22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Galina, Nâzım’ın unutulmayan bütün şiirlerini Vera ile tanıştıktan sonra yazdığını söylüyor ‘Aşksız bir şair olabilir mi?’ Büyük şair Nâzım Hikmet, doğum yıldönümünde İzmir Kültürpark’taki anıtı başında anıldı. (Fotoğraf: HİCRAN ÖZDAMAR) yaşında... Nâzım 105 militarist davranışları İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Büyük usta Nâzım reddetmiş, asla benimsememiştir” dedi. Hikmet, doğumunun 105. Eski Kültür Bakanı Suat yılında Kültürpark’taki anıtı Çağlayan da kendi bakanlığı başında anıldı. İzmir’i döneminde heykelin İzmir’e Sevenler Platformu kazandırılmasından dolayı tarafından düzenlenen anma etkinliğine İzmir Büyükşehir mutlu olduğunu söyledi. Heykelin Eski Kültür Belediye Başkanı Aziz Bakanı İstemihan Talay Kocaoğlu’nun eşi Türkegül tarafından yaptırıldığını Kocaoğlu, Konak anlatan Çağlayan, “Eski Kaymakamı Ali Muhsin İzmir Belediye Başkanı Nakipoğlu, Dikili Belediye Ahmet Piriştina’yı aradım. Başkanı Osman Özgüven, Bu onurun bize Eski Kültür Bakanı Suat Çağlayan, İzmir Büyükşehir yakışacağını söyledi. Bu heykel İzmir’in Belediyesi Sosyal şansıdır. Nâzım ve Kültürel Hikmet’i bu Hizmetler Daire onak heykelin Başkanı Selma Kaymakamı Nalbantoğlu, Nakipoğlu, bazı İzmir’e dikilmesiyle Bireysel engellemelere ülkesine Silahlanmaya karşın Nâzım dönmüş gibi Tepki Platformu sevgisinin hissediyorum” Başkanı Tuncay diye konuştu. Eşsizhan, PEN büyüdüğünü, Yazarlar Derneği PEN Yazarlar önümüzdeki İzmir Temsilcisi Derneği İzmir yıllarda bunun Dinçer Sezgin, Temsilcisi çığ gibi artacağını Dinçer Sezgin, İzmir’i Sevenler söyledi. Platformu Nâzım sevgisinin Başkanı Sancar çoğaltılmasını Maruflu ve isterken Dikili Belediye yurttaşlar katıldı. Başkanı Osman Özgüven de, Nâzım fikir anlayışının İKİR VE SANAT yaygınlaştırılması KAVGASI VERDİ’ gerektiğini söyledi. Konak Kaymakamı Ali Maruflu, Nâzım Hikmet’i Muhsin Nakipoğlu da bazı doğru anlatmaya çalıştıklarını belirterek, onun engellemelere karşın Nâzım sevgisinin büyüdüğünü, yaşamı boyunca fikir ve önümüzdeki yıllarda bunun sanatının kavgasını verdiğini söyledi. Hikmet’in çığ gibi artacağını kaydetti. demokratik yöntemlerle Ege Kültür Platformu kavga ettiğini kaydeden Başkanı Okan Yüksel de, Maruflu, “Anarşist ve Nâzım’dan şiirler okudu. DURSUN ÖZDEN Vera hakkında ne düşünüyorsunuz? Dr. GALİNA Daha önceden de söylediğim gibi bana Azerbaycanlı ünlü şair ve profeör “Ben önceden sizin gibi bir kadın tanımadım, Nâzım Hikmet’in hayatında o kadar çok kadın, yani o kadar çok rakibiniz oldu ki ama siz onlar hakkında asla kötü bir şey söylemediniz” demişti. Bir keresinde de Tatyana Barisovna adında bir gazeteci, aynı zamanda öğretmen, bana “Nâzım Hikmet sizi her anlamda kullanıyordu” demişti. Bu bir Rus kadını için ne kadar onur kırıcı ve üzücü bir söz... Marat İsmail’in Vera’ya tepkisi nasıl oldu? Nâzım’ın vasiyeti ve veda mektuplarından söz eder misiniz? Birazdan Vera konusuna da değineceğim. Nâzım’ın bana yazdığı son veda mektuplarını saklıyordum. Aslında onları Türkçe yazmıştı, ama müzayedelerde bunlara çok para veriyorlar. Devlet Merkez ve Edebiyat Arşivi bunlara çok değer veriyor, bu nedenle şimdi onlar da kimseye göstermiyorlar. Galina “O benim için hep yaşıyor..” dediği Nâzım’ıyla. GALİNA: “Nâzım onu gerçekten büyük bir aşkla sevdi, tabii Vera da onu. Ben bundan gurur duyuyorum. Aşksız bir şair olabilir mi zaten... O unutulmayan bütün şiirlerini Vera ile tanıştıktan sonra yazdı... Ben işte böyle gerçekçi ve dost insanım…” “Tam 7 yıl onu korudum. 1960 yılında Vera’yı gören Nâzım, hiçbir şeyini almadan onunla gitti. Nâzım’ın ölüm nedeni Vera’dır..” yazmışlar. Bana bunu önceden de sordular. Tamam, ben dindar bir insan değilim, ateistim, ama gerçek bir doktorum. Öyle olmasaydım nasıl onu dört kere ölümden kurtarırdım. Ben KGB ajanı değil, Nâzım Hikmet’in doktoru ve sevgilisiydim. Hâlâ ona âşığım... Nâzım’ı KGB’nin pek çok şerrinden kurtaran benim. Bir doktor olarak, kalp hastası olan büyük dünya şairi Nâzım’ın sağlığı ile ilgilenmem için devlet tarafından görevlendirildiğim doğru. Ama sonra gelişen olaylar ve Nâzım’ın bana âşık olup yeni aldığı eve taşınmamızdan sonra ona daha bağlı olmaya ve ona daha çok özen göstermeye çalıştım. Bunu yaptım da... Tam 7 yıl onu korudum. 1960 yılında Vera’yı gören Nâzım, hiçbir şeyini almadan onunla gitti. Nâzım’ın ölüm nedeni Vera’dır...O zaman aslında ben bu işi artık bırakmak istiyordum, ama son olarak beni Kremlikovskaya Hastanesi’ne başhekim yaptılar. Sürekli konferanslara beni gönderiyorlardı. Benden ayrılmasına karşın yine de Nâzım’la ilgilendim... Bildiğiniz gibi 1963’te aramızdan ayrıldı... Uçtu gitti.... malvarlığını bana yazdırmıştı. Elinden tutup notere götürdüm ve değiştirmesini sağladım. Nâzım Hikmet’in vasiyetnamesinin son haline göre: Mallarının 1/3’ünü eşi Münevver’e, 1/3’ünü oğlu Memet’e ve geri kalan 1/3’ünü de TKP’ye bırakmıştı. Türkiye’ye gelmek ister miydiniz? Hayır diyorum ve noktayı koyuyorum. (Dr. Galina cenaze gününü anlatmaya devam eder...) Cenazede bir sürü şair ve yazar vardı. Ben ağlıyordum. Bazıları beni parmakla işaret ederek ve duyabileceğim bir şekilde “Onunla yaşasaydı şimdi yaşıyor olurdu” dediler. Cenazede tabutun üstünü kadife bir örtüyle örtmüşlerdi. Ben o kadar çok ağladım ki bende artık gözyaşı kalmadı. Cenazede ağlayan annemi, ağabeyimi gömdüm… Dr. Galina, tüm konukseverliğin ve sevgi dolu yüreğin için teşekkür ederim ve lütfen Türkiye’den senin için getirdiğim Nâzım Hikmet kitaplarını, resimlerini ve kırmızı Küp şarabını kabul edin... Mavi boncuk gözlerin ve sadakatin için şiir yazabilir miyim? Dr. GALİNA (Kucaklayıp, öptükten sonra...) Şu anda görme sorunum var artık, pek de iyi göremiyorum. Galiba yaşlandım... Haydi, senin için şarap içelim...Şerefe!.. MARAT İSMAİL’İN UYARISI Bir gün Nâzım, TKP Genel Sekreteri İsmail BilenMarat’ın evinde kalırken, bir akşam yemeğinde Nâzım Hikmet’e Marat İsmail şöyle der: “Sen komünist bir adamsın ve altı kişiyle evlendin. Dünyaca ünlü büyük bir Türk şairisin. Adına leke düşürmene üzülürüz. Ayrıca sağlığın da iyi değil. Dr. Galina’yı bırakıp Vera’ya gitmen etik ve ahlaki açıdan doğru değil. Zaten sen hastasın. Galina, senin her koşulda özel doktorun ve sağlığınla ilgilenen güzel bir insan. Vera senden çok genç ve güzel bir bayan. Vera seni de aldatır...” diyor ve o zorla Vera’ya dönüyor. Vera’nın kocası Nâzım’ın ömrünü tüketti zaten. Vera’nın başka bir adamdan bir kızı vardı, ayrıldıklarında kız sürekli babasıyla görüşmek istiyordu. Onlar üçü beraber restoranda buluşuyorlardı. Diğer insanlar da sürekli Nâzım’a “O seni aldatıyor” diyorlardı. Ama Nâzım en güzel şiirlerini Vera için yazdı... Bu önemli bir detaydır... Vera, Nâzım ile birlikte yurtdışına gitti ve orada birbirlerine âşık oldular. Nâzım onu gerçekten büyük bir aşkla sevdi, tabii Vera da onu. Ben bundan gurur duyuyorum. Aşksız bir şair olabilir mi zaten... O unutulmayan bütün şiirlerini Vera ile tanıştıktan sonra yazdı.. Ben işte böyle gerçekçi ve dost insanım… Sevgili Dr. Galina, Türkiye’de bazı insanlar sizin KGB ajanı olduğunuzu söylüyorlar. Doğru mu? Sizinkiler gerçekten iyi senaryo K VASİYETİ Nâzım’ın Moskova’daki mezarına ziyarete gidiyor musunuz? Gitmedim, gitmem de... Çünkü Nâzım’ı ölü haliyle düşünmek istemiyorum... O benim için hep yaşıyor... Nâzım öldüğünde, TKP dahil cenaze günü kimse oğlu Memet ve Münevver’i çağırmamıştı. Onlara ben haber verdim. Nâzım’a önceden bir vasiyet yazmasını söyledim ve o vasiyeti sakladım. İlk vasiyetinde tüm ‘F evgili Dr. Galina, Evden çıkar çıkmaz omuzda tabut Sende eller gibi adımı unut Kapımı birkaç gün açık tut Eşyam bakakalsın diye arkamdan...” (Votkinksy1960) (Nâzım’ın Galina’ya gönderdiği şiirlerden, kaynak: ATAOL BEHRAMOĞLU) ‘S (Dursun Özden’in Dr. Galina ile yaptığı söyleşiyi Rusçadan Türkçeye çevirenler: BEHİRE ILGIN ÇÜRÜK, İRİNA ZAHAROVA) Dr. Galina, Dursun Özden’le birlikte. C BİTTİ HP’Lİ ÖZAY KONUYU MECLİS’E TAŞIDI Müzesi açılsın çağrıları artıyor Kültür Servisi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, çağdaş şiirimizin kurucularından büyük ozanımız Nâzım Hikmet’in 105. doğum yılını çeşitli etkinliklerle kutluyor. 30 Ocak 2007 günü Akatlar Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde Beşiktaş Belediyesi ile birlikte düzenlenecek “Nâzım Aramızda” adlı Fazıl Say konserine, Genco Erkal, Zuhal Olcay ve Güvenç Dağüstün de konuk sanatçı olarak katılacaklar. Nâzım Hikmet ve vakıfla ilgili ayrıntılı bilgilere kolaylıkla ulaşılabilecek, www.nazimhikmet.org.tr adlı internet sitesi güncellenmiş biçimiyle dün yayına başladı. aldığı “Fotoğraflarla Nâzım Hikmet” adlı albümde, ozanın yaşamı üstüne bilgiler ve gazetemiz İmtiyaz Sahibi İlhan Selçuk’un bu kitap için yazdığı, “Nâzım’ın Fotoğraflarında Geleceğin Resmi” adlı bir de önsöz bulunuyor. Türkiye’de ve dünyada Nâzım Hikmet için yazılmış şiirlerin bir araya getirildiği “Mavi Gözlü Arkadaşım” adlı kitapta ise 54 Türk şairi ile 27 yabancı şairden toplam 107 şiir yer alıyor. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın, 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’a bir Nâzım Hikmet Müzesi açılması yolundaki girişimleri ise giderek yaygınlık kazanıyor. Basında konuya ilişkin yazıların yayımlanmasının ardından CHP Çanakkale Milletvekili İsmail Özay da konuyu Meclis’e taşıyarak Kültür Bakanlığı’nı bu konuda girişimde bulunmaya çağırdı. Moskova’da gömülmek istemiyordu ücudundaki bütün kanı bir gram Türk toprağı için dökmeye hazır olduğunu söyleyen Nâzım’a iki metrekare Türk toprağını çok mu görüyoruz? Neyse ki Nâzım, yaşarken ölenlerden değil de öldükten sonra bile yaşayanlardan. V ORHAN KARAVELİ S ‘FOTOĞRAFLARLA NÂZIM HİKMET’ Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, ozanımızın 105. doğum yılında iki önemli yayın etkinliği gerçekleştirdi. Nâzım Hikmet’in doğumundan son yıllarına dek bütün yaşamını yansıtan 314 fotoğrafın yer TGC Basın Müzesi’nde Nâzım Hikmet portresi. (Gazeteciressam Faruk Geç’in fırçasından) ovyet Barış Komitesi’nin Türk heyeti için düzenlediği toplantıda “Kars ve Ardahan’ın Ruslara bırakılması ve Boğazların birlikte savunulması” biçimindeki 1940’ların talihsiz Sovyet istekleri gündeme gelince ünlü Rus Türkolog Profesör Miller’in sözleri ile hava birden gerildi. Bir süre Türkiye’de de görev yaptığı bilinen Miller, Stalin dönemini savunarak “...Siyasal isteklerin arkasında tarihsel gerçekler yatar... Sovyet hükümetleri yanlış iş yapmaz...” diyordu. Bizim bilim adamları susarken Ömer Sami Coşar’la benim sert tepki göstermemiz üzerine Barış Komitesi’nin dev yapılı başkanı Mihail Kotof kim bilir belki de şairin kendilerinden yana tavır koyacağı umudu ile sözü Nâzım’a verdi. Şair konuşmak üzere ayağa kalkarken salonda çıt çıkmıyordu. Nâzım sanki herhangi bir siyasal konuda kişisel görüşlerini açıklamayacak da Türk ve Sovyet vatandaşlarından kurulu bir jüri önünde yaşamının hesabını verecekti. Ne denli heyecan içinde olduğu açıkça belli olan şair, Rus halkının Türkiye’ye ve Türk ulusuna duyduğu yakınlıktan kısaca söz ettikten sonra: “...Şimdi burada Türkiye’nin toprakları konuşuluyor’’ dedi. “Her Türk gibi ben de her gram Türk toprağının Türklere ait olduğundan kuşku duymam. Vücudumdaki bütün kanı bu bir gram Türk toprağı için dökmeye hazırım...” sözleriyle konuşmasını tamamladı. Sovyet Barış Komitesi’nde yaptığı bu konuşma nedeniyle çok heyecanlı idi. Türk heyeti üyeleri özel bir otobüsle kaldığımız Ukrayna Oteli’nin yolunu tutarken Nâzım, Ekber Babayef, Coşar ve ben soluğu ünlü Gürcü lokantasındaki özel odamızda aldık. ‘BURALARDA GÖMERLER ONA YANARIM...’ Doğrusu hiç de iyi görünmüyordu şair ve biz sabıkalı “infarktının” yeni bir oyun edeceğinden korkuyorduk. Gömleği sıvanmış kocaman kolunu omzuma atarak: “...Boş verin!” dedi. “Bu yürek manda gönündendir, bir şeycik olmaz. Hem, duracaksa şimdi dursun. Sizlerle beraberken... Sizlerin yanında kendimi İstanbul’da hissederken!..” Ve eklemişti kanlarımızı dondururcasına: “... Öldüğüme yanmam da, nasıl olsa er geç öleceğiz, ‘buralarda’ gömerler ona yanarım...” (2) Bir şiirinde “... Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni...” diyen Nâzım şimdi de “buralarda” gömülmek istemediğini bize vasiyet ediyordu. O akşam yanında bulunan üç kişiden bir ben kaldım hayatta ve bunca “Nâzımsever”le adını taşıyan bunca dernek ve vakıfların bu konuda böylesine sessiz kalmasını hayret ve üzüntüyle izliyorum. Vücudundaki bütün kanı bir gram Türk toprağı için dökmeye hazır olduğunu söyleyen Nâzım’a iki metrekare Türk toprağını çok mu görüyoruz? Neyse ki Nâzım, yaşarken ölenlerden değil de öldükten sonra bile yaşayanlardan. (2) Tanıdığım Nâzım Hikmet / Orhan Karaveli / Pergamon / 2002 Orhan Karaveli, Novodoviçiy Kabristanı’nda Nâzım Mezarı başında. (Moskova, Ağustos 2002) BİTTİ CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle