21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 2007 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr İklim değişikliklerinin olumsuz etkileri zenginler kulübünün de ana gündemi oldu İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER 13 Küresel ısınma Davos’u terletti ? Dünya Ekonomik Forumu’nda bu yıl iklim değişikliğinin, ekonomik ve toplumsal etkilerinin tartışıldığı 17 toplantı düzenlendi. “Eyleme Çağrı” adlı toplantıda, tehlikenin 20 yıldır gündemde olmasına karşın karbon gazlarının üretimine hâlâ sınır konulamadığı vurgulandı. ERGİN YILDIZOĞLU Simge Algılama İmajlar çağında önemi daha bir artmış olmalı ki, Hrant Dink olayında tetikçileri kullanan güç odaklarından çok, cenaze törenindeki sloganları tartışır olduk. “Hepimiz Ermeniyiz, Hepimiz Hrant Dink’iz” sloganlarının ne amaçla kullanıldığı, nasıl algılandığı tabii ki çok önemli. Uzaktan Arnavutluk, TC bayraklarına benzeyen, direğe bakan ucunda yıldız bulunan Kosova Arnavutları ve Tüklerinin kullandıkları bayraklar çok tartışılmıştı. Gerçekten o ülkedeki halkların kimliğini simgeleyen bayrak mı yoksa ayrımcılığın kanıtları mı oldukları üzerine tartışma büyüdükçe büyümüştü. Kosova Üniversitesi kız öğrencilerinin kırmızı siyahlı bereleri üzerinde bile aynı şiddetli tartışma, sık sık çatışmalara konu olmuştu; Arnavutluk bayrağı mı yoksa Kosova Arnavutlarının kültür renkleri mi olduğu üzerine uzlaşılamamıştı. Sonra okulların suyuna zehir katıldı. Karşılıklı, doktorların hamile kadınların karınlarındaki çocukları katlettikleri iddia edildi. Kanlı çatışmalar, parçalanma, Kosova’nın ABD’nin Avrupa’daki en büyük üssü olması ile sonuçlandı. BM adına Kosova için görevlendirilmiş askerlerin çekilmesi halinde savaşın yeniden alevleneceği bir noktada devletçik bile olma şansı olmayan Kosova, mafya düzeninde her tür ekonomik, toplumsal çöküşü yaşıyor. Yine de Kosovalı Arnavutlar, Müslümanlar için ABD işgalinin devam etmesi, Sırbistan ile ilişkilendirmenin yeniden gündeme gelmemesi tek seçenek olarak gözüküyor. 2 milyoncuk devletçik nasıl kurulabilecek, ayakta durabilecekse, BM’nin Sırbistan’dan kopuş, bağımsız devlet kuruluş kararını vermesi bekleniyor... ??? Bizde Leyla Zana’nın Meclis’te kullandığı, Güneydoğu’daki her siyasal, toplumsal etkinlikte yaygın kullanılan kırmızı, sarı, yeşil, üç renkli bağlanmış, örgü yapılmış eşarplar Kürtlerin kültür kimlik renkleri olarak mı yoksa bayrak niyeti ile mi kullanılmakta? Barış eylemlerinde havaya kaldırılan zafer işaretli parmaklar, gerçekten barışı mı, savaşı mı işaret ediyor? Zaferi simgeleyen işaret ancak savaşın, ayrımcılığın işaretidir diyenler çok mu haksız ya da paranoyaklar? Doğrusu bu türden tartışmaları yaşanmışlıklar olarak çok fazla yakından izlemiş biri olarak diyebilirim ki, simgeyi kullanan tarafın niyeti ne kadar önemli ve anlamlı ise algılayanın niyeti ve algılaması da aynı ölçüde önem ve anlam kazanıyor. Taraflardan biri art niyetli, en azından önyargılı ise diğerinin iyi niyetli olmasının bir değeri kalmıyor. En iyi niyetle kullanılmış simgeler, ortada yanlış algılamaya elverişli olumsuz koşullar varsa yanlış algılamalara yol açıyor. Ya da iyi niyetli algılamalar, art niyetli kullanımlara araç yapılıyor. Her iki şıkta da birleştirme, yakınlaştırma amaçlı simgeler dahi ayırımcı sonuçlar doğrabiliyor. ??? Hrant Dink’in cenazesi için seçilmiş sloganların, acıyı paylaşma, özdeşleşme amaçlı olduğu açıklandı. Cenaze törenine katılanlar tarafından da, en azından çok büyük bir çoğunluk için geçerli olmak üzere aynı amaçla kullanıldığının, katılan bir birey olarak tanığıyım. Sonradan birilerinin Yahudi soykırımını kınamak adına, “Hepimiz bir Yahudiyiz” sloganından esinlenerek üretildiğini yaydıklarını duydum ki.. gerçekten üzüldüm. Benim gibi, cenaze törenine katılan çok çok büyük çoğunluğun asla ve katiyen Ermeni soykırımı tezini kabul etmediklerine kefilim. Eşinin içtenlikli seslenişine inanmayı, Agos çevresinin sloganlara ilişkin iyi niyetli amaçlarını doğru kabul etmeyi yeğlerim. Ne yazık ki Cumhuriyet okurlarından bile aldığım tepkiler gösteriyor ki, söz konusu sloganların bizim bildiğimiz olumlu, iyi niyetli amaçları da bugünün ortamında yeterli olmuyor. Toplumsal algılamada olumsuzluk ağır basıyor. TürkErmeni ayırımcılığı algılaması ağır basıyor ki.. bu tepki, algılamayı hafife almamak, üzerinde düşünmek zorundayız... Örneğin yakın çevremden bile; Ermeni teröristlerin katlettikleri elçilik üyelerimize duyarsızlığımızı, çifte standartımızı anımsatanlar çok mu haksızlar? Kendimi sorguluyorum; besbelli medyatik yönlendirme, algılama ile onların cenazelerine gitmeyi, o tarihlerdeki aynı ölçeklerde büyük oyunların ürünü terör eylemlerine karşı aktif tavır almayı becerememişim. Galiba çarpık bir kültür ve algılama ile kendimize yönelik şiddet, haksızlıklara karşı durma refleksimizde de bir zafiyet var. Özetle bu toprakları paylaşan, bu ülkenin vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti, Türk vatandaşı üst kimliğinde tartışmasız buluşmaları, özdeşleşmelerinin önemi giderek artıyor... soner?cumhuriyet.com.tr Uluslararası şirketlerin liderleri nihayet küresel ısınma tehlikesinin ayırdına varmış görünüyor. Bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nda küresel ısınmayla ilgili olarak 17 toplantı düzenlendi. Birinci gün, eski Dünya Bankası Baş Ekonomisti, Sir Nicholas Stern’in geçen yıl büyük yankı yapan iklim değişikliği raporunu anlattı. İkinci gün, “İklim değişikliği: Eyleme çağrı” başlıklı bir toplantı ilginç tartışmalara sahne oldu. Toplantının oturum başkanlığını yapan, Financial Times’dan Martin Wolf, sözlerine “20 yıldır tartışıyoruz ama karbon gazları üretimi hâlâ artmaya devam ediyor” saptamasıyla başladı. ABD’den Berkeley Ulusal Laboratuvarı’ndan Steve Chu, sorunun gittikçe ağırlaşmakta olduğuna, ABD’nin gelişmekte olan ülkelerden kişi başına iki kat daha fazla enerji kullandığına dikkat çekti. Biyo yakıtla rın önemine, karbon gazlarının üretimine sınır konması gereğine vurgu yaptı. Hindistan’dan Montek S. Ahluwalia da kirlenmenin tarihsel sorumlusu olan gelişmiş ülkelerin, hâlâ kendilerine düşeni yapmadıklarının, Kyoto hedeflerini bile tutturamadıklarının altını çizdi. Kaliforniya Eyalet Meclisi Başkanı Fabian Nunes, son on yılda ABD’de karbon gazı üretiminin hızla artışına, Kaliforniya’da artışın neredeyse sıfır olduğuna dikkat çektikten sonra, esas olarak gerekli yasal adımların atılmasının, devlet müdahalesinin gereğini vurguladı. Martin Wolf, toplantıyı kapatırken tartışmaları, “Sorunu çözebiliriz, karbon üretimine sınır getirmek zorundayız, teşvik ve büyük teknolojik yatırımlar gerekiyor.. gelişmekte olan ülkeler sürece katılacaklar, eğer gereken mali desteği sağlayabilirsek” sözleriyle özetledi. Muhalefetin adresi Kenya Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na tepki olarak yedincisi Kenya’nın başkenti Nairobi’de gerçekleştirilen Dünya Sosyal Forumu’na 100 bin kişi katıldı. Renkli gösterilere sahne olan Nairobi’de Filistinli göstericiler de vardı. AIDS, borç yükü, gıdada egemenlik, adil ticaret anlaşmaları, gençlere alternatif hayat tarzları, insan haysiyetine yaraşır istihdam gibi konular bu yılki ana gündem maddelerini oluşturdu. TeliaSonera ‘Turkcellim’ diyor Ekonomi Servisi Turkcell’in büyük ortağı TeliaSonera, Çukurova’nın Mart 2005’te kendileriyle yaptığı hisse satış anlaşmasından vazgeçerek, Rus Alfa Grubu’yla bir finansman paketi üzerinde anlaşması sonrasında Çukurova aleyhine açtığı uluslararası tahkim davasını kazandı. TeliaSonera’dan yapılan açıklamaya göre Cenevre’deki Milletlerarası Ticaret Odası bünyesindeki tahkim heyeti, Çukurova’nın Turkcell Holding’te kalan tüm hisselerini 3.1 milyar dolar bedelle TeliaSonera’ya satması gerektiğini açıkladı. Satış işlemi gerçekle ? Çukurova, İskandinav telekom şirketinin Uluslararası Tahkim Kurulu’nda açtığı davayı kaybetti. şirse, Turkcell İletişim’in yüzde 37.1’ine sahip olan TeliaSonera’nın şirketteki payı yüzde 64.3’e yükselecek. Turkcell Holding, Turkcell İletişim’in yüzde 51’ine sahip bulunuyor. TeliaSonera Başkanı ve CEO’su Anders Igel, “Hisse alım anlaşması bağlayıcı olsa bile, Çukurova’nın hisselerin TeliaSonera’ya devrini gerçekleştirmeyi isteyip istemediğini veya yasal olarak bunu yapıp yapamayacağını henüz bilmiyoruz” dedi. TeliaSonera Avrasya Başkanı Erdal Durukan, tahkim kararının “nihai ve bağlayıcı” olduğunu belirtti ve “Şimdi top Çukurova’da. Onların ne yapacağını görmek istiyoruz” diye konuştu. Durukan, “Alfa, bizim satın almak istediğimiz ve Turkcell İletişim’in yüzde 27’sine karşılık gelen Turkcell Holding’in yarısına dolaylı olarak sahip. Karışık bir durum. Ama geri dönülmez bir şey yok” dedi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle