18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2007 PERŞEMBE 10 DİZİ Özay, “Erdoğan’a alışılabilir mi” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Özal’la Erdoğan’ı yan yana koyduğumuzda aralarında dağlar kadar fark var. Erdoğan seçilirse sadece siyasi gerekçelerle değil, cumhuriyete bağlı insanların çok daha yaygın tepkileriyle karşılaşabilir. Siyasi krizler olur.” Özal’a “alışamadım” diye telgraf çeken Teğmen Murat Baba ordudan resen emekli edilmişti Baba: Erdoğan’a da alışamam enç Teğmen Murat Baba, 17 Şubat 1990 tarihinde Ankara’dan Cumhurbaşkanı Özal’a çektiği telgrafta şöyle demişti: “Atatürk’ün makamında oturan bir kimsenin, itibar deyince aklına, bazı ülkelerin devlet başkanları ile fotoğraf çektirmek geliyor olmasına alışamadım. Siz, ‘alışırlar’ dediniz. Ama Sayın Turgut Özal, ben sizin cumhurbaşkanı olmanıza alışamadım.” G Turgut Özal, uzun süre başbakanlık yaptıktan sonra Çankaya Köşkü’ne çıktı, ancak orada hiç rahat etmedi. Önce “çıkarmayacağız” tartışmaları, arkasından “alışamadım” itirazları yükseldi. Özal, “Benim cumhurbaşkanlığıma da alışırsınız” diyerek bu tepkileri geçiştirmeye çalıştı. Ancak “alışamayanlar” sessiz kalmadı. Gebze 115. Topçu Alayı’nda görevli genç Teğmen Murat Şeref Baba, “alışamadığını” bizzat bir telgrafla Özal’a bildirdi. Baba, 17 Şubat 1990 tarihinde Ankara’dan Cumhurbaşkanı Özal’a çektiği telgrafta şöyle demişti: “Atatürk’ün makamında oturan bir kimsenin, itibar deyince aklına, bazı ülkelerin devlet başkanları ile fotoğraf çektirmek geliyor olmasına alışamadım. Siz, ‘alışırlar’ dediniz. Ama Sayın Turgut Özal, ben sizin cumhurbaşkanı olmanıza alışamadım.” Telgraf Özal’ın eline geçmedi ama Baba’nın ordudan ayrılmasına yol açtı. Genç teğmenin telgrafı önce PTT Telgraf Başmüdürlüğü’ne, oradan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Baba kısa bir süre sonra Gebze’deki alayından alınarak psikonevroz teşhisiyle Haydarpaşa Asker Hastanesi Psikiyatri Servisi’ne yatırıldı. İki haftalık gözetim ve 28 gün oda hapsinden sonra, ordudan resen emekli edildi. Murat Baba, bugün İstanbul’da avukatlık yapıyor. Özal’a “alışamama”nın bedelini ağır ödemiş ama pişman değil. “O telgraf, dürüst her insanın arkasında her zaman durması gereken bir metindir. Yolsuzluğa, yobazlığa karşı duran her insan onu onaylar. Pişmanlığım kesinlikle yok. Tam tersine yeri geldiği zaman, övünç duyulacak bir metin olduğunu düşünüyorum. Evet hayatımı değiştirdi, o ayrı. Ama her şeyin bir bedeli var” diyor. Murat Baba, o süreçte psikonevroz teşhisiyle hastaneye yatırılmasıyla ilgili olarak da “O da bedellerden biri. Ama ‘sağlam’ raporu aldık, bunaldığım zaman raporu çıkarıp gösteriyorum” diye konuşuyor. Murat Baba, “Bu Cumhurbaşkanlığı seçimi süreciyle ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? Tayyip Erdoğan’a alışabilir misiniz” sorusuna da şu yanıtı veriyor: si de hayal edemiyordu. Belki kendisi de pişman şimdi bu sözlerinden ama o söyledikleri gerçek kişiliğini ortaya koyan sözlerdir. Çankaya’ya çıkıp gereği gibi vazifesini yaparsa sorun olmaz. Yapmazsa hangi mevkide olursa olursun bedeli ödenir. Yanlış anlaşılmasın. Vazife, halka hizmet etmektir. Yeterince gerginleşen dengeleri iyice gerecek, dediğim dedik tavrı içinde olursa ülkeye hiçbir faydası olmaz.” YAZILI KURALLAR VAR Murat Baba, “Erdoğan Köşk’e çıkarsa sizinkine benzer tepkiler yaygınlaşır mı” sorusu üzerine de “O günkü koşullar çok farklıydı. Çok yoğun bir nüfuz suiistimali yaşanıyordu. Cumhurbaşkanlığı’na çıkıldığı halde nüfuz suiistimali yapılıyordu, aileler, prensler vardı, nüfuz suiistimali hâlâ eski gücüyle devam ediyordu. Zaman içerisinde tepki gösterilmesi gereken bir durum doğarsa, elbette tepki koyanlar olabilir. Ama şu anda da yürütmenin başında. Eleştirileri olanlar şimdi de söylemeli. Tepki vermesi gerekenler şimdi vermeli” diyor. Murat Baba, “Nasıl bir cumhurbaşkanına alışabilirsiniz” sorusuna da şu karşılığı veriyor: “Anayasada yazılı olan kurallar var. Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkılması özellikle vurgulanmalı. Zaten kaygı oradan doğuyor. İnsanların nasıl göründükleri değil, ne düşündükleri önemlidir. Cumhuriyetin temel değerlerine içten saygılı, gerektiğinde net tavır ko yabilecek bir cumhurbaşkanı istiyorum. Ayrıca uzlaştırıcı bir yönü olmalı. Ancak, ‘Uzlaşalım, ben çarşafla devlet memurluğu yapayım’, o değil. Uzlaşmadan kastettiğim temel değerlerde uzlaşmadır. Tramvay durağında indiği zaman hangi sistemi uygulayacak bilmiyoruz. Böyle bir düşünceyle uzlaşılmaz.” Murat Baba, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın türbanı üzerinden yürütülen tartışmalara sıcak bakmıyor. “Avrupa’ya ayıp oluyor” denildiğine dikkat çeken Baba, “Şimdi ayıp olmuyor da, Çankaya’ya çıkınca mı ayıp olacak? Bütün devlet görevlilerinin başı açıktı da saygınlığımız var mıydı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanını dedektörle aramaya kalkışmadılar mı? Asıl saygınlık sırf kılık kıyafetle olmuyor. Açıkçası, bu olayı temel bir kıstas olarak görmüyorum” görüşünü dile getiriyor. İsmail Özay: Alışamayanlar artacak “Alışamayanlardan” biri de dönemin Çanakkale Belediye Başkanı İsmail Özay’dı. Özay, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde Özal’a tepki gösterdi. Törende, “Halkın desteği olmadan, halk adına karar verenler, verdikleri o kararların altında ezilmeye, tarihin karanlığında yok olmaya mahkumdur” dedi. Özal’ın elini öpmek için kuyruğa girenler varken, Özay ayağa bile kalkmadı. Bunun üzerine birkaç saat sonra görevinden alındı. Alındığı görevine, ancak 15 ay sonra Danıştay kararı ile geri dönebildi. İsmail Özay, bugün CHP Çanakkale Milletvekili olarak parlamentoda görev yapıyor. Özay, “Erdoğan’a alışılabilir mi” sorusuna şu yanıtı veriyor: “Özal’la Erdoğan’ı yan yana koyduğumuzda aralarında dağlar kadar fark var. Özal’ın rejim konusunda ufak tefek eleştirileri, çıkışları olsa da, cumhuriyetin temel değerlerine, laikliğe ,demokrasiye karşı çok çarpıcı, itici eleştirel sözleri yoktu. Arada sırada spontane sözleri olurdu. Erdoğan’ın siyasete başladığı günden beri, demokrasiyi istasyona benzetmesinden tutun, laiklikle ilgili değerlendirmelerine kadar Özal’dan daha fazla tartışmalı bir noktada olduğu ortada. O gün, rahmetli Özal’a tepki koyarken siyasi gerekçelerle tepki koyuyorduk. Ama yarın Erdoğan seçilirse sadece siyasi gerekçelerle değil, cumhuriyete bağlı insanların çok daha yaygın tepkileriyle karşılaşabilir. Siyasi krizler olur. Türkiye’de demokrasi olgunlaştı, ara rejim falan olmamalı. O zaman Türkiye çok şey kaybeder. Ama gerginlikler olur. Siyasi tepkilerin yanında sivil tepkiler yaygın olur.” İsmail Özay, “Nasıl bir cumhurbaşkanı istiyorsunuz” sorusuna yanıt verirken, şu görüşleri dile getiriyor: “Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye’de geniş kesimleri kucaklayacak bir desteği içerebilmeli. Hiç tartışmasız cumhuriyetin temel değerlerine bağlı olmalı, anayasada yazılı değiştirilemez hükümlerin kararlı savunucusu olmalı, ‘Savunuyorum’ demek de yetmez. İfade etmek yetmez, geçmişteki yaşamı örnek oluşturabilmeli. Anayasada bunlar çok detaylı yazılmaz. Ama bunlar olacak. Toplumun vicdanında yerleşik, 80 yıllık cumhuriyet değerleriyle ilgili bir yapı var. Cumhurbaşkanı olabildiğince geniş kesimlerin uzlaşmasıyla seçilmeli. Özal seçildi ama orada çok rahat oturma şansını bulamadı. Hep tartışıldı. Tayyip Erdoğan da eğer düşünüyorsa, aynı rahatsızlığı çekecek. Ben o konumda olsam cumhurbaşkanı adayı olmam. Ben, akıllı bir adam bu koşullarda adaylığını koymaması gerekir, diye düşünüyorum.” URTARSINLAR DİYE BEKLİYORUZ “Eğer bu kadar zaman sonra bile aynı benzerlikleri görüyorsak biraz da kendimizde, toplumda kabahat aramak lazım. 10 sene, 20 sene önce, biri bizi kurtarsın diye bekliyorduk, hâlâ bekliyoruz. Bu çok kötü bir özellik. Maalesef yeterince çalışkan değiliz, gelsin biri bizi kurtarsın diye bekliyoruz. Gelenler de öncelikle kendilerini kurtarıyor. Yastık altından çıkan paralarla, düğünlerde takılan altınlarla servetlerini açıklamaya çalışıyorlar. Özal’a alışamadım, Erdoğan’a da alışamam. Dünya görüşümüz çok farklı. Demokrasi tramvay, deniyor. Bunları söylediği zaman çocuk değildi, İstanbul il başkanıyken söyledi bunları. Herhalde bir gün başbakan olacağını belki kendi K Murat Baba Sürecek ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ FATİH ŞUBESİ’NİN DÜZENLEDİĞİ ACI KAYBIMIZ Gazeteci, Yazar, Önceki TGS İstanbul Şubesi Başkanlarından, Önceki TRT Genel Müdürlerinden, 50. Hükümet’in Kültür ve 55. Hükümet’in Dışişler kurucu Genel Bakanı, YTP Genel Başkanı, Sürekli Basın Kartı Sahibi, Cemiyetimiz Üyesi Değerli Arkadaşımız UĞUR MUMCU’YU ANMA TÖRENİ AÇILIŞ KONUŞMASI Prof. Dr. Türkan SAYLAN ÇYDD Genel Başkanı KONUŞMACILAR: Sönmez TARGAN 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Demirtaş CEYHUN Yazar ÇAĞDAŞ MÜZİK TOPLULUĞU KONSERİ TARİH: 27 Ocak 2007 Cumartesi, Saat: 11.30 YER: SHÇEK ÇAĞDAŞ ÇOCUK TİYATROSU Kocamustafapaşa Cad. No: 85 FATİH (Çınar Karakolu Yanı) 0 212 529 54 52 ACI KAYBIMIZ Ülkemizin yetiştirdiği seçkin siyasetçi ve devlet adamı, eski Dışişleri Bakanımız, gazeteciyazar İSMAİL CEM’i 24 Ocak 2007 Çarşamba günü yitirdik. Kaybı topluluğumuzda üzüntü yaratan Cem’in cenazesi 26 Ocak 2007 Cuma günü öğle namazının ardından Teşvikiye Camii’nden alınarak Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. İsmail Cem’i saygı ve sevgi ile anarken, yakınlarına, basın ve siyaset topluluğuna başsağlığı dileriz. İSMAİL CEM’i kaybettik. Acımız büyüktür. İsmail Cem, dürüst ve ilkeli kişiliği ile, mütevazı yaşantısıyla, ülkemize yaptığı değerli hizmetlerle her zaman anılacak ve aramızda olacaktır. Siyasi hayatımızda çağdaş, demokrat, yurtsever tavrıyla unutulmayacaktır. Kendisine tanrıdan rahmet, ailesine, dostlarına, siyaset arkadaşlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum. MUSTAFA SARIGÜL ŞİŞLİ BELEDİYE BAŞKANI CUMHURİYET 10 K TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ T.C. SARIYER 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2006/3 TEREKE TMK’NUN 621’inci MADDESİ GEREĞİNCE 2. İLAN Mahkememizde görülen, 8.9.2006 tarihinde vefat eden, İzmir, Bergama, Gazihayrettin mahallesi, cilt 13, hane 116’da nüfusa kayıtlı Hayrettin ile Emine’den olma 1921 doğumlu AHMET ARMAĞAN’nın terekesinin M.K. 619 vd. maddelerine göre tespiti ve defterinin tutulması davasında verilen karar gereğince: Müteveffanın kefalet borç ve alacakları dahil, her türlü şekildeki alacaklıları ile borçlularının, 1.’nci ilandan 1 ay sonra yapılan bu 2.’nci ilan tarihinden itibaren işleyecek 1 aylık sürenin sonuna kadar, Mahkememize yazılı müracatta bulunarak, alacak ve borçlarını, dayanak belgelerini de ekleyerek kaydettirmeleri, alacak ve borçlarını süresi içinde kaydettirmeyenlerin hak kaybına uğrayacakları, gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında yasal işlemler yapılacağı, Türk Medeni Kanunu’nun 621. maddesi gereğince 2.’nci kez ilan olunur. 23.1.2007 (Basın: 3075) UMDER (UĞURMUMCU MAH. ÇEVRE KÜLTÜR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ) EY VATAN GÖZYAŞLARIN DİNSİN YETİŞTİK ÇÜNKÜ BİZ BAŞKA BİR AŞK İSTEMEZ AŞKINLA ÇARPAR KALBİMİZ YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE LAİK, BAĞIMSIZ CUMHURİYET HÜKÜMETİ KURULANA KADAR VATANIMIZ, NAMUSUMUZ, ÇOCUKLARIMIZ İÇİN, İZMİR CUMHURİYET MİTİNGİ’NE GİDİYORUZ. İzmir’e Gidiş : 26.01.2007 Saat: 24.00 İzmir’den Dönüş : 27.01.2007 Saat: 16.00 Hareket Yeri : Uğur Mumcu Mah. Yunus Emre Cad. Karanfil Sok. 16/B Kartal İLETİŞİM: Ahmet Sevilmiş 0505 405 40 24 Çetin GÜRPINAR 0505 405 40 23 İsmail DÜZGÖREN 0216 475 86 10 İLAN T.C. BAKIRKÖY 5. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2006/765 KARAR NO: 2006/1104 Mahkememizde Yüksel Önal tarafından açılan vasi tayini davasında; Siirt Merkez Çal mh., nf. ky., Mehmet Beşir ve Yüksel’den olma 1975 d. FATMA EBRU ÖNAL’ın KISITLANMASINA KARAR VERİLMİŞ ve kendisine Annesi Zeki ve Güler’den olma 1953 d. YÜKSEL ÖNAL VASİ OLARAK ATANMIŞTIR İLAN OLUNUR. 22.01.2007 (Basın: 3014) 34 DM 3751 plakalı aracıma ait ruhsatımı kaybettim. Hükümsüzdür. EMİNE SERPİL KLİME Nüfus cüzdanımı, ikame tezkeresi ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. STUART EDWARD KLİME
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle