25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2006 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Melih Cevdet Anday İle Üç Anı Sevgili, Doğrusu, haberleri, yazıları, fotoğrafları görünce onları kıskandım. Kıskandıklarım, Melih Cevdet Anday Şiir Günleri dolayısıyla, büyük ozanımızın son yıllarda yazlarını geçirdiği ve şimdi de bir heykelinin dikildiği Ören’de toplanmış olan arkadaşlarıydı. Özellikle İlhan Selçuk ile Oktay Akbal, Melih Cevdet Bey’in hem kadim (eski) dostları idiler hem de uzun yıllar aynı gazetede birlikte çalışmışlardı. Kim bilir Suna Hanım’ın (Anday) katılımı ile ne güzel, ne renkli anılarla şenlenmiştir günler ve geceler. Melih Cevdet Bey sağ olsaydı, sorardı kuşkusuz: Bu ânı tarih yazacak mı acaba? Yıllar önce hemen hemen aynı grup (o zaman Handan Abla da vardı, ben de) Muğla’nın biraz dışında, şehre uzaktan bakan bir gazinoda oturmuştuk, Melih Bey sordu: Bu ânı acaba tarih yazacak mı dersiniz? Belki yazmayacaktı, ama bu sorunuz üzerine yazacaktır kuşkusuz, yanıtı verdim. Melih Cevdet Anday böyle yapardı hep, ortaya bir soru atar, konuyu açar ve anlatmaya başlardı. Yalnızca konuşmasının akıcılığı, hiç eksik olmayan mizahı yüzünden değil, aynı zamanda bilgi yüklü olması ve insanı dinletirken düşündürmesiyle de eşsiz bir konuşmacıydı. Sohbetleri, eşsiz ustası olduğu denemelerinin takririydi adeta. Keşke, bütün konuşmalarını not etseydik, hatta teybe alıp ayıklasaydık da, bu keyfi başkaları da paylaşabilseydi. Atilla Ergür dostumuz, her şeyi not ediyordu fazla göze çarpmadan, ama erken ölümüyle çabasının meyvelerini alamadan gitti... Melih Cevdet Bey ile birlikte olmak, sohbetlerinden yararlanmak mutluluğuna eriştim. Bir sürü de anım var. Kimi anılar, dostları ilgilendirir, topluma mal olmuş kişilerle ilgili kimi anıları da herkes bilmelidir, çünkü onlar, söz konusu kişinin kişilik yapısını ortaya koyarlar. Şimdi Melih Cevdet Anday ile ilgili üç anıyı, herhangi bir yorumda bulunmaksızın, seninle ve diğer okurlarla paylaşmak istiyorum Sevgili. ??? Seksenli yılların ikinci yarısındaydık. Bir ara Stalin döneminde idam edilmiş olan sosyalistlerin itibarlarının iadesi için bir kampanya açılmış, imzalar toplanmıştı. Melih Cevdet Bey bir dostuna, Siz de imzalamışsınız, ben ise imzalamadım, dedi. Neden, diye sorduklarında yanıtı çok ilginçti. Çünkü ben o zaman bu olayları onaylamıştım. Olsun canım, o zaman işin içyüzünü bilmiyordunuz ki, diye yanıtladı biri. Olmaz öyle şey, dedi Melih Cevdet Anday, bilmek zorundaydım, bilmeliydim! ??? Çoğu şair ve yazar gibi, yoksul olmasa da ucu ucuna, çok sade bir hayat sürerdi M.C. Anday. Bir yazarın, bir kitabının basılması, bir oyununun oynanması, nasıl bir ekonomik ferahlık sağlar, insana nasıl bir rahat nefes aldırır, bu dünyayı tanıyanlar bilir. Asmalımescit Sokağı’nda küçücük bir dairede yaşadığı günlerdeydi. Anday’ın bir oyunu Devlet Tiyatrosu’nun repertuvarına alınmıştı. O sırada, sanata, özgürlüklere karşı tutumu çok eleştirilen MC iktidardaydı. Melih Cevdet Bey, repertuvara alınan oyununu geri çekti. Ben bu iktidara oyunumu oynattırmam, demişti. ??? Banker furyasının en şaşaalı günlerinde, gelmiş geçmiş bankerlerin en ünlüsü, bir vakıf kurmaya soyunmuştu, sanatedebiyat alanında da etkinlik gösterecekti. Sanat danışmanı ya da yönetmeni olarak da, bayağı iyi bir para önererek Melih Cevdet Bey’i, kararlarına hiçbir şekilde karşımayacağını vurgulayarak, işin başına getirmek istediğini söylemişti. Cumhuriyet’in tarihi binasında Nadir Bey’in odasındaydık. Melih Bey yine, ‘‘Ne dersiniz’’ diye soru ile başladı konuşmasına, orada hazır bulunanların hemen hepsi, bunun iyi bir şey olacağını, hiç olmazsa bunca horlanan edebiyata, sanata katkıda bulunmak imkânının doğacağını söyledi. Melih Cevdet Anday, herkesi dinledikten sonra kararını açıkladı: Kabul etmeyeceğimi bildirdim, bu yaştan sonra, kendime Banker.....’nın adamı dedirtemem!.. Gelecek yıl Melih Cevdet Anday Şiir Günleri yine Ören’de 47 Temmuz günleri arasında yapılacak. Programımı daha önceden düzenleyeceğim ve bu kez orada olacağım. Ne kadar iyimserim değil mi, Sevgili, vardığım yaşta bir yıllık programlar yapmanın yanıltıcı olduğunu, bir yıl sonra nerede olacağımı tahmin etmenin her geçen gün biraz daha zorlaştığını hiç mi hiç aklıma bile getirmiyorum. Erman Toroğlu, futbol dünyamızın süper starlarından. Yanlış anlaşılmasın, oynadığı futbol nedeniyle değil, futbol üzerine yaptığı yorumlarla, tartışma yaratacak bir üslupla konuşmasıyla dikkat çeker. Ülkemiz futbol dünyası, toplumsal ruh halimizi en iyi yansıtan örneklerden birisi... Erman Toroğlu da bu kültürün temsilcilerinden. Güneydoğu’da PKK ile mücadele sırasında yaralanan ve sakat kalan askerlerin maçını izlerken oluşan duygusal ortam, Erman Toroğlu’nun üslubuna uygun yeni bir durum yarattı. Toroğlu, aşka mı geldi, öyle mi görünmek istedi bunun bilemem. Belki de bunu da futbol kültürü içinde değerlendirmek gerekir. Toroğlu, konuşmasında, özetlemek gerekirse ‘‘masaya yumruğunu vuran’’, ‘‘demokrasi’’ gibi dertleri olmayan bir komutan istediğini söyleyiverdi. Esti, öfkelendi, gürledi. Ortalığı dumana kattı. Derken, yi Hilmi Özkök’ün Cevabı ne Toroğlu üzerinden bir tartışma başladı. ‘‘Helal olsun’’ diyenler de var, ‘‘Atatürk’ü anlamadığı’’nı söyleyenler de ??? En güzel cevap Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ten geldi: ‘‘Herkes kendisine layık olan Genelkurmay Başkanı’nı ister. Masaya yumruk vurmak değil, aklı esas almaktır aslolan.’’ Şu ana kadar Orgeneral Hilmi Özkök’le ilgili hiçbir değerlendirme yazmadım. Ordu içindeki eğilimler üzerinden yapılan tartışmaları da pek anlamlı bulmadım. Hilmi Özkök artık emekli oluyor. O da bizler gibi sivil yaşamın parçası haline geliyor. Tabii ki emekli bir Genelkurmay Başkanı olarak tarihteki yerini alacak. Hiçbir zaman bize benzemeyecek. Hilmi Özkök’ün emekliliği öncesi söylediği sözler çok etkileyici ve derslerle dolu. Hilmi Özkök’ün komutanlığı boyunca hakkında çeşitli eleştiri yazıları yazıldı. Hiçbir Genelkurmay Başkanı’na nasip olmayacak şekilde ondan hoşlanmayanlar, onun hakkında haksız tezler öne sürdüler. ??? Ben de artık emekli olan Hilmi Özkök için bir şeyler yazmak istiyorum. Ona haksızlık yapıldığına inanıyorum ve bunları söylemek istiyorum. Hilmi Özkök, kendisine yapılan eleştirilere karşı, demokrasiye, insan haklarına saygılı olduğunu ifade eden, değişik görüşlere ve eleştirilere hoşgörüyle yaklaşan bir tutum sergiledi. Hiçbir zaman ‘‘masaya yumruk vurma’’ gösterilerinde bulunmadı. Militarist bir görüntü çizmedi. Ucuz duygulara seslenme yolunu seçmedi. Özkök Paşa en kritik günlerin Genelkurmay Başkanı’ydı. Sert kamplaşmaların prim yaptığı bir dönemden geçiyoruz. Bu dönem, Türkiye çok daha ağır kamplaşmaların içine yuvarlanabilirdi. Demokratik sistem kazaya uğrayabilir, ekonomi iyice çökebilir, Avrupa Birliği süreci tamamen kesintiye uğrayabilirdi. Hilmi Özkök, komutan arkadaşlarıyla hükümet ve kamuoyu arasında denge sağlamaya, sakin bir ortam içinde sorunlara çözüm aramaya gayret etti. Demokrasiye bağlı olduğunu ifade ederken, askeri kesimin tepkilerini de sivillere uygun bir üslupla yansıtmaya özen gösterdi. ??? Erman Toroğlu, sivil bir insan. Sivil ve ilginç bir futbol yorumcusu. Keskin ifade biçimiyle, sivri diliyle ilgi çekiyor, bu yönüyle de reyting yapıp şöhretine şöhret katıyor. Diyeceğim bir şey yok. Söyleyeceğim bir şey yok. Hilmi Özkök ise hayatı askerlikle geçmiş, disiplin ve otorite eğitimi almış bir komutan. Askerlik savaş mesleğidir. Askerlik, silahla yapılan bir iştir. Hilmi Özkök, asker kimliğiyle tarihe geçecek. ??? Yaşamı boyunca militarizme karşı çıkan birisi olarak, sivil Erman Toroğlu ile asker Hilmi Özkök’ü karşı karşıya koyuyorum. Erman Toroğlu’nun söylediklerine bakıyorum, bir de Hilmi Özkök’ün... Hilmi Özkök’ün demokrasi kültürü, sivil yaklaşımı bana daha sıcak geliyor. Bazen siviller askerlerden daha militarist oluyorlar. Bunu aşabilirsek zaten sorun çözülecek. Hilmi Özkök’e emeklilik hayatında mutluluk ve sağlıklar diliyorum. Son dersi de güzel oldu... asirmen?cumhuriyet.com.tr 6 YILLIK UYGULAMA Şişli’den Hacıbektaş’a çadır kent desteği İstanbul Haber Servisi Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesi, 16 Ağustos tarihinde başlayacak olan 43. Ulusal, 17. Uluslararası Hacı Bektaşı Veli’yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nde yaklaşık 50 ile 150 bin arasında konuk ağırlayacak. Anma törenleri ve şenliklere 6 yıldır katkı sağlayan Şişli Belediyesi, bu yılki etkinliklere 80 kişilik bir belediye ekibi ile 250 çadır ve 50 otobüsle destek verecek. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül yaptığı açıklamada, ‘‘Anadolumuzdaki barış ve hoşgörünün temeli, Hacı Bektaş Veli’nin ortaya koyduğu insana sevgiyi temel alan bu felsefedir. Bu nedenle Hacı Bektaş’ı anma etkinliklerine büyük önem veriyorum’’ dedi. Sarıgül, Hacıbektaş Belediyesi ile koordineli bir çalışma yürüttüklerini belirterek ‘‘80 kişilik ekibimiz bölgede görev yapıyor. Ayrıca 4 ambulansımız, sağlık ekiplerimiz, temizlik işçilerimiz de etkinlikler boyunca Hacıbektaş’ta olacak’’ şeklinde konuştu. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle