18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 OCAK 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Türkİş, 300 bini aşkın işçiye 2 yıl boyunca yapılacak zam için toplu iş sözleşmesine hazırlanıyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Pazarlık süreci başlıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kamuda çalışan 300 bini aşkın işçi, ücretlerine, sosyal haklarla ilgili ödemelerine ve fazla mesai ücretlerine 2 sene boyunca yapılacak zam miktarlarının belirleneceği toplu iş sözleşmesi görüşmelerini bekliyor. Ortak kanı ise toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin, genel seçimler öncesinde hükümeti çetin bir pazarlığa sürükleyeceği. Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin tamamına yakınının örgütlü olduğu Türkİş bünyesindeki sendikalar ise prosedür işlemlerini tamamlamak için çalışmalara başladı. Sendikalar, yetki işlemlerinin tamamlanmasının ardından kamu işveren sendikalarına görüşme çağrısı yapacak. İşçi ve işveren sendikaları arasındaki görüşmelerin başla Yeni Bir BOP mu? Irak işgali ile sınır komşumuz olan ABD kaynaklı haberleri eskisinden daha dikkatle izlemek zorundayız. Ortadoğu üzerine emperyal hesaplar, BOP’ta duruma göre strateji değişiklikleri, ülkemizi algılayabildiğimizden çok fazlasıyla ilgilendiriyor. Hele de iktidarını, varlığını geçmiştekilerden çok daha fazla ABD desteğine bağlamış, Türkiye’ye yönelik komutları “şaktak” ölçüsünde yerine getirmeye gebe, BOP’un altına imza atmış Erdoğan hükümeti başımızda iken.. Saddam’ın hızlandırılan idam infazının ardından ABD kaynaklı, elbette bilinçli olarak sızdırılan son haberlerde, çekilme eğilimli ABD’nin Irak komutanının değiştirileceği, asker sayısının artırılacağı bilgileri var. Saddam’ın idamının Irak içindeki mezhep, ırk çatışmalarını, iç savaşı tırmandıracağı bilindiğine göre; evrensel hukuk ayaklar altına alınarak, elbette ABD sorumluluğunda gerçekleştirilen, uygulanma biçimi ile çatışmaları bile bile tahrik etme amaçlı infazın amaçlarını doğru okumaya çalışmak önemli. Uygar Batı (!), ABD yönetimi adına yanlış bir strateji yorumları safdillik olabilir. Emperyalizmin kirli yüzünün açığa çıkması anlamında net bir işlevi olsa da, dünya kamuoyunda oluşacak olumsuzlukların umursanmadığı, kendileri için çok önemli sonuçların hesaplarının yapıldığı ortada. En azından Irak’taki iç savaşı derinleştirerek, bu ülkede yaşayanların bir daha birlikte kendi iradeleri ile yaşamlarını kurmalarını olanaksız kılarak kazançlı çıkma stratejisinin seçildiği tartışılmaz. Tito Yugoslavya’sının çokkültürlü deneyiminden geçmiş, birlikte yaşamanın tam bilincine varmamış olsalar da tadına varmış çoğunluğa karşın eğitim düzeyi de çok yüksek Yugoslavya’da ekilen düşmanlık tohumlarını bir düşünün. Hırvatı, Sloveni, Sırp’ı, Boşnak’ı, Arnavut’u.. çoğunluk istese de artık bir araya gelemeyecek kadar acılı, kanlı bir süreci yaşadılar. Bosna, Kosova halklarının yaşanan vahşeti, düşmanlıkları bir yana atarak, birlikte yaşam koşullarını yaratabilmelerini düşünebilen yok. Yaşam boyu çokkültürlülüğe, Tito Yugoslavya’sının değerlerine inanmış, ırkçı, dinci çatışmaların militanı olmamış, barışçı çoğunluk bile. Hiçbiri ayakta duramayacak, ayrı ayrı ABD ve AB’ye bağımlı, bağımlılıktan öte özel BM gücü korumasında 2 milyoncuk devletçiklerde sömürü almış başını gidiyor. Ekonomiler göçük, eğitim, sağlık yerlerde, mafya düzeni içinde, lütfedilip sadaka niteliğinde ABD ve AB’den gelecek yardımlara eller açık.. ??? Irak halkı için durum her anlamda çok daha trajik; sömürge ya da diktatörlük statüsünde ancak bir arada olunabilmiş. Yoksulluk çok daha ağır, eğitim, kültürel birikim çok daha gerilerde. Zaten ulus bilinci hiç oluşmamış. Çokkültürlülük gibi bir kavramın anlamı yok. İçten içe ayrımcılık, düşmanlık, ABD işgalinde gerçekleştirilen kanlı çatışmalarla, iç savaşla birlikte, tırmandıkça tırmanıyor. Hem de en ilkelinden radikal İslami mezhepler ekseninde. Saddam’ın idamında ABD bayrakları ile şenlikli gösteriler yapan Şiiler ve Kürtler geçmişin intikamını aldıklarını sanmanın gafletinde, geleceklerini yok ettiklerinin algılamasından uzakta. Yaşadıkları toprakların doğal kaynağı, serveti, dünyanın peşinde olduğu petrolden ayrıcalıklı pay alabilecekleri rüyasında, ABD teslimiyetçiliğini o boyutlara vardırmışlar ki.. Hava alacaklarını, daha çok uzun yıllar birbirlerini öldürmeye, yok etmeye koşullanmış olarak, kukla gibi oynatılacaklarını akıllarının ucundan geçirmiyorlar. Üzerinde kara kara düşünülecek, utanılacak bir başka boyut, tüm çevre Arap ülkeleri ile birlikte, bizim hükümetin Saddam’ın idam infazını biraz mahcup hava vererek onaylayan üslupları. Medyamıza baktım da, ne kadar 2. Cumhuriyetçi, Amerikancı, İslamcı varsa, ya olayı görmemeyi ya da Saddam’ın diktatör kimliğini öne çıkararak infazda evrensel hukukun ayaklar altına alınmasını hafifletmeyi çabaladıkları sırıttı. Hani Sünni dayanışması, Arap milliyetçiliği gibi bir sorunun zaten yeri ve anlamı yok. Biz komşumuzda tırmanan savaşın, çatışmaların, düşmanlıkların, ABD’nin BOP’taki yeni strateji oyunlarının bize yansımalarına bakalım. Başbakan Erdoğan dün Lübnan’a bölgede etkin siyasetçi rolünde giderken sahi kimi kandırdığını sanıyor? Saddam’ın infazındaki ABD’nin çirkin, evrensel ağır suç niteliğindeki rolüne dolaylı onay vermekle, BOP’tan pay almayı ummak gibi bir gaflete bile inanamıyorum. Olsa olsa iç siyasete yönelik hesapları olabilir. Irak’taki gelişmelerin her geçen gün Türkiye’ye yönelik tehditleri artırdığı öylesine açık, ortada ki... [email protected] ? Sendikalar, yetki işlemlerinin tamamlanmasının ardından kamu işveren sendikalarına görüşme çağrısı yapacak. Toplu iş sözleşmelerinde eşgüdüm sağlanması amacıyla Türkİş bünyesinde “Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu’’ oluşturulacak. Görüşmelerin, genel seçimler öncesinde hükümeti oldukça zorlayacağı belirtiliyor. masından sonra, toplu iş sözleşmelerinde eşgüdüm sağlanması amacıyla Türkİş bünyesinde “Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Koordinasyon Kurulu’’ oluşturulacak. Koordinasyon Kurulu, görüşmeler sürerken hükümetin görevlendireceği bir bakanla çerçeve anlaşması sağlanması doğrultusunda bir araya gelecek. Çerçeve anlaşması kapsamında işçilerin ücretlerine, sosyal yardım ödemelerine ve fazla mesai ücretlerine yapılacak artışlar kararlaştırılacak. İşyeri ve işkollarına ilişkin diğer konular ise işçi ve işveren sendikaları arasındaki görüşmelerde değerlendirilecek. Türkİş’in temel istemlerinin, kazanılmış hakların korunması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücret ve sosyal hakların geliştirilmesi olacağı belirtiliyor. Kamu kesimi toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin, genel seçimler öncesinde ülkenin önemli gündem maddelerinden biri olacağı ve seçimler öncesinde hükümeti çetin bir pazarlığın beklediği ifade ediliyor. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yürütülecek bazı kamu işyerleri şunlar: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Orman Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, ÇAYKUR, YurtKur, Eti Maden İşletmeleri, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Basımevi Darphane ve Damga Matbaası, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı, Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, Türkiye Kömür İşletmeleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, PETKİM Holding AŞ, BOTAŞ, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Malzeme Ofisi, Merkez Bankası Banknot Matbaası, TÜBİTAK, İller Bankası, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, Elektrik İşleri Etüd İdaresi, TEİAŞ, TEDAŞ, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Türk Hava Yolları (THY), Türkiye Denizcilik İşletmeleri, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri, Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (MKE), TCDD, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), Atatürk Orman Çiftliği, Toprak Mahsulleri Ofisi, Posta Telgraf Teşkilatı (PTT), Emniyet Genel Müdürlüğü, Et ve Balık Ürünleri AŞ, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve bazı üniversiteler. Manuel Barroso AB kapısında TIR çilesi Bulgaristan’ın Birlik’e girmesine hazırlıksız yakalanan şirketlerin sıkıntısı büyüyor. 300’ü aşkın TIR şoförü Bulgaristan Konsolosluğu’nun önünde bekliyor Ekonomi Servisi Bulgaristan’ın 1 Ocak 2007 tarihinde AB’ye girmesi ve sınır kapılarında transit vize verme uygulamasına son vermesi nedeniyle, istedikleri ülkelere gidebilmek için Bulgaristan’ın Edirne Başkonsolosluğu’ndan vize alması gereken TIR sürücüleri, vize sırasını Kapıkule Sınır Kapısı yolu üzerinde bulunan iki otoparkta yatıp kalkarak tamamlamaya çalışıyor. Konsolosluk, günde ancak 40 50 kişiye vize verebildiği için kapıdaki yığılmanın giderek arttığı belirtiliyor. Bu durum da yakınmaları artırıyor. Örneğin tekstil yükü taşıyan Cüneyt Köroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Denizli’den Slovenya’ya gitmek için yola çıktığını belirterek, 30 Aralık Cumartesi gününden bu yana vize işlemleri nedeniyle Edirne’de beklediğini kaydetti. Taşıdığı tekstil yüklerini yarın Slovenya’ya teslim etmesi gerektiğini ifade eden Köroğlu, çıkış yapamadığından mallarını ancak haftaya teslim edebileceğini, bunun da firmalar arasında sorun yaşanmasına neden olacağını söyledi. Vize sistemi değiştiğinden mağdur olduklarını belirten Köroğlu, “Bizim pasaportlarımızda uzun süreli vize var. Fakat yine de geçemiyoruz. Konsolosluktan bir vizenin çıkması 34 gün sürüyor. Yeni uygulama Türkiye nakliyesini baltalayan bir uygulama’’ dedi. AB ayakkabı sektöründen Barroso’ya uyarı mektubu Ekonomi Servisi Avrupa Ayakkabı Sanayicileri Konfederasyonu’nun, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso’ya, Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen bir mektup gönderdiği bildirildi. Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği’nden (TASD) yapılan yazılı açıklamada, gönderilen mektupta, Türkiye’nin AB’ye üye olması halinde bundan üye ülkelerin kazançlı çıkacağının vurgulandığı kaydedildi. Dünyanın en büyük ayakkabı üreticilerini çatısı altında toplayan Avrupa Ayakkabı Sanayicileri Konfederasyonu Genel Müdürü Roeland Smets imzasıyla gönderilen mektupta, son zamanlarda Türkiye’nin üyeliğine ilişkin tartışmaların önümüzdeki günlerde tekrar görüşmelerin gündemine alınacağı belirtilerek, şu görüşler aktarıldı: “Türkiye’nin üyeliği, Avrupalı üreticiler ile Türk üreticiler arasındaki işbirliği imkânını artırmaktadır. Bu kapsamda, üretimi Asya yerine kalite ve fiyatıyla benzer cazip olanaklar sunan Türkiye’de gerçekleştirmek önemli avantaj yaratmaktadır. Türkiye’nin olumlu karşıladığımız AB üyeliğinin farklı yönlerini göz önünde bulundurmanızı sağlamak amacıyla dikkatinizi bu noktalara çekmek istedik.’’ Daha önce Bulgaristan yetkililerinden aldıkları uzun süreli vizelerle komşu ülkeden geçiş yapabilen TIR şoförleri, yeni yılla birlikte komşu ülkenin AB’ye girişi üzerine vize alabilmek için beklemeye başladılar. Bunun üzerine TIR parklarında kuyruklar oluştu. (FOTOĞRAF: AA) TÜRSAB Başkanı Ulusoy, 23 milyon turist ve 14.7 milyar dolar hedeflendiğini belirtti 2007 turizm için umut yılı ? Geçen yıl yüzde 6.9 oranında gerileyen turizmin 2007’de toparlanmasını beklediklerini belirten TÜRSAB Başkanı Ulusoy, bunun önündeki engelleri sıralarken fırsatlara dikkat çekti. Ekonomi Servisi TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, 2006’da yüzde 6.9 oranında gerileyen sektör için 2007’nin umut yılı olduğunu belirtti. Ulusoy, yıl sonunda 2123 milyon yabancı turist ve 13.514.7 milyar dolar gelir beklendiğini de açıkladı. Ulusoy geçen yılı değerlendirirken “Kuş gribi ve ardından ortaya çıkan bir dizi olumsuz olaylar açık nedenlerini oluşturuyor” diye konuştu. Doğa, kültür, termal, kongre ve diğer turizm türlerinde belirgin bir ilerleme kaydedildiğini anlatan Ulusoy şunları söyledi: “Her yörede zengin bir tabloya sahibiz. Stratejimiz turizm hareketlerinin ve turizmin olumlu sosyoekonomik etkilerinin de yaygınlaşmasına yardım edecektir. Sürdürülebilir gelişim de önemli. Ege ve Akdeniz kıyı alanlarında yoğunlaşan yatırımlar, burada hızla artan ikincil konutlar, çarpık yapılaşma, aşırı betonlaşma, ekolojik çevredeki bozulmalar, bu arada balık çiftlikleri ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bugüne kadarki uygulamalar pek çok değerimizi yitirBaşaran Ulusoy miştir.” Elektrikte tazminat dönemi ANKARA (AA) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından düzenlenen yönetmelik çerçevesinde, 1 Ocak 2007’den başlamak üzere, dağıtım şirketi, vatandaşa yazılı görsel medya aracılığıyla 48 saat önceden kesinti bildirimi yapacak. Ancak bu bildirim yapılmadan arıza gibi sebeplerle alçak gerilim (AG) hattı kullanan tüketicinin elektriğini yılda toplam 14 saati aşan miktarda kesen dağıtım şirketi vatandaşa tazminat ödeyecek. Bu süre 2010 yılında 11 saate kadar gerileyecek. Yıllık maksimum kesinti süresine ilişkin hedeflerin aşılması durumunda dağıtım şirketlerinin ödeyeceği tazminat, hedef değerleri aşan kesintinin gerçekleştiği tarih itibarıyla en son ödenen elektrik faturasındaki dağıtılan enerji miktarının, kesintinin tekrarına göre kilovat saatte 0.37 ile 1.11 YKr arasında değişen bedellerin çarpılması ile belirlenecek. Trafik müşavirleri tasarıya tepkili Ekonomi Servisi Karayolları trafik kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısına trafik müşavirleri karşı çıktı. İstanbul Trafik Müşavirleri Odası Başkanı Kemal Atılman, bu işten ekmek yiyen 450 bine yakın kişi olduğunu dile getirerek “bizdeki mevcut yasa Fransız yasasına göre şekillendiriliyor” dedi. Araç alırken ya da satarken ruhsat, muayene, devir, plaka, kayıt ve sigorta takip işlemlerini yürüten trafik müşavirlerinin 60 saatlik eğitim programları doğrultusunda çalışmalara başladıklarını kaydeden Atılman, yeni trafik yasası kapsamında düzenlenen araç ve trafik hizmetlerinin sıfır araç satan distribütörlere ve noterlere verileceğini belirterek şöyle konuştu: “Biz yıllardır bu sektörün içerisindeyiz. TSE’den belgelerimiz var. Bu işin sektörü bilmeyen kişilere ya da kurumlara verilmesi doğru değil. Bu uygulamayla yaklaşık 125 bin insan işsiz bırakılacak. Bu kadar insan daha sonra nerede istihdam edilecek.” Atılman, şu an Meclis’te Avrupa Birliği Komisyonu’nda olan tasarının Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık tarafından imzalandığının da altını çizdi. ‘Yaşlanmadan Büyümek’ kitabında Ali Nihat Gökyiğit, Feyyaz Berker ve Necati Akçağlılar’ın yollarının kesişmesiyle başlayan Tekfen’in 50 yıllık başarı öyküsü, önemli satırbaşlarıyla okuyucuya sunuluyor. Tekfen, inşaat ve tarıma odaklanıyor Ekonomi Servisi ‘Bildiği işi en iyi yapmak’ felsefesiyle çıktığı yolda 50 yılı kat eden Tekfen Holding, grubun lokomotifi olan inşaat ve tarım sektörlerine odaklanarak konsolide cirosunu 5 yılda 1 milyar dolardan, 2 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor. Tekfen’in 50. yılı dolayısıyla Tekfen ceo ve başkan yardımcılarının katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Tekfen Grup Şirketler Başkanı Erhan Öner, Türkiye’nin en kritik sektörleri olan inşaat ve tarımın geleceğine inandıklarını ve bu iki sektörde yatırıma devam edeceklerini söyledi. Yarım asırlık serüven... 50. yılda da faaliyetlerini sürdürdükleri taahhüt, tarım, emlak geliştirme, bankacılık alanlarında “ilk”ler liginde olmak istediklerini belirten Öner, “Tekfen Holding, taahhüt alanında dünyada 300’ün üzerinde büyük projeye imza attı. Tarımda ise 2005 yı lında 355 milyon dolar ciro elde etti” dedi. Tekfen Holding’in 50. kuruluş yıldönümü nedeniyle Tarih Vakfı işbirliğiyle yayımladığı “Yaşlanmadan Büyümek” başlıklı kitap ise, bilgi, belge ve tanıklıklara dayanan içeriğiyle, Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutuyor. Tekfen’in 50 yıllık yolculuğundan önemli kesitler sunan proje, yazar Mehmet Altun’un liderliğinde bir ekip tarafından kapsamlı bir arşiv araştırması sonucu hayat bulmuş. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle