19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 EYLÜL 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Sorun Gülhan Elmas: ‘‘Emine Erdoğan’ın kullandığı Fransız malı ‘Louis Vuitton’ eşarbının fiyatı 550 yeni liraymış. Türban sorunu dedikleri bu mu?’’ Ya ğ m u r E k i m Camide linç Meclis’e taşınıyormuş... ‘‘Meclis Camisi’ne mi!’’ PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Erdoğan Söğüt’te hakkını helal etmiş. Ne hakkı geçti ki! Bir adam Hamza Saykan: ‘‘Bir adam vardı canı sıkılan. Canı sıkıldıkça yan gelip yatan. Bir adam vardı canı sıkılan. Canı sıkıldıkça herkese çatan. Her şeyi IMF ile Dünya Bankası’na devreden. İşler sarpa sardıkça Buş’a koşan. Bir adam vardı boş konuşan. Bir adam vardı boş bakan.’’ MALTEPE Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Aybay ‘‘son tezkere’’ ve ‘‘tezkereci medya’’ üzerine diyor ki: ‘‘Medyamızda savaş, fetih, kahramanlık, cengâverlik meraklısı ve meddahı bir ‘güruh’ var. Nice fütuhat ve gaza fırsatını kaçırmış olmamızdan pek yanıp yakınıyorlar. Fırsatları kaçıran yöneticileri sivri kalem ve dilleriyle fena halde hırpalıyorlar. Birinci hedefleri bittabi Atatürk ve İsmet Paşa. Kerkük fırsatını nasıl kaçırmışlar; on iki adayı alma fırsatı çıkmışken orayı göz göre göre Yunan’a nasıl kaptırmışlar. Gerçi sözünü ettikleri eski fırsatlar ‘kaçarken’ bu zevat henüz doğmamıştı ya da kısa pantolonla çelik çomak oynuyorlardı. Ama olsun; o âlimane derinlikteki zekâları ve engin kültür birikimleri ile ateş püskürdükleri fırsat kaçırma olaylarının zamanındaki koşul ve olanakları kavrayıp, ona göre ahkâm kesmelerine engel mi var? Biraz ilgilenseler, bu feraset ve dirayetle, Napolyon’a bile akıl verebilirler; “Benim kadar akıllı olsaydı Rusya seferine çıkmazdı” gibisinden. Her şeyi, herkesten daha çok bildiklerine göre bu da pekâlâ düşünülebilir! Son dönemdeki “oyuncak”ları Irak ve Lübnan’a askersel müdahale. Yine o görkemli politika cevherlerini etrafa saçarak, akıl üstüne akıl satışındalar. Yıllar önce Kore’de, anlamsız bir emperyal hesaplaşma uğruna yapılan savaşta, pisi pisine Gurka yitirilen yüzlerce Mehmetçiğin kaderinden hiç haberleri yok herhalde. Lübnan’a asker yollamakla bölgede itibar kazanıp, bu bölgenin geleceğinde söz sahibi olurmuşuz. Şunu hiç anlamıyorlar: Seni kurnazca ve acımasızca kendi emeline alet eden güçlerin böyle bir ortaklık akıllarının köşesinden bile geçmez. Sonunda sana verecekleri, birkaç madalya ile bir kuru aferin sözünden ibarettir. Üst tarafına yaklaştırmazlar bile. Çokça ısrar edersen, bir de başına çuval geçiriverip, işlevini anımsatıverirler. Şunu iyice kafalarına sokmalıdırlar: Mehmetçik ‘Gurka’ değildir ve olmayacaktır.’’ Sevgili Aydın Aybay çok doğru söylüyor ama bunlardaki kafa ‘‘nato kafa’’; biraz zor anlıyorlar! Şantiye Şefi Orkestra Şefine Karşı ‘‘Hikmet Şimşek’in kemikleri sızlıyor! Adını taşıyan prova salonu, içindeki enstrümanlarla birlikte dozerlerle yıkılmaya başlandı! Bugün itibarıyla Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası Hikmet Şimşek Prova Salonu gülle darbeleriyle yıkılmaya başlandı. Üstelik içinde Kültür Bakanlığı demirbaşı olan milyarlık enstrümanlar varken. Biliyorsunuz, BBDSO, her yıl kavga dövüş sonucu sadece konser günü kendisine tahsis edilen ve sahnesine sığmadığı Tayyare Kültür Merkezi’nde prova yapamıyordu. Bunun yerine rahmetli Hikmet Şimşek’in adını taşıyan, akustik ve ısınma sorunu olan Prova Salonu’nda çalışıyordu. Salonun tavanı da aksa gidecek başka bir yer olmadığından damlayan yerlerin altına kova koyarak provalar sürüyordu. Bu arada, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin, Merinos Kültür ve Kongre Merkezi’nin inşaatına başlamış, hatta temel atma törenine Sayın Başbakan da katılmıştı. Projenin iki yılda tamamlanması öngörülmekteydi. İçinde Senfoni Orkestrası dahil tüm sanat kurumlarını barındırması düşünülmüştü. (Ancak şu an itibarıyla bu da meçhulmuş, zira bir kısmını müzeye dönüştürmek istediklerinden proje yeniden çizilecekmiş. Şu ana kadar hiçbir şekilde sanat kurumlarına danışılmamış.) Sayın Şahin, prova salonumuzun da içinde bulunduğu Kültür Park’ı yeniden düzenleme ihtiyacı hissederek, birkaç derme çatma büfe gibi yapının yanı sıra Devlet Senfoni Orkestrası Prova Salonu’nu da yıkma kararı aldı. Parkta bulunan tüm gazinolar, lokantalar ve birahaneler sorun değildi, ama senfoni binası yıkılmalıydı! Bu arada bu parkın içerisinde; Açıkhava Tiyatrosu, Kültür Sanat Turizm Vakfı, Büyükşehir Belediyesi Türk Halk ve Sanat Müziği Konservatuvarı, Belediye Mehteran Topluluğu Prova Salonu, Kültür Bakanlığı Klasik Türk Müziği Korosu ve Belediye Bandosu da yer almakta, fakat hiçbirinin binası yıkılmıyor! Durum orkestra yönetimince hemen bakanlığa bildirilmiş, bakanlık ise Ankara’dan vali ve belediye başkanını telefonla arayıp ricacı olmak dışında hiçbir şey yapamayacağını bildirmiş. Belediye ile iyi geçinilmesini öğütledikten sonra da (rica) telefonlarını etmişler. Belediye başkanı, telefon sonucu orkestraya bir katlı otoparkı teklif etmiş! Çevresini öreceklermiş, ne de olsa onlara bir kültür merkezi inşa ediyormuş, şimdilik idare etsinler, sabretsinlermiş! Yoğun diplomasi trafiği sonucu bu kez, içine otuz kişinin ancak sığabileceği Mehteran Binası teklif edilmiş. Orkestra bunu da kabul etmeyince şımarıklıkla suçlanmış. Ve binayı boşaltmaları konusunda sözlü olarak ikaz edilmiş. Tüm bu gelişmeler sırasında bakanlık defalarca aranarak gelişmeler bildirilip destek istenmiş, ancak yetkililer Ankara’dan bir şey yapamayacaklarını söylemiş ve ‘Hiç mi yer yok Bursa’da kiralanacak? Siz bir yer bulun, olmazsa biz kirasını vermeye çalışırız’ demişler. Orkestra yönetimi Bursa’da köşe bucak her semti ve her binayı araştırmış, ancak kiralanabilecek yerlerin kimi küçük, kimi de kolonlu olduğu için yer bulunamamış. En son bu sabah, kurucusu Hikmet Şimşek’in adını taşıyan prova salonu üç ayrı köşesinden gülle ve dozer marifetiyle yıkılmaya başlanmış. Duvarların milyarlık enstrümanların üzerine yıkılmaya başladığını gören orkestra yönetimi, yıkıma ara verdirerek şantiye şefine ricada bulunmuş. Şantiye şefi ise bunun bir ‘uyarı atışı’ olduğunu, hemen binayı boşaltmalarını söylemiş! En sonunda yurtdışında bulunan Uludağ Üniversitesi Rektörü’ne ulaşılarak, üniversiteye ait olan, şehrin kilometrelerce dışında, ilahiyat fakültesinin bitişiğindeki Fethiye Kültür Merkezi için onay alınmış. Şu an duvarlarının bir kısmı yıkık bulunan binanın içindeki, Kültür Bakanlığı’na ait enstrümanlar çalınmasın diye orkestra geceleri nöbet bekliyor! Sizce yarın ne olacak?’’ ??? Bu mektup 9 Eylül tarihli; Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası sanatçılarından biri göndermiş. Adı bende saklı olan sanatçı kardeşime yanıtım şu: Yarın ne olacağını ben bilemem, bakarsınız birilerinin kafası bozulur, orkestranız dağıtılıverir ya da bir bakarsınız ‘‘Siz çalgı nöbetçisi misiniz’’ diye bakanlık soruşturması açılır hakkınızda; burası Türkiye’dir, başımızdakiler de bellidir. İyisi mi bana böyle sorular sormayın siz, hem unutmayın ki bu ülkede şantiye şefleriyle orkestra şefleri arasındaki tüm savaşımlarda kazananlar hep şantiye şefleri olmuştur. Ayrıca çalgı nöbeti tutmakla ‘‘kahraman’’ olunmaz, bırakın artık bu sanatçı duyarlılığını, eğer ille de kahraman olmak istiyorsanız gidin Lübnan’a asker yazılın! Benden söylemesi, yani... (eposta: dkavukcuoglu?superonline.com) SESSİZ SEDASIZ (!) Cumhurbaşkanı’na açık dilekçe ANKARA’DAN dostumuz Mustafa Yıldırım’ın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e açık dilekçesidir: ‘‘Günlerdir, İstanbul’da bir semtini kurtarılmış bölge olarak ele geçiren ve yönetenlerinin adı sanı, adresi belirli bir tarikatın (örgütün) devlet egemenliğini hiçe sayarak, açıktan etkinlikte bulunduğu basına yansımış bulunmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığına ve egemenliğine yönelik bu açık örgütlenme ile ilgili olarak, yüksek kişiliğinizin de makamda bulunduğu yıllarda, İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik kurumlarınca dosyalar hazırlanmış olduğu basında açıkça belirtilmektedir. Bu durumda, en azından İçişleri Bakanı’nı yüksek makamınıza çağırarak eski dosyalar ve varsa ihmaller konusunda bilgi alacağınıza ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğini korumak üzere işin sürüncemede kalmamasını, devletin ve yurttaşların güvenliğini sağlamak üzere derhal özel bir soruşturma savcısı marifetiyle duruma el konulması yönünde gereken duyarlılığı göstererek, sonuç alınana dek takipçi olacağınıza inanıyoruz. Gerekenler yapılırken, kurumlar aracılığıyla değil de bizzat Cumhurbaşkanlığı olarak, biz yurttaşlarınızı bilgilendireceğinize ve böylece gelecek üstüne içine düşülen karamsarlığımızı dağıtacağınıza güvenmekteyiz. Gereğini saygıyla emirlerinize sunarım.’’ Bizans Akif Kökçe: ‘‘Papa ziyaret edeceği İstanbul için ‘Konstantinopol’ demiş. Ne diyelim; Bizans senine gurur duyuyor!’’ ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr 12 Eylül; ‘rant faşizmi’... 12 Eylül 1980 darbesi 26 yıl sosyal hakların da yasal kurallarönce yapılmıştı... Darbeciler de la bile savunulamayacağı bir basmokrasiyi ‘‘askı’’ya alırken onla kı düzeni... rı izleyen ‘‘sivil’’ler, önce ‘‘talan 12 Eylül, işte buna uygun ‘‘buözgürlüğü’’ne dönüştürdüler; son yurgan’’ bir hukukun ve rant üleyıllarda da ‘‘siyasi amaçlarının şimine dayalı yapılanmanın ‘‘dearacı’’ ilan ettiler... İnsanlığın mokrasinin olmadığı bir ara re‘‘çağdaş yaşama biçimi’’ sayanlar jim’’le gerçekleştirilmesi özlemiise Türkiye’nin ‘‘faşizm’’ döne nin ürünüydü. ‘‘Anayasayı korumini bir kez daha sorguluyorlar. mak’’ adına yapılan darbenin, Ancak her yıldönümündeki gi 1960 devriminin ulusa armağanı bi ‘‘susan’’lar da var... 80’lerden olan özgürlükçü bir anayasayı, bu yana, ‘‘kurumsallaşan rant’’a daha ilk bildirisiyle yok etmesi dayalı pazarlama ekonomisine ve de aynı özlemin kanıtı değil miy‘‘rant örgütlenmesi’’ne dayalı si di? yasete ‘‘teşne’’ olanlar, utanmasaNitekim darbecilerin, parlalar ‘‘bu’’ talihsiz günü ‘‘bayram’’ mento ve partileri kapatmanın bile yaparlar... yanı sıra grevleri yasaklayan; Hele insan haklarını ‘‘tür sendikaları ve demokratik kuruban’’a bağlayan ve özgürlükleri luşları etkisiz bırakan; idamları, ‘‘şeriat düzeni’’ne kavuşmak için işkenceleri ve haksız tutuklamasavunanlara ne demeli? Onlar da ları başlatan kararlarıyla ‘‘eşzaher 12 Eylül’ü ‘‘fırsat’’ bilip dar manlı’’ olarak, yağma, talan ve benin ekonomik amaçları yerine ranta dönük yasaları da hızla yü‘‘üniforma’’sını öne çıkarıyorlar. rürlüğe sokmaları, 24 Ocak’ta Böylece, laikliğe düşmanlıkla başlatılan ‘‘soygun düzeni’’ne ne rında engel gördükleri ‘‘ordu’’ya denli ‘‘bağlı’’ olduklarını gösterikarşı malum tutumlarına ‘‘de yordu. mokratik yandaş’’ arıyorlar... ‘‘Darbe hükümeti’’nin prograOysa, geleneği mındaki ‘‘ekonomik ‘‘bağımsızlık sareformlar ödünsüz vaşı’’ndan gelen sürdürülecektir’’ bir ordu, ülkeyi sözündeki ‘‘ödünpadişahlıktan süz’’ vurgulaması da kurtarmış tarihbuna tepki gösteresel kimliğiyle, cek herkese açık ‘‘cumhuriyetin ‘‘gözdağı’’ndan başkazanımlarını ka bir anlam taşımıyıpratan’’ bir ‘‘12 yordu... Eylül’’lü ‘‘tek baİşte böyle bir süşına belirleyici’’ si reçte, 6 Kasım nasıl olabilirdi 1982’de halkoyuna ki? sunulan yeni anayaHele, üretim sanın ‘‘geçici 15. yerine ‘‘rantı teşmaddesi’’nde 12 vik’’e yönelik Eylül’ün tüm yasasözde ekonomi larına ‘‘eleştiri yasayasalarını talancı Şehircilikte faşizmin simgesi ğı’’ getirildi. Yaklasermayenin ‘‘işşık 20 yıl yürürlükGökkafes yükselirken... bitirici uzmante kalan bu ‘‘geçilar’’ı hazırlamasalardı; her mad ci’’(!) madde bahane edilerek dardesinde yağmacıların kayırıldığı benin talan yasaları hâlâ devrede. düzenlemeleri, bildiği tek gelir Üstelik rant ekonomisine daha kaynağı ‘‘maaş’’ olan hangi as fazla hizmet edecek şekildeki yeker akıl edebilirdi ki? ni eklemelerle... Kuşkusuz böylesi uzmanların Örneğin, ‘‘özelleştirme’’ adına ‘‘danışman’’lığında darbeyi ger süregelen ‘‘kamu arazisi pazarlaçekleştirmek de ‘‘12 Eylül gene ması’’na, sözde ‘‘turizmi teşvik’’ ralleri’’nin tercihiydi... adına yapılan arazi tahsislerine; buralara verilen ‘‘ayrıcalıklı imar Hukuk yerine buyruk hakları’’na ve tarım alanlarındaAskeri yönetimlerin, doğaları ki yasadışı işgallerin en son ‘‘af gereği, tartışmasız bir ‘‘emirko yasaları’’na bakın... muta’’ düzeni içinde ‘‘hukuk’’ Tümündeki ilk hukuksal düyerine ‘‘buyruk’’ rejimi olmaları, zenlemeler 12 Eylül’de yapılmış; 12 Eylül’ü ‘‘hazırlayan’’ demok ilerleyen ‘‘demokrasi’’ yıllarında rasi karşıtı hedefler için en uy ise iptal edilmek yerine yeni gun güvenceydi... madde ekleriyle şimdiki ‘‘emlak Bu hedeflerin başında ise komisyonculuğu düzeni’’ yaratıl‘‘IMF’nin buyruğu’’ olan ve çağ mıştır... daş demokrasilerde uygulanma Evet... 12 Eylül, hemen tüm şansı bulunmayan; yatırım adına nedenleri ve sonuçlarıyla bir satıp savmayı ve ‘‘kâr’’ları yük ‘‘rant faşizmi’’ olarak tarihe geçseltmek için de ücretleri kısmayı ti. Ne yazık ki bunun nemalarınöngören ‘‘24 Ocak 1980 kararla dan gözleri dönen hükümetler rı’’nın bir an önce yaşama geçi yüzünden de hâlâ tarihe gömürilmesi geliyordu. lemiyor... Yani, ulusal zenginliklerin ‘‘anayasal engeller kaldırılarak’’ rahatlıkla elden çıkarılabileceği; ekinci?cumhuriyet.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HARBİ SEMİH POROY BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Argoda gör1 güsüz ve kaba saba kimseye 2 verilen ad. 2/ Ücretle çalışan 3 kimse... Mak 4 sat. 3/ Açık ka 5 pı ve pencereler arasında oluşan 6 esinti. 4/ Hay 7 vanların kışlık 8 yemi... Soğukla sıcak arası. 5/ 9 Köpek ve ineklere ye1 2 3 4 5 6 7 8 9 dirilmek için un ve ke 1 I T I R Ş A H İ pekle hazırlanan yiye2 S E R A K AMA cek... Kurnaz, açıkgöz. 3 P R S P İ R A L 6/ Köpek... Mısır İmpaP ratorluğu’nun en par 4 A M E T İ S T M A P İ lak dönemindeki baş 5 T A Ş AMON kenti... İran’ın plaka 6 U L A K A L İ işareti. 7/ Bir kömür 7 L İ R İ K cinsi... Maden kazımak 8 A Z L İ G İ Z için kullanılan çelik ka 9 M E T R ONOM lem. 8/ Fırında iyice pişirilerek kurutulan peksimet. 9/ Bir büyük yetke sahibini perde arkasından yöneten kimse. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Eylül www.mumtazarikan.com YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kuvvetlerin maddeler ve devinimler üzerine etkisini inceleyen fizik dalı. 2/ Tez canlı, ivecen... Eski Romalıların ulusal giysisi olan geniş ve uzun harmani. 3/ Kırım hanlarına ve prenslerine verilen san... Şamanizm’in din adamlarına verilen ad. 4/ Mekke’nin doğusunda, hacıların arife günü toplandıkları tepe.. Bir nota. 5/ Kıl elek. 6/ Çocuk bakıcısı... Yavaş, ağır. 7/ İşçi... Bir cins güvercin. 8/ ‘‘Kaolin’’ de denilen ve porselen yapımında kullanılan beyaz kil. 9/ Bitim noktası... Ayakkabı çekeceği. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. CÜNEYT RUHUŞEN CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle