25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 KASIM 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Washington yönetimi, Türkiye’yi Irak’ın kuzeyinde İran’a karşı ‘denge’ unsuru yapmak istiyor PERŞEMBE ORHAN BURSALI Washington’ın Kürt planı KARAYILAN NEDEN SUSTU? BAHADIR SELİM DİLEK Türkiye’de Başarılı Bilim AKP’nin gelişmelerini önlemek için epey çalıştığı (tıp fakültelerine hasta yığma, milyonlarca liralık birikmiş alacaklarını ödememe, kadro vermeme, araştırma fonlarına el koyma –ve yeni açtığı üniversitelere bile gerekli kaynakları aktarmama–) üniversitelerimiz başarılı bir gelişme grafiği gösteriyor! Yarınki (–ve önceki haftalardaki) Cumhuriyet Bilim Teknoloji’de yer alan hem üniversitelerimize hem de teknoloji şirketlerine ilişkin başarı haberlerine bakıyorum, ülkemde siyasal gelişmeler insanı ne kadar kötümser yapıyor ise iyi şeyler de insanın yüreğini ferahlatıyor. Bir kaç örnek: ??? * ODTÜ’den Prof. Levent Toppare ve genç araştırmacıları, “malzeme, cep telefonu, televizyon, elektronik gazete gibi görüntülü cihazların ekranlarında kullanılabilecek” yeni bir polimerik elektrokromik malzeme geliştirdi! Sanayiciye duyurulur! * İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden Prof. Sema Birler ve ekibi, ilk İskoç kopya koyun Dolly’den 11 yıl sonra bile olsa, Oyalı adını verdikleri “kopya kuzu” doğurttular. İkinci koyun da şu günlerde 34 kopya kuzu daha doğurmak üzere! Bunun önemi, dünyada uygulanan bir teknolojinin ülkemizde de gerçekleştirilmesi; ve yeni insan sağlığı ve hayvancılık araştırmalarında bir temel oluşturulması... Programda, hayvanlarda kök hücre elde edimiyle transgenik hayvan üretimi var. Bu sonuncudan (yabancı gen aşılanmış hayvanlardan) ilaç sanayi için sütten protein elde edilmek amaçlanıyor! Kolay gelsin, geç oldu temiz oldu! * ODTÜ’de insansız uçak yapılmıştı, şimdi kanat açıklığı 4.3 metre olan daha büyüğü ve daha çok amaçlısı yapıldı! (Prof. Nafız Alemdaroğlu ve ekibi) * Yine aynı üniversitemizden Prof. Tayfun Akın ve Prof. Cengiz Beşikci ve arkadaşları, dünyada ilk kez çift bantlı ile çok hassas, hafif, küçük silahlara bile takılabilecek kızılötesi dedektörler üretti! * 7. Teknoloji Ödülleri’nde finale kalan 14 projeye baktığınızda, hepsi yenilikçi bir teknolojik gelişmenin ürünleri! Tamamen bilim insanı, mühendis, teknoloji insanlarından oluşan Bilgi Toplumu şirketlerimiz dünyaya ayak uydurma, rekabetçi bir kimliğe bürünme çabasında! * Yine yarınki dergimizde, TESİD’in, yani elektronik sanayicilerinin her yıl verdikleri Yenilikçilik ve Yaratıcılık ödüllerine başvurup da finale kalan 14 proje var! * Bu arada yine bir Türk şirketi, Artesis’e, üretim sırasında arızaları önceden haber veren projesine, İngiltere’den Yenilikçi Büyük Ödülü verildiği haberi geldi! * İstanbul Sanayi Odası’nın 6. Sanayi Kongresi’nde de gerçekten çok önemli teknoloji başarı öyküleri dinledik... İlginç olan bir noktayı vurgulamak isterim: Burada, kendi alın teri, emeği, bilgisi ve mühendislik yeteneğiyle ülke içinde önemli başarılara imza atan şirket ve insanlarımızın hemen hepsi “ulusal teknoloji yaratma” tutkunu! Ve ulusal destek sistemlerinin hızla geliştirilmesi arzusunda! Hepsi yerden göğe haklı! Çünkü ülkenin ayakta kalması buna bağlı! Teknolojide başarı öykülerine CBT’de geniş yer vereceğiz! ??? Üniversitelerimiz dünyada, son 25 yıl içinde, uluslararası bilim dergilerinde, son 25 yılda toplam 98 bini aşkın makale yayımladılar ve Türkiye’yi 20. sıraya oturttular! Klinik tıpçılar 38 bin makaleyle başı çekiyor! Prof. Altan Onat’a göre, “Tıbba bilimsel katkımız son çeyrek yüzyılda her 7 yılda ikiye katlandı ve tıp atıflarında dünyadaki payımız binde 0.43’ten binde 4.4’e, ülkeler sıralamasında 24’üncülüğe yükseldi”... Onat, haklı, üniversitelerimiz ülkemizde diğer sektörler arasında çok başarılı! Evet, eleştirebiliriz, yeterli bulmayız, ama ülkemizin uluslararası çeşitli göstergelerde grafiğini tek yükselten sektör, bilim, üniversite sektörü ve beğenmediğimiz bilim insanlarımız! İlginçtir, AKP yöneticileri ve dinci basındaki her türden yardakçısı, üniversitelere yönelik AKP operasyonlarına zemin hazırlamak için, üniversiteleri mümkün olduğunca kötü göstermek peşinde nefes nefese koşuyor! Buna karşı yanıt, daha iyi, daha yüksek, daha ileri, daha kaliteli bilim ve araştırmaları örgütlemektir!.. Kandil’de saklambaç oynamak MEHMET FARAÇ Murat Karayılan ve Cemil Bayık’ın yakalandığı yolundaki haberlerin üzerinden bir haftayı aşkın süre geçmesine karşın kamuoyu bu konuda doğru ve sağlıklı bir bilgiye ulaşamıyor. İkilinin davranışları ilginç ipuçları veriyor! KandilPentagon hattında hangi oyun oynanıyor? PKK yöneticilerinin akibetiyle ilgili gizemi derinleşteren haber 21 Kasım gecesi medyaya sızdı. Aradan 8 gün geçmesine karşın bu iddiaları doğrulayacak bir gelişme yaşanmadı. Ancak iki militanın davranışlarından yola çıkarak bir saptama yapmak hiç de zor görünmüyor. Örneğin Bayık’ın yakalanma haberleri medyaya yansımadan 12 saat önce örgütün yayın organlarına demeç verdiği unutuluyor. “Cemil Bayık’tan halka ve PKK kadrolarına çağrı” başlığıyla verilen haberde, PKK yöneticisi “dayatılan tasfiye planına karşı sürekli bir direniş içerisinde olacaklarını” öne sürüyor. Aynı haberde Amerikan yönetimine uyarılarda bulunan Bayık, “İstersek istikrarsızlık yaratabilir, çıkarları tehlikeye sokabiliriz. Özellikle ABD, KYB ve KDP’nin bunu anlaması gerekiyor” diyor. Bayık bu tehdidin ardından “Asla ve asla onların dayattığı teslimiyeti kabul etmeyeceğiz” demesine karşın aynı günün gecesinde Karayılan’la birlikte yakalandıkları yolundaki haberler gündeme geliyor! Oysa bir ABD üssünde tutulduğu ileri sürülen Bayık, susmuyor! 26 Kasım günü de PKK’nin yayın organı Roj TV’deki aktüel programına telefonla bağlanıyor ve “Bir daha kaybedersek, kolay kolay kendimizi toparlayamayız. Bundan dolayı herkes bu komploya karşı elinden geleni yapmalıdır” diye uyarılarda bile bulunuyor. İZEMLİ SUSKUNLUK G Oysa örgütün Kandil’deki bir numaralı ismi Karayılan’ın sesi, yakalandıkları haberinin ardından, belki de oynadıkları oyun(!) gereği gizemli biçimde kısılıyor! Karayılan’ın özellikle PKK’nin yayın organlarından ANF’ye yaptığı açıklamalarının kronolojisi de bu gizemi derinleştiriyor: 18 Ekim’de iki açıklaması ANF’de yayımlanan Karayılan, sabah saatlerinde “Savaş Türkiye kentlerine yayılır”, öğleden sonra ise “Irak’ın tavrı kişiliksiz” diyor. 19 Ekim’de “Petrol kaynaklarını vururuz” sözleri nedeniyle Karayılan ANF’ye haber oluyor. 26 Ekim’de “Washington’a çağrı”, 27 Ekim’de ise “Kurumlarınızı koruyun” başlıklı röportajlarına yer verilen Karayılan, 3 Kasım’a kadar PKK bültenlerinde yer almıyor. PKK yöneticisi 4 Kasım’da “ABD barış için tavır alsın” diyor, 5 Kasım’da ise “Beyaz Saray’a çağrı” ve “Hükümet askerler için temas kurdu” şeklinde iki röpörtajda ısrarla ABD’ye sesleniyor! Karayılan o günkü açıklamalarında önce, “Öz gücümüze dayanarak siyaset yapma yeteneğini gösterdiğimiz için bugün Ortadoğu bölgesinde aktif bir siyaset aksiyonu olabilmekteyiz” diyerek ilginç bir mesaj veriyor sonra da, “Kaçarılan askerlerin serbest bırakılması ABD ve AB’nin bir talebi olarak KDP ve KYB yoluyla bize iletilmiştir” sözleriyle derin bağlantılarını açığa veriyor! ÇÜNCÜ ADAM DEVREDE Ü Karayılan işte bu tarihten itibaren ortalıkta ya da en azından ANF’nin bültenlerinde görünmüyor. Belki de oyun gereği saklanıyor! Ancak çok ilginçtir ki, Karayılan’ın ABD’ye yönelik ısrarlı çağrılarının ardından Washington gerçekten devreye giriyor. ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı General James Cartwright ve Irak’taki komutan David Petraeus 20 Kasım’da Ankara’da Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun’la bir araya geliyor! Bayık ve Karayılan’ın yakalandıkları iddiası işte bu görüşmeden bir gün sonra 21 Kasım gecesi gündeme düşüyor! ANF ise aynı gün “PKK kaynaklarının bu tür haberleri moral bozma amaçlı bulduğunu” duyuruyor. Karayılan’ın içine girdiği suskunluk kafa karıştırıyor. Çünkü PKK’nin 27 Kasım’daki kuruluş yıldönümünde bile üçüncü adam konumundaki Duran Kalkan açıklamalar yapmak zorunda kalıyor! Kalkan’ın açıklamaları ANF bültenlerinde 25 ve 27 Kasım tarihlerinde yer alıyor. Ne Bayık ne de Karayılan’ın örgütün 29. kuruluş yıldönümüyle ilgili ortaya çıkmaları çok dikkat çekiyor! PKK’nin dün de devam eden suskunluğunu adı hiç öne çıkmayan Sozdar Avesta’nın ANF’ye yaptığı açıklamalar bozuyor. Avesta, “Somut siyasal projeler olmadan yeni bir ateşkes ilan etmeyeceklerini” söyleyerek örgütün tüm kapıları kapattığını duyuruyor! Karayılan o kapının ardında kış uykusunda yatmıyor! Belki de Kandil’in çevresinde David Petraeus’la saklambaç oynuyor! “Besse” (yeter) dersem çık, “Biji” (yaşa) dersem çıkma!.. ANKARA ABD yönetiminin Türkiye’yi Ortadoğu politikası içinde iki stratejik noktada kullanmak istediği ortaya çıktı. Washington yönetimi yeni Kürt planıyla, terör örgütü PKK’nin etkisizleştirilmesine karşılık hem “Kerkük petrolünün Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara çıkarılmasını”, hem de Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde İran’ın olası etkisini kırmak için devreye girmesini amaçladı. ABD’nin Kürt planına göre, Washington yönetimi için stratejik önemi olan bu iki konunun yaşama geçirilebilmesi, Ankara’nın bölgesel Kürt yönetimi lideri Barzani ile temas kurmasına bağlı olacak. ABD bu planın yaşama geçirilmesi için önce terör örgütü PKK’nin etsizleştirilmesi yönünde adım atarak düğmeye bastı. Türkiye’de bütün dikkatler, PKK ile mücadele üzerine yoğunlaşsa da sürecin görünmeyen yüzünde ciddi bir petrol pazarlığının yapıldığı ortaya çıktı. ABD yeni Kürt planı çerçevesinde KerkükYumurtalık hat ? Türkiye’yi Ortadoğu politikasında kullanmak isteyen Washington yönetimi yeni Kürt planıyla, terör örgütü PKK’nin etkisizleştirilmesine karşılık hem “Kerkük petrolünün Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara çıkarılmasını” hem de Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde İran’ın olası etkisini kırmak için devreye girmesini amaçladı. tının bir an önce sorunsuz olarak faaliyete geçirilmesini istedi. Bunun için de Ankara’nın Barzani ile temas kurması koşulunu ortaya koydu. ARZANİ’YLE B DİYALOG BASKISI Karşılığında da terör örgütünün baskı altında tutulacağı, Türkiye’ye yönelik terörist faaliyetlerinin engelleneceği güvencesini verirken, bunu da yine Barzani aracılığı ile yapacağı görüşünü iletti. Böylece, hem Türkiye’nin terör ile mücadelede beklentilerinin karşılanması hem de Barzani’nin Ankara karşısında meşruiyetinin sağlanması amaçlandı. Washington yönetimi, Türkiye’nin “hayır” demesi durumunda, KerkükYumurtalık’a alternatif olarak gündeme getirilen KerkükMusulHayfa hattını destekleyeceği mesajını verirken, ABD için önemli olanın Irak petrolünün sorunsuz şekilde uluslararası piyasalara çıkarılması olduğu görüşünü Ankara’nın önüne koydu. Washington yönetimi, AKP hükümetine, “Sadece terör konusu gibi bakmayın. Bölgesel Kürt yönetimini görmezden gelirseniz, petrol denkleminden de dışlanırsınız” mesajını da iletince, ABD’nin Ortadoğu’da Türkiye’ye yeni bir rol vermek istediği de ortaya çıktı. KerkükMusulHayfa hattının devreye girmesi, Türkiye’nin Irak’ın petrol ve gaz sisteminden tamamen dışlanması anlamına geliyor. ABD yönetimi hem resmi hem de gayrı gesmi kanallar aracılığı ile Türkiye’nin Mesut Barzani ile temas kurması için bastırıp, “Bölgesel Kürt yöne timi ile temas kurmazsanız, KerkükYumurtalık yerine KerkükMusulHafya’yı destekleriz. Türkiye ile bölgesel Kürt yönetimi arasında resmi temas olmaz ise KerkükYumurtalık hattının da güvenliğinden söz edilemez. Bağdat yönetimi buranın güvenliğini sağlayamıyor” görüşünü AKP’nin önüne koydu. PLANI İRAN Kürt açılımı konusunda ABD yönetiminin stratejik açıdan ikinci yaklaşımı İran konusunda oldu. Washington yönetimi Türkiye’yi Irak’ın kuzeyinde İran’ın giderek güçlenmeye başlayan etkisini kırmak için kullanma çabasına girdi. Bunun için de yine PKK ile mücadeleye karşılık Barzani ile temas kurulması koşulunu getirdi. ABD’ye göre eğer Ankara, Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim ile ilişki kurarsa, İran’ın yararlanmak istediği boşluk Türkiye tarafından doldurulmuş olacak. Bu durumda ise Türkiye ister istemez İran ile Irak’ta karşı karşıya gelecek. İzmir şehidini uğurladı Şırnak’ta askeri aracın devrilmesi sonucu şehit olan Jandarma Komando Onbaşı Ferdi Tosun’un cenazesi, İzmir’de toprağa verildi. Tosun için dün Karşıyaka Beşikçioğlu Cami’sinde tören düzenlendi. Törene, İzmir Vali Vekili Celalettin Eran, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Erdal Bucak, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Yusuf Ali Karaman, Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Yalçın Kaya katıldı. Cenaze töreninde, Tosun’un yakınları, “Şehitler ölmez vatan bölünmez’’ sloganı attı. Kılınan öğle ve cenaze namazlarının ardından şehit onbaşının Türk bayrağına sarılı cenazesi, bir süre top arabasında taşındı. Tosun’un cenazesi Kadifekale Şehitliği’nde toprağa verildi. (Fotoğraf: OZAN YAYMAN) STK, meslek odaları ve ölen PKK’lilerin aileleriyle görüştüler ABD’liler Güneydoğu’da MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Ankara’da ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ile beraber çoğu Kürt kökenli milletvekiliyle kahvaltıda bir araya gelen ABD’li Cumhuriyetçi Kongre üyesi Chris Shays, bölgede sivil toplum kuruluşu ve meslek odalarının temsilcileriyle görüştü. Shays’in bölge gezisiyle birlikte, ABD’nin Türkiye ile Irak arasında her hafta rutin gümrük toplantısı düzenlediği de anlaşıldı. Shays’in, dağda iki çocuğu öldürülen, kocası da kayıp olan bir kadınla da görüştüğü öğrenildi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’ın konutunda KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, HAKPAR Genel Başkanı Sertaç Bucak, AKP Diyarbakır milletvekilleri Abdurrahman Kurt ve İhsan Aslan, AKP Siirt Milletvekili Afif Demirkıran, eski CHP milletvekili Mesut Değer, eski FP milletvekili Haşim Haşimi ile kahvaltıda bir araya geldikten sonra temaslarını sürdüren Amerikan Kongresi’nin Cumhuriyetçi üyelerinden Chris Shays, önceki akşam Diyarbakır’a geçti. Shays, Dedeman Oteli’nde Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD) Genel Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu ve Kalkınma Merkezi Derneği Başkanı ve eski GAPGİDEM uzmanlarından Nurcan Baysal ile bir araya geldi. ABD Kongresi’nin bir üyesi olarak, bölgenin ekonomik ve siyasal nabzını tutmak için bu geziyi düzenlediğini aktaran Shays, görüşmesi sırasında katılımcılardan bilgi aldı. Shays’ın son gelişmelerin bölgeye etkileri ile bölgenin ekonomik ve sosyal yapısı hakkında sorular sorduğu öğrenilirken, ekonomik potansiyel ile yatırım olanaklarının neler olduğunu da ele aldığı bildirildi. GAP kapsamındaki sulama kanallarındaki ilerlemeyle ilgili de bilgi edinmek isteyen Shays, ayrıca bölgede son olaylar ekseninde insan hakları ihlali olup olmadığını sordu. Shays’ın üzerinde durduğu bir başka noktanın da Güneydoğu’nun ve tüm Türkiye’nin Irak ve Kuzey Irak’la olan ticaret hacmi olduğu öğrenildi. LEN PKK’LİNİN ANNESİNE ZİYARET Ö Bu arada Shays’ın, iki oğlu PKK’nin dağ kadrosundayken çıkan çatışmalarda öldürülen, 70 yaşındaki kocası ise kayıp olan Dışla Özgen adlı yaşlı bir kadınla da görüştüğü öğrenildi. Ancak görüşmenin yeri ve içeriği konusunda bir bilgi edinilemedi. Bu görüşmenin ardından geceyi Diyarbakır’da geçiren Shays, sabah saatlerinde de Şırnak’ın Silopi ve Cizre ilçelerine gitti. Shays’ın bölge gezisiyle birlikte her çarşamba Türkiye’den Habur Gümrük Kapısı, Kuzey Irak’tan da Halil İbrahim Sınır Kapısı yetkililerinin katılımıyla ABD’lilerin gözetiminde “gümrük toplantısı” düzenlendiği ortaya çıktı. Shays Habur Gümrük Kapısı’nda düzenlenen bu toplantıya da katıldı. ABD’nin Adana Başkonsolosu Eric Green’in de eşlik ettiği Shays, daha sonra Halil İbrahim Sınır Kapısı’na geçerek iki bölge arasındaki farkı inceledi. Dönüşte gazetecilerin sorularını yanıtlayan Shays, şimdiye kadar Türkiye’ye 18 kez geldiğini, ancak ilk kez doğu kentlerini gördüğünü söyledi. ABD ile Türkiye arasındaki dostluk ilişkisinin gelişmesini istediklerini ifade eden Shays, “Kongre üyesi birçok arkadaşım ve başkanımız PKK konusunda epey endişeliler. Biz PKK’yi Türkiye’nin bir düşmanı, Irak’ın düşmanı ve ABD’nin de bir düşmanı olarak görmekteyiz. Bu terörle mücadelede her şeyi yapabildiğimizden emin olmak için burada bulunuyoruz. Sonuç olarak her ne sorun varsa bunun çözümü terör yoluyla değil, diyalog ile olacaktır’’ dedi. Shays daha sonra Cizre’ye geçerek burada Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Balkan ve Cizre Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Adnan Elçi ile basına kapalı bir görüşme yaptı. Shays, görüşmenin ardından Adana’ya hareket etti. obursali?cumhuriyet.com.tr ‘KÜRT MİLLETVEKİLİ OLAMAZ’ Emekli subaylardan Wilson’a mektup ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Başkanı Emekli Tümgeneral Rıza Küçükoğlu, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’a gönderdiği mektupta, “Siz Sayın Büyükelçi’nin inisiyatifi ile ABD’nin Türkiye’yi ziyaret eden Kongre üyeleri ile ‘sözde Kürt milletvekillerinin’ görüştükleri haberi, TESUD mensuplarını ve Türk ulusunu son derece üzmüştür” dedi. Küçükoğlu, mektupta şunları kaydetti: “Bu inisiyatifinizin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile şekillenen Türkiye Cumhuriyeti devlet düzeni ile bağdaşmadığı konusunu hatırlatıyoruz. TBMM mensubu milletvekilleri, Türk ulusunun tamamını temsil etmektedirler. Ülkemiz anayasa düzeni federalizmi, bölge ve etnik temsili sistemini kesinlikle kabul etmemektedir. Anayasanın 66. maddesine göre, ‘Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’. Kürt milletvekili olamaz. Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve milletiyle bir bütündür. Etnik, mezhep, ırk, cinsiyet ve renk ayrımını öngören her türlü eylem anayasamızın 14. maddesi ile cezalandırılmayı öngörür. Önerimiz, etnik ayrımcılığı simgeleyen bu hareketi hemen sona erdirmeniz, ‘Kürt sorunu’ yerine ‘terör sorunu’ anlayışını benimsemeniz, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız, egemen, üniter, laik bir ulus devlet olduğu gerçeğini benimsemeniz, kongre üyelerinin tarafsız bakış açısı ile incelemeler yapmalarına uygun ortam hazırlamanız.” WASHINGTON’IN NABIZ TURU DTP’Yİ KIZDIRDI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Büyükelçisi Ross Wilson, Kürt sorunu, Kuzey Irak’ın geleceği, Irak ve İran’daki gelişmelerle ilgili nabız turunu sürdürüyor. Wilson, bugün de ÖDP lideri Ufuk Uras ve bazı AKP’li bölge milletvekillerini öğle yemeğine davet etti. AKP’lilerin mazeret bildirdikleri, yemeğe katılmayacakları öğrenildi. Uras, dün düzenlediği basın toplantısında, şiddet ve inkârla Kürt sorununun çözülemeyeceğini belirterek, “Kürtüyle Türk’üyle bu sorun birlikte çözülür. Bunu da ABD’den öğrenecek halimiz yok. ABD bilseydi, El Kaide ve Irak sorununu çözerdi. Silahlı mücadele bittiği zaman önemli adımlar atılacak” dedi. KP: ANAYASA İLE ÇÖZERİZ A Wilson ile önceki gün sabah kahvaltısı yapan grupta yer alan AKP’liler, ABD heyetine, “Biz anayasada kültürel haklar konusunda yapacağımız açılımlarla bu sorunu çözeceğimize inanıyoruz” dediler. Eski CHP’li Mesut Değer, “Af çözüm olabilir” derken; HakPar Başkanı Sertaç Bucak ve eski milletvekili Haşim Haşimi “DTP kapatılmamalı. Hükümet cesur adım atarsa sorun çözülür” görüşünü dile getirdiler. Wilson ve kongre üyeleri ise DTP’yi Kürt sorununun çözümünde şans olarak gördüklerini belirterek, “Dışlamamak lazım ama örgütle bağlarını da koparmaları lazım” dediler. ABD Büyükelçiliği’nin DTP’ye davette bulunmaması, “ABD, DTP’yi gözden çıkardı” olarak yorumlandı. DTP milletvekili Hasip Kaplan, Başbakan’ın, kendileriyle diyalog kurmak yerine, sorunu “başka yerlere havale ettiğine” dikkat çekti. Hükümetin “dışarıda” çözüm arayışına girdiğini kaydeden Kaplan, “Bu TBMM’nin saygınlığını zedeler. Farklı faktörleri karıştırdığınız zaman sorunun çözümü zorlaşır” dedi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle