18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 KASIM 2007 PAZARTESİ 4 HABERLER Kuzey Irak’ta ABD’li yetkililere teslim edilen askerler, önce Diyarbakır’a ardından da Ankara’ya getirildi 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK 8 asker Türkiye’ye döndü DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) PKK’nin 21 Ekim’de Hakkâri’nin Dağlıca bölgesinde güvenlik güçlerine düzenlediği saldırının ardından irtibat kesilen 8 asker dün DTP’li milletvekillerinin arabuluculuğuyla Türkiye’ye döndü. 21 Ekim’de 12 askerin şehit olduğu, 16 askerin de yaralandığı saldırının ardından Adanalı Piyade Uzman Çavuş Halis Tan, Mardinli Piyade Er Ramazan Yüce, Gaziantepli Piyade Er İrfan Beyaz, Niğdeli Piyade Çavuş Mehmet Şenkul, Konya Cihanbeylili Piyade Er Nihat Başova, Ağrı Patnoslu Piyade Er İlhami Demir, Denizlili Piyade Er Fatih Atakul ile Hataylı Piyade Er Özhan Şabanoğlu’yla irtibatın kesildiği açıklanmıştı. 2 haftadır Kuzey Irak’ta tutulan askerler dün saat 05.00 sıralarında Federal Kürdistan Bölge Hükümeti İçişleri Bakanı Hacı Mahmut Osman, Uluslararası Tolerans Vakfı Baş Demokrasi... Kime ve Neye Yarıyor?.. Şu günlerde gösterimde olan bir film var: PERSEPOLİS. Komşumuz İran’da yakın tarihte neler olup bittiğini anlatan bir çizgi film. İran’da yaşayan bir genç kızın yaşamı çevresinde gelişen olaylarla İran’daki Şah rejimini, bu rejime nasıl her kesimden karşı çıkıldığını anlatıyor. Dincisiyle, komünistiyle bu rejimin devrilmesine çalışıldığını, halkın ayaklanması sonucunda Humeyni önderliğinde din devletinin nasıl kurulduğunu anlatıyor. Örtünmenin önce desteklenip sonra zorunlu hale getirildiği, şeriat hükümlerinin en katı biçimiyle uygulamaya nasıl konulduğunu gözler önüne seriyor. Bir Fransız yapımı olan film İran tarafından engellenmeye çalışılmış ama başarılamamış. Bence herkesin görmesi ve üzerinde uzun uzun düşünmesi gereken bir film. Filmin bir sahnesinde İran’da yapılan seçimlerle dinci partinin bütün oyların yüzde 99.9’unu nasıl aldığı da görülüyor. ‘Serbest seçimler’ dediğimiz oy sandığı demokrasisinin hangi sonuçlara yol açtığı da tarih boyunca tartışma yaratmıştır. Demokrasinin gerektirdiği üç önemli koşulun bulunmadığı yerlerde ‘oy sandığı demokrasisi’ hep umulmayan sonuçlara yol açar. Bu üç koşul, özgür iradesiyle karar verebilen bireylerin çoğunlukta olması, toplumun yönlendirilmesinde rol oynayan araçların bağımsız olması, temel demokratik ilkelerin (güçlerin ayrılığı, laiklik, birbirini anlama ve birlikte yaşama kültürü) kabul edilmesidir. Bu üç koşulun bulunmadığı toplumlarda sandık demokrasisi, Hitler gibi diktatörleri ve faşist partileri de iktidara getirebilir, İran’da olduğu gibi dinci ideolojilere de iktidar yolunu açabilir. Ülkemizde de 12 Eylül rejimi ‘sandık demokrasisi’ ile kurumlaşmış, hem 12 Eylül anayasası kabul edilmiş hem de Kenan Evren Devlet Başkanı seçilmiştir. Peki ne yapalım? Bu koşullar olmadığı zaman bu ‘sandık demokrasisi’nden vaz mı geçelim? Eğer vazgeçersek yerine ne koyalım? Bu soruların sorulması da, konunun tartışılması da zorunludur. Prof. Emre Kongar’ın yeni kitabı olan ‘Demokrasimizle Yüzleşmek’, bu konulara belli ölçülerde yanıt verme amacını taşıyor. Demokrasimizin zayıf noktalarını tartışmaya açan Prof. Kongar, çözümü gene demokrasinin güçlendirilmesinde buluyor. Ama ülkemize bakarsak elli yıldır, hatta CHP’nin İnönü dönemini de dikkate alırsak elli yıldan fazladır ülkemiz ‘sağ iktidarlar’ tarafından yönetilmektedir. Her zaman da ‘halkın din duyguları okşanarak’ sağ iktidarlar seçim kazanmışlardır. Milli Selamet Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından ise ‘din eksenini toplum yaşamının temel ekseni yapma’ niyeti açıkça ortaya konarak seçimler kazanılmıştır. Bu seçim serüveninin aynı doğrultuda sürüp gitmesini değiştirecek bir güçlü etken de ortada görünmemektedir. Üstelik de bu üstü örtülü niyeti karara ulaştıracak dış güçler de ‘Türkiye ılımlı İslam devletidir’ diyerek bu gidişe destek vermektedirler. Şimdi gidişi ortada olan bu durumu tartışmayalım mı? ‘Demokrasi’ sözcüğünü kutsal bir ikon yerine koyup soruna yaklaşmaktan kaçınalım mı? ‘Demokrasi’, bu biçimiyle kimlere ve nelere hizmet ediyor? Özgür iradesiyle karar verebilen bireyler ülkede çoğunluk değilse, toplumu yönlendiren araçlar olan medya iktidarın ve paranın egemenliğinde ise, güçler ayrılığı her yönüyle törpüleniyorsa, ‘sandık demokrasisi’ kime ve neye hizmet ediyor? Atatürk Cumhuriyeti tehlikeye düşmüşse, ülke bölünme tehlikesi içine düşürülmüşse öyle durup, sonucu kabullenecek miyiz? Ben bu duruma ‘Hayır’ diyorum ve pek çok yurtseverin benim gibi düşündüğüne, benim gibi içinde kaynayan ‘Bir şey yapmalıyız ve gecikmeden yapmalıyız’ düşüncesine sahip olduğuna inanıyorum. Öyleyse ‘Ne yapmalıyız?’... emal:[email protected] [email protected] www.erdalatabek.com Genelkurmay: TSK bünyesine katıldılar Askerlerin Türkiye’ye getirildiği, Genelkurmay tarafından da doğrulandı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan basın açıklamasında da, “22 Ekim 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı tarafından, Hakkâri/Dağlıca’da PKK terör örgütü mensupları ile meydana gelen çatışmada 8 TSK personeli ile irtibatın kesildiği bildirilmiştir. Anılan 8 personel, 04 Kasım 2007 tarihi itibarıyla TSK bünyesine katılmış bulunmaktadır” denildi. yetkililere verildi. Askerler, ABD’ye ait özel bir uçakla Türkiye’ye gönderildi. Askerleri taşıyan uçakta, Irak Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Casim ve koalisyon güçlerinin komutanı David Petraeus’un da bulunduğu ifade edildi. Petraeus’un adı, Süleymaniye kentinde Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayıyla da gündeme gelmişti. Saat 13.00 sıralarında Diyarbakır’a inen uçaktaki askerler bu kez Türk Hava Kuvvetleri’ne ait uçakla Ankara’ya gönderildi. kanı Kerim Sincari, DTP milletvekilleri Osman Özçelik, Aysel Tuğluk ve Fatma Kurtulan’dan oluşan heyete teslim edildi. Hakkâri’nin Çukurca ilçesinin karşısında kalan Kuzey Irak’taki Zap bölgesindeki Çemço mevkiinde gerçekleştirilen teslim sırasında heyetle PKK’liler arasında protokol imzalandığı öne sürüldü. Askerler daha sonra Kuzey Irak’taki Erbil Havaalanı’na ulaştırıldı. Askerler burada da heyet tarafından bu kez Irak’taki işgal gücü olan ABD’li DTP’li Osman Özçelik, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada askerlerin kendilerine herhangi bir reaksiyon göstermediklerini söyledi. Askerlerin ABD’li yetkililere teslim edilme gerekçesinin sorulması üzerine Özçelik, “Bizim o askerleri Türkiye’ye teslim etmek gibi bir görevimiz olamazdı. Artık iki ülke, iki devlet arasındaki süreç başlamış olduğundan askerleri ABD’li yetkililere verdik.” dedi. Fatma Kurtulan da askerlerin sağlık durumunun iyi olduğunu açıkladı. Kurtulan, protokol imzalanırken askerlerin herhangi bir şiddete maruz kalmadıklarını söylediklerini anlattı. Askerler yola çıkmadan önce açıklama yapan bölgesel yönetimin Divan Başkanı Fuad Hüseyin, Mesud Barzani, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve Bölgesel Yönetim Başbakanı Neçirvan Barzani’nin şahsi ve insani girişimleriyle askerlerin serbest bırakıldığını savundu. ABD’DEKİ GÖRÜŞME ÖNCESİ ABD’DEN IRAK HÜKÜMETİNE ÖVGÜ Zamanlama dikkat çekti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İki hafta önce Hakkâri Dağlıca’da terör örgütü üyelerince düzenlenen saldırının ardından haber alınamayan askerlerin serbest bırakılmasında “zamanlama”ya dikkat çekiliyor. Serbest bırakılmanın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti ve Irak’a komşu ülkeler toplantısıyla aynı tarihlere getirilirken, hem örgüt hem de Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin Türkiye’nin olası sınır ötesi operasyonunun önüne geçmeyi amaçladığı dile getiriliyor. Askerlerin serbest bırakılması için günlerdir çeşitli taraflarca yoğun girişimler yapılıyordu. Ancak bu girişimler, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, Ankara ve İstanbul’da Türk hükümeti ile, İstanbul’da Genişletilmiş Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı’na katılan Irak hükümeti üyeleri ile yaptığı yoğun görüşmelerin ardından sonuç verdi. Irak toplantısı için İstanbul’a gelen Irak Başkakanı Nuri el Maliki ve Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari de bu yönde mesajlar vermişlerdi. İstanbul’a gelen Irak Hükümet Sözcüsü Ali el Debbağ da askerlerin hafta sonunda serbest bırakılacağı yönünde ifadelerde bulunmuştu. ‘Çabalarını alkışlıyoruz’ ELÇİN POYRAZLAR Hüzün sevince dönüştü Hakkâri Dağlıca’da PKK’liler tarafından düzenlenen saldırının ardından haber alınamayan askerlerin Türkiye’ye dönmeleri ailelerine bayram havası yaşattı. Askerler, Türkiye’ye getirildikten sonra aileleriyle telefonla konuşarak “Emin ellerdeyiz” dediler. Gaziantepli 22 yaşındaki er İrfan Beyaz’ın babası Halil Beyaz, oğluna kavuştuğunda ilk olarak, birlikte girdiği çatışmada şehit olan Mehmet Cücük’ün ailesinin yanına götüreceğini belirterek şöyle devam etti: “Mehmet Cücük, oğlumun acemi eğitimini de birlikte yaptığı arkadaşıydı. İrfan artık iki ailenin de çocuğu olacak.” Mardinli Ramazan Yüce’nin Mersin’de yaşayan annesi Fatma Yüce, Kürtçe ağıt yakıp “Ramazan’ım kurtuldun” diyerek gözyaşı döktü. (Fotoğraf:AA) WASHINGTON ABD Hakkâri’deki saldırının ardından haber alınamayan 8 Türk askerinin serbest bırakılmasını memnuniyetle karşıladıkları yönünde açıklama yaptı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack’in ofisinden yapılan yazılı açıklamada “Irak hükümetinin askerlerin güvenli bir biçimde serbest bırakılmasına yönelik çabalarını alkışlıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Sekiz askerin önce Iraklı yetkililere, ardından da Türk makamlarına gönderilmek üzere ABD askeri personeline teslim edildiği belirtilen açıklamada “Türkiye, Irak ve ABD’nin ortak düşmanı PKK ile savaşta, Irak ve Türkiye arasındaki acil işbirliğinin sürdürülmesi ve derinleştirilmesi” çağrısında bulunuldu. Açıklamada Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, İstanbul’da terorizme karşı işbirliğini artırma yollarını ele aldığı belirtilerek “Terörist bir örgüt olarak PKK’yi kınadığımızı bir kez daha yineliyoruz ve PKK’yi terörist eylemlerine son vererek koşulsuz olarak silah bırakmaya çağırıyoruz” denildi. CHP LİDERİ DENİZ BAYKAL ‘Tedbirli olmalıyız’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, haber alınamayan 8 askerin Türkiye’ye getirilmesini “memnuniyetle” karşıladığını söyledi. CHP lideri Deniz Baykal, SHP Onursal Genel Başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü’nün Teşvikiye Camii’ndeki cenaze töreninde, terör örgütünün 21 Ekim’de Hakkâri Dağlıca’daki kanlı pususunun ardından haber alınamayan askerlerin Türkiye’ye getirilmesiyle ilgili sorular üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu konularda gelecekte benzer olaylar ortaya çıkmaması için ne yapılması gerektiğini düşünmeliyiz. Ona göre tutarlı ve tedbirli olmaya ihtiyaç var. Terörle mücadele konusu, Türkiye’nin en temel konusudur. Bu mücadelede yapılacak yanlışlıkların çok ağır sonuçları ortaya çıkıyor. Bazen şehit sayısında, bazen kaçırılan askerlerde kendisini gösteriyor. Bunun uzatılmadan, bir an önce, yeni bir acı yaşanmadan noktalanmış olmasını memnuniyetle karşılıyorum.’’ NEÇİRVAN BARZANİ DTP GENEL BAŞKANI AHMET TÜRK ‘Mutlu sonla bitmesi önemli’ İstanbul Haber Servisi DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, terör örgütü PKK tarafından iki hafta önce Hakkâri Dağlıca’da düzenlenen saldırının ardından haber alınamayan askerlerin Türkiye’ye dönmesiyle ilgili olarak “Askerlerin ailelerine kavuşmaları bizim için önemli” dedi. Türk gazetecilerin “Askerlerin serbest bırakılmasında partinizin rolü oldu mu’’ sorusunu şöyle yanıtladı: “Biz bu konuda daha önce çağrımızı yapmıştık. Bunların ailelere teslim edilmesi konusunda bir talebimiz olmuştu. Bu konuda insani boyutuyla olayı ele alıp gereken çalışmaları yaptık. Gereken ilişkileri kurmaya çalıştık. Arkadaşlarımız da zaten bununla ilgili Erbil’e gittiler ve bunun mutlu bir sonla sonuçlanması, ailelerine kavuşmaları bizim için önemli. Biz meseleyi siyasi boyutuyla hiç tartışmadık. Sadece insani boyutuyla, bize düşen sorumluluğun olduğuna inandık ve onu yerine getirmeye çalıştık.’’ ‘PKK bizim için de sorun’ Haber Merkezi Irak’taki Bölgesel Kürt Hükümeti’nin Başbakanı Neçirvan Barzani, PKK’nin sadece Türkiye değil Kürt yönetimi için de sorun teşkil ettiğini kaydederek, Ankara’nın çözüm için masaya kendilerini de davet etmesi gerektiğini savundu. NTV’nin sorularını yanıtlayan Barzani, PKK’nin kendi topraklarını kullanarak Türkiye’ye saldırmasından rahatsızlık duyduklarını ancak çözüm için masada mutlaka Kürt hükümetinin de bulunması gerektiğini söyledi. Barzani, “Oysa Türk hükümeti bizi tanımadığını söylüyor. Türkiye bizimle masaya oturmadıkça naNeçirvan Barzani sıl çözüm bulunabilir ki” dedi. PKK’nin lojistik desteğini kesmek için bir dizi önlem aldıklarını ve almaya devam edeceklerini belirten Barzani, sınır ötesi operasyona karşı olduklarını da yineledi. Barzani, “Askeri operasyon bu sorunu çözmez. Her iki tarafın da yararına olan şey itidal ve sabırdır. Birlikte masaya oturup çözüm aramalıyız. Şimdi elimizde bu fırsat var. ” diye konuştu. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle