Katalog

SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Şırnak’ın güneyinde Cudi dağlık kesiminde günlerdir süren operasyonlarda 15 teröristin öldürüldüğü açıklandı PERŞEMBE ORHAN BURSALI PKK’ye ağır darbe MAHMUT ORAL/ YUSUF ZİYA CANSEVER İnönü ve Türkiye Bilgin, Bilgi İnsanı, Bilge Adam olmak farklı bir durum. Neden ve nereden farklı? Mesela bir “ayaklı kütüphane”den... Datalar, rakamlar gözbebeklerinde uçuşan günümüz insanından.. Dünü bilmeyen, yarınla da ilgilenmeyen, sadece şu anla ilgili sayılarla dünyayı algılayabilenlerden... Kavramlarla düşünmeyenden. İnönü bir Bilge Adam’dır. Bilge bir bilim insanıdır. Türkiye onu politikacı kişiliğiyle tanıdı. Oysa politikada da Bilge Adam’dı. İnönü neden politikaya girdi, diye düşünmüştüm! “Kurtarıcı” olarak çağrılmış, o ise düşünmek için zaman istemişti. Anlamıştım ki İnönü, politikaya da “problem” gördüğü için girmişti. Acaba çözebilir miyim? Şüphesiz, çözdüğü çözemediği sorunlar oldu. Politikanın dili farklıydı. Fizik veya matematik problemine hiç mi hiç benzemezdi. Hele Türkiye gibi, fizik ve matematiksel düşünmeye alışık olmayan bir siyasal yapıda, temel problemlere ve çözümlerine yabancı olduğunu, kaldığını gördüğü noktada da, ayrıldı! Politika dünyasında, öyle pek kimsenin içine girmeye cesaret edemeyeceği bir kendine özgü bir politikacı giysisi bırakarak. Sadece kendi adıyla anılan. Arkasından söylendik İnönü’nün: Başaramadı, beceremedi, yabancı kaldı! Cesur davranamadı, falan. Oysa o politikayı olumlu yönde değiştirmeye, etkilemeye ve yeni bir dil yaratmaya çalışmıştı. Şimdi herkesin arkasından özlemle andığı bir dil... ??? Erdal İnönü, yenilikçi, reformcu kişiliğe sahipti. Koltuğa çakılıp kalan bir insan olmadığının sayısız örneğini verdi, şüphesiz politikacı hayatından bunu biliyoruz ama onun bu özelliği ta üniversite döneminden geliyor. Şöyle diyordu bir konuşmasında: “Reform yapmak iyi bir şeydir. İnanarak yapın ama sonunda bulunacağınız yerden ayrılacağınızı önemli olasılık olarak düşünün. Aynı şey ODTÜ’de oldu. Orada da reform yapacağım diye uğraşırken öğrencilerin de gayretiyle kendimi zor bir durumda buldum. Ama zorluk, rektörlüğü bırakmak şeklinde hâlloldu. Orada araştırmaya devam ettim. Tabiî şu faydası oldu, onu da söylemek istiyorum: Yönetici olduğunuz zaman, hele biraz başarılı iseniz, o durumdan ayrılmanız çok zordur. Ayrılmak için çare, bir şekilde istenmeyen kişi hâline gelmektir... tabiî çok aşırıya gitmeden sağlayabilirseniz, o zaman yöneticilikten ayrılıp tekrar araştırma ve öğretim yaşamına dönebilirsiniz. Bu da aklınızda olsun.” ??? İnönü Türkiye’ye hep umutlu baktı. Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’de tam metnini yayımlayacağımız bir konuşmasında şöyle diyordu: “Tarihte okuyoruz, 800 yıl önce, 1200’lerde, 1100’lerde bilim o zaman İslâm âlemi denilen bölgede en iyi şekline varmış ve Batı Avrupa’dakiler onu öğrenmek için İslâm Bilginlerinin yazdıkları kitapları tercüme ediyorlardı. Yani o zaman Doğu’da bilim daha ileride. Sonra değişmiş durum. Kendi kendime diyordum ki, bu durum gene değişir. Belki ileride devletlerin kendi yaşamları içinde öyle olaylar çıkabilir ki, Türkiye bilimde öncü duruma gelebilir. Onun için yapılacak şey bu umutla çalışmaktır. Son yıllarda işte karşımda örneklerini de görüyorumdünya çapında araştırmaları Türkiye’de yapan insanlar var. Fizikte var, başka alanlarda var. Ve inanıyorum ki bu gittikçe artan bir tempoyla devam edecek. Yönetim biraz daha desteklese daha hızlı gider.” ??? Erdal İnönü, bilim tarihi üzerine çalışmalar yapıyordu. Özellikle Cumhuriyet Dönemi bilim tarihiyle uğraşıyor, ilk dönem bilim insanlarımızın katkılarını ortaya çıkartmaya ve bilimsel gelişmeyi ve bu gelişmenin mantığını anlamaya çalışıyordu. En azından belirli bir tarih kesiti içinde, bilim gibi özel bir olayın bütününü bilmek zorundasınız. İnönü, bilimin, toplum, kalkınma, milli gelir gibi karmaşık ilişkiler bütünlüğü içindeki özel yerini de araştırmalarla ortaya koydu ve bunların bir kısmı Cumhuriyet Bilim Teknik’de yayımlandı... ??? Erdal İnönü, buluş yapmak için zeki olmanın yetmediğini anlatırdı. Üniversitede çok zeki arkadaşlarının sonradan sıradan işler yaptığını belirtir ama üniversitede sıradan öğrenci arkadaşlarının da büyük buluşlara imza attığının örneklerini verirdi: “Tabiî yetenek iyi bir şey ve gerekli bir ölçüde olmalı. Zekâ bir ölçüde gerekli. Ama buluş yapmak için başka şey gerekli. Buluş yapmak için sizin gerçekten bir şey bulmak istemeniz, o işle sürekli, inatla uğraşmanız, başka bir işle uğraşmadan onu sonuca götürmeniz gerekli”.. Erdal İnönü ile çok yerde karşılaştık ve sohbet ettik. İnsan ilişkilerine, hayata karşı mizah dolu bir dili vardı, aynı zamanda kendisine karşı da! Dataların uçuştuğu zırvalıklar dünyasında bir Bilge Kişi’yi yitirdik. İnönü’nün ayrılışı ile birlikte, Türkiye eksilmiştir! Onu büyük bir sevgi ve saygıyla anıyorum. 12 Şehitler Parkı İstanbul Haber Servisi Küçükçekmece Belediye Başkanlığı, geçen günlerde Hakkâri Dağlıca’da şehit olan 12 askerimizin her birinin ismini bir parka veriyor. Halkalı, İkitelli ve Sefaköy’de 4’ü tamamlanmış, 8’i tamamlanmak üzere olan 12 ayrı park, “12 Şehitler Parkı” olarak düzenlenecek. Parkların açılış töreni önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek. Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz Yeniay, ülkemizin bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını veren şehitlerimizin adının parklara verilerek bir kez daha ölümsüzleşeceğini, şehitlerimizin sonsuza dek yurttaşlarımızın kalbinde yaşayacağını söyledi. DİYARBAKIR / VAN Şırnak’ta 3 askerin şehit olduğu Cudi Dağı’nda, günlerdir süren operasyonlarda 15 teröristin öldürüldüğü açıklandı. Diyarbakır Tren İstasyonu’ndaki askeri araçların da Kuzey Irak’ta Türk birliklerinin bulunduğu Bamerni Havaalanı’na gönderileceği belirtildi. Cudi dağlık kesiminde günlerdir devam eden ve son olarak 1 astsubay ile 2 askerin şehit olduğu operasyonlarda PKK’ye ağır darbe indirildi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, 29 Ekim’de Cudi Dağı’nda çıkan çatışmada 15 teröristin öldürüldüğü, 3 güvenlik görevlisinin de şehit olduğu bildirildi. Söz konusu alanda A teröristler tarafından kayaların arasında kamyon iç lastiğine gizlenmiş vaziyette 1 adet Kalaşnikof piyade tüfeği, 3 adet şarjör ve 85 adet mühimmatın yanı sıra A3 ve A4 patlayıcı madde düzeneği ele geçirildi. Askeri birliklerin sınır bölgelerine kaydırıldığı ana yollardan olan Hakkârama tarama çalışmalarının sürdüğü bölgede ri Yüksekova karayolunun 17’nci kigünlerdir helikopterler dağları bombalıyor. lometresi Pironk mevkiinde yapılan detektör aramalarında teröristlerin döTeröristler, yoğun ateşten kaçmak isterken şediği uzaktan kumandalı mayın fark helikopter ateşi onları takip ediyor. edildi. Yapılan çalışmaların ardından bulunan mayın uzmanlarca imha edildi ve yol yeniden trafiğe açıldı. Diyarbakır Tren İstasyonu’na dün ulaştırısız devam ediyor. Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Kavallı köyünde güvenlik güçleri tarafın lan cip, minibüs ve pikapların Türk birlikleridan bulunan patlamaya hazır el bombası kont nin bulunduğu Kuzey Irak’taki kullanılmayan rollü şekilde imha edildi. Dağlık arazi kesimin Bamerni Hava Üssü’ne gönderileceği öğrede arazi arama tarama faaliyetleri sırasında ise nildi. günlerdir helikopterler dağları bombalıyor, sürekli dumanlar yükseliyordu. Teröristler, yoğun ateşten kaçmak isterken, helikopter ateşi ise onları takip ediyordu. Bölgede arama tarama çalışmaları da aralık Cudi Dağı’nda şehit olan 3 asker için düzenlenen törene binlerce kişi katıldı Şehitleri on binler uğurladı ? Törenlerde terör lanetlenirken “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları atıldı. Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ta Cudi Dağı’nda çıkan çatışmada şehit olan 3 asker memleketlerinde binlerce kişinin katıldığı törenlerle toprağa verildi. Jandarma Uzman Kıdemli Çavuş Ercan Çiçek için Kilis’in Elbeyli ilçesindeki statta tören düzenlendi. Şehidin annesi Cennet Çiçek ve babası Cuma Çiçek, oğullarından ve kızlarından ağlamamalarını, ellerindeki Türk bayraklarını daha yukarı kaldırarak sallamalarını istedi. Anne Çiçek, “Ağlayıp da hainleri sevindirmeyeceğim. Oğlum, dilek kapın açıkmış, şehit olmayı diliyordun, dilediğin oldu, sen artık şehitsin” dedi. Şehidin kardeşi astsubay Kemal Çiçek, kendilerinin de Kürt kökenli olduğunu vurgulayarak “Bu, TürkKürt savaşı değildir. Bu vatan için bin kardeşim de olsa hepsi feda olsun’’ dedi. İlçe merkezinde cenazenin geçtiği güzergâhta yol boyunca toplanan kadınlar ve çocuklar “Şehitler ölmez vatan bölünmez” diye slogan atarken, törene katılan binlerce ki PROF. DR.GÜLER: ‘Milliyetler devleti istiyorlar’ ? DTP Bildirgesi’ndeki öneriler Türkiye’nin bir bütün olarak ulusal bağımsız birliğine hizmet etmekten çok uzaktır. IŞIK KANSU ANKARA Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) öğretim üyesi Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, DTP’nin son kongre bildirgesi ile “milliyetler devleti” istediğini belirterek “DTP bildirgesindeki öneriler Türkiye’nin bir bütün olarak ulusal bağımsız birliğine hizmet etmekten çok uzaktır” dedi. Güler, DTP’nin “milliyetlerin kaynaşması” yerine “milliyetlerin ayrılması” planını benimsediğini vurguladı. DTP’nin Türkiye’ye, 20. yüzyılın başında Avrupa’da Otto Bauer’lerin seslendirdiği ve o zamanlarda sosyalistlerin şiddetle reddettiği gerici bir planı önerdiğini vurgulayan Güler, bildirgeye ilişkin olarak Cumhuriyet’e şu değerlendirmeyi yaptı: “DTP’nin çözüm diye gördüğü ‘Kürtlük hakkı’nın niteliği de açıklanmış bulunuyor. Kürtlük hakkının ‘milliyetin kültürel hakları’ndan ibaret olmadığı ilan edildi. Bildirge’de sayıldığı üzere Kürtlük hakkı ‘ulusal, toplumsal, kültürel, sosyal, ekonomik, siyasal ve en temel insan’ hakları bütünüdür. Kısacası DTP, ‘Türkiyelilik’ adı arkasına saklanarak Türkiye’nin TürkKürt Devleti diye tanımlanmasını talep ediyor. Ama bu arada, Türkiye’deki ‘diğer kültürler’ için de ‘kendi kimlikleriyle siyaset yapmak, örgütlenmek, kendi dilinde eğitim görmek’ hakkını talep ediyor. Böylece DTP iki şeyi aynı anda istiyor: Hem toprağa dayalı bölgesel özerklik hem topluluklara dayalı ‘milliyetler özerklik.” Bildirgede, getirilen önerilerin Türkiye’nin ulusal demokratik birliğini gözettiği ileri sürülüyor. Ne var ki bu doğru değildir; DTP bildirgesi, Türkiye’nin birliğini değil ‘Ortadoğu halkları’ deyişinden anlaşıldığı üzere, ‘Kürt halkının yoğunluklu olarak yaşadığı her dört ülkede’ki Kürtlerin birliğini gözetmektedir. Milliyetler kadastrosuna bakılarak kurulacak ‘bölgeler ve milliyetler özerkliği’ toplamı bir Türkiye önerisi, ülkenin parçalanma sürecinde bir ara konaktan başka bir anlam taşımaz. DTP bildirgesi, Türkiye’nin ulusal birliği için bildirge değil, ABD işgali altında Ortadoğu Kürt birliği için bildirgedir. Şehit Jandarma er İlyas Karadavut için Yozgat’ta düzenlenen tören on binlerce kişi katıldı. (AA) şi ellerinde bayraklarla terör örgütü PKK aleyhine sloganlar attı. Şehit Jandarma Uzman Çavuş İlyas Karadavut için Yozgat’ın tarihi Çapanoğlu Büyük Camisi’nde namaz kılındıktan sonra Cumhuriyet Alanı’nda tören düzenlendi. Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Halit Özçelik için ilk tören Ordu’da Selimiye Mahallesi’nde kayınpederi Cevdet Gönül’ün yaşadığı evin önünde düzenlendi. Daha sonra cenaze omuzlarda taşınarak Orta Cami’ye ulaştırıldı. Binlerce kişi PKK aleyhine sloganlar atarken, şehidin annesi Perihan Özçelik gözyaşlarına boğuldu. Baba Mehmet Özçelik ile kardeşlerinden Emine Özçelik fenalık geçirdi. düşerek ağır yaralanan komando er Selçuk Yiğit, kaldırıldığı Diyarbakır Asker Hastanesi’nde kurtarılamadı. Yiğit’in cenazesi, yarın Kütahya’nın Bahtıllı beldesinde düzenlenecek törenin ardından toprağa verilecek. Kütahya’nın Simav ilçesine bağlı Bahtıllı beldesinde oturan Yiğit, iki gün önce Gabar Dağı’ndaki operasyonda dengesini kaybederek kayalıklardan düşmüş ve ağır yaralanmıştı. Yaralı asker kurtarılamadı PKK’ye yönelik operasyonlar sırasında Şırnak’ta kayalıklardan Üstü örtülü federasyonu dillendiren DTP, yasaları hiçe sayıyor DTP yasaları zorluyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP’nin olağanüstü kongre öncesi Diyarbakır’da topladığı kurultayda üstü örtülü federasyonu dillendirdiği sonuç bildirgesi, Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’ndaki (SPY) yasakları hiçe sayıyor. Yargıtay Başsavcılığı da kurultaydaki konuşma ve bildirgeyi yerel başsavcılıktan istedi. Başsavcılık kaynakları, gelişmeleri yakından izlediklerini belirttiler. DTP’nin 2. Olağanüstü Kongresi öncesinde Diyarbakır’da topladığı Demokratik Toplum Kurultayı’nın sonuç bildirgesinde, anayasa ve yasaları “zorlayıcı” değerlendirmeler yer aldı. Bildirgedeki, “Demokratik özerklik, bayrak ve resmi dil tüm Türkiye ulusu için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerk birimin kendi renkleri ve sembolleriyle demokratik özyönetimini oluşturmasını öngörür... Türkiye’de kurulacak Bölge Meclisleri ki sayısı 2025 olabilir, TBMM ile iller arasında işleri kolaylaştıran, halkın yönetime daha fazla katılımını sağlayan çağdaş, demokratik bir siyasi ve idari yapılanmadır” değerlendirmesi dikkat çekti. Yargıtay izlemeye aldı Siyasi partileri izleme ve denetleme görevi olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, DTP’nin faaliyetlerini yakından izlemeye aldı. Bu çerçevede, yerel başsavcılıktan basına da yansıyan konuşma dökümleri ve sonuç bildirgesi Yargıtay Başsavcılığı’na gönderilecek. Başsavcılık elindeki mevcut veriler ve Diyarbakır toplantısındaki sonuç bildirgesini anayasa ve SPY yönünden irdeleyecek. Sonuç bildirgesindeki kimi değerlendirmeler, anayasanın 68. maddesine aykırılıklar içeriyor. 68. madde, siyasi partilerin eylemlerinin, “devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı” olamayacağına işaret ediyor. Bildirge, SPY’nin 78. maddesindeki “yasaklar”ın neredeyse tamamını da hiçe sayıyor. obursali?cumhuriyet.com.tr ANTALYA’DA PROVOKASYON Öcalan’ın avukatları protesto edildi BURSA (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları protestolar eşliğinde İmralı’ya gidebildiler. Gemlik Jandarma Bölük Komutanlığı’na dün sabah saatlerinde giden avukatlar Mustafa Eraslan, Osman Çelik ve Ömer Güneş araçlarını park ettikleri sırada ellerinde Türk bayrağı bulunan 6 kadının protestosuyla karşılaştılar. “Kahrolsun PKK”, “İmralı Apo’ya mezar olacak” diye bağıran kadınlar jandarma tarafından sakinleştirilirken avukatlarla ilgili rutin işlemler başlatıldı. Bu arada yolun karşısında toplananların sayısı kısa sürede 100’ü aştı. Avukatlar daha sonra yoğun koruma altında minibüse bindirilerek Gemport Limanı’na götürüldüler. ‘Barış’ eylemi İstanbul Öğrenci Kolektifleri son günlerde giderek artan ‘savaş’ söylemini, yere yatarak yazdıkları ‘Barış’ yazısıyla protesto etti. Beyazıt Meydanı’nda bir araya gelen grup adına basın açıklamasını okuyan Rüya Kurtuluş, “Acıların, ölümlerin, gözyaşlarının artarak devam etmesine sebep olacak savaş ve çatışma çağrıları sorunun muhatapları tarafından tek seçenekmiş gibi gösteriliyor” dedi. PKK’nin ‘her yol mübah’ eylem tarzının çatışma ortamını süreklileştirdiğini dile getiren Kurtuluş, “Ülkemizdeki ırkçı şoven güçler, yurttaşın öfkesini Türk ve Kürt halkları arasında asla geri dönüşümü olmayacak bir çatışma ve ayrışma sürecine dönüştürmeyi hedefliyor” diye konuştu. Öğrencilerin protestosu sırasında açıklamayı proveke etmek isteyen bir grup ülkücü de “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Kahrolsun PKK” sloganları atarak öğrencileri tehdit ederek dağıldı. Kürt yurttaşlara aşırı milliyetçiler saldırdı ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) Antalya’nın Kaş ilçesi Kalkan ve Yeşildere beldelerinde 9 Kürt kökenli yurttaş, aşırı milliyetçi bir grubun saldırısına uğradı. Cumhuriyet Savcılığı olayla ilgili tahkikat başlattı. İddialara göre, Ova beldesinden bir grup aşırı milliyetçi, Kalkan’da PKK ve Kürtler aleyhine slogan atarak yürümeye başladı. Beldenin farklı noktalarında da gördükleri kişilerden Türk Bayrağı’nı öpmelerini isteyen gruptakiler, kendilerine karşı çıkanları da dövmeye başladı. Saldırganlar, 9 Kürt kökenli yurttaşı da sopalar ve tekmelerde dövdü. Dayak yiyen yurttaşlardan birinin başvurusu üzerine savcılık inceleme başlattı. Jandarma olayla ilgili sorulara “savcılık incelemesinde” yanıtını verdi. Likya Haber gazetesi yöneticileri, saldırganların MHP’ye yakın gruplar olduğunu ve Cumhuriyet Bayramı öncesinde “Kürt avına çıkacağız” dediklerini söyledi. Gazete yöneticileri, bu ifadeleri kaymakamlığa da ilettiklerini açıkladı. Fotoğraf: SERKAN YILDIZ CUMHURİYET 06 K