25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ AKP, üreticinin garantisi Fiskobirlik’i başarısız bırakmak adına tüm üreticinin yoksullaşmasına neden oluyor 9 Fındık üreticisi dibe vurdu AHMET ŞEFİK / ERDOĞAN ERİŞEN TRABZON / ORDU Asıl üretim alanı Karadeniz olan ancak bugün ülkenin 35 ilinde üretilen fındık, milyonlarca insanı ilgilendiriyor. Yarattığı 6 milyar YTL ’ye yakın ekonomik değer, yılda 1.5 milyar doları aşan ihracatla da ekonomik anlamda en önde gelen ürünlerden biri fındık. Bu kadar geniş bir nüfus kitlesini ilgilendirmesi ve özellikle Karadeniz’de başka bir ekonomik ürünle yeri doldurulamamasından dolayı da aynı zamanda sosyal bir ürün. Dünya üretiminin yüzde 70’inden fazlasını elinde bulunduran Türkiye, uzun yıllardır bu avantajını gerek fiyat ve gerekse piyasayı belirleme açısından kullanamadı. Bir yanda plansızlık, diğer yanda ise politik kaygılarla giderek genişleyen fındık alanları, özellikle üretimin fazla olduğu dönemlerde önemli sorunlar yarattı. Bugün sadece Doğu, Orta ve Batı Karadeniz’in sarp yamaçlarında değil, ne yazık ki çok daha farklı tarımın yapılabileceği taban arazilerde de fındık yetiştiriliyor. Bu durum hem verimli alanların yanlış kullanılmasına hem de gereğinden fazla üretimin olması halinde piyasanın düşmesine, devletin de üreticinin de zarara uğramasına neden olabiliyor. Ülkemizin bu önemli tarım ürününde her şey, son iki hükümet döneminde değişmeye başladı. IMF’ye verilen sözler gereği fındık üreticisinin örgütlü birliği Fındık Tarım ve Satış Kooperatifleri Birliği (Fiskobirlik) özerkleştirme programına alındı. Bu programın uygulanabilmesi için hükümetler de devlet desteğini sona erdiren bir yaklaşımı benimsedi. Hiçbir hazırlık yapılmadan ve yılların biriken sorunları çözülmeden gidilen bu yol, özellikle fındıkta önemli boşluklar yarattı. Üretici, piyasanın insafına terk edilirken Fiskobirlik de verilen sözlerin yerine getirilememesinden dolayı abartılı biçimde büyütülen borçlar nedeniyle kötü durumda gösterildi. Önceki sezon meydana gelen don olayı fiyatların yükselmesini de beraberinde getirdi. Böylece, devlet desteği olmamasına karşın Fiskobirlik’in doğru politikaları ile fiyat yüksek seyretti. Geçen sezon fındık ihracatı rekor kırarak 1.5 milyar doların üzerine çıktı. Fiskobirlik, geçen sezona 7 YTL civarında bir fiyatla başladı. Bu fiyat, bazı tüccarlar, ihracatçılar ve AKP hükümetini kızdırdı. Fiskobirlik, fiyatları bu düzeyde tutmak için ne kadar çaba harcadıysa da, AKP ve yabancı lobilerin ortaklığındaki tüccar kesiminin baskıları ağır geldi. Fiyatlar giderek düşmeye başladı. Bu sırada gerçekleştirilen Fiskobirlik kongresi ise bu iki kesim arasında hesaplaşmaya dönüştü. Bu hesaplaşmadan üretici desteğindeki Salih Erdem ve ekibi büyük bir zaferle, AKP desteğindeki grup ise hezimetle çıktı. İşte bu kongre iplerin koptuğu an oldu. AKP’nin desteklediği listenin Fiskobirlik kongresinde ağır bir yenilgiye uğramasının ardından birliğe yönelik baskılar arttı. Hükümet uzun süre Hazine’nin üstlendiği borçları ödeme konusunda sorun çıkardı. Ardından özerkleştirme programı ile birlikte Devlet Fiyat ve İstikrar Fonu’ndan (DFİF) desteklenme kararı alınmasına karşın hükümet, birliği bu kaynaktan destekleme konusunda engeller çıkardı. Diğer 6 birliğe bu fondan kaynak sağlanmasına karşın Fiskobirlik için fon kullandırılmadı. Bu kaynakların kullandırılmamasında Başbakan Erdoğan’ın başdanışmanlarından kabuklu meyve ihracatçısı Cüneyd Zapsu’nun etkili olduğu sık sık dile getirildi. Muhalefetin baskısı, üreticinin tepkisi üzerine birliğin Hazine borçları sıfırlandı. Bu kez de birliğin kredi almak için başvurduğu bankalardan olumsuz yanıtlar geldi. Hükümet, AKP kaynakları ile bazı tüccar ve ihracatçıların Fiskobirlik’e yönelik ağır eleştirileri, birliğin durumunun çok kötü olduğu yolundaki spekülasyonlar, birliğin üretici borçlarını ödeyemeyeceği iddiaları bu olumsuz yanıtta etkili oldu. Bu ortamda yeni kaynak bulamayan Fiskobirlik, üreticiye olan borçlarının bir kısmını ödeyemedi. Doğaldır ki bu durum fiyatların 5 YTL düzeylerine kadar düşmesi sonucunu doğurdu. Gerekli destekler sağlanmayan, kredisiz bırakılan ve istifaya zorlanan birlik yönetiminin hükümetle giriştiği inatlaşma, Başbakan Erdoğan’ın bölge ziyareti ile daha da netlik kazandı. Haziran ayında Giresun ve Trabzon’u ziyaret eden Erdoğan’ın, Fiskobirlik’i hortumculukla, beceriksizlikle suçlaması, el koymaktan söz etmesi piyasaları allak bullak etti. Fındık fiyatları 3 YTL civarına dek geriledi. Geçen eylülden bu yana süren fiyat savaşını hükümet kazanmış, iç ve dış fındık lobileri ciddi kârlar yapmış, Fiskobirlik tam anlamıyla köşeye sıkıştırılmıştı. Başbakan’ın her sözcüğü, üreticinin biraz daha yoksullaşmasına, ürününün bir hiç fiyatına düşmesine neden oldu. ? Gerekli destekler sağlanmayan, kredisiz bırakılan ve istifaya zorlanan Fiskobirlik yönetiminin hükümetle giriştiği inatlaşma, Başbakan’ın bölge ziyareti ile daha da netlik kazandı. Başbakan Erdoğan’ın, Fiskobirlik yönetimini hortumculukla, beceriksizlikle suçlaması, Fiskobirlik’e el koymaktan söz etmesi piyasaları allak bullak etti. Fındık fiyatları 3 YTL civarına kadar geriledi. Başbakan’ın her sözcüğü, üreticinin biraz daha yoksullaşmasına, ürününün bir hiç fiyatına düşmesine neden oldu. ? Üretici açısından yüksek rekolte, yüksek masraf, düşük fiyat, az kazanç demek. Peki ya tüccarihracatçı ve dışalımcı açısından? Kuşkusuz onlar için ne kadar düşük fiyat, o kadar yüksek kâr. İşte AKP hükümeti böyle bir ikilem içinde milyonlarca fındık üreticisini değil, bir avuç fındık lobisini destekliyor. Bir yanda plansızlık, diğer yanda da politik kaygılarla giderek genişleyen fındık alanları, özellikle üretimin fazla olduğu dönemlerde önemli sorunlar yarattı. FİSKOBİRLİK BAŞKANI: Boyun eğmeyeceğiz ürkiye’nin en büyük üretici birliği Fiskobirlik. Toplam 233 bin ortağı, 50 bağlı kooperatifi, üç şirketi ile bir dev. Onu asıl güçlü kılan tabii ki milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyecek kararları alması, politikaları uygulaması. Birliğin başında, yaşamının 40 yılını burada çeşitli düzeylerde yönetici olarak geçirmiş Salih Erdem bulunuyor. Önce sezonun başarılı politikası sonucu fiyat yüksek olmuş, üretici don olayına karşın ürününü önemli ölçüde değerlendirmiş, ihracat ise 1.5 milyar doları aşarak rekor kırmıştı. Geride bırakmak üzere olduğumuz sezonda da aynı politikayı sürdürmek istedi Fiskobirlik. Ama büyük çaplı bazı tüccar ve ihracatçıların hışmına uğradı. Hükümetin de katkılarıyla fiyatlar düşürüldü. Fiskobirlik’in üreticiye 135 milyon YTL borcu kaldı. Fındık fiyatları ise dibe vurdu. Fiskobirlik yönetimi bu durumdan en büyük sorumlu olarak hükümeti görüyor. Başbakan’ın Trabzon ve Giresun gezilerinde birlik yöneticilerini hortumculukla suçlaması ise tepkileri arttırdı. Erdem, birliklerle ilgili iddialara şöyle yanıt veriyor: ? Fındık üreticisi ve Fiskobirlik hiçbir zaman ‘‘hortumcu’’ olmamış, bilakis ‘‘hortumcularla’’ mücadele etmiştir. Bu değerlendirmeyi şiddetle reddediyoruz. ? Son 6 yıl devletin fındığa hiçbir kaynak sağlamadan, yaklaşık 6 milyar dolar gelir elde ettiği ortadadır. İktidar partimize mensup bölge milletvekillerinin ve son olarak Başbakanımızın yönetim kurulumuza takındığı demokrasi açısından hiç hoş olmayan bu yaklaşımlar, üreticimize büyük bedellere mal olurken üreticinin örgütünü güçsüz kılmaya, köşeye sıkıştırmaya çalışanlara cesaret ve güç vermiştir. Bu antidemokratik yaklaşımlar, ‘‘kendinden olmayanı kabullenememe güdüsü’’ sadece 2005 yılı ürününde fındık üreticisinin 500 trilyon lira az para kazanmasına ve ülkemize fındıktan 500 milyon dolar gelir kaybına neden olmuştur. Başbakan’ın olumsuz konuşması sadece birliğimiz depolarındaki 51 bin ton fındığın değerini 35 trilyon lira düşürmüştür. ÜKÜMETE KARŞI ÇAĞRI ? Fındık üreticisinin talep ettiği krediyi ‘‘Tüyü bitmemiş yetim hakkı’’ olarak ifade etmek kabul edilir değildir. Fındık geliri bu ülkenin kalkınmasına tarih boyunca kaynak olmuştur. Bugün ise fındık üreticisinin tüyü bitmemiş yetiminin hakkı verilmemektedir. Tüm Karadeniz halkını bu çıkmaz politika karşısında duyarlı olmaya çağırıyorum. Karadeniz’in fındıktan başka dayanağı yoktur. Üreticimiz kimin kimden yana olduğunu iyi değerlendirmelidir. Bütün bu yapılanların altında, yeniden fındık fiyatlarını 1 dolarlar seviyesine çekme planları yatmaktadır. PİYASANIN İNSAFINA BIRAKILDI... T Dünya üretiminin yüzde 70’inden fazlasını elinde bulunduran Türkiye bu avantajını fiyat ve piyasayı belirleme açısından kullanamıyor. DİYOR? İPLERİN KOPTUĞU AN ‘Bir kalemde silip attılar’ MUSTAFA SEYİZ IMF’nin dayatmalarıyla beraber özellikle tarımda uygulanan sübvansiyon tamamen ortadan kalktı. Hükümetin belirlediği politikalar emekçinin yanında olmadığının göstergesidir. Gerçekten parası olandan yanadır. Erdoğan ve Zapsu kafa kafaya verip fındık politikasını belirlemiştir. 20052006 yılında gördük ki Fiskobirlik’e kredi verilmemesi için ellerinden geleni yaptılar. Karadeniz halkını kötü günler bekliyor. Gelecekte fındık politikası nasıl olacak, biz bunu düşünmeliyiz. HAYRİ SUNGUR Fındık üreticisi gerçekten mağdur olmuştur. Devlet üreticinin yanında yer almalıdır. Geçimini tarımla yani; fındıkla, tütünle, çayla temin eden insanlar bu ülkenin ekonomisine en büyük katkı sağlayan insanlardır. Şimdi devlet olarak kooperatifleri desteklemeyeceksin de neyi destekleyeceksin? Gelen iktidarların hepsi aynı. Bir yıldır adam fındığını vermiş parasını bekliyor. Bu kadar düştük mü? YASEMİN ASLANOĞLU Fındık üreticisi 9 aydır ürününün karşılığı olan parasını alamıyor. Üretici tüccara da, devlete de güvenmiyor. Üretici cebindeki parasını fındığa yatırıyor, çalışıyor, çabalıyor ve karşılığını alamayınca umutsuzluğa kapınıyor. Başbakan Danışmanı Cüneyd Zapsu’nun fındık ihracatı yaptığını ve fındık fiyatının düşürülmesi için lobi girişimi yaptığını biliyoruz. Seçim girişimleri yaklaşırken dinimizin, laikliğin, fındığın nasıl siyasete alet edildiğini görüyoruz. Şimdi bu durumda bizim üreticimiz ne yapsın? Böyle bir politikayı kim onaylayabilir ki, önümüzdeki sezondan da umutlu değilim. SELAHATTİN KÖROĞLU 6 ton fındığım vardı. Hâlâ para mı alamadım. Bu konuda AİHM’ye bile başvurmayı düşünüyorum. Ülkenin sahibi çiftçidir. Bunu göz ardı eden hükümetlere artık güvenmiyoruz. Bu yıl Fiskobirlik’in fiyatı ve rekolteyi açıklarken çok dikkatli açıklamasını istiyoruz. Bir daha bu rezilliği yaşamak istemiyoruz. MUHARREM KILIÇTAŞ AKP sayesinde ürünümüzü maliyet fiyatına bile satamaz duruma geldik. Sezon öncesi hem Fiskobirlik hem de bu kuruma destek vereceği sözü veren AKP milletvekillerine ve Tarım Bakanı’na güvenerek fındığımı 6 YTL ’ye satmadım. Şimdi 3 YTL ’ye nazlanarak alıyorlar. Bir hükümet üreticisini, kendi Hazinesine girecek parayı düşünmez de nasıl birkaç tüccarı korur, anlamak mümkün değil. ALİ KARYAĞDI Bugün gündemde kalmak isteyen her siyasetçinin elinin altında fındığı görüyoruz. Siyasete alet edilen bir sorun kolay kolay çözülmüyor. Gelecek sezon da aynı sorunları yaşamamak için kararlarımızı sükunetle vermemiz gerekiyor. AB’ye girmeye hazırlanan bir ülke olarak üreticini nasıl sahipsiz bırakırsın? AHMET AKYÜREK Bu hükümet geçimini fındıktan sağlayan milyonlarca kişiyi bir kalemde silip attı. Varsa yoksa Zapsu... Biz bu hükümete oy vererek aslında kendi bindiğimiz dalı kesmişiz. ÜRETİCİLERİ KREDİ UMUTLARI BOŞA ÇIKTI NE H FINDIK ASIL DARBE ERDOĞAN’DAN ‘Önlem alınmazsa çiftçi biter’ ÖZER AKBAŞLI (Giresun Ziraat Odası Başkanı) Fındık son yıllarda yokluğu nedeniyle iyi para ediyor. Ama birileri iyi para etmesinin önünde engel oluyor. 12 yıl önce fındığı 1.5 dolara satıyor ve 3.3 kilo fındıkla 12 kiloluk tüp alırken bu yıl 5 dolara fındık sattık ama 4.3 kilo fındıkla 12 kiloluk tüp alabildik. Verdiğim rakamlardan da anlaşılacağı üzere maalesef fındığın alım gücü geride kalmıştır. Her şeyin değerinin arttığı bir piyasada maalesef tarım değer kaybediyor. Tarımdaki gerilemenin önü, bir dizi radikal tedbirler alınmazsa, gelecekte tarım arazilerinde yaşayan ve tarımsal üretim yapan çiftçi bulunamayacaktır. ONUR ŞAHİN (Ordu Ziraat Odası Başkanı) Eğer dövizlerin yükselmesi fındığa yansıtılsaydı fındık şimdi serbest piyasada 5 YTL olurdu. Oysa şu anda 3.50 YTL civarında. Şunu kabul etmek gerekirse fındık için artık serbest piyasa diye bir şey de kalmadı. İktidarın da bu konuda fındık üreticisine sahip çıkmaması tam bir tekelleşme yaratmıştır. Şu anda serbest piyasada yüzlerce insan değil, 34 kişinin tekelleşmesi vardır. Ne yazık ki Sayın Başbakan da fındık olayını bu tekelin eline bıraktı. ŞADAN EREN (Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı) Türkiye’de kayıtlara göre 550 bin hektar olarak görülen fındık alanları, gerçekte 700 bin hektarın üzerinde. Üretimden ihraca dek sektör 5 milyon kişiyi direkt veya dolaylı etkilemektedir. Üretime ilişkin sorunların başında üretim alanlarının genişlemesi bulunuyor. Fındıkta üretim artışının kaynağının üretim alanlarındaki artış yerine verimlilikteki artışla sağlanabilmesi için, yapısal değişikliğe imkân verecek tedbirlerin alınması gerekir. Önümüzdeki süreçte uygulanacak fındık politikalarında belirlenecek stratejilerde fındığın mamul olarak ihraç edilmesi ön planda olmalı. SEBAHATTİN ASLANTÜRK (Trabzon Ticaret Borsası Başkanı) Devletin günlük politikalar uygulaması bugünkü tabloyu ortaya çıkarmıştır. Fındık ve çay gibi iki temel ürünün üretildiği Doğu Karadeniz’de tarım alanlarının veraset yoluyla parçalanması, küçük arazilerin tarımsal yönden ekonomik ve verimli olmayışı bu iki ürünü olumsuz etkilemektedir. Türk ve bölge tarımının temelinde yatan bu problem, üretim alanlarının bölünüp parçalanarak verimli olmaktan çıkarılmasının önüne geçilmediği sürece artarak devam edecektir. Köylüyü geçindirememekte, daha net bir ifadeyle Türk köylüsünün çiftçi özelliği kazanmasını engellemektedir. Y A R I N : Ç A Y Ü R E T İ C İ S İ D E K R İ Z D E CUMHURİYET 09 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle