27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 ‘Uluslararası toplum iktidarsız’ BM kendi temsilcilerinin öldürülmesini bile kınayamazken İsrail, Roma konferansında Lübnan’daki saldırılarına yeşil ışık yandığını bildirdi. Rus gazetesi Vremia Novostei, durumu yukarıdaki başlıkla özetledi Dış Haberler Servisi İsrail’in Lübnan’daki kanlı saldırılarını kınayamayan Birleşmiş Milletler kendi temsilcileri öldürüldüğünde bile sesini çıkaramadı. İsrail, ateşkes konusunda uzlaşmaya varılamayan Roma konferansında Lübnan’daki operasyonları sürdürme izni çıktığını bildirdi. BM Güvenlik Konseyi, geçen salı gecesi İsrail tarafından Lübnan’da bir BM gözlem noktasına düzenlenen ve 4 gözlemcinin ölümüne yol açan saldırıyı kınayan bildiri üzerinde ABD’nin karşı çıkması nedeniyle anlaşamadı. BM binasına bombardımanda Finlandiya, Çin, Avusturya ve Kanada yurttaşı BM gözlemcileri ölmüş, saldırının kasıtlı olabileceği belirtilmişti. Oturumda Çin sert bir kınama istedi. Çin metinde saldırı için BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın kullandığı ‘‘kasıtlı gibi görünen’’ ifadesinin de kullanılmasını istedi ancak ABD bu istekleri reddetti. ABD’nin BM Büyükelçisi John Bolton, ‘‘Amacımız 4 gözlemcinin ölümü konusunda bir açıklama yapmak. Bunu ateşkes ya da daha geniş askeri konulara genişletmek değil’’ dedi. BM Güvenlik Konseyi dönem başkanı Fransa’nın Büyükelçisi JeanMarc de La Sabliere, Konsey’in ‘‘oybirliğiyle BM barışı koruma personelinin güvenliğinin BM Güvenlik Konseyi’nin sorumluluğunda bulunduğunu söyleyeceğini’’ belirtti ancak Konsey’in olayı değerlendirme şekli üzerinde bir uzlaşma sağlayamadığını kaydetti. BM diplomatları, başkanlık bildirisi metninin önceki gün saatler süren görüşmelerde, Washington’ın ısrarıyla en az üç kez yumuşatılması amacıyla değişikliğe uğradığını belirttiler. 15 üyenin oybirliğiyle kabul etmesi gereken başkanlık bildirisinin zorlayıcılığı bulunmuyor. Metnin basına dağıtılan ancak ABD tarafından reddedilen son halinde, saldırı doğrudan kınanmazken, ‘‘BM personeline karşı girişilen her türlü kasıtlı saldırı kınanıyor ve bu çeşit hiçbir saldırının kabul edilmeyeceğinin’’ altı çiziliyor. Metinde, ‘‘İsrail kuvvetlerinin bir BM noktasına ateş açması Konsey’de şaşkınlık ve üzüntü yarattı’’ deniliyor. söyledi. Ramon, ‘‘Roma’da Hizbullah Güney Lübnan’dan yok oluncaya ve silahsızlandırılana dek operasyonlarımızı sürdürmek için izin aldık’’ dedi. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, konferansın sonuçlarından memnun olduklarını belirterek Washington’ın tecrit edilmediğini savundu. Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’daki Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği forumuna katılan Rice, uçakta yaptığı açıklamada, ABD’nin İsrail ile Hizbullah arasında acil ateşkes yapılmasına karşı çıktığı için yalnız kalmadığını söyledi. Rice, çoğu ülkenin ateşkes istemediğini belirtti. Roma konferansının başarısızlığı dünya basınının da manşetine taşındı. Rusya’da yayımlanan Vremia Novostei, hiçbir ortak stratejinin hazırlanamadığını ve sonuç bildirisindeki ateşkes çağrılarının somut bir tarih vermediğini ifade etti. Haberde, ‘‘Çatışma bölgesindeki durum kötüleşiyor, bu da uluslararası toplumun iktidarsızlığını gösteriyor’’ denildi. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI İşbirlikçi Terör ile Antiemperyalist Başkaldırıyı Karıştıranlar ABD ve AB için terör, Ortadoğu’da yeniden yapılanmanın en önemli araçlarından birisi olarak kullanılmaktadır. ABD ve AB, ‘‘PKK’yi terör örgütü olarak tanımlamalarına rağmen’’ onu Türkiye’ye karşı Ortadoğu’nun yeni sömürgeciliğinde en önemli silah olarak görüyorlar. PKK, ABD ve AB’nin terör listesinde ise Türkiye’nin bu örgüte karşı her türlü önlemi alma ve operasyon yapmasına destek vermeleri gerekmez mi? Aksine, Ankara üzerinde baskı yaparak, bu terörün Türkiye ve bölgeyi yıpratmasına destek veriyorlar. Eşref Bitlis, ‘‘onların bu baskısına rağmen terörü ortadan kaldırmak istediği için’’ hedef alındı. Kuzey Irak’taki Kürtçü oluşum ABD, İngiltere ve İsrail tarafından 1990’dan beri planlı bir biçimde hazırlandı. ABD ve AB, ‘‘onlar benim teröristim’’ diyorlar. Silah ve para yardımı yanında her türlü siyasal desteği veriyorlar. Avrupa Parlamentosu’nun 1993 yılından başlayarak aldığı kararlara bakarsak bu siyasi desteği görürüz. Bugün Güneydoğu’daki bazı belediyeler Washington ve Brüksel’in maşaları durumuna gelmişlerdir. Ortadoğu’da terörün en büyük kaynağı ABD ve Avrupa’nın bu bölgedeki sömürgeci ve baskıcı politikalarıdır. Demokrasiyi son 60 yılda sürekli engellediler. Bunun sonucunda bölgede iki çeşit terör ortaya çıkmıştır; ya PKK gibi ABD ve AB’nin destekleyerek ürettiği bir terör örgütü vardır; ya ABD (ve AB) sömürgeciliğine karşı başkaldıran Hizbullah, Hamas, FKÖ gibi Batı’nın terör örgütü adını verdiği örgütler ortaya çıkmıştır. PKK, Talabani ve Barzani; ABD, İngiltere ve İsrail sömürgeciliğinin bölgedeki işbirlikçileri konumundadırlar. Washington ve Brüksel ile işbirliği yapan bizdeki kimi İslamcı siyasilerle aynı konumdadırlar. Her ikisi de Batı’nın bölgedeki yeni sömürgeciliğine hizmet etmektedirler. İsrail: Operasyona izin çıktı Ateşkes sağlanması umuduyla İtalya’nın başkenti Roma’da yapılan uluslararası konferansın görüş ayrılıkları nedeniyle sonuçsuz kalması ABD ile İsrail’i sevindirdi. İsrail Adalet Bakanı Haim Ramon, ülkesinin, önceki gün yapılan konferansta Lübnan’daki operasyonlarını sürdürmek için gerekli izni aldığını Kara harekâtı genişlemeyecek Bint Cbeyl İsrail’i korkuttu Dış Haberler Servisi Lübnan’a 12 Temmuz’dan bu yana bomba yağdıran İsrail, hava saldırılarını yoğunlaştırma ve yeni yedek askerler için seferberlik kararı aldı. Dün toplanan İsrail güvenlik kabinesi, yeni yedek askerler için seferberlik ilan edilmesine yeşil ışık yaktı. Toplantıda, Hizbullah’a yönelik hava saldırılarının yoğunlaştırılması kararı da alındı. Kara operasyonunun genişletilmesi planları ise reddedildi. Kararda, sınırdaki Bint Cbeyl köyünde 9 İsrail askerinin Hizbullah ile girdikleri çatışmada ölmelerinin etkili olduğu belirtiliyor. Saldırılarda şimdiye dek 33’ü asker 423’ten fazla kişi öldü. İsrail dün başkent Beyrut’un kuzeyindeki Lübnan askeri üssü ile devlet radyosuna ait bir yayın istasyonunu bombaladı. İsrail uçaklarının, BeyrutTrablus yolu üzerindeki askeri üsse saldırı düzenlediği ve bölgedeki yayın istasyonunun kullanılamaz hale getirildiği bildirildi. Üsse saldırıda ölen ya da yaralanan olmadı. İsrail’in Bekaa Vadisi’nde araçlara yönelik bombardımanında bir jandarma ve iki sivil öldü. İsrail ordu kaynakları, sınırdaki Bint Cbeyl ve Marun El Ras’ta onlarca Hizbullah militanının öldürüldüğünü kaydetti. Hizbullah da İsrail’in kuzeyindeki bir kimyasal tesisi vurdu. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres, insani krizin sona erdirilmesi için çatışmaların durdurulması gerektiğini bildirdi. ‘Rice konferansı öldürdü’ Lübnan gazeteleri, İsrail ile Hizbullah arasında derhal ateşkes sağlanamamasından ABD’yi sorumlu tutarken sol eğilimli Es Sefir gazetesi, ‘‘Ateş etmeyi sürdüren ABD Dışişleri Bakanı Roma konferansını da öldürdü’’ manşetini attı. En Nahar gazetesi, ‘‘AmerikaAvrupa çatışması Roma konferansını başarısızlığa uğrattı’’ başlığını kullandı. El Enver, ABD’yi konferansın ateşkes çağrısı yapmasını engellemekle suçladı. İngilizce Daily Star gazetesi ‘‘Cinayete yeşil ışık’’, Fransızca L’OrientLe jour gazetesi ‘‘Yavaş yavaş aciliyet’’ başlıklarını kullandı. Fransız basını, ABD sayesinde İsrail’in saldırılarını sürdürmesine yeşil ışık yakıldığı yorumunda bulundu. ‘‘Savaşa yeşil ışık’’ başlığını atan Liberation, ‘‘İsrail, Amerikalıların taktik desteğine güvenebileceğini biliyordu’’ dedi. Teröre karşı terör mü? Bugün İsrail’in Filistin ve Lübnan’a karşı yeniden başlattığı saldırılar terör örgütü olarak tanımladıkları Hizbullah’a ve Hamas’a karşıdır. Antiemperyalist başkaldırı terör değildir. ABD ve Avrupa’nın büyük devletlerinin Ortadoğu’da başlattıkları yeni sömürgeciliğe karşı hareketler, kurtuluş hareketleridir. Mustafa Kemal’in Anadolu’da 1919’da başlattığı Kurtuluş Savaşı da Avrupa tarafından terörist başkaldırı olarak adlandırılmıştır. Batı emperyalizmi bunu hep yaptı; dün de, bugün de. ABD ve AB bugün Cumhuriyet’e ve Lozan’a karşıdır. Kendi teröristlerini bize karşı örgütlüyorlar. Kuzey Irak’ta Talabani ve Barzani ABD ve AB’nin temsilcileri ve işbirlikçileri konumundadırlar. Bu işbirliği Arap ülkeleri, İran ve Türkiye’ye karşı yapılmakta ve yeni sömürgeciliğe destek vermektedir. İsrail bölgede ABD ve İngiltere’nin öncü gücü olarak Hizbullah’a ve Hamas’a karşı saldırılarda bulunurken PKK ile işbirliği yapmakta ve onu bölgedeki bir maşası olarak kullanmaktadır. Bu nedenle bölgedeki terör ve başkaldırı hareketleri siyah ve beyaz gibi iki ayrı çizgide yürüyor; 1. PKK, Talabani, Barzani örneklerinde olduğu gibi yeni sömürgeciliğin kullandığı örgütler vardır. 2. Hizbullah ve Hamas gibi ABD ve Avrupa sömürgeciliğinin bölgedeki faaliyetlerine karşı koyan antiemperyalist örgütler bulunmaktadır. Bu gerçeği kimse inkâr edemez. Bu net gerçeğe rağmen bizde kimi medya çevreleri, ‘‘emperyalizme karşı başkaldıran örgütlerle, sömürgecilerle işbirliği yapan teröristleri’’ özellikle aynı kefeye koyuyorlar. Bunlar Ortadoğu’ya Bush yönetiminin gözlükleri ile bakanlardır. Kısacası işbirlikçilerdir... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Gazze’de acı dinmiyor İsrail askerlerinin önceki gün Gazze’ye düzenlediği saldırılarda 3’ü çocuk olmak üzere 24 Filistinli öldü, yaralıların sayısı ise 90’a yaklaştı. Evlerinin bombalanması sonucunda ölenler arasında 7 aylık Şahit Ukal ve kız kardeşi 3 yaşındaki Mary ile anneleri Esma’da bulunuyor. 3 yaşındaki Suat Habib de ölen çocuklar arasında. Şahit, Mary ve Esma’nın cenazesi İsrail karşıtı sloganlara sahne olurken ölenlerin acılı yakınları gözyaşlarına boğuldu. İsrail’in dünkü saldırılarında da 3 kişi öldü. (Fotoğraf: AFP) Bir ABD gazetesi, Ankara’nın ‘Ateşkes olması koşuluyla’ uluslararası güce katılacağını ileri sürdü ‘Türkiye asker gönderme fikrine açık’ Dış Haberler Servisi Türkiye’nin Lübnan’a konuşlandırılması düşünülen uluslararası güce asker gönderme olasılığı çeşitli platformlarda tartışılırken Amerikan Los Angeles Times gazetesi, Türkiye’nin uluslararası güce katılma fikrine, ateşkes kararına bağlı olarak ‘‘açık’’ olduğunu aktardı. Gazete, Meclis’in veto kullanmasından kaygı duyulduğunu da yazdı. Türkiye’nin İsrail ile iyi ilişkilerinin olduğunu, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora’nın da Türk katkısını olumlu karşılayacağını söylediğini dile getiren gazete, üst düzey bir Türk yetkilisinin de, Ankara’nın İsrail’le Hizbullah arasında ateşkes olması koşuluyla fikre açık olduğunu söylediğini kaydetti. Yetkili, ‘‘Elbette askerlerimizi bir cehenneme göndermek istemiyoruz ve kuralların ne olacağını bilmek istiyoruz’’ dedi. Bazı Türk yorumcularının da güce katılmanın Türkiye’yi güçlendireceğini öne sürdüklerini belirten gazete, ‘‘Bazıları ise, hükümet katılmaktan yana tavır alsa da Meclis’in fikri veto etmesinden kaygılanıyorlar’’ diye yazdı. Gazete, ABD güçlerinin Türkiye üzerinden Kuzey Irak’a girmesine olanak sağlayan tezkereyi TBMM’nin onaylamadığını da anımsattı. İsrail’in eski başbakanlarından Ehud Barak da, Lübnan’a konuşlandırılması planlanan gücün sadece Hıristiyan gücü olduğu görüntüsü vermemesi gerektiğini belirterek ‘‘Türkler ikna edilebilirse etkin olurlar’’ dedi. ABD VE İSRAİL’İN PLANI MAHMUT GÜRER ANKARA Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, ABD ve İsrail Lübnan’a harekât başladıktan hemen sonra bölgeye uluslararası güç konuşlandırılması konusunda fikir birliğine vardı. ABD’nin konuyu BM Güvenlik Konseyi’nin gündemine de bir karar tasarısı ile taşıyacağı kaydediliyor. ABD ve İsrail’in bölgeye 30 bin kişilik bir askeri gücün konuşlandırılmasını isteyeceği belirtiliyor. Bu gücün en önemli görevinin ise Hizbullah ile mücadele olacağı vurgulanıyor. 15 bin askerin İsrail sınırındaki Bint Cbeyl kenti ve çevresinde, 15 bininin de çoğunluğu Bekaa Vadisi olmak üzere Suriye sınırında olacağı kaydediliyor. ABD ve İsrail’in ise komuta görevinin Türkiye’ye verilmesini istediği kaydediliyor. Washington’ın buna gerekçe olarak ise, Türkiye’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olmasını göstereceği belirtiliyor. Ankara görevi kabul etmezse komutanın Fransa’ya verilebileceği dile getiriliyor. DİSK üyeleri ‘‘Dünyanın bütün barışçıları birleşin! İsrail’i durdurun’’ kampanyası kapsamında İstiklal Caddesi üzerinde meşaleli yürüyüş yaptı. (Fotoğraf: SALİM HALİMOĞLU) DİSK’ten İsrail’e barış mektubu İstanbul Haber Servisi DİSK, ‘‘Dünyanın bütün barışçıları birleşin! İsrail’i durdurun’’ kampanyası kapsamında dün İsrail hükümetine barış mektubu gönderdi. Mektubun ardından İsrail İstanbul Başkonsolosluğu’ndan görüşme talebi aldıklarını açıklayan DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, bugün konsolosluk yetkilileri ile bir araya geleceklerini bildirdi. DİSK yönetici ve üyeleri, dün kampanya kapsamında Levent’teki İsrail Başkonsolosluğu önünde bir araya geldi. DİSK üyeleri ‘‘Katil ABD Ortadoğu’dan def ol’’, ‘‘Lübnan halkı yalnız değildir’’, ‘‘Savaşa hayır, barış hemen şimdi’’ sloganları atarken Çelebi, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’e göndereceği mektubu okudu. Çelebi, İsrail halkının da İsrail hükümetini protesto ettiğini belirterek ‘‘İsrail yanlış politikalardan vazgeçerek sadece Filistin ve Lübnan halkını değil kendi halkının da geleceğini karartmasın’’ dedi. ÖDP’den destek Öte yandan DİSK üyeleri, dün Taksim Gezi Parkı’nda gün boyu oturma eylemi yaparak ve akşam saatlerinde İstiklal Caddesi üzerinde meşaleli yürüyüş yaparak İsrail’i protesto etti. ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu ve ÖDP il yöneticileri, DİSK’lileri ziyaret ederek eylemlerine destek verdi. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle