21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Değişiklik mi Dediniz? Türk Ceza Yasası’nın 301’inci maddesinin değiştirilmesi, bu kez de “maddeye kan bulaştığı” iddiaları üzerine gündeme geldi. Oysa maddenin kaldırılması ya da değiştirilmesi istekleri, madde daha tasarı durumundayken siyaset bulaştırıldığı için başlamıştı. ??? Tartışma konusu madde, ceza hukukumuza ilk kez girmiş bir madde değil. Eski yasaya, 1926 yılında girmiş, üçü uyum yasalarıyla olmak üzere yedi kez değiştirilmişti. Sıkıyönetim dönemlerini saymazsanız, eski madde nedeniyle açılmış toplam dava sayısının 2005 Haziranı’ndan bu yana maddenin yeni şekliyle açılan davaların yanında çok az kaldığını söylemek yanlış olmaz. İktidarla muhalefetin ortak çabalarıyla çıkarılan yeni Türk Ceza Yasası’nın “ceza hukukunda bir reform sayılması gerektiği” söylemiyle yetinilmemiş, “Türkçeleştirilerek anlaşılmasının kolaylaştırıldığı” da övünme nedenleri arasına eklenmişti. Bu nedenle de 159’uncu maddede suçun “alenen tahkir ve tezyif” olarak belirlenen tanımı “aşağılama” olarak değiştirilmişti. Her nedense bu “Türkçe sevgisi” yalnız bu madde ile sınırlı bırakıldı. Bunun sonucu olarak ceza yasasında yer alan ve birbirine benzeyen suçlar değişik tanımlarla karşımıza çıktılar. Yürürlükte üç ayrı suç tanımı var. 1. Hakaret (Madde 125) 2. Aşağılama (Madde 301) 3. Takbih ve tezyif (Madde 219) Kişilerin kişilere karşı işlemesi durumunda “hakaret” suçu işleniyor. Gazeteci, yazar, çizer, bilim insanlarının Türklüğe ve devlet organlarıyla kurumlarına karşı işlemesi durumunda “aşağılama” suçu işleniyor. Ama, imam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini reislerin (?) görevini yaparken hükümet idaresini, kanunları ve hükümet icraatını “takbih (kınama) ve tezyif (küçültmek isteme, alay etme)” ederse suç sayılıyor. Bu madde eski yasadan olduğu gibi yalnız başlığı değiştirilerek ve izleyen maddedeki ağırlaştırıcı unsurlar yok sayılarak olduğu gibi aktarılmış. Tasarıyı hazırlayanlar nedense bu maddeyi Türkçeleştirme eğilimlerinden uzakta tutmuşlar. Maddenin yazılışı “İslamda ruhban sınıfı yoktur” söylemini yeğleyenler açısından da sorunlu sayılabilir. Laiklik ilkesine ters düştüğünü söylemek ise içinde bulunulan ortam nedeniyle gerekmiyor. Maddeyi yasaya ilk kez koyanlar ise daha dikkatliymiş. Bu nedenle de maddenin başlığını “imamlar, hatipler, vaizlerle ruhani reisleri müteallik cürümler” diye koymuşlar. ??? 301’inci maddenin getirdiği yenilikleri (?) şöyle sıralayabiliriz. Türklük kavramının Türk milletiyle sınırlı olmadığı, madde gerekçesinde şöyle belirtiliyor: “Türklük dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar Türklere has müşterek kültürün ortaya çıkardığı ortak varlık” suç tanımı “aşağılama” sözcüğüyle ilk kez yasaya girdiği için eleştiriyi de kapsayacak bir niteliğe bürünüyor ve “eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” hükmünü de havada bırakıyor. İzin müessesesinin kaldırılması da kendisini cumhuriyet savcısı yerine koymak isteyen şikâyetçilere olanaklar sağlıyor. ??? Anımsanacağı gibi, hükümet kanadından ilk değişiklik yapılabileceği sinyali Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan tarafından İsveç’teki temasları sırasında 2005’in Kasım ayında verilmişti. Benzer bir açıklama da, Babacan’ın açıklamasını izleyen günlerde Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmıştı. “Sivil Toplum Örgütlerinden öneri beklendiği” açıklamasının üzerinden yaklaşık üç ay geçti. Bugün de aynı beklenti, değişik yerlerdeki konuşmalarda dile getiriliyor. Benim bildiğim kadarıyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türk Ceza Hukuku Derneği’nin ortak bir çalışma ile oluşturduğu değişiklik önerisi 23 Kasım 2006’dan beri yeniden öneri beklediklerini söyleyenlerin önlerinde duruyor. Basın Konseyi’nin önerisi de aynı kişilere iletilmiş durumda. İsteklerin samimi olduğuna inanmak, sergilenen yaklaşım nedeniyle giderek zorlaşıyor. Cem’i son yolculuğunda sevenleri yalnız bırakmadı. Cem ailesi cami İsmail Cem ‘Veda’ etti ‘SOLDA BİRLİĞİ GERÇEKLEŞTİRMEYE EN YAKIN İSİMDİ’ İstanbul Haber Servisi Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in toprağa verilmesinin ardından değerlendirmede bulunan, siyaset dünyasının önde gelen isimleri, Cem’in başarılı devlet adamı kimliğine ve demokrasiye katkılarına vurgu yaparak Türkiye’nin önemli bir “düşünce adamını” kaybettiğini belirttiler. Deniz Baykal (CHP Genel Başkanı): Cem, Türkiye’nin yetiştirdiği çok değerli bir aydın, düşünür ve sorumlu bir siyasetçiydi. Türkiye’nin modernleşmesine, dönüşümüne katkı için çabaladı. Bütün ömrünü çalışarak geçirdi. TürkiyeAB ilişkilerinin Türkiye’nin onuruna yakışır bir şekilde geliştirilmesine katkılar yaptı. Daha sonra yaşanan kırılmalar hepimizi üzdü. Cem, inançlarını, değerlerini yaşama geçirmek için bütün ömrü boyunca sendika başkanlığından yola çıkarak, dışişleri bakanlığına kadar örgütlü bir çalışma içinde olmaya özen gösterdi. Siyaset yaşamında zaman zaman ayrı düştük, ama yine bir araya geldik. Son dönemde büyük bir coşku ve heyecan içindeydi. Bize büyük katkıları oldu. Maalesef en verimli olduğu çağda kaybettik. Mehmet Ağar (DYP Genel Başkanı): Üniversite yıllarımın çok okunan yazarlarındandı. Naif bir insanın kaldıramayacağı bir ağırlığı kaldırdı. Hatasız çalışan bir siyasetçiydi. Türkiye’de unutulmaz bir iz bırakacak değerdir. Siyasete hevesli gençler onu örnek almalı. Zülfü Livaneli: Cem gibi kıymetler Türkiye’de çok az bulunuyor. Keşke solda birlik idealini gerçekleştirebilseydi. Çünkü buna en yakın isimdi. Bayram Meral (CHP Milletvekili): Cem ılımlı ve kararlı bir devlet adamıydı. Aramızdan zamansız ayrıldı. Siyasetçiler onun kararlı tutumundan örnek almalı. avlusunda taziyeleri kabul ederken İsmail Cem’in kızı İpek Cem Taha’nın gözyaşlarını tutamadığı görüldü. Tören için yoğun güvenlik önlemleri alındı. Papandreu, Cem’in mezarına zeytin dalı, Baykal ise çiçek bıraktı. (Fotoğraflar: VEDAT ARIK / AA) FİKİR HAYATI İÇİN BÜYÜK KAYIP Hüsamettin Özkan: İsmail Cem ile üç hükümette birlikte görev yaptım. Kendisi bürokrat, gazeteci, milletvekili ve bakan olarak ülkesine çok büyük görevlerde ve çok önemli hizmetlerde bulundu. Çok sevdiğim arkadaşımı, can dostumu kaybettim. Celal Doğan (Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı): Dışişleri Bakanı olarak çok uzlaşmacı bir kişilikti. Çok erken gitti. Ercan Karakaş (SODEV Onursal Başkanı): Türkiye siyasetine kalite kazandıran bir insandı. Sosyal demokrasinin Türkiye’de gelişmesi, etkili olması için büyük katkılarda bulundu. Süleyman Çelebi (DİSK Genel Başkanı): Türkiye’de sosyal demokrasiyi evrensel değerlerle birleştiren, TRT Genel Müdürlüğü zamanında TRT’yi Türkiye’nin sesi, aydınlık yüzü haline getiren, Türk dış politikasında da önemli işlere imza atmış önemli bir fikir ve siyaset adamını yitirdik. Hem Türk sosyal demokrasisi hem de fikir hayatı için çok büyük kayıptır. İstanbul Haber Servisi 3 yıldır mücadele ettiği akciğer kanserine çarşamba sabahı yenik düşen eski Dışişleri Bakanı, CHP Genel Başkan Başdanışmanı İsmail Cem (67) dün devlet töreni ile son yolculuğuna uğurlandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Theodoros Kasimis ile eski Yunanistan Dışişleri Bakanı ve Yunanistan ana muhalefet partisi lideri Yorgo Papandreu’nun da katıldığı cenaze töreninin düzenlendiği Teşvikiye Camisi’nin avlusuna sığmayan kalabalık caddeye taştı. Cem, Teşvikiye Camisi’nde öğleyin kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Eski Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile Baykal, Cem’in mezarına kürekle toprak attılar. APANDREU’DAN ZEYTİN DALI Papandreu, Cem’in mezarına zeytin dalı, Baykal ise çiçek bıraktı. Cem ile birlikte barışı temsil etme P Cem’in büyük bir gazeteci, yazar, politikacı ve sosyal demokrat aydın olduğunu dile getiren Papandreu şöyle devam etti: “Cem bir barış vizyonuna sahipti. Üzerinde yürüdüğümüz yolu değiştirmek, bu dünyayı daha barışçı bir hale getirmek, iki ülkeyi daha yakın ve arkadaş kılmak ve bölgede istikrar sağlamak yönündeki vizyonu paylaşıyorduk. Türkiye’nin, Avrupa’daki geleceği için yakın çalışma içindeydik ve bu devam etmesi gereken tarihi bir projedir.’’ YOĞUN KATILIM A İsmail Cem’in mezarının üzerine “Bize öğrettiklerin için teşekkürler, büyük insan güle güle’’ yazılı dövizler bırakıldı. Törene Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve diğer kuvvet komutanları da birer çelenk gönderdi. Aralarında 1. Ordu Komutanı Orgeneral Fethi Tuncel, eski LKIŞLARLA UĞURLANDI başbakanlardan Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller, DSP lideri Zeİsmail Cem’in Türk bayrağıki Sezer, SHP lideri na sarılı naaşı, polisler tarafınMurat Karayalçın, dan omuzlara alınarak sabah Saadet Partisi lideri saatlerinde Teşvikiye CaRecai Kutan, Hür misi’ne getirildi. CenazeyParti lideri Yaşar le birlikte Cem’in eşi Elçin ç yıldır mücadele ettiği akciğer kanserine Okuyan, Yurt Partisi ile oğlu Kerim Cem, kızı İpek Cem Taha, damadı çarşamba sabahı yenik düşen eski Dışişleri Bakanı, lideri Sadettin Tantan, İstanbul Valisi ve gelini cami avlusunda taziyeleri kabul etti. Baş CHP Genel Başkan Başdanışmanı Cem, dün devlet Muammer Güler, töreniyle son yolculuğuna uğurlandı. Törene ABD Büyükelçisi bakan Erdoğan, TBMM Ross Wilson, İstanBaşkanı Bülent Arınç ve siyaset, sanat, iş dünyası ve yabancı bul Baro Başkanı Kaeski başbakanlardan Tansu temsilciliklerden yoğun katılım oldu. zım Kolcuoğlu, İBB Çiller, Cem ailesi ile CHP Başkanı Kadir TopGenel Başkanı Baykal’a başsağlığı dileğinde bulundu. si için bahçesine zeytin ağacı diktik baş, Beşiktaş Belediye Başkanı İsCaminin bahçesine iki taziye defte lerini belirten Papandreu, “Bugün bu mail Ünal, Avcılar Belediye Başkanı ri açıldı. Cenaze namazını kıldıran din mezarlığa bahçemde yetiştirdiğim Mustafa Değirmenci, eski bakanlargörevlisi Fatih Savaş, İsmail Cem’in zeytin dallarını bırakmak için ve dan İstemihan Talay, Hüsamettin yazdığı “Veda” şiirinin bir bölümünü dostum İsmail’e son defa saygıları Özkan, Köksal Toptan, Yaşar Topçu, AKP Balıkesir Milletvekili Turokudu. Cenaze namazının ardından mı sunmak için geldim” dedi. İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı Papandreu, “ İsmail’e bu zeytin han Çömez, yazar Yaşar Kemal, sada dua etti. ağacının güçlü olduğunu, ülkeleri natçılar Edip Akbayram, Arif Sağ, Cem, duadan sonra polis mangası miz ve halklarımız arasındaki barış Yavuz Bingöl, Ermeni Patriği Mesrob nın omzunda alkışlar eşliğinde Teşvi için bu ağacı daha da güçlendirmek Mutafyan, Cem’in kuzeni Cemil kiye Camii’nden çıkarıldı. Karanfil üzere çok çalışacağımı söylemek is İpekçi’nin de bulunduğu çok sayıda yağmuruna tutulan Cem’in cenazesi tedim ve onu daima hatırlayaca işadamı, siyasetçi, sanatçı ve yabancı ülke temsilcisi katıldı. Zincirlikuyu Mezarlığı’na götürüldü. ğım’’ diye konuştu. Ü oerinc?cumhuriyet.com.tr. Türkiye’nin son şansı DSP lideri Sezer, seçimlerin hem sol hem de ülke için çok önemli olduğunu belirterek 10 Aralık Platformu’nun güçbirliği çağrısını desteklediklerini söyledi İstanbul Haber Servisi DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, seçimlere solda güçbirliği ile girilmesi çağrısını yineleyerek, “Seçimler Türkiye’nin son şansı. 10 Aralık Platformu’nun güçbirliği çağrısını destekliyoruz” dedi. Solda uzlaşma ve güçbirliğine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sezer, önümüzdeki seçimlerin yalnız sol için değil Türkiye için de son şans olduğuna dikkat çekerek, güç birliği yapılması çağrısını yineledi. AKP hükümetinin beşinci yılına girdiğinin altını çizen Sezer, buna karşın, işsizlik ve yoksulluğa çare üretilemediğinin altını çizdi. Sezer, toplumun hızla ve tehlikeli bir biçimde huzursuzluğa sürüklendiği uyarısında bulunarak, “Geçim sıkıntısı, işsizlik, yoksulluk içinde kıvranan kitlelerin derdine çare olacak bir iktidar mümkündür. Bunun için emekten, halktan ve haktan yana bir güç birliği için DSP uzun süredir bir uzlaşı zemini için çalışmaktadır. En büyük sendikal örgütlerle, sivil toplum kuruluşları ile doğrudan temaslarını sürdürmektedir. Sol duyarlılıktaki bu işbirliği ve güçbirliğinin ilkeli olması şarttır” diye konuştu. laşı kültürünü sindirmiş ve Ecevit’in güvenilir ve dürüst siyasi kişiliğini en büyük siyasi miras sayan bir partidir. Sol duyarlılıkta işbirliği yapmaya, hazır insan hakkını en önde tutan, emeği en yüce değer sayan bir partidir. Daha çok demokrasi, daha geniş güçbirliği, yenilenme ve Türkiye’yi yeniden rayına oturtmak ve dürüst siyaset için Türkiye’nin her yerinde kurulu il, ilçe, belde güçlü ve yaygın örgüt yapısıyla DSP Türkiye’yi kucaklamaya hazırdır.” 10 Aralık Hareketi ile de son derece sıcak görüşmeler yaptıklarını belirten Sezer, “Biz parti olarak 10 Aralık Hareketi’nin duruşunu önemsiyoruz, çalışmalarına olumlu yaklaşıyoruz. 10 Aralık Platformu’nun güçbirliği açıklamasını destekliyoruz” dedi. ÖNCELİK İŞSİZLİK Olası birliktelikte, “dinsel ve etnik kimlikler üzerinden siyaset yapılamayacağı ve üniter ve ulus devlet yapısının asla tartışma konusu olmayacağının” altını çizen Sezer, şöyle konuştu: “Bu birlikteliğin temel önceliği işsizliğe, yoksulluğa çare projeleri üretmektir. DSP uzun bir koalisyon hükümeti deneyimine sahip uz Sezer, toplumun hızla ve tehlikeli bir biçimde huzursuzluğa sürüklendiğini belirtti. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle