18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Türkiye İstatistik Kurumu’nun yoksulluk, gelir dağılımı ve büyüme verileri şaibeli PERŞEMBE ORHAN BURSALI TÜİK güven vermiyor 2 3 boyutlu modern Afrodit ? HATAY (AA) Hataylı heykeltıraş ve mozaik ustası Ahmet Bostancı’nın, Adanalı bir işadamı için yaptığı 3 boyutlu modern Afrodit heykeli, değişik yönlerden bakıldığında gülen, hüzünlü ve endişeli figürleri ifade ediyor. Bostancı, hattat ustası olan dedesinden aldığı eğitimle ilköğretim yıllarında resim ve mozaik tablolar yapmaya, heykel yontmaya başladığını, yetiştiği yörede her üç kişiden birinin taş yonttuğunu ifade etti. Gelecek ve MGK! Milletçe “dün” ile uğraştığımız, “dün” üzerine hesaplaştığımız için Türkiye’nin bölünme, yarılma içinde olduğunu belirtiyoruz üç gündür. Bunun temel nedenini de bir “gelecek proje”mizin olmamasına bağlıyoruz! Yıllardır bu köşede savunulur: Türkiye’yi geleceğe taşıyacak ulusal kalkınma hedeflerimiz yok. Ayakları üzerinde, ama dengede duracak bir ekonomik yapıya sahip değiliz. Bunun temel nedeni de ekonomik ulusal politikalar olmaması. İktidarlar, aptal piyasanın, aklının ancak yettiği günlük kazanç politikalarıyla Türkiye’nin bir yere gelebileceğine inanıyor! Ne ham hayal! Geçen gün Vahap Munyar’ın köşesinde (Hürriyet) okuduğum bir haber, başımı tavana vurdurttu! Zorlu Holding’in sahibi Sayın Zorlu’yu Maliye Bakanı Unakıtan çağırmış. Ona, “Hani üç yıl önce bir plazma ekran fabrikası kuralım demiştiniz ya, şimdi sizi destekleyeceğiz, bunu bir an önce kuralım” demiş! Zorlu da bu projenin Polonya’da kaçtığını anımsatmış... Zorlu, bu proje için vaktiyle hükümetten teşvik ve destek istemiş ve reddedilmiş! Unakıtan’ın başına taş mı düştü, diye düşündüm. Çünkü Unakıtan (ve ekibi belki) görmüşler ki “Yahu büyüyoruz, ama cari açık daha çok büyüyor ve sürdürülebilir bir ekonomi yaratamıyoruz. Eğer ithal etttiğimiz çok sayıda mal ve hizmeti burada üretemezsek, bu cari açığın büyümesini durduramayacağız!” Günaydın Sayın Bakan! Günlük mali politikaları izlemekten başka işi olmayan ekonomi dünyamıza ve iktidara egemen düşüncenin zincirlerinden kurtulma işareti mi bu? Gerçek kalkınma ve istihdam için “satın almacı” değil, “üretilebilecek ne varsa bu ülkede üretmeci” bir ekonomi politika belirlemeden, cari açığı azaltmanın ve sürdürülebilir bir ekonomi oluşturmanın mümkün olmadığı gerçeği mi görülüyor yoksa? Umarım bu düşüncelerinizden, Amerika’da serbest piyasaya tapınmayı öğrenmiş Ekonomi Bakanınızın da haberi vardır! ??? “Üretilebilecek ne varsa ülkede üretmeyi” teşvik edici bir ekonomi yönetimi, ulusal politikalar için ilk düşünce değişimi koşulu! Arkasından, yeni Ekonomi, bilgi teknolojileri, bilgi toplumu vizyonuna ilişkin temel politikalar, ileri teknolojilere yönelik hedefler, ArGe’ye yönelik ciddi projeler, ekonomiye ve üretime odaklanmış bilim ve teknoloji politikaları... Bütün bu tür politikaların zaman ve bütçe hedefi, gerçekleşmeleri için siyasal dirayet... Ve bunları Türkiye’nin gerçekleştirebileceğine ilişkin sarsılmaz bir inanç! Çünkü ülkemizin tarihi, Kurtuluş Savaşı sonrası, bunların örnekleriyle dolu! Müthiş bir yeni bir nesil yarattı Cumhuriyet ilk 20 yıl içinde! Ve kendi ekonomisini, araştırma kurumlarını! (Öyle değil mi Sayın Taha Akyol!) Bu ülkede yetişkin insan, mühendis ve bilim güçlerimiz eksik değil. Önlerine projeler ve hedefler konursa, Türkiye’de beyin güçleri derhal toparlanır! Dışarıdaki beyin güçlerimiz bile geri dönüş yaşar! Bugün bile bilim ve teknoloji dünyamızda çok önemli kımıltılar var! Hayatı bilim ve teknoloji politikaları üretmek, dünyayı bu açıdan izlemekle geçen nesiller bizimle birlikte yaşıyorlar.. Mesela 1986’da bu politikaların ana temelini atan Prof. Nimet Özdaş! (Türk Bilim Politikası, 19832003)... Bütün bunların ötesinde, araştırmageliştirmenin önemini dünya ile rekabet içinde öğrenmiş, yetişkin işadamıgirişimci güce de sahip bu ülke… TÜSİAD başta olmak üzere! ??? Yıllar önce, 2023’e kilitlenmiş kalkınma politikaları tartışılmıştı bu köşede (2023 Partisi bile kuralım demiştik!). 2023 Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümüdür. O tarihte nasıl bir ülke görmek istiyoruz, diye sormuştuk! Bugünkü gibi mi, yoksa ekonomide, demokraside kaderini değiştirmiş başı dik, güçlü bir ülke mi? Sonra 2023 kitapları da yazıldı. 2023 İstanbul Forumları kuruldu; ama bu bile sürdürülemedi, küçültüldü ve amacından saparak yok oldu! Bizi bu dağınıklıktan, gelecekle hesaplaşmak kurtarabilir ancak. Ve bütün zırvalıkların da sesi soluğu kesilir böylece! Başlıkta MGK’nin işi ne, diyeceksiniz. Gelecek yazıda konuyu sürdüreceğiz... 005 yılı için bölüşüldü denilen gelir 255 milyar YTL iken, 2005 milli gelirinde bölüşülen gelir 368 milyar YTL. Yani arada 113 milyar fark var. Başka bir ifadeyle paylaşılmış gelirde 113 milyar YTL eksik beyan edilmiş. Bu, bölüşüldüğü iddia edilen gelirin yüzde 31’i dolayında bir gelirdir. MUSTAFA SÖNMEZ Beyin ölümü gerçekleşti ? İstanbul Haber Servisi Taksim’de yılbaşı gecesi yapılan kutlamada nereden geldiği belirlenemeyen kurşunun isabet etmesi sonucu ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan üniversitesi öğrencisi Adem Doğan’ın beyin ölümünün gerçekleştiği açıklandı. Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşam mücadelesi veren Doğan’ın yapılan kontrolleri sonucu, beyin ölümünün gerçekleştiği açıklanırken polis, Doğan’ın yaşamına mal olan silahı kullanan kişiyi belirlemek için çalışma başlattı. ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), özellikle 2002 yılından bu yana her yıl yayımladığı gelir dağılımı ve yoksulluk araştırmalarında güven vermekten uzaklaşmıştır. İşsizlikle ilgili göstergeleri içeren hanehalkı işgücü anketi bulgularını yansıtma biçimi tarafsızlıktan uzak seyretmektedir. Yoksullukla ilgili açlık sınırı ve yoksulluk sınırı tespitleri Dünya Bankası’nın verdiği şablonları aşamamaktadır. TÜİK, 2001 yılından bu yana milli gelirin illere ve bölgelere göre dağılımını açıklamamakta, dolayısıyla bölgesel gelişmeye ilişkin olarak Türkiye 6 yıldır karanlıkta yaşamaktadır. Kurumun büyüme ile ilgili verileri T de şaibelidir ve sürekli revizyonlarla yalpalamaktadır. TÜİK, birçok alanda olduğu gibi, gelir dağılımını saptamada izlediği sağlıksız yöntemini terk etmiyor. 2005 için açıklanan gelir dağılımı sonuçlarını objektif kabul etmek neredeyse imkânsız. Gelir dağılımı araştırması adı altında sefilleri sergileyen TÜİK, son gelir dağılımı “araştırması” ile kargaları bile güldürüyor. 2005’te paylaşılan geliri, milli gelir açıklanırken 368 milyar YTL, gelir dağılımı araştırmasında 255 milyar YTL, yani yüzde 3035 eksik açıklayan TÜİK’e göre, aylık geliriniz eğer 2 bin 700 YTL ise siz Tür kiye’nin en varlıklı yüzde 20’lik ayrıcalıklı ailesi içindesiniz!.. Yine TÜİK’e göre, Türkiye’nin en zengin ailesi (diyelim Koç ailesi olsun) ayda 32 bin YTL, kişi başına da ayda 8 bin YTL gelir elde etmiş.Yani ayda 8 bin YTL elde eden ortalama bir şahıs, Koç ailesi ferdi ile aynı gelire sahip!.. EKSİK BEYAN, EKSİK YARGI... Daha önce de her fırsatta ifade edildiği gibi, TÜİK’in bölüşülen gelir olarak açıkladığı rakamla, milli geliri açıklarken ifade ettiği bölüşülen gelir arasında büyük fark var. Bu fark öyle böy le değil, yüzde 3040’larda dolaşıyor. Yani, TÜİK’in gelir dağılımı araştırmalarında “paylaşıldı” dediği gelir pastası ile “gelire göre GSMH”de ifade ettiği ve işgücü geliri, tarım geliri, işletme artığı olarak ifade ettiği gelir pastası arasında yüzde 30’u aşkın fark var. Bu fark nereden kaynaklanıyor? Gelir dağılım araştırmalarında veri, beyanla elde ediliyor. Yani seçilen örneklemden hanelere gidilerek gelirleri soruluyor ve onlar neyi ifade ediyorlarsa o doğru kabul edilip gelirin 20’lik 10’luk, 5’lik gruplar arasında nasıl dağıldığı, kamuoyuna bölüşüm portresi olarak sunuluyor. Oysa, beyanla gelir verisi toplamak, başka verilerle çaprazlama test edilmedikçe yanıltıcıdır. Nitekim, 2005 için bölüşüldü denilen gelir 255 milyar YTL iken, 2005 milli gelirinde bölüşülen gelir 368 milyar YTL. Yani arada 113 milyar fark var. Başka bir ifadeyle paylaşılmış gelirde 113 milyar YTL eksik beyan edilmiş. Bu, bölüşüldüğü iddia edilen gelirin yüzde 31’i dolayında bir gelirdir. Eksik beyanda bulunanlar daha çok yüksek gelir grupları olduğu için, buradan kaynaklanan sorun da bu kesimin gelirlerinin eksik hesaplanması sonucunu doğurmaktadır. Bu nedenle, bu yöntemle yapılan gelir dağılımı araştırmaları, gerçeği anlamamızı imkânsız kılıyor. Y ASAYA UYUP UYMADIĞI TARTIŞILIYOR Tutarsızlık dizboyu ürkiye İstatistik KaT nunu’nun 4. maddesi “İlkeler” başlığını taşımakta ve şöyle denilmektedir: “MADDE 4 Resmi istatistiklerin kalitesinin geliştirilmesi için program kapsamında üretilen istatistikler, güvenilirlik, tutarlılık, tarafsızlık, istatistiki gizlilik, güncellik ve şeffaflık ilkelerine göre hazırlanır ve uygulanır. Resmi istatistiklerin gerçekleri yansıtmasının sağlanması, tüm kullanıcılara tarafsız ve eşzamanlı olarak sunulması, gizlilik ilkesine riayet edilmesi, kamuoyunun bilgi edinme hakkının gözetilmesi temel esaslardır. Resmi istatistiklerin kalitesinin ve ilkelere uygunluğunun değerlendirilebilmesi için gerekli tüm bilgiler ve resmi istatistik üretiminde kullanılan yöntemler kamuoyuna açıklanır.” Bu yasa maddesine, kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumu’nun, özellikle son yıllarda uyup uymadığı tartışma konusudur. Yasa maddesinin emrettiği “güvenilirlik, tutarlılık, tarafsızlık” ilkelerinin ihlal edildiği duygusu çoğu bilim adamı, uzman ve araştırmacı tarafından paylaşılmakta ve dile getirilmektedir. TÜİK, 2001 krizinden bu yana her yıl yaptığı bu sefil araştırmadan şu sonucu çıkarıyor: Türkiye’de gelir dağılımı iyiye gidiyor. Bunu da gini oranı ile ifade ediyor. 1994’te 0.49 olan gini oranı, 2005’e kadar 0.39’a kadar gerilemiş, yani eşitsizlik azalmış!.. GELİR DAĞILIMI NASIL İYİLEŞİYOR! Baraja halaylı protesto ? ARTVİN (AA) Yusufeli’ni Yaşatma ve Kültür Varlıklarını Koruma Derneği ile “www.yusufelim.com’’ internet sitesi üyeleri, Yusufeli Barajı’nı protesto amacıyla Çoruh Nehri kıyısında bayramlaşarak nehre çiçek attılar. Dernek Başkanı Recep Akyürek, “Yaptığımız bu iş sadece Yusufeli halkına değil Türkiye’ye yapılan bir hizmettir. Biz biliyoruz ki Yusufeli Barajı Türkiye’yi zarara uğratıp ekonomisini çıkmaza sokarak ciddi kayıplara sebep olacaktır. Bu benim söylediklerimi 10 sene sonra herkes söyleyecektir’’ diye konuştu. Konuşmaların ardından grup Çoruh’a çiçek atarak tulum eşliğinde halay çekti. Yasa, TÜİK’e tutarlılık ilkesi getiriyor. Gelir dağılımında iyileşmenin diğer makro göstergelerle tutarlı olması gerekir. Bir kere işsizlik azalmazken, tarımda ciddi bir erozyon yaşanırken, vergide dolaylı vergi ile halkın yükü ağırlaştırılırken, devlet “sosyal devlet” kimliğinden sıyrılıp sosyal harcamaları azaltırken, yatırımcı olmaktan çıkıp istihdam yaratmazken, bölgesel uçurumun derinleşmesine seyirci kalırken, imalat sanayiinde reel ücretler düşerken, memurlar IMF’nin mali disiplin cenderesi altında reel gelir artışından mahrum kalırlarken gelir dağılımının iyileştiği nasıl iddia edilebilir? Bu araştırmayı ciddiye alan akademisyenler, köşe yazarları hiç mi bulguları sorgulamayı akıllarına getirmezler!.. Bakın, Ali Babacan nasıl da malzeme yaptı konuşmalarına bu sefil bulguları!.. Kime malzeme hazırlandığı ortada. lkede işsizlik azalmazken tarımda ciddi bir erozyon yaşanırken, memurlar IMF’nin mali disiplin cenderesi altında reel gelir artışından mahrum kalırken gelir dağılımının iyileştiği nasıl iddia edilebilir? Ü Yargıya götürülmeli ÜİK, her devlet kurumu gibi, halktan alınan T vergilerle işlevini yerine getirmektedir. Kuruluş kanununda belirtildiği gibi, üretilen istatistikler, güvenilirlik, tutarlılık, tarafsızlık, istatistiki gizlilik, güncellik ve şeffaflık ilkelerine göre hazırlanması gerekirken, daha çok, iktidarın malzeme olarak kullanacağı tarzda, formatta ve yanlılıkta üretilmekte ve kamuoyuna sunulmaktadır. Başta sendikalar olmak üzere meslek örgütlerinin, TÜİK’in bu yanlı istatistik üretme ve takdim tarzını dava konusu yapması ve yasasında belirtilen ilkelerine uygun üretim yapması için, icraatını yargıya taşıması gerektiğini düşünüyoruz. obursali?cumhuriyet.com.tr Lodos seferleri iptal ettirdi ? İstanbul Haber Servisi Marmara Denizi’ndeki lodos nedeniyle İstanbul Deniz Otobüsleri’nin (İDO) YalovaKartal seferleri dün karşılıklı olarak iptal edildi. Marmara Denizi’ndeki şiddetli rüzgâr nedeniyle YalovaKartal arasındaki deniz otobüsü seferleri de tüm gün boyunca karşılıklı olarak iptal edildi. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle