19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EKİM 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Operasyon kredi notunu hemen etkilemez ? Türkiye’nin kredi notunun olası bir sınır ötesi harekâtından kısa vadede etkilenmeyeceğini duyuran S&P, risklere de dikkat çekti. Ekonomi Servisi Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s (S&P), Türkiye’nin kredi notunun Kuzey Irak’a yapılacak olası bir sınır ötesi operasyondan kısa vadede etkilenmeyeceğini, ancak Türkiye’nin dış dengesizliklerinin, piyasalarını yatırımcı güvenindeki dalgalanmalara açık hale getirdiğini belirtti. S&P’den yapılan açıklamada, “Kuzey Irak’a olası bir operasyon, özellikle de ABDTürkiye ilişkilerinin zaten gergin olduğu bir dönemde bu tarz bir (yatırımcı) güven krizini tetikleyebilir” denildi. Ancak S&P, ABD ile ilişkilerin daha da kötüleşmesi halinde bile olabilecek bir piyasa dalgalanmasının kısa süreceğini ifade etti. S&P’nin bir başka değerlendirmesinde, Türkiye’de iç kredi hacminin aşırı bir biçimde büyüdüğü de belirtildi. S&P Kredi Derecelendirme Komitesi Başkanı John Chambers, “Eğer bir Aşil’in topuğu varsa bu da yükselen piyasaların bankacılık sistemleridir” ifadesini kullandı. Dünyaya Açık... Gündemi, içeriğinin önemi gereği, kapalı oturumda, kapalı oylama söz konusu olmalıyken dünyaya açık tezkere oylaması yapılmasını zorunlu kılan koşullar vardı. Ne yazık ki, Türkiye’deki siyasal örgütlenmeler, AKP, Erdoğan Hükümeti’nin kararlılığını yansıtmaktan çok güvensizlikten kaynaklanan bir durum. Öncelikle kapalı oturumda konuşulacak özel bilgilerin DTP’liler tarafından en duymaması gereken güçlere art niyetli ulaştırılabileceği kaygısı, daha doğrusu önyargısı bir neden. AKP’nin Güneydoğu kökenli milletvekillerinin tezkereye hayır demeleri, oy kaymasının önlenmesi ikinci önemli neden. Dillendirilmeyen iktidarın ülke çıkarları ile siyasal çıkarlarının çelişkili konumu, dış politikadaki gelgitleri, zikzakları.. devlet güçleri içindeki çelişkiler de eklenince, kapalı değil ancak açık bir oturum ve oylama ile dünyaya birlik mesajının verilebileceği gibi bir gerçekle karşı karşıya kalındı... Tabii milletin vekillerinin ülkenin çıkarları, geleceği açısından bilmeleri gereken gizli bilgilere ulaşmaları, ona göre yeminlerine de bağlı kalarak sorumluluk içinde oy kullanmaları olanağı yaratılamadı. İktidar, Meclis’teki siyasi partiler, dünya ve Türkiye kamuoyunun gözü önünde konuşulabildiği kadar, kamuoyu baskısı altında görünmek istedikleri kadar içten(!) konuşup, Türkiye için yaşamsal sorunlara ilişkin bakış açılarını yansıtıp durum değerlendirmelerini yaptılar. Sonuçta tarihi dediğimiz kararın verildiği Meclis oturumu, önceden söylenmiş sözler, verilmiş bilgiler, açıklanmış görüşler çerçevesinde özetlemelerle geçti. Başbakan Erdoğan başta hükümet sözcüleri, zaten ilk tezkere kararını verdikleri günden başlayan açıklamalarında tezkere ile amaçlarının PKK terörüne yönelik önlem almayan ABD, Irak, Kuzey Irak yönetimlerini uyarmak olduğunun altını çiziyorlar. Bir yıllığına aldıkları Irak’a girme tezkeresini kullanma heveslisi olmadıklarının, tek hedefin PKK saldırılarının durdurulması olduğunun güvencesini vermeye çalışıyorlar. Dünyaya bu kadar açık bir tezkere kararının, dünya piyasalarında petrol fiyatlarında böylesine etkili olması, dünya gündemine girmesi gerçekten şaşırtıcı, şaşırtıcı olduğu kadar da düşündürücü. ??? Arada dünya medyasından özetlenen kimi yorumlar, haberlerden Türkiye gerçeğine ne kadar uzak, yabancı durulduğu bilmediğimiz bir tablo değil. Yine de ülkenin olmazları, yaşamsal çıkarlarına ilişkin böylesine yoka sayılmak, hafife alınmak, kendi kamuoylarına dönük gerçeklerin çarpıtılması onur kırıcı. Terörün ülkemizde açtığı yaralar, boyutlarını yok sayan dünya medyası, örneğin CNN, son günlerde sürekli Kuzey Irak’tan Türkiye’ye dönük gerçekleri saptırıcı, provokatif yayınlara hız vermiş bulunuyor. Sınır köylerdeki sivil halkın tehdit altındaki yaşamı üzerine söyleşiler, röportajlar, görüntüler veriliyor. PKK terörünün halkımız üzerindeki bedellerinden örnek arayın ki bulasınız... ??? Ermeni yasa tasarısı haberleri ise sürekli Ermeni soykırım tezlerine inandırıcılığı besleyecek fotoğraflar, görüntülerle destekleniyor. Haberlerin sunuluşunun bütününde, dün ve bugün geçerli olmak üzere saldırgan, insan haklarına duyarsız bir Türkiye imajı çiziliyor. Biz burada sürekli haksızlığa uğramanın travmasını yaşarken oralarda tam tersi bir yargı siyaseten oluşturuluyor. Stratejik ortak algılaması besbelli tek yanlı bir aşk gibi. Zengin Kuzey çıkar ittifakları, yeni emperyalizmin iç dinamikleri, dengeleri, hele de Irak bataklığına saplanmış ABD’nin yeni yeni BOP projeleri, stratejileri algılamasında Türkiye öncelikler sıralamasında geriye düşmüş. Türkiye’nin olabildiğince sıkıştırılması, ödün vermesi üzerinden bir siyaset eksen yapılmış bulunuyor. Besbelli ABD’de, AB’de, iktidarlarımızın kendi çıkarları adına sürekli ödün vermeleri, alttan almalarının getirdiği bir rahatlık, şımarıklık söz konusu. Özetle Türkiye’nin olmazlarının sınırları unutulmuş ya da hafife alınmış. İçtenlikleri, kararlılıkları çok tartışılıyor olsa da, Türkiye’de iktidar odaklarından kamuoyuna uzanan bir halkada, Türkiye’nin olmazları, kırmızı çizgileri üzerinden kimselerin oyun oynayamayacağı çerçeveler atlanıyor. Tezkerenin kapalı Meclis oturumu yerine açık oturumda, açık oylama ile yapılmasının, Türkiye’ye özgü koşullar, dinamiklerin anlamları algılanamıyor... Besbelli AKP iktidarının kaderini ellerinde tuttuklarını düşünen emperyal odaklar, Erdoğan Hükümeti için bile söz konusu olamayacakların sınırları tam kavranamıyor. Verilecek ödün beklentileri ile dünyaya açık kararlar arasındaki uçurumlar şaşkınlık yaratabiliyor. Aslında emperyalizmin gücü ve güçsüzlüğü tam da böyle bir şey; koskoca Irak düşlenilemeyecek kadar kolay ve kısa sürede işgal edilebiliyor. Sonrası bataklığın içinde debelenme.. Irak’ta masabaşı hesaplarda böylesine ağır yanılgılar, yenilgiler içine düşülmüş planlar, projeler çıkmazında, ABD’nin, bedeli Türkiye’ye ödetmeye kalkışması ise çok daha büyük aymazlık. Ilımlı İslamı iktidar yapmak ne kadar kolaysa, Türkiye’yi kırmızı çizgilerinden geriye çekmek o kadar zor... [email protected] Kısa vadeli portföy girişleri son 5 yılda yüzde 1057 arttı. Yabancı en çok borsaya yatırım yaptı Sıcak para da dalya yaptı Ekonomi Servisi Küresel finans piyasalarında yaşanabilecek bir dalgalanmada Türkiye’den kaçarak ciddi bir krize yol açma olasılığı nedeniyle risk oluşturan sıcak para hacmi, eylül sonunda 103 milyar dolarla yeni bir rekora ulaştı. Tek parti hükümetinin sağladığı siyasi istikrar, uluslararası finans sistemine entegrasyonun artması ve yüksek faiz getirisinin cazibesiyle son beş yılda hızla artan sıcak para stoku, ağustos ayındaki 5.4 milyar dolarlık azalmanın ardından, eylülde 12 milyar 465 milyon dolar genişleyerek 103 milyar 35 milyon dolar oldu. Faizin yüksek düzeyi, Japonya gibi düşük faizli piyasalardan borçlanarak üşük kur ve yüksek faizin cazibesiyle Türkiye’ye akın eden sıcak para miktarı, ihracat rakamının 100 milyar doları geçtiği eylül ayında 103 milyar dolara ulaştı. D Türkiye’de yüksek faizle değerlendirme olanağı (carry trade), döviz girişlerinin kuru düşürmesiyle getirisinin katlanması şeklinde işleyen piyasa koşul larında büyüyen sıcak para hacminde gelinen düzey, tarihi bir rekoru ifade ediyor. Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun verile rine göre Türkiye’deki sıcak paranın büyük bölümü, borsada bulunuyor. Yabancıların İMKB’deki hisse senedi portföyü eylül ayında net 9 milyar 721 milyon dolarlık büyümeyle 64 milyar 875 milyon dolara ulaştı. Yabancı yatırımcıların mülkiyetindeki devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) tutarı da 2 milyar 578 milyon dolarlık artışla 33 milyar 259 milyon dolara geriledi. Türkiye’deki sıcak para stoku, 2002 sonunda 3.5 milyar doları borsada, 3.6 milyar doları DİBS’te ve 1.8 milyar doları da mevduatta olmak üzere toplam 8.9 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Söz konusu stok izleyen yıllarda katlanarak arttı. Geçen ay sonuna kadar geçen 5 yıllık dönemde sıcak para hacmindeki büyüme yüzde 1057 düzeyinde gerçekleşti. DEMİRÇELİK İHRACATI Antidamping suçlaması İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Aliağa Ticaret Odası (ALTO) Başkanı ve TOBB Ticaret Odaları Konsey Üyesi Adnan Saka, ABD’nin Türkiye’den demir ihracatını antidamping uygulamalarıyla engelleyerek demirçelik sektörüne ve Türkiye ekonomisine zarar verdiğini vurguladı. Saka, “Antidamping vergileri sektörün bütününe zarar veriyor. 2006’da ABD’ye 750 milyon dolarlık ihraç yapılırken bu yılın ilk 8 ayında ancak 250 milyon dolarlık ürün ihraç edildi” dedi. Yoksullukla mücadele sözde kaldı “17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü”nde dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan uluslararası bir eyleme katıldı. “Yoksulluğa Karşı Küresel Eylem Çağrısı” adlı grubun 24 saat süren kampanyasında, Filistin topraklarından Bangladeş’e, Kenya’dan Almanya’ya yaklaşık 90 ülke yer aldı. BAKANLAR KURULU Bütçe Meclis’te ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bakanlar Kurulu’nda ele alınan 2008 yılı bütçesi dün akşam TBMM’ye gönderildi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren’in başkanlığında gerçekleştirilen toplantının ardından herhangi bir açıklama yapılmazken Kurul’un ele aldığı 2008 yılı bütçesi gece TBMM’ye sevk edildi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın da bugün bütçe büyüklükleriyle ilgili açıklamalarda bulunacağı belirtildi. İSTANBUL (ANKA) Dünya yoksulluk göstergeleri, ülkelerin yoksullukla mücadelede başarılı olamadığını ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, uluslararası toplum yoksulluk konusunda 2015 yılına kadar ciddi bir ilerleme kaydetmezse, 41 milyon çocuğun daha öleceği tahmin ediliyor. 210 milyon kişinin daha temiz suya erişimden yoksun kalacağı, günde bir dolardan az parayla yaşamak zorunda olan nüfusa 380 milyon kişinin daha ekleneceği de öngörüler arasında. 19 milyonu Afrika’da olmak üzere 47 milyon ço cuğun daha okula gidemeyeceğine dikkat çekilirken, gelir dağılımı göstergeleri de had safhada bir eşitsizliğe işaret ediyor. Dünyadaki en zengin 500 kişinin toplam yıllık geliri, en yoksul 416 milyon kişinin toplam gelirinin üzerinde bulunuyor. Türkiye ise insani kal kınma değerlendirmelerinde orta düzeyde bir yer alıyor. Türkiye’de aşırı yoksulluk yani günde bir dolardan az gelir, dikkat çekici düzeyde olmasa da, günde en fazla 4.5 dolarla geçinenlerin oranı, nüfusun yüzde 24’ünü oluşturuyor. F I N A N S I N V E S T ’ İ N P R O J E K S İ YO N U OPERASYON ENDİŞESİ Petol fiyatı fırladı LONDRA (AA) Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları, Türkiye’nin, Irak’ın kuzeyine olası bir sınır ötesi operasyon düzenlemesine izin veren Başbakanlık tezkeresinin kabulünün ardından yeni bir rekor kırdı. Bir haftadır yükseliş eğilimini sürdüren ABD tipi hafif ham petrol’ün varili bir ara 88.75 dolara çıktı. Londra Brent tipi petrol de 56 sentlik artışla varili 84.11 dolardan satılıyor. AKP’yi zorlu yıllar bekliyor Ekonomi Servisi Finansinvest tarafından hazırlanan, önümüzdeki beş yıla ilişkin bir projeksiyona göre, yıllık ortalama yüzde 5.3’lük bir büyüme hızı ile yol alacak Türkiye ekonomisi, şimdiye kadar olan temposunu koruyamasa bile iç ve dış şoklara karşı daha dayanıklı hale gelecek. 12 kişilik bir araştırma grubu tarafından hazırlanan 20072012 dönemine ilişkin projeksiyonda YTL değerli kalmaya devam ediyor, cari açık reel olarak daha da büyümekle birlikte, gayri safi milli hasılaya oranla nispi olarak geriliyor ve çevrilebilirliğini sürdürüyor, kamu borcunun milli gelire oranı küçülüyor. Finans çevreleri için dikkate değer varsayımlar içeren rapor, doğrudan dile getirmese bile, AKP iktidarının önümüzdeki beş yılı içinde karşılaşılabilecek olası sosyal ve siyasal gelişmeler için de önemli çıkarsamalar yapılabilmesine olanak sağlıyor. Buna göre AKP’nin önümüzdeki beş yılı, geçmiş beş yılına göre “daha zor” geçecek. Bu dönemin ortalarında, nüfusa ilişkin verilerde yapılacak kozmetik değişikliklerle kişi başına yıllık 10 bin dolarlık hedefe ulaşılabilecek, ama büyüme hızının yüzde 6’ların da gerisine düşmesi, özellikle işsizlik oranının artışına bağlı olarak çeşitli sosyal sorunlara yol açabilecek. Büyüme de ihracattan değil, iç talepteki gelişmelerden kaynaklanacak. Reel değeri sürekli yüksek kalacak olan YTL, ihracatçıların çenesini yormayı sürdürecek. Buna karşılık ihracatın büyümeye katkısı giderek azalacak. Sıcak para, petrol fiyatlarındaki tırmanışın sürmesi halinde daha da sıkıntılı büyüklüklere ulaşılabilecek olan cari açığın finansmanındaki önemini hep koruyacak. Zimbabve’de temmuzda fiyatlar indirilince raflar boşalmıştı. EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU Görülmemiş enflasyon rekoru Ekonomi Servisi Zimbabve’de eylül ayında yıllık enflasyon rekor kırarak yüzde 7982’ye çıktı. Ağustosta ise yıllık enflasyon yüzde 6592 olarak hesaplanmıştı. Aylık bazda ise ağustosta yüzde 11.8 olarak hesaplanan enflasyon eylülde yüzde 38.7’ye çıktı. Zimbabve dünyada enflasyonun en yüksek olduğu ülke. Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe, enflasyonu dizginlemek için nisanda ücretleri, haziranda da fiyatları dondurma uygulaması başlatmıştı. Sermaye akışları tersine dönebilir Ekonomi Servisi Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) bu yıl hazırladığı “2. Dünya Ekonomik Görünümü” raporunda, gelişmekte olan piyasalara yönelen yoğun sermaye akışının, makro ekonomik istikrar için ciddi sorunlar yaratabileceği uyarısında bulundu. Küresel ekonominin bu yıl yüzde 5,2 ve 2008 yılında ise yüzde 4,8 oranında büyüyeceği öngörülen raporda, Türkiye’de ise büyüme oranının bu yıl yüzde 5, gelecek yıl da yüzde 5,3 olmasının beklendiği bildirildi. Türkiye’de enflasyon beklentisinin bu yıl için yüzde 8,2 , 2008’de de yüzde 4,6 olarak dile getirilen raporda, cari açığının bu yıl milli gelirin yüzde 7,5’i, 2008’de de yüzde 7’si olmasının beklendiği belirtildi. Ekonomik krizin patlak verdiği 2001’de ve ardından gelen yıllarda yayınlanan raporlarda Türkiye’ye paragraflar ayrılırken, bu oran son zamanlarda giderek azaldı ve son raporda Türkiye’ye tek cümleyle atıfta bulunulduğu görüldü. Bu tek cümlede de Türkiye’de 2006 ortasında fırlayan enflasyonun ardından alınan parasal kemer sıkma önlemlerinden sonra, iç talepte azalma meydana geldiği ve bu ortamda özellikle ihracattaki artışın, Türk ekonomisine yardımcı olduğu belirtildi. 25 EKİM’DE GELİYORLAR Tayvanlı çıkarması Ekonomi Servisi Tayvanlı işadamları Türkiye ile ekonomik ilişkileri geliştirmek için 25 Ekim’de İstanbul’a gelecek. The Marmara Otel’de başta nalburiye olmak üzere, otomotiv parçaları, plastik kalıplar ve paslanmaz çelik sektörlerini kapsayan bir fuar gerçekleştirecek olan Tayvanlılar 150 Türk firmasının katılacağı fuarda karşılıklı görüşme ve iş yapma fırsatı yakalayacaklar. Tayvan Ticaret Merkezi Direktörü Barbie W. Yang, iki ülke firmaları arasında köprü görevi görmek istediklerini söyledi. Yeni Media Markt’lar geliyor Ekonomi Servisi Metro AG Yönetim Kurulu üyesi Zygmunt Mierdorf, Türkiye’de işlerini genişletmeye devam edeceklerini ve bu yıl en az iki MediaMarkt mağazası daha açacaklarını bildirdi. Meydan Alışveriş Merkezi’nin tanıtımı için düzenlenen etkinlikte konuşan Metro Group Asset Management Genel Müdürü Gündüz Bayer ise Meydan’ı iki ay içerisinde 1 milyon 400 binin üzerinde kişinin ziyaret ettiğini söyledi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle