18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2006 ÇARŞAMBA 6 AVRUPA GÜRAY ÖZ Aydınlanma Toplantıları C umhuriyet gazetesi son altı aydır, Anadolu’nun dört bir yanında, 15 ayrı ilde Aydınlanma Toplantıları yaptı. Bu toplantılara yaz döneminin başlaması nedeniyle bir süre ara verilmiştir. Ancak yapılan bu 15 toplantıyla ilgili olarak bir değerlendirme yapmamız uygun olacaktır. Bu toplantılar, her kesimden halkla ve üniversite gençliğiyle karşılıklı iletişim kurmak için düzenlendi. Toplantılar genelde biri üniversite yerleşkesi içinde, üniversiteli gençler için, diğeri de kent merkezinde halk için yapıldı. Toplantılarda karşılıklı iletişimi sağlamak için katılımcılara, her türlü soru sormak olanağı tanındı. Bu toplantılar Mersin, Gaziantep, Adana, Bolu, Çanakkale, Çorum, Denizli, Kastamonu, Manisa, Zonguldak, Trabzon, Bursa, Rize, Konya ve Eskişehir’de yapıldı. Toplantının yapıldığı gün o ile ait bir ek verildi. Bu eklerde ilin valisi, il ve ilçe belediye başkanları, Üniversite Rektörü, Ticaret ve Sanayi Odası başkanlarının yazdığı yazılar yayımlandı. Ekler, o ilin sosyal ekonomik ve turizmin altyapısı hakkında geniş bilgiler içerdiğinden, kaynak olma niteliğini taşımaktadır. Bu ekler sadece ilgili olduğu ilde değil, ücretsiz olarak tüm Türkiye’de dağıtıldığı için o ilin tanıtımına da katkı sağladı. İllerde düzenlenen toplantılara konuşmacı olarak gazetemizden en az üç yazar katıldı. Bu toplantılara başta İlhan Selçuk, Ali Sirmen, Mustafa Balbay, Şükran Soner, Hikmet Çetinkaya, Miyase İlknur, Mehmet Faraç, Prof. Türkel Minibaş, Cüneyt Arcayürek, Deniz Som, Serdar Kızık, ÇetinYiğenoğlu, Ataol Behramoğlu, Oktay Ekinci, Dr. Erdal Atabek, Prof. Dr. Coşkun Özdemir konuşmacı olarak katıldılar. İlde öncelikle vali ve belediye başkanı, yerel gazeteler ziyaret edildi. Ayrıca Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileriyle de sohbet toplantıları düzenlendi. Avrupa toplumlarının ortaçağın karanlığından kurtuluşu aydınlanma hareketiyle olmuştur. Aklın, tutsak zincirlerinden kurtarılması, din bağnazlığının bir kenara itilerek eleştirel aklın egemen oluşu, bilimin yol göstericiliğine kavuşulması aydınlanma hareketinin ürünüdür. Atatürk devrimleri de Türk toplumunu ümmetten ulusa, kuldan özgür bireye taşıma amaçlarıyla yapılmıştır. Laik cumhuriyetin en önemli ilkesi eğitimde birlik ilkesidir. Ancak bugün eğitimde birlik ilkesi dinamitlenmiştir. Toplum geriye doğru götürülmek istenmektedir. Kutsal din duyguları, siyaset için kötüye kullanılmaktadır. Aydınlanma toplantılarında özellikle bu olgular üzerinde durulmuştur. Ayrıca, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar da yazarlarımız tarafından irdelenmiştir. Aydınlanma toplantılarında Cumhuriyet gazetesinin temel yayın ilkeleri üzerinde durulmuş, özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne kadar gazetemizin Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılığı anlatılmıştır. Bugün siyasal iktidar, devlete karşı sürekli gerilim yaratmaktadır. Cumhurbaşkanı’na, silahlı kuvvetlere, üniversitelere ve yüksek yargı organlarına karşı gelmekte, sürekli kavga ortamı yaratmaktadır. Bugün laik cumhuriyetin temel ilkeleri ve ülke bütünlüğü tehlike içindedir. Bu durumlar karşısında Cumhuriyet gazetesinin iki temel çizgisi açıkça belirtilmiştir. Bu temel çizgiler şöyle özetlenmiştir. Birinci ilkemiz, Atatürk’ün kurduğu Laik Cumhuriyet’in korunması ve savunulması için yılmadan mücadele edilecektir. İkinci ilkemiz, Kuvayı Milliye ruhu ile kurulmuş olan vatanımızın bütünlüğü, toplumumuzun birlikteliği korkmadan ve yılmadan savunulacaktır. Bu ilkelerimizin açıkça ortaya konulması yurdun dört bir yanında yaptığımız bu toplantılarda, heyecanla, coşkuyla ve övgüyle kabul edilmiştir. Bu toplantılarımızda bizlere yardımcı olan Atatürkçü rektörlere, belediye başkanlarına, sendika liderlerine, tüm sivil örgütlere, ADD ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Şubelerine CUMOK’lara toplantılarımıza katılan gençlere ve tüm halkımıza bir kez daha teşekkür ederiz. Atatürkçüler ölmez, Kuvayi Milliyeciler tükenmez. Yeni dönemde yeniden birlikte olmak umuduyla. Alev COŞKUN Tuhaf Bir Ülkedir Türkiye Tuhaf bir ülkenin, tuhaf insanlarıyız bizler. Demokrasi yolunda olduğumuzdan kuşkulananlara fena halde kızıyoruz. Darbeci olduğunu sandıklarımızı yerin dibine batırmak için bilgisayarlarımızın tuşlarında tepiniyoruz. Çok demokratik seçim sistemimiz ise azınlığı çoğunluk yapıyor, bir partinin oylarını bir diğerine yazabiliyor. Garip bir demokrasimiz vardır bizim. Bizim demokrasimizde insanlar ölüm orucuna yatarlar. Ölürler, yanarlar. Avukat Behiç Aşçı’nın da ölüm orucunda olduğu ve bu orucun kendisiyle değil, F tipi tutukevlerinde yatanlarla, yani birilerinin hakkı, hukukuyla ilgili olduğunu herkes bilir. Bilmeyen, duymayan yalnızca siyaset dükkânlarıdır. Anlaşılması zor bir ülkedir Türkiye. Demokrasi yolunda ilerlemenin hızla sürdüğü cümle âlemin dilindedir. Yerli yabancı politikacılar bu gelişmeden övgüyle söz etmektedirler. Ama işte tam da şu sıralarda, hani AB olmasa kavuşamayacağımız demokrasiye hiç uymayan Terörle Mücadele Yasası da Meclis’ten, yine bir AB ülkesi örnek alınarak, geçivermiş bulunmaktadır. ??? Garip bir ülkedir Türkiye. Laik Cumhuriyetin başbakanının eşinin, türbanıyla gururlandığını, ülkenin kurucusunun eşinin ise kadınların peçeden kurtulması için vaktiyle çok çabaladığını, yabancı basın, ne demek istiyorsa artık, yazıp çizmektedir. Pek, ama pek tuhaftır bizim ülkemiz. Paramız üç beş gün içinde yüzde otuz değer yitirdiğinde, ülkenin anlı şanlı ve çok bilmiş yetkilileri, ‘‘Paranın değeri düştü, devalüasyon gerçekleşti’’ diyenleri cahillikle suçlayabilirler. Akıllara seza bir ülkedir bizim taşı toprağı altın ülkemiz. Altınları siyanür marifetiyle çıkartılır, toprak zehirlenir, mahkeme kararları iç ya da hiç edilirken müzelerimizdeki paha biçilmez eserler de ufak ufak tüymektedir. ??? Çılgın bir ülkedir Türkiye. Bu ülkede hayret, şaşkınlık ve derin bir sanat aşkıyla Picasso sergilerinin önünde kuyruklar oluşur, Rodin’in insana tamıtamına ve derin bir şekilde benzeyen eserleri ülkenin en zengin müzesinde sergilenir. Çıplak kadın ve erkek heykellerini görünce ‘‘Tükürürüm ben böyle sanatın içine’’ deyişiyle tarihe geçmiş bir kent yöneticimiz ise cami yapamadığı yerlere çadırdan mescitler kurarak harikalar yaratır. Böyle bir ülke başka nerde var? ??? Stratejik ve vizyon sahibi bir ülkedir Türkiye. Duyduğumuzda yüreğimizi kaldıran ve başımıza hangi çorabın örüldüğünü bilemediğimiz bu özelliğimiz sayesinde gül gibi geçinip gitmekteyiz. Bu sayede kredibilitemiz sürekli artmakta, aynı hızla gelişen demokrasimiz, yiğidin kamçısıyla şahlanmaktadır. Çelişkiler, paradokslar ülkesidir bizim ülkemiz. Halkımızın yüzde 90’a yakın bir kesimi ABD’ye, Bush’a şiddetle karşıdır. Aynı halkımızın oylarıyla Meclis’te bir şekilde çoğunluğu elde etmiş parti ile ABD yönetiminin arasından ise su sızmamakta, almalı, vermeli, süpürmeli, kullanmalı bir diyalog sürüp gitmektedir. Ufkunda şimşekler çakan, fırtınalar esen bir ülkedir bizim ülkemiz. Neyin ne zaman ve nasıl ortaya çıkacağını, halkın yarın ne yapacağını kimse bilemez. Bu nedenle umut tükenmemekte, bu nedenle aşk hiç sona ermemektedir. eposta: [email protected] Türkiye’nin yönetim sorunu S on yapılan milletvekili genel seçimlerinde, TC seçmenlerinin yüzde 25’inin, yani 1/4’ünün oyunu alarak, TBMM’nin yüzde 65’inden fazlasını işgal ederek ‘‘Millet iradesi bizi seçti’’ diyen bir ‘‘Başbakan’’ ve yüzde 10 barajını aşarak Meclis’e milletvekili gönderen bir ‘‘Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’’ sadece bir konuda anlaştılar! ‘‘Mevcut seçim sistemi’’ ile yeniden seçime gitmek(!) ‘‘Mevcut seçim sistemi’’ni savunan ve ‘‘milyonlarca oyun temsil edilmediği’’ seçim sisteminde, yüzde 10 barajına sığınarak ‘‘koalisyon hükümeti’’ ve ‘‘koalisyon kültürünün’’ kendi demokrasi anlayışlarına uygun olmadığını dile getiren ‘‘Başbakan’’ ile ‘‘Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın’’ TC seçmenleri adına karar verme ve fikir öne sürmeye hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Türkiye’nin esas sorunu, bir ‘‘erken seçim’’ veya ‘‘Cumhurbaşkanlığı seçimi’’ değildir. Sorun; insan haklarına ve evrensel hukuk kurallarına uygun olmayan ve partileri aldıkları ‘‘oy’’ oranında TBMM’de temsil etme yeteneği olmayan ‘‘seçim sistemi’’ ve ‘‘yüzde 10 barajıdır’’. Ülke talan edilirken soyulan ve çalınan sadece varlıkları ve değerleri değil, aynı zamanda çalınan ‘‘seçmen sandıklarındaki milyonlarca oy’’dur. Ahmet YAPINDI İmzalar Adalar için Adalar’da 2005 yılının sonbahar aylarından beri sürdürülen altyapı çalışmalarının çevrede yarattığı ağır tahribata karşı başlattığı imza kampanyası sürüyor. SİT alanı olan bölgenin yasaların gerektirdiği şekilde korunması için sorumluları göreve çağıran Adalar halkı hazırladıkları bildiride, yaşadıkları sıkıntıları ve meydana gelen tahribatı anlattılar. Bildiride, doğalgaz döşenmesi işi için yapılan ihaleyi alan müteahhidin Adalar’ın SİT alanı ve deprem bölgesi olduğunu dikkate almayan bir proje hazırladığı belirtildi. İnşaat çalışmaları plansız bir şekilde gerçekleştirildiği için İSKİ, Elektrik İdaresi, Türk Telekom, ambulans, itfaiye, fayton ulaşımı gibi hizmetlerden sorumlu kurumların tesislerine de büyük zarar verildiği ifade edildi. İstanbul’un tarihi yapı sı nedeni ile yapılan her türlü hafriyatta arkeolog denetiminin zorunlu kılındığı anımsatılan bildiride ‘‘Adalar’da bu kurala uyulmadı. Dolayısıyla tahribatla neleri yitirdiğimizin bile farkına varamadık. Bunun yanı sıra Büyükada’da çarşı içinde yaklaşık 3 bin sikkelik bir küp kırıldı ve yağma edildi’’ denildi. Bildiride, bitmek bilmeyen doğalgaz döşeme çalışmalarının yarattığı diğer sıkıntılar da şöyle sıralandı: ‘‘Kaldırımlar yürünemeyecek hale getirildiğinden Adalar halkının gerek yürüyerek, gerek faytonla ulaşımı neredeyse olanaksız kılınmıştır. Elektrik direklerine ve kablolarına verilen hasar nedeniyle uzun bir süre ilçenin sokak lambaları yanmadı. Plansız kazılar nedeniyle sık sık elektrik, telefon ve su kesintilerinden dolayı Adalar halkı mağdur edilmiştir. Mahkeme tarafından istenecek gerekli tespit için 100500 metre aralıklarla yapılacak sondaj kazılarıyla durumun uzmanlar tarafından rapor edilmesi gereklidir. Aksi halde olası doğalgaz kaçak ve patlamalarının sebep olacağı can ve mal güvenliği sağlanmamış olacaktır.’’ Tedavi yardımı esmi Gazete’de 1 Temmuz 2006 tarihinde yayımlanan tedavi yardımına ilişkin tebliğle devlet, tıp fakültesi, devlet hastanesi ve özel sağlık kurumlarına vaka başına ödeme yapacağını bildirdi. Örnek vermek gerekirse hastaneye dahiliye polikliniğine başvuran bir hasta için devlet 44 YTL ödeyeceğini bildirdi. Hastaya yapacağınız her türlü tahlil, röntgen, konsültasyon vs işlemler bu fiyatın içine dahil edilmiş ve ekstra hiçbir ücret ödenmeyeceği bildirilmiştir. Maliyetinin oldukça altında olan bu rakamla hiçbir özel ya da devlet hastanesinin ve tıp fakültesinin bu hizmeti vermesi mümkün değildir. Bunun doğuracağı sonuç ise hastalardan yapılacak işlemler için sağlık kurumlarından ek ücret talep edilmesi olacaktır. Buna göre de parası olan sağlık hizmeti alacak, olmayan ise makus kaderine terk edilecektir. İttifak yok! R C E L E Ş T İ R İ L E R Sayın İlhan Selçuk Yıllardan beri okuyucusu olduğum Cumhuriyet ile ilgili değerlendirmelerimi, yorumlarımı sık sık belirtiyorum. Yoğun okuyucu isteklerini ayrı ayrı yanıtlamanın mümkün olmayacağını biliyorum. ‘‘Sıfır Noktası’’ sütunu ve yazarı Sayın Oral Çalışlar’ın değerlendirmelerine karşıyım. Bazı örnekleri aşağıda sıraladım: Göçmen sözcüğünü açıklayabilir mi ve Güneydoğu göçmenleri deyimi ile ne anlatılmak isteniyor? Şemdinli’de patlayan bomba ile ölen PKK’li nasıl yurttaş oluyor? Hakkâri, Yüksekova, Mersin vb. pek çok yerde devletimize, bayrağımıza, üniter yapımıza yapılan saldırılar, bombalamalar, yağmalar hak arama mı oluyor? ‘‘Şu Çılgın Türkler’’, ‘‘Şemdinli’de Sınırı Aşmak’’ vb. kitaplar konusunda bu sütunda hiç mi yorum yapılmayacak? Salim EREL Dönem dönem değerli gazetemizle ilgili görüş, yorum ve eleştirilerimi, verdiğiniz okur adresine gönderiyor idim. Ama son dönemde, özellikle bazı yazarlar ve sayfalarla ilgili yorumlar (sadece ben değil, diğer CUMOK dostları da dahil) ilgi görmez oldu. Örnek verecek olursam; Bedri Baykam’ın dokunulmazlığı var. Otomobil sayfasının dokunulmazlığı var. Otomobil sayfasının yazarları, Türkçeyi katlettikleri halde ve biz bunları eleştirdiğimiz halde sizden de, okur sayfasından da ses çıkmıyor. Gazete öztürkçeyi savunurken otomobil sayfasının ayrıcalığı nedir? Cüneyt CANDAR A Ç I K L A M A Cumhuriyet, çalışanlarının ve okurlarının gazetesidir. Cumhuriyet’in özel yapısı nedeniyle okurları arasındaki iletişim, medyada ve tüm dünyada başka bir örneği olmayan ve eşine rastlanmadık biçimde yoğunlaşmıştır. Bu, ülkemiz ve basın dünyası adına da çok yararlı ve güzel bir gelişmedir. Bugün, Türkiye’nin her köşesinde çalışmalar yapan CUMOK’lar özgür iradeleri ile etkinliklerini sürdürüyor. CUMOK’ların ulusalcı bakışla yaptıkları çalışmalar her türlü övgüye değerdir. Cumhuriyet okurlarının birbirleri ile tanışıp fikir alışverişi yapmaları, ülkenin içinde bulunduğu koşulları tartışmaları ve Cumhuriyet gazetesinin daha etkin ve yaygın dağıtım olanaklarına kavuşması için oluşan CUMOK’lar gönüllülük esasına dayanan bir çalışma sistemini benimsemiştir. Cumhuriyet gazetesi hiç kimseye ya da CUMOK oluşumuna, diğer CUMOK’ların çalışmaları ve etkinliklerini yönlendirme konusunda bir yetki vermemiştir. CUMOK oluşumları ve gelişimleri konusunda bilgi edinmek isteyenlerin gazetemizde Dr. Alev Coşkun veya Dr. Erdal Atabek’e başvurmaları rica olunur. Cumhuriyet H. Esat YAVUZTÜRK CUMHURİYET 06 K KOŞULLAR umhuriyet gazetesinin 28 Haziran 2006 tarihli manşeti ‘‘CHP ittifakta yok’’ diye iri puntoyla haberi duyurdu. Bu haberin birikimini veya bulunduğu yeri koruyabilmek için ‘‘Az olsun benim olsun’’ diyen bencil insanların inatçı tutumundan kaynaklandığını düşündüm. Kendi benini, yani ‘‘öz çıkarını’’ öne alan insanın ‘‘vatan, millet’’ demesine inanılır mı?.. Arkasından gidilir mi?.. Bu gibi liderlere karşı olanlar bir araya gelerek toplu çıkışlarla onu istifaya zorlamalıdır. Halka inemeyen bu parti ve lideri her zaman kaybetmeye mahkumdur. Karşı partinin iktidara gelmesinden, halkıyla kucaklaşamayan partiler ve liderler sorumludur. ‘‘Tehlikenin farkında mısınız?’’ sayın liderler, lütfen tehlikeyi görün!.. Eğer ülkenizi ve ulusunuzu seviyorsanız, Cumhuriyeti, laikliği ve demokrasiyi kurtarmak istiyorsanız ikinci kurtuluş savaşında olduğumuzu lütfen görünüz. Kuvayı Milliye ruhunda olan ve halkı peşine takabilen liderlere ihtiyacımız var. Bu da bugünkü şartlar içinde özveri ve mutlak birleşmekle gerçekleşir. Unutmayın! Tarih sizi olduğunuz gibi yazacak!.. Özgür SAKINÇ Cumhuriyet, sayfalarını CUMOK’lara açtı. ‘‘Söz Okurun’’ sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer veriyoruz. CUMOK’lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genel sorunlarını yansıtmakta önemli işlevler üstleneceklerine inanıyoruz. ADD ve ÇYDD’nin var oluşlarını hızlandıracak iletişim ağının ‘‘Söz Okurun’’ sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. posta?cumhuriyet.com.tr Mektup Adresi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle