Katalog

20 EKİM 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr ATO Başkanı, Maliye’nin 130 bin esnafa 9 milyar YTL ’lik vergi operasyonu başlattığını duyurdu 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Esnafa vergi taarruzu Ekonomi Servisi Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Maliye Bakanlığı’nın bayramdan sonra 130 bin esnafa 9 milyar YTL’lik vergi operasyonu başlattığını bildirdi. Vergi borcu olan esnafın banka hesaplarına blokaj konulduğunu bildiren Aygün, blokaj yüzünden çek ve senedini ödeyemeyen esnafın, kara listeye düştüğünü vurguladı. Maliye’nin başlattığı uygulamayı “esnafa vergi saldırısı” olarak nitelendiren Aygün, “Esnafın sicili bozuluyor, işleri durma noktasına geliyor” dedi. Ödenmeyen çekler yüzünden, esnaftan alacaklı olan tüccarların da bu uygula Suçu Paylaşmamak Yüksek Seçim Kurulu’nun oyçokluğuyla vermiş olduğu kararın, padişah yetkisi kullandığını sanan Erdoğan hükümetinin dayatması referanduma haklı ve hukuka uygun kılıf uydurmadan öte bir anlamı olamaz. Ortada kullanılmış oylarla ikinci kez aynı numaralı cumhurbaşkanını seçmek gibi bir hukuk garabeti olmasa da bu böyleydi. Referanduma gün kala, kılıfına uydurulmaya çalışılan yeni metinle, Cumhurbaşkanı’nın kendisini doğrudan ilgilendiren bir anayasal değişikliği kimselere inceletmeden gece yarısı imzalaması gibi dünyada örneği yaşanmamış ayıplı durum olmasa da.. oylanacak referandum metni hakka, anayasal hukuk düzenine aykırı bir öz, içerik taşımakta.. Çünkü Meclis çoğunluğunu, biçimsel hukuk boyutunda yakalamış olmanın kendilerine padişah yetkisini verdiğini farz eden bir iktidar anlayışının demokrasi, anayasal hukuk düzeni, gelenekleri ile baştan sona çelişen, diktatoryal dayatmaları, icraatları ile karşı karşıyayız. Gül’ü bir önceki iktidar süreçlerinde Meclis’ten cumhurbaşkanı olarak seçtiremeyince, “halkoylamasına, referanduma gideceğiz” sloganı ile dayattıkları metin oylanmakta. Elbette bugünkü anayasal düzen, Cumhurbaşkanlığı, Meclis sistemi ile özden çelişkili, çalakalem hazırlanmış bir hukuk garabeti metin söz konusu. Başkanlık sistemi, en azından yarı başkanlık sistemi için geçerli halkoyu ile cumhurbaşkanı seçme sistemi, parlamenter sisteme yama olarak yamanacak. ??? Gelişmelerden izleyebildiğimiz kadarı ile iktidar olmanın; Meclis çoğunluğunun tüm avantajlarını kullanarak, yaz baskını seçimlerde elde edilmiş başarı ile Gül’ü uzlaşma sözüne de uymayarak Meclis’ten cumhurbaşkanı seçtirmiş olmak yetmedi. Hazırladıkları yine dayatma anayasa metninde yer alabilecek dayatmaları içeren seçim öncesi Meclis’ten geçirilmiş metinle referanduma gitmekte diretildi. Yapılan tüm uyarılara kulak tıkandı. Bir tür güç gösterisi, kapris mi, yoksa işin içinde çok başka hesaplar mı var? Oyun içinde oyunlara ilişkin tüm kaygıları bir yana bırakalım. Bu hukuk, hilkat garibesi referandum metnine, anayasa değişikliğine niçin oy kullanmak, suç ortaklığı yapmak zorunda olalım? Belki gidip hayır oyu kullanmanın daha anlamlı bir yanıt niteliği olabilir. Ancak son dakikada konulan oykullanmayanlara 17 YTL’ik ceza artırımı hükmü var ya.. insanı bal gibi de tahrik ediyor. Demokrasilerde halkoylamasına, referanduma başvurmanın bir anlamı, raconu vardır. Örneğin Zürih’te seçmen trafik sıkıntısını yaşama pahasına göl çevresindeki doğanın bozulmaması için yapılan referandumda oy kullanıken gerçekten demokratik katılım söz konusudur. İktidar gücü, halk çoğunluğu, halkın zaafları, dini milliyetçi duygularını kullanarak referandumlarla azınlık haklarının gasp edildiği her gidişin, söz konusu ülkelerde faşizmi getirdiğinin ise tarihte sayısız acı örneği yaşanmıştır. Anayasal değişikliklerde, demokrasilerde uzlaşmanın aranması, azınlık haklarının öne çıkarılması, demokrasinin olmazsa olmaz ölçülerinin aranması tam da bu nedenlerledir. ??? Yoksa parmak, oy hesabına bakarsak 1982 Anayasası çok yüksek halkoyu ile kabul edilmedi mi? 1982 Anayasası’nın özü, içeriği, hazırlanışı, topluma dayatılması, her hali ile, insan hakları, demokrasi ilkelerine aykırı, cunta anayasası olduğunu bugün söylemeyen var mı? Cunta gücünün olmazlarını, ilkelerini çizdiği, sonunda halka oylatılmış bir metin ne kadar sivil ve demokratikse.. sivil ama çoğunluk iktidarının Meclis parmak gücüne dayanarak hazırlattığı, uzlaşma aramadan dayattığı, yine içeriği demokratiklikle ilişkisiz bir metin o kadar sivil ve demokratik olabilir... Bu gerçeklik AKP’nin gerek referanduma konu olan değişiklik metni, gerekse yeni anayasa taslağının bugünkü hali için aynen geçerlidir. Hele de AKP iktidarı gibi Cumhuriyet, laiklik, rejim ile sorunları olan, toplumsal gidişi yapıyı, rejimi değiştirmeyi hedeflediği kaygısını yaratmış bir ılımlı İslam iktidar örneğinin tüm icraatlarını yaşıyor isek. Dünyada sandıktan çıkan oylarla faşist ve dinci diktatörlüklerin getirilmesinin sayısız örneği yaşanmışken; Nazilerin gelişinden, İran’da bugünkü şeriat cumhuriyetinin gelişine, Hamas’a uzanan çoğunluk diktatörlüklerinin yaratılması örnekleri dururken.. “sivil anayasa, halk iradesi” gibi çok doğru, çok anlamlı kavramlar, çok tehlikeli oyunların aracı olabiliyorlar. Türkiye son ayların moda tartışmalarında yer aldığı üzere, Cumhuriyet kazanımları, toplumsal birikimleri ile geldiği noktada elbette İran, Filistin, Afganistan, Pakistan ya da Malezya’ya benzeme noktasında olmayabilir... Yine de toplumsal yapımızı, demokrasi birikimlerimizi geriye götürecek, demokrasinin özü ile çatışan, çoğunluğun, yine çok moda deyimle mahalle dayatmalarının ürünü gidişte suç ortaklığı yapmak zorunda mıyız? Seçim sandığı gücünü, demokrasi, hak, hukuk, anayasal düzen üzerinde istediğini yapma hakkı olarak gören, padişahlarda görülmemiş bir şımarıklık, haddini bilmezlik içinde, her istediğini yapma hakkını kendinde varsayarak gündeme getirilmiş bir dayatma metnine oy kullanmak zorunda değiliz.. soner@cumhuriyet.com.tr ? ATO Başkanı Sinan Aygün, vergi borcu olan esnafın banka hesaplarına blokaj konulduğunu bildirerek “Esnaf, blokaj yüzünden çek ve senedini ödeyemiyor, kara listeye düşüyor” dedi. madan olumsuz etkilendiğini dile getiren Aygün, “Maliye bir dominoyu devirdi, piyasadaki bütün dominolar birbiri ardına yıkılıyor” diye konuştu. Ankara’da açıklama yapan Aygün konuyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Vergi ödememe eğilimi elbette onaylanacak bir durum değil. Elbette kazanan esnaf vergisini de ödeyecek. Buna kimsenin söz söyleyecek lafı olmaz. Ancak bundan daha kötüsü, IMF emrediyor, paralarını ne pahasına olursa olsun tahsil et diyor, Maliye akla gelmedik yöntemlere başvuruyor. IMF’ye verilen rakamlar tutacak diye, esnafın bayramı bile zehir ediliyor. Şimdi hesaplarına bloke konulan esnafların elleri kolları bağlandı. Bayramdan sonraya verdikleri çeklerin arkası yazılmaya başlandı. Senetleri protesto oluyor, mal bedelleri öde nemiyor. Vergi Dairesi ile anlaşarak vergi borcunu taksitle ödeyen mükelleflerin hesaplarını bile bloke ettiler.” Esnafın borçlarını ödememe eğiliminden değil, durgun geçen yaz sezonu nedeniyle vergi borçlarını ödeyemediğini belirten Aygün, iyi niyetli mükellefler gözetilmeksizin topyekun bir uygulamaya gidilmesinin şık olmadığını söyledi. Banka hesaplarının bloke edilmesinden sonra esnafın dükkân ve arabalarına haciz silahıyla gidileceğine dikkat çeken Aygün, esnafa da bir an önce vergi borçlarını ödemeleri konusunda çağrıda bulundu. B D D K: Kurda risk sürüyor Ekonomi Servisi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) raporunda, Türk bankacılık sektörünün “kur riski” genel olarak değerlendirildiğinde, yabancı para pozisyonlarının geçmişe kıyasla daha dikkatle izlendiği vurgulandı. “Türk Bankacılık Sektörü Kur Riski Değerlendirme Raporu’’nda, “Döviz kredileri ile dövize endeksli kredilerin boyutu dikkate alındığında, bankaların müşterileri olan firma ve kişiler tarafından taşınan kur riskinin izlenme gereğinin devam ettiği anlaşılmakta’’ denildi. Rapora göre, özellikle yurtdışı kaynaklı ve global bir resesyon ihtimalinin ortaya çıkması, tedirginliği artırıyor. Son dönemde temel makro ekonomik verilerde yavaşlama olması halinde, kur riskinin, ödeme güçlerinde sıkıntı yaratarak, bankacılık kesimine dolaylı yoldan, kredi riski olarak dönme olasılığı mevcut. Tekel varsa olacağı bu Türk Telekom grevini değerlendiren Telkoder Başkanı Arıak, “Telekom’un tekel konumu devam ettiği sürece savaş, deprem ve grev gibi olağanüstü zamanlarda haberleşme güvenliğimiz tehlike altında” dedi Ekonomi Servisi Türk Telekom (TT) çalışanlarının başlattığı grev beşinci gününe girerken, durumu değerlendiren Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (Telkoder) Başkanı Yusuf Ata Arıak grevin uzaması halinde hayatımızın her alanında ciddi aksaklıklar yaşanacağını dile getirdi. Arıak, “Yaşanan aksaklıklar, Türk Telekom’un telekom piyasasındaki tekel konumunu sürdürmesine ve bu piyasadaki rekabetin engellenmesine bağlıdır” dedi. TT’nin kullandığı altyapının ülkemizde iletişim amacıyla kulanılan tek telekomünikasyon altyapısı olduğunu belirten Arıak’a göre tek şebekeye bağımlılık ve rekabetsizlik sürdüğü sürece haberleşme güvenliğimiz tehlike altında. Rekabetin engellenmesinin sorumlularının Ulaştırma Bakanlığı ve Telekomünikasyon Kurumu olduğunu vurgulayan Arıak, bakanlığı ve Türk Telekomünikasyon Kurumu’nu etkin rekabet koşullarının sağlanması için göreve çağırdı. Arıak “Kaderimiz önce devlet tekeli sonra özel tekel olan Türk Telekom’a bağlanamaz. Rekabet ortamı Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olan havayollarında nasıl oluşturulduysa, aynı şekilde telekom piyasasında da oluşturulabilir. Bu amaçla öncelikle Türk Telekom altyapısına alternatif olan kablo TV şebekesi zaman kaybedilmeden özelleştirilmeli ve kullanılır hale getirilmelidir. Neden beklenildiğinin açıklaması yoktur” dedi. Hastaların kendi verilerine cep telefonunda bulunan eimza sayesinde ulaşabilmesini sağlayan sistem, Sağlık Bakanlığı Aile Hekimliği Bilgi Sistemi’nde kullanılacak. Elektronik imza sağlık sektöründe GÜRSU KUNT ANTALYA Elektronik imzanın, sağlık sektöründeki ilk uygulaması başlıyor. Turkcell’in 5 bankayla başlattığı, kısa süre içinde büyüyerek 11 bankada ve kamu sektöründe uyguladığı elektronik imza, artık Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Aile Hekimliği Bilgi Sistemi’nde de kullanılacak. Sağlık Bakanlığı ve Turkcell ortaklığında hayata geçirilen uygulama, Antalya’da düzenlenen ESağlık Kongresi’nde tanıtıldı. Uygulama, aile hekimi dışında bir başka hekime başvurmak zorunda kalan hastanın kendi verilerine, cep telefonunda yer alan elektronik imzası sayesinde, ula şılabilmesine olanak sağlıyor. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Sabahattin Aydın, aile hekimliğini bilgi sistemi etrafında örmeye çalıştıklarını söyledi. Aydın, sürekli seyahat halinde olanların, kayıtlı olduğu hekim dışında bir başka hekime başvurmaları durumunda, uygulamanın öneminin ortaya çıktığını ifade etti. En küçük bahçe traktörü Erkunt Tarım Makinaları Sanayii, yeni bahçe traktörü Bereket 60 Meyveci’yi tanıttı. İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında konuşan Genel Müdür Zeynep Erkunt, Türkiye’nin en küçük, en az yakıt tüketen ve manevra kabiliyeti en yüksek traktörü olarak nitelediği Bereket 60 Meyveci’yi Bulgaristan, Macaristan, Azerbaycan ve Sudan’a pazarladıklarını, amaçlarının Meyveci’yi diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerine de tanıtmak olduğunu belirtti. Erkunt, İran, Hindistan, Çin gibi ülkelerden gelen, hâlâ 45 yıl öncesinin teknolojisine sahip ürünlerin çok ucuza satılmasının Türkiye’de haksız rekabet yaratmasına üzüldüklerini de söyledi. ‘Türk Telekom faturayı tüketiciye kesmesin’ KONYA (AA) Tüketiciler Birliği Genel Başkan Yardımcısı Kemal Özer, Türk Telekom’daki grev ve çeşitli saldırılar yüzünden iletişimde yaşanan kesintilerin ay sonunda faturadan düşülmemesi durumunda hukuki süreç başlatacaklarını bildirdi. Özer, Türk Telekom grevinin sürdüğü günlerde ekipmanlara zarar verilerek Türkiye’nin iletişim krizine sokulduğunu belirterek, grev hakkının ülke insanına, iletişimine, istihbaratına ve ticaretine zarar verecek bir yapıya büründürülmesini kınadıklarını söyledi. Türk Telekom yönetiminin gerekli güvenlik önlemlerini zamanında almadığını, bu yüzden de sıkıntı yaşandığını vurgulayan Özer, “Türk Telekom, sabit ücret alarak grev süresinde bile 24 saat kesintisiz hizmet vereceğini tüketiciye taahhüt etmekte. Sabit ücretin karşılığı olduğu iddia edilen hizmeti alamadıktan sonra neden sabit ücret ödüyoruz? Grev yüzünden hizmet aksatılması asla kabul edilemez. Doğal tekellikten kaynaklanan gücün faturasını her koşulda tüketiciye kesen Türk Telekom, kesintisiz ve kaliteli hizmet vermek zorunda olduğunu unutmamalı’’ dedi. Özer, grev nedeniyle gecikecek fatura ve tahsilat sorunları ile hizmet aksamalarının faturasının tüketiciye kesilmemesi gerektiğini belirtti. TÜRSAB SEÇİMLERİ Çayla başkanlık için aday oldu Ekonomi Servisi Retur Genel Müdürü İskender Çayla, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) başkanlığına adaylığını açıkladı. Beyoğlu’ndaki St. Antuan Kilisesi yanındaki evinde gazetecileri ağırlayan Çayla, Türkiye’nin lokomotif sektörlerinden turizmde, 1011 Kasım’da önemli bir seçim yaşanacağını kaydetti. Döviz girdisi ve yaratılan istihdam olanaklarıyla ülkelerin ekonomilerini değiştirebilme sihrine sahip turizmde, acentelerin strateji ve hedeflerini yenilemeleri gerektiğini belirterek bunun, acentelerin Türkiye’ye karşı sorumluluğu olduğunu kaydeden Çayla, sektörde, belli bölgelere yoğunlaşan “kanserli büyüme”nin önüne geçilmesi için de sorumlulukları olduğunu anlattı. Çayla, başkanlık yarışı için Hello Seyahat Acentesi kurucu ortağı Emin Çakmak, Bursa’dan Selam Tur kurucu ortağı Hasan Erdem, İzmir’den SiYes Turizm’in sahibi Ayla Türkay, Bodrum’dan Gündüz Travel’in sahibi Gündüz Nalbantoğlu, Marmaris’ten İnshore Travel Genel Müdürü Nurcan Dağ ve Kartaca Turizm Genel Müdürü Fatih Günay ile yola çıktığını anlattı. P H I L I P S: Gebze’ye 50 milyon Avro’luk yatırım Ekonomi Servisi Philips, Gebze’deki fabrikada aydınlatma armatürü için 50 milyon Avro yatırım yapmaya hazırlanıyor. Philips Türkiye ve Ortadoğu Üst Yöneticisi (CEO) Fridus Vest, her zaman kârlılığını arttırarak büyümeyi hedefleyen Philips’in büyüme oranının yüzde 7, Türkiye’deki büyüme oranının ise yüzde 20 olduğunu kaydetti. Öte yandan Philips’in “ışığın baştan çıkarıcılığı’’ konsepti ile ürettiği Aurea televizyonları dünya ile aynı anda Türkiye’de satışa sundu. Orka, GülBay ile ev tekstilinde ? Ekonomi Servisi Erkek giyiminde Damat, ADV, Tween markalarının sahibi Orka Group ile ev tekstilinde Day In Colours markasıyla yer alan GülBay Tekstil, ev tekstili alanında işbirliği yaptı. Nevresim, havlu, bornoz, yatak örtüsü, örgü battaniyeden oluşacak yeni koleksiyon 1 Aralık’tan itibaren satışa sunulacak. Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Damat Tween ADV imzalı ürünlerle 10 milyon dolar ciro hedeflediklerini söyledi. ‘Temsa ile global oyunculuk hedefliyoruz’ Ekonomi Servisi Temsa AŞ, Avrupa’nın en büyük otobüs fuarı olarak nitelendirilen Busworld Kortrijk’te, dünyanın yüzden fazla ülkesinden gelen yaklaşık 25 bin ziyaretçiye, Avrupa pazarına yönelik geliştirdiği şehiriçi ve şehirlerarası taşımacılığa yönelik otobüslerini sergiliyor. Bürüksel’de 1924 Ekim tarihleri arasında 18’incisi düzenlenen Busworld Kortrijk Fuarı’nda Temsa, Diamond, Opalin, Tourmalin Intercity, Tourmalin, Safari RD, Safari HD ve Metropol Intercity olmak üzere 7 aracını ziyaretçi ve sektör temsilcilerine sunuyor. Fuara 4. kez katılan Temsa, araçlarını başta Avrupa olmak üzere dünyanın 40’tan fazla ülkesine ihraç ediyor. Fuarda konuşan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Temsa, otomotiv sektöründeki amiral gemimiz. Toyota ortaklığımız var. Temsa’da ise kalıcı ve sürdürülebilir kârlılık açısından kendi tasarımlarımızı yaptık. Kendi tasarımımızla şu anda bölgesel bir oyuncuyuz. Hedefimiz, global bir oyuncu olmak. Bu grubumuz, bizim geleceğimiz için çok önem verdiğimiz 5 işkolundan biri. Temsa’nın ayrıcalıklı bir yeri ve konumu var’’ dedi. VW faiz oranlarını düşürdü ? Ekonomi Servisi VW Binek Araç, kısa vadeli faiz oranlarında indirime gidilmesinin ardından ekim ayı sonuna kadar uzattığı avantajlar sunan kampanyası kapsamında kredi faiz oranını yüzde 1.39’a çekti. Tüm 2008 model otomobillerin dahil olduğu kampanya kapsamında yüzde 9’a varan indirimlerin yanı sıra takas desteği de sunuluyor. VW, kampanya kapsamında araç fatura fiyatının yüzde 80’ine kadar yüzde 1.39’luk faiz oranı ve 60 aya kadar uzanan vade imkânları sunuyor. CUMHURİYET 13 K