19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM 2007 CUMARTESİ 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Ligimizde oynanan kötü oyun ve lejyonerlerin başarısızlığı AyYıldızlılara yansıdı Futbolumuzun aynası ulusal takım Spor Servisi Spor Servisi Ulusal futbol takımının Yunanistan maçında aldığı mağlubiyetin ardından ‘Turkcell Süper Lig’deki kalite’ tartışılmaya başlandı. 2008 Avrupa Şampiyonası elemlerinde oynadığı Malta, Macaristan, Moldova ve Yunanistan maçlarında ortaya koyduğu futbolun yetersizliğinin perde arkasında Turkcell Süper Lig’deki kısır rekabetin de etkisi gözlerden kaçmıyor. Ulusal takıma seçilen tecrübeli isimlerin kendi takımlarındaki formsuzluğunun yanı sıra uzun süreli sakatlık gibi sorunları Ay Yıldızlılara olumsuz yansıyor. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı zorlayabilecek potansiyelde ekiplerin olmaması ulusal takımı formsuz isimlerin sürpriz performansına bırakıyor. Dördüncü büyük olarak kabul edilen Trabzonspor ise tam anlamıyla yokları oynuyor. Fatih Tekke’nin Rusya’ya gitmesinin ardından Gökdeniz ve Hüseyin dışında Ay Yıldızlılara katkı sağlayamayan Bordo Mavililer, dördüncü büyük görevini ulusal anlamda aksatıyor. Son iki sezon büyük yükseliş göstererek kendini kanıtlayan Kayserispor bu yıl vasatı aşamadı. Bu da ulusala takıma Anadolu desteğini kesti. Kayserispor’da top koşturan Gökhan Ünal ve Mehmet Topuz dışında Anadolu’dan ulusal takım forması giyebilen isim bulunmuyor. Ligimizdeki kalitesizliğe ciddi şekilde işaret eden tek isim ise UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik... Vatan gazetesine verdiği demeçte, ligin kalitesizliğinin ulusal takıma yansıdığını, 8 haftanın sonunda maçlarda hiçbir heyecanın bulunmadığının altını çizen Erzik, “Kötü gidişin birçok nedeni var. Ligimizin kalitesi iyi değil. Maçların skorları ortada. Heyecan yok.” sözleriyle ligin kalitesizliğinin gözden kaçtığını vurguladı. Yurtdışında top koşturan yıldızlarımız ise kendi kulüplerindeki performansını ulusal takıma yansıtamıyor. Nihat, Hamit, Yıldıray gibi isimler, bulundukları liglerin en iyi futbolcuları arasında olmalarına karşın Ay Yıldızlı forma altında katkıları hissedilmiyor. Özellikle dün Villarreal takımının teknik direktörü Pellegrini, Barcelona maçı kadrosuna Nihat’ı aldığını açıklaması akıllardaki soru işaretlerini artırdı. NE DEDİLER? ? COŞKUN ÖZARI (Eski Ulusal Takım Teknik Direktörü: Ulusal takım için futbolcuların kendi ekiplerinde iyi performans göstermeleri çok önemlidir. Çünkü ulusal takım teknik direktörü sadece iyi seçim yapar ve de futbolcuları saha dışında birkaç gün içerisinde oynayacakları maça hazırlamaya bakar. Futbolcularına ne fizik gücü verebilir ne de birkaç gün içerisinde onların form grafiğini yükseltebilir. Onun için ulusal takım seçicilerinin en önemli üzerinde duracakları konu isabetli seçim yapabilmek. Son ulusal maçta gördük ki bazı yerler için iyi adaylar seçilmemiş. Ama tabii o futbolcuları en yakından izleyen ve seçen kişi Fatih Terim... Ligimiz kaliteli olacak ki ulusal takım da kaliteli isimlerden seçelim. Ancak Terim’i çok eleştiriyorlar. Ben bu eleştirilere katılmıyorum. Bu takım hepimizin. Eleştirmek isteyenler Norveç maçını beklemeli. Ondan sonra överler mi eleştirirler mi kendileri bilir. Norveç maçına kadar ulusal takımımızın arkasaında durmalıyız. İyi futbolu iyi futbolcular oynar. Ama futbol atletizm değildir. Tek başına koşmuyorsunuz. Önemli olan önemli futbolculara takım oyunu oynatabilmektir. ? MEHMET ÖZDİLEK (Teknik Direktör): Turkcell Super Lig’in kalitesi ulusal takımı da etkiliyor. Sezon başından bu yana 1. Lig’de oynanan futbol bir türlü ileri gidemiyor. 3 büyükler bazında da bu böyle. Çıta bir türlü yükselmiyor. Türk oyuncular sakatlık veya formsuzluktan ideal kadroda kendilerine yer bulamıyorlar. Elbette ulusal takımın sürecini iyi incelemek gerek. Aslında son maçlarda aldığımız sonuçlar Yunanistan’ı deplasmanda yendiğimiz mücadelede ilk sinyallerini vermişti. Yine de 17 Kasım’daki Norveç maçında tek yürek olmalıyız. Matematiksel olarak şansımız devam ediyor. ? HÜSEYİN KALPAR (Teknik Direktör): Ligimizin kalitesi ulusal takımı etkilemez olur mu! Formsuz veya takımlarında oynamayanlar da bunun bir nedeni. Ancak Avrupa Şampiyonası şansımızı zora sokmamızın nedeni sadece bunlar değil. Bunu çözmek Fatih Terim’e düşüyor. Yine de önümüzde 2 maç daha var. Ben Norveç’i Norveç’te yeneceğimize inanıyorum. İ L K D Ö N E M İ N D E N DA H A B A Ş A R I L I FUTBOL FEDERASYONU Terim’in karnesi iyi ama sonuçlar kötü lan teknik direktörlüğüne getirilmesiyle zirveye ulaşan sürece işte böyle başlamış2008 Avrupa Şampiyonası elemeleri tı. Tecrübeli çalıştırıcının ilk ve ikinci dönedeniyle Turkcell Süper Lig’e verilen nem ulusal takım kariyerine bakıldığında, arada tüm eleştiri okları tek bir isme yö çok eleştirildiği bu dönemde daha başarıneldi: Fatih Terim... Ulusal takımın kri lı olduğu görülüyor. 199396 yılları arasıntik maçlarına kilitlenen spor basını, çok da Ay Yıldızlıların başında 13 resmi maça ilgilendiği 3 büyükleri bir kenara ko ça çıkan Terim, yüzde 46.15’lik galibiyet yup dikkatini önce Malta, ardından da oranı yakalamıştı. 17 Ağustos 2005’ten Moldova ve Yunanistan’a puan kaybeden günümüze kadarki görev süresinde de 13 Ay Yıldızlıların teknik patronuna çevir resmi karşılaşmaya çıkan Terim, bu kez di. Buraya kadar her şey nor61.53’lük bir galibiyet yüzdemal; peki, Fatih Terim’e yayakaladı. Diğer bir deyişle, ? Terim’in ilk si pılan “istifa” çağrıları ve baş tacı edildiği dönemden isve ikinci dönem tatistiksel olarak daha başarı“Son 20 yılın en kötü futbolu oynatıyor” eleştirileri nelı. Peki, nasıl oluyor da rakariyerine ye dayanıyor? İşte burada rakamlar medyanın tersini söybakıldığında kamlar devreye giriyor. lüyor? istatistiksel Avrupa Şampiyonası yoAslında aradaki fark bir açıdan şimdi lunda 2 maçı kalan ulusalların başarıdan kaynaklanıyor. iyi başlayıp giderek kötüleşen Fatih Terim yönetiminde daha başarılı performanslarını irdelerken Euro 96’ya gitmeyi başaolduğu geçmişte Fatih Terim yönetiulusallar, ilk turda aldıgörülüyor ama ran minde neler yaptığımıza bir ğı 3 yenilgiyle turnuvaya bu sadece bir göz atmak gerekiyor. A Uluveda etmişti. Kısacası sal Takım’daki ilk macerası 27 Avurpa Şampiyonası’na yanılgı. Ekim 1993’te başlayan tecrükatılma başarısının ardınbeli çalıştırıcı, Polonya ve dan alınan sonuçların TeNorveç karşısında Dünya Kupası eleme rim’in karnesindeki mağlubiyet sayısılerinde alınan 2 galibiyetin ardından asıl sı nı 4’e çıkarmasıyla tecrübeli çalıştırınavını vermeye başladı: 1996 Avrupa cının galibiyet yüzdesi düşmüş oldu. Şampiyonası Elemeleri... 5 takımlı grup Özetle, Fatih Terim’in yeni dönemdeta oynadığımız 8 maçta aldığımız 4 gali ki galibiyet oranı daha yüksek olsa da biyet, 3 beraberlik ve 1 yenilgiyle İngilte bu sadece bir yanılsama... Tecrübeli re’ye yürürken Fatih Terim bu kez başarı teknik adamla bir Avrupa Şampiyonanın mimarı olarak gösteriliyordu. 19 Ha sı’na daha katılıp katılamayacağımız ziran 1996’da ulusal takımdaki görevin ise Norveç’te çözülecek düğüm olarak den ayrılan Fatih Terim, 2001 yılında Mi önümüzde duruyor. Toplantıdan destek çıktı TARIK ERYİĞİT Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nun dün Beylerbeyi Atatürk Eğitim ve Araştırma Merkezi’nde yaptığı olağanüstü toplantıdan teknik ekibe destek kararı çıktı. 5 saate yakın süren toplantının ardından basına açıklama yapan başkan Vekili Affan Keçeci, Ulusal Futbol Takımı’na destek ve moral vermesi için Ulusal Takım İdari Destek Komitesi oluşturduklarını ve bu komitede başkan Haluk Ulusoy ve kendisiyle birlikte yönetim kurulu üyeleri Tahir Kıran, Kemal Ünsal ve Mustafa Yazıcı’nın görev alacağını belirtti. Ulusal Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim ve ekibinden de memnun olduklarının altını çizen Keçeci, “Terim ve ekibi görevlerinin başındalar. Bu konuda en küçük bir görüşme dahi yapılmamıştır. Güvenimiz tamdır. Bu konuyla ilgili herhangi aksi bir şey zaten söz konusu olamaz’’ dedi. Olağanüstü toplantının ardından Fatih Terim ve teknik ekiple görüşen Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy bir basın toplantısı düzenledi. Görüşmede geçmişin değerlendirmesini ve geleceğin planlamasını yaptıkların kaydeden Ulusoy “22 Kasım sabahına dek olağanüstü bir hal yaşayacağız. Oluşturduğumuz komite de uygulamalar sırasında her türlü desteği sağlayacaktır. Teknik heyetimizin bilgi, beceri ve deneyimleri ulusal takımın 2008 Avrupa Şampiyonası’na gitmesi için yeterlidir. Finallerde görüşmek üzere...” dedi. FIFA’dan TFF’ye övgü FIFA Sağlık Kurulu Başkanı Prof. Dr. Jiri Dvorak, Haluk Ulusoy’a yazdığı mektupta, Türkiye’de yapılan “Sıcak hava şartlarında futbol oynanması” araştırmasının FIFA tarafından çok etkileyici bulunduğunu bildirdirerek teşekkür etti. GÖRKEM ÇÖTELİOĞLU GÖRÜŞ / HALİT DERİNGÖR Şarlo Diktatör Diye Bir Film Bu Şarlo da kim? Yeni kuşak bilmez. Siyah beyaz dünyanın, yani bizim kuşağın en büyük komedyeni. Tipi, komik olmaya da elverişliydi. Ufak tefek bir adam, üzerinde Smokin, başında röleve şapka, boynunda papyon kravat, elinde baston, ayağında büyük ayakkabılar.. Sempatik bir adamdı. 2. Dünya Savaşı bittikten sonra, ona, ‘’Şarlo Diktatör’’ diye bir film çektiler. Bu film Hitler’i karikatürize ediyordu. Film gişe rekorları kırmıştı. Diktatörün son günlerdeki halinin karikatürü kimi seyircileri üzüyor, kimileri de diktatör nasıl böyle bir duruma düşürülüyor diye yakınıyorlardı. Hiç aklımdan çıkmaz bu film. Fatih Hoca’nın son günlerde TV’deki hezeyanları, medyadaki bazı kimseleri tehdit eder anlamdaki konuşmaları, bana “Şarlo Diktatör’’ filmini anımsattı. Gelelim TürkiyeYunanistan milli maçına. Her zaman yineliyorum. Teknik ve taktik eleştirisini yapmayacağım. Çünkü gerek yok, bunu, anlı şanlı uzmanlarımız yapıyor. Yalnız, Atina’da yapılan ilk YunanistanTürkiye maçında oynayan bir futbolcu olarak ben, son oynadığımız futbola çok üzüldüm. O günkü “ruhtan’’ eser yoktu. Oysa bu maç çok önemliydi. Diğer ülkelerle oynadığımız milli maçlara hiç benzemezdi. Her takıma yenilmek kabul edilirdi de Yunanlara asla! Çünkü hala bu maçlar ulusal savaşın bir rövanşı, veya bir hesaplaşması olarak düşünülmekte. Doğru değil. Yanlış. Ne yapalım onlar da biz de böyle şartlandırılmışız. Takımda, Volkan ve Aurelio’dan başka iyi oynayan arayın ki bulasınız! Yenilmek bir şey değil, bu bir spordur. Ama ezilmek çok kötü. Beni takımda en çok düşündüren husus milli takıma kurtarıcı olarak İngiltere’den getirilen Tuncay. Okuyucularım anımsarlar. Tuncay’ın futbolunu göklere çıkaranlar karşısında ben, her zaman devamlı olarak şu sözleri kullandım: “Tuncay, teknik bir futbolcu değil. Çılgın sürücü. Spor toto gibi bir futbolcu. Kime çıkacağı belli olmaz.’’ Hatta bir yazımda, Alex ile onu kıyaslarken “Ne Tuncay’ı Alex gibi teknik, ne de Alex’i Tuncay gibi çılgın sürücü yapabilirsiniz’’ şeklinde görüş belirtmiştim. Ama Tuncay gibi futbolcular, süratleri nedeniyle teknik direktörler için her zaman bir umuttur. Kolay kolay da yedeğe çekemezsiniz. Tuncay’ın İngiltere’de oynadığı futbolu seyrediyoruz. Ne yazık ki sıradan bir futbolcu gibi. Çoğu kez yedek. Aldığımız duyumlara göre İngiltere de kaleye en kötü şut atan iki futbolcudan biri. Takıma girdiği zaman da varlık gösteremiyor. Görülüyor ki Fatih Hoca onu hâlâ umut sayıyor. Milli Piyango gibi ‘’Ya çıkarsa’’ diye 90 dakika onu takımda tutuyor. Görünen o dur ki ne Tuncay kendini gerçek olarak anlayabilmiş, ne medya ne de Fatih Terim. Tuncay hakkında keşke yanılmış olsaydım. Bir Fenerbahçeli olarak ne kadar çok sevinirdim. Bir başka yanlış da milli takım teknik direktörümüz böyle önemli bir maçta, ‘’İstemezük’’ haline gelen Emre’yi takıma koyuyor Hakan gibi yılların gol kralı olan ama çaptan düşmüş hatta futbolu bırakması düşünülen, birini takıma alıyor. Bir anlamda halkla inatlaşıyor. Bu yenilgi için üzülmeye gerek yok. Böyle bir takımın kazanması ancak şansa kalır. Eposta: [email protected], www.halitderingor.net Seyrantepe’de mutlu son G.SARAY’IN YENİ STADI İÇİN TOKİ’YLE ANLAŞMA SAĞLANDI Spor Servisi Seyrantepe ihalesinde mutlu son... Galatasaray’ın yeni stadı için yapılan ihalede, TOKİ ile Eren Talu arasında sözleşme imzalandı. Ali Sami Yen Stadı’nın bulunduğu 34 bin 640 metre kare yüzölçümlü taşınmaz üzerinde kentsel sosyal altyapı alanları yapılması karşılığında, Seyrantepe arazisi üzerinde 52 bin seyirci kapasiteli, çokamaçlı, çatısı açılırkapanır tipte stadyum ve 4 bin 500 araçlık otoparktan oluşan spor kompleksinin yapımını kapsayan ihalede, TOKİ ile en yüksek teklifi veren Eren TaluAlke konsorsiyumu arasında anlaşma imzalandığı bildirildi. Eren Talu, Galatasaray camiasıyla böyle bir haber paylaşabilmenin gurur verici olduğunu vurgularken Başkan Özhan Canaydın’ın rahatsızlığına karşın bu projede çok büyük emeği ve desteği olduğunu, kendisinin en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını arzu ettiklerini belirtti. Talu, Canaydın’a verdiği sözü hatırlatarak Başkanın Galatasaray stadını zamanında teslim alacağını kaydetti. KONUK YAZAR / Gol Atan Galip KAAN ARK Kombineler iptal! Sarı Kırmızılılarda, kombine kartların barkodlarda hata saptanması üzerine değiştirilmesi kararı alındığını bildirdi. Değiştirme işlemi Mecidiyeköy’de bulunan Galatasaray Store Çadırı’nda yapılacak. Galatasaray, Ankaraspor maçının hazırlıklarını sürdürdü. Teknik direktör Feldkamp yönetimindeki antrenmana Hasan Şaş ve ulusal takımdan sakat dönen Ümit Karan, tedavilerinin ardından katıldı. Sakatlıkları süren Okan ve Ayhan’ın tedavilerine de tesislerde devam edildi. Bu arada Galatasaray’ın kurucularından Ali Sami Yen mezarı başında anıldı. ‘GAZİYİZ AMA GÖREV BİTMEDİ’ Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, Antalya’da düzenlenecek Dünya Ampute Futbol Şampiyonası’na katılacak ulusal takımın kampını ziyaret etti. Takım kaptanı Adem Püskül “Gazi olduk ama görevimiz bitmedi” dedi ON CÜMLE / Kendince önemli bulduğu görev, konum ya da tavırdaki vatandaşlarına, monarşik unvanlar atfetmeye meraklı halkımız yenisini yaratana dek; son “İmparator” ve “Kral” tarihe karışmış gibi görünüyor; ki dileğimiz de budur. Ulusal futbol takımımız grupta kalan 2 maçından istediğini alıp, 2008 Avrupa Şampiyonası finallerine katılsa da, oralarda mucizevi başarılara imza atsa da, bu yargı ve dileğimiz değişmeyecek. Çünkü dayanağımız; saha sonuçları değil, yaşanan süreç ve bu sürecin kodlarından yansıyanlar. En kariyerli akademisyenlerden duyamayacağınız, ancak altyapısızlıkla açıklanabilecek “Ders almam, veririm(!)”lerle süslediği basın toplantılarında, canı isteyince küsüp ko ÇETİN SUSAN tih Terim’in önderliğinde 2006 Dünya Kupası’na katılma şansını yitiren Türkiye, 2008 Avrupa Şampiyonası’nı da ıskalarsa, bu durum, sponsorların tercihlerini gözden geçirmelerine neden olacaktır elbette. Nasıl ki, 2002 yılında 4.3 trilyon olan Federasyon sponsor geliri, Dünya 3.’lüğünün ardından 2003’te 9.3 trilyon TL’ye yükseldiyse, tersi de kaçınılmazdır. Pike yapan uluslararası futbol prestijimiz ve düşen omuzlarımız kadar önemlidir “para”; Ulusoy yönetimi har vurup harman savursa da, futbolumuzun yarınları için çok önemlidir. “Terimsever”lerin hoşuna gitmeyecek ama, “Ulusal Takımlar Başsorumlusu”, sıfatından da anlaşılacağı gibi her şeyin baş sorumlusudur! ‘İmparator’luk Çökerken nuşmadığı medya üzerinden tüm Türkiye’ye parmağını sallayabilecek cürete ulaşan bir “narsist” benliğin, ülkeye verdiğinden fazlasını alıp götürdüğüne itirazı olan var mıdır acaba? Götürdüklerinin başında, önceki yazılarda değindiğimiz, etik değerleri “çaktırmadan” aşındırma geliyor belki de... Ancak bundan da önemlisi, futbolun maddi kaynaklarına dolaylı olarak vurduğu ve işbaşında kaldıkça da vuracağı darbe... 2004 Avrupa’dan sonra, Fa Eğer favori olarak başladığımız gruptan çıkamazsak bu üç büyük turnuvaya üst üste katılamayacağımız anlamına geliyor. FIFA sıralamasında 1522 bandında gidip gelen bir ülke için gerçekten büyük bir fiyasko. Son dakikada katılsak da turnuvaya fiyaskonun boyutu değişmeyecek. Basketbol ulusal takımı İspanya’da bir başka skandala imza attı. Her iki sporunda lig organizasyonlarına manipülasyonlar damgasını vuruyor yıllardır. En çok madalya kazandığımız güreşte kâğıttan aslanlarımızın ardına yapışıyor her büyük yarışmada çuvallıyoruz. Halter deyince, sarkıntılık, tecavüz, doping geliyor insanların aklına, devşirme haltercilerin getirdiği ivme tersine dönmüş durumda. Atletizm bir başka skandal ortamı. Aşk, para, şöhret, intikam pembe dizi gibi atletizm yönetimi. Spor kulüplerinin birçoğu hâlâ dernek statüsünde, bir kısmı da yarı dernek yarı ‘AŞ’ gibi komik bir yapıda. Amatör spor bitmiş, halk spor yapmıyor, spor medyası sayesinde her geçen gün daha da uzaklaşıyor spordan, futboldan, tribünden, TV başından, gazetelerden. Endüstriyel spora yabancı anlamlar yüklenerek, spor metalaşıyor, taraftar metalaştırılıyor. Oysa endüstriyi ayakta tutacak olan taraftarın duygusu ve bu duygu hızla soğuk bir mala dönüştürülme yolunda. Sporun endüstriyelleşmesi taraftarın meta haline getirilmesi değil, endüstriye ölçek katan ekonominin denetlenebilmesi ile başlıyor hâlbuki. Türk sporunun kalkış noktası “mali denetim” olmalıdır. Federasyonlar, kulüpler denetlenebilir, ceza verilebilir ve bu cezada uygulanabilir duruma geldiğinde iş hobi olmaktan çıkarak, işin ehillerine doğru zemin yaratılabilecek ve ardından sportif kalkınma gerçekleştirilebilecektir. Aynı yüzler, aynı zihniyet, aynı isimler yıllardır sporun içinde. Ya isimler değişmeli, ya zihniyet. Sudan’dan beter bir hale getirilen ülke sporunu ayağa kaldırmak için, imparatorlara, prenslere, krallara ihtiyacımız olmadığı artık fark edilmeli. Sadece üretecek, denetleyecek kadrolara ve yeni kanunlara ihtiyaç var. Medyası, kulüpleri, federasyonları, oyuncuları, teknik adamları hatta taraftarları ile topyekun bitmiştir bu sistem seneler önce. Biz hâlâ uzatmada bir gol peşindeyiz. CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle