27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 100 milyar dolarlık yatırımla kurulan İSTOÇ 2002’de ithalata yöneldi. Esnaf üretimi özendirici destek bekliyor 13 ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK AKP esnafı ithalata yönlendirdi ŞEHRİBAN KIRAÇ Hesapsız Demokrasi Hesapsız; yönetimden hesap sorulamayanyönetimin hesap vermediği anlamına geliyor. Bu ülkenin demokrasisinin doğru betimlemesi ya da tanımı, ancak bu kavramla açıklanabilir. Bugünlerde Meclis’te bütçe görüşülüyor. Bütçe, yalnız bir gelirgider hesabı değildir, aynı zamanda yıllık siyasal ve toplumsal hesaplaşma belgesidir. Üstelik geçen bütçe yılında bir genel seçim yapılmıştır. Yılın kamu harcamalarının, kimlere ve nasıl “aktarıldığı”; özellikle de satın alma ve ihalelerinin nasıl yapıldığı; kayıt dışılığın yarattığı haksız rekabet de kamu gelirlerinin nasıl bir adaletsiz vergi düzeniyle elde edildiği çok daha ayrıntılı tartışılmalıydı. Oysa hiç de öyle olmuyor. Meclis’in büyük çoğunluğunu oluşturan iktidar partisinin milletvekilleri, kendilerini, “hükümeti övmekle” görevli sayıyor. Çünkü adaylıklarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a borçlu olduklarını biliyor; bu borcu ödüyorlar; hesap soramazlar. Muhalefet de, ne toplumu yanına alacak kadar güçlü bir seçenek sunuyor; ne hükümeti belirli noktalarda farklı bir şeyler yapmaya zorlayabiliyor ve ne de hükümetin açık desteğiyle toplumsal yaşamın dinselleşmesi sürecine değinebiliyor. Demokrasinin, hesap vermemehesap sormama niteliği, gerçekte, siyasi parti yapılarından kaynaklanıyor. Siyasi partiler, genel başkana “mutlak sadakat” esasına göre işliyor. Merkez sağın Doğru Yol ve Anavatan partileri, 22 Temmuz seçimlerinden önce, “Demokrat Parti” adıyla birleşme sürecine girdiler. Ancak bu oluşum başarısızlıkla noktalandı. Bu iki partinin genel başkanları, Mehmet Ağar ve Erkan Mumcu, bu başarısızlığın nedenlerini, ne yandaşlarına açıkladılar ne de toplumla paylaşma gereği duydular. Şimdilerde de, Ağar, DP’nin başına eski bir politikacıyı getireceğini açıklamış bulunuyor. Burada konu kişiler değil, anlayış. Böyle bir süreç sonucu işbaşına gelen hesap verir mi? Ya CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın demokratlığına ne demeli? Yeni bir kurultay sürecine giren partide, bir kalemde binlerce yeni üye yazılıyor; delegeler, seçimle değil, yönetimce saptanıyor; seçimlerde oy oranlarını yüzde 65’lere kadar artıran çok sayıda il ve ilçe örgütleri, sıkı durun, “başarısız oldukları” gerekçesiyle görevden alınıyor; üyeler ve örgütler yargıya başvuruyor, çoğu kez yargı kararları hiçe sayılıyor. CHP’de, yalnız, doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi demokrasinin temeli olan ahlak değerleri değil, bunlarla birlikte en temel hukuk kurallarının çiğnendiği yargı kararlarıyla saptanıyor. ??? Bu sırada, Genel Başkan Baykal, bütçe üzerine Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şöyle diyebiliyor: “...demokrasi sadece bir yöntemden ibaret değildir... Demokrasinin içinde bir ortak değerler bütünü vardır. Demokrasi; ahlakı, dürüstlüğü, bilimi, halk yararını, toplum yararını dikkate alan bir temel üzerinde gelişebilir... Bir dayatma kültürüyle... nasıl istersek öyle yaparız yaklaşımıyla demokrasiyi işletmek mümkün değildir... Türkiye’de siyasi rejimimizin temellerini, özünü tehdit eden bir dayatmacı anlayış, muhalefete, kendisi gibi düşünmeyenlere karşı acımasız bir yaklaşım giderek etkinleşiyor, giderek meydanı boş buluyor... Hızla yozlaşmış bir rejime doğru sürükleniyoruz... Demokrasi anlayışımız çok tehlikeli bir şekilde kan kaybetmektedir.” Çok doğru, olağanüstü, değil mi?! Bu sözleri, “tek suçları” kurultaylarda kendisine oy vermemek olan partililerini acımasızca “hain” ilan ederek yaşam hakkı tanımayan ve bazıları yukarıda sıralanan haksız uygulamaları onaylayan Baykal söylüyor!! Ancak, Baykal bu konuşmayı yaptığı saatlerde, on yıllardır, en yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Eşref Erdem, benim, çok önceden, 2004 Nisanı’nda CHP Meclis grubunda söylediğim sözleri neredeyse olduğu gibi dile getiriyordu: “Sayın Baykal sizi seviyoruz, ancak ülkemizi ve partimizi daha çok seviyoruz; bu iş sizinle olmuyor, yeni bir yapılanmanın önünü açın!..” Eğer, gerçek bir demokrasi olacaksa, Türkiye demokrasisinin, şimdiki “hesap vermeyen” yapısından bir an önce kurtulması gerekiyor. Bunun ilk adımı siyasi parti yapılarının demokratik bir işleyiş kazanmasıdır. Siyasi partilerin demokratikleşmesi, yalnız o partilerde siyasetle uğraşanların görevi ve sorumluluğu değildir; onlar kadar, tüm toplumun da sorunudur. Çünkü, hesap vermeyen demokrasinin ağır yükünü toplum taşıyor! Yeni anayasa bağlamında bu önemli konunun da ele alınması gerekmektedir. yakupkepenek06@hotmail.com Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı İstanbul’daki İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde faaliyet gösteren esnafın yüzde 90’ı ithalata yönlendi. Özellikle AKP’nin iktidara geldiği 2002’den itibaren artan maliyetler nedeniyle şirketler Uzakdoğu ülkelerindeki kalitesiz ve ucuz mala yöneldi. İSTOÇ’ta şu anda aktif faaliyette olan yaklaşık 6 bin 200 üye ya Çin’den fason üretime yöneldi ya da üretimini yurtdışına kaydırdı. İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, Türkiye ekonomisinin yüzde 3035’inin İSTOÇ’ta döndüğünü belirterek, ancak buradaki esnafın neredeyse tamamının ithalatla ayakta kaldığını söyledi. İSTOÇ’ta faaliyet gösteren firmaların yüzde 90’ının itha ? 60 bin kişinin çalıştığı İSTOÇ, Uzakdoğu’dan gelen kalitesiz ucuz mallara teslim oldu. Esnafın ithalatı önlemek için hükümetten destek istemesi ise sonuçsuz kaldı. latçı konuma geldiğini aktaran Kemalbay, “Biz ilk başlarda Çin’den, Uzakdoğu’dan ürün getirmenin vatan hainliği olduğuna inanıyorduk. Ancak koşullar ağırlaştıkça, enerji maliyetleri yükseldikçe, döviz kuru düşünce esnaflarımız ithalata yöneldi. Benim şirketim bile Çin’de üretime yöneldi. Benim üretimimi yüzde 40 dışarıda yapmam buradaki istihdamımı yüzde 40 kısmam anlamına geliyor. Maalesef hüküme timiz bizi ithalata özendiriyor” dedi. İthalatın sadece İSTOÇ’un meselesi değil tüm Türkiye’nin meselesi haline geldiğine işaret eden Kemalbay, üretimi olmayan bir ülkenin ayakta kalma şansının bulunmadığını ifade etti. Acil çözüm bekliyoruz İthalatın engellenmesi için defalarca hükümet yetkilileri ile görüştüklerini söyleyen Kemalbay, “Hükümetin sorunlarımıza eğilmesini istedik. Ancak sıcak paranın verdiği rehavet nedeniyle hükümet bizi ciddiye almadı. Bu onların da işine geliyor. 10 milyon işsizin olduğu ülkemizde bu kadar ithalata yönelmek doğru değil. Biz hükümetten acil çözüm bekliyoruz. Maliyetler aşağıya çekilsin. Üretim özendirilsin” diye konuştu. DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Bush ilk görüştüklerinde, Putin’in gözüne bakmış, ruhunu görmüş ve “güvenilir adam” demiş, dost olmaya karar vermişti. Önceki pazar yapılan Duma (Meclis) seçimlerinden bir hafta önce bir Wall Street Journal başyazısı, “Artık Rusya’yı düşman bir ülke olarak görmeye başlamak gerekir” diyordu. Gerçekten de son yıllarda, Putin, ABDİngiltere ekseninin bir nefret nesnesine dönüştü. ABD Dışişleri sözcüleri, Council on Foreign Relations gibi dış politika alanının önde gelen düşünce kuruluşlarının etkili analistleri, büyük medya, 2006 yılının başından bu yana sistemli bir biçimde Putin’in Rusya’da demokrasiyi geri çevirmeye başladığını ileri sürüyorlar. İngiltere’de de genel olarak muhafazakâr basında, Financial Times gibi daha soğukkanlı yayınlarda, BBC gibi sözde tarafsız kanallar ve The Observer gibi sosyal demokrat gazetelerde de aynı hava var. Bu hava, son Duma seçimlerinden önce inanılmaz bir kampanyaya dönüştü. Bu arada da, “Batı dostu” Gorbaçev’in, The Times, Wall Street Journal gibi yayınlarda yayımlanan söyleşilerde, gazetelerin tüm ısrarına karşılık, Putin’i savunması, desteklemekte ısrar etmesi, “Halkın yüzde 85’i Putin’i destekliyor, beni ilgilendiren gerçeklik budur” demesi, “herkesi” çok şaşırtıyordu. Bu yayın organları, daha seçimler yapılmadan seçimlerin demokratik olmayacağını iddia ettiler. Seçmene sandığa gitmeleri ve Putin’in partisine oy vermeleri yönünde müdahale ediliyormuş. Bu koronun, işgal altında yapılan Irak seçimlerine toz kondurmadığını, muhalefet partilerinin gösterilerini sopayla dağıttırarak liderlerini hapse attıran Gürcistan Başkanı’nı demokrasi abidesi ilan ettiklerini anımsayınca… Seçimlerden sonra çıkan Newsweek, “Rusya’da demokrasi öldü” diyordu. The Observer, kantarın topuzunu kaçırıp, “Stalin’in gölgesinden”, “SSCB rejiminin restore edilmeye başlandığından” söz ediyordu. Putin sütten çıkmış ak kaşık değil, ama bu kadar nefret çekmesini anlamak da kolay değil. Ya da, kolay... Çaresizlik kötü şey... Putin’in (ve onu iktidara taşıyan eski SSCB egemen sınıflarından ayakta kalmayı başaran güvenlik aygıtı nomenklaturasının) en büyük günahı, Rusya’nın zenginliklerinin uluslararası sermaye ve içerdeki bir avuç hırsız tarafından talan edilmesine son vermeye başlaması. İkincisi de son Münih Güvenlik Konferansı’ndaki konuşmasında dobra dobra ifade ettiği gibi Putin’in ABD’nin tek kutuplu dünya projesini, hegemonyacı, antidemokratik ve tehlikeli ilan ederek cepheden karşı çıkması. ABD dış politika çevreleri bunu hazmedemiyorlar ama ellerinden bir şey gelmiyor. Sinir krizleri geçirmeleri de bu yüzden. Anımsarsanız, 1990’larda Yeltsin döneminde, Batı kapitalizmi, Rusya ekonomisini ve zenginliklerini artık ele geçirdiğini düşünüyordu. ABD de Rusya’yı, parçalayarak kendi etki alanı içine çekmeye hazırlanıyordu. Putin iktidara geldikten sonra önce bir süre Batı ile birlikte yürüyormuş gibi yaptı, gerekli siyasi gücü topladıktan, devlet iktidarını restore ettikten sonra, Rusya ekonomisini ve kaynaklarını yavaş yavaş Batı’nın talanına kapatmaya başladı. Özelleştirme sürecinin hırsız baronları erginy@tr.net http://erginyildizoglu.blogspot.com ya’nın iç politikasına doğrudan katılarak demokrasi oynamalarının, renkli devrim tezgâhlamalarının önünü, onların parazitlerinin mali kaynaklarını kesti. Ama ne ilginçtir, Rusya halkı bu “kötü”, “antidemokratik” gelişmelerden hiç şikâyetçi olmadı, Gorbaçev’in de işaret ettiği gibi yüzde 85’i Putin’i desteklemekte inat ediyor. Batı’nın sesini yansıtan politikacıların ve siyasi partilerin toplumsal destekleri yüzde 1’lerde dolaşıyor. Batı’nın hırçınlığı da bu gelişmelerden kaynaklanıyor. Batı, Rusya’nın, etki alanının dışına çıktığını gördükçe çaresizlikten ağzını bozuyor. Putin ‘modeli’ Batı’yı kızdıran, dahası aslında korkutan esas olarak şu: Putin, sosyalizmi restore etmiyor. Aksine, özel mülkiyete, iş yaşamına getirdiği güvenceler, iktidardaki bürokratik yönetimin iş yaşamına çok uygun bir kültürle, tam bir devlet kapitalisti, zaman zaman da özel kapitalist olarak (hemen hepsi büyük işletmelerin yönetimlerinden geliyorlar ve hâlâ kısmen doğrudan yönetmeye devam ediyorlar) düşünüyor ve yaşıyorlar. Bu yüzden de Rusya’da iş yapan uluslararası sermaye Putin yönetiminden memnun. Dahası dış politika çevrelerinin demokrasiyi geri çevirme diye gördükleri ekonomik kararlara çabucak uyum gösteriyor, bu propagandaları yaymaya çalışanların çaresiz ve ihanete uğramış bakışları altında... İkincisi, Putin neoliberal ve küreselleşmeci modelin kurallarını hiçe sayan bir model izliyor ve sonuç alıyor. İktidara geldiğinde Rusya’nın sanayi kapasitesi yarı yarıya imha olmuş, gayri safi milli hasılası 260 milyar dolara gerilemişti. Bugün GSMH 1.1 trilyon dolara, kişi başına gelir de 2000 dolardan 7.500 dolara yükseldi (UPI, 03/012/07). Moskova Goldman Sachs analistleri, bu büyümenin hepsinin petrol gelirlerine dayalı olmadığına, birçok üretici sektörü kapsadığına, bu arada mantar gibi biten IKEA mağazaları zincirine işaret ederek, yeni ve alım gücü yüksek bir orta sınıfın şekillendiğine dikkat çekiyorlar (Charles Grant, The Guardian, 03/12). Batı, Çin’in başarısından sonra, bu kez de Rusya’da, neoliberalizmin, küreselleşmeciliğin dışında, yeniden kalkınmacı paradigmayı ve “ulusal projeyi” anımsatan bir modelle karşı karşıya olmaktan çok rahatsız. Ya bazı gelişmekte olan ülkeler de benzer modelleri benimserlerse... Üstelik, model aslında karmaşık değil. IMF gibi uluslararası mali kuruluşlarla bağını koparacaksın. Özelleştirmeyle çalınan stratejik varlıkları geri alacaksın. Ülkenin ekonomik kapasitesini arttıracak, iç pazarını derinleştirecek, bütünleştirecek, bu arada halkın temel gereksinimlerini karşılayacak politikalar izleyeceksin. Bu arada, buradan elde edilen siyasi güçle ekonomik artığın önemli bir kısmını orta sınıfa ve devlet seçkinlerine transfer etmeyi unutmayacaksın (dedik ya Putin sosyalizmi restore etmiyor). Ülke tabii ki kapitalist bir ülke olarak kalmaya, hatta dünya ekonomisi içinde oyuncu olmaya devam edecek. Ama, hiç olmazsa, ülkenin egemen sınıfı da varlığını, halkına da son derecede büyük maddi ve manevi yükler getirecek biçimde, “kendi kuyruğunu yiyerek yaşayan bir yılan” gibi sürdürmeye çalışmaktan kurtulacak. Bir Nefret Nesnesi Olarak Putin nı (oligarkları) tasfiye etti, çaldıklarını geri aldı. Enerji fiyatlarındaki artıştan elde ettiği kaynakları akıllıca kullanarak askeri, ekonomik toplumsal yapıyı tamir etmeye girişti. 450 milyar dolarlık bir fon yaratarak uluslararası mali sermayenin olası bir saldırısına karşı ülkeyi güvenceye aldı. Bu sırada Rusya’nın uluslararası etkisini de arttırmaya başladı. Böylece, SSCB gibi bir süper güçten sonra, sarhoş Yeltsin döneminde Batı’nın soytarısı olmuş bir devlet başkanıyla yaşamaktan utanç duyan Rusya halkına onurunu iade etti. Ama belki de “en kötüsü”, Putin yönetimi, siyasi muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin (vakıfların vb...) ülke dışından mali yardım almalarını yasakladı. Böyle Soros takımının, CIA’nın demokrasi örgütlerinin Rus T.C. KUMLUCA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ DOSYA NO: 2007/396 Tal. GAYRİMENKULLERİN AÇIK ARTIRMA İLANI Satılmasına karar verilen gayrimenkullerin cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: TAŞINMAZLARIN TAPU KAYITLARI: 1 Nolu Taşınmaz. Antalya ili, Kumluca ilçesi, Bağlık mahallesinde kain, tapunun 611 Ada, 1 parsel numarasında kayıtlı taşınmaz, tam hisseli olup, 1020 m2’dir. Parsel imar planı içinde olup arsa vasfındadır. 2 Nolu Taşınmaz. Antalya ili, Kumluca ilçesi, Bağlık mahallesinde kain, tapunun 611 ada, 10 parsel numarasında kayıtlı taşınmaz, tam hisseli olup 1156 m2’dir. Parsel imar planı içinde olup arsa vasfındadır. HALİ HAZIR DURUMLARI: 1 Nolu Taşınmaz. Antalya ili, Bağlık mah., 611 Ada, 1 parsel, İmar planı içinde “Arsa” niteliğinde 1020 m2 olup, borçlunun hissesi tamdır. Taşınmaz imar planında 5 katlı konut alanı olup, iki cephesi de yol üzerindedir. Parsel içinde 6mx6m mesafe ile dikilmiş, 25 yaşlı iyi bakımlı 28 adet portakal ağacı vardır. Taşınmazın toplam değeri, Kumluca İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/102 E.,2007/101K. numaralı kararına göre, 262.000,00 YTL’dir. 2 Nolu Taşınmaz. Antalya ili, Bağlık mah., 611 Ada, 10 parsel, İmar planı içinde “Arsa” niteliğinde 1156 m2 olup, borçlunun hissesi tamdır. Taşınmaz imar planında 5 katlı konut alanı olup, iki cephesi de yol üzerindedir. Taşınmazın toplam değeri Kumluca İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/102 E.,2007/101K. numaralı kararına göre, 289.000,00 YTL’dir. İMAR DURUMLARI: 1 Nolu Taşınmaz. Belediye ve İmar planı sınırları içerisinde olup, imar planında 5 katlı konut alanıdır. 2 Nolu Taşınmaz. Belediye ve İmar planı sınırları içerisinde olup, imar planında 5 katlı konut alanıdır. MUHAMMEN KIYMETLERİ: 1 Nolu Taşınmaz BAĞLIK MAH., 611 ADA, 1 PARSEL 262.000,00 YTL 2 Nolu Taşınmaz BAĞLIK MAH., 611 ADA, 10 PARSEL 289.000,00 YTL SATIŞ SAATLERİ: 1 NOLU TAŞINMAZ İÇİN: Birinci satış 11/01/2008 günü, saat 10.00’dan 10.10’a kadar. İkinci satış 21/01/2008 günü, saat 10.00’dan 10.10’a kadar. 2 NOLU TAŞINMAZ İÇİN: Birinci satış 11/01/2008 günü, saat 10.20’den 10.30’a kadar. İkinci satış 21/01/2008 günü, saat 10.20’den 10.30’a kadar. SATIŞ ŞARTLARI: 1 NOLU TAŞINMAZ İÇİN Satış 11/01/2008 günü, saat 10.00’dan 10.10’a kadar, 2 NOLU TAŞINMAZ İÇİN Satış 11/01/2008 günü, saat 10.20’den 10.30’a kadar, Kumluca Hükümet Konağı önünde, açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve öncelikli alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 1 nolu taşınmaz, 21/01/2008 günü saat 10.00’dan 10.10’a kadar; 2 nolu taşınmaz, 21.01.2008 günü saat 10.20’den 10.30’a kadar aynı yerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına önceliği olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. %18 KDV, tellaliye, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairelerimize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4Satış bedeli hemen veya verilen müddet içerisinde ödenmez ise, İ.İ.K.nın 133. maddesi uyarınca ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satış ilanı, ilgililerin tapu kaydında yazılı adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması halinde veya adresleri bilinemeyenler için de işbu satış ilanının İLANEN TEBLİGAT yerine kaim olacağı, 7Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/396 Tal. Sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 19.11.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 64987) T.C. ÇORLU 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2006 746 Ta. Bir borçtan dolayı hacizli bulunan, Tapu Kaydı: Çorlu İlçesi, Nusratiye Mahl., 171 Ada, 21 Parselde kayıtlı, l. kat. 5 nolu mesken. Özellikleri: Taşınmaz 8/80 arsa paylı, 5 nolu mesken olup, taşınmaz 85 m2’dir. Taşınmaz 2 oda, 1 salon, Mutfak, Banyo wc, banyo ve iki balkondan ibarettir. Salon ve odalarda yerler parke, ıslak zeminler ve antre seramik kaplıdır. Mutfak dolapları vardır. Pencereler Pvc kaplıdır. Sobalıdır. Asansörü yoktur. Bina yaklaşık 16 yıllıktır. İmar Durumu: Ticari sahada kalmakta olup, bitişik nizam 6 kattır. Değeri: 60.000,00 YTL Satış Saati: 14.3014.40 Açık artırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları: 1 Satış 14.01.2008 Pazartesi günü, yukarıda yazılı saatler arasında ÇORLU 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetinin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar versa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şarti ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 24.01.2008 Perşembe günü, yukarıda yazılı saatler arasında ÇORLU 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’nde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin %20’si nispetinde pey akçesi (YT Lirası veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir.) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı satış bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masrafları ile KDV, tapu alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlara tebliğ yerine kâim olacağı ilan olunur. 30.11.2007 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 65794) 1 . 1 M İ LYA R D O L A R Sabahatv iyi bir satışmış Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, TMSF’nin ihale modelinin çok şeffaf ve rekabetçi olduğunu savunarak Sabahatv satışının “iyi bir satış” olduğunu söyledi. Ertürk, “Biz kimseyi kolundan tutup zorla ihaleye sokmadık. TMSF’nin çok yetkileri var, ama bu yetkiyi henüz bize vermediler. İş adamlarını zorla ihaleye sokmak gibi bir yetkimiz henüz yok. Bu yetkiyi verirlerse onu da yapardık” diye konuştu. Bütün yatırımcıların ihaleye başından beri ilgi gösterdiğini, ama her birinin farklı sebeplerden dolayı ihaleye katılmaktan vazgeçtiğini kaydeden Ertürk, ihalede tek katılımcı olmasının ihale sürecinin şeffaflığını ve rekabetçi niteliğini asla bozmayacağını iddia etti. Sabahatv T.C. ALAŞEHİR SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN D.no: 2007/4 Satış GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANI Satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilen taşınmazların cinsi, adedi, kıymeti, evsafı: 1Alaşehir ilçesi, Kemaliye köyü, Payamaltı mevkii, 2883 parselde, 11792,00 m2. miktarında, taşınmaz üzerinde: 57 yaşlarında yüksek sistem çekirdeksiz üzüm bağı mevcut olup, toprak yapısı tınlı kumludur. Kemaliye Sulama Kooperatifinden ücreti mukabilinde her zaman sulama imkanına sahip bu taşınmazın, bağ yoluna cephesi bulunmakta olup, meyve ağacı ve sergi yeri bulunmayan bu taşınmazın muhammen bedeli 53.064,00 YTL. olup; Taşınmazın birinci ihale günü 04.02.2008 pazartesi günü, saat 09,30’dan 09,45’e kadar, ikinci ihale günü ise 10 gün sonra 14.02.2008 perşembe günü, saat 09,30’dan 09,45’e kadar olup; 2Alaşehir ilçesi, Kemaliye köyü, Payamaltı mevkii, 2887 parselde, 8655,00 m2. miktarında, taşınmaz üzerinde: 1015 yaşlarında yüksek sistem çekirdeksiz üzüm bağı mevcut olup, toprak yapısı tınlı kumludur. Kemaliye Sulama Kooperatifinden ücreti mukabilinde her zaman sulama imkanına sahip bu taşınmazın, bağ yoluna cephesi bulunmakta olup, meyve ağacı ve sergi yeri bulunmayan bu taşınmazın muhammen bedeli 38.947,00 YTL. olup; Taşınmazın birinci ihale günü 04.02.2008 pazartesi günü, saat 10,00’dan 10,15’e kadar, ikinci ihale günü ise 10 gün sonra 14.02.2008 perşembe günü saat 10,00’dan 10,15’e kadar olup; açık artırma suretiyle satışa çıkarılmıştır. Taşınmazların birinci ve ikinci ihale günlerinde satış yeri: Adliye yanı, belediye çay bahçesindeki açık artırma satış bürosunda yapılacaktır. Taşınmazların birinci ihalesinde muhammen bedellerinin %60’ını ve satış masraflarını geçer şekilde alıcı çıkmadığı takdirde en çok artıranın taahhüdü baki kalmak üzere 10 gün sonra yapılacak olan ikinci ihalesinde taşınmazların muhammen bedellerinin %40’ını ve satış masraflarını geçer şekilde fiyat verene ihale olunacaktır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmadığı takdirde satış düşürülür. 3İhaleye katılacakların muhammen bedelin %20’si nispetinde teminat yatırmaları gereklidir. Satış peşin para iledir.alıcı istediği takdirde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İki ihale arasındaki farktan ve temerrüt faizinden alıcı mesul tutulacak, hiçbir hükme hacet kalmaksızın yatırılan yüzde 20 teminattan öncelikle kesilecektir. Tellaliye ücreti satıcılara, ihale damga vergisi, %18 K.D.V. ile tapu harcı ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 4İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, isteyen alıcıya masrafı verildiği takdirde bir örneği gönderilebilir. Satışa iştirak edeceklerin, şartnameyi görmüş ve içeriğini kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2007/4 Satış sayılı dosya nosu ile müdürlüğümüze baş vurmaları ilan olunur. 29.11.2007 (Basın: 65667) Ahmet Ertürk Grubu’na 1.1 milyar dolar teklif veren Çalık Grubu’na ilişkin incelemeyi yapmak üzere, söz konusu dosyayı RTÜK ve Rekabet Kurulu’na gönderdiklerini dile getiren Ertürk, incelemelerin ve nihai onayın ardından Sabahatv’nin Çalık Grubu’na teslim edilmesine ilişkin sürecin başlatılacağını belirtti. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle