20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 2007 CUMA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Sinemaseverleri festivalden farksız yeni bir hafta bekliyor İki belalı kürtaj filmi... SUNGU ÇAPAN eşitli bölümleri, ulusal ve uluslararası filmleri, ünlü konukları, basın toplantıları, davetleri ve kırmızı halılı görkemiyle sürmekte olan Antalya festivaliyle bir kez daha Emek salonuna doluşan İstanbullu sinemaseverlere bir güz dopingi etkisi yapan Filmekimi’nin sonu gelirken bugün gösterime giren birbirinden gözalıcı filmlerle yine çok zengin, festival gibi bir haftaya giriyoruz. İstek üzerine ek bir gece yarısı seansı da yapılan, Filmekimi’nin en çok ilgi gören filmlerinden Persepolis, çokça ses getirdiği bu yılın Cannes festivalinden yönetmeni Fatih Akın’a en iyi senaryo ödülünü kazandıran Yaşamın Kıyısında, genç İngiliz yönetmen Joe Wright’ın Venedik’in açılışını yapan ve hem seyirci hem de eleştirmenlerce beğenilen Kefaret ya da senarist Tayfun Pirseli Ç ? Sürmekte olan Antalya festivaliyle bir kez daha Emek salonuna doluşan İstanbullu sinemaseverlere bir güz dopingi etkisi yapan Filmekimi’nin sonu gelirken bugün gösterime giren birbirinden gözalıcı filmlerle yine çok zengin, festival gibi bir haftaya giriyoruz. moğlu’nun Hiçbiryerde’den 6 yıl sonra yönettiği ikinci filmi Rıza, doğrusu sıradan sinemaseveri hangi çiçeğe konacağını bilemeyen şaşkın arının konumuna sokacak bir renklilik ve çeşitlilik arz eden yeni haftanın ilk anda akla gelen ‘bomba’ları. Eleştirmeninden muhabirine, editöründen televizyoncusuna kadar medyada sinema üstüne yazançizen kalem erbabının çoğunluğunun, festivali izlemek üzere Antalya’da bulunduğu gerekçesiyle gösterime girecek yeni filmlerin basın gösterimleri tümden iptal edilince mecburen geçen cumadan beri 4 Ay, 3 Hafta ve 2 Gün, Sürgün, Kontrol, Bobby ve Metres gibi filmleri seyretmek fırsatını bulduğumuz 6. Filmekimi’ne ilişkin yazalım bari dedik bu hafta. Bunlardan, kadınerkek çekimindeki gizem, baştan çıkarıcılık ve aşk entrikaları üstüne mektuplar halinde yazılmış, vaktiyle Ataç’ın Türkçesinden okuduğumuz o yaman, çarpıcı Tehlikeli İlişkiler klasiğini yazan Ch. Du Laclos çağında, 19. yüzyılda geçen, 1830’lu yılların dedikodudan geçilmeyen Paris aristokrasisinden seçilmiş, hovardanın önde gideniyken birden ahlaklı kesilip varlıklı, güzel bir markiz kızıyla evlenmek isteyen, oysa Asia Argento’nun canlandırdığı hiçbir şeyi takmayan, gözü kara bir meşum kadınfahişenin koynundan uzun süredir çıkmayan, libidosu azgın bir soylunun hikâ 6. FİLMEKİMİ’NDEN İZ BIRAKANLAR SERPİL YAZMAN RESİM SERGİSİ Yaşamın zamanla döngüsü... Kültür Servisi Ressam Serpil Yazman’ın ilk kişisel resim sergisinde yer alan eserler Maltepe Sanat Galerisi’nde resim severlerle buluştu. Sergide, ressamın gözünden yaşam ve yaşamın zamanla döngüsü, bu döngünün ressamın kendi gözlemlediği ile gerçek nesnelliği arasındaki çarpıcı değişimi sorgulayan eserlere yer veriliyor. Maltepe Sanat Galerisi’ndeki resim sergisi 19 Kasım 2007 tarihine kadar Çarşamba hariç her gün 11.0018.00 saatleri arasında gezilebilir. yesini aktaran Metres, Fransız sinemasının cüretkâr ve kışkırtıcı filmleriyle tanınan, namlı kadın yönetmeni Catherine Breillat’nın elinden çıkma, Barbey D’Aurevilly uyarlaması bir dönem filmiydi. Gördüklerimizin arasında bu yılki Filmekimi’ne kuşkusuz damgasını vuran filmlerden Romanya, 2006 yapımı, Altın Palmiye’li ve FIBRESCI ödüllü, 4 Ay, 3 Hafta ve 2 Gün, oldukça sert, sarsıcı ve yer yer seyirciyi geren, sinir bozucu ama sonuçta iz bırakan, sıradışı yapıtlara tipik bir örnek sayılabilecek ve gerçekten kaçırılmayacak nitelemesini hak eden bir filmdi. Evlievsiz her çiftin (ya da sevgilinin) yaşamını en azından bir iki kez karartıp kâbusa çevirmiş kürtaj sorununu eksen alan konusu, giderek iyice rüşvetçiliğe, yiyiciliğe dönüşmüş, kürtajı da yasaklamış komünist düzendeki yozlaşmanın tavana vurduğu Çavuşesku iktidarının son demlerini ve karanlık, tekinsiz atmosferini layıkıyla yansıtan, gerilimli, atlayan sıçrayan, gergin anlatımı ve başarılı oyunculuklarıyla akılda kalan 4 Ay, 3 Hafta ve 2 Gün’den Cannes jürisi gibi biz de çokça etkilendik doğrusu. Yurtta kalan biri hamile, öteki sevgilisinin ailesiyle tanışacağı, zoraki bir akşam yemeğinin stresindeki, tuttuğunu koparan, (hatta arkadaşı için, kürtajı yapan bencil, çıkarcı jinekoloğun altına bile yatan) iki kız öğrencinin (Laura Vasiliu, Anamaria Marinca) bir günü ve akşamı üzerinden, ülkesinin yakın tarihinden çalkantılı, karmaşık bir dönemi son derece gerçekçi biçimde görüntüleyerek 1987 Romanyası’nın unutulmaz panoramasını çizen filmin 41 yaşındaki umut vaat eden yönetmeni Cristian Mungiu, kürtaj sorununa ahlaki bir tavır almaktan çok iki genç kız kahramanını kuşatan çeşitli engellere ve yoğun aile, yakın çevre baskılarına odaklaşıyordu, titrek bir el kamerasıyla çekilmiş, biraz cenin istismarıyla da karışık, asap bozucu görüntüler eşliğinde, yer yer gerçekçiliğiyle irkiltici, hatta ürpertici bir dönem tasviri yaparak. ÜRGÜN, KRALLIK MIDIR? Yolun önünden geçtiği, bozkırdaki yalnız bir ağacı gösteren, doğal çevrenin de hakkını veren görüntülerle başlayan ve ilk karesinden itibaren uzun planlarıyla, zengin görselliğiyle yer yer adeta bir Tarkovski yapıtı (örneğin Kurban) seyrettiğimiz izlenimine kapıldığımız Sürgün, 4 yıl önce Venedik’te Altın Aslan’ı kazanan ilk filmi Dönüş’le mimleyip benimsediğimiz, 1964 Novosibirsk doğumlu Andrey Zvyagintsev’in ikinci filmiydi. Sibiryalı Zvyagintsev’in, senaryosunu bir William Saroyan hikâyesinden uyarladığı ve başroldeki gözde oyuncusu Konstantin Lavronenko’ya Cannes’da en iyi erkek oyuncu ödülünü getiren Sürgün, alımlı çalımlı sinemasına ister istemez kapılınan, nefis bir giriş bölümüyle başlıyordu, 2001 yapımı Dönüş’ün de kameramanı olan Mikhail Kritçman’ın enfes görüntüleri eşliğinde. Bütün melanetin yine bir kürtaj sorununa dayandırıldığı hikâyesinin karşı konulamaz insancıllığıyla seyirciyi ele geçirdiği bu dokunaklı Rus filmi, kent yaşamından ayrılıp kırsal kesimdeki baba evine sığınarak köy yaşamına uyum sağlamaya çalışan, biri oğlan öteki kız, iki çocuklu bir çiftin sürgünlüğü sırasında, meydana gelenleri hikâye ediyordu, 2.5 saat süresince. Görünürde her şeyin sütliman olduğu, oysa karı koca arasındaki iletişimin çoktan koptuğu, modern, mutsuz evliliklerden biridir bu. Aynı çatı altında iki yabancıya dönüşmüş çiftin erkeği Aleksandr (sık sık yüzüne, mimiklerine, davranışlarına odaklandığımız, yönetmenin demirbaşı Konstantin Lavronenko gerçekten ödüllük oynuyor) günün birinde, iki çocuklu karısı Vera’nın başka birinden hamile kaldığını itiraf etmesiyle altüst oluyor, ihanete uğramışlığının acısını, öfkesini önce içine atıyor, sonra iyice düşünüp taşınıp ağabeyine, arkadaşına da danışarak karısını ve onu hamile bırakanı öldürmekten vazgeçiyor ve yeniden başlamak adına, iki çocuğunun da mutsuz olmaması, analı babalı büyüyebilmesi uğruna karısını bağışlıyordu ancak karnındaki bebeğine kürtaj yaptırmasını şart koşarak. Genelde seyircisini havada bırakmayı yeğleyip kafasını biraz karıştırarak hikâyesini anlatan, atmosfer yaratmasını bilen çerçeveyle, renklerle beceriyle oynayan Zvyagintsev’in ağır, kasvetli ama özenli ve zevkli sinemasının ürünü olan Sürgün, son haftalarda seyrettiğimiz en güzel filmlerden biriydi özetle. 1988’de 22 yaşında geldiği Moskova’da oyunculuk eğitiminden geçtikten sonra televizyon dizileri çekerek yönetmenliğe başlayan ve henüz daha ilk iki filmiyle Tarkovski mirasına sahip çıkan bu yetenekli yönetmenin, günümüzde borusunu yeniden öttürmeye koyulan Rus sinemasının izlenmesi gereken önemli isimlerinden biri olacağı besbelli. Tiyatro sanatçısı Kıran anılıyor ? Kültür Servisi Yaşamını yitiren Bakırköy Belediye Tiyatroları oyuncusu Ahmet Şefik Kıran sevenleri tarafından anılacak. Kıran, bugün 20.30’da Yunus Emre Sahnesi’nde ‘Günün Adamı’nda, oyun süresince fotoğrafıyla sahnede olacak. Etkinlik, Panik Ataklar Derneği’nde sanatçı dostları ve öğrencilerinin katılımıyla devam edecek. Etkinliğe, Aytekin Özen, Orhan Kemal Aydın, Didem Aydın, Fatih Koyunoğlu, Sevgi Gemici katılacak... Kıran İBŞT, Halk Sahnesi Oyuncuları, Dostlar Tiyatrosu, Türk Alman Kültür Enstitüsü ve Boğaziçi Üniversitesi gibi birçok kurumda tiyatrocu ve eğitmen olarak görev yapmıştı. S Saygun’u Anma Özel Konseri ? Kültür Servisi Şef Hakan Şensoy yönetimindeki Kadıköy Belediyesi İstanbul Oda Orkestrası’nın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Adnan Saygun’u Anma Konseri’nde solistler Cem Küçümen (gitar) Gitar Konçertosu “Dünyada ilk seslendirilişi”; Ozan Göktan (korno), Wolfgang Amadeus Mozart’ın K 417 No. 2 Mi Bemol Majör Korno Konçertosu’nu seslendirirken Ahmet Adnan Saygun Op. 62 Oda Konçertosu ve Franz Joseph Haydn’ın Mi Minör Senfoni No. 44 “Matem” eserlerini dinleyiciyle buluşturacaklar. Konser, 29 Ekim Pazartesi saat 20.30’da Caddebostan Kültür Merkezi (CKM) Büyük Salon’da ücretsiz sergilenecektir. (0216 386 29 49) Fatih Akın’ın yönettiği ‘Yaşamın Kıyısında’ Akın’a en iyi senaryo ödülünü kazandırdı. ÖLÜMÜNÜN BİRİNCİ YILI Türk Edebiyatı’nda Yazarlar ve Şairler Sözlüğü Altınkaynak’tan yeni bir çalışma Kültür Servisi Türk edebiyatının uzun süredir ürün verilmeyen, güncellikten yoksun kalan alanı; yazar, eleştirmen Hikmet Altınkaynak’ın Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü ile doluyor. Doğan Kitap’ın fuar kitabı olarak bugünlerde piyasaya verdiği sözlüğün 2008 Frankfurt Kitap Fuarı’nda İngilizce ve Almanca baskılarının da yer alması, dünyaya açılması düşünülüyor. Başlangıcından günümüze tüm edebiyatımızı kapsayan, ayrıca bugüne kadar hiçbir sözlükte olmayan şair ve yazarlara da yer verilen sözlüğü Talat Halman, “Bu eser, okurlar ve araştırmacılar için vazgeçilmez bir başvuru (hatta başucu) kitabı. Böyle ansiklopedik yapıtlar genelde kurullar tarafından hazırlanır; Altınkaynak, tek başına 13 yıl çaba vererek başardı bu çetin işi. Bunca gönül gücü ve göz emeği için Altınkaynak alkışlanmalı” sözleriyle değerlendirdi. okuru daha geniş boyutta edebi algılamalara, tek tek kitaplarına götürüyor. Edebiyatla ilgilenen herkes bundan yararlanacaktır” dedi. Tahsin Yücel de “Hikmet Altınkaynak her zamanki titizliğine tanıklık eden, ama bu kez çok geniş kapsamlı bir yapıt sunuyor bize. Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü yazın ve düşün dünyamızda büyük bir eksikliği giderecek ve yazınseverler için vazgeçilmez bir başvuru kitabı olacak” diye konuştu Altınkaynak’ın yapıtı için. Hikmet Altınkaynak kitabını TÜYAP Kitap Fuarı’nda, yarın saat 14.00 16.00 arası, Doğan Kitap Standı’nda (2. Salon 404) imzalayacak. Balcıoğlu yarın anılacak Kültür Servisi Usta karikatürcü Semih Balcıoğlu, 27 Ekim Cumartesi günü ölümünün birinci yılında saat 11.00’de Zincirlikuyu’daki mezarı başında anılacak. Meslek yaşamı boyunca 49 ödül kazanan, Gabrovo Mizah Evi’nin yaptığı oylama sonucu dünyanın en iyi 106 çizerinden biri seçilen Balcıoğlu, Türkiye’de ilk üç boyutlu karikatürü gerçekleştirdi. 1969’da iki arkadaşıyla Karikatürcüler Derneği’ni kurdu, 7 dönem başkanlığını yaptı, 1996’da da onursal başkanı seçildi. 19731979 arasında Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın başkanlığını yaptı. 1998’de Kültür Bakanlığı’nca Devlet Sanatçısı unvanı, 2002’de Mimar Sinan Üniversitesi’nce Onursal Doktora verilen sanatçı 67 kişisel sergi açtı, 19 karikatür kitabı yayımladı. Ölümünün birinci yılı dolayısıyla Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde düzenlenen “Semih Balcıoğlu” sergisi ise bugün saat 17.00’de açılıyor. Sergi 21 Kasım’a kadar açık kalacak. DiCaprio ve Scorscese ? LONDRA (BBC) Geçen yıl ‘Köstebek’ ile Oscar kazanan Martin Scorsese, yine bu filmde başroldeki Leonardo DiCaprio ile yeni bir filme imza atacak. Başarılı ikili, yeni fimleri ‘Shutter Island’ın çekimlerine önümüzdeki yıl başlayacak. Dennis Lehane’in romanından beyazperdeye uyarlanacak filmde, DiCaprio ortadan kaybolan bir katilin izindeki güvenlik memurunu canlandıracak. Doğan Hızlan, “Hikmet Altınkaynak, edebiyatçıların yaşamını, yapıtlarını özenle yazmış. Ayrıca onlar hakkında yazılanlardan yaptığı seçmeler, Yerebatan Şiir Akşamları ? İSTANBUL (AA) “Yerebatan Şiir Akşamları’’nın 8. yılında ABD’li şair Ezra Pound anılacak. 27 Ekim Cumartesi saat 18.00’de Yerebatan Sarnıcı’nda düzenlenecek program, Mehmet Lütfi Şen’in Ezra Pound’un modern şiire katkısı üzerine yapacağı konuşmayla başlayacak. Vahide Ulusoy’un seçtiği şiirlerle sürecek programda, şairin şiirleri Şehir Tiyatrosu sanatçıları Hümay Güldağ ve Hüseyin Köroğlu tarafından yorumlanacak. 5. PAM KISA FİLM FESTİVALİ 312 KASIM TARİNLERİ ARASINDA Profilo’da kısa film coşkusu Kültür Servisi Profilo Alışveriş Merkezi, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi işbirliği ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ile düzenlenen 5. Pam Kısa Film Festivali 31 Ekim 2 Kasım tarihleri arasında Profilo Alışveriş Merkezi’nde yapılacak. Festival kapsamında düzenlenen Pam Kısa Film Yarışma’sına katıtim Sorunları ve Kısa Film Eğitimi” konulu bir panel düzenlenecek. Ön elemenin ardından seçici kurul üyeliklerini; Altay Öktem, Binnur Feyizli, Yard. Doç. Dr. Ceyhan Kandemir, Oktay Güzeloğlu ve Vural Çavuşoğlu’nun oluşturduğu Kısa Film Yarışması’nda ödül alan kısa filmler 2 Kasım saat 18.00’de açıklanacak ve ödülleri verilecek. lan 150 filmden ön elemeyi geçenler ücretsiz olarak izlenebilecek. Ayrıca 2 Kasım saat 16.00’da “Kısa Film Üre CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle