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeli için 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanlığı’nda dün karşılama töreni düzenlendi. 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner, “İçinde bulunduğumuz çağdaki iletişim imkânları mesafeleri küçültmüş ve görünüşte uzak olan bir olayın bir şekilde ulusal güvenliği ve menfaatları etkilediği görülmüştür’’ dedi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle