25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2007 PERŞEMBE 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr PANEL PAZAR GÜNÜ SAAT 18.00’DE Onay Akbaş’ın sergisi, Nurol Sanat Galerisi’nde 2 Şubat’a kadar görülebilir Bir figür parodisi... KAYA ÖZSEZGİN Dostları ve öğrencileri Saygun’u anlatıyor... Kültür Servisi Müzik araştırmacısı, eğitimcisi, folklorcu, besteci Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda anılıyor. 28 Ocak Pazar günü saat 18.00’de gerçekleşecek olan “Öğrencileri ve Dostları Ahmet Adnan Saygun’u Anlatıyor” başlıklı panelde Doğan Hızlan, İlhan Usmanbaş, Halit Refiğ, Mesut İktu, Gülper Refiğ ve Rengim Gökmen konuşmacı olarak katılacak. Rengim Gökmen yönetimindeki CRR İstanbul Senfoni Orkestrası , aynı akşam saat 20.30’da “Ahmet Adnan Saygun’un 100. Doğum Yılı Anısına” başlıklı konser verecek. Çiçek Kurra Kanter’in yönetimindeki CRR Korosu, Asude Karayavuz, Engin Yavuz ve Erhan Tekin Mirza’nın solist olarak katılacağı konserde Saygun’un ‘İnci’nin Kitabı, Op. 10’, ‘Eski Üslupta Kantat, Op. 19’, ‘Senfoni No. 2. Op. 30’ adlı yapıtları seslendirilecek. Panele katılım ücretsiz olup konser biletleri Biletix gişelerinden, www.biletix.com adresinden, Biletix Çağrı Merkezi’nden (0 216 556 98 00) ve CRR Konser Salonu Gişesi’nden temin edilebilir. Prof. Dr. Ahmet Adnan Saygun (19071991), 1928’de açılan sınavı kazanarak müzik öğrenimi görmek üzere, devlet bursuyla Paris’e gönderildi. 1934’te kısa bir süre Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı yönetti. 1936’da İstanbul Belediye Konservatuvarı’na (İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı) öğretmen olarak atandı. Aynı yıl Türkiye’ye gelen Bela Bartok’un Anadolu gezisine katıldı. nay Akbaş, yıllar önce Paris’e yerleşmiş genç bir ressam olarak kendine yer açmaya çalıştığı dönemde bir video kasete çekilmiş kısa belgeselini göndermişti bana. Orada kısa notlar halinde resmine ilişkin görüşlerini dile getiriyor ve resimlerine yansıyan yaşam kesitlerini birer sahne olarak tasarımladığını vurguluyordu. Aradan geçen yaklaşık on yıllık süre, bu “sahne”nin resimsel konumunda herhangi bir değişiklik olmadığını gösteriyor. Figürler gene bu sahnede rol alan aktörlerdir. Kimi, bu rolünü en uygun biçimde oynamak ve ötekileri kendi buyruğu altında yönlendirmek için şeytanca planlar kurmakta, kimi de bu planların açtığı tuzağa düşmüş olmanın yenilgisini sineye çekmek zorunda kalmakta. Varlıkların yaşam içindeki eylemlerinin kökenlerini araştıran tarih felsefesi, bunu tat alma ve acıdan kaçma isteği olarak, insanlarda ve hayvanlardaki ortak içgüdülere bağlıyor. Akbaş, ilkgençlik yıllarında yaşadığı olaylardan etkilenerek bilinçaltında biriktirdiği izlenimlerinden yola çıkıyor ve resimlerinde bu izlenimlerini, tarih felsefesini doğrulayacak biçimde şemalaştırıyor. Burada şemalaştırma deyimini, görsel ifadeye uygulama anlamında kullanıyorum. Güçlü bir irade ile bu iradeye boyun eğmek zorunda kalmış iradesizlik arasında yaşam deneyimleri aracılığıyla açığa çıkan sahneler, aynı zamanda tarih sahneleri olarak da kayda geçirilmiş, böylece insanların ders alacakları yaşanmış olgular dizisi ortaya çıkmıştır. İşte Onay Akbaş da resimlerine altyapı oluşturan bu olgulardan yola çıkıyor, tarih felsefesine bu O yon ağır basıyordu; son birkaç yılı kapsayan çalışmalarında ise bu kompozisyon, renkle oluşturulmuş negatifpozitif ikili bölünmeler (diptik) halinde biçimleniyor. Bu biçimlenmeye paralel olarak, fîgürsel yorumlarda da ayrıntıdan arındırılmış ve büyük parçalarla dengelenmiş yeni sentezlerle karşılaşıyoruz. Bir olgunlaşma süreci olarak da tanımlanması mümkün olan bu yeni aşama, renkçi yaklaşımdan ödün vermemiş olmanın yükümlülüğünü sürdürmektedir. Onay Akbaş’ta boya tuşlarından oluşan renkçi tutum, geç dönem izlenimciliğin noktacı (puantilist) tekniğiyle karıştırılmamalı. Her ne kadar bu tekniğin farklı bir versiyonu gibi görünüyor olsa da, Akbaş’ın seri fırça darbeleriyle oluşturduğu figür düzenlemeleri, birer robotinsan görüntüsü yansıtan ? Onay Akbaş’ın kompozisyonları, bu figürlere değişik bir vizyon katmaköncelikle akıl ve bilinçdışı ta, onların yaşamla bağlantısını güçlenarasındaki kesin sınırların varlığını dirici bir unsur üstlenmektedir. Böyle bir işlev, onun resmindeki dekoratif kayok sayan modern bilimsel düşünceyi kanıtlamak istercesine, rakteri de pentürden yana değiştiriyor. Bu değiştirim, grafiksel olanı pentüre dönüşfigür düzenlemelerinde bütün türme anlamında değil, boya ile kazanılseçenekleri göz önünde tutuyor. mış değerleri kökleştirmeye yönelik çaba düzeyindedir. O nedenle de, kendi bağlamda atıfta bulunuyor. içinde taşımakta olduğu süreçselliğin farkındadır; ondan da öte, bu süreçselliği ODERN BİLİMSEL kendi lehine değerlendirecek olanaklara büDÜŞÜNCENİN KANITI tünüyle açıktır. Onay Akbaş, Paris’te 1940’lı Akbaş’ın kompozisyonları, öncelikle yıllarda başlamış olan Türk ressamlarıakıl ve bilinçdışı arasındaki kesin sınırla nın Batı yakası serüvenlerinin yeni kuşak rın varlığını yok sayan modern bilimsel dü temsilcileri arasında, adından söz ettiren şünceyi kanıtlamak istercesine, figür dü bir kimlik olarak varlık gösteriyor. İşine zenlemelerinde bütün seçenekleri göz tutkuyla bağlı olması ve döneminin sanat önünde tutuyor. Eski resimlerinden yeni sorunlarıyla düşünsel planda diyalog kurlerine doğru, bu tür seçeneklerin kompo maya gönüllü bir tavır geliştirmesi, onun zisyon biçimlerinde de somut olarak be sanatına yönelik ilgiye de haklılık kazanlirginleştiğine tanık oluyoruz. Önceki dö dırmaktadır. nemin resimlerinde tekil bir kompozis (0312 468 86 70) Duraklaya duraklaya yolculuk... Kültür Servisi Fotoğrafçı Mustafa Önder’in, ‘Stopovers’ adını verdiği sergisi 23 Ocak 23 Şubat 2007 tarihleri arasında Article Art Gallery’de sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Sanatçının geçen yıl dört ayı aşkın sürede Avustralya’dan Kamboçya’ya, Vietnam’dan Tokyo’ya 10 ülkeyi kapsayan gezisinde, uzaktakileri bize yakınlaştıran fotoğrafları ‘Stopovers’ adıyla, Emirates Havayolları sponsorluğunda Article Art Gallery’de sergileniyor. Stopovers, “Bir yerden bir yere yapılan yolculuğun bir ya da birkaç yerde duraklama yapılarak tamamlanması” anlamına geliyor. Güzergâhlarını bu şekilde ayarlayan havayollarıyla uçup uçağın aktarma yaptığı ülkelerde bir süre konaklayarak seyahat eden sanatçı, özellikle Amerika’da yaşadığı yıllarda insanların gezilerini bu sayede daha kolay yaptıklarına şahit olmuş. Geçen sene İstanbul’dan Yeni Zelanda’ya gitme kararı aldığında araştırmaları sonucunda bu sistemi keşfeden sanatçı, Yeni Zelanda’ya giden uçağının durakladığı Dubai, Singapur ve Avustralya’da konaklamış, bu ülkelerin yakınlarındaki ülkeleri de ufak paralarla gezmiş. Kara ve deniz yoluyla toplam dört ayı bulan bu seyahatin sonunda, gezdiği ülkelerin sayısı 10’u bulmuş. Mustafa Önder bu fotoğraflarıyla hem başka yerlerde yaşanan hayatları ayağımıza getirmeyi, hem de “alıp başını gitmenin” önünde paranın o kadar da büyük bir engel olmadığını hatırlatmaya çalışıyor. M Hintli perküsyon ustaları İstanbul’da Üsküdar’dan Bombay’a yolculuk... Alice Harikalar Diyarında ? Kültür Servisi Eti Çocuk Tiyatrosu’nun bu yıl çocuklarla buluşturmaya başladığı yeni oyunu “Alice Harikalar Diyarında”, yarı yıl tatilinde de İstanbul’da sahnelenmeye devam ediyor. Oyun, şubat ayında başlayacak Anadolu turnesinden öncesinde 4 Şubat’a dek her cumartesipazar günü saat 13.00’te Terakki Vakfı Kültür Merkezi’nde izleyiciyle buluşacak. Sömestr tatilinin ilk yarısını Terakki Vakfı Kültür Merkezi’nde tamamlayacak olan oyun, 0611 Şubat tarihleri arasında da Caddebostan Kültür Merkezi’nde çocuklarla buluşacak. Oyunun Caddebostan gösterimleri sırasında minik izleyiciler Harikalar Tüneli’ni gezme ve oyun karakterleriyle tanışma fırsatını yakalayacak. Lewis Carroll’un yapıtından Eylem Canpolat’ın tiyatroya uyarladığı yapıtı Ünsal Sicilli sahneye koyuyor. Tiyatro Çisenti yapımı oyunda Alice adlı zeki, meraklı, kabına sığmayan, cesur, biraz da yaramaz bir kız çocuğunun hayatı keşfetmek arzusuyla içine girdiği fantastik macera anlatılıyor. Sevilen film müzikleri Kültür Servisi Antalya Devlet Opera ve Balesi, popüler ve sevilen film müziklerinden oluşan bir konserle 27 Ocak Cumartesi akşamı saat 20.00’de Haşim İşcan Kültür Merkezi Opera Sahnesi’nde sanatseverlerle buluşacak. Orkestra şefliğini Boujor Hoinic’in yapacağı konserin solistleri; soprano Nurdan Küçükekmekçi, mezzosoprano Ebru Kaptan ve keman soloda aynı zamanda ANTDOB Orkestrası konzertmeisteri Zeynep Işık. Antalya Devlet Opera ve Balesi, “Sevilen Film Müzikleri” konser programının ilk bölümünde Star Trek, Mısır Prensi (Prince of Egypt), Bir Erkeğin Gözyaşları (The Man Who Cried), Pembe Panter (Pink Panther), Schindler’in Listesi (Schindler’s List), Görevimiz Tehlike (Mission Impossible) çalınacak. İkinci bölümde ise 007 James Bond, Harry Potter, Hayat Güzeldir (Life is Beautiful), Angela’nın Külleri (Angela’s Ashes), Bir Kadın Bir Erkek (Un Homme, Une Femme), Yıldız Savaşları (Star Wars) filmlerinin müzikleri seslendirilecek. Konserde filmlerin müzikleri çalınırken arka fonda filmlerin görüntüleri de yer alacak. (0 242 324 11 83 – 324 58 52) Kültür Servisi Yinon Muallem’in ‘ÜsküdarBombay’ projesi kapsamında, yarın akşam saat 20.30’da Hindistan’ın usta perküsyoncuları Subash Chandran ve Ganesh Kumar Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda İstanbullularla buluşacak. Konserin müzik yönetmenliğini üstlenen Yinon Muallem, konserde grubu ile beraber vokal yapacak ve perküsyon çalacak. ‘ÜsküdarBombay’ projesi, geçen yıl Hindistan’a yaptığı yolculuktan çok etkilenen ve Güney Hindistan’ın Çenay kentinde Subash Chandran ve Ganesh Kumar’dan o yöreye ait vurmalı çalgılar ile ilgili bilgi toplayan Muallem’e ait. Üç bölümden oluşacak olan konserde Yinon Muallem Ensemble Grubu’na kanun ustası Göksel Baktagir eşlik edecek. Güney Hindistan’ın kuruluş yıldönümüne denk gelen konsere Yinon Muallem Ensemble Grubu üyeleri Erdem Şentürk (ut), Serdar Pazarcıoğlu (kemen ve perküsyon), Kamil Erdem (bas gitar ve kontrbas), Sumru Ağıryürüyen (vokal), Serkan Çağrı (klarnet ve trompet), Murat Necipoğlu (gazelhan) ve İsrailli İdo Segal (Hint gitarı) katılacak. Hintli perküsyoncular Subash Chandran ve Ganesh Kumar, cumartesi günü saat 12.0013.30 ve 14.3016.00 arası Jazz Play Stüdyosu’nda atölye çalışması yapacak. (0 212 232 98 30 / www.biletix.com) Tasarımcı Valerie Hector ? ANKARA (AA) Dünyaca ünlü takı tasarımcısı Valerie Hector, eserlerini İstanbul ve Ankara’da görücüye çıkardı. İlk kez Türkiye’ye gelen sanatçı, İstanbul’un ardından başkentte eserlerini izlenime sundu. CooperHewitt Ulusal Müzesi Tasarım Ödülü’ne aday gösterilen 50 Amerikalı sanatçıdan biri olan Hector, 21 ve 22 Ocak’ta İstanbul’da sanatseverlerle buluştu. Uzun yıllardır boncuk işlemeli takılar ve boncuk işlemeli duvarlar yapan, boncuk tasarımı ve tarihi konusunda uzmanlaşan Valerie Hector, tasarımlarını bu kez de başkentin sanat ortamına geçen aylarda katılan Nar Koleksiyon’da izlenime sundu. Koleksiyonu ilk gününde, Yunanistan Büyükelçisi’nin eşi Atina Yennimata, Almanya Büyükelçisi’nin eşi Ursula Cuntz ile İtalya Büyükelçisi’nin eşi Selva Marsili de gördü. Paylaşımcı, bağımsız bir mekân; ‘garajistanbul’ Kültür Servisi İstanbul, çağdaş gösteri sanatlarına ev sahipliği yapacak garajistanbul adında yepyeni bir mekâna kavuşuyor. Galatasaray Garajı’nın en alt katının çağdaş performatif sanatlar mekânına dönüştürülmesiyle hayat bulan proje, 26 Ocak 2007 tarihinden itibaren sanatseverlerle buluşacak. garajistanbul, bağımsız sanat gruplarının buluştuğu, tiyatro, müzik, dans, edebiyat okumaları ve atölye çalışmaları gibi geniş yelpazedeki eserlerin yer alacağı bir mekân olacak. Yurtiçinden olduğu kadar uluslararası sanatçı ve gruplara da yer verecek olan garajistanbul, “çoğulcu, paylaşımcı, bağımsız” bir mekân olma özelliği taşıyor. İstanbul’da yeni bir tasarım, performans, seyir ve seyirci kültürü yaratmak isteyen garajistanbul, Anadolu ve Avrupa arasında bir kültür köprüsü kurmayı, 2010 yılında İstanbul’un kültür başkenti olma yolunda da önemli sanat noktalarından biri olmayı hedefliyor. garajistanbul projesinin hayata geçirilmesinde öncülük yapan 5. Sokak Tiyatrosu kurucuları Övül ve Mustafa Avkıran ile Memet Ali Alabora, Erdoğan Kahyaoğlu, Özgür Genli, Vahit Tuna, Gülbin Yeşil ile birlikte garajistanbul’un ilk beş aylık programında yer alan, aralarında Naz Erayda, Şahika Tekand, Beyhan Murphy, Mustafa Kaplan gibi isimlerle beraber 47 sanatçının da katılacağı açılış 23 Ocak Salı günü saat 19.30’da yapılacak. (www.garajistanbul.com) Ninja Kaplumbağalar geri dönüyor ? ANKARA (AA) Bir dönem tüm dünyayı kasıp kavuran Ninja Kaplumbağalar, 14 yıl aradan sonra geri dönüyor. Yılın iddialı prodüksiyonlarından olan “Ninja KaplumbağalarTeenage Mutant Ninja Turtles’’, 23 Mart’ta dördüncü macerasıyla izleyiciyi selamlayacak. Alınan bilgiye göre, 1980’lerin sonundan başlayarak yıllar boyunca tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de kasıp kavuran dört sevimli kaplumbağa geri dönüyor. Bir neslin sevgilisi haline gelen ve bugüne kadar pek çok çizgi romana, bilgisayar oyununa ve 3 sinema filmine konu olan kaplumbağalar, ilk kez animasyon filmleriyle izleyiciyi selamlayacak. Daha önce, Ninja kostümü giymiş dört oyuncunun canlandırdığı sevimli dörtlünün animasyon macerası, yılın en iddialı yapımları arasında gösteriliyor. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle