19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 2007 ÇARŞAMBA 6 AB KOMİSERİ OLLI REHN: HABERLER ‘Kadınerkek eşitliği anahtar prensip’ ? AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Rehn, kadın konusunu Türk yetkililerle katılım müzakerelerinin bir parçası olarak ele aldıklarını söyledi. BRÜKSEL (ANKA) AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Avrupa Parlamentosu’nda AKP iktidarında kadınlara baskı uygulanıp uygulanmadığına ilişkin soruya, Türkiye’de kadınların durumunu çeşitli kaynakların raporlarından izlediklerini belirterek yanıt verdi. Rehn, parlamento üyelerinden Frank Vanhecke’nin “Türkiye’deki kadınların durumu” konusundaki yazılı soru önergesini yanıtlarken konuyu Türk yetkililerle katılım müzakerelerinin bir parçası olarak ele aldıklarını, kadınerkek eşitliğinin de AB için “anahtar prensip” olduğunu belirtti. Avrupa Parlamentosu sağ kanat milletvekillerinden Frank Vanhecke, Avrupa Parlamentosu Başkanlığı’na “Türkiye’de kadınların statüsü” başlıklı bir yazılı soru önergesi verdi. Vanhecke önergesinde, Alman Weltonline internet sitesinde 1 Haziran tarihinde yer alan “Erdoğan iktidara geldikten bu yana kadınlar güçlüklerle karşılaşıyorlar” başlıklı habere değindi. Vanhecke burada, bir sivil toplum örgütünün hazırladığı raporOlli Rehn. da, AKP iktidara geldiğinden bu yana kadınların hayatlarının giderek artan İslamlaştırılmış yönetim içinde daha da zorlaştığının öne sürüldüğünü Rehn ise önergeye 28 Eylül’de verdiği yanıtta, “Kadın haklarına saygı Avrupa değerlerinin temel unsurudur. Ayrıca Mart 2006’da kabul edilen kadınerkek eşitliğiyle ilgili yol haritasında hatırlatıldığı gibi kadınlar ve erkekler arasındaki eşitlik, Avrupa Birliği’nde anahtar prensiptir” dedi. Bu değerlerin onları kabul eden ülkelerle birlikte yakın bir şekilde izlendiğini kaydeden Olli Rehn şöyle devam etti: “Komisyon kadın hakları ve cinslerin eşitliğiyle ilgili kuralların uygulanmasına ilişkin konuları, Türk yetkililerle her uygun koşulda ele almaktadır. Bundan başka, bu konular, katılım müzakerelerinin bir parçası olarak, 19 numaralı Sosyal Politika ve İstihdam Faslı’nda yeniden gözden geçirilmiştir.” Yine tokalaşmadı Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Güner, Cumhurbaşkanı Gül’ün yurtdışı gezisine uğurlanması sırasında da Hayrünnisa Gül’le yönelik tavırını sürdürdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün KKTC’den dönüşü sırasında Esenboğa Havaalanı’nda türbanlı eşi Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmayan ve protokol sırasından ayrılan 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner dün de aynı tavrını sürdürdü. Güner, Gül’ün Strasbourg’a uğurlanışı sırasında Hayrünnisa Gül ile tokalaşmadı. Gül, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu sonbahar oturumuna katılmak üzere dün Fransa’nın Strasbourg kentine hareket etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü, Esenboğa Havaalanı’ndan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, 4. Kolordu ve An AVRUPA GÜRAY ÖZ Liberal Kurt Masalı Teselliye ihtiyacımız yok, ama o bizi teselli ediyor. “Korkmayın korkmayın” diye yazmış. “Korkmayın, korkmayın, burası halifesinin sarayında cariyeler olan bir geçmişe sahiptir.” Şarkiyatçıdan okuduğu harem hikâyelerinden çok etkilendiği belli. İçki yasaklarını Bekri fıkralarından biliyor. Öyle su serpiyor ki “korkularımızın” üstüne, serin bir geceden sonra “özgür” bir sabaha uyanıyoruz sanki hazretin sözleriyle! “Şeriat da, hilafet de aniden, pat diye kalktı. Ne oldu peki” diye soruyor. “Şeriata çok meraklı olduğunu sandığınız halk ne yaptı? Ayaklandı mı? İç savaş mı çıktı? Yoo!” Bize kurtuluşu ve kuruluşu bir çırpıda, nasıl da veciz bir şekilde anlatıyor. O bizim neden korktuğumuzu bilmiyor aslında. Kendini, sevgili liberal kardeşlerini anlatıyor. Bunca yıldır hizmet ettiği “değişimin” altında kalmaktan korkuyor. Anlattığı işte odur, kendi korkusudur. Bizse başka bir şeyden korkuyoruz. ??? Biz dünyaya bakıyoruz. Emperyalist kapitalizmin çevirdiği dolaplara, altedilmez görünen gücüyle çizdiği gittikçe derinleşen ideolojik saldırıya, bu saldırının orta yerine yerleştirdiği “İslam” imajına bakıyoruz. Terörle İslam ilişkisinin nasıl beslenip büyütüldüğüne, ustaca bir araya getirildiğine bakıyoruz. Bakıyoruz da onun için çalıyoruz tehlike çanlarını. Biz Büyük Ortadoğu Projesi’nden, ABD’nin bölgemizle ilgili, ille de İslamı kullanan, daha da kullanmayı öngören planlarından ürküyoruz. Biz geri kalmış Doğu’nun ideolojisinin insancıllıktan kolayca koparılabildiğini, tıpkı Haçlı Hıristiyanlarında olduğu gibi kolayca şiddete dönüştürülebildiğini gördüğümüz, yaşadığımız için telaştayız. Kanlı pazarda bıçaklandığımız, 1 Mayıs’ta vurulduğumuz, Sıvas’ta yakıldığımız, Mumcu’yla, Kışlalı’yla, Hrant’la, daha niceleriyle katledildiğimiz için, yurdumuzu esirgemek, insanlarımızı tehlike büyümeden uyarmak derdindeyiz. ??? Liberal müneccim, derdimizin içki, eğlence, kendisinin pek düşkün olduğu hayatın zevklerinden ibaret olduğunu sanıyor. Kuşku yok arada bir parlatmayı, rafine olmasına özen gösterdiğimiz hayatın zevklerini biz de seviyoruz. Ama politikanın güncel, orta, uzun erimli sorunlarından söz eder, geleceğe bakarken, bize yön veren, bizi düşündüren başka dertlerimiz var bizim. İçkiden yola çıkıp din düşmanlığı, estetik duygularımız zedelenir diye tesettür zaptiyeliği yapmıyoruz. İşimiz bir büyük düzeni, bir büyük dümeni, bir büyük entrikayı çözmektir. “Oruç yiyor” diye bir delikanlıyı komalık eden zibidiler önemli değil. “Uçağı kıbleye çevirin namaz kılacağım” diyen hacının şımarıklığı, “namaz vaktidir” diye otobüs durduran zorba “mümin”in küstahlığı da derdimiz değil. Derdimiz onlara uygun atmosferi sağlayan siyasettir. O siyasetin dayandığı büyük komplodur. O komplonun damarlarını insan kanıyla besleyen emperyal kapitalizmdir. Siz o insan kanını, Irak’ta katledilen 1 milyon insanı görmediğiniz, dahası o kanla beslenen örümceğe hayranlıkla baktığınız için “korkmayın, korkmayın” diye bizi yatıştırma telaşındasınız. ??? Irak’ın bölünmesinden hiç kaygıya kapılmıyorsunuz. Tam tersine o bölünmeyle karışacak Ortadoğu’da, ABD planlarıyla ülkemizi maceraya sürüklemekte bir an bile tereddüt etmeyeceğiniz de ortada. Şaşkın, saf, dindar insanlarımıza yeni toprakların, Dimyat’ta pirincin hayalini kurdurmaya kalkışınızdan belli hinliğiniz. Sözde askerleri, militarizmi eleştirirken, gözleriniz parlayarak Kuzey Irak’taki Kürtlerle birleşmekten, toprakları genişletmekten söz edebiliyorsunuz. Biriniz “korkmayın, korkmayın” derken ötekiniz ABD planlarına uyarsak elde edeceğimiz “mükafatı” göstererek kandırmak niyetinde bizi. Neyse ki inandırıcı değilsiniz o kadar. Demokratlığınız eğreti, hümanizmanız yalan, barışçılığınız uydurma. Sizin sahte dünyalarınızla bizim gerçek ütopyalarımız arasında öyle derin bir uçurum var ki, biz korkmadan savaşırken, siz korku içinde kim bilir neyi bekliyorsunuz? Ama korkacak bir şey yok. Korkmayın, korkmayın! eposta: [email protected] AİHM yargıçları AKP’ye siyasi mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) alt komitesi, AKP’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) için gösterdiği adayları reddederek AKP’ye siyasi bir mesaj verdi. Başbakan Tayyip Erdoğan dün Meclis’te gazetecilerin konuya ilişkin soruları üzerine “Bundan sonra gereği yine aynı şekilde, talep edilen isimler, yeni isimler gönderilecek’’ demekle yetindi. Erdoğan, kararın gerekçesini görmediğini ifade etti. AKMP’nin, önerilen yargıçları geri çevirmesi çok sık yaşanmıyor. Bu teknik bir sıkıntıdan öte Avrupa Konseyi içindeki dengeleri zorlayıcı tutumlarda ortaya konuyor. Diplomasi kulislerindeki değerlendirmelere göre, AKP’nin Rıza Türmen dışında aday belirlemesinde, Türmen’in, Refah Partisi ve türban davalarındaki yaklaşımı etkili oldu. çek, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de Strasbourg’a gitti. Açıklamalarının ardından uçağa yönelen Gül’ü, kırmızı halının solunda bekleyen tören kıtası ve diğer yetkililer karşıladı. Tören kıtasının başında bulunan Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner, halının sağ tarafına geçerek, Gül’e asker selamı verdi ve tokalaştı. Korgeneral Güner, bu sırada Cumhurbaşkanı Gül’ün arkasından gelen eşi Hayrünnisa Gül ile tokalaşmadı. kara Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner, Ankara Vali Yardımcısı Ali Bakoğlu ve diğer yetkililer uğurladı. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çi İ stanbul Üniversitesi’nin eğitimöğretim yılı açılış töreni, Fen Fakültesi’nin Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Yeni akademik yıl açılışlarında AKP iktidarının politikaları eleştirildi CLAUDIA ROTH’TAN MESAJ ‘Üniversiteler hedef seçildi’ Haber Merkezi Yeni akademik yıl açılışlarının gerçekleştirildiği İnönü Üniversitesi, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) ve İstanbul Üniversitesi (İÜ) rektörleri konuşmalarında anayasa ve dış politika anlayışları başta olmak üzere AKP politikalarını adeta yaylım ateşine tuttu. İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) 20072008 eğitimöğretim yılı açılış töreni, üniversitenin Vezneciler’de bulunan Fen Fakültesi’nin Ord. Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Mesut Parlak, Türkiye’nin ince bir süreçten geçtiğini belirtti. Parlak, “Bu süreçte karşılaşılan en önemli sorunlar, dışardan dayatılmak istenen sorunlardır. Türk ulusunun ne zaman din ile sorunu olmuştur? Hiçbir za ‘DTP ile PKK’yi aynı kefeye koymayın’ ? Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, “DTP’nin Türkiye’de önemli bir role sahip olabileceğini düşünüyorum” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DTP, PKK’nin terörist kimliğini bile kabul etmezken, Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı ve Almanya Federal Meclisi AlmanTürk Parlamenterler Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Claudia Roth, “DTP ile PKK’yi aynı kefeye koymaktan vazgeçmeliyiz’’ dedi. Roth, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek soruları yanıtladı. Şırnak’taki terör saldırısından üzüntü duyduğunu dile getiren Roth, bu saldırının suçlularının yargıya teslim edilmesi gerektiğini söyledi. DTP’nin TBMM’ye girmesini olumlu karşıladığını belirten Roth, “DTP’nin Türkiye’de önemli bir role sahip olabileceğini düşünüyorum” dedi. DTP’nin bazı söylemlerinin Türkiye’de tepki çektiği hatırlatılarak, bunların barışçıl bir perspektife yardımcı olup olmayacağının sorulması üzerine Roth, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın önceki gün yaptığı konuşmaya atıfta bulundu. Roth, “Demokratik yollarla seçilmiş olan politikacıları Meclis’ten kovma girişiminde bulunClaudia Roth. duğunu görüyorum. Böyle bir toplumda, toplumlar arası köprülerin kurulması gerektiğini düşünüyorum. Parlamentonun açıldığı bir günde böylesine ifadelerde bulunmak, hiçbir şekilde amaca hizmet etmeyecektir” diye konuştu. DTP’lilerin Şırnak’taki son saldırının aydınlığa kavuşturulması yönündeki ifadelerini hatırlatan Roth, “PKK ile DTP’yi aynı kefeye koymaktan vazgeçmeliyiz. PKK bir an önce silah bırakmalı” dedi. Reform sürecine işaret eden Roth, “301. maddenin kaldırılması gerektiğini vurguluyoruz” görüşünü kaydetti. Roth, Hrant Dink cinayetine ilişkin “Böyle bir saldırıyı 17 yaşında bir gencin tek başına yapması inandırıcı gelmiyor” dedi. ? İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu, “Sivil anayasa yapıyoruz diyorlar ama 1961 ve 1982 anayasalarının da akademisyenlerce yapıldığını görmezden geliyorlar’’ dedi. man olmamıştır. Sorunumuz, din ile değil, ‘dinci’ iledir. Ne zaman etnik kökenli sorunumuz olmuştur? Asla olmamıştır, günümüzde Kürt kökenli yurttaşlarımız ile bir sorunumuz yoktur. Sorunumuz ‘Kürtçülerle’dir. Bu oyunlar her zaman oynanmış ve oynanmaya devam edecektir” dedi. Parlak “Aralarında İnönü Üniversitesi’nin de bulunduğu bazı üniversitelerimiz, adeta siyasal iktidar tarafından hedef olarak seçilmiştir” ifadesini kullandı. İnönü Üniversitesi’nin yeni akademik yıl açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Fatih Hilmioğlu, anayasa tartışmalarıyla ilgili olarak “Sivil anayasa yapıyoruz diyorlar ama 1961 ve 1982 anayasalarının da akademisyenlerce yapıldığını görmezden geliyorlar’’ dedi Marmara Üniversitesi’nin (MÜ) Sultanahmet’teki Rektörlük binasında düzenlenen açılış törenine katılan TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türkiye’nin Cumhuriyet’in kazanımlarından ödün verecek bir ülke olmadığına dikkat çekerek, “Beni TBMM Başkanlığı’na getiren bu cumhuriyettir. Çok güçlü temeller üzerine kurulan cumhuriyet bırakın yıkılmasının, or tadan kaldırılmasını, en ufak bir zede almadan yoluna devam edecektir. Bunu kimsenini durmasını sözkonusu değidir” dedi. MÜ Rektörü Prof. Necla Pur Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Rektörler işine baksın” sözlerine atıfta bulunarak, “Üniversitelerin Anayasa’nın değiştirilmesi için yürütülen çalışmalara kayıtsız olması beklenemez” dedi. Hava Harp Okulu Komutanlığı’nın açılış töreninde konuşan okulu komutanı Hava Pilot Tümgeneral Abidin Ünal ise Harbiyelilere seslenerek “Bundan böyle sizlerin esas vazifesi, Cumhuriyete sadakat, vatanının sevmek, iyi ahlaklı olmak, üste itaat, hizmetin yapılmasında sebat ve gayret, icabında hayatını hiçe saymak olacaktır” diye konuştu. ÇETİNKAYA KONFERANS VERDİ Aydın Üniversitesi, Türkiye’yi çevreleyen ülkelerin ihtiyaçlarını da göz önüne alıyor ‘Türkiye üzerinde oyunlar oynanıyor’ MUSTAFA K. ERDEMOL Amaç öğrenci odaklı eğitim MEHLİKA AKGÜN İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Mustafa Aydın, Türkiye’nin 35 milyon eğitim nüfusu olduğunu belirterek “Bu nüfusun tamamını Türkiye sınırları içerisinde istihdam edemeyiz. Yalnızca Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre değil, Türkiye’yi çevreleyen diğer ülkelerin ihtiyaçlarını da dikkate alarak insan kaynaklarının yapılması ve beyin ihracatının ön plana çıkarılması gerekiyor” dedi. Bil Öğretim Kurumları olarak 1994 yılında eğitim sektörüne girdiklerini belirten Aydın, 2000 yılında çıkan bir kanunla üniversite olmaksızın doğrudan Yüksek Öğrenim Kurumu’na (YÖK) bağlı olarak Anadolu Bil Meslek Yüksek Okulu’nu açtıklarını söyledi. Okulun açıldığı 2003 yılında 2 bin öğrencisi ve 12 programı olduğunu dile getiren Aydın, 2007 yılında ise bu rakamın 6 bin öğrenciye ve 29 programa çıktığını belirtti. Anadolu Bil Meslek Yüksek Okulu’nun kuruluşu aşamasında öncelikle sektörün ihtiyaçlarına baktığını anlatan Aydın, “Okulumuzun mesleki eğitime getirdiği farklılıklar onu örnek ve öncü bir meslek yüksekokulu yaptı” diye konuştu. ? Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Aydın, “Türkiye’yi çevreleyen diğer ülkelerin ihtiyaçlarını da dikkate alarak insan kaynakları yapılmalı ve beyin ihracatı ön plana çıkarılmalı” diye konuştu. Mezun olan öğrencilerin yüzde 80’inin işe girdiğini vurgulayan Aydın, okulun eğitim anlayışının 4 temel strateji üzerine kurulduğunu belirterek şunları söyledi: “Öğrencilerimizin almış olduğu bilginin ürüne dönüşebilmesi, sosyal statü sağlaması, günlük hayata uyarlanabilmesi, para etmesi lazım. Eğer almış olduğu bilgi bunları yerine getirmiyorsa bu hamallıktan başka bir şey değildir.” Yenilikçi öğrenciler Aydın, Türkiye’nin 35 milyon eğitim nüfusu olduğunu belirterek bu nüfusun tamamının Türkiye sınırları içerisinde istihdam edileme yebileceğini söyledi. Aydın, “İnsan kaynaklarının yalnızca Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre değil, diğer ülkelerin ihtiyaçlarını da dikkate alarak yapılması ve beyin ihracatının ön plana çıkarılması gerekiyor. Biz bu yıl, Türkiye’nin ve Türkiye’yi çevreleyen ülkelerin de ihtiyaçlarını karşılayacak bir üniversite olan İstanbul Aydın Üniversitesi’ni açtık” dedi. İstanbul Aydın Üniversitesi’nin girişimci, araştırmacı, yenilikçi, öğrenci odaklı bir dünya üniversitesi olduğunu vurgulayan Aydın, hedeflerinin öğrenciyi tam donanımlı olarak hayata hazırlamak olduğunu söyledi. Bu sene ilk defa ek kontenjanla üniversiteye öğrenci alınacağını ifade eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sene FenEdebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, MühendislikMimarlık ve Yabancı Diller olmak üzere 4 fakülte açtık, 400 ile 500 arasında öğrenci alacağız. Öğrencilerimiz, uygulamalı eğitim alırken 3 bin 600 firmayla yapılan çözüm ortaklığı ile öğrendikleri bilgileri uygulayabilecekler. Nano teknoloji projesi, bilim müzesi projesi gibi yenilikçi projeler başlattık, üniversitemiz sanayi ve hizmet sektörü ile iç içe yaşayan bir üniversite.” LONDRA İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği’nin davetlisi olarak Londra’ya gelen gazetemiz yazarı Hikmet Çetinkaya, “Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’nin Gerçekleşmesinde Ilımlı İslam ve Fethullah Gülen” konulu bir konferans verdi. “Ne şeriat ne darbe” diyen Çetinkaya, “demokrasi olmadan da laiklik olabileceğini, ama laiklik olmadan demokrasi olmayacağını” kaydetti. Ilımlı İslam’ın, ABD’nin Yeşil Kuşak teorisinin bir uzantısı olduğunu, bunun için de Gülen’in öne sürüldüğünü belirten Çetinkaya, “Gülen’in okulları, ABD desteği olmadan açılamazdı” dedi. “Mahalle baskısı” değil “toplumsal baskı” yaşandığını belirten Çetinkaya, şunları söyledi: “Örgütlü olmayan bir toplumun yenilgiye mahkum olduğunu unutmamalıyız. 60’larda yenilmedik, 70’lerde yenilmedik, çünkü örgütlüydük. Cumhuriyet karşıtlarının üç hedefi vardı. Yürütme, Yasama ve Yargı’yı ele geçirmek. Muhafazakâr, gerici, faşist kadroların biri gitti diğeri geldi, ama yerleştirdikleri kadrolar var oldular. Türkiye üzerine büyük oyunlar oynanıyor. Bir rahip cinayeti oldu, tetikçisi bulunuyor ama arkasındakiler ortaya çıkarılamıyor. Hablemitoğlu, Dink cinayetlerinde de aynı şey oldu. Bu cinayetleri savunamaz, katillerini koruyamazsınız. Bu nasıl bir demokrasidir?” Konferans sonunda dinleyicilerin sorularını da yanıtlayan Çetinkaya, kitaplarını da imzaladı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle