23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Ortadoğu yeniden gasp edilip paylaşılırken KEDİ GÖZÜ VECDİ SAYAR Mahmut Derviş’i okumak nu anlayalım...’’ G8 ülkeleri Beyrut’un feryadını duymadı, kulaklarını tıkadı. Ne yapalım, İsrail kendi savunmasını güvenceye alıyor dedi. Egemen güçler daha önce de, kırk yıl önce de, yirmi yıl önce de, Sabra ve Şatilla katliamında da aynı şeyi söylediler. Şiir umudu biler ‘‘Ben mezbahanın şahidi / Ve haritanın şehidi / Ben basit sözcüklerin çocuğu / Çakıl taşlarının kanatlarını gördüm / Gördüm silahların çığlığını / Bizde, yüreğimizin üstüne kapatılan kapıyı / Yerlerimize konulan haczi...’’ ‘‘Basit sözcüklerin çocuğu’’, çağdaş Filistin şiirinin en özgün şairi Mahmud Derviş’i yeniden yeniden okumanın zamanıdır şimdi. Toprakları İngiliz işgalindeyken doğmuştu. Celile kentinin yakınlarındaki minicik bir köyde. Yedi yaşındaydı 1948’de evi köyü bombalandığında ve toprağa kapaklanarak dağlara kaçtığında... Kurşun yağmurları altında ailesiyle birlikte Lübnan’a sığındığında... Belki de o günlerde içine attı ve yıllar boyu yeşertti, ‘Toprak Kasidesi’nin tohumlarını... Çünkü toprak ona ‘Mücadele et’ diyordu. O da şiirle mücadele etti. Yukarıda alıntı yaptığım dizeler ‘Toprak Kasidesi’ndendir. ‘‘Mart ayında, intifada yılında, toprak bize söyledi gizlerini toprağın’’ diye başlayan, ‘‘Ben, toprak’’ diye süregelen o destan, acıyla umudu, bir arada yoğurur. Filistin’de acı hiç dinmedi. Toprakları gasp edilmiş, kendi ülkesinde mülteci olarak yaMahmud Derviş, İsrail hapishanelerinde yattıktan sonra, Lübnan’da iç savaşa tanıklık ettikten sonra, sürgün yıllarından ve katliamlardan sonra dolaştığı Arap kentlerinde düş kırıklığı yaşayacaktı. Siyasi İslamın iç çatışmalarının faturasını bu ülke halklarının çektiğini görmek, anlamak için, şair ya da müneccim olmaya gerek yok! Son günlerde elimden düşürmediğim ‘Beyrut Kasidesi’ kitabından ‘‘Araplar ruhlarını sattı / Araplar kayboldu / Maskeler düştü’’ dizeleri aklıma takılıyor, tam da son gelişmeleri yabancı televizyon kanallarından birinde izlerken... Bir yorumcu, ‘‘ABD ve İsrail’in tüm umudu, Ortadoğu’yu bir an önce topyekun saracak bir SünniŞii çatışmasında...’’ diyor. Kısa bir süre önce ‘Le Monde’ gazetesinde Mahmud Derviş’le yapılmış bir röportaj yayımlandı. Orada şair, seçimden Hamas’ın galip çıkmasına hiç şaşmadığını söylüyor; yıllarca onca acı çeken, zulüm gören Filistinlilerin, ‘‘Nasılsa bu yaşadıklarımızdan daha kötüsünü yaşayamayız, bir de bunu deneyelim’’ diyerek sandığa gittiklerini belirtiyor, bu sonuçtan İsrail’in sorumlu olduğunu vurguluyordu. 2003 Yılında Nâzım Hikmet Şiir Ödülü’ nü alan, ‘‘vatanım heybem / heybem vatanım’’ diyen Mahmud Derviş’in Alkım Yayınları’ndan çıkmış yüz sayfayı aşkın ‘‘Beyrut Kasidesi’’ni okuyun. (Türkçesi, Metin Fındıkçı’nın. Bu yazıda kullandığım ‘Toprak Kasidesi’nin çevirisi de onun.) Şiir, savaşları belki durduramaz ama; savaşlara karşı mücadeleyi ve duyarlılığımızı biler. www.zeynep@zeyneporal. com Faks: 0212 257 16 50 Zeynep Oral yarın saat 19.00’da Alaçatı Dost Kitabevi’nde yeni kitabı “Meslek Yarası” ile önceki kitaplarını imzalayak. Meslek Yarası Her mesleğin yarası farklıdır elbet. Ama hiçbiri yazar ve gazetecilerinki kadar yoğun olmasa gerek. Dünyanın dört bir yanındaki sorunlara tanık olmak, tanımadığı insanların acılarını paylaşmakla geçer ömrü yazarın. Bu zorlu meslekte karşısına çıkan engeller arasında en ağırlarından biri, yaptığı işin değerinin bilinmemesi, çalıştığı ortamda hak ettiği ilgi ve saygıyı görememesidir. Sansürler, gizli ve açık baskılar, yapılan işin maddi bir karşılığının olmaması (daha doğrusu, maddi karşılığının olmadığı bir toplumda yaşamak) gibi engeller de cabası. Çekilen sıkıntıların tek bir karşılığı vardır; yazarla okuru arasında oluşan sevgi bağı... Pek çok insanın yaşam çizgisinde yazarların belirleyici bir rolü olmuştur sanırım. En azından benim için öyle oldu... Zeynep Oral’la tanıştığım günü nasıl unuturum. Onat Kutlar’ın ısrarı üzerine elimde bir sinema yazısı, Milliyet Sanat’ın kapısını çaldığımda gördüğüm o güler (ve güzel) yüzü... Zeynep’in Paris’ten gönderdiği yazılar, beni öyle etkilemişti ki sanattan başka bir şey düşünemez olmuştum. Zeynep’in yazıları, dünyayı, başka insanları, başka kültürleri keşfetmek isteyen bir gence ilaç gibi geliyordu. Mimarlık öğrenimini bitirdiğim yıl kendimi sanat ortamının içinde buluvermiştim. AST’ta sahne tasarımları yapıyor, bir yandan da Yeni Ortam’a, Hayati Asılyazıcı’nın yönettiği sanat sayfasına Ankara’dan sanat haberleri gönderiyordum. Onat’ın çağrısı üzerine Ankara’yı bırakıp İstanbul’a geldiğimde, Zeynep Oral uzaktaki kahramanım olmaktan çıkmış, editörüm ve arkadaşım oluvermişti. Sanatla yatıp sanatla kalkan bir genç için bundan büyük bir şans olabilir mi? ??? Bugünün gençleri arasında da Zeynep’in tutkulu okurları vardır elbet. Onun gibi bir yazar olmayı kendine amaç edinenler de... Aksine düşünmek bile istemiyorum. Tabii, gençlerin Zeynep’leri kendine örnek alabilmesi için Zeynep’lerin çoğalması gerek. Peki, giderek magazinleşen basın dünyamızda bu nasıl olacak? Zeynep’lerin direnmesinden başka çare yok... Koşullar ne kadar ağır, yaralar ne kadar derin olursa olsun... Zeynep, kaç alanda birden sürdürdü mücadelesini. Bir yandan kültürle ilgisi sınırlı basın dünyamızda sanata yer açmaya çalışırken kadın sorunları gündeminden hiç düşmedi. Uluslararası toplantılarda kadınlarımızı en etkin biçimde temsil etti. TürkYunan dostluğunun gelişmesi için ciddi emek verdi. Geçenlerde statlardaki şiddete karşı yazdığı yazılar nedeniyle Milli Olimpiyat Komitesi’nden aldığı ödül, Zeynep’in ilgi alanının ne denli geniş olduğunu kanıtlıyordu. Ama en önemli katkısının, sanat ortamımızı dünya sanat ortamı ile buluşturmak olduğunu düşünüyorum. Zeynep Oral’ın pek çok kitabı içinde ‘‘Meslek Yarası’’nın özel bir yeri var. Bu kitapla, özyaşamöyküsünden kesitleri, kaygılarını, sevinçlerini ve kavgasını en yalın ama en etkili biçimde anlatırken, sanatı tutkuya, tutkuyu sanata dönüştürebilmenin güzelliğini sergiliyor ve gençlerin önünde yeni ufuklar açıyor. Tabii meslekten olanlar için farklı bir anlamı daha var kitabın. ‘‘Meslek Yarası’’nı basın dünyamızın kadir bilmezliğinin, acımasızlığının bir belgesi olarak da okuyabilirsiniz. ??? ‘‘Ben bu odayı, bizim odamızı en çok dostluklar için, dayanışmalar için sevdim... ‘Hoca’larla tadına doyamadığım sohbetler için sevdim. Bu odada sürekli yeni bir şeyler öğrendiğim, öğrenmenin sonu olmadığını kavradığım için, bir işe yaradığımı hissettiğim için sevdim... Kendi sınırlarımı aştığım için sevdim... Ben bu odayı, Babıâli geleneğinin bir devamı olduğu için sevdim... Kendi gazetecilik tarihimin izdüşümü olduğu için sevdim... Bu odada kendi coğrafyamın ufkunu daha da uzaklara taşıyabildiğim için sevdim... Ben bu odayı, Haldun Taner’in öyküleri, Onat ve Yavuzer’in kahkahaları, Yaşar Kemal’in gümbürdeyen sesi, Aziz Nesin’in kışkırtmaları, Behçet Necatigil’in, Tütengil’in, Sabahattin Kudret Aksal’ın, Vedat Günyol’un sessiz sakin açıklamaları odanın her köşesine sindiği için sevdim... Ben bu ‘bizim oda’yı, çerden çöpten, her şeyden çok sevdim...’’ Biz de seni çok seviyoruz Zeynep... Kendi ufkunla birlikte bizim ufkumuzu da uzaklara taşıdığın için... Bütün yaptıkların ve yapacakların için... vecdisayar?yahoo.com şamaya mahkum edilmiş bir halk... Dünya, Güney Afrika’daki ‘Apartheid’ rejimini lanetlerken, İsrail’in Filistin’e uyguladığı ‘Apertheid’i görmezden geldi. Lübnan’da ise umut her geçen gün azalıyor. Umut, İsrail bombaları altında, siyasi İslamın iç çatışmaları arasında, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi doğrultusunda yok olup gidiyor. Mahmud Derviş’in çocukken sığındığı Lübnan, küllerinden yeniden doğmuş olan Lübnan, bir kez daha kan içinde. Şairin, ‘‘Beyrut öykümüz / Beyrut yemeğimiz / Beyrut Allah’ın haberi. / Denedik seni denedik. / Bu gizi sana kim verdi? / Seni kim adlandırdı? / Yaramızın üstünde se ni kim yükseltti?’’ dediği Beyrut, kan içinde... ‘Beyrut Kasidesi’ ‘‘Beyrut bütün kasidelerde meçhul’’ olduğu içindir ki, şiir dünyasına ‘‘Beyrut Kasidesi’’ gibi bir başeser armağan etti. ‘‘Uçaklar ve Amerika’nın suskunluğu bizi uyandırır / Ve Amerika Amerika’sıyla / Ve ufuk bu havayı semirir / (...) Bizler çıplak, bizleri ne ufuk örter ne de gösterilen mezar / Ey... Ey Beyrut’un kırık günü çiçeklerinde / Azıcık çabuk ol / Çabuk ol son feryadımızın nerede olduğu DİKİLİ ŞENLİĞİ 27 AĞUSTOS’A KADAR SÜRECEK Her şey çocuklar için... Kültür Servisi Dikili Belediyesi tarafından ‘Yeni Ufuklar, Yeni Umutlar’ söylemiyle düzenlenen ‘Dikili Barış Demokrasi ve Emek Şenlikleri’, 22 Temmuz’da başladı. Bu yıl 6 haftaya yayılan ve her hafta sonu cuma, cumartesi, pazar günleri etkinliklerin gerçekleştirileceği şenlikler, 27 Ağustos’ta sona erecek. Etkinlikte, bugün, yarın ve 30 Temmuz günleri çocuklara ayrıldı. Bu nedenle yarın 04 Kafe’de, saat 16.00’da Cihan Demirci ve Aydoğan Yavaşlı’nın konuşmacı olarak katılacağı ‘Çocuklar Geleceğimizdir’ başlıklı söyleşi gerçekleştirilecek. Mizah yazarı olmalarının yanında, ‘çocuk kitapları’ da yazan Cihan Demirci ve Aydoğan Yavaşlı’nın bu söyleşisinin ardından aynı gece Çamlaraltı’nda halk dansları gösterileri yapılacak ve Sevgi Yolu’nda da Belediye Çocuk Korosu ve Balesi sahneye çıkacak. 30 Temmuz Pazar günü ise saat 16.00’da Prof. Dr. Hüsnü Uçar, Gonca Ezgi İskele Kafe’de ‘Çocuk Cinsel Eğitimi’ başlıklı söyleşiyi gerçekleştirecek. Aynı gün saat 21.00’de de ‘TürkYunan Çocukları Barış Eğitim Kampı’ filminin galası yapılacak. ESAS NO: 2004/104 / KARAR NO: 2005/1301 Davacı Erol Yıldırımtürk vekili Av.M.Ferhat Totuk tarafından davalı Rasiha Özger ve arkadaşları aleyhine ikame olunan Tazminat davasının mahkememizde yapılan yargılama sonunda aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve işbu karar davacı vekili tarafından 26.10.2005 tarihli dilekçe ile de temyiz edilmiştir. HÜKÜM: Açılan ve sabit olmayan davanın REDDİNE, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,Harçlar yasası gereğince alınması gereken 11.20 YTL.harcın peşin alınan 27.00 YTL.harçtan düşümü ile 15.80 YTL.harcın dava kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine, Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca takdiren tayin edilen 240.00 YTL.vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, yasal yollar açık olmak üzere verilen karar davalılardan Ekrem Serdar Çelikoyar Adile Gülay Mengüç ve Serpil Molvalı’va tebliğ edilememiş ve tüm aramalara rağmen adresi tesbit edilemediğinden adı geçene karar tebliği ve davacı vekilinin temyiz dilekçesi yerine kaim olmak üzere İlanen tebliğ olunur.07.06.2006 Basın: 36925 KARŞIYAKA 2.SULH HUKUK MAHKEMESİ Erzurum Satış Müdürlüğünden Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti adedi, evsafı: Erzurum Merkez Gez Mahallesi Rızabey sokakta Tapunun ada 5552, parsel 4 de kayıtlı Rasim Akbaş ve arkadaşları adına kayıtlı tamamı 880 M2, tapuda kargir ev ve arsa vasfında,keşif günü itibarıyla arsa vasfinda, doğusunda kuzeyinde ve güneyinde 8 katlı apartmanlar mevcut, çevresinde yerleşim alanları mevcut ulaşım problemi bulunmayan,tüm sosyal imkanlardan yararlanan taşınmazın M2 birim fiyatı 495,50 YTL, Toplam değeri 436.040,00 YTL bedelli taşınmaz satışa sunulmuştur. Satış Şartlan: 1 Satış 15.09.2006 günün saat 14:30 dan 14:40 e kadar Erzurum Sulh Hukuk Mahkemesi Duruşma salonunda açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60 ını ve rüçhanlı alacaklılar var ise alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 25.09.2006 günü aym yer ve saatte ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki artırma bedelinin malm tahmin edilen kıymetinin % 40 mı bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20 si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarım hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddiaları dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp da daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki fark dan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsil ‘en mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin girebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gösterilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/13 sayılı dosya numarası ile Satış Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur satış ilam maliklerden NURETTİN AKBAS, ABDULBAKİ AKBAŞ, SEVGİ YAHŞİ, AYSER KAPANCI (ARSLANCAN) ZEHRATATLI (ARSLANCAN) SENGÜLAKYEL (ARSLANCAN), EMİNE BİLGİNER (ARSLANCAN), MEMDUHA KIVANÇ, NURHAN KIVANÇ, FAİKA BARUTÇUGİL,ERPEM BARUTÇUGİL, EROL BARUTÇUGİL, ORHAN BARUTÇUGİL, ERDOĞAN BARUTÇUGİL, MELEK BARUTÇUGİL, AYŞE NILGÜN YILDIZALP (BARUTÇUGİL) ŞÜKRÜ BARUTÇUGİL, ÖNDER BARUTÇUGİL tum aramalara rağmen bulunamadıklarından dava dilekçesi ye mahkeme karanda ilanen tebliğ edildiğinden, satış ilanıda bu maliklere gazete ile İLANEN TEBLİĞ OLUNUR 10.07.2006 (lc.İf.K.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleride dahildir. Basın: 36626 ERZURUM SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MÜDÜRLÜĞÜ SAYI 2006/13 SATIŞ GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA İLANIN MALİKLERE TEBLİĞİ ESAS NO : 2002/769 / KARAR NO : 2004/519 / TEM.NO Mehmet Selcan vekili Av. Nazmi Erişir tarafından Melda ATEŞ , Emine KILIÇ v.s. hakkında açılan geçit hakkı davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda davanın kabulüne dair 25.11.2004 tarih 2002/769 esas 2004/519 sayılı karar davalılardan Sayime Aklan(İşçan) vekili Av.Vedat Öztürk’ün temyizi üzerine Yargıtay H.Hukuk Dairesi Başkanlığının 26.1.2006 tarih 2005/10175 esas 2006/297 sayılı kararı ile bozulmakla, bozma ilamı ARND Str.44 10961 BERLİN/ALMANYA adresinde ikamet eden davalılardan Emine KILIÇ’a adresinde bulunamaması sebebiyle tebliğ edilememiş, Sakarya ili Beşevler köyünde oturan kardeşlerinden de davalının tebligata sarih adresi aynı adres bildirilmiş olmakla, bozma ilamının ilanen tebliğine karar verilmiştir. ARND Str.44 10961 BERLİN/ALMANYA adresindeki davalı Emine Koyun(KILIÇ) a Yargıtay bozma kararının iş bu ilamın gazetede yayınlandığı tarihten 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılıp, 22 gün sonra tashihi karar talep edilmediği takdirde dosyanın yeniden esasa alınarak yargılamasının devam edeceği hususu ilanen tebliğ olunur. 11.05.2006 Basın: 37024 SAKARYA ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ : 2005/84 İLAN CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle