19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 EKİM 2007 PERŞEMBE 4 DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN HABERLER 7 asıl, 4 yedek üyeyle yapılan toplantıda 5’e karşı 6 üyenin oyuyla halkoylamasına vize kararı çıktı Tezkere, Sorunlar ve Kimi Sorular – 1 Hükümete sınır ötesinde Kuzey Irak’a (gerçi metinde açıkça alan belirtilmiyor ama neresi olduğunu herkes biliyor) TSK’yi gönderme yetkisini bir yıl süreyle tanıyan tezkere sonunda dün TBMM’den geçti. Son zamanlara kadar, maalesef Barzani ağzı ile konuşup sorunun sınır ötesinde değil, Türk topraklarında olduğunu söyleyen AKP yöneticilerinin de gerçeği, kamuoyunun yoğun baskısıyla ve oldukça gecikmiş olarak da olsa kabul etmeleri sevindiricidir. Tezkereyle ilgili olarak bazı gerçekleri bilelim ki, yanlış sorular sorup yanlış sonuçlara varmayalım. Tezkere, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sınır ötesi operasyon yapma yetkisini vermiyor. O yetkiyi verecek, görevin siyasal tanımını yapacak olan hükümettir. Anayasaya göre, TSK’ye sınır ötesi görev verme yetkisi TBMM’nindir, şimdi TBMM tezkere ile hükümeti yetkilendirmiş oluyor. Kısacası illa operasyon olacak denemez, karar artık Erdoğan hükümetinindir. Onun da bu konuda çok istekli olmadığını herkes biliyor. Zaten tezkerenin bir özelliğinin de AKP tarafından otomatik olarak kullanılmak istenmediğinin açıklanması ve Ankara’nın muhataplarına, işbirliği konusunda kapının açık bırakılması. Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, bu hususu net bir biçimde açıklamış bulunuyor. Bu arada içeriği ve şümulü ne olursa olsun, bir sınır ötesi operasyonun PKK’yi illa dize getireceğini sanmak da yanlıştır. Daha önce yapılan operasyonlar bu görüşü doğrular niteliktedir, ??? Ama kabul etmek gerekir ki, böyle bir tezkerenin TBMM’ye sevk edilmesi bile hükümetin terörle mücadele konusunda belirli bir kararlılığa sahip olduğu izlenimini yaratacak ve caydırıcı olacaktır. Nitekim, tezkerenin Meclis’te görüşülmesinin hemen öncesinde Ankara’ya gelmiş olan, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi de “terörle mücadeledeki kararlılıklarını göstermek ve bunu kanıtlamak için kendilerine bir fırsat daha verilmesini” istediklerini belirtmiştir. Sayın Haşimi ülkemizden ayrılmadan önce gazetecilerin sorularını yanıtlarken de istediklerini elde ettiklerini açıklamıştır. Bu açıklamadan ne anlamak gerektiğini önümüzdeki günlerdeki gelişmeler belirleyecektir. Ama daha şu andan itibaren, tezkerenin TBMM’ye sevkinin dahi caydırıcılık işlevini yerine getirmekte olduğu görülmektedir. Durum böyle olunca da insan elinde olmadan AKP ve yöneticilerine soruyor: Şimdiye kadar nerelerdeydiniz, hazretler? Sizi böyle utangaç davranmaya iten etken, büyük velinimetiniz Sam Amca’yı kızdırmak korkusu mu, yoksa seçimlerde bölgeden almayı tasarladığınız oyların hesabı mıydı? Tezkerenin Meclis’e sevki için, illa bu kadar gencimizin şehit olması şart mıydı? ??? Tezkerenin dikkat çeken bir olumlu yönü de harekâtın sınırlarını belirten satırlarıdır. Türkiye sınır ötesi operasyonu, yalnızca PKK terörüne yönelik olarak yapmaktadır. Bu açıdan, Ankara’nın açıklaması nettir. PKK dışında hiçbir grup, Türkiye’nin operasyonunun hedefi değildir. Ankara ayrıca Irak petrolü ile ilgili herhangi bir talebi ve iddiası olmadığının da (zaten olamazdı da) altını özenle çizmiş bulunmaktadır. Yine Irak’ın toprak bütünlüğüne özen gösterildiği de özenle belirtilmiştir. Bu özen yeni bir husus değil. Irak’ın toprak bütünlüğü baştan beri Türkiye’nin bu konudaki ana tezini oluşturmuştur. Tezkerenin, siyasal arenadaki kimi çatlak seslere karşın geçmesi olumlu olmuştur. Ancak bu yararın ne düzeyde kalacağı, onu Erdoğan iktidarının nasıl kullanacağına, ne denli cesur hareket edeceğine ve hangi amaçları gerçekleştirmeye yöneleceğine bağlı. Herhangi bir sınır ötesi operasyon, terörü tümüyle bitirmez, PKK’yi silmez, ama kararlılığı gösterir, dış lojistik desteği keser. Uzmanların özenle belirttikleri husus ise herhangi bir vurkaç operasyonundan çok, bölgede belirli derinliği olan bir güvenlik kuşağının oluşturulmasının yukarıdaki amaçların gerçekleşmesine yardımı olacağıdır. Konuyu birlikte ele almayı sürdüreceğiz. YSK: Referanduma devam ? YSK Başkanı Muammer Aydın, Kurul’un TBMM’den geçerek dün Resmi Gazete’de yayımlanan yasayı değerlendirdiğini, oyçokluğuyla halkoylaması sürecinin devamına karar verdiklerini söyledi. Kurulun bu kararı uyarınca öngörüldüğü üzere 21 Ekim Pazar günü referandum yapılacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu (YSK), cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini de öngören anayasa değişiklik paketinin pazar günü halkoylamasına sunulmasına tek oy farkla vize verdi. Kurulun 5’e karşı 6 üyenin oyuyla aldığı karar uyarınca pazar günü referandum yapılacak. YSK Başkanı Muammer Aydın’ın referandumun ertelenmesi yönünde oy kullandığı öğrenildi. Kurulun 21 Ekim sonrasında gümrük oylarıyla ilgili yeni bir karar vermesi bekleniyor. Değerlendirme 21 Ekim’den sonra YSK, halkoyuna sunulacak anayasa değişikliği paketinden 11. cumhurbaşkanının seçimine ilişkin geçici iki maddenin çıkarılması sonrasında halkoylamasının ertelenip ertelenmeyeceği konusunu değerlendirmek üzere dün toplandı. Yaklaşık bir buçuk saat süren toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan YSK Başkanı Muammer Aydın, kurulun TBMM’den geçerek dün Resmi Gazete’de yayımlanan yasayı değerlendirdiğini, oyçokluğuyla halkoylaması sürecinin devamına karar verdiklerini söy KILIÇDAROĞLU’NDAN JET ONAYA TEPKİ ‘Acelenin nedeni Gül’ün koltuğu koruma telaşı mı?’ ? CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu: Kendi koltuğunu sağlamlaştırmayı hukuk devletine tercih eden bir anlayış, Türkiye’de hukukun en üst makamlarca çiğnendiğinin en somut örneğini oluşturur. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün anayasa değişikliğine “jet” onayına, “Bu acele acaba Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendi koltuğunu sağlamlaştırma telaşından mı kaynaklanmaktadır?” diyerek tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, dün düzenlediği basın toplantısında Cumhurbaşkanı’nın “anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye” bağlı kalacağı yönünde namusu ve şerefi üzerine ant içtiğini anımsatırken şu görüşleri dile getirdi: “Halkoylaması, halkla oynamaya dönüştürülmüştür. Hukukun üstünlüğünü koruyacağına ant içen bir cumhurbaşkanının öncelikle bu hukuk garabetini incelemesi ve ardından bunu TBMM’ye iade etmesi gerekirdi. Maalesef Sayın Cumhurbaşkanı TBMM’den geçip kendisine sunulan değişikliği alelacele onaylayarak Başbakanlık’a göndermiştir. Bu acele davranış acaba Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendi koltuğunu sağlamlaştırma telaşından mı kaynaklanmaktadır? Eğer bu düşünce ile yaptı ise kendisine hatırlatmak isteriz ki bu hukuk garabetinin altına imza atması kendi konumunun tartışılmasına engel olmayacak, aksine tartışılmasına zemin hazırlayacaktır.” Cumhurbaşkanı Gül için “Çankaya noteri” eleştirisi yapıldığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Onuruyla görev yaparken kılı kırk yaran noterlere haksızlık yapılmaktadır. Sayın Gül, bunun ötesinde bir görev üstlenmiş görünmektedir. Kendi koltuğunu sağlamlaştırmayı hukuk devletine tercih eden bir anlayış, Türkiye’de hukukun en üst makamlarca çiğnendiğinin en somut örneğini oluşturur. Hukuku ayaklar altına alarak mağdur rolü oynamak takıyyeci kültürün bir gereğidir” dedi. Yaklaşık bir buçuk saat süren toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan YSK Başkanı Muammer Aydın, kurulun TBMM’den geçerek dün Resmi Gazete’de yayımlanan yasayı değerlendirdiğini, oyçokluğuyla halkoylaması sürecinin devamına karar verdiklerini söyledi. (Fotoğraf: AA) ledi. Aydın, “Pazar günü halkoylaması yapılarak sonuçlanmasına karar verdik’’ dedi. Aydın, gümrükte paket değişikliğinden önce kullanılan oylara ilişkin soruları ise yanıtsız bırakırken bir üye, 21 Ekim’den sonra bu oyların sonuca etkisi yönünden yeniden değerlendirilebileceğini söyledi. Başkan Aydın ‘erteleme’ dedi Edinilen bilgiye göre, 7 asıl üyesi bulunan kurula 4 yedek üye de katıldı. “Referanduma devam” kararının 5’e karşı 6 üyenin oyuyla alındığı öğrenildi. Kurulun 5 üyesi halkoyuna sunulan anayasa değişikliği paketinden 11. cumhurbaşkanının seçimine ilişkin geçici 2 maddenin çıkarılmasının ardından “yeni bir metin ortaya çıktığını, bu nedenle halkoylamasının ertelenmesi ve 120 günlük sürecin yeniden başlatılması gerektiğini’’ savundu. Kurulun 6 üyesi ise “seçimin nasıl sonuçlanacağının şimdiden belli olmadığı, evet ya da hayır oylarını gümrükteki oyların etkilemesi durumunda kurulun yeniden karar vermesi gerekeceği ve gümrükte bugüne değin kullanılan 19 bin 686 oyun sonucu etkilememesi ihtimali bulunduğu, bu nedenle ertelemeyi gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığı” görüşünü dile getirdi. Yedek üyelerin toplantıya girmesinin sonucu etkilemediği, 7 üyeyle de karar alınmış olsaydı yine tek oy farkla sonucun çıkacağı belirtildi. YSK Başkanı Muammer Aydın’ın da referandumun ertelenmesi yönünde oy kullandığı kaydedildi. Kurulun bir üyesi, normalde 7 asıl üye ile kararların alınmasına karşın dört yedek üyenin de toplantıya katılmasını “Seçim takvimini, seçim kararını ve bu tür kararları 11 kişiyle alıyoruz. Bunun nedeni almış olduğumuz bir ilke kararıdır” sözleriyle açıkladı. Bu arada kurul üyelerinin hiçbirinin, halkoylamasının iptali yönünde görüş bildirmediği de öğrenildi. Kurulun bu kararı uyarınca öngörüldüğü üzere 21 Ekim Pazar günü referandum yapılacak. Y SK’NİN KARARINA MUHALEFETTEN SERT TEPKİ Baykal: Hukuk skandalı Bahçeli: Hayır diyeceğiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yüksek Seçim Kurulu’nun referandumun ertelenmemesi yönündeki kararının “hukuk skandalı” olduğunu söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 21 Ekim’de yapılacak halkoylamasında partisinin “hayır” oyu kullanacağını bildirdi. Baykal, dün gazetecilerin soruları üzerine, “Bu şartlar altında yapılacak referandum, tartışma götürmez şekilde bir hukuk skandalıdır. Gümrüklerde oy kullanma başlamış... Bu skandaldır. Bu kararın 6’ya 5 ile alınması da bunu yansıtıyor” dedi. Baykal, bu konu kesinlik kazanmadan önce referanduma yönelik propaganda konuşmalarının yapıldığını anımsatarak bir “hukuk garabeti” yaşandığını bildirdi. Önceki gece referanduma konu olan yasada değişiklik yapan yasanın Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığına dikkat çeken Baykal, “Çankaya’nın görevi; önüne gelen Meclis tasarrufunu, en sağlam konular da olsa, konunun uzmanı, güvenilir kişilerin süzgecinden geçirmesi, sükunetle değerlendirmektir. Hele konu, Cumhurbaşkanı’nın kendisiyle ilgili bir tasarrufsa, daha dikkatli olunması gerekir” dedi. Konunun, yargıya gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine de Baykal, “Bütün namuslu hukukçular harıl harıl çalışacaktır’’ dedi. Bahçeli de, halkoylamasında partisinin “hayır” oyu kullanacağını bildirdi. Bahçeli, TBMM’de, gazetecilerin sorusu üzerine, şunları söyledi: “21 Ekim’de referandum vardır. Bu referandumda Milliyetçi Hareket Partisi hayır oyu kullanacaktır. Yani kahverengi...” asirmen?cumhuriyet.com.tr DOSYA İNCELEMEYE ALINDI Atabeyler davası karara kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) “Atabeyler Grubu’’na yönelik açılan, 2 emniyet müdürü, 2 subay ve 2 astsubayın da aralarında bulunduğu 10 kişinin yargılandığı davada karar aşamasına gelindi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın dünkü duruşmasına, tutuksuz yargılanan ve ordudan ihraç edilen yüzbaşı Murat Eren, astsubaylar Erkut Taş ve Yasin Yaman, halen görevde bulunan üsteğmen Yakup Yayla ve işadamları Mehmet Karatepe ve İsmail Binici ile sanık avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci, daha önce verdiği esas hakkındaki mütalaasını aynen tekrarladığını söyledi. Sanıklar ve avukatları daha önce yaptıkları yazılı ve sözlü savunmalarını tekrar ettiklerini belirterek bu savunmalar doğrultusunda karar verilmesi talebinde bulundular. Mahkeme Başkanı Mehmet Orhan Karadeniz, dava dosyasının, karar için tetkike alınmasına karar verildiğini açıklayarak, duruşmanın ertelendiğini bildirdi. Savcı Salim Demirci, esas hakkındaki mütaalaasında, sanıkların eylemlerinin “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’’ suçunu oluşturmadığını belirterek sanıkların üzerlerine atılı “Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görevlerini kısmen veya tamamen engellemeye kalkışmak amacıyla anlaşmak’’ suçundan delil yetersizliğinden beraatlerine karar verilmesini istemişti. R Uras’tan protesto çağrısı EFERANDUM VE TEZKEREYİ ELEŞTİRDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ÖDP lideri, İstanbul Milletvekili Ufuk Uras tezkereye karşı olduklarını açıklarken “Türkiye’nin Kuzey Irak’a girmesi ABD’nin yarattığı savaş bataklığına bile bile saplanmak demektir. Sınır ötesi operasyon daha fazla ölüm, daha fazla acı, daha çok kan akması demektir” dedi. “Referandum komedisini” de protesto ettiklerini bildiren Uras, “Bu antidemokratik planı bozalım” çağrısı yaptı. Uras parlamentoda düzenlediği basın toplantısında tezkereyle ilgili değerlendirmeler yaptı. Uras, “Bu tezkereye ‘kınından çıkan bıçağı sonuna kadar saplamaya’ hevesli CHP ile Meclis’te ‘bölücü keşfine çıkmış’ olan MHP destek veriyor. Siyasi partiler şiddet ve çatışma kültürüne hizmet etmemelidir. Biz bu tezkereye karşıyız, çünkü diplomasi yapmak için askeri yöntemlere ihtiyaç duymak yanlıştır” görüşünü dile getirdi. Barışçıl yöntemlere gereksinim olduğunun altını çizen Uras, “PKK silah bırakmalıdır. PKK, silahla, mayınlarla, bombalarla Kürt sorununun barışçıl çözümünü imkânsız hale getiriyor” dedi. Uras, AKP’nin referandum konusundaki tavrının antidemokratik olduğunu söyledi. Referanduma 5 gün kala metinde değişiklik yapıldığına da dikkat çeken Uras, “AKP’nin beceriksizce hazırladığı plana katılmayacağız. Seçmenleri bu planı bozmaya çağırıyoruz” dedi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle