22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan’ın ‘Ben yaptım’ dediği 4 projenin hiçbiri onun belediye başkanlığı döneminde başlamadı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Belgeler Erdoğan’ı yalanlıyor MİYASE İLKNUR 2007’ye Damgasını Vuran İnfaz... Ölüm cezasının infazını yasa ile yasaklayan bir ülkenin politikacılarının, yakın komşusunda üstelik arife günü apar topar gerçekleştirilen idam karşısında tepkisiz kalmalarını anlamak zordur. Saddam’ın eli kanlı bir diktatör olma olgusu, ömrünü bir cezaevinin hücresinde tamamlaması yerine; işleyişi sürekli tartışılacak bir devrim mahkemesinin apar topar verdiği kararın Irak’taki mezhep çatışmalarının öteki ucunu temsil eden Şiilerin eli ile yerine getirilerek öldürülmüş olması 2007’nin ilk günlerinin ana konusu oldu. Avrupa basınının en etkili organlarında, “Cumhuriyet”in dünkü manşetinde maslup yani “asılmış” Irak liderini suçlayan bir dizi dava dosyasının kapak sayfalarını açmak gereği görmeyen mahkemenin, ele aldığı ilk suçlama ile yetinmiş olmasının üstündeki sır perdesinin altındakiler konu ediliyordu. Baba Bush döneminin Irak’taki Büyükelçisi Bayan Glaspie’nin 1990 Temmuz’undaki görüşmede Kuveyt işgali için yaptığı konuşma, Saddam’ı adeta ters kündeye getiren bir diplomasi oyunu olarak, yıllar boyu uluslararası ilişkiler kürsülerinde incelenecektir. Saddam hayatta kalmış olsaydı, sürecek duruşmalarda ABD’nin, hatta Kürtlerin kendisine yönelik bu tuzakoyunlarını yüksek sesle gün yüzüne çıkaracaktı kuşkusunun Müslümanların en kutsal bayramlarından birinin arifesinde apar topar gerçekleştirilen idam ile ortadan kaldırıldığını yazıyor Avrupa basını... B aşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bütçe görüşmeleri sırasında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde “Ben yaptım” diyerek Nurettin Sözen’le tartıştığı 4 projenin kimin olduğu tartışmasına arşiv belgeleri ve gazete kupürleri son noktayı koyuyor. Tartışma konusu olan metro, Sazlıdere Barajı Istranca regülatörleri, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi ve Kayışdağı Darülaceze 1992 Tesisleri’nin projelendirilmesi, ihalesi, inşaatına başlanması ve finansman kredilerinin sağlanması konusunda belgeler Erdoğan’ı yalanlıyor. Sazlıdere baraj inşaatı ile bir regülatörü inşaatı tamamlanmış olarak devralan Erdoğan, uzmanların karşı çıkmasına karşın ısrarla “baraj” dediği regülatörlerden inşaatı başlayan ancak yarım kalan regülatörü tamamlayarak İstanbul’un su sorununun çözümüne katkıda bulundu. Toplam 14 km’lik tünelin 10 km’si tamamlanmış, Japonya’dan 30 milyon dolarlık finansman kredisi sağlanmış ve elektrifikasyon ihalesi yapılmış ihaleleri iki kez yenileyerek üç yıl gecikmesine ve 219 trilyonluk ek maliyet çıkmasına neden olduğu metroyu kendi zamanında bitiremedi. 1998’de açılması planlanan metro Gürtuna’nın başkanlığı döneminde Eylül 2000’de açıldı. Böylece Erdoğan, metronun ne başlatıcısı ne de tamamlayıcısı olabildi. Lütfi Kırdar’a ise hiçbir katkı sunmadığı için dönemin Cumhurbaşkanı tarafından Habitat’a yetiştirilmesi için tesisin Turizm Bakanlığı’na devredilmesi sağlandı. Darülaceze 1992’nin arazi tahsisi, ihalesi ve inşaatın başlaması Sözen’in belediye başkanlığı döneminde gerçekleşti. Kaba inşaatı bitmiş halde Erdoğan’a devredildi. Tartışmaya neden olan dört projenin başlangıcından tamamlanmasına kadar geçen sürede yaşananlar özetle şöyle: LÜTFİ KIRDAR KONGRE MERKEZİ ürkiye Kulak Burun Boğazcılar Derneği T Genel Sekreteri Nurettin Sözen’in belediye başkanı olması nedeniyle, Dünya Kulak Burun Boğaz Kongresi’nin İstanbul’da yapılması planlandı. Dünyanın birçok ülkesinden 5 bine yakın doktor ve eşi kongre nedeniyle İstanbul’a gelecekti. Ancak bu kadar kişinin katılacağı bir kongre salonu İstanbul’da yoktu. Sözen, Lütfi Kırdar’ı Kongre Merkezi yapmak üzere bir proje hazırladı. Ancak proje davalar ve engellemeler yüzünden kongreye yetişmedi ve kongre Açık Hava Tiyatrosu’nda yapıldı. Ancak proolarak ilan eden Fotomaç gazetesi hakkında davalar açtı. Davalar nedeniyle proje gecikmeli olarak ihaleye çıkarıldı. İhaleyi Kayalar İnşaat AŞ aldı. Projenin tamamlanmasından sonra tesisin TÜRSAB ve TUROB’a kiralanması için 17 Mart 1993’te kira sözleşmesi yapıldı. Aynı yıl inşaata başlandı. Ancak bir süre sonra belediyenin kaynakları tükenince Başkan Sözen, tesisi kiralamak için sözleşme yaptığı TÜROB’dan bir yıllık kirayı peşin vermelerini istedi. S özen, yerel seçimler öncesinde aralarında Erdoğan’ın da olduğu İstanbul Büyükşehir belediye başkanı adaylarına metro inşaatını gezdirmişti. Çavuşesku da benzer yöntemlerle yok edilmişti Saddam da, Romanya’nın devrik diktatörü Çavuşesku gibi, Beyaz Saray odaklı senaryolar hazırlanılarak sadece kendi halklarının değil, dünya kamuoyunun gözünde de, tehlikeli katiller olarak tanımlanmıştır. Saddam da, kuşkusuz eli kanlı bir katildi. Hasımlarını yok eden acımasız yaptırımlarını savunmak gerçekleri ortadan kaldırmaya çalışmak olur. Politika dünyasının değişmeyen kuralı, Saddam gibilerin idam kararı ile yok edilmeyi hak etmiş sayılmaları için; sadece yenilmiş olmalarını yeterli kabul etmektedir. İdam sehpası altında ısrarla Irak’ın birliğinden söz etmekle yetinmemiş, Filistin’in Arap kimliğini haykırarak, İran’ın Irak üstündeki hayallerini gerçekleştirmek amacıyla mezhep çatışmalarını körüklediğini de söylemiş. Kendisini ölüme götürenlere meydan okuyarak can vermiş Saddam. Bu durumu kanıtlayan görüntülerin, çoktan Irak sınırlarını aşarak İslam dünyasında elden ele ulaşmış olması, infaz senaryosunu hazırlayan ve uygulayanlar için giderek büyüyen bir kâbus olacaktır. Ölüm sehpası altına götürülürken soğukkanlılığını koruyan ve kendisine o anda cellatlar tarafından yapılan her sözlü saldırıyı göğüslemekle yetinmeyerek, Bağdat’taki ABD himayeli iktidar gücünü aşağılayan Saddam’ın ölüsü adeta bir efsaneye dönüşebilir. O efsanenin, Baas gibi çağdışı kalmış olması gereken bir örgütü, yeniden canlandırarak harekete geçirmesi Washington’ın Irak üstündeki planlarını yeniden gözden geçirmesini gerektirebilir. Dahası Ortadoğu, bizi de içine çekmek isteyecek yeni bunalımların arenası olmayı sürdürebilir. Ankara, cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim gibi başını ağrıtacak olayların yanı sıra tüm Türkiye’yi yakından ilgilendirecek bir yakar topu, nasıl öteleyebileceğini düşünmek zorunda bile kalabilir... İnşaat durma noktasına geldi TÜROB 1 yıllık kirayı peşin olarak belediyeye ödedi ve bu para ile inşaat sürdü. İnşaat tamamlanmadan yerel yönetim seçimleri oldu. Seçim sonrası Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na geldi.Erdoğan döneminde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi için bütçeden ödenek ayrılmadığı Lütfü Kırdar Kongre için inşaat durma noktasıMerkezi’nin açılışını dönemin Turizm Bakanı Yücel, Erdoğan, na geldi. Merkezin Habitat II toplantısına yetişmeSözen ve TÜROB Başkanı yeceğini gören dönemin Ulusoy birlikte yaptılar. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, belediye ile görüjeden vazgeçilmedi. Mülkiyeti İstanbul Büyük şerek merkezin Turizm Başehir Belediye Başkanlığı’na kanlığı’na devredilmesini isait olan ve daha önce 10 yıl tedi. Tesis Turizm Bakanlılığına Beden Terbiyesi’ne ki ğı’na devredildi. Bakanlık ralanan Lütfi Kırdar Spor ve bütçesince finanse edilen Sergi Salonu, kira sözleşme Lütfi Kırdar Kongre Mersinin bitiminde Başkan Sö kezi, Habitat toplantısına yezen tarafından uluslararası tiştirildi. Açılışı dönemin Tukongre merkezi olarak pro rizm Bakanı Bahattin Yüjelendirildi. Bu arada Bas cel, İstanbul Büyükşehir Beketbol Federasyonu ile Lüt lediye Başkanı Erdoğan, esfi Kırdar’ın ilk projesini çi ki İstanbul Büyükşehir Bezen mimar Başkan Sözen lediye Başkanı Sözen ve TÜhakkında, Sözen de kendisi ROB Başkanı Başaran Uluni “Spor düşmanı başkan” soy birlikte yaptılar. Metro inşaatı Sözen döneminde başladı onun döneminde tamamlandı stanbul’da Belediye Başkanı olarak göreve gelenlerin tamamının rüyası olan metro için bütün başkanlar bir hazırlık çalışması yaptı. Fahrettin Kerim Gökay’ın Şişli’de kuyu kazdırdığı bile söylenir. Her başkanın projesi farklı güzergâhları kapsıyordu. Gerek finansmanı gerekse tarihi bir kent olması nedeniyle metronun gerçekleştirilmesi gözleri korkutuyordu. Dalan döneminde yapılan fizibilite çalışmaları gözden geçirildi, proje revize edildi ve Belediye Başkanı Sözen metroyu projelendirerek Rusya ile sembolik bir anlaşma yaptı. Finansmanı için dönemin Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli, Sözen’in randevu taleplerini yanıtsız bıraktı. ANAP iktidarının metroya engel olacağını anlayan Sözen, yüksek maliyeti nedeniyle Bakanlar Kurulu’nun onayı gereken metro ihalesini iki eteba böldü. TaksimŞişli birinci etap, ŞişliLevent ikinci etap olarak iha Tünel kazımının 10 km’si İ leye çıkarıldı. Böylece Bakanlar Kurulu devre dışı kalmış oldu. Temeli Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç ile birlikte 11 Eylül 1992’de atılan metronun inşaatına 7 ayrı noktadan aynı anda başlandı. Japonya ile kredi anlaşması Toplamı 14 km. olan tünel kazımının 10 km’si Sözen döneminde tamamlandı. Japonya ile 30 milyon dolarlık kredi anlaşması yapıldı. Elektrifikasyon ihalesi Sözen döneminde yapıldı. Ancak seçimler öncesinde kendisinin adaylığı gündemden kalkınca ihale zarflarını açmayı ve 30 milyon dolarlık krediyi kullanmayı yeni başkana bıraktı. Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Sözen 30 milyon doları ödemediği için müteahhitler iş bıraktı” dediği 30 milyon dolar Sözen döneminde alınan Japon kredisiydi. Başkan Erdoğan, Sözen döneminde yapılan elektrifikasyon ihalesini iptal etti. İhale iki kez yinelendi ve Fransız Cegelek ile Erdoğan döneminde yıldızı parlayan Albayraklar ve Temel Karamollaoğlu’nun damadının şirketi olan Cengiz İnşaat’tan oluşan konsorsiyuma verildi. Daha önce 224 milyon dolara ihalesi yapılan metroda Erdoğan döneminde değişiklikler yapıldı ve 32 vagon, tamir ve bakım atölyesi ile 154 kw GIS enerji merkezi ihale dışı bırakılmasına karşın ihale bedeli yükseldi. Metro üç yıl gecikti. 1998’de açılması planlanan Metro, Erdoğan döneminde açılamadı. Gecikme nedeniyle 219 trilyon lira zararla Ali Müfit Gürtuna’nın başkanlığı döneminde 16 Eylül 2000’de Sözen, Erdoğan ve Gürtuna’nın katıldığı törenle açıldı. Kurdeleyi üç başkan birlikte kesti. Açılışta Gürtuna, Sözen ve Erdoğan’a metro nedeniyle plaket verdi. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net DARÜLACEZE ecep Tayyip Erdoğan’ın daha önce “Kayışdağı’nda Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük sosyal hizmet tesisini açtık” dediği Darülaceze 1992 Kayışdağı Tesisleri’nin projesi Sözen döneminde hazırlandı. Arazinin tahsisi Darülaceze Vakfı Başkanı Cahit Özden tarafından Ankara’da bir ay uğraşılarak alındı. Teme BARAJ VE REGÜLATÖRLER stanbul’un su gereksinimi 1989’a kadar Ömerli, Elmalı, Alibeyköy ve Dalan İ döneminde yapılan Darlık Barajı’ndan karşılanmaktaydı. Temeli Sözen tarafından 1991 Mart’ında atılan Sazlıdere Barajı daha sonra DSİ’ye devredildi. Finansmanı sonradan İSKİ tarafından ödenmek üzere Kamu Ortaklığı İdaresi’nce karşılandı. Sözen görevi devrettiğinde Sazlıdere Barajı’nın üçte ikisi tamamlanmıştı. Istranca Dereleri Regülatör Projesi’ne önce SHP Genel Merkezi ardından da DSİ karşı çıktı. R li Sözen ve Erdal İnönü tarafından atıldı. İnşaata başlandı. İlk Darülaceze’nin Abdülhamit döneminde 1892 tarihinde yapılmış olması nedeniyle Kayışdağı Darülaceze’nin adı Darülaceze 1992 kondu. Kaba inşaatı tamamlandı ancak Sözen döneminde bitirilemedi. Tayyip Erdoğan tarafından tamamlanarak açılışı gerçekleştirildi. Sözen, regülatör açılışında. Başkan Sözen, kendi genel merkezini projeye üç ay dil dökerek ikna etti. DSİ’yi ikna etmesi için de Turgut Özal’ı iki kez ziyaret ederek devreye soktu. Özal’ın talimatıyla DSİ de projeye onay verdi. Davet usulü ihaleye 7 firma katıldı ve regülatörlerin ihalesini STFA kazandı. Bu kez engel olarak orman ve özel arazilerin kamulaştırılması için de aylarca uğraşıldı. Ardından çevrecilerin tepkilerinin yumuşatılması ve yurtdışından boruların gelmesi beklendi. Sonunda 8 Nisan 1991’de inşaata başlandı. Kuzey Istranca Dereleri Regülatörleri’nden 1’i Sözen döneminde bitirildi. Diğer 5 regülatör bu dönemde tamamlanamadı ve bu beş regülatörü Erdoğan tamamladı. Muş’ta tren kazası ? MUŞ (AA) Tatvan’dan Elazığ’a giden 52861 sefer sayılı karma trenin bir vagonu, Muş’un Suvaran köyü yakınlarında zarar gören raydan çıktı. 6 saatlik uğraş sonucu demiryolu onarılırken, Muş Garı’na getirilen 20 yolcu bir başka trenle Elazığ’a gönderildi.Yetkililer, “Raylar her yıl soğuktan etkileniyordu, ama ilk defa bir vagonun raydan çıkmasına neden oldu’’ dediler. Müdürlere şiddet eğitimi ? ANKARA (ANKA) Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, 2007 yılında yetiştirme yurtları müdürlerinin eğitime tabi tutulması talimatı verdi. Bakan Çubukçu, CHP’li Gaye Erbatur, Feridun Baloğlu, Güldal Okuducu ve Canan Arıtman’ın, yetiştirme yurtlarında çocuklara yönelik yaşanan şiddet olayları ile ilgili soru önergelerini yanıtladı. Çubukçu, bu tür olayların yaşanmaması için hizmet içi eğitime büyük önem verdiklerini söyledi. ENTERNET / MEHMET SUCU Türk yazılımcılarının geliştirdiği Pardus’u tanıttığımız yazıya okurlardan çok olumlu tepkiler geldi. Gelen epostalardan bir tanesi Körbil adlı gruptan. Körbil, görme özürlülerin üye olduğu bir iletişim grubu. İfadelerine göre ekran okuyucu ile bilgisayar kullanıyorlar ve teknolojik gelişmeleri takip ediyorlar. Soruları şöyle “Acaba Pardus işletim sisteminde Jaws, GVZ ve Spiker gibi bizim için hayati öneme sahip programların çalıştırılması mümkün mü?” Sorunun yanıtını Pardus geliştirilericinden bekliyoruz. İki haftadan uzun bir süredir evimdeki bilgisayarımda bu programı kullanıyorum. Bilgisayarımı her açtığımda ilginç bir gurur duyuyorum. Hem Türkçe, hem de kolay anlaşılır bir arayüz, kullandığım programların isimleri Türkçe, komutları basit ve anlaşılır. Masaüstüne de son Anadolu Parsı’nın resmini koydum. Artık işletim sistemlerine ve programlara neredeyse bir bilgisayar kadar para vermekten kurtul mehmet?cumhuriyet.com.tr Benekli’nin Öyküsü duğumu sanıyorum. Pardus ile birlikte gelen Açık Ofis programı ve fotoğraf programları gereksinimlerinin tümünü karşılıyor. İnternette dolaşırken Pardus’un kendi web tarayıcısını kullanıyorum. Anlaşılan o ki biraz medya desteği olsa Pardus, gerçekten windows’a ciddi bir alternatif olacak gibi görünüyor. Belki burada en büyük görev köşe yazarlarına ve kitle önderlerine düşüyor. Pardus’u ne kadar çok kullanır ve tanıtırsak o kadar yaygınlaşacak. Biliyor musunuz, Pardus İtalyanlar için ve Hollandalılar için geliştirilmiş. Yani Pardus ulusal bir yazılımdan çok daha ötesine doğru gidiyor gibi. Yeter ki biz sahip çıkalım. Virüs tehlikesi en az olan, TÜBİTAK tarafından geliştirilen bu programla Anadolu Parsı’nı bilgisayarlarımızda hep birlikte yaşatalım. Pardus ile ilgili e postaların arasında Anadolu Parsı ile ilgili bir tanesi var ki okurken insanın tüyleri diken diken oluyor. Mehmet Ertüzün epostasında arkadaşı Dr. Yalçır Ergir (namı diğer Düş Hekimi) ile birlikte Anadolu Parsı’nın patisinin izini nasıl takip ettiklerini anlatıyor. Sayın Ertüzün ve Sayın Ergir’in kaleminden son Anadolu Parsı’nın öyküsü kısaca şöyle: “Hani son kuşlardan bahsederiz ya ara sıra; bu öykümüz de son panterle, ama Afrika’nın değil, Anadolu’nun Neolitik çağlardan beri sakini olmuş Anadolu Panteri ve 17 Ocak 1974’te Beypazarı’nda bıraktığı son pati izi ile ilgili. Bağözü Köyü, Beypazarı’na 12 km uzaklıkta, Nallıhan yolundan kuzeye ayrılarak ulaşılan okulu, sağlık ocağı, PTT acentası, kanalizasyonu bulunmayan; köylülerinin ekip biçtikleriyle kıt kanaat geçinip gittikleri yoksul bir köydür. 17 Ocak 1974 sabahı, Havva Köksal dere yatağı boyunca aşağıdaki bahçelere yer elması toplamaya gidiyordu. Önden yürüyen kocası ve kayınbabası gözden kaybolmuşlardı. Şimdi dozerle doldurulmuş olan, o zamanki dere yatağında kocaman, benekli bir kedi yatıyordu. Havva hayatında ilk defa böyle bir hayvan görürken, belki Benekli de hayatında ilk defa bir insan görüyordu. Benekli, Anadolu’da görülen son Anadolu Parsı’ndan başkası değildi. Şöyle uzun kuyruklu upuzun ‘bir şey’, orada yolun kıyısında yatıyordu. Onu görünce geri geri gitmemle şak deyip kuş gibi üstüme konması bir oldu. Kolumdan tuttu sil keledi; gözlerimi açtığımda yanımda köpek oturağı gibi oturuyordu. Yine gitmişim kendimden. O sırada odundan Süleyman geliyormuş – onu görünce kaçmış... Çok müthiş, temiz, yani o kadar güzeldi ki, üzerinde kir yoktu halı gibiydi; onun canlı hali bir bambaşkaydı...” Benekli dört beş metre uçup, Havva’nın kolunu kaptığında, o silkelemede kol kırılmıştı. Ama bir gerçek daha vardı, Benekli’nin öldürme amacı yoktu, baygın Havva’nın yanı başına oturup beklemeye başlamıştı.. Bundan sonrası bildik öykü. Köylüler sürek avı ile Benekli’yi kovalıyor ve öldürüyorlar. Anadolu Parsı’nın Toroslar’da halen yaşadığı sanılıyor. O orada gözlerden uzak yaşarken bizler de neden bilgisayarlarımızda Anadolu Parsı’nı yaşatmayalım. Bu güzel hayvanın öyküsünü daha detaylı okumak için www.ergir.com adresine girmek yeterli. Güvenlik görevlisi öldü ? ANKARA (AA) Ankara’da önceki gece saat 21.30 sıralarında, TCDD’de görevli güvenlik görevlisi Ahmet Kaya (33), Etimesgut Hava Durağı İstasyonu’nda banliyö treninde bulunan ve 1015 kişi oldukları bildirilen grubu gürültü yaptıkları için uyardı. Gruptakiler, çevresini sardıkları Kaya’yı bıçakladı. Kaya’nın silahını alan zanlılar, trenden inip kaçtılar. Kaya, yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak bugün yaşamını yitirdi. AFP muhabiri kaçırıldı ? GAZZE (AA) Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) muhabiri 50 yaşındaki Perulu Jaime Razuri, Filistin’in Gazze kentinde kaçırıldı. Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre, muhabir, AFP’nin Gazze’deki bürosunun dışında kaçırıldı. AFP’den yapılan açıklamada, olayın araştırıldığı belirtildi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle