23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 TEMMUZ 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr TİM Genel Kurulu’nda konuşan CHP Genel Başkanı Baykal, hükümeti ‘aymazlık ve hainlikle’ suçladı 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Kalkınma değil, borçlanma tablosu’ ? Başbakan Erdoğan’ın gerçekleri çarpıttığını söyleyen CHP Genel Başkanı Baykal, ‘‘İhracatçılara ‘enflasyon lobisi, kur lobisi’ isimlerini takanlara gelinen noktada acaba ne demek lazım’’ diye sordu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin uyguladığı yüksek faiz düşük kur politikasını eleştirerek ‘‘Bu tablodan kalkınma çıkmaz, borçlanma çıkar’’ dedi. Ankara Sheraton Oteli’nde yapılan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Kurulu, muhalefetin sert eleştirilerine sahne oldu. CHP Genel Başkanı Baykal, ihracatçıların sık sık dile getirdikleri eleştirilerin Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen hariç, hükümetten çok sert biçimde karşılık bulduğunu belirterek ‘‘İhracatçılara ‘enflasyon lobisi, kur lobisi’ isimlerini takanlara gelinen noktada acaba ne demek lazım?’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın gerçekleri çarpıttığını söyleyen Baykal, 2002 sonunda enflasyonun yüzde 29.7, doların 1 milyon 650 bin lira, borçların 154 milyar dolar, büyümenin ise yüzde 7.9 olduğuna dikkat çekerek ‘‘2005 sonunda borçlar 100 milyar dolardan fazla artarak 256.1 milyar dolar oldu. Cari açık 23 milyar dolar ile milli gelirin yüzde 7’sine dayandı. Enflasyon yüzde 7.7, büyüme yüzde 5.3 olarak gerçekleşti. Yüzde 7.9’dan düştü. Dolar 1 milyon 750 bin liraya kadar çıktıktan sonra 1 milyon 550 binde kaldı’’ diye konuştu. Erken Çöküş Sağlıkla ilgili meslek örgütleri, başta Türk Tabipleri Birliği, sağlıkçıların örgütlendikleri sendikalar, aklı başında kimi uzmanlar ‘‘Erdoğan Hükümeti’’nin sağlıkta dönüşüm projelerinin, çöküş projeleri olduğunu anlatmaya çok çalıştılar. İşin içinde olanlar, uyarmaya çalışan uzmanlık örgütleri bile sanırım çöküşün, iflas ilanının bu kadar hızlı olacağını beklemiyorlardı. Kendi adıma AKP iktidarının paralı sağlığa dönüş için attığı adımların halka, sigortalılara yönelik acı reçetelerinin, sindire sindire, alıştıra alıştıra, en azından da bir seçim dönemi daha atlatılmış olarak gündeme gireceğini bekliyordum. Kısa dönemin kârına kapılan özel sağlık kurumları mı ipin ucunu fazla kaçırdı? Yoksa dünya piyasalarının tetiklediği gizli krizin paniği, sıkışıklığı mı ağır geldi? Başbakan Erdoğan’ın kameralar karşısında hava yaptığı, sigortalılara müjdeler verdiği günler çok taze belleklerde. SSK sağlık kurumlarına, hastanelerine el konulmadan, gasp edilmeden önceki günlerde, ağzından bal akarcasına, çilenin, kuyrukların kaldırıldığını müjdeliyordu. AKP iktidarı sigortalılara özel hastanelerin, sağlık kurumlarının kapılarını açmış, sınırsız sağlık hizmeti müjdelenmişti. IMF patentli, kamu sağlık hizmetlerinde tasarruf etmeyi amaçlayan bir paketin içinden, özel sağlık kurumlarına açılmanın bir tuzak olduğunu anlatmaya çalışanlar boşuna dil döktüler. Kamu elinden sunulan sağlık hizmetlerindeki harcamaları kara delik olarak gören sınırlandırmayı hedeflemiş projenin, baştan birkaç kat pahalı olacağı besbelli özel kurumlar eliyle çökertileceği, eninde sonunda kamu sağlık sigorta hizmetlerinin paralıya dönüştürüleceğini anlatma çabalarına kulak asan olmadı. ??? Her şeyin kolayına kaçıp gerçek nedenlerini, ideolojik, insana aykırı, haklara aykırı boyutlarını sorgulamaktan korkan medyamız taşlayacak günah keçilerini buldu bile. Elinden tedavi olma hakkı alınan hastaya küfredecek halleri yok ya. Suçlu, günah keçisi, gerekli gereksiz tahlil, pahalı MR, tomografi isteyen doktorlar. Meslek örgütleri, uzmanlar, kamu sağlık hizmetlerinin özel kurumlar elinde çok daha pahalıya çıkacağı, suiistimal edileceği uyarılarını başından beri yapmadılar mı? İstanbul’da İngiltere’nin birkaç katı MR olduğunu yazıp çizmedik mi? Sırf para kazanma uğruna gerekli gereksiz en pahalı laboratuvar, teşhis yöntemlerinin, ameliyatların uygulanmasındaki vurgun düzenine karşı önlem almak başka, hastanın sigorta sistemi içinde tedavi olabilmesini ortadan kaldırmak çok başka... Maliye Bakanlığı’nın, 1 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra ancak öğrenilen ‘‘Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği’’ her maddesi, satır arası sonuçları ile hastayı mağdur ediyor. Hastanelere, doktorlara ‘‘Tahlil, tetkik yapmayın. Hatta doğru dürüst doktorluk hizmeti vermeyin. Hasta başına benden alacağınız para işte bu kadar..’’ diyor. Tabii ki hasta başına uygun görülen paralar, paket ödemeler tebliğin çıktığı bugünün tarihiyle bile dudak uçuklatacak kadar düşük kalıyor. İlk şokun üzerine kamu hastanelerinde doktorlarla yapılan toplantılarda, başhekimler ‘‘Biz size tahlil, tetkik yapmayın emrini veremeyiz, ama rakamlar ortada, insafınıza bırakıyoruz..’’ türünden açıklamalarda bulunmuşlar. Özel hastaneler besbelli söz konusu rakamlarla hizmet vermeyeceklerine göre, hastalardan doğrudan para isteyecekler. Tahlil, tetkik fiyatları uçmuşken sigortalı çalışan, hele de emekliler bu paraları ödeyemeyeceklerine göre... Paralı hastanelerden sigortalıların yararlanması sistemi şimdiden iflasa gidiyor. Sağlık hizmetinde düşen kaliteden söz açmak bile istemiyorum. Bu işin bir de tedavi hakkına doğrudan koyduğu sınırlar var. Aynı hastalıktan 10 gün içinde doktora gidememe, bir gidişte vizite yaptırma sınırlaması.. gibi. ??? SSK’lilerin kazanılmış haklarını gasp edebilmek, hastanelerine el koyabilmek üzere, kameralar karşısında kitleleri kandıran, ‘‘Sizi kuyruk çilesinden kurtarıyorum. Özel hastaneleri hizmetinize açıyorum’’ diye reklam yapan Başbakan Erdoğan, şimdi de kameralar karşısına çıkmalı değil mi? Maliye Bakanlığı’nın 1 Temmuz’da yürürlüğe giren tebliğinin reklamını yapmalı. Suçu gerekli gereksiz tetkik isteyen doktorlara atmalı. Özel hastanelerin vurgunlarını anlatmalı... Adama sormazlar mı?‘‘Siz iktidarsınız. Göreviniz bizim sigorta haklarımızı korumak, sağlık hizmetimizin sağlıklı sunulmasını sağlamak. Özel hastaneleri zengin etme projesi sizin. Bize adam gibi kamu hizmeti sunun..’’ demezler mi? Türkİş, Hakİş, DİSK, kamu sendikaları, emekli sandıkları nerelerdesiniz? Üyeleriniz, üyeniz bile olamayan emekçi milyonların canları, sağlıkları ile oynanıyor. Parası olmayanlara sağlık hizmeti yok. Sağlık sigorta sistemleri çökertildi.. Uyuyor musunuz? soner?cumhuriyet.com.tr İthalattan ne haber? Bu tablonun 2006 ortasında daha da bozulduğunu söyleyen Baykal, şöyle devam etti: ‘‘İthalat rakamları olmadan ihracat rakamlarının anlamı yok. 45 milyar dolar dış ticaret açığı içindeyiz. Dünyada ithalatı patlatarak kalkınmış olan bir ülke yoktur. Türkiye’yi ayakları üzerinde duran bir ekonomiye dönüştüren yol, gerçek anlamda ihracat patlamasından geçer. Bu patlamayı gerçekleştirememenin sorumlusu ihracatçı değil, izlenen ekonomi ve kur politikalarıdır.” Satıcı yeniden başkan Ekonomi Servisi Oğuz Satıcı, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) başkanlığına yeniden seçildi. TİM Başkanlığı için adaylığını koyan Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Altuğ 89 oy alırken TİM Başkanı Oğuz Satıcı 203 oyla yeniden başkan oldu. Seçimlerde önce TİM bünyesinde yer alan 23 adet sektör komitesinin başkan ve başkan yardımcıları için oy kullanıldı. Oğuz Satıcı, Tekstil ve Hammaddeleri Komitesi’nden başkan seçilirken 23 sektör komitesi başkanının seçimleri de tamamlanarak TİM İcra Kurulu oluşturuldu. ‘Sıcak para açmazı’ Bu kur tablosu daha çok ithalat demektir. Ucuz dolar pahalı Türk Lirası demektir. Bu tablodan kalkınma çıkmaz, borçlanma çıkar. Türkiye ithalata bağımlı hale geldi. Bu bir tuzak oldu. İstikrar sıcak parayla sağlanıyor. Bu bir açmaz. Türkiye’nin mali dalgalanma öncesi yanlış yönetim nedeniyle maliyeti 50 katrilyon lira oldu’’ diyen Baykal, devletin finansman açığını kapatmak için Türkiye’nin temel sanayi girdi fiyatlarına sık sık zam yapmasının da ‘‘Türk ekonomisini sırtından bıçaklamak anlamına geleceğine’’ dikkat çekti. Baykal, Türk malı giyiyor Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 13. Olağan Genel Kurulu’na katılan CHP lideri Deniz Baykal, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve TİM Başkanı Oğuz Satıcı’ya, sürekli Türk malı konfeksiyon giydiğini söyledi. Genel kurula Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, devlet bakanları Abdüllatif Şener, Ali Babacan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, ANAV ATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, bürokratlar, ihracatçılar ve işadamları katıldı. (AA) ‘Sıcak para sorunları çözmez’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Azeri asıllı Orkestra Şefi Elnara Kerimova yönetimindeki orkestranın canlı olarak İstiklal Marşı’nı çalması ile başlayan TİM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, bugün Türkiye’nin, cari açığının ekonomi üzerinde yarattığı kırılganlığın dışında hiçbir önemli siyasi ve iktisadi riski olmadığını ileri sürerek, cari açığın oluşturduğu ödemeler dengesi riskinin ‘‘Olur, hallederiz’’ söylemleri ile veya sıcak para ile çözülemeyeceğini bildirdi. İhracatta 160 milyar dolarlık rakama ulaşmanın hayal olmadığını söyleyen Satıcı, ihracatın tanıtımı için ayrılan payın dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında son derece cılız kaldığını belirterek, buna yeni bir şekil vermek ve ihracatı kurumsallaştırmak gerektiğini sözlerine ekledi. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de yaptığı konuşmada, dalgalı kurda, yerli ve yabancı spekülatörler ile yatırımcıların sörf yapacaklarını belirterek ‘‘Önemli olan bütün kurumların, ayakları yere basar şekilde ileriye dönük politikalarını doğru olarak belirlemeleri’’ dedi. ANAVATAN GENEL BAŞKANI MUMCU: Sonbaharda dolar 2 milyonu bulur ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TİM Genel Kurulu’nda sert bir konuşma yapan Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ‘‘Bu hükümet ne yaptığının farkında değil. Ama bu cahilliğin, aymazlığın bizi götüreceği yer yeni bir krizdir’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın konuşmasını yaptıktan sonra sorunları dinlemeden gitmesini de eleştiren Mumcu, şöyle konuştu: ‘‘Cari açık finanse edilemeyince ne olacağını gördük. Asıl da sonbahardan sonra göreceğiz. Merkez Bankası’nın daha aktif rol oynayacağını açıklaması, rezervlerini satarak Türkiye’den yıllardır kâr etmiş olanların risklerini Türkiye’ye yıkarak ayrılacaklarının ve hükümetin buna erkete duracağının göstergesidir. Sonbaharda Merkez’in rezervleri 40 milyar dolara inince dolar 2 milyon lira olur. Bu hükümet ne yaptığının farkında değil. Tek parti iktidarı gücünün etkisinde kalarak herkes ‘işler iyi gidiyor’ korosunun parçası olma hevesinde. İnşallah haksız çıkarım ama bu cahilliğin, aymazlığın bizi götüreceği yer, yeni bir krizdir.’’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ekonomide yaşanan dalgalanmanın paniğe, telaşa gerek kalmadan aşılabileceğinin görüldüğünü ileri sürerek ‘‘Ha bu iş bitti mi? Bitmedi. Bu işin kaderi bu, bu her zaman olacak. Geçmişte de oldu, bugün de oldu, yarın da olacak’’ dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Ankara Sheraton Oteli’ndeki 13. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan, TİM verilerine göre haziran Başbakan: Mali dalgalanma ‘kader’ ? Başbakan Erdoğan, ekonomide görülen dalgalanmanın ‘her zaman’ yaşanabileceğini belirterek “Bu işin kaderi bu. Ancak paniğe gerek kalmadan aşabiliriz” dedi. ayında tüm zamanların rekorunu kıran ihracatın yüzde 28’lik bir artışla 7.6 milyar dolar olduğuna, ilk altı aylık verilere göre de ihracatın haziran sonu itibarıyla 39.9 milyar dolara ulaştığına dikkat çekti. Erdoğan, yıllık ihracat hedefinin 79 milyar dolar olduğunu anımsatarak ‘‘Ama inşallah biz bunu aşmak suretiyle yıl sonunda ihracatımızı 80 milyar doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz’’ diye konuştu. Başbakan, zaman zaman bazı dalgalanmalar, bazı hareketlenmeler yaşandığını ifade ederek şöyle konuştu: ‘‘Ama bu dünyanın bir gerçeği. Her yerde yaşanan bir şey. Fakat nihai olarak hedefin mutlaka tutturulmasıdır esas olan. Küresel boyutta meydana gelen her olay, her gelişme Türkiye’ye de az ya da çok yansıyacaktır. Küresel dalgalanmaların bir sonucu olarak ekonomimizde bu hareketlenmeyi yaşadık. Ancak herkes şunu bilmelidir ki Türkiye artık bu tür dalgalanmalarla baş edebilecek güce ve yeteneğe sahiptir. Kendimize güvenmemiz lazım. Kendimize bu noktada inanmamız lazım. Nitekim son dalgalanmalarda da neticeye baktığımızda bunun semeresini alıyoruz.’’ OECD’de istihdamı en düşük ülke Türkiye ESKİŞEHİR (AA) Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi (TEKAM) Müdürü Prof. Dr. Muammer Kaya, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) raporuna göre, Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 54’ünün istihdam edilemediğini, Türkiye’nin istihdam edebilmede OECD ortalamasının yüzde 20 daha gerisinde olduğunu bildirdi. Prof. Kaya, yazılı açıklamasında, OECD’nin ‘‘İstihdamın Görünüşü, İş ve Ücretleri Arttırma’’ konulu raporunda, Türkiye’nin 30 OECD ülkesiyle karşılaştırıldığını hatırlatarak şunları vurguladı: Türkiye’de istihdamın nüfusa oranı 1994’te yüzde 52.4, 2001’de yüzde 47.8 ve 2005’te ise yüzde 45.9. Nüfusun yaklaşık yüzde 54’ü istihdam edilemiyor. Bu oranlar OECD ülkeleri ortalamasına göre yüzde 20 daha geride. OECD’de en iyi istihdam İsviçre’de, yüzde 77’den fazla. Türkiye ise bu oranın en düşük olduğu ülke. Türkiye’de 1564 yaş grubunun işgününe katılım oranı 1994’te yüzde 57.5 idi, 2005’te yüzde 51.3’lere geriledi. Bu oran OECD’de sürekli artarak 2005’te yüzde 70.3’e çıktı. Türkiye işgücüne katılımda OECD’nin yüzde 19 gerisinde. İşgücüne katılımda en iyi ülke yüzde 81 ile İsviçre. Türkiye ise sonuncu sırada. Türkiye’de işsizlik oranı 1994’te yüzde 8.8, 2005’te yüzde 10.5 seviyesinde bulunurken, OECD ülkeleri ortalaması 1994’te yüzde 7.8, 2005’te de yüzde 6.7. İşsizliğin en düşük olduğu OECD ülkesi yüzde 6.7 ile Meksika, en fazla olan ülke yüzde 18’le Polonya. Prof. Kaya, son 5 yıldır Türkiye’de istihdam ve işgücüne katılım oranlarının azaldığını ve işsizlik oranlarının arttığını belirterek ‘‘İstihdamda erkekler kadınlara göre daha şanslı. En şanssız grup yeni mezun ve yeni işe girecek gençler’’ dedi. TBB BAŞKANI ERSİN ÖZİNCE: Sektör büyümeye devam edecek Ekonomi Servisi Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Ersin Özince, bankacılık sektörünün büyümeye devam edeceğini belirterek İstanbul’un bir finans merkezi olmasının ülke açısından yararlı olacağını söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ersin Özince başkanlığındaki TBB Yönetim Kurulu üyeleri ile bir araya geldi. Görüşme sonrası bir açıklama yapan Özince, TBB’nin yeni yönetim kurulu üyelerini Başbakan Erdoğan’a tanıttıklarını kaydederek, görüş alışverişinde bulunduklarını dile getirdi. Özince, ‘‘Bankacılık sektörü ile Turkcell, Mısır’dan vazgeçti Ekonomi Servisi Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ, Mısır’daki GSM ihalesinden çekildi. Turkcell’den İMKB’ye yapılan açıklamada, şirket yönetim kurulunun daha önce, Mısır Arap Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilecek olan üçüncü GSM ihalesine katılma yönünde karar aldığının bildirildiği anımsatılarak ‘‘Bu kapsamda, açık arttırma usulünde yapılan ihaleye şirketimiz katılmış, ancak kendi iş planına göre yapmış olduğu değerlendirme sonucunda, ihaleden çekilme kararı almıştır’’ denildi. Türkiye’nin en büyük GSM ope Krone, Doğuş ile Türkiye’de üretecek Ekonomi Servisi Treyler üreticisi Krone ile Doğuş Otomotiv arasında niyet mektubu imzalandı. Doğuş Otomotiv’den yapılan açıklamada, Krone marka treyler ile tarım makineleri ekipmanlarının Türkiye’de üretimi konusunda şirket ile Bernard Krone Holding GmbH&Co.KG arasında işbirliğine gidilmesi için görüşmelere başlanmasına istinaden bir niyet mektubu imzalandığı belirtildi. Açıklamaya göre, niyet mektubu, Krone markası adına Dr. Bernard Krone ve Doğuş Otomotiv adına Aclan Acar tarafından imzalandı. ? Turkcell, kendi iş planına göre yaptığı değerlendirme çerçevesinde ihaleden çekildiğini açıkladı. ratörü Turkcell’in içinde bulunduğu konsorsiyum daha önce Mısır’daki ihalede ön eleme safhasını da geçmişti. Bu arada Turkcell, bundan önce İran’daki GSM ihalesini kazanmış, ancak yaşanan sorunlar yüzünden bu ülkede yatırım yapmaktan vazgeçmişti. ? İki kuruluş arasında imzalanan protokole göre üretilecek treyler ile tarım makineleri de ihraç edilecek. Acar, bu aşamada treyler ve tarım makineleri ekipmanlarının Türkiye’de üretilmeye başlanmasının önemli bir adım olduğunu söyledi. Acar, böyle bir işbirliği sonucunda Türkiye’nin diğer pazarlara parça ihracatını da gerçekleştirebileceğini ifade etti. Krone ile Doğuş Otomotiv birlikteliği, 2003 yılında Doğuş Otomotiv’in Krone marka treylerlerin distribütörlüğünü almasıyla başladı. 2006 Mayıs sonu itibarıyla Türkiye’de yüzde 15’lik pazar payına sahip olan Krone’nin, toplam 13 yetkili satıcısı bulunuyor. ilgili olumlu görüşlerimizi paylaştık. Sektörün büyümeye devam edeceği, İstanbul’un bir finans merkezi olmasının ülke açısından çok yararlı olacağı gibi konuları paylaştık’’ dedi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle