27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Unakıtan, belediye gelirlerine ilişkin yasa taslağını değerlendirirken ‘Yeni vergi diye bir şey yok’ demişti 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İşte AKP’nin yeni vergileri ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümetinin, kamu yönetimi reformunun bir parçası olarak hazırladığı Belediye Gelirleri Tasarısı’na, konut, arsa ve arazilerle ilgili vergilerin dışında da çok sayıda yeni vergi eklediği ortaya çıktı. Bu vergilerin yanı sıra belediyelerin bütçe vergi gelirlerinden aldıkları pay yüzde 6’dan yüzde 9.85’e çıkarılırken il özel idarelerine aktarılacak pay da yüzde 1.12’den yüzde 1.15’e çıkacak. Tasarıyla hükümetin değişik alanlarda getirdiği vergilerse şöyle: Çevre Temizlik Vergisi: Su tüketim miktarı esas alınmak üzere metreküp başına, büyükşehir belediyelerinde 20 kuruş, diğerlerinde 15 kuruş alınacak. Eğlence Vergisi: Bilet, jeton, marka veya manyetik kartla girilen hipodrom, araba yarışı, sinema, konser, lunapark, sirk, spor müsabaka Belirsizlik AP’nin beklenen kritik kararı çıktı. Yazılı metin üzerinden haberlerde, dikkatlerin odaklandığı soykırım kararının içeriği üzerinde bile ortak değerlendirme yapılamıyor. Kimi haberlerde Türkiye lehine soykırımın önkoşul olmaktan çıktığının altı çiziliyor. Kimi haberlerde ise önerge ile çıkarılan koşulun yerine kalan maddelerle Türkiye sadece Ermeni değil, sonradan eklenen diğer soykırım iddiaları için de geleceğe yönelik hesap vermeye zorlanıyor. Uzmanı olmadığım bir konuda, görmediğim bir metin üzerine sizlerin kafasını karıştırmak gibi bir kastım yok elbette. Ben en çok neden bu noktalara geldiğimizi, nasıl olup da Türkiye’nin AB üyeliği konusunda, tek ölçüt olması gereken Kopenhag Kriterleri’nin dışında hemen hemen her şeyi tartışmak zorunda kaldığımızı anlamaya çalışıyorum. Türkiye’nin üyelik koşullarına ilişkin tartışmanın odağındaki diğer konu, Kıbrıs’a ilişkin metinde hiçbir yumuşama olmamış. Aksine Kıbrıs konusunda Türkiye’yi daha çok zorlayacak bir sonuç tablo ortaya çıkmış. Özetle AP’nin kritik, dönemeç kararında, ipleri koparacak adım atılmıyor. AB dengeleri içinde iyi ve kötü polisleri oynayan siyasi grupların manevralarıyla, aslında kritik dönemeç niteliğinde bir karar alınmadan geleceğe yönelik zaman kazanılmış oluyor. AB siyasileri hiçbir adım atmadan, adım atma sıralarını savmakla, Türkiye’den koparılabilecek yeni ödünler için zaman kazanmış oluyorlar. Bu iç karartan belirsizlik tablosu, bize pazarlandığı gibi, siyasetin, AB aday ülkelerinin tümü için geçerli olan zorlu pazarlıkların doğal bir süreci değil. Elbette tüm üye olan, halen aday ülkelerin hepsi için de geçerli, bizim ayrıntılarını bilmediğimiz çok zorlu pazarlık süreçleri söz konusu. Gerçekten AB değerleri, Kopenhag Kriterleri çerçevesinde. Bizimkinin boyutunda kriterler dışına çıkılmış, deyim yerindeyse suyu çıkarılmış, siyasi içerikli dayatmaların örneği yok. ??? Nedenlerin Avrupa yakasını, son karar ve gündem üzerinden AB’li siyasilerin yaptıkları açıklamalardan okumak çok kolay. AB siyasileri, kendi siyasi çıkarlarının gereği, kendi kamuoylarından gelen baskılar doğrultusunda, Türkiye’yi AB’nin içinde sindiremeyeceklerini açık açık söylüyorlar. Sadece çok nüfuslu, büyük, sosyal, ekonomik yapısı ile uyumsuz, kazanılmış standartları aşağı çekebilecek, dengeleri altüst edebilecek, üstüne üstlük tek İslam ülkesi olduğu için de değil. AB zaten çekirdek ülkeleri dahil büyüme sürecinde tökezlemiş konumda. Türkiye’nin üyeliğinin sonuçları düşünülmek bile istenmiyor. Ancak dünya dengeleri içinde yaşananlar, hele de son yılların gelişmeleri karşısında Türkiye üzerinden sağlanan çıkarlardan da vazgeçilemiyor. Ne NATO’nun en büyük askeri gücü, ne Ortadoğu, radikal İslamcı güçler önündeki güçlü tampon, ne de ekonominin arka bahçesi hizmetleri boyutlarında.. Türkiye’nin üyelik boyutunda, bugünkü hem var hem yok biçimindeki ilişkisi, dünya dengelerinin yeni oluşumları, belirsizlikleri de hesaba katıldığında, vazgeçilemeyecek bir konum. Değişen dünya dengelerinde, Çin, Hindistan, Rusya, Asya, hele de Ortadoğu gelişmelerinde; ABD’nin başını çektiği sıcak savaş ve işgallerde, ABD’nin yanında, hem var hem de yok konumlarını başarı ile sürdüren AB ülkeleri, ip cambazları ustalığındaki siyasi oyunlarını, dengelerini sürdürmek noktasındalar. AB çıkar penceresinden, Türkiye AB üyeliği umudunu kaybetmediği, ama üyelik yolunda sağlam adımları atmak şöyle dursun, yol alamayacağı bir noktada, konumda olmalı. Türkiye cephesinden AB üyelik ilişkileri içinde olunabilecek en kötü konumdaki bu tablo elbette kader değil, asla olmamalı. Hele de karşılıklı ilişkilerde sürekli veren, almayan, borçlu değil alacaklı taraf konumunda iken, dengeleri değiştirebilecek pazarlık gücü, pek çok silahı varken. Gelin görün ki AB üyelik ilişkilerine sadece ve sadece ılımlı siyasal iktidarının çıkarları, kazanımları boyutunda, deyim yerinde ise at gözlüğü ile bakan bir iktidar gerçeğimiz var. Kamuoyunu oluşturan demokrasi güçlerinin darmadağınıklığı, ülke çıkarlarının doğru algılandığı ortak görüşlerde kilitlenmiş bir kamuoyu oluşmasına engel. Gerek parlamento içi, gerekse dışından anlamlı, sağlıklı görüş ve çıkışlar aralarda kaynayıp gitmekte, iktidar için caydırıcı, anlamlı güç oluşturmada yetersiz kalmaktalar. Kendi günlük iktidar çıkarlarını, günü kurtarmayı, ülke çıkarlarının üstünde gören politikalar ya da politikasızlıklar belirleyicilik kazandıkça da Türkiye’nin pazarlık gücü eriyip gidiyor. Böyle olunca da AB siyasileri, arsız, şımarık, sınır tanımaz yeni yeni isteklerle karşımıza çıkmakta risk görmüyorlar... [email protected] ? Maliye Bakanı’nın konuşmasından bir hafta sonra Meclis’e sunulan ‘‘İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Gelirlerine İlişkin Esas ve Usulleri Düzenleyen Yasa’’ tasarısına göre, sinemaya giden yüzde 10, elektrik düğmesini çeviren yüzde 5 vergi ödeyecek. İnternet kafelerden 110, kahvehanelerden 88 YTL vergi alınacak. Belediyeler evin önündeki yolu düzeltip genişletince, çevre sakinleri ‘katkı payı’ ödeyecek. ları ve benzerlerinden yüzde 10 vergi alınacak. Bar, Pavyon Vergisi: Bar, pavyon, gazino, gece kulübü, taverna, diskotek, kabare ve dansing gibi eğlence yerlerinin günlük vergisi 80 YTL olacak. Kahvehane Vergileri: İnternet salonları ve her türlü makineyle oyun oynanan yerlerden günlük 5 YTL, kahvehane, kıraathane ve kafe gibi yerlerden ise günlük 4 YTL eğlence vergisi alınacak. Konaklama Vergisi: Yüzde 1’e indirileceği iddia edilen konaklama vergisinin oranı da, günlük toplam konaklama bedelinin yüzde 3’ü olacak. Elektrik ve Gaz Vergisi: Elektrik ve gaz tüketim vergisinin oranı; havagazı, doğalgaz ve likit petrolle imalat ve üretimde kullanılan elektrikte yüzde 1, diğer elektrik tüketimlerinde yüzde 5 olacak. İnşaat Harçları: Konut inşaat alanlarında, 100 metrekareye kadar (100 m2 dahil) 0.5, 101120 m2 arası 1, 121150 m2 arası 1.5, 151200 m2 arası 2, 201 m2 ve üstü için 3 YTL inşaat harcı alınacak. İşyeri İnşaatları: 25 m2 kadar (25 m2 dahil) 2, 2650 m2 arası 3, 51100 m2 arası 4, 101200 m2 arası 5, 201 m2 ve üstü için 6, yeraltı ve yer üstüne döşenecek boru ve kablonun her bir metresi için de 2 YTL harç ödenecek. İzin Harçları: Yapı Kullanma izni ve cins değişikliği harcının oranı, emlak vergisi değerinin binde 17’sine karşılık gelecek. İşyeri Açma İzni Harcı: Metrekare başına 1 YTL olacak ve 300 metrekareyi aşan işyerlerinin aşan kısmı için yüzde 50 indirimli hesaplanacak. Yol Vergileri: Yeni parke, beton veya asfalt yol yapılması, mevcut parke, beton veya asfalt yolların en az yüzde 40 oranında genişletilmesi, yağmur suyu kanalı yapılması hallerinde bu yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmayan ve bu yoldan yararlanan taşınmazların sahiplerinden yol harcamalarına katılma payı alınacak. İlan Vergileri: Her türlü taşıt aracına konulanların m2’sinden yıllık; uçak, helikopter, balon, zeplin ve benzeri araçlar kullanılarak yapılanların m2’sinden günlük; cadde, sokak ve kaldırımlarda, binaların üzerinde, cephe ve yanlarında belli bir süre için yapılan ilan ve reklamların m2’sinden haftalık vergi alınacak. Işıklı Reklamlar: Işıklı veya projeksiyonlu ilan ve reklamlarda ise m2 başına yıllık olarak; direk veya bir kaide üzerinde yükseltilen ve alanı 10 metrekareye kadar olanlardan m2 başına yıllık; belli bir süre için asılan veya yapıştırılan diğer afiş ve benzerlerinin her birinin m2’sinden haftalık vergi tahsil edilecek. İSO Başkanı Küçük, fiyat istikrarının sağlanamadığına dikkat çekerek uyardı: Dalga geçti, kırılganlığı kaldı ? Dalgalanmanın ardından dengelerin normale dönmesine karşın risklerin sürdüğüne dikkat çeken Küçük, ‘‘Ekonomideki kırılganlık devam ediyor. Hata yapma lüksümüz yok’’ diye konuştu. Türkiye’nin rekabet haritası açıklandı Ekonomi Servisi Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) çalışmasının ikinci çeyrek sonuçlarına göre Pınar, Opet ve Efes, müşteri memnuniyetlerinde sektörlerinin birincisi oldu. 2006’nın ikinci çeyreğinde TMME Ulusal Endeksi 73.9 seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ile Ka Araştırma şirketi ortak girişimiyle başlatılan Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi çalışmasının 2006 ikinci çeyrek sonuçları, düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Sonuçların açıklandığı toplantıda konuşan TMME Üst Kurul Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan, TMME çalışmasında, 2006 ikinci çeyreğiyle birlikte şu anda toplam 14 özel sektör ve 4 kamu sektörünün ele alındığını, müşteri memnuniyeti ölçümü yapılan sektörlerin, GSMH’nin yüzde 67’sini oluşturan ekonomik sektörleri temsil ettiğini belirtti. Aygaz Genel Müdürü ve KalDer Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Ali Neyzi de daha önce şirketlerin, müşteri memnuniyeti anketini kendilerinin yaptırdığını, ancak bunun KalDer gibi bir kuruluş tarafından tarafsız olarak yapılmasının önemli olduğunu vurguladı. Ekonomi Servisi İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, ekonomideki kırılganlığın devam ettiğini ifade ederek, eksikleri tamamlamadaki yavaşlığın sürdüğünü, nispeten olumlu hava içinde uyarıları dile getirdiklerini, ancak sonuç almakta zorlandıklarını söyledi. İSO Meclis Toplantısı’nda konuşan Küçük, enflasyonla mücadelede çok önemli mesafe alındığına, ancak fiyat istikrarının henüz sağlanmış olmadığına dikkat çekerek şöyle devam etti: ‘‘Aradan beş yıla yakın bir süre geçti. Makroekonomik göstergelerde iyileşme sağlandı, ama maalesef üretimin sorunlarına çözüm bulunamadı. Bankacılık sektörü yeniden yapılandı, ama bu yapılanma, sanayimizin finansman sorununa çözüm olmadı. Sosyal güvenlik sistemi reformu hayata geçti, ancak reform paketi, prim yükünde bir indirim getirmedi. 2003 ve 2004’te olduğu gibi 2005’te de Türkiye, işgücü üzerindeki en yüksek vergi ve prim yükünü taşıyan OECD ülkesi oldu.’’ Erdoğan’dan cari açık itirafı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, giderek artan ve bir kırılganlık unsuru olarak görülen cari açıkta bir sıkıntı olduğunu, ancak bunu bir tehdit olarak görmediklerini söyledi. The Economist dergisi tarafından düzenlenen ‘‘Türkiye’nin Global Ekonomideki Rolü’’ konulu konferansta konuşan Erdoğan, cari açık için ihracatı artıracak tedbirler aldıklarını belirterek, ‘‘İhracat artınca cari açığın da azalacağını umuyoruz’’ dedi. Dünya Bankası’nın son İş Yapma Raporu’na göre iş yapma kolaylığı açısından 175 ülke arasında ancak 91. sırada yer alabilmesine karşın Erdoğan, ‘‘Türkiye’de bir şirket 24 ile 48 saat arasında kurulabilmektedir. Türkiye, iş kurmanın en kolay olduğu 5 ülkeden biri’’ diye konuştu. Piyasalardaki son dalgalanmaları da değerlendiren Erdoğan, şöyle konuştu: ‘‘Dere yatağında akar, diye bir söz var. Bizim ekonomimizde de ne olursa olsun, para yatağını bulur.’’ Çarklar dönüyor ama... Dalgalanmanın ardından dengelerin normale döndüğünü belirten Tanıl Küçük, şöyle konuştu: ‘‘Eksikleri tamamlamaktaki yavaşlık sürüyor. Ekonomideki kırılganlık devam ediyor. Önümüzdeki dönemde içerdeki gelişmelere yönelik soru işaretleri var. Bir sorun yaşanmadan da atlatabilmek için tüm dikkatlerin ekonomide olması gerekiyor. Hata yapma lüksümüz yok.’’ İSO’nun meclis toplantısına katılan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ise hedeflerde kalıcı bir hasar olmamasına karşın, mayıs ayındaki dalgalanmanın gereğinden fazla olumsuz karşılandığını savunarak ‘‘Bugünlerde ikinci dalga gelecek laflarını duyuyoruz. Dalgalı kurda bazı oynamalar yaşanır ve yaşanacak. 2001 yılından beri 8 kez böyle dalgalanmalar yaşadık’’ diye konuştu. Cari açığın artışında geçmiş nedenlerden farklı olarak, yatırımlardaki artışın etkili olduğunu savunan Yılmaz, ‘‘Mayıs dalgalanmasında bile Türkiye’ye giren doğrudan yatırımda bir kesinti olmadı’’ dedi. Silikon Vadisi için yer arayışı Ekonomi Servisi Başbakan Erdoğan’ın da inşa etmek için çalışmalara başlandığını açıkladığı İstanbul’da kurulması planlanan Silikon Vadisi hakkında konuşan Oracle Ülke Müdürü Gürhan Kalelioğlu, teknoloji firmalarını oraya çağırmanın değil, hangi avantajların sağlanacağının önemli olduğunu kaydederek, ‘‘Ne tür vergi avantajlarının sağlanacağı konuşulmalı. Ama vergileri düşük tutarken, kiraları yüksek tutarsanız bunun da bir anlamı olmaz’’ dedi. The Economist’in 15. Yuvarlak Masa Toplantısı’na katılan Kalelioğlu, ‘‘Donanım için tren kaçtı. Ama yazılım ve knowhow için hâlâ vaktimiz var’’ diye konuştu. Kamuözel ortak girişimi olarak kurulması düşünülen Silikon Vadisi için İstanbul’daki yer arayışları da sürüyor. Avrupa yakasında olması planlanan vadi için en olası yerlerin ise Ümraniye veya Pendik olduğu belirtiliyor. Toplantıya katılan YASED Genel Sekreteri Mustafa Alper ise büyük özelleştirmelerin ardından Türkiye’ye giren yabancı sermaye miktarının 2 milyar dolara kadar düşebileceğinin altını çizerek,‘‘Dünyada doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yarısından fazlası, o ülkedeki mevcut yabancıların yatırımlarıdır. Türkiye şu anda bundan yararlanamıyor’’ dedi. ‘Memur buzdolabı yemiyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP hükümetinin ücret politikaları, toplumun pek çok kesimini memnun etmezken, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in memur temsilcilerine yönelik eleştirileri de tepki çekiyor. Türkiye KamuSen üyeleri, ‘‘Memur buzdolabı yemiyor, önce memurun karnını doyurun’’ derken, KESK’e bağlı kamu emekçileri, TBMM’de bütçe görüşmeleri yapılırken bir günlük iş bırakma eylemi yapacak. Emekliler ise 7 Ekim’de başkentte sokaklara dökülerek sesini duyurmaya çalışacak. Bakan Şahin’in memurların maaşıyla buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ürünleri alabilecek duruma geldiği yönündeki sözleri, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul tarafından, ‘‘Bakan Şahin 665 YTL olan en düşük ücretle 7 bin YTL olan milletvekili ücretini karıştırmaktadır’’ sözleriyle eleştirildi. Türkiye KamuSen de açıklamasında, ‘‘Ne yazık ki memurlar buzdolabı ve televizyon gibi dayanıklı tüketim mallarını bir defaya mahsus alıyorlar ve yıllarca kullanıyorlar. Oysa kira, gıda, temizlik, ısınma gibi harcama kalemleri için her gün bütçelerinden para ayırmaları gerekiyor. İktidarları döneminde işsizlik konusuna herhangi bir açılım getiremeyen AKP hükümeti, vergi yükünü her gün biraz daha arttırarak, günlük zorunlu harcama kalemlerine yapılan zamların önüne geçememiştir’’ görüşü belirtildi. EmekliSen üyeleri ise taleplerini dile getirmek için 7 Ekim’de Ankara’da ‘‘Yeter Artık, Bıçak Kemiğe Dayandı’’ adlı miting gerçekleştirecek. ‘AB, yoksulla ticarette adil değil’ Ekonomi Servisi Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Avrupa Birliği’ni (AB) yoksul ülkeleri adaletsiz serbest ticaret anlaşmalarına zorlamakla suçladı. Oxfam’ın açıklamasında, AB’nin Afrika, Karayip ve Pasifik ülkeleriyle serbest ticaret için 4 yıldır müzakereleri sürdürdüğü hatırlatıldı ve ‘‘AB, adil olmayan ticaret anlaşmalarıyla kalkınmayı sağlayamıyor’’ denildi. AB’nin, söz konusu yoksul ülkelere destek vermek yerine, ‘‘yoksul ülke çiftçilerini, yüksek oranda devlet destekli Avrupalı üreticiler karşısında ezeceği’’ uyarısında bulundu. Oxfam, Avrupa pazarının yoksul ülke ihracatçılarına da açılmasını isteyerek aksi halde bu ülke hükümetlerinin mali sıkıntıya düşeceğini ve istihdamın gerileyeceğini de bildirdi. Oxfam, AB mali yardım politikalarının yoksul ülkelerle ekonomik işbirliğine bağlanmasını da eleştirdi. K E S K ’ T E N O R TA K E Y L E M Ç A Ğ R I S I ADANA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Hükümeti’nin kamu çalışanlarına verdiği zammın yaşam standartlarına göre onur kırıcı olduğunu öne süren KESK Adana Şubeler Platformu, Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in istifasını isterken, diğer konfederasyonlara ve tüm kamu emekçilerine ortak eylem çağrısı yaptı. KESK Dönem Sözcüsü Dr. Mehmet Antmen, ‘‘Gelin birlikte belirleyeceğimiz bir takvim çerçevesinde demokratik tepkimizi, hizmet, üretimden gelen gücümüzü gösterelim’’ dedi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle