19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 EKİM 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Güvenli trafik için ‘psikoteknik değerlendirme uygulaması’nın yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı 3 GENİŞ AÇI HİKMET BİLA ‘Psikolojik testler zorunlu’ İstanbul Haber Servisi ODTÜ Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nebi Sümer, trafiğe ilişkin tüm güvenlik kurallarının yurttaşın güvenliğine göre değil, trafiğin akışkanlığına göre düzenlendiğini belirtti. “Genel güvenliğe değil, araç sahipliğine önem verildiği için bu görüntüler oluşuyor” diyen Sümer, Türkiye’de 1997 yılında çıkan bir yasayla uygulanmaya başlanan ‘psikoteknik değerlendirme’ uygulamasında çeşitli sorunlar yaşandığını söyledi. Doç. Dr. Yeşim Yasak ise uygulamanın yaygınlaştırılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı. Psikoteknik değerlendirme yapılırken psikologların kullanması gereken 4 sayılı bir cetvel olduğunu belirten Sümer, bu cetvelin hangi testin nasıl kul 80 Yıl Sonra Nutuk Atatürk, 80 yıl önce bugünlerde ‘Büyük Nutuk’unu okuyordu. Nutuk (Söylev), sadece Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş öyküsünün birinci ağızdan anlatımı değildir. ‘Adam olma’nın da öyküsüdür. Bu büyük olayın önemini yine, beklendiği gibi Cumhuriyet gazetesi vurguladı. Dünkü Cumhuriyet’te, değerli edebiyatçıyazar Hikmet Altınkaynak’ın bir yazısı vardı. Nutuk’un bugün için de nasıl geçerli olduğunu çok güzel anlatıyordu. Yine, Yardımcı Doç. Dr. Orhan Çekiç’in Nutuk’la ilgili yazı dizisi başladı. İlk bölümün başlığı bile Nutuk’un ne kadar güncel olduğunu anlatmaya yetiyordu: “Söylev: Tarihten Çıkan Gelecek”. ??? Nutuk’u okumamış ve hiçbir zaman okumayacak olanların dışında... Okuyup anlamamış ve hiçbir zaman anlayamayacak olanların dışında... Nutuk’u herkesin okuması gerekiyor. Nutuk’u okuyanların fark ettiği bir gerçek vardır. Kurtuluş ve Kuruluş’un ne inanılmaz savaşımlar sonunda gerçekleştiği... Sanılır ki Mustafa Kemal’in karşılaştığı en büyük güçlük, düşman işgaliydi. Yunanın, İngilizin, Fransızın, İtalyanın yurttan atılmasıydı. Hayır. Askeri zafer elbette çok zorluklarla kazanılmış, muhteşem bir zaferdir. Ama büyük bir lider ve siyasetstrateji dehası olan Mustafa Kemal, düşmanı yeneceğini biliyordu. Bundan emindi. Gerek Nutuk’ta gerekse Nutuk dışındaki belgelerde bunun kanıtları vardır. Asıl güçlük, Mustafa Kemal’le birlikte olanlardan (ya da bir yere kadar onunla olmakta yarar görenlerden) kaynaklanıyordu. Atatürk’ün Nutuk’ta bu kişilerle savaşımına askeri hareketlerden daha fazla yer vermesi, daha fazla altını çizmesi boşuna değildir. Sayısız örnek var. Sadece birini hatırlatalım. Kurtuluş Savaşı bitmiştir, ama o güne kadar Mustafa Kemal’in yanında görünen ‘ağır toplar’ onu bir yemekte sıkıştırırlar. Rauf (Orbay), Ali Fuat (Cebesoy), Refet (Bele), yemekte olmasa da onlar gibi düşünen Kâzım (Karabekir) Beylerin istediği, eski düzenin sürmesidir. Bu isteği, zamanın başbakanı Rauf Orbay kendisi o gün o yemekte açıklar: “Kemal, benim babam padişahın başmabeyinliğini yaptı. Boğazında padişahın ekmeği var. Şimdi o ekmek benim gırtlağımda. Ben yediğim ekmeğe ihanet etmem kardeşim.” Diğerleri de Rauf Orbay’dan farklı değillerdir. Ne yazık ki Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı kısmen de olsa bunlarla birlikte yapmak zorundaydı. Dile kolay... Kurtuluş Savaşı’nda pek rolleri olmasa da, isimlerinden, ünlerinden, unvanlarından, havalarından geçilmeyen bu insanlar, hep birlikte Mustafa Kemal’in karşısına dikilmişlerdi. Mustafa Kemal hepsini alt etmeyi bildi. Okumayanların Nutuk’u okuması gerek. Okuyanların da bir daha, bir daha okuması... Bugün gırtlaklarıyla, kursaklarıyla bir yerlere bağlı olanlar, 80 yıl öncekileri aratmıyor mu? ? Özel birtakım testlerle sürücülerin güvenli araç kullanmasını sağlamayı amaçlayan ‘psikoteknik değerlendirme’ testleri 1997 yılından bu yana Türkiye’de de uygulanıyor. Bu değerlendirmeler, güvenli sürücü ile tehlikeli sürücünün ayrılması ve tehlikeli sürücü için gerekli psikolojik destek önerilerinin oluşturulması bakımından büyük önem taşıyor. lanılacağını belirlediğini söyledi. Türkiye’de psikoteknik değerlendirme uygulamasına geçildiği dönemde, ortaya çıkan bilgi eksikliği nedeniyle Avusturya’daki sistemin kuralları birebir alındığı için uygulamada ciddi eksiklikler olduğunu söyleyen Sümer, “Çünkü, Türkiye’de testi uygulayan, ölçmeyi ve değerlendirmeyi yapan psikolog, kararı veren ise psikiyatr. Psikiyatra gönderilen kişiler psikiyatristlik vakalar olmadığı için psikiyatrist bu kişilerin hemen hepsine ‘geçer’ veriyor ve pisikolojik uygulamanın bir anlamı kalmıyor” dedi. ‘Tehlikeli sürücüyü belirler’ Pek çok Avrupa ülkesinde 1900’lerden bu yana kullanılan ve trafik güvenliğine katkısı olduğu bilinen ‘psikoteknik değerlendirme uygulaması’nın Türkiye’de yaygınlaştırılmasının yaşamsal önem taşıdığını vurgulayan Doç. Dr. Yasak ise bu uygulamanın özel birtakım testlerle sürücülerin güvenli araç kullanmasını sağladığına dikkat çekti. Yasak, “Bu değerlendirme, güvenli sürücü ile tehlikeli sürücünün ayrılması ve tehlikeli sürücü için gerekli psikolojik destek önerilerinin oluşturulması bakımından önemli” diye konuştu. Değerlendirmelerin 2 farklı gruba yapıldığını söyleyen Yasak, şöyle konuştu: “Değerlendirme, ilk olarak hız ihlali yapan, alkollü araç kullanan ve 100 ceza puanını aşan sürücülere hemen yapılırken yük ve yolcu taşımacılığı yapan ticari araç sürücülerine 5 yılda 1 yapılıyor. Olumsuz rapor alan sürücünün araç kullanması engellenebiliyor ya da sürücü belgesine el koyuluyor. Bu durumda sürücünün itiraz edip tekrar değerlendirmeye girmesi veya uzman psikolog tarafından sürücüye verilen takip süresi boyunca eğitimtedaviterapi alabilmesi durumu bulunuyor.” ‘Merkezler denetlenmeli’ Türkiye’de 100’e yakın psikoteknik değerlendirme merkezi olduğunu dile getiren Yasak, “Merkezlerin denetimi yapılmazsa her alanda olduğu gibi burada da kısa yollara gitme durumları oluyor. İl sağlık müdürlüklerinin bu merkezleri ciddi olarak denetlemesi gerekiyor” dedi. 2 bebek cinayet kurbanı Yaşamla tanışamadan öldürüldüler VAN / YOZGAT (Cumhuriyet) Van ve Yozgat’ta önceki gün iki küçük bebeğin canice öldürülmesi büyük tepki çekti. Van’ın Çaldıran ilçesine bağlı bir köyün muhtarı, tecavüz ettiği gelininden dünyaya gelen çocuğunu gelinin annesine iple boğdurdu. Yozgat’ın Şefaatli ilçesinde ise bir kişi evden kaçan ablasını, eniştesini ve 11 aylık yeğenini öldürdü. Çaldıran’a bağlı İncealan köyünde yaşayan 3 çocuk annesi Gülistan Turan, eşinin İstanbul’da çalıştığı dönemde kayınpederi Hasan Turan’ın tecavüzüne uğradı. Hamile kalan Turan, doğum ağrılarının başlaması üzerine, annesi Abide Çelik ve kayınpederi tarafından Muradiye Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Abide Çelik, doğan bebeği boğduktan sonra Bendimahi Çayı üzerindeki Şeytan Köprüsü’nden kayalıklara attı. Cesedin bulunmasının ardından başlatılan çalışma sonucu gözaltına alınan 6 kişi savcılığa sevk edildi. Turan ile Çelik, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken 4 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Gülistan Turan kaymakamlık tarafından koruma altına alındı. Çelik cinayeti Turan’ın tehdit etmesi üzerine işlediklerini itiraf etti. Katliam yaptı Yozgat’ın Şefaatli ilçesinde oturan İlhan K. de önceki gün Hacı Bayram Karabulut Mahallesi’nde oturan ablası Zehra Akbaba’nın evine gitti. Ablasıyla tartışan İlhan K, Zehra Akbaba ile 11 aylık bebeği Aleyna’yı vurdu. Evden kaçan eniştesi Barış Akbaba’yı da tarlada öldüren İlhan K. eve dönerek ablasının başına iki el daha kurşun sıktı. Dün yakalanan İlhan K. tutuklandı. İlhan K’nin ifadesinde eniştesinin 3 yıl önce eşinden ayrılıp kız kardeşini kaçırdığını söylediği öğrenildi. İlhan K’nin, “Barış Akbaba’nın, çocuk dünyaya geldikten sonra kardeşimden ayrılmak istediğini söylediğini duydum. Gerçeği öğrenmek için evlerine gittim. Barış Akbaba, ‘Benim evimin içine ne karışıyorsun’ deyince, silahımı çekip ateş ettim. Yeğenime de kurşun isabet etmiş, üzüldüm’’ dediği belirtildi. Afyonkarahisar’da geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitiren İl Jandarma Alay Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Memduh Akoğlu’nun cenazesi düzenlenen törenin ardından toprağa verilmek üzere İstanbul’a gönderildi. (Fotoğraf: AA) Ölüm yoluna bir kurban daha AFYONKARAHİSAR (Cumhuriyet) Afyonkarahisar’da meydana gelen trafik kazasında, İl Jandarma Alay Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Memduh Akoğlu (48) yaşamını yitirirken, işadamı Şükrü Demirayak yaralandı. Şükrü Demirayak’ın kullandığı otomobil Beton Travers Fabrikası yanında bulunan köprünün bariyerlerine çarparak yuvarlandı. Kazada, araçta bulunan Afyonkarahisar İl Jandarma Alay Komutanı Albay Memduh Akoğlu yaşamını yitirdi, Demirayak ise yaralandı. Kıdemli Albay Akoğlu’nun Üstün Hizmet Madalyası almayı hak kazandığı ve madalyanın cuma günü Ankara’da düzenlenecek törenle verilmesinin planlandığı öğrenildi. Akoğlu için İl Jandarma Alay Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Törene Akoğlu’nun ailesi ile çok sayıda askeri ve mülki erkân katıldı Cenaze aracına bindirilen Akoğlu’nun naaşı, asker selamıyla uğurlandı. Akoğlu’nun cenazesinin bugün İstanbul’da toprağa verileceği öğrenildi. Eski Bakanlardan Mustafa Taşar da 2 Ocak 2007 günü Afyon’da aynı bölgede, kullandığı aracın şarampole devrilmesi sonucu olay yerinde yaşamını yitirmişti. Taşar’ın kullandığı 06 YKJ 22 plakalı özel otomobil, virajı alamayarak şarampole devrilmiş, kazada Taşar ölmüş, eşi Gülderen ve kızı Gonca Taşar ile yeğeni Efe Taşar da yaralanmıştı. [email protected] Ormana arıtma tesisi İBB Meclisi gündemine getirilen Deniz Suyu Arıtma Tesisi projesi için Çatalca’nın Durusu Beldesi’ne bağlı yaklaşık 250 bin metrekarelik orman arazisi tahsis edildi DENİZ TATARER YTÜ’de Akademik Ödül Töreni ? İstanbul Haber Servisi Yıldız Teknik Üniversitesi’nin (YTÜ) Akademik Ödülleri sahiplerini buldu. Düzenlenen törende konuşan YTÜ Rektörü Prof. Durul Ören, bir üniversiteyi üniversite yapan bazı özellikler olduğunu anımsatarak, “Bu özelliklerin en önemlisi, eğer bu üniversite yetiştirdiği öğrencilerle, öğretim üyeleriyle isimlerini ulusuna ve dünyaya duyurabiliyorsa o zaman değer kazanır; yoksa üniversite demekle üniversite olunmaz. Burada ödül alan kişiler YTÜ’yü yücelten isimlerdir” dedi. BAKIRKÖY 854 milyon kişi aç yattı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Sekreteri Jacques Diouf, Dünya Gıda Günü dolayısıyla Roma’da düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Gezegenimiz miktar ve kalite olarak tüm nüfusuna yetecek kadar gıda üretiyor, ancak bu gece 854 milyon insan aç karnına uyuyacak” dedi. Her insana eşit ve düzenli gıda sağlanması güvencesinin sadece bir ahlaki zorunluluk ve ekonomik kazanca dönüşebilecek bir yatırım değil, aynı zamanda temel bir insan hakkının yerine getirilmesi olduğunu söyelen Diouf, “Dünyanın bunu gerçeğe dönüştürebilecek olanakları mevcut” diye konuştu. İstanbul’un ormanlık arazilerini korumakla görevli İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Deniz Suyu Arıtma Tesisi için, yapı yasağı olan Çatalca’daki bir orman arazisini özel izinle kullanıma açtı. Kentin içme suyu ihtiyacının karşılanması amacıyla İBB Meclisi gündemine getirilen Deniz Suyu Arıtma Tesisi projesi için Çatalca’nın Durusu Beldesi’ne bağlı yaklaşık 250 bin metrekarelik orman arazisi tahsis edildi. İBB Meclisi’nin geçen hafta düzenlenen toplantılarında 250 bin metrekarelik orman arazisi “kamu yararı” gerekçesiyle İSKİ hizmet alanına çevrildi. İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü ise, söz konusu alana tesisin kurulmasında bir sakınca olmadığını belirtti. İBB tarafından kabul edilen ve yürürlükte olan 1/100 bin ölçekli “İstanbul Çevre Düzeni Planı”na göre orman alanı ile havza içi yapı yasağı niteliğindeki arazi, Orman İşletmeleri’nden alınan “ön izin” ile 24 ay için “İSKİ Hizmet Alanı” olarak belirlendi. Kısmen Terkos Gölü’nün mutlak koruma alanında kalan arazide, İSKİ Su Havzaları Yönetmeliği’ne göre, arıtma tesisi dışında herhangi bir yapı yapılamayacağı ve orman arazisine zarar vermeyeceği iddia ediliyor. İBB Başkanı Kadir Topbaş, ihale çalışmalarını başlattıklarını belirterek, projenin bir yıl içinde faaliyete başlamasını hedeflediklerini söyledi. Topbaş, “Deniz suyundan en ucuza içme suyu mal etmenin yolunu arıyoruz. Bu nedenle, arıtmayı planladığımız deniz suyu için kurulacak tesisin Terkos Gölü’ne yakın noktalarda olmasını düşünüyoruz” dedi. Belediyeden yardım eli NİGAR ÖZAFACAN Güler doğa kıyımını savundu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Kaz Dağları’nda yürütülen altın arama çalışmalarının doğal yapıya zarar vermesini umursamadı. Bölgede siyanür kullanılmadığını, sadece arazide sondaj yapılarak arama yapıldığını kaydeden Güler, altın bulunduğu takdirde gerekli makamlardan işletme ruhsatı alınacağını söyledi. Bakanlık, altın arama yöntemlerinin incelenmesi için bölgeye heyet gönderdi. İstanbul’da bu hafta sonu etkili olan sağanak nedeniyle çok sayıda ilçede sel baskınları meydana gelmişti. Dereler taşmamış! İstanbul Haber Servisi İstanbul’da hafta sonu yaşanan su baskınlarıyla ilgili açıklama yapan İSKİ, Alibeyköy Deresi’nin taşmadığını, “dereden bağımsız düşük kotlu bölgelerde su birikintileri yaşandığını” savundu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada da “Bazı basın organlarında iddia edildiğinin aksine son yağışlarda ıslahı yapılan derelerin hiçbirinde taşkın meydana gelmemiştir. Taşkınlar ıslahı henüz yapılmamış olan bölümlerde meydana gelmiştir” denildi. Alibeyköy’de incelemelerde bulunan Şehir Planlamacıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Tayfun Kahraman ise bölgede yeterli altyapı çalışması yapılmadığının açık olduğunu belirterek baskınların tek nedeninin, yetersiz çalışmalar olduğunu söyledi. Hafta sonu İstanbul’da etkili olan sağanak, Bakırköy’ü de olumsuz yönde etkiledi. Tavukçu Deresi’nin taşması sonucu, Ataköy 9 ve 11’inci kısımlardaki evlerin giriş katları oturulamaz hale geldi. Selden etkilenen bölgeyi ziyaret eden ve Bakırköy Belediyesi’nin yaptığı iyileştirme çalışmalarını koordine eden Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, Tavukçu Deresi’nin eskiden beri Bakırköy’ün başına dert açtığını, fakat İSKİ’nin yaptığı düzenleme çalışmalarında başarılı olamadığını söyledi. Erzen, “Onlardan istediğimiz tek şey, çalışmanın yağmur mevsimi başlamadan bitirilmesiydi. Ancak yağmurdan sonra buraya geldiğimizde, her taraf su içindeydi. Yığılan toprak dereyi tıkamış ve su taşmıştı. İSKİ’den bir kepçe istedik. Yığılan toprağı kaldırdık ve daha büyük baskını engelledik” dedi. Bakırköy’de selden zarar gören aileler otele yerleştirilirken yaklaşık 200 kişilik temizlik ekibi de bölgede oluşan zararları tanzim ve temizleme çalışmalarına başladı. Kayıp balık ‘Nemo’ bulundu ? MANİLA (AA) Bilim insanları, aralarında animasyon filmi “Kayıp Balık Nemo”nun başkahramanı “Nemo”ya benzeyen bir balığın da bulunduğu daha önce bilinmeyen 50100 tür deniz canlısını keşfetti. Bilim insanları, Celebes denizinde buldukları canlılardan sarı çıkıntılı ağızlı, köşeli bir yapıya sahip, turuncu renkli, somurtkan ifadeli küçük bir balığın, filmin başkahramanı turuncu küçük balık “Nemo”nun var olduğunu düşündürdüğünü belirttiler. Lisede asayiş nöbeti ? IĞDIR (AA) Iğdır’daki bir lisede okul müdürü ve yardımcıları, okul giriş ve çıkış saatlerinde kavga ya da benzeri bir durum olmaması için nöbet tutuyor. Iğdır Lisesi Müdürü Ekber Acar, okul önünde kalabalık grupların oluşmasını engellediklerini ve okuldan çıkan öğrencileri evlerine yönlendirdiklerini ifade etti. Acar, “Öğrencilerimizin, okulun kapısında ya da çevresinde beklemelerini istemiyoruz’’ dedi. CUMHURİYET 03 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle