22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başbakan Erdoğan, 1995’te uygulanması düşünülen projeyi yeniden gündeme taşıdı: POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 5 İstanbul’a vize uygulansın Arınç’a 64 bin YTL ödenek ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın, 2006 yılı sonu itibarıyla 37 yurtdışı ziyaret gerçekleştirdiği, kendisine bu ziyaretler için 64 bin 600 YTL ödeme yapıldığı bildirildi. CHP Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç’ın, Bülent Arınç’ın yurtdışı gezileriyle ilgili soru önergesini, TBMM Başkanvekili İsmail Alptekin yanıtladı. Verilen yanıta göre, TBMM Başkanı Arınç, beraberindeki parlamenter heyetlerle 22. Yasama Dönemi’nde 2006 yılı sonu itibarıyla 37 yurtdışı ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyaretler için Arınç’a toplam 64 bin 600 YTL 79 Ykr. ödeme yapıldı. İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “İsteyen istediği gibi İstanbul’a girip çıkıyor” diyerek 1995’teki “İstanbul’a geleceklere vize uygulanması” düşüncesini yeniden ortaya attı. Erdoğan, İstanbul’da plaka sayısının belirlenerek trafiğe çıkacak araç sayısının da dondurulması gerektiğini savundu. Erdoğan, dün Türk Kızılayı’nın Grand Cevahir Oteli’nde düzenlediği “Afet Zararlarını Azaltma ve Toplumu Harekete Geçirme Projesi”nin tanıtım toplantısına katıldı. Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali, Kızılay Derneği Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara ve çok sayıda davetlinin katıldığı toplantıda konuşan Erdoğan, Türkiye’nin doğal afetlere açık bir bölgede bulunduğunu anlattı. Doğal afetlerdeki kayıplarda herke Cumhuriyet, POAŞ ve Türk Solu... Kocatepe’den geçiyorum gece yarısına doğru... Yıldızlı bir gökyüzünün altında anılarımla baş başayım... Nâzım Hikmet’in dizeleri geliyor bir anda aklıma: “Saat 2.30. Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,/ ne ağaç, ne kuş sesi,/ ne toprak kokusu vardır. Gündüz güneşin,/ gece yıldızların altında kayalardır. Ve şimdi gece olduğu için/ ve dünya karanlıkta daha bizim,/ daha yakın,/ daha küçük kaldığı için ve bu vakitlerde topraktan ve yürekten/ evimize, aşkımıza ve kendimize dair/ sesler geldiği için kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi okşayarak gülümseyen bıyığını/ seyrediyordu Kocatepe’den/ dünyanın en yıldızlı karanlığını.” Afyon’a gelirken bir kez daha anımsadım: “Cumhuriyet’e, Atatürk’e, Yunus Nadi’den Nadir Nadi’ye, Berin Nadi’den İlhan Selçuk’a saldırı planlarının arkasında kimler bulunuyor?” Bu soruyu zaman zaman sormuşumdur!.. Yine bir saldırı harekâtı başladı Cumhuriyet’e karşı... Bu kez hiç beklemediğim yerden, Aydın Doğan Grubu’nun bir gazetesinden geldi; Fethullahçı “Zaman” gazetesi, Tayyipçi “Yeni Şafak” yazarları da bu saldırıyı destekledi... Aydın Doğan ve Fethullah Gülen... Hiç yan yana gelir mi? Asla!.. Anlamadığım bir şeyler oluyor Aydın Doğan Grubu’nda... Cumhuriyet’e ve özellikle İlhan Selçuk’a vurup bir yerlere mesaj vermek!.. Çünkü İlhan Selçuk, vakıf adına Cumhuriyet’in imtiyaz sahibi, başyazarı, yayın kurulu üyesi. Daha doğrusu Cumhuriyet’in simgesi. Cumhuriyet, İlhan Selçuk ve arkadaşlarıyla birlikte yürüdü hep. Böylece Cumhuriyet’i bağımsızlık ve özgürlük anıtına dönüştürdü. Hıncal Uluç’un Sabah’ta yazdığı gibi, Cumhuriyet’e istedikleri gibi vursunlar. Vız gelir bize, kale gibi ayakta durmasını biliriz... ??? Şu, Petrol Ofisi meselesi nedir? Petrol Ofisi, Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçakçılığını yaparken mi yakalandı? Bir de İş Bankası olayı var, aslı nedir, ne değildir? Yıllar önce İş Bankası, Cumhuriyet’in “yakın tarihimizle ilgili” kitaplarına destek veriyordu... Fethullah Gülen bir rest çekti Atatürk’ün kurduğu bankaya, destek bir anda kalktı... Biliyorum, Aydın Doğan’ın İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince’yle arası çok iyiydi... Neden geldim buralara? Bizim takkeli liboş, “Yeni Şafak”ta, İlhan Selçuk’a çatıyor sözüm ona... Zaman’da bir başkası, “Cumhuriyet gizli Amerikancı mı” diye soruyor... Radikal de Orhan Pamuk üzerinden 56 yıl önce çıkmış bir haberi manşetine taşıyor... Ben de 56 yıl önceki Milliyet’in, Hürriyet’in Nâzım Hikmet’le ilgili yayınlarını mı yazayım?.. Yazmam!.. 56 yıl öncesinin koşullarını yakın tarihimizi okuyarak öğrendim!.. Ahmak değilim!.. Radikal’de Altan Öymen, 56 yıl önceki Türkiye’yi, o yıllardaki koşulları çok iyi anlattı... Geleyim bizim dincilerin İlhan Selçuk’a saldırılarına... İlhan Selçuk’un “Güzel Amerikalı” kitabı bir kez basılmış. Yanılıyor. O kitap, Rusya, Amerika, İran gezilerini de içine alıp birkaç kez basılmıştır. Böyle bilgisizlik, bizim dinci takımında ve neoliberallerde görülür... Afyon’a doğru yol alırken bunları düşünüyorum... Türkiye bir yerlere doğru sürükleniyor, medya AKP’nin çizdiği yol haritasına destek veriyor, medya patronları kıskaca alınıyor... Tek amaç var: Sola ve Cumhuriyet’e saldırı... Radikal Gazetesi Genel Yayın Müdürü İsmet Berkan, Milliyet’e konuşmuş. Diyor ki: “Nâzım manşetini akıl etseydik, Pamuk’tan önce biz atardık.” Bir genel yayın müdürü böyle konuşabilir mi? En azından Altan Öymen’in yazısından ders çıkaramaz mı? Bakalım bizim Cumhuriyet’in Yazıişleri de akıl edip bugünlerde “POAŞ”ı manşete çıkaracaklar mı? POAŞ’ın kur yükselmesinden kaynaklanan giderlerini zarar gösterip şirketin özelleştirmeye olan borcunu kamuya yıkması iddiaları ayyuka çıkmadı mı? İddia konusu şu: Kayıpceza oranı 1 milyar dolara yakın... Bu soruları Sabah ortaya atmadı mı? Sabah’ın patronu Turgay Ciner’e Doğan Grubu’nun neden saldırdığına gelince... Doğan Grubu, Sabah’ı “ham yapmak” istiyor. Yargıda aklanan Turgay Ciner’e vurmayı yeğliyor... Hürriyet’in patronu 1 milyar dolarlık kurumlar vergisi kaçakçılığıyla karşı karşıya değil mi? Aydın Doğan aklanmadı, Turgay Ciner aklandı... Olayın özü bu... ??? Tüm bu gelişmeler olurken kulağım, gözüm Ankara ve İstanbul’da... Solda bir birleşme süreci nasıl noktalanır? 10 Aralık Hareketi’nin öncüleri nedense unutuluverdi... Eski DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, CHP Milletvekili Bülent Tanla, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan... Rıdvan Budak emek hareketinin unutulmaz kahramanlarındandı, Bülent Tanla, Gürbüz Çapan’la birlikte... Elbet Süleyman Çelebi ve Musa Çam’ın da katkıları çoktu... Neden bu kadar vefasızız? Solda birlik konusunu CHP’li yetkililere sordum gezdiğim yerlerde... Yanıt vermediler... CHP tabanında “solda birlik”in destekçisi çok!.. Elbet kararı Deniz Baykal verecek! CHP nasıl bir tutum gösterir böyle bir harekete? Bu hareketin lideri kim olur? Marksist temele dayalı olmayan bir sol hareketin sürekliliği olmayacağı düşüncesindeyim. Sıkmabaşı özgürlük sanan, Saidi Nursi’yi, Fethullah’ı savunan düşünce gruplarının, yani neoliberallerin “sol liberal” maskesiyle dolaşanların bu oluşumdan dışlanması gerektiği inancındayım... Yenilenme sürecinde bütünleşme ve kitleleşmek isteyenlerin, ırkçılık temeline dayanmayan “millici” sol kadroların “tam bağımsız, ulusal demokratik mücadelede” kenetlenmeleri gerekir... AKP’den kurtuluş, Ulusal Demokratik Cephe’de değil midir? ? İstanbul’da plaka sayısının belirlenerek trafiğe çıkacak araç sayısının dondurulması gerektiğini savunan Erdoğan, “İstanbul’u Türkiye’yi seviyorsak bunu yapmalıyız” dedi. sin sorumluluğu olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, İstanbul’daki binaların yüzde 18’inin ağır ve yüksek hasarlı olduğunu söyledi. İstanbul’da şehrin en önemli noktalarında kaçak binalar olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizde kuvvetler ayrılığı prensibinden desteklenen yapılar var. Bunlar oradan güç alarak yapılıyor. Bakıyorsunuz ki vatandaş yolun ortasına bina yapıyor. Yollar sokaklar daracık. İtfaiye yangın çıktığında sokaklar dar olduğu için yangına müdahale etmekte zorluk çekiyor. Suçlu kim denildiğinde belediye deniliyor. Belediye mi buraya yapın dedi. Belediye bunlara müdahale ettiğinde vatandaş çatılara çıkıyor. O zamanlar medya bunlara destek veriyordu. O zamanlar vize uygulaması yapalım dediğim zaman beni topa tuttular. Şimdi yine söylüyorum. Bundan dolayı beni oy kaybına mahkum etmek için çalışabilirler. Ben yine de söylüyorum.” Bunun yalnızca hükümet değil, toplumla birlikte yapılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “İstanbul için bu söylenmek zorunda. Her gün 653 tane yeni araç trafiğe giriyor. Plaka sayısını belirleyerek dondurmamız lazım. İstanbul’a plaka sayısı kadar araba girmeli. Bundan sonra yeni ilave bir araç İstanbul’a giremeyecek. Yeni araçların girmesi için ulaşım altyapısı güçlendirilecek, öyle giriş yapılacak. Bunu İstanbul için yapmak zorundayız. İstanbul’u, Türkiye’yi seviyorsak bunu yapmalıyız. Halkım buna inanmalı. Otoriter, totaliter bir rejim içinde değiliz. Demokrasiyi yapmalıyız ama İstanbul için birçok şeyi düşünmeliyiz” diye konuştu. Londra ve Tokyo gibi şehirlerde benzeri uygulamalar yapıldığını anlatan Erdoğan, “Türk nüfus süreli artıyor. İstanbul’a giriş çıkış serbest, İstanbul’a göç var. Yapılanlar yetmiyor. İsteyen istediği gibi İstanbul’a girip çıkıyor” dedi. Erdoğan’ın, “Felaketin faturasını Allah’a kestik. Allah kuluna zulüm eder mi?” sözleri ise dikkat çekti. ELEKTRİK BORCU ÖDENMİYOR Belediyelerin borcu katlandı ? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2004 yılında 202 milyon YTL olan elektrik borcu 2006 yılında 353 milyon YTL oldu. Elektrik borcu olmayan tek belediye ise Şırnak Belediyesi. EMİNE KAPLAN Hukukçulardan Çankaya uyarısı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği tarafından Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin düzenlenen sempozyumda konuşan Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süheyl Batum, Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin anayasanın lafzına ve ruhuna aykırı kullanılmasının sorun yaratacağını belirterek “Demokratik sistemi yaşatmak istiyorsak bu olasılığı dikkate almak durumundayız’’ diye konuştu. Anayasa Mahkemesi Onursal Üyesi Prof. Dr. Fazıl Sağlam ise hukukta yüzde 100 doğru yorum bulunmadığını, ancak Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun iddialarının ciddi dayanakları bulunduğunu belirtti. Mumcu ve Aksoy anılıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Sekreteri Önder Sav, şeriatçı yobazlar tarafından katledilen gazetemiz yazarları Uğur Mumcu ve Prof. Dr. Muammer Aksoy için düzenlenecek etkinliklere CHP’lilerin kitlesel olarak katılmalarını istedi. CHP Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre Sav, CHP il ve ilçe başkanlıklarına genelge göndererek, 24 Ocak’ta Uğur Mumcu’nun öldürülüşünün 14, 31 Ocak’ta ise Türkiye’nin önde gelen hukukçu ve aydınlarından Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürülüşünün 17. yılını dolduracağını anımsattı. ANKARA AKP hükümeti döneminde, belediyelerin elektrik borçlarında yüzde 1000’lere varan artış yaşandı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın verdiği bilgiye göre AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2004 yılında 202 milyon YTL olan borcu 2006 yılında 353 milyon YTL’ye, yine AKP’li olan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin borcu ise 45 milyon YTL’den 119 milyon YTL’ye çıktı. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in soru önergesine verdiği yanıt, belediyelerin elektrik borçlarının AKP hükümeti döneminde katlanarak arttığını ortaya koydu. Unakıtan’ın Demirel’e gönderdiği ve 34 belediyenin yer aldığı listeye göre yalnız 3 belediyenin borcunda azalma olurken, Şırnak Belediyesi borcunu sıfırladı. Listeye göre belediyelerin borçları şöyle: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi: 21.7 milyon YTL (2004), 38.4 milyon YTL (2005), 53.3 milyon YTL (2006). Siirt Belediyesi: 4.9 milyon YTL (2004), 12 milyon YTL (2005), 12.9 milyon YTL (2006) Şırnak Belediyesi: 1.3 milyon YTL (2004), İstanbul Büyükşehir Belediyesi: 202 milyon YTL (2004), 302 mil yon YTL (2005), 353 milyon YTL (2006). Adana Büyükşehir Belediyesi: 3.1 milyon YTL (2004), 75.9 milyon YTL (2005), 83.4 milyon YTL (2006). Antalya Büyükşehir Belediyesi: 63.8 milyon YTL (2004), 117.9 milyon YTL (2005), 137.6 milyon YTL (2006). İzmir Büyükşehir Belediyesi: 52.4 milyon YTL (2004), 133.6 milyon YTL (2005), 73.1 milyon YTL (2006). Ankara Büyükşehir Belediyesi: 45.7 milyon YTL (2004), 72.4 milyon YTL (2005), 119.6 milyon YTL (2006). Kocaeli Büyükşehir Belediyesi: 17.4 milyon YTL (2004), 25.7 milyon YTL (2005), 42 milyon YTL (2006). Tramvay durağı önünde bir araya gelen yaklaşık 500 eylemci oturma eylemi yaptı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Taksim’de tecrit protestosu İstanbul Haber Servisi Çok sayıda sivil toplum kuruluşu, siyasi parti ve sendika temsilcileri, F tipi cezaevlerindeki tecrit uygulamalarının sona erdirilmesi, ölümlerin durdurulması için Taksim Tramvay Durağı’nda oturma eylemi gerçekleştirdiler. TMMOB, KESK Şubeler Platformu, DİSK, KESK, Çağdaş Avukatlar Grubu, ÖDP, TKP, EMEP’in de aralarında bulunduğu 30’un üzerinde siyasi parti ve demokratik kitle örgütü ve üyelerinden oluşan 500’ün üzerindeki eylemci dün Taksim Tramvay Durağı’nda toplandı. “Tecridi kaldırın, ölümleri durdurun” yazılı pankart ve dövizleri açan topluluk, polisin yoğun güvenlik önlemi altında oturma eylemi gerçekleştirdi. Ezilenlerin Sosyalist Platfomu üyeleri de dün Galatasaray’daki 14’üncü eylemlerinde “Özgürlük istiyoruz”, “Tutuklu gazeteciler serbest bırakılsın” pankartları açarak “Söz, eylem, örgütlenme hakkımız engellenemez”, “3 kapı 3 kilit açılsın, tecrit kaldırılsın”, “10 Eylül tutsaklarına özgürlük” sloganları attı. Öte yandan Adana’da da bazı demokratik kitle örgütleri temsilcileri AKP il binasına yürüyerek, F tipi cezaevlerindeki tecridin kaldırılmasını istedi. Ağar’dan F tipi çıkışı DYP lideri, F tipi cezaevlerinin yapımının ‘doğru’ olduğunu savunurken insani taleplerin geri çevrilmemesi ve ölümlere göz yumulmaması gerektiğini söyledi Haber Merkezi DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, F tipi cezaevlerini savunurken tutuklu ve hükümlülerin kontrollü olarak bir araya gelebileceklerini söyledi. F tipi cezaevlerinin yapımının “doğru’’ olduğunu ileri süren Ağar, “Ama şimdi burada bir problem varsa bunu da yok görebilmek mümkün değildir” dedi. Cezaevlerinin ortak yaşam alanı haline geldiğinde “suçluyu üreten mekanizmaların devreye girdiğini’’ ileri süren Ağar, F tipi cezaevlerine ilişkin şu görüşleri dile getirdi: larla birtakım talepleri karşılamak imkânı varsa, ki olabilir diye düşünmek lazım. Böyle yapmak lazım. Bundan dolayı insanların ölümlerine filan göz yummamak lazım. Açlık grevlerini filan ortadan kaldırıcı birtakım yaklaşımlar sergileme imkânımız varsa bunları sergilememiz lazım. Geçmişte daha farklı düşünüyorduk, bugün böyle düşünüyoruz. Yarın daha ileri seviyede düşünmemiz lazım.” Farklı düşünüyorduk “Zaman zaman insanlar bir araya gelmek istiyorlarsa kontrollü bir şekilde bunu getirmek lazım. İnsani birtakım talepleri de yok farz edebilmek mümkün değil. Bugünün şartlarında artık bu problem önemli ölçüde geride kaldı. Burada insani yaklaşım POLITIS GAZETESİNİN İDDİASI ESKİ KKTC CUMHURBAŞKANI DENKTAŞ Çelik, CHP’yi hedef aldı ? Yurt Haberler Servisi Maraş’ta AKP tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, CHP’yi hedef aldı. Çelik, “1950’ye kadar tek partinin iktidarı vardı. 1946’da bugün çok demokrat geçinen CHP ne yaptı biliyor musunuz? Açık oy, gizli tasnif. Tabii böyle olunca ne oldu? Valiler tek parti döneminde CHP’nin il başkanı gibiydi.1950’de Demokrat Parti ‘yeter söz milletindir’ sloganıyla yola çıkarak CHP’ye öyle bir sille çekti ki sesi Bağdat’tan duyuldu ve 57 senedir o iz hâlâ suratlarında duruyor’’ dedi. ‘İngiliz Konsolosluğu Rumları temsil ediyor’ Dış Haberler Servisi Kıbrıs Rum kesiminde yayımlanan Politis gazetesi, İstanbul’daki İngiliz Konsolosluğu’nun, Güney Kıbrıs’ın temsilciliğine soyunduğunu yazdı. İngiliz Konsolosluğu’nun, İstanbul’da bir Türk yurttaşıyla evlenmek isteyen Rum kadına gerekli belgeyi verdiğini duyuran gazetede, konsolosluk yetkililerinin, “İstanbul’da yaşayan Kıbrıslılar (Rumlar), ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye’de tanınmamasına karşın konsolosluk tarafından temsil edilmeye sahiptirler’’ dediğini aktardı. Gazeteye konu olan habere göre; İstanbul’da yaşayan Kıbrıs Rum kesimi yurttaşı olan, üniversite öğrencisi bir kadın, bir Türk yurttaşı ile evlenmek için Rum kesiminden aldığı bekârlık belgesiyle Türk makamlarına başvurdu. Ancak Türk yetkililer Rum kesiminin tanınmadığı gerekçesiyle başvuruyu kabul etmedi. Rum öğrenci Yunan Konsolosluğu’ndan da olumsuz yanıt alınca tavsiye üzerine İngiliz Konsolosluğu’na başvurarak gerekli belgeleri aldı. İngiliz Konsolosluğu’nun da makamlarının “Kıbrıs yurttaşlarına hizmet vermeye hazır olduğunu’’ açıkladığı aktarıldı. ‘Kıbrıs sadece onur meselesi değil’ İstanbul Haber Servisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, dün İstanbul’da katıldığı toplantılarda Lokmacı üstgeçidinin kaldırılmasının herkesi başlangıçta etkilediğini ifade ederek “Şimdi yapılan muamele o üstgeçidin kaldırılmasıdır. Barikat, sınır oradadır. Sınırı korumak için alınan tedbirler 1963’ten beri devam etmektedir’’ dedi. Beşiktaş’taki Yıldız Teknik Üniversitesi Senato Salonu’nda yapılan “Talatpaşa Komitesi Toplantısı”na katılan Denktaş ayrıca Bahçeşehir Üniversitesi’nin Beşiktaş Kampusu’nda düzenlenen “Siyaset Okulu”ndaki konferansta da bir konuşma yaptı. Denktaş, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin açıklamalarını anımsatarak şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı Sezer, Kıbrıs meselesinin halledilmesi için Kıbrıs’ta iki egemen, iki eşit halkın olduğu kabul edilmesi gerektiğini söylerken son derece haklıdır. Türkiye için Kıbrıs sadece bir onur meselesi değil, güvenlik meselesidir. Kıbrıs sorununun çözümü sadece Sezer’in beyanatı ve milli formülünün dünyaya yayılması ile hallolur.” hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle